KAHVE MOLASI


ABONE OL
ABONELiKTEN AYRIL
kmarsiv.com
Arşivimiz
Yazarlarımız


Sizden Yorumlar
İletişim
Reklam
Gizlilik İlkeleri
KAHVE MOLASI

 8 Mayıs 2002 - Şans Topu


Merhabalar Dostlar,

Haftayı yarıladık gene. Ne çabuk geçiyor zaman farkında mısınız? Aslında hızlı geçen zaman değil, akıp giden yaşam. Yaş ilerledikçe zamanın hızıda artıyor. Çocukken, geçmek bilmeyen 1 hafta, şimdi 2 göz kırpışı arasında. Kahve Molası için 21:00 de bilgisayarın başına oturdum, kafamı kaldırdığımda, yani şimdi saat olmuş 2:00. Gitti bir gün daha dostlar. Durup ne yaptım diye düşünmeye bile vakit kalmadı. Yapamadılar bir "pause" düğmesi şu yaşam için. Bas düğmeye dursun, hatta gerekirse bas düğmeye azıcık geri sarsın, hatalarımızı düzeltelim. Günü kurtardıktan sonra da basalım "play" e kaldığı yerden başlasın tekrar. Yaşam için uzaktan kumanda aletini bulan köşe olur eminim:-)) Neyse, saate bakınca moralim bozuldu da bu konuda biraz abur cubur laf edesim geldi. Siz beni ciddiye almayın. Kendinize zaman ayırın, durun, düşünün, sonra "play" e basın.

.........

Bugün hayallerimin gerçek olmasına ramak kalan 2 günden biri, Çarşamba şans topu günü. İkincisi de tahmin edebileceğiniz gibi, Cumartesi Loto günü. Ben Çarşambaları daha çok seviyorum. Zira yatırdığım parayı 3 aşağı 5 yukarı çıkarabiliyorum. Ama ya o cumartesileri, lotoya yatırdığım parayı, bankaya vadeli koysaydım, ne olurdu bilemem ama en azından arabanın deposunu 1 kere de olsa full yapabilirdim. Son zamlardan sonra önce kredi kartıyla benzin alışverişini kestim. Kredi kartıyla her seferinde doldurduğum depoyu, aklımca kontrol altına almak için cebimdeki paraya endeksledim. Bu seferde arada bir de olsa birarada cebimde olabilen 70 milyonu bir seferde benzinciye kaptırmaktansa, daha yararlı bir iş için kullanırım dedim ve azar azar almaya başladım. Deponun tavanı paslanmasın, benzin bitiyor diye barbar bağıran sarı ışık arada bir dinlensin diye 2 ayda bir dolu depo edinmeye çalışıyorum tabi ki. Bu arada benzin bitip 3 kere çevre yolunda kalınca akıllandım, artık bagajda bir benzin bidonu taşıyorum. Benzinciye kadar gidip, benzin koyacak birşey aramak beni yormaya başladı çünkü. Beni asıl kızdıran, 20 milyonluk benzin almanın süresi artık radyo da kanal değiştirmeye bile yetmiyor. Eskiden öylemiydi ya, doldur dedikten sonra dışarı çıkar, şöyle bir gerinir, çatırdayan kulunçlarımın sesini huşu içinde dinlerdim. Ahhh ah, nerde o günler....

Bir sonraki sayıda buluşuncaya kadar bulunduğunuz yerden bir adım öne çıkın. Sevgiyle...

Cem Özbatur

 Kahvehane Sahibinden


İnternet Bağlantınızı Paylaşın

Şirketlerdeki yerel ağlar üzerindeki tüm bilgisayarların tek bir internet bağlantısını kullanabildiğini biliyorsunuz herhalde. Zaten pekçoğunuz bu sistemi kullanıyor. Ama ya 2-3 bilgisayarlı küçük şirketler napıyor, tek bir dial-up bağlantıyı nasıl paylaşıyor biliyor musunuz? Hele 2. bilgisayarların yada işimizde kullandığımız laptopların da evlerimize girdiğini düşünürsek, bağlantı paylaşımının önemi ortaya çıkıyor. Öncelikle bilgisayarlarımızı TCP/IP protokolüyle birbirine bağlamamız gerekiyor. Bu iş için kullanacağınız ipin sağlam olması gerekiyor ki kopmasın. Şaka tabi canım. Bağlantı için mutlaka ethernet kartlarına ve kabloya ihtiyacımız var. 2 bilgisayarı tek bir kablo ile bağlamak belli koşullarda mümkün ama 2 den fazla bilgisayar için ya BNC kablo kullanmamız yada bir küçük HUB kullanmamız gerekiyor.Yani kısaca işyerimizde veya evimizde ufak çapta bir network'e herhalikarda ihtiyacımız var.

