|
|
|
26 Nisan 2002 - Necefli Maşrapa (!?) |
Merhaba dostlarım. Dün yaşadığım teknik sorunlar nedeniyle Kahve Molası birçoğunuza ulaşamadı. O nedenle bende Necefli Maşrapayı tekrar kullanıyor ve bugünkü sayıya, dün kullandığım bazı yazıları da ekliyorum. 2. baskıyı alacaklardan peşinen özür dilerim.
Dün bir öğretim üyemizden mail aldım. Bilim adamı olduğundan, vaktinin değerli olduğunu, bu tür şeylerle uğraşamıyacağı için abonelikten çıkarılmasını isteyen son derece nazik bir mesajdı. Gereğini seve seve yerine getirdim. Ama sonra şöyle bir düşündüm. Acaba bu vakit dediğimiz şey ne mene bir şeydir ki bizi böylesine esir alabiliyor. Hayatla boğuşurken bizi 3 satır yazı okumaktan bile alıkoyan bu "vakit" i yaratan biz insanlar, vakitsizlikle boğuşmayı neden beceremiyoruz bilemiyorum. Öncelikleri saptama konusundaki yeteneksizliğimiz mi bizi alıkoyan, yoksa yapmak zorunda olupta yan çizdiğimiz konulara kendimizce bir neden bulmak mı? "Çok meşguldüm" diye başlayıp, "arayamadım, gelemedim, okuyamadım, seyredemedim, teşekkür edemedim" lerle devam eden cümleler kurmaya olan alışkanlığımızı törpülemenin yollarını bulmalıyız. Gerçekten vakit hızlı akıyor. Yakalayamadıklarımıza yanmaktansa, vaktimizi iyi değerlendirip küçük mutluluklarla kendimizi ödüllendirmeyi denememiz lazım.
Nereden nereye gelmişim. Konumuz aslında abonelikten çıkan bilim adamımızdı. Hani, şu sol yanda bulunan tek tuşla abone işlemi yapmak yerine, bana uzun uzun abonelikten çıkmayı istediğini yazan ve vakit darlığından yakınan bilim adamımız. Sağolsun ne diyelim:-)) Genede ben günün bilançosunu vereyim. Abonelikten çıkan 4 kişinin yerine 11 yeni abone aldık. Yani "Kahve Molası" doğru yolda.
Bir sonraki sayıda buluşuncaya kadar bulunduğunuz yerden bir adım öne çıkın. Sevgiyle... Cem Özbatur
Tarayın, cinsel açlığınızı yatıştırın
Başlığa bakıpta kırmızı noktalı yazı okuyacağınızı sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Konumuz internette cinsellik. İnternete bulaşan her kişinin ilk merak ettiği yerlerdendir "porno siteleri". Bir kere bile bakmadım diyenin yüzüne şöyle bir bakın, doğru olduğunu hemen anlarsınız:-)) Ama napalım, madem elimizin altında böyle bir olanak var, kim beni Pamela Anderson'un mahrem yerlerine göz atmaktan alıkoyabilir.
Son derece albenili dizaynlarla donatılmış siteler aracılığıyla pazarlanan cinsellik, internetteki ticaretin %60'ını ele geçirmiş durumda.
Bilgisayarlar evlerimize girdi gireli, aile efradının yaşça küçük olanlarına uygulanması gereken kurallar zorunluluğu da kendiliğinden ortaya çıkıverdi. Gelişen tarayıcılarda bulunan güvenlik ayarları yardımı ile bu tür sitelere girişi engellemek elimizde. Yok eğer bu yol zor diyorsanız, o zaman da şifreli koruma sistemleri ile gezinti kısıtlaması getiren yazılımları kullanmanızı öneririm. Bu konudaki yetkin yazılımlardan biri Net Nanny. Doğru kullanıldığı takdirde, kullananın neden bu sitelere giremediğini öğrenmesi bile olanaksız hale gelebiliyor. Hoş şimdiki çocuklar, her türlü yöntemi altedebilecek yetenekte yetişiyorlar. Olsun, siz önleminizi alın da, n'olur n'olmaz maazallah.
