KAHVE MOLASI


ABONE OL
ABONELiKTEN AYRIL
kmarsiv.com
Arşivimiz
Yazarlarımız


Sizden Yorumlar
İletişim
Reklam
Gizlilik İlkeleri
KAHVE MOLASI

 9 Mayıs 2002 - Teşekkürler


Merhabalar Dostlar,

İkide bir aynı sözlerle başlamayı sevmiyorum inanın, ama Kahve Molası'na gösterdiğinz ilgi beni öyle mutlu ediyor ki anlatamam. Elimden geldiğince maillerinize cevap vermeye çalışıyorum. Atladıklarıma da burada söylemek istiyorum. Çok teşekkür ederimmmmmmmmm. Harikasınız. Dün tam 68 tane yeni dost kazandım. Bu bir "Kahve Molası" rekoru. Siz bana bu gazı verdiğiniz sürece ben var gücümle çalışacağım, bundan emin olun. Kahve Molası, gecelerin çocuğu olarak doğdu, öyle de devam ediyor. Gün içerisinde diğer işleri toparlarken, aklım hep ertesi günkü molada kalıyor. Geceleri zaten uyumazdım, artık 3-4 saatlik uykuyla yetiniyorum. Varsın olsun, siz okuyun ben uyumasam da olur. Uffff, yeter artık bu kadar duygu sömürüsü:-)) Tekrar teşekkürler

Haaa, diyorsunuz ki, hep olumlu tepkimi alıyorsun sanki, biraz da diğerlerinden bahsetsene. Olur mu öyle şey, tabi ki abonelikten ayrılanlar var, arada "rahatsız etmesene kardeşim" diyenler var. Az ama gene de var. Umarım onlar da yakında biter, bizbize kalırız. Ayrıca bugün ilk kınama mesajımı da aldım. Sevgili Cem Murat Sarfati, Salı günü Ahmet Enişte'nin yazısında yer alan bir cümleden haklı olarak rahatsız olmuş ve içinden geçenleri bana yazmış. Öncelikle böyle bir tepkiyi okuyunca için için sevindim. Çünkü bu yazıların okunduğu anlamına geliyordu. Sonra düşününce başka yerlere gittim. "Kahve Molası" için yola çıkarken siyasi içerik taşımamayı, gün içerisinde zaten duymaktan baygınlık geçirdiğimiz konulara değinmemeyi prensip olarak benimsemiştim. Bu yüzden gelen mesajı okuyunca, acaba dedim, acaba yoldan mı saptım. Düşündüm, aslında ne kadar dışında kalmak istesek te, etrafımızı çevreleyen, içimize işlemiş olaylardan kurtulmamız olanaksız. Bir an geliyor tosluyoruz. Demokratik ve özgür bir ortam yaratmayı amaçladığım için de, Sevgili Sarfati'nin bana yazdığı mesajı yayınlamayı istedim. Sağolsun oda beni kırmadı ve izin verdi. Bu yazıyı aşağıda "Dost Meclisi" nde okuyabilirsiniz.

Tam burada, spekülasyona yol açmamak adına, konuyla ilgili birkaç cümle yazmak istiyorum. Terör ve anarşinin en büyüğünü dibine kadar yaşamış bir milletin çocuğu olarak, terörün istisnasız her türlüsüne karşıyım. Taksimde patlayan canlı bombaya, Güney Doğu'da köy basıp çocuk katleden eşkiyaya, New York'da binlerce insanı yokeden uçan örümcek kafalılara, din adına adam boğazlayıp bahçeye gömen kara zihniyete, İsrail'de onlarca masum insanın ölümüne neden olan intihar komandolarına ne kadar karşıysam, İsrail'in Filistin halkına son bir ayda uyguladığı zulme de o kadar karşıyım. Hiçbir haklı neden, Cenin'de olanları, yakılan yıkılan evleri, sönen ocakları, ölen çocukları unutturamaz, unutturmamalı. Umarım, son girişimler sonuç verir ve kalıcı bir barış sağlanır.

..........

