ABONE OL
ABONELiKTEN AYRIL
www.kmarsiv.com
Arşivimiz
Yazarlarımız


Sizden Yorumlar
İletişim
Reklam
Gizlilik İlkeleri
HiÇBiRYERDE - IN NOWHERE LAND

 19 Nisan 2002 - Kahve Molası


Tekrar merhabalar. Sonunda Cuma'yı bulduk. Pazartesi'nin de tatile katılmasıyla tam 4 günlük tatile giriyoruz. Kaçış için uygun bir ortam, hepinize iyi dinlenmeler. Size bugün tatilde hoşça vakit geçirebilmeniz için birkaç alternatif önereceğim. Ama biliyorsunuz bu bayram çocukların, kendinizden çok onları düşünün olur mu?

Tam yazmaya başladığım da yeni bir virüs uyarısı aldım. "W32.Klez.h@mm" 17 Nisan da bulunduğu için henüz yeni ama tehlikeli bir kurtçuk. Adres listenizdeki herkese bilgisayarınızdan rastgele seçtiği dökümanları iliştirip yolluyor. Virüs korumanız varsa korkmanıza gerek yok, ama hala edinmediyseniz belki bu işinize yarar.
"http://www.antivirus.com/vinfo/virusencyclo/default5.asp?VName=WORM_KLEZ.E"
Sayfaya girip yönergeleri dikkatlice takip edin. Bir de "Fix Tool" hazırlamışlar, gönül rahatlığıyla kullanabilirsiniz. Size tavsiyem maillere ilişik olarak gelen, .bat, .pif, .exe, .com uzantılı hiçbir dosyayı çalıştırmayın, derhal silip atın.

Hafta sonu Kahve molasına mola veriyoruz. Tatil ertesi görüşmek üzere virüssüz günler dilerim. Bir sonraki sayıda buluşuncaya kadar bulunduğunuz yerden bir adım öne çıkın. Sevgiyle...

Cem Özbatur, Editör

 Kahvehane Sahibinden


Mail Zincirleri

"10 dakika içinde bu maili 10 kişiye yollarsan, tüm dileklerin kabul olacak". Bu başlıkta günde kaç mail alıyorsunuz kimbilir. Çarşamba günü size SPAM den söz ederken, adres çöpçülerinden bahsetmiştim. İşte bu türden mail zincirleri de bu türde uyanık çöpçülerin adres toplama yöntemlerinden sadece biri. Hele birde duygusal yönümüze seslenip, "Nezleli Mark'ı mutlu etmek istiyorsanız bu maili aynen adres listenizdeki herkese yollayınız" demezlermi. Bakın bunların uzaktan yakından şansla veya mutluluk reçetesiyle ilgisi yok. Forward ettiğiniz her mesaj içinde onlarca adresle birlikte bir başkasına gidiyor. Sonunda bu mailler çöpçülerin eline geçtiğinde de 3 milyon adresli cd lere dönüştürülerek tanesi 99$ dan pazarlanıyor. Siz siz olun, bu türden maillere itibar etmeyin.

Sırası gelmişken birde mail yollama alışkanlığımıza değinmek istiyorum. Bir arkadaşımızdan gelen ve hoşumuza giden bir yazıyı diğer dostlarımızla paylaşmak istemekten daha güzel birşey olamaz. Amma, gelen maili olduğu gibi forward etmek yerine, gereksiz başlık ve adresleri silerek yollarsak, hem bize o güzel yazıyı yollayan arkadaşımızı afişe etmemiş hem de mail sunucumuzu gereksiz büyüklükteki maillerle meşgul etmemiş oluruz. Günde yüzlerce mail alan ve onlarca yanıt veren biri olarak, bunu yapmanızı özellikle rica ediyorum sizden. Allah hepimizi, esas mesaja beşinci attachment'ı açtığımızda ulaşabildiğimiz maillerden korusun:-))

 Kahvecinin Günlüğü


  • 21.Uluslararası İstanbul Film Festivali sürüyor. Denetleme Kurulu aklın yolunu seçti ve alt kurul tarafından kendilerine yollanan "9" ve "Hiçbiryerde" ye işletme ruhsatı verdi. Konuyla ilgili olarak "Hiçbiryerde" nin yapımcısı Zeynep Özbatur'dan düşüncelerini bizimle paylaşmasını rica ettim, sağolsun beni kırmadı:-)) Kahve Özel aşağıda.