21.Uluslararası İstanbul Film Festivali nde bitime 3 gün kala, sansürden kıl payı kurtulan "Hiçbiryerde" görücüye çıkıyor. Saat 19:00 da Beyoğlu Sinemasında.
MO HORIZONS KONSERİ
Gate Production organizasyonu ile Mo'Horizons konseri bu gece Underground'da gerçekleştirilecek. Ayrıntılı bilgi için...
Günün Kahvecisi : Altuğ Yücel |
Bir önceki Kahve Molamda, “geçen hafta bir Azeri sitesi ile göz göze geldim” deyip,
bu sitedeki “Etiraflar” bölümünden bir iki örnek vermiştim.
Bu Mola’da da örnekler sürecek.
İlk konuğumuz oldukça duygusal.
Şöyle yazmış:
Bir saytda bir qizin bele yazdigini gordum.
"Onsuzda dunyada butun insanlara nifret edirem. "
Sizin fikrinizi bilmek isterdim, siz demi hamiya nifret edirsinizmi?
Öbür örnek te tam aksi. Adam bir duygusuzluk âbidesi neredeyse.
Şöyle yazmış:
İnternetden bir qıznan tanış oldum. Ve ele oldu ki,onunla görüşdüm.
Neye göre?
Çünki evvelki qızlardan bezmişdim.
Onu tapdım. Her zaman ki, kimi qızları aldatmaq üçün işletdiyim
yalanlardan birini işletdim.
İyi güzel de bunu nasıl yapmış? Yazarı dinleyelim.
Onu ilk görüşde aşiq olduğumu dedim o da inandı.
İndi mene her gün zeng eleyir.
Ve son cümle tüm erkeklerin bir öz eleştirisi sanki. (Unutmayın;”x” harfini “h” olarak
okuyacaksınız.)
Yazıg, qız hele oğlanların nece mexlukat olduqlarından xeberi yoxdur.
Bazıları zırıl zırıl içini döküp bir kız tarafından sebepsiz yere reddedilişini
“qiz hech neden, meni ignore etdi”, diye yazarken, bazıları da “hoop arkadaş”
diyor “etiraf metiraf anladık ta, işin çivisini çıkarmayın":
Men bu sayta artiq 3-4 aydirki girirem, amma etiraflar gushesinde yazilanlari
hele indi oxumaga bashlamisham. Texminen bir hefte olar.
Burada yazilanlar chox xoshuma geldi, saytda bele bir gushenin
yaranmasinda eli olanlara xususi teshkkurumu bildirmek isterdim.
(Etirafçımız bir cümle sonra sadede gelecek.)
Etiraflarin hamisini oxudum, bezilerinin cavablarini da oxudum. Amma,bir
shey menim chox xoshuma gelmedi, ye’ni bele olmasini hech istemezdim.
(Bakalım niye istemiyormuş?)
Heyifki etiraflarin choxunu turkler yazmishlar. Axi bele olmaz, bes bizim
yazarlar hani.
Niye Turkler bizden chox yazmalidirlar.
Onlar ozlerinin etiraf.com saytinda da yazirlar, bizimkinde de??!
(İtiraf.com’un ünü yurtdışına taşmış ta haberimiz yok!)
Men chox isterdim bizimkiler daha chox nezer yetirsinler bu sayta,
bizimkilerin yazdiqlarini oxumaq menim uchun daha xoshdur.
(Eh! Haksız değil. Herkese yurdunun insanına ait şeyler daha hoş geliyor.
Dert bile olsa, bu böyle demek.)
Bu haftaki Kahve Molamızdan, bir “etirafçı”nın cümlesiyle ayrılalım.
Bashinizi chox agratdigim uchun uzr isteyirem. Arzu ederdim bundan
sonra men isteyen kimi olsun, ve heminin arzusu yerine yetsin.
Sevgilerimle...
