KAHVE MOLASI


ABONE OL
ABONELiKTEN AYRIL
kmarsiv.com
Arşivimiz
Yazarlarımız


Sizden Yorumlar
İletişim
Reklam
Gizlilik İlkeleri
KAHVE MOLASI

 14 Mayıs 2002 - Tıpkısının Aynısı


Merhaba dostlarım,

Yunanlılarla gen kardeşiymişiz. Ama onlar bu işe çok bozulmuşlar. Gen kardeşi falan bilmem ama tıpkısının aynısı olduğumuzu rahatlıkla söyleyebilirim. İnkar eden Yunanlı profesörü, buraya bir getirip şöyle 1 hafta misafir etsek, ne demek istediğimizi çok iyi anlar eminim.

Birkaç yıl evvel 1 haftalığına Atina'daydım. Pire'de limanın karşısında, İzmir'in Karşıyaka'sıyla İstanbul'un Caddesi karışımı bir mekan var. Sıra sıra uzanan dükkanlarının arasına sıkışmış kahvehanelerin önünde oturan, eli tesbihli, bıyıklı amcaları görseniz, "Vay Hüseyin Amca ne işin var burda " diye adama saldırasınız gelir. Atina'nın göbeğinde ki, Kemeraltı'yla Beyoğlu benzeri turistik mekanlarda, sizi kolunuzdan dükkana çeken hanutçuları, yürürken yere tüküren ahaliyi, 10 diyip pazarlıkta 2 ye razı olan işbilir satıcıyı, özbeöz Türk çocuğundan ayırmak için tek şansınız sağır olmamanız. Tek falsoları dilleri. O kadar da olacak tabi. 8 kişilik Dünya karması içindeki tek Türk olduğum halde gittiğimiz lokanta da garsonun, herkesten önce yanıma gelip "Türko senin için dolma var" deyişi şimdi bile kulaklarımda. Arka arkaya söylenen ortak kelimeler, yemekler, aradaki iletişimi bir anda akrabalık seviyesine getirebiliyor. Azcık büyükçe fincanlara yaptıkları kallavi Türk Kahvesine taktıkları Yunan Kahvesi adını bile size sunarken " Al Türko, onlara Yunan sana Türk Kahvesi" diyerek değiştirebiliyorlar.

Karşılıklı yaşanan sıcaklığı, fanatizmden uzak hissedebilenler için, Yunanlılar belki gen kardeşi değil ama gerçek birer kan kardeşi. Ben bunu bilir bunu söylerim. O Yunanlı profesöre "Atma Recep din kardeşiyiz" de dicem ama orda mola almak gerekiyor işte. Yıllarca içiçe, kucak kucağa yaşamış 2 milletin çocukları, iş din kardeşliğine gelince, onu becerememişler. Birbirimize ettiklerimizin başrolünü de bu benzemezliğe vermişler, başımıza ne gelmişse de ondan gelmiş. Avrupa'da ilk ziyaret edilmesi gereken yer oraları. Batı kültürüyle yoğrulmuş, bizden birilerini görmek için gidilmeli.

..........

Dün BBG ile ilgili yazdığım cümleler için, bir dozu aşmış eleştiri maili aldım gün içinde. Arkadaşım Gayecilerdenmiş. Ne edepsizliğim ne de salaklığım kalmış. Sağolsun. Üşenmedim bu akşam da oturup aralarında ki çiş yarışını seyrettim. Gencecik insanlar bu kadar mı alet olurlar düzeysizliğe yahu. Bekledim ki içlerinden biri çıksın da, " Sizinle aynı mekanda olduğum için kendimden utanıyorum" desin. Nerde, hepsi oyunun bir parçası olmaya devam ettiler. Gene hır gür, seyirciler atıldı dışarı falan filan. RTÜK'cüm allah aşkına şunlara birşey söyle de kendilerine gelsinler. Programı seyrederken o arkadaşımı da sıkça andığımı söylemeden geçemiyeceğim:-))

..........