Şimdilik bu kısmı kısa geçiyor ve internet bağlantı paylaşımına geliyorum. Windows 98 in ikinci sürümünden itibaren bir internet paylaşımı seçeneği var. Ancak bu yöntemi deneyenler çoğu zaman hüsranla karşılaşabiliyorlar. Örneğin, ICQ gibi direkt bağlantı gerektiren programlar çalışmakta güçlük çekebiliyorlar. Eeee, Icq çalışmazsa internetin ne önemi var dimi ama:-)) Bu nedenle "bir bilenler" oturup, küçük ama her koşulda çalışan minik programlar geliştirmişler. Modemin bağlı olduğu makinada çalıştırıyor ve diğer bilgisayarların Icq dahil tüm internet nimetlerinden rahatlıkla yararlanmasını sağlayabiliyorsunuz. Bu programlar için en iyi örneklerden biri Analogx'in Proxy'sisi 251K'lık bu küçücük program boyundan büyük işler başarıyor. Denemek isteyenler için yükleme adresi: http://www.analogx.com/files/proxyi.exe.

 Kahvecinin Günlüğü


  • Uluslararası İstanbul Kukla Festivali

    Festival 8-16 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Cengiz Özek'in sanat yönetmenliğinde Ülker'in sponsorluğunda gerçekleşen '5. Uluslararası İstanbul Kukla Festivali'ne bu yıl Avusturya, İtalya, Japonya, Polonya, Bulgaristan ve Hırvatistan'ın yanı sıra Türkiye'den de topluluklar katılıyor. Toplam 15 topluluğu ağırlayacak olan festivalde gösterilecek oyunlara CRR Konser Salonu, Dulcinea, Maya Sanat, Küçük Sahne, Muhsin Ertuğrul Sahnesi ve İstanbul Çevre Okulları evsahipliği yapacak. '5. İstanbul Kukla Festivali' bugün saat 20.30'da CRR Konser Salonu'nda İtalya'dan Controluce Teatro D'Ombre'nin 'Didone ve Enea' adlı gösterisiyle açılacak.
    Ayrıntılı bilgi için Tel: 0212 291 51 96 (Kültür Sanat)


  • INTERNATIONAL LAZY SOUND SYSTEM

    İlk defa 13 Mart gecesi yine Babylon'da seyircilerin karşısına çıkan ve gerek dinleyicilerden gerekse müzik basınından oldukça iyi elestiriler toplayan International Lazy Sound System çesitli djler ve elektronik müzik adamlarından olusuyor. Gecenin ilk yarısında DJ'ler Andy, Dara, Ari ve Da Frogg hip hop, 80'ler detroit funk, miami bass, electro, electro techno, drum and bass, raga, jungle müzikleri çalacak. Gecenin ikinci yarısında ise DZA'nın electro-techno agirlikli canlı performansi ve onun hemen ardindan Dj Tag'in yüksek bpm'li tatlı-sert,enerji bombası niteliğinde kapanış seti var. Ayrıca geçen sefer geceye dansları ile renk katan breakdance ve robot dance ekibi de orada olacak!!! Saat 21:30'da.

    Babylon
    Şeyhbender Sk. No:3 Asmalımescit - Tünel / Beyoğlu
    Tel: 0212-292 73 68


  •  Günün Kahvecisi: Zeynep Özbatur


    Herkese merhaba,

    Güzellikleri ilk kez burada paylaşmak gerçekten çok keyifli...Dün kahve molası'nda bildirildiği üzere 'Hiçbiryerde' Montreal Film Festivali Official Competition bölümüne seçildi. Yani Uluslararası platformda dikkat çekti ve davet edildi. Aslında Montreal Film Festivali'nin başkanı Daniele Cauchard, geçtiğimiz günlerde İstanbul Film Festivali'nde 'Hiçbiryerde'nin yarıştığı ulusal yarışmada jüri üyesiydi ve filmi orada izledi. Ardından da bu daveti aldık. 'En iyi kadın oyuncu' ve 'Radikal Halk Ödülü' nün ardından bize bu yolun açılması da yeni bir 'ödül' hatta ödülden çok daha kıymetli... Biz yaptığımız işlerin yerine ulaştığını gömekten mutluyuz.... Üstelik halk ödülü ve jürideki tek yabancı konuğun bu filmi böyle desteklemesini çok 'değerli' buluyorum ve bunu sizlerle paylaşıyorum...