Altuğ Yücel
Acı Kahve Hatırına : Çağhan Tansel |
BUGÜN 23 NİSAN GERÇEKTEN DOLUYORMUŞ İNSAN
İki gün önce hayatımda ilk kez 23 Nisan dolayısıyla televizyon karşısına geçtim. Bilinçli bir şekilde 23 Nisan'ın nasıl kutlandığını görmek için kendime bir program yaptım ve izlenecek programları belirledim. Bu kısımda çok zorlandığımı belirtmeliyim çünkü ilk başta amacım mevcut program çeşitleri arasından en çok merak ettiklerimi seçmekti. Fakat yayın akışlarına baktığımda herhangi bir çeşit olmadığını görünce ilk hayal kırıklığımı yaşadım ve programın önemli bir kısmını serbest bırakmaya karar verdim.
Tüm gün televizyon başında çektiğim eziyetlere ayrıca değineceğim onun için önce yıldızlı pekiyi kısmına geçelim önce. (23 Nisan diyorsak çocukluğumuzdaki terimleri de kullanmalıyız)
NTV'ye yıldızlı pekiyi. 23 Nisan'da NTV'yi sınıf birincisi ilan ettim. Bunun iki nedeni var. Birincisi tüm gün boyunca çok iyi bir yayın ortaya çıkarmaları ikincisi de sınıfta başka kimsenin olmamasıydı! Diğer televizyon kanalları o kadar gerideydiler ki NTV'nin bulunduğu bir sınıfa onları da almak haksızlık olurdu.
Her zaman söylenir, "29 Ekim'de, 10 Kasım'da, 23 Nisan'da...vs. artık farklı şeyler yapılsın. Dedelerimizin bile ezberlediği kutlamaları yapmaktan, tekrarlamaktan herkes sıkıldı" diye. İşte NTV bu 23 Nisan'da farklılığıyla öne çıktı ve gerçekten dişe dokunur bir yayın yaptı. İnsanları gülümsetebilmek adına Ünlüler Karması ile Beşiktaş 9-12 yaş Dünya Üçüncüsü futbol takımının maçı çok güzel ve yaratıcı bir organizasyondu. Ünlüler takımının teknik direktörü olan Yılmaz Vural en iyi yaptığı işlerden birini burada da gösterdi, yenilgiye çok güzel mazeretler buldu. Beşiktaş'ın yetenekli küçükleri kendilerinden neredeyse iki kat büyüklükteki "kütlelere" karşı harika mücadele ettiler, futbolun güzelliklerinden örnekler verdiler. Ünlülerin toplamda yarım saat bile koşamamaları ülkemiz gençlerine çok kötü bir örnekti zira söz konusu ünlülerin hayatlarında hiç doğru dürüst spor yapmamış olmalarını gözler önüne serdi! Tamam, herkes futboldan anlamak ve futbol oynamak zorunda değil ama insan koşmayı da bilmez(!) Bir de ikili mücadeleler vardı ki gerçekten anlatılacak gibi değil. İnsanın gülmekten midesine ağrılar sokacak cinstendi.
Aynı şekilde Kardeş Aile Kampanyası da takdire değecek bir organizasyondu. Böyle önemli günleri fırsat bilerek toplum adına yararlı ve bunun da ötesinde çok önemli bir iş yaptı NTV. Teşekkürler ve bravo.