Daha önce size söylemiştim. Hergün 25-30 tane Kahve Molası, posta kutuları dolu olduğundan geri dönüyor. Her seferinde farklı adreslerden geri dönüşler olduğundan, takip edip tekrar göndermek olanaksız. O yüzden elinize geçmeyen sayıları siteden okuyabileceğinizi hatırlatır, süregelen ilginizin eksilmemesini dilerim. Tam bunları yazarken bir arkadaşımın gönderdiği karikatür geldi. Cuk oturunca yattım yerlere. Bunu da sizinle paylaşmak istedim. Karikatürün sahibi Lazland'ın sitesine "İşe Yarar Kısayollar" bölümünden ulaşabilirsiniz.

İnatla her sayıda "Yazar Aranıyor" ilanı vermeye devam edeceğim. Ama nolur, başkalarından alıntı yapmayın. Kendi içinizden gelen, yaşama dair her konuda yazabilirsiniz. Ben bu yola baş koydum, hepinizi ünlü birer köşe yazarı yapacağım.

Bir sonraki sayıda buluşuncaya kadar bulunduğunuz yerden bir adım öne çıkın. Sevgiyle...

Cem Özbatur



 Kahvehane Sahibinden


İnternet Dehaları -2-

Dün size İnternet üçkağıtçılarından bahsetmiş ve bunların n'apmak istediklerini bir bilen varsa bana yazsın demiştim. Sağolsun, sevgili arkadaşım Erdoğan Gülboy beni kırmamış ve açıklamasını göndermiş. Sizin de okumanız için aynen yayınlıyorum:

..........

"Bugünkü yazında belirttiğin, "komisyon karşılığında sizin banka hesabınıza para transferi yapmamıza izin verir misiniz ... Mutamba kralının yeğeninin amca oğlu..." konulu yazında bir soru sormuşsun, bunlar ne iş için bize mail atarlar diye. Duyumlara göre bu tuzaklara düşen bazı aklı evvel vatandaşlarımız, bu kişilerle randevulaşmaktalar (tabi yurt dışında bir yerlerde), hatta randevu öncesi banka havale masraflarını paylaşmak üzere 2-3,000 USD mertebesinde katılım paylarını da bir güzel ödemekteler. Bu kadar salaklıkla yetinmeyip yurt dışında randevuya gidenler de, ellerinde cüzdanlarında, kredi kartlarında ne var ne yok soğana çevrilip, bazen de "soğan üstü dayak" menüsüne maruz bırakılarak gerisin geriye memleketlerine postalanmaktalar. Arkadaşımın tavsiyesiyle bunlardan birine, sizin önerdiğiniz % 25 - 30 yetmez, biz minimum %50'den çalışırız diye bir mail atınca hemen cevap verdiler, konuyla ilgileniyoruz, bize şahsi temas kurmak için bilgi verin diye... "

..........

Güler misin, ağlarmısın....

 Kahvecinin Günlüğü


  • SONER OLGUN

    Sevgili Soner, bu akşam Ortaköy Patika'da, Yaprak için çalıp söyleyecek. Sevenlerine, özellikle BAL'lılara duyurulur.


  • İLHAN ŞEŞEN

    Beşiktaş Kültür Merkezi'nde bugün saat 21:00 de İlhan Şeşen var. Biletler 22 ve 17milyon TL.


  • Uluslararası İstanbul Kukla Festivali - Büyülü Ağaç

    ‘Büyülü Ağaç’ 18. Ve 19 yüzyıl oyunlarından yola çıkarak hazırlanmış yepyeni ve dinamik bir oyun. Klasik bir Karagöz oyununda görebileceğimiz her ayrıntıyı bu oyunda da bulabiliyoruz. Özellikle Karagöz oyunlarının şamanizm etkisi altında ki özelliklerini epik bir yorumla bir araya getiren bu gösteride hareket ön planda. Dünya sahnelerinde sık sık sergilenen oyun çevre bilincini ve günümüz dünya sorunlarını işliyor.

    Dulcinea Saat: 22:00
    Meşelik Sk. No.20 Beyoğlu
    Tel: 0212-245 10 39 / 48 / 71


  • KAZIM KOYUNCU

    Kazım Koyuncu, kurucularından olduğu "Zuğaşi Berepe" adlı grupla yaptığı ya"Mişkunan" ve "İgzas" adlı albümleriyle müzik dünyasında kendine bir yer edindi. Bu grupta lazca Rock müzik yapan sanatçı geçen sene çıkardığı "Viya" adlı albümdew dinamizminden kaybetmeyerek daha etnik bir sound denedi. Koyuncu, Babylon'da "sıkı" bir orkestrayla şaşırtıcı bir performans vermeye hazılanıyor. Kazım Koyuncu - gitar, vokal, K.Sahir Gürel - kaval, perküsyon, Tarık Tüysüzoğlu - perküsyon, Selim Bölükbaşı - kemençe, perküsyon, Mahmut Turan - tulum, Umut Pelit - davul, İlhan Yabantaş - bas, Gürsoy Tanç - akustik ve elektrik gitar, Mine Kalaycı, Tuğba Bodur, Gökhan Birben - vokal

    Babylon
    Şeyhbender Sk. No:3 Asmalımescit - Tünel / Beyoğlu
    Tel: 0212-292 73 68


  •  Günün Kahvecisi : Zeynep Özbatur


    Herkese merhaba,

    Bugün biraz tiyatrodan bahsetmek istiyorum... Aslında birkaç güne kadar hepinize mail ile bilgileri gelecek ama ben işin farklı bir tarafında yeni hazırlanan bir oyunun ilk tanıtımını yapmak istiyorum. Oyunu Stüdyo Oyuncuları oynuyor....Yani yılladır örenci yetiştiren bir usta Şahika Tekand yazdı ve yönetti...Yine kendi yetiştirdiği oyuncular oynayacak...

    Şahika'yı ve Esat'ı uzun yıllardır tanırım. Hatta stüdyo'yu nasıl zorluklarla oluşturduklarına bizzat şahit olanlardan biriyim.

    Son yaptığım film 'hiçbiryerde'nin zorlu günlerinden birinde Sevgili Şahika ve Esat bana bu oyunu anlattıklarında onlar için elimden gelen herşeyi yapacağımı söyledim.

    Yaklaşık 2 yıllık bir aradan sonra geçen hafta Stüdyo'ya gittim. Niye bu kadar ara verdin diye sormayın, çünkü onlar beni her oyunlarından haberdar ettiler...Ancak film ile yoğun bir şekilde uğraştığım için bir trlü denk getiremedim. Stüdyo hiç değişmemiş, oyuncular artmış ama herşey ilk günkü 'ruh'unda...

    Şu anda hazırlafıkları 'Oidipus Nerede' nin hazırlıkları sürüyor... Üstelik oyuncular avukat, doktor, mühendis, mimar vs... Sadece tiyatro için oradalar... Ne zorluklarla bu oyunun çıktığını şu anda e iyi bilenlerden biriyim. Üstelik yakında başlayacak olan İstanbul Tiyatro Festivalinde ve sonra Yunanistan'da oynayacaklar...

    Şahika, hep aynı o değişmez heyecanı ile orada, 'stüdyo'sunda, 'oyucuları'yla...Sadece inandığı bir şeyi yıllardır çizgisi değiştirmeden yapıyor, başka yolların cazibesine kapılmadan inançla yürüyor...Hatta çok cazip teklifleri eliyle itivermenin keyfini çıkarıyor. Hiçbir yerden hiçbir destek almadan, bu yüzden kimseye öfkelenip sataşmadan, kimsenin canını acıtmadan sadece 'iyi' ve 'nitelikli' için savaşıyor...

    Şahika ve oyuncuları dünyadaki zorlu gözüken dünya işlerini 'Stüdyo'nun Kapısında bırakmışlar...İçeride daha 'zor'u başarıyorlar.

    'Oidipus Nerede?' İstanbul Tiyatro Festivali'nde 21 Mayıs'ta... Bu özel 'iş'i lütfen dikkate alın, kaçırmayın...

    Sevgiler,

     Enişte'den Erişte'ler : Ahmet Şeşen


    CHAT Türkçesi

    Bildiğiniz gibi bir Türkçe katliamı da CHAT odalarında yapılmaktadır. Aslında nece olduğu da belli olmayan bir dili var bu CHAT'in. Bilindiği gibi kısaltma kelimeler var : NBR, İİ, SAOL gibi. Argo var : KANKA, NAŞNAŞ gibi. İngilizce kısaltmalar var : ASL, U gibi. Daha önce de yazmıştım : KLAFYE, SOFBET, EWET, MUCUX gibi türetme kelimeler de var. Neyse uzatmadan öyküme geçeyim :

    Geçtiğimiz yıl ne menem birşeydir bu CHAT acaba diye ben de girmek istedim. Bir de oğlum var ya acaba onu daha iyi anlayabilir miyim diye daldım odaya. Hemen giremezsin sana bir nickname lazım dediler. Aldık bir lakap daldık sohbet odalarından birine. Bir süre gözlemlemeye çalıştım. Girenler SELAM veriyor, gidenler EYVALLAH diyor ve arada bir sürü ıvır kıvır muhabbetler. Ben de SELAM verdim sağa sola... Hiç kimse tınmıyor, cevap yok. Herkes birbiri ile konuşuyor ama benimle konuşan yok ! Sıkılmaya başladım elbette, ben de espri yapabilirim ama biraz İLGİ bekledim. Düşün, taşın, derken aklıma bir fikir geldi ve uyguladım : Hemen 2.bir nickname aldım ve kendi kendimle konuşmaya başladım : Chat keyfini yaşamam engellenemezdi ! Helal olsun, karşı taraf tam da düşündüğüm gibi cevaplar veriyordu, tam istediğim esprileri yapıyordu : Çok eğlendim ve bir anda bir sürü dost kazandım.

    Herkes benimle sohbet eder olmuştu ama başıma yeni bir bela aldım. Yetişemiyordum ! Dön 1.nick'e cevap ver, dön 2.ye cevap ver, her ne kadar bilgisayarcı olsam bile hızlı daktilocu değilim elbette ! Zaten şu teknolojiye bir ayak uydurabilsem :-)) Cep telefonunu bile doğru dürüst kullandığım söylenemez. Neyse ki orada bir TEK TUŞ olayı var, klavye de bu da yok kardeşim ! Bana konuştuklarımı anında yazıya dökecek bir KLAVYE sistemi gerek :-)) Sn.Editör'üm Bir sürü faydalı yerler gösteriyor ama henüz bu sorunuma cevap getirmiş değil ! Geçici çözüm olarak bir bilgisayar daha aldım, 2 tane de ÇITIR bulup, oturttum bilgisayarların başına ! Ben söylüyorum onlar yazıyor, ama bu kez de ekonomik kriz belimi büktü. Masrafları kısmak lazım, maaş, yemek, yol parası, SSK filan derken mecburen eleman sayısını 1'e düşürdüm....dermişim....

    Yalan....İkisini de yarım maaşa İKNA ettim... Maksat MUHABBET olsun :-))

     Dost Meclisi


    Sanal dünyaların sayısal kalabalığından kurtulmak mümkün mü?
    Bu beyaz ekranlar kireçli kurak topraklar gibi. Bu verimsiz diyarların enlem ve boylamları , sevdasal hasretlerin dağlarını tarif etmeye yetmiyor..
    Klimayı kapattım, pencereyi açtım..
    Ilık bir bahar rüzgarı doldu içeriye... Bir bahar akşamı daha , bunaltıcı sıcağıyla hükmünü yitirken Ankara'da, sessizce güneş sindi göğsüme.. Uzaklardan, belki de diyarlardan gelen bir rüzgar, dokunarak geçti yüzüme...
    Kimbilir, belki az önce ada kırlarındaydı bu rüzgar.. Belki de çam kokusu, belki de deniz tuzu.. Kimbilir belki de insan kokusudur taşıdığı üzerinde.. Unutmuşum da, sadece bahar kokusu diyerek geçiştiriyorum belki de...
    Oysa nasıl kapanmışız suni dünyalarımıza..

    Klimalı odalar, evler, otomobiller.. Kaloriferli daireler... sanal müzik, sanal mektup, sanal sohbet , sanal alışveriş... sanal bir dünyanın, sanal aşklarında aradık belki gerçek kendimizi..
    Artık bize sunulan her duygu sadece derin dondurucu tazeliğinde...

    Üşümeyi ve terlemeyi unuttuk.. Kaçan geminin ardında koşmayı, yari alıp götüren..
    Upuzun akşam yürüşlerini unuttuk... Yaz akşamları, utana sıkıla ilan-ı aşkları unuttuk.
    Tam da yüzyıllardır arkasına saklanacak, içine sığınacak bir oda arıyorduk ki, sanal dünyaları keşfettik..

    Bize dair ve bizim olan ne varsa, eski bir kitabın yaprakları arasında yitip gitti belki de..

    Belki de istemezdik, belki de böyle olacağını bilsek, gelirdi birşeyler elimizden , yine de, hatıra diyerek çektiğimiz ve sakladığımız fotoğrafların bir karesinde, sıkışarak, kendi kendimizi hapsettik sessizce...

    İpek Egun

     İşe Yarar Kısayollar


    http://www.lazland.com
    "Kahve Molası"nı okuyup bitirdikten sonra biraz daha vaktiniz kalırsa, Lazland'ı bir ziyaret edin derim. Komik ve eğlenceli bir site. Adına bakıp ta Temel sitesi sanmayın sakın. Herşeyden biraz biraz var.

    http://www.baharkorcan.com
    Bahar Korçan'ı tanıyorsunuz. Bu başarılı stilistimizin gene çok başarılı web sitesini mutlaka ziyaret etmenizi öneririm. Flash tasarımı gerçekleştirenlerin ellerine sağlık.

    http://www.jeanpaul-gaultier.com
    Madem modaya bulaştık, şimdide size Fransa'dan bir site. Jean Paul Gaultier'in oldukça iyi tasarlanmış web sitesi. Fransızca ve İngilizce.

    http://www.cesmeler.gen.tr
    İlginç bir site. İstanbul'un tarihi çaşmeleri hakkında biraz ayrıntı bulmak istiyorsanız, işinize yarar. Meraklılarına özel.

     Damak tadınıza uygun kahveler


    Drive Rescue v1.9c [916KB] W9x/2k/XP FREE
    http://home.arcor.de/christian_grau/rescue/rescue.zip

    Bilgisayarınızdan sildiğiniz bir dosyaya tekrar ihityacınız oldu mu hiç. Mutlaka olmuştur, ya da olabilir. İşte bu program yardımıyla, bilgisayarınızdan sildiğiniz zannettiğini dosyaları, bire birer bulup yeniden kullanılabilir hale getirebilirsiniz. Bir kenarda bulunsun, gerektiğinde kullanırsınız.

    VCatch v3.8 [600KB] W9x/2k/XP FREE
    http://www.vcatch.com/download.asp

    Buyrun size bedava bir virüs koruma programı. Hiç olmazsa bunu bilgisayarınız da bulundurun. Kendi kendini güncelleyen bu virüs koruma programı, özellikle internet bağlantıları sırasında gelen virüslü dosyaları hemen siliyor, size de gerekli bilgiyi veriyor. Mail, ICQ, Instant Messenger için ideal. Kesinlikle bedava, güncellemeler için hiçbirşey ödemek zorunda değilsiniz. Hadi gene iyisiniz:-))
    http://kmarsiv.com/sayilar/20010514.html 14 Mayıs 2002 - ©2002-kmarsiv.com
    istanbullife.com