Dün size Çarşamba Şans Topu günü demiştim, hatırlıyor musunuz? Ben de hatırlıyorum ama yatırmayı unuttuğum kuponları da hatırlıyorum bunun yanında. Ya milyarları kaçırdıysam? Ya sadece "Kahve Molası"yla ilgilenme şansını kaybettiysem. Yok canım, baktım numaralara, gene benimkilere birşey yok. Yaşasın 3 milyon cebime kaldı işte. Şimdi sırada loto var. Hayalleri 3 günlüğüne erteledim. Pazar gününden itibaren paraları yeme pozisyonuna geçip, yan gelip yatıcam. "Kahve Molası"nı yazsın diyede tutarım Woody Allen'ı, çalışsın azıcık, epeydir tembelllik yapıyor. Şaka şaka, gaptırmam kimselere "Mola" mı. Hem ben, Dünya Kupası uğruna 2 yıl ter dökmüş, "Sen benim kupadaki en büyük kozumsum" dediğin kaptanını kadroya alacağına, 4 tane kaleci alan Milli Takım Teknik Sorumlusu kadar vefasızmıyım. Oh, söyledim rahatladım işte:-))

Bir sonraki sayıda buluşuncaya kadar bulunduğunuz yerden bir adım öne çıkın. Sevgiyle...

Cem Özbatur

 Kahvehane Sahibinden


Alan Adları

Şu internet ne biçim birşeydir, bunun bir sahibi var mıdır? Kendime bir alan adı alabilir miyim? gibi soruları sordunuzmu hiç kendinize? Sormadıysanız bile kaçışınız yok, okuyacaksınız:-))

Üniversitelerarası iletişimi kurmak için başlayan İnternet bağlantıları, kısa zamanda ağa eklenen sunucularla bir çığ gibi büyüdü ve sonunda bugün içinde olduğumuz İnternet oluştu. Başlangıçta IP noları ile ulaşılan adreslerin akılda tutulmasının zorluğu göz önüne alınarak, Amerika'da bir merkez oluşturuldu ve yaratılan alan adları sunucuları (Name Server) ile IP numaralarına akılda kalıcı isimler atandı. Adreslerin öncelikle bu sunuculara ulaşmasını sağlamak için de "com, org, net, edu, gov" gibi uzantılar alan adlarının sonlarına eklendi. Ancak, İnternetin sınırları Amerika'nın dışına da taşınca, ağa bağlanan ülkeler düzeyinde de birer ana giriş sunucusu oluşturuldu. Türkiye'de bu sunucu ODTÜ Bilgi İşlem Merkezi oldu. IP numaralarına kolay erişmek için de, ülke bazında, ülkeyi tanıtıcı, ek uzantılar tesbit edildi. Yani "com.tr, net.tr, org.tr, edu.tr" gibi alan adları da internet dağarcığında yerini aldı. Lokalizasyon lokal alan adı uzantılarının çeşitlendirilebilmesine de olanak sağladı. Örneğin, "gen.tr, k12.tr" gibi uzantıları da kullanır olduk. Alınan isimler çığ gibi büyüyünce, azalan isim pazarına ek kaynak yaratmak amacıyla " .info, .name, .biz" gibi uzantılar da yakın zamanda kullanıma konuldu. Ülke uzantılarından arınmış, yurtdışı kaynaklı alan adları için uygulanan "erken gelen alır" prensibi yerine, örneğin "tr" uzantılı adresler için, isim tescili gereği konuldu. Türkiye'de bunun tek istisnası "gen.tr" dir. Eğer varsa bir isteğiniz hemen ODTÜ'ye başvurun, çünkü "Erken giden alıyor".

Peki adreslere atanmış IP'lere nasıl ulaşılıyor? Tarayıcınızın adres bölümüne adresi yazıp, enter!a bastığınızda, tarayıcı adresi sondan başlayarak tarıyor. Ancak her seferinde Amerika'ya gidip yol soruyor sanıyorsanız aldanıyorsunuz. Her İSS (ISP) nin bir isim sunucusu var. Bunlarda bulunan bellekler daha önce istekde bulunulan adreslerin IP nolarını depoluyor. İlk ulaştığınız İSS isim sunucusunda aradığınız adres kayıtlıysa ne ala, hemen siteye ulaşabiliyorsunuz. Yok eğer orada yoksa, sondan başlayarak, örneğin tr için ODTÜ'ye, "com" için de gidip Amerika'ya soruyor. Öğrendiği bilgiyi de sizin tarayıcınıza aktardığı gibi, kendi belleğine de saklıyor. Böylece isim sunucularıda zamanla birer "ne ararsan var abi" sunucular haline geliyorlar.

Alan adlarını satın almak için yurtdışı için herhangibir "registrar" a, yurtiçi içinse ODTÜ!ye başvuruyorsunuz. Eğer alan adını alıp, turşusunu kurmak istemiyorsanız, mutlaka ve mutlaka önceden bir hosting şirketiyle anlaşmanız ve rejistrasyon sırasında onun isim sunucularını belirtmeniz gerekiyor. Ancak arsa spekülasyonu yapar gibi isim almak istiyor ve ilerde kullanırım diyorsanız, ismi alıp "park" etmeniz de mümkün.

 Kahvecinin Günlüğü


  • ABFUNK (MÜNİH)

    Abfunk, bugün saat 21:30'da, Babylon'da . Aralarında Türk müzisyenlerin de bulunduğu Abfunk karması, bu konserlerinde ağırlığı daha çok funk, drum'n bass ve oryantal etkileşimlerle gelişen bir yöne verecekler. Semih Yanyalı: gitar, Max Keller - gitar, Onur Ugurluel-bas, Tuncay Acar - vokal, perküsyon, Fabian Füss - davul,vokal, Murat Küçükboyacı: rhodes , Mathis Riehm davul, Guillaume Blondeau - synthesizer

    Babylon
    Şeyhbender Sk. No:3 Asmalımescit - Tünel / Beyoğlu
    Tel: 0212-292 73 68


  • Uluslararası Kukla Festivali - Lahana Sarma

    Kukla, illüzyon, ortaoyunu ve gölge oyunu gibi geleneksel türlerden yola çıkan; renkli gölge oyunu tasvirlerinin ve sopalı karton kuklaların kullanıldığı Lahana Sarma 07-97 yaş grubu için düzenlenmiş bir gösteri. Öykünün akışı içinde tasvirlerin / kuklaların ‘renkli gölgeler’ olmakla ‘beyaz kuklalar’ olmak arasındaki ikilemleri, oynatıcı-oynatıcı, oynatıcı-kukla, kukla-kukla, kukla-tasvir çatışması ya da çakışması öykünün arka planını oluşturur.

    1982 yılından bu yana ayrı ayrı ya da birlikte değişik tiyatro topluluklarında oyuncu, yönetmen, yönetmen yardımcısı olarak çalışan, TV ve sinema filmlerinde rol alan, senaryo yazarlığı ve çevirmenlik yapan Ayşe Selen ve Şehsuvar Aktaş faaliyetlerini 2001 yılından itibaren TEM Yapım çatısı altında sürdürmeye başladılar. Lahana Sarma TEM Yapım’ın ilk gösterisi.

    Dulcinea Saat: 22:00-02:00
    Meşelik Sk. No.20 Beyoğlu
    Tel: 0212-245 10 39 / 48 / 71


  •  Telve : Serkan Semiz


    Genelde insanlar, insanları ikiye ayırmaya bayılırlar. Sağcılar- solcular, Fenerbahçeliler- diğerleri gibi. Ben de şöyle bir ayrım yapabilirim: Depeche Mode konserine gidenler- gitmeyenler şeklinde. Depeche Mode ya da kısaca DM, birçok insan için tutkudan öte bir duygudur. Bunu birçok kişide ve arkadaşımda gördüğüm için kesin olarak söyleyebilirim. 2001'in son aylarında İstanbul'a gelen grubun konseri için sadece muhteşem denilebilir sanırım. Şimdi bu DM de nereden çıktı diye düşünenler için kısa bir açıklama yapayım: Bu hafta nereyi yazayım diye düşünüp, kahvemolasi'nin dünkü sayısını okurken bir yandan da DM dinliyordum ve hep bahsedilen ışık bir anda çaktı. Turkish DM olarak tanınan grubun çıktığı barı anlatacaktım size:

    Cool Bar

    Yıllar önce Kemer'de başlayan bir macera aslında Cool. Ve macera 1995'ten beri Levent'te devam ediyor. O yıldan bu yana birçok gecemi geçirdiğim bir yer Cool. Depeche Mode, The Cure, U2 ve genel olarak New Wave ve 80's tarzı müzikleri sevenler için artık vazgeçilmez bir mekan. Şu sıralar Cuma geceleri Nev, Cumartesi geceleri ise yukarıda yerli DM olarak bahsettiğim Chantage grubu sahneye çıkıyor. Tabii seçim sizin ama ilk kez gidecekseniz öncelikle cumartesi gecesini denemenizi öneririm. Her iki akşam da canlı müzik olmadığı anlarda Dj XXXL (gerçekten de extra large bir insan Onur) aynı tarz müziklerin yanı sıra house, hip-hop, latin gibi daha farklı ancak eğlendirici müzikler de çalıyor. XXXL hemen sahnenin yanında oturuyor, hatta zaman zaman sahneye fırlayıp bir iki parça söyleyiveriyor ve izleyicilerin mode'unu iyi takip ediyor.

    Cool, canlı müzik olan akşamlar bir yerli içki dahil olmak üzere 12.500.000 TL giriş ücreti alıyor. Ama girişinizi daha ucuza getirmek mümkün. Eğer biletix'ten giriş bileti alırsanız sadece 10.000.000 TL ödemeniz yeterli. Eğer bu da fazla diyorsanız iki gece için kombine bilet alabilirsiniz 15.000.000 TL'ye. Arabayla giderseniz valet parking hizmeti var, tabii ücreti mukabilinde. Aynı şekilde vestiyer için de bir ödeme yapmanız gerekiyor. Pazar ve Pazartesi akşamları kapalı olan Cool gece 04:00'te kapanıyor. Cool'a girdiğiniz anda önce bir bahçe ile karşılaşıyorsunuz. Bahçeyi geçip içeri girdiğinizde ortada üçgen bir bar yer alıyor. Barın etrafında değişik yerlerde gerçek ağaçlar bulunuyor. Aslında bu alan da eskiden bahçe idi ve chantage dinleyicileri halen kullanılan 4-5 basamak yukaridaki alana sığmayınca mecburen bahçenin üzeri kapatıldı ve bu hale getirildi. Şu anda yaklaşık 800 kişinin sığabildiği mekanın duvarları çeşitli aplikler, posterlerle kaplı. Ayrıca bir duvara projeksiyon cihazı ile güzel klipler yansıtılıyor. Cool'un en sevdiğim özelliklerinden biri, içeride her türlü insanı görmeniz mümkün. 18 yaşındaki teenager'dan, 45 yaşındaki baba'ya, taksim'deki salaş bir barda da rastlayabileceğiniz bir tipten, moda dergisinden fırlamış gibi duran güzel kıza çok değişik insana rastlayabiliyorsunuz burda. Ancak herkesin ortak özelliği müzikle ilgilenmesi ve etrafındaki insanları çok da düşünmemesi. Bu arada Cool'da Chantage dinleyecekler için bir ipucu: Gecenin ilerleyen saatlerinde ortamdaki müdavimler "okşa" diye bağırmaya başladıklarında siz de katılın. Okşa, Chantage'ın bir şarkısı ve bence gayet güzel. Eğer yeterli tezahürat yaparsanız belki söylerler :-))

    Serkan Semiz

    Coolbar
    Adres: Levent Caddesi No: 15 1.Levent İstanbul
    Telefon: (212) 284 80 89

     Komik Kahveci : Suat Sungur


    Kısa bir Muzaffer Hepgüler hikayesi......