Gelelim bana 23 Nisan eziyetini çektiren diğer TV kanallarına. Tabi siz şimdi sorabilirsiniz "Kardeşim zorla mı bağladılar seni, niye izledin" diye. Sormakta da haklısınız ama kazın ayağı öyle değil, artık yirmi yaşındayım. Hayatımda tam yirmi yılımı geride bıraktım ve artık kendimden başka insanların da sorumluluğunu üstlenmenin zamanı geldi(!) İşte bu bilinç yüzünden 23 Nisan gösterilerini ve nasıl yayınladığına hala inanamadığım çizgi filmleri izledim. Gösterileri hepimiz biliriz, stadyumlar öğrenci ve velilerle, devlet erkanıyla dolar taşar. Öğrenciler garip şekillerle sahaya salıverilir, bazen de tribündeki öğrenciler kartonlarla "şov" yaparlar. Çocukların yüzüne baktım ve gerçekten acıdım! Kim bilir kaç aydır çalıştıkları anlamsız hareketleri tekrarlamaktan onlara da gına gelmişti ve en neşeli olmaları gereken günde yüzlerinde mutluluktan eser yoktu. Arkadan verilen komutlara uygun olarak, bazen düdük sesleriyle bazen de hocalarının kendilerini yönlendirmesiyle İvan Pavlov'un denekleri gibi hareket ediyorlardı. Tribünlerdeki daha küçük çocuklar da ne olup bittiğini anlamaya çalışıyorlardı, böylece de bu ülkede en sık başarmaya çalışacakları şeyin egzersizini yapıyorlardı. Bir iki saat bekledim, değişik hareketler, koreografiler olacak mı diye ama nafile. NTV'nin moralimi getiren yayınından sonra tekrar mevcut kanallara döndüm ve aman Tanrım! Çocuklara 23 Nisan hediyesi olarak verdikleri çizgi filme bakakaldım. Tahminen 20 yıl öncesinin bir Japon çizgi filmiydi. Japon kompleksinden mi kaynaklanıyordu bilmiyorum ama tüm karakterlerin gözleri yüzlerinin dörtte üçünü kaplıyordu! Sürekli konuşuyorlardı sürekli konuşuyorlardı. Diyalogların birbiriyle alakası yoktu ve konuşma hızları gittikçe artıyordu. Sonunda beynim dayanamadı ve kendini kapattı.
Gözlerimi açtığımda gece olmuştu ve son saatlerin aksine hoş bir tesadüfle tekrar Ünlüler Karmasıyla Beşiktaş'ın miniklerinin maçı televizyondaydı. En azından önümüzdeki 23 Nisanların daha yaratıcılıkla dolu geçeceğini umut ve hayal ederek tekrar maçı izledim, 10 yıl öncesine geri dönerek.
http://www.terapistim.com
Yaşadığınız stres dolu günlerde kullananabileceğiniz bir başvuru sitesi. Psikiyatrik bozukluklar, cinsel rahatsızlıklar ve ilişki sorunlarına detaylı olarak değinilmiş.
http://www.gigposters.com
Özellikle reklamcılar için hoş bir site. Amatör çalışmalardan, profesyonel dizaynlara kadar her türde ve her konuda, posterler, el ilanları kolleksiyon sitesi.
http://www.art.com/
Gene bir poster, fotoğraf, illüstrasyon sitesi. İsterseniz yüksek çözünürlükte çizimleri satın da alabiliyorsunuz.
http://www.cardsforfun.com/index.html
Çok hoş bir ücretsiz ecard sitesi. Oldukça geniş bir arşivi var. Dostlarınızı kartla hatırlamak isterseniz bir uğrayın derim.
http://nd2nd.puregraffiti.com/
Flash dan hoşlananlar için bir Bulgar graffiti sitesi. Oldukça ilginç şeyler bulacağınızdan eminim.
http://www.innisonline.com/
Ricky Martin'in yeni rakibi denilen Innis'in resmi web sitesi. Türk dostu yakışıklı hakkında bilmek istediğiniz herşey.
Damak tadınıza uygun kahveler |
Popcorn 1.20 176KB
http://www.ultrafunk.com/products/downloads/popsetup.exe
Daha önce Mailwasher diye bir mail kontrol programından söz etmiştim. Şimdi size tüy siklet bir kontrol programı
öneriyorum. Popcorn, dilediğiniz sayıda email hesabını kontrol ediyor. Başlıkları alıyor, dilerseniz mailleri okuyor, dilediklerinizi silebiliyorsunuz.
Yolculuk sırasında maillerinizi kontrol edebileceğiniz, bir diskete bile koyup taşıyabileceğiniz küçüklükte kullanışlı bir program. Denemenizi öneririm.
Tray helper v1.2 [933k] W9x/2k/XP FREE
http://trayhelper.republika.pl/Setup.exe
Başlat çubuğunuza epeyce özellik katabileceğiniz bir programcık daha. Maillerininiz kontrol edebilir, pop-up pencerelerinden kurtulabilir,
bilgisayarınızın saatini atomik zaman sunucuları ie senkronize edebilirsiniz.
|
|