    Bugün 'değer vermek' ve 'hoşgörü' üzerine birşeyler yazacağım. 'Değer vermek' anlık birşey değildir ya da hayatın içindeki içsel duygularımıza, beklentilerimize göre değişkenlik gösteremez, göstermemeli... Sakın bu giriş sizi şaşırtmasın, ben burada hayal kırıklıkları filan yazmayacağım. Sadece bu güneşli ve güzel bahar gününde, benim için ve elbette sizler için değerli olabilecek 'değerler'i farkettirmeye çalışacağım...

    Lütfen herkes bugün yaşamında ailesinden birilerine bir değer için telefon edip teşekkür etsin. Ben bu sabah annemi ve babamı arayıp, iyiki sizi çocuğunuz olarak doğmuşum diye teşekkür ettim... Kocama beni hep'değerli' bulduğu için, oğluma 'bana hergün hatırlattığı güzel duygular' için teşekkür ediyorum.

    Yaşamsal sıkıntılar bir yana, yaşamda en değerli şey' iç zenginliği' mizdir. Bir yerlere saplanıp kalmayın yolunuzu tıkarsınız....Özgürce ve hiç esirgemeden paylaşın duygularınızı ve değerini arttırın .'Değerini Bilin' farkedemediğiniz şeylerin. Ayrıntılar hayatınızı zorlaştırmasın, buna asla izin vermeyin. Ayrıca son olarak 'hayal kırıklıklar'ınızın bile değerini bilin, bir düşünün onların hepimizin içsel gelişiminde ne önemli katkıları var.

    Birilerini hızlı yargılayıp, hızlı cezalandırmayın... 'O'nunda bir 'değer' olduğunu ve sadece geliştirmesi ve zenginleştirmesi gereken yönleri olduğunu düşünün. Affedin...

    Son olarak, gerçi iki hafta geçti ama, benim için 'Hiçbiryerde'nin ilk gösterildiği 26 Nisan 2002 Cuma çok 'değerli'ydi. Yaklaşık 1,5 yıllık emeğin ilk kez seyirci ie buluşması, yaşamımda çok önemliydi. Sanki doğumun gerçekleştiği gün gibi...Çok ta farklı değildi aslında... Benim için çok değerli olan ailemin, dostlarımın ve ekibimin orada bulunması çok önemliydi...Birkaç eksik dışında herkes oradaydı. İşte o an hayata teşekkür ettim bana bu şansı verdiği için. O cuma akşamı, Beyoğlu'nun kalabalığında işinizden, yaşamınızdan vakit ayırdınız, benimle heyecanımı paylaştınız. İşime ve bana verdiğiniz 'değer' için hepinize çok teşekkür ediyorum. Bu benim 'bu işi' yapma nedenimi güçlendiriyor...

    Yaşamla ve sinemayla ilgili yazılarıma devam edeceğim... Unutmayalım ki her yaşam bir film hatta bir çok film yapacak kadar zengindir.. Bunun tadını çıkaralım... Bol 'değerli' ve 'filmli' günler diliyorum.

    Sevgiyle kalın,

    Zeynep Özbatur

     Ters Köşe : Mehtap Akdeniz


    Sıra dışı bir anı yaşamak isterken, sıradan olay yaşamak.

    Hafta sonu öğle saatlerinde alışverişten eve dönüyordum. Cep telefonum çaldı, baktım epeydir yüz yüze görüşmediğim çok eski bir iş arkadaşım.

    - Nerdesin, bir programın var mı?
    - Alışverişten eve dönüyordum, 3 dakika sonra evde olurum, bana gel.
    - Hemen seni almaya geliyorum, dışarı çıkalım. Boğazda birer kahve içelim..
    (Bu şu anlama geliyordu. 'Sana ihtiyacım var'.)

    - Tamam anlaştık ama bana izin ver alışveriş tipiyim şu an, tipimi değiştireyim bari.
    - Yok ben de öyleyim olduğun gibi gel..
    (Bu 'Sana hemen ihtiyacım var' demekti.)

    Beş dakika sonra arabasındaydım. 'Dur sana bir bakayım', 'Ay, fıstık gibi olmuşsun', 'Çok hayırsızsın', 'Çok şekersin' vs. ıvır zıvır hiçbir gereksiz girizgaha gerek duymadan, konuya girdim.

    - Hayrola?
    - Kocama sinirlendim.
    (Oh çok şükür çalıştığım konu çıktı, kaynak yaptırırken saçları yanmış olsaydı ne yapardım).

    - Ne yapmadı yine adamcağız.
    (Kadınlar erkeklerin yaptıklarına kızmaz, yapmadıklarına kızarlar genelde)

    - Sabahtan beri program yapmasını bekliyorum. Dönmüş bana ben bugün dışarı çıkmayacağım akşam üstü de evde maç seyredeceğim, dedi. Çıldırdım.
    (Bildiğim kadarıyla 4-5 senedir evliler, enişte bunu ilk yapıyor olamaz, garanti başka şeye kızdı bahane aranıyor)

    - Eve erkek alınca bunların olması normal, niye kızıp cildini bozuyorsun?
    (Sevgili ya da sponsor olsa, door to door servis olsa bak nasıl geziyorsun sabah akşam)

    - Söylenmeye başladım, 'Lütfen uzatma ben bu evde sorun istemiyorum' demez mi.
    (Enişte nihayet ağzındaki baklayı çıkarmış, 'Hayatımı yaşamak istiyorum')

    - Zırlamaya başlasaydın.
    (Bu evde sorun yok ama sorunlu bir kadın var, bunu ister misin? anlamına gelir).

    - Anında program yaptım, seni aradım. Ben gidiyorum diyince de 'Nereye gidiyorsun?' dedi.
    - Maç yapmaya deseydin.
    (Böylece hem tercih edilmiş olduğun programa tepkini vermiş olursun hem de ondan daha erkek olduğunu anlar)

    - Vurdum kapıyı çıktım. Beşte evde ol dedi arkamdan
    (Enişteme bak sen, hem kel, hem maço)

    - Ne var beşte?
    - Maç..
    - Ay içim şişti anlatma.

    Zırt zırt. cep telefonuna mesaj geldi sesi duyuldu.

    - 'Bakkala iki bira bir sigara ısmarlar mısın' diye mesaj atmış..
    - hıng!!!!!
    - Bizim sitenin ismini söyleyemiyor da bakkala..Dili dönmüyor..
    - Anladım!!!!!
    (Hiçbir şey anlamadım ama neyse).

    Anladığım bir şey var ki kadın bir hoşluk beklemiş ama nafile. Oysa her normal kadın hafta sonu erkeğiyle program yapmak, hatta bu programı da hafta içi mesai saatlerinde diğer hanımlarla tokuşturmak ister. Sıra dışı bir hafta sonu beklentisinin binlerce hazin sonu kadar sıradan bir olaydı bu aslında. Hemen konuyu değiştirip hayata takıldık. Saat altı gibi evime bıraktı beni. Arabadan indiğimde arkasından seslendim.

    - Heyyy!!! Meseleyi sakın uzatma.. Maç 1-1 berabere.

    Siniri geçmiş ve kocasına dersini vermiş mutlu kadına el salladım.. Peki kocasına sinirlenip, onca zamandan sonra niye beni aradı acaba? Benim aklımda bu soru kalakaldı hala. Kocalara ceza mıyım ben yoksa.. Olur mu olur valla...

    Sevgiyle kalakalın..

    Mehtap Akdeniz

     Acı Kahve Hatırına : Çağhan Tansel


    Empati

    Günlük hayat içerisinde sürekli ikileme düşen kişilerden misiniz? Cevabınız evetse size çok nadiren ikileme düşen biri olarak kolay gelsin diyorum. Ama bir dakika, herşeyden paçayı sıyırmak o kadar da kolay değil. Sürekli ikilemlerle, birşeyleri seçememeyle hayatını sürdüren insanlar için bu artık kanıksanmış durumdur, öyle veya böyle alışılır. "Böyle bir insanım n'apim" deyip işin içinden çıkılır. Peki benim gibi bunu nadiren yaşayan insanlar? İşte en tehlikeli durum budur. Hayatınız boyunca seçimler sizin için saniyelik kararlar olmuştur ama öyle bir an gelir ki bir konuda çakılır kalırsınız. Öyle mi olmalı böyle mi olmalı, hangisi daha faydalı olabilir, hangisini seçmeliyim? Aman Allahım anneme benzemeye başladım olamaz!!

    Kamu Hukuku dersindeyim. Tüm kamu hukuku hocaları gibi bizim hocamız da dersin içerisinde toplumsal ve gündelik sorunlarla bize bol bol fikir aerobiği yaptırmakta ve beynimizde fırtınalar estirmekte. Çeşitli konulardan konuşulurken birden hocamızdan "korsan" lafını duydum ve irkildim. Uzun süredir kendi içimde çetin ahlak savaşlarına neden olan konu mu geliyordu yoksa? Yanılmamışım. Konu tam düşündüğüm gibiydi, korsan yayınlar ve bunların ülkemizdeki bir hayli serbest olan satış durumları. Korsan ürünlerden bir şeyler alabilir miyiz alamaz mıyız? "Ben bir öğrenciyim ve maalesef(!) çok okuyan, araştıran, öğrenme isteğini bastıramayan bir öğrenciyim." diye düşünürken söz alan başka arkadaşlar bunu sözlü olarak ifade ettiler. Hocamız kendi maddi durumundan da örnek vererek korsan ürünlere kesinlikle karşı olduğunu ve kendisinin de hiç korsan ürün almadığını söyledi. Hemen zihnimdeki meydan savaşı alevlendi, meleklerimle şeytanlarım yerlerini aldılar. "Paran olmadığı zaman korsan al n'olmuş?". "Eğer korsan ürün alırsan kendi ideallerine ters düşersin". "İhtiyacın olan şeyleri almadan ideallerini nasıl besleyeceksin?". "Bunu yaparsan kendine saygın kalmaz, yapmamalısın. Senin bir eserin korsan alınsa sen ne yapardın?" İşte omzumdaki meleğin her zaman galip gelmesinin nedeni olan soru. Tüm tartışmaların sonunda bu soru geliyor ve her zaman aynı şekilde kararımı veriyorum. Ama yine de zaman zaman aynı savaşa geri dönmeme neden olan dürtmeler olmuyor değil. Kitabı yayınlanmış bir yazar olsaydım ya da albümü çıkmış bir müzisyen...Kendimi onların yerine koyduğum zaman hep zihnimdeki kuşkular boşalıyor. Tabi cebimdeki paralar da:-))

     Kahvehane Panosu


    Kadıköy Belediyesi'nin Tuzladaki hayvan barınağında ev arayan iki tane minik köpek var, ikiside dişi, ameliyatlı ve 1,5 yaşında, biri dalmaçyalı, diğeri rus finosu. Barınağın kurallarına göre, eğer 1 hafta içinde ev bulamazlarsa iğne ile uyutulacaklar.

    İlgilenenler için irtibat kurulacak kişi:
    AYŞE DOĞANCI
    TEL: 0216 310 56 99    CEP: 0555 251 26 84


     İşe Yarar Kısayollar


    http://www.dergibi.gen.tr/
    Edebiyat tutkunlarını saracak bir site. Edebiyat Portal'ı demek de yanlış olmaz. Bu ödeüllü siteyi ziyaret etmenizi tavsiye ederim.

    http://www.komiktv.com
    İlginç görüntülerle bezenmiş, yükleyip izleyebileceğiniz klipler bulabileceğiniz bir eğlence sitesi. Sıkıntılı bir anınızda ziyaret edin.

    http://www.alogurme.com
    Şehrin dağınık yerlerine dağılmış değişik ürünleri bulabileceğiniz bir sanal market. Vakti olmayanlar için denemeye değer. Yavaş yavaş internet üzerinden alışverişe alışmamız gerekiyor.

    http://www.geocities.com/redeyedsheclown845/redeyedsheclowntr.htm
    Dün size anlattığım kişisel sayfalara güzel bir örnek. 20 yaşında, geleceğin film yönetmeni, ilk kısa filmini yapmayı başarmış genç bir yetenek Gülay Onan. Başarılarının devamı dileğiyle...

     Damak tadınıza uygun kahveler


    Akıllı Ajanda [2MB] W9x/2k/XP ÜCRETSİZ
    http://myuksek.kolayweb.com/ajandam.zip

    Mercekle arayıp bulduğumuz yerli malı programlara güzel bir örnek. Türkçe Ajanda Programı. Yerli malların artması dileğiyle...

    ColorControl v1.0 [198k] W9x/2k/XP FREE
    http://aisle4.pair.com/personal/software/ColorControl.zip

    Windows'un renklerini denetim masasından değiştirmekten ürkenler için ideal bir mini program. Herşeyin rengini görerek deneyerek değiştirebiliyorsunuz. Monotonluktan bıkanlar için ideal:-)) Orhan Baba'nın kulakları çınlasın...
    http://kmarsiv.com/sayilar/20020508.html 8 Mayıs 2002 - ©2002-kmarsiv.com
    istanbullife.com