  • Bilmem biliyor musunuz? Sihirli Salı Grubu, her salı Maya Sahnesinde İllüzyon gösterisi yapıyor. Bugünün kahvecisi segili Altuğ Yücel de bu grubun üyelerinden biri. 23 Nisan da, Erdinç Demiray çocuklar için saat 14:00 de özel bir gösteri sunacak. Alın çocuklarınızı gidin işte ne bekliyorsunuz.

    Maya Sanatevi:
    İstiklal Cad. Halep İşhanı 140/20 Beyoğlu
    Telefon:212.252 74 52


  •  Kahve Özel - Hiçbiryerde


    Sevgili Kahve Molası okuyucuları,

    Dün açıkçası oldukça heyecanlı geçen bir gündü. Ama sonuç sanıyorum ki bir sanatsever, bir yurtsever olarak herkesi mutlu edecek. İlk gösterimi 26 Nisan 2002'de yapılacak olan ve devamında eylül ayında vizyona girecek olan 'Hiçbiryerde' isimli film üst denetim kurulunda 4'e 3 oyla sansüre takılmamış oldu. Bundan sonra kararı izleyici verecek...

    Sizlere bu konu çerçevesinde film yapımcılığı hakkında birazda olsa farklı şeyler anlatmak istiyorum. Türkiye'de genellikle filme 'parayı yatıran kişi olarak' algılansa da, iyi bir senaryo ve iyi bir yönetmen nasıl bir filmm için vazgeçilmezse, iyi bir yapımcı da filmin yaşamasındaki en önemli etkendir. Çünkü sadece filmi çektirmek ve ekonomik koşulları sağlamak değildir yapımcının işi,esas olan filmin stratejisini kurmak ve beklentiyi doğru saptamaktır. Bu ikiside kolay ve herkes tarafından 'çok kolay yapılabilir ' gibi algılanıp, herkes bir şekilde 'yapımcı'lık yapmaya çalışsa da, hiçte sanıldığı kadar kolay değildir. Hele yeni kuşak yapımcılardan biri olarak, bunun önümüzdeki yıllarda daha da farklı durumlara geleceğini ve zorlaşacağını söylemeden yapamayacağım. Hele hele tüm dünyada 'yeni yapımcı' kriterleri konmaya çalışılıp , konferanslar, workshoplar düzenlenirken bu işin ciddi bir bilgi ve hatta ilim olduğunu söylemeden edemeyeceğim...

    Şimdi dün yaşamında önemli bir gün geçiren 'hiçbiryerde' ile ilgili birkaç şey yazmak istiyorum. Öncelikle, çok önemli bir deneyim olduğunu belirtmeliyim. Ancak 26 Nisan''dan itibaren o kendi yoluna devam edecek.. Yani ben çocuğumla yavaş yavaş vedalaşıyorum, biraz hüzünlü olsada böyle...Onun yolu çizildi ve açık olacağını hem ben, hem filmin yönetmeni Tayfun Pirselimoğlu biliyoruz. Çocuuğumuzla herkes 26'sında tanışırken, biz vedalaşıp ona yolun açık olsun diyeceğiz...Açıkta olacak zaten. Artık sırada yeni projeler var...

    Ama bu projede unutulmazlar var; bir tanesi bu filmin yapımcılarından biri Kadri Yurdatap. Onun 93. filmiydi benimde ilk filmim(daha önceki filmim Lola'yı unutmuş değilim, ancak orada co-prodüktör olduğum için, belki de ilk filmim olarak bu filmi bana çok daha fazla gurur verdiği için) önemli bir paylaşım ve işbirliği oldu.

    Bu proje hayatımda bir dolu özel insanla tanışıp , çalışmamı sağladı...
    Bunların başında elbette yönetmenimiz Tayfun Pirselimoğlu geliyor... Çünkü çok güzel ve özel bir film çekti...Ve en önemlisi her aşamada bana büyük destekti... Birlikte çalışmak büyük keyifti...

    Herkesin bir ailesi elbette var ama biz bu filmde o kadar özel bir aile olduk ki , bunu paylaşmalıyım...O aileden birilerine teşekkür etmek istiyorum. Elbette bir sürü yerde teşekkür edeceğim, ama ilk 'Kahve Molası'nda başlasın!

    Ancak ben burada öncelikle kamera arkasındaki o özel aileye teşekkür edeceğim...

    Sevgili Colen Mounier, Cengiz Onural, Natali Yeres, Nur Arık, Nezir Yücel bu filmde başından beri hep 'özel destek'tiniz...Çok özel ve güzeldi...Çok teşekkürler...

    Sevgili CO Production ekibi, Özlem Tuna, Nail Coşkun, Ebru Bora, Simnin Sinkil, Serkan Semiz, Hamdi Deniz, Ebru Akın, Funda Uysal, Ferah Doğan, Mehmet Hali.... Herşeyiyle filme sahip çıktığınız ve destek olduğunuz için...

    Sevgili Marina, film bölümünün oluşumunda birlikte yaptığımız herşey için, emek ve yorgunlukların için, paylaşımlarımız için,

    Kirkor Sahakoğlu, sana 'Özel' olduğun için, hep 'bizimle' olduğun için ve özellikle benim hep yanımda olduğun için,

    Ve son olarak;
    Reklam sektöründe dörtnala giderken, sinemacı olduğumu ben unutmuşken hatırlayıp, ilk projeyi önüme koyan ve beni hep cesaretlendiren, hep destekleyen Can Özbatur'a,

    Ve bu yoğunlukta annesine hep destek olan oğlum Ali Özbatur'a çok teşekkür etmek istiyorum.

    Çok şanslıyım...İyi ki bu işi yapıyorum...

    Herkesi filme bekliyorum...

    Zeynep Özbatur, Yapımcı

    Dip Not: Sevgili Cem bu güzel işin içinde bana yer verdiğin için teşekkürler!!!

     Değişik Kahve Tadı Arayanlara


    Hazır Kahve nasıl yapılır biliyor musunuz?

    Hazır kahve (Instant Coffee veya Granül Kahve) suda eriyen bir içecek! Eriyen partiküller "pişmiş bir kahvenin kurutulmuş hali" diyebiliriz. Yani önce kahve çekirdekleri öğütülüyor (Robusta ve Arabica karışık - genelde çok iyi kalite kahve kullanılmıyor), sonra kocaman bir kahve makinasından büyük bir "fincan" kahve pişiriliyor. Pişmiş olan fincan aynı posadan tekrar süzülüyor ve bu işlem bir kaç kez tekrarlaniyor.

    Şimdi elimizde çok sert bir fincan kahve var, ve bu fincanı sıvı halden kuru hale getirmek için soğuk hava ile rutubeti kurutuluyor (dry freeze) ve kavanozlara granül hale getirdikden sonra konuluyor.

    Bu granüller tekrar suya konunca eriyip "kahve" oluyor. Aslında kahve pişirmiyorsunuz, sadece tozu suda eritiyorsunuz.

    Olsun ben gene de çok seviyorum seni sevgili Hazır Kahvem. Yoksa ben bir tembel miyim, ne dersiniz?

     Enişte'den Erişte'ler : Ahmet Şeşen


    Sevgili Ahmet artık kendine bir köşe adı da buldu. Zaten 6 yeğenli biri olarak Enişte adını çoktan hakediyor. Yazdığı sürece bu köşe onun:-))

    Anahtar Teslimi

    Hatırlarsanız;Türk Sanat Musikisi ile TEST bölümüne zıplamıştık ( 17.Nisan.2002 - Kahve Molası ). Ve kahreden TEST ile tüm bir yaşamımızın ( okul, iş, aile, vs. ) altüst olduğundan söz etmiştik. 1998 yılında oğlum; ilkokul bitimi Anadolu Lisesi ve Kolej sınavlarına ( elbette TEST tekniği ile : ) girdi ( Ertesi yıl; 8 yıllık ilköğretim başladı ). 1993 yılında da ilkokula başlamıştı ve o yıllar her veli gibi bizlerde okul arayışındaydık. Bir yıl öne alırsak 1992'de de anaokulu. Ve o yılların arayışında; bilmem ne kadar para yatırıyorsun ilgili okula sonra kura çekiyorlar, kazanırsan devam ediyor, kazanamazsan paran kalıyor ! Neymiş efendim, eğer Anadolu Lisesi veya Kolej sınavı zamanında belirli bir kontenjan anlayışı ile sınavsız devam ediyorsunmuş. Ben de sinir olmuş, şöyle demiştim :
    " Bunlar işi iyice abartmışlar, yakında üniversite de açarlar, belli kontenjan ile alırlar. Hatta anaokulu açarlar, girersen ilkokula ve sonrasına devam... Hatta kreş açarlar, kurasız anaokuluna ve ilkokula ve devam.....Hatta Doğumevi Hastahanesi açarlar, burada doğurursanız kreş, kurasız anaokulu, ilkokul ve sonra devam... Hatta Düğün Salonu açarlar, evlenirseniz, doğum için ilgili hastahanede % bilmem kaç indirim, indirimli kreş, kurasız anaokulu ve ilkokul sonra devam... "

    Pek de yalan çıkmadı desem yeridir. Sonuçta; bilgisayar dünyasında pek sözü edilen anahtar teslimi çözüm : Nereden çıktı bu derseniz ? Ne dedi bizim vatandaşımız : " Abi, ben anlamam, bu yazılım paketi falan, felan ... Sen benim donanım dediğin cihazlarımı da temin et, netwörk felan diyorsun, onları da kur, anahtar teslimi hallet bu işi ! ".

    Diyelim çocuğunuzun geleceği için Galatasaray Üniversitesi'ni mi düşünüyorsunuz bu bekar halinizle ? ( Yaklaşık 20 yıl sonrayı konuşuyoruz ! ) Tamam... Atıyorum, önce; www.GS.com.tr adresine girin vasıflarınıza uygun bir eş için ilan verin ! Sonra o uygun kişiyle GS pastahanesi, GS sineması, GS pub, GS lokantası gibi yerlerde gezinin ! Eğer kararınız evlilik ise çeyizlerinizi GS Kredi Kartı ile GS Mağazaları'ndan yapın. GS Düğün Salonu'nda nikah kıyın ! GS Hastahanesi'nde doğurun ve GS Kreş'inde büyütün. Gerisini yazmaya gerek yok sanırım. İşte ben buna Anahtar Teslimi çalışma derim : Eminim siz, benden daha güzel anahtar teslim faaliyetler bulacaksınız !
    Not : BONUS olarak GS Asri Mezarlığı'nızda yeriniz hazır olacak ve 100 kişilik kontenjan eşliğinde itina ile gömüleceksiniz:-))

     Günün Kahvecisi : Altuğ Yücel


    İlk kez gazete sayfalarında tanıştık Azeri dili ile.
    Ne kadar da farklı idi kelime kullanımı ve dil mantığı.
    "Uçak inecek" yerine "uçak düşecek" diyorlardı mesela.

    Bazı kelimeler Türkçenin dik âlâsı idi.
    Bazıları da İngilizce ya da başka bir yabancı dilden aşina olduğumuz kelimelerdi.

    Cümle yapılarında ve telaffuzlarında ise kırsal kesim havası hakimdi.

    Bütün bunlar biraraya gelince de, biz Türkler için ortaya bir dil cümbüşü çıkıyordu.
    "Dalga geçmeyelim ya, ayıp" duygusu hakim olmaya başladı bir süre sonra.
    Gerçi dalga falan geçmiyordu kimse. Gülüyorduk.
    Ama insanların yazdığı, konuştuğu şeylere gülmek, vicdanlarımızı rahatsız etmeye başlamıştı.

    Araya biraz zaman girince, daha sağlıklı düşünmeye başladık.
    Biz, çelişkiye gülüyorduk. Bizim için "yere inmek " yerine "düşmek" kelimesinin gelmesi zıtlığın dikâlâsı idi.

    Ya da "silah" kelimesi yerine "yarak" kelimesini görmek beyin kıvrımlarımız arasında tuhaf gelgitler yaşamamıza neden oluyordu.

    Zıtlıklar, çelişkiler, ters anlamlar. Bunda O'nların hiçbir suçu yoktu.
    Bizim de.

    Gülüyorduk, çünkü çelişkilere, hiç olmayacak yerde hiç olmayacak şeylerin kullanımına, ters kullanımlara gülünürdü.

    Eğer problem diye bakılacaksa tek bir problem vardı:
    Değişik açıdan bakmak.

    Zaten mizah'ın tanımı da bu değil mi?

    Bütün bunları niye yazıyorum?
    Geçen hafta bir Azeri sitesi ile göz göze geldim.
    Aradım taradım ve "itiraflar" başlığı altında yazılanları buldum.

    İşte bunlardan bir tanesi.
    Takma isim, yani lakabı "Prezident".
    Başlığı:Mehebbet

    Men bir kız sevirem. O ise meni sevmir.
    Digeri meni sevir, men onu sevmirem.
    Bilmirem ne edim?

    Bu da bir başkası
    Yazan kişinin takma adı "c-qurd", "etirafın"ın konu başlığı "qisas"
    Yazıdaki "x" harflerini "h" olarak okuyun.

    Bundan uzun iller evvel bir qiz taniyirdim. Axirda bu qiza men de vuruldum.
    Sen deme, qiz da mene qarshi bir az qelbiyaniq imish.
    Day qiznan neler eledim o ozumuz qalsin.
    Bir az zaman kecdi. Artiq ish ciddileshirdi. o da bunu hiss edirdi.
    Anam özünü oldururdu, "almayacaqsan qizi" deye. Ne ise, hec ozunu paralamaghina deymedi. Qiz meni terk etdi.
    Niye? Universal sebeb: Pulsuzluq.

    Getdi en yaxin "dostumla" evlendi.
    Onun qisa donemde istiqabali menden daha yaxshi idi.
    Butun elaqelerimi kesdim onlarla...

    Yaa, işte böyle sevgili dostlar. Editör'ün dediği gibi "bulunduğunuz yerden bir adım öne çıkın" bakın neler göreceksiniz.

    Fikirleriniz menden oteri vacibdir, indiden teshekkur edirem.
    Sevgilerimle...
    Altuğ Yücel

     İşe Yarar Kısayollar


    http://www.bookinturkey.com/
    Tatil geldiği için belki yakın, uzak biryerlere kaçmak istersiniz. "Book In Turkey" bu iş için biçilmiş kaftan. Bir ziyaret etmenizde yarar var. Ben Pazar gününü Polonezköy'de geçirmeyi planlıyorum. Ne dersiniz? Değmez mi?

    http://www.tikabasa.com
    Yemekle aranız nasıl bilemem ama ağız tadınıza uygun tarifler bulabileceğiniz güzel bir siteyi incelemenizi öneririm. İster kendiniz yapın, isterseniz sevdiğinize yaptırın. Hiç olmazsa işin mideden geçen tarafını halledersiniz:-))

    http://eczane.tr.net/
    Hiç gece yarısı nöbetçi eczane aradınız mı? Valla ben emzik bile aradım. İşte size nöbetçi eczaneleri şıp diye bulabileceğiniz bir adres. Adamlar yapınca yapıyor:-))

    http://www.ttrehber.gov.tr/
    Türk Telekom'un hazırladığı 118 bilinmeyen numaraları bulma hizmeti. Belki görmüşsünüzdür ama işe yarayacağından eminim.

     Damak tadınıza uygun kahveler


    Picture and Sound Show v3.0 [308k] W9x/2k/XP FREE
    http://homepage.ntlworld.com/andrew.willemsen/pctsndsh.zip

    Bu sefer size güzel bir ekran koruyucu önereceğim. Bilgisayarınızdaki resim ve müzikleri kullanarak çok güzel bir slide show hazırlayabiliyorsunuz. Dosyayı yükleyip açtıktan sonra "setup.exe" dosyasını çalıştırın. O gereken yere yerleşiyor. Daha sonra Ekran koruyucuyu seçtiğiniz yerden "Picture and Sound Show" u seçiyor, ayarlar dan gerekli resimleri ve müzikleri tanıtıyorsunuz. Ta taa, ekran kotuyucunuz sadece size özel olarak hazır.

    IE Quickstart v3.0.0 [73k] W9x/2k/XP FREE
    http://www.iequickstart.com/Download/IEQuickStart-Exe.zip

    İnternete girdiğiniz de sürekli gittiğiniz birkaç adres birden varsa, bu ufacık program sayesinde bunları hepsini tek tuşla hemen açabiliyorsunuz. İnternet bağımlıları için gerekli bir araç:-))
    http://www.kmarsiv.com/sayilar/20020419.html 19 Nisan 2002 - ©2002-kmarsiv.com