    Yolda Muzaffer Hepgüler hem aksayarak,hem de söylenerek sinirli sinirli yürüyormuş...Sormuşlar;

    - Üstat ne oldu,niye bu kadar sinirlisin?

    El cevap;

    - Kalleş ayakkabı arkadan vuruyor...

    ..........

    Biz oyuncuların en korktukları şeylerden biride başka bir oyuncuya benzetililerek başka bir isimle anılmamız...

    Bendenizin de başından böyle bir şey geçti ,amma bugün sizlere,başka bir ustamızın hikayesini anlatacağım...

    Yakın zamanda kaybettiğimiz,değerli ustamız Selim Naşit (nur içinde yatsın)’in bizzat şahit olduğum olayı şöyle gelişti...;

    Uzun zaman beraber çalışmalarından mıdır bilinmez, Selim babayı,yine çok değerli ustamız Gazanfer Özcan’a çok benzetirler ve sık sık Selim Naşit’i “Ooo Gazanfer ağabey hoş geldin” gibi cümlelerle karşılarlardı...

    Rahmetli Selim baba da pek bozulurdu buna, suratından anlardık...

    Devekuşu'yla Ankara turnesindeyiz,oyundan önce ben, Özdemir Çiftçioğlu ve Selim Naşit Gençlik parkında geziyoruz. Bir ara tuvalet ihtiyacı oldu, arayıp bulduk tam giriyoruz.. Tuvaletçi;

    -“Ooo hoş geldin Gazanfer ağabey” demesin mi....!!

    Biz Özdemir’le Selim baba nasıl bir tepki verecek diye beklerken, o hiçbir renk vermeden “merhaba” dedi,içeri girdi.Bizde arkasından.
    İşimiz bitince tam çıkıyorduk ki.. Selim Naşit;

    - Çocuklar,bende bozuk var tuvalet parasını ben ödeyeceğim çıkın dedi..

    Bizde çıktık, arkamızdan Selim baba çıktı ve tuvaletçiye para vermeden yanımıza geldi,gayet neşeli;

    - Ohh canıma değsin,şimdi tuvaletçi arkamızdan herkese; "Buraya Gazanfer Özcan geldi,işedi parasınıda vermedi" diyecek...

    Sonra gayet mutlu bir şekilde geziye devam etti... Nur içinde yat Selim Baba.

    Suat Sungur

     Dost Meclisi


    Kahve molasi yetkilisi,

    Sali gunku sanal gazetede "İsrail'in Filistin'e ettiğini biz yıllardır Türkçe'ye yapıyoruz zaten demiştim geçen yazımda." diye baslamissiniz bir paragrafiniza. Yani anladigim kadariyla Turkce'yi katletmek, dolayisiyla da Israel'in bir katliam gerceklestirdigi gorusunu de ayni zamanda etrafa pompalama gorusundesiniz.

    Bilmiyorum siz hic Israel'e gittiniz mi fakat ben gittim ve cok yakinimda bir otobusun intihar komandosu tarafindan havaya ucurulup yanmis ceset parcalarinin cevre apartman dairelerinin ic tavanlarina yapistigina da sahit oldum. Bunu anlamak icin insanin oturdugu yerden cok bilmiscesine ve gorus pompalamasi degil bunu yasamasi gerekir. Ben yasadim. Israel devleti bugun guvenligini saglamak zorundadir. Belki son yaptigi harekat bazi yonlerden biraz olcusunu kacirmis olabilir, fakat Filistin devleti de her saldiriya destek vererek o bolgede terorizmi tum halkinin yaklasik %90'iyla koruklemektedir.

    Acaba bu tip olaylar Istanbul'da ya da yasadiginiz sehir de olup da aksam haberlerinde (Allah Korusun) cok degerli bir yakininizin bedeninden ayrilmis kafasini otobusun bir kac metre ilerisinde bir gogus parcasinin da cevredeki bir apartman dairesinin ic salon tavanina yapismis sekilde gorseydiniz ne hissedediniz? Ve Turkiye Cumhuriyeti kroniklesen bu teror eylemlerini temizlemek icin sinir otesi bir harekata girisip sorumlulara hadlerini bildirseydi ne dusunurdunuz? Bugun Israel icin dusunduklerinizin aynisini mi?

    Hukuk Devleti ilkesinin en etkin koruyucusu olan Anayasa Mahkemesi Baskani Yekta Gungor Ozden de Anayasa Mahkemesi'nin bir seneki kurulus yildonumu toreninde Anayasa Mahkemesi Baskani sifatiyla yaptigi konusmasinda Turkiye'nin PKK'ya karsi giristigi sinirotesi harekatin kesinlikle bir hak ihlali olmadigini ve Turkiye'nin bu konuda hakli oldugunu belirtmisti. Iste bu gibi faaliyetler terorun konunu kurutmak icin hak edenlere karsi yapilan girisimlerdir.

    Boyle girisimler olmasa bir gun sizin de hayatiniz parcalanmis ve etraftaki binalarin duvarlarina kizararak yapismis sekilde son bulabilir.

    Bu soyleminizden dolayı sizi kınıyorum.

    Cem Murat Sarfati


    Gülümsemek bulaşıcıdır! Grip gibi kaparsın...
    Bu bebişi gördüğümde gülümsemeye basladim.
    Kalktım, köşeden döndüm,
    ve biri yüzümde sırıtmamı gördü...
    Onun da gülümsemeye basladığını gördüğümde anladım etkisini bir tebessümün.
    Biraz bunun üzerinde düşündüm ve değerini anladım, sadece bir tebessüm etmenin...
    Ufak bir tebessüm, benimkinde olduğu gibi, tüm dünyayı sarabilirmiydi bu şekilde?
    Bir gülümseme hissedersen kendinde, bırak bunu başkaları da keşfetsin!
    Hadi bir tebessüm başlatalım,
    ve bunun tüm dünyayı sarmasını sağlayalım....


     İşe Yarar Kısayollar


    http://www.ttkd.org.tr
    Tüketiciyi Koruma Derneği Resmi Sitesi. Adı üstünde, varsa bir derdiniz, hem okuyun hem şikayet edin.

    http://www.sikayet.com
    Şikayetiniz mi var? Haydi buyrun siteye. Her konuda şikayetinizi iletebileceğiniz bir Marko Paşa sitesi. İlgililer okuyor mu, onu bilemem...

    http://www.englishpractice.com
    İngilizcenizi geliştirmek için işe yarar bir site, üye oluyor, ücretsiz eğitimlerden, "quiz" lerden yararlanıyorsunuz. Bir incelemekte yarar var.

    http://www.umayoga.com
    Son günlerde öne çıkan "Yoga" ile ilgili tanıtıcı ve eğitici bir site. Aslında yoga öğreten bir kurs. İlgi duyanlar için birebir.

     Damak tadınıza uygun kahveler


    Google Searchtool v1.5.4 [1.0M] W9x/2k/XP FREE
    http://www.frysianfools.com/ggsearch/ggsearch1.5.exe

    Arama sitelerine girip adres bulmaktan hoşlanmayanlar yada üşenenler için iyi bir program. Son zamanların gözde aram motoru "Goggle" ı kullanarak size her konuda aramayı yapıp karşınıza getiriyor. Size de tıklayıp ziyaret etmek kalıyor.

    GreatFamily v1.1 [921k] W9x/2k/XP FREE
    http://www.greatprogs.com/download/GF_Setup.exe

    Eğer büyükçe bir aileye sahipseniz ve aile ağacınızı çıkarmak istiyorsanız, işte size aile ağacınızı oluşturup web sayfası haline getirebileceğiniz bir program. İster bilgisayarınızda tutun, isterseniz internette bir yer bulup, yayınlayın, tüm aile bireylerine teker teker ulaşın.
    http://kmarsiv.com/sayilar/20020509.html 9 Mayıs 2002 - ©2002-kmarsiv.com
    istanbullife.com