|
|
|
16 Temmuz 2002 - İnek suşisi olur mu? Olur, olur... |
Mutlu bir gün hepinize,
Son zamanlarda tekrar eski hastalığım nüksetti. Reklam seyrediyorum. Bitiyor, başlıyorum bağırıp çağırmaya. Duyan da, senaryoyu ben yazmışım da yönetmen çekerken içine etmiş sanır. Favorim, inekten arındırılmış garklayan kadın filmi. Bu konudaki fikrimi daha önce beyan etmiştim. (Bknz. 8.7.2002) Sanırım Sütaş yetkilileri yazımı okumuşlar ki, yayın adedini sırf bana gıcık olsun diye artırdılar. İnekleri Japonya'dan getirmek işlerine gelmedi tabi, allah bilir inek suşisi için Japon kasaplarla "joint-venture" yapmışlardır. Neyse...
Bağırma sırası, Vestel'in klimasında. Ev tipi split klimayı, araba klimasıyla anlatma fikrini öyle sevmişki reklam yazarı, işi bir adım daha öteye götürüp, arabayı salonun ortasına sokuvermiş. Ben ortalıkta, egzos dumanından boğulup ölmüş insan kalıntıları ararken, o ne, arabanın içine bir yavru kurulmuş, mis(!?) gibi havayı soluyor. Reklam Denetleme Kurulu'nu göreve davet ediyorum. Film, masum beynimize tecavüz ederek, kapalı mekanlarda egzos gazı öldürür kavramını yerlebir etmektedir. Eğer reklam yazarı haklıysa, fen bilgisi değişmeli, ben haklıysam, film yasaklanmalıdır. Klasik sıcak hava esprisi, "sıcaktan bunalırken buzdolabının kapısını açıp önüne oturmak" eylemini garip bir şekilde değiştirip önümüze taze fikir gibi koyan yazarlardan hesap sorulmalı. Filmi seyredip, ciddiye alanlardan başına iş gelenlere yazar tarafından tazminat ödenmeli. Yok ya okadar da değil, film bu film diyenlere, hatırlatacak epeyce örnek var. Düşünürseniz bulursunuz. " Ulen Dursun, ha biz bunu neden daha önce akıl edemedik, getir bizim muratı salonun ortasına da serinleyelim." "Ula Temel, murat sukoyverdi, traktörü getirsem olur mu?" "Yok yok, traktör olmaz, biz en iyisi gidip bir Vestel Klima alalım..."
Bir de bedava saat almak için, Ankara, İstanbul, İzmir'i koşa koşa dolaşıp, ne var ne yok satın alıp, karadut şırası içen kızımız var. Topladığı karadutları "Spawn" benzeri bir hareketle fırlatıp, saate dönüştürmesi gerçekten muhteşem. Memlekette son bir yılda oluşan 800.000 kartzedenin sürekli göbek atıp oynadığı göz önüne alınarak, kredi kartı reklamlarında da müzikal devinim kullanan reklam sektörümüz işbilirliğinin doruklarında. Aman bana ne, ben bir daha kredi kartı kullanmamaya yeminliyim nasılsa. Kullananlar yada kullanmaya niyetlenenler düşünsün. Ekstreyi alınca Nez yanlarında halt edecek haberleri olsun.
Marangoz bahçıvana not: Çiçek köşesi iyi fikir.
Bir sonraki sayıda buluşuncaya kadar bulunduğunuz yerden bir adım öne çıkın. Sevgiyle... Cem Özbatur
|
Kopya Arşiv Sunucuları (Proxy)
Sakın yanlış anlaşılmasın, konumuz illegal kopya yazılım falan değil. Proxy Sunucunun zorlama Türkçe adı. İnternet üzerinde girip çıktığınız binlerce sayfanın, aralıklarla güncellenecek şekilde size yakın bir sunucu üzerinde saklandığını düşünebiliyor musunuz? Kısa yoldan bu sunucuya erişir ve hızla sayfalara erişirdiniz. İşte bu türde çalışan sunucular vardır ve bunlara Proxy sunucu denir. Normal bağlantıda, ulaşmak istediğiniz sayfanın orjinal yerine gidip gelmeniz gerekirken, proxy ile sadece size en yakın sunucuya gidip gelmeniz yeterli olmaktadır. Sık güncellenen siteler için pek kullanışlı olmasada, yüklü bilgi siteleri için tercih edilebilecek bir yöntemdir. Tüm iletişiminizi Proxy üzerinden yapmak pek akıllıca olmayacaktır. Bu durumda, proxy de yedeklenmemiş yada erişimi engellenmiş sitelere girişiniz güçleşecektir. Ancak gerekli olduğu zaman kullanmak üzere tarayıcınızda bir takım ayarlar yaparak, daha hızlı erişim olanağına kavuşabilirsiniz. Bunun için öncelikle bağlandığınız ISS nin proxy sunucu ayarlarını öğrenmeniz ve bu ayarları tarayıcınıza aktarmanız gerekmektedir.
|
9. ULUSLARARASI ISTANBUL CAZ FESTİVALİ
|
"KÜBA CAZI GECESİ" GONZALO RUBALCABA TRİO
Lütfü Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı - 15 Temmuz, 19:00
15.000.000 TL -12.000.000 TL - 10.000.000 TL
"SALSA GECESİ" OSCAR D'LEON
Esma Sultan Yalısı - 16 Temmuz, 21:00
16 Temmuz’da “Salsa Geceleri”nin ilkinde, geçen yıl festivalde muhteşem bir konser veren Oscar D’Leon salsa severlerle Fulifilm Türkiye sponsorluğunda bir kez daha buluşacak.
35.000.000 TL
|
|
Marangoz Kahveci : Ahmet Altan |
ÇİÇEKÇİLİK
Kaçınılmaz ekonomik çöküşümüzün başladığı 2000 yılı başlarında, iş hayatına inancını da kaybetmiş birisi olarak biraz keyif etmek ve günlük dertleri fazla da dert etmemek gibi bir zevk düşkünlüğünün içinde buldum kendimi.. Eskiden beri meraklı olduğum, bir sürü kitaplar karıştırdığım, yıllardır kendimi hazırladığım marangozluk ve çiçekçiliğe daha fazla zaman ayırmaya karar verdim. Daha önce, inşaat safhasında, evimin bahçesine bir eklenti yapıp marangoz atelyesi olarak hazırlamıştım zaten. Yağmurlu ve karlı Ocak aylarına girerken atelyedeki sobayı yakıp, arka bahçede ayağa dikmeyi planladığım küçük seramın planlarını hazır ettim. Sonra da malzemeleri alıp imalata başladım.. Tek başıma, altından kalkması güç bir projeymiş, ama gene de azimle çalışıp bir ay içinde serayı bitirdim. Sonra da dışarıda, soğukta kalmış bebeklerimi taşıdım içeri büyük bir keyifle. Bu noktadan sonra artık yapılacak tek şey, saksıları değiştirmek, içerinin ısısını ayarlamak, yeni tohum ve bitki ekim dikimiyle uğraşmak. Günlük ulaşılmış olan en yüksek ve en düşük iç-dış sıcaklıkları kaydetmek vs gibi işlerle geçti. Yaşamımın en zevkli zamanlarının serada geçtiğini görüyorum şimdi..
Bir sera yapmak için belki hepimizin bir bahçe imkanı olmayabilir, ama eğer evinizde bu işe ayırabileceğiniz bir balkon varsa.. o zaman kendinize en hoş ve dinlendirici zevklerden birini, fevkalade düşük maliyetlerle edinebilirsiniz demektir. İlgilenenler olursa, bu konuda teknik vs her türlü desteği vermeye hazır olduğumu bilmenizi isterim. Hatta, editörümüz de uygun görür, talep ederse, bu konuda bir köşe bile yapabiliriz belki kahve molası'nda..
Ben aslında kaktüs ve bambu meraklısıyımdır. Çiçeğe düşkün olanlar bilir, öylesine zengin ve farklı bir dünyadır ki bitkilerin dünyası, tamamını biliyorum demek belki de imkansızdır. Uzun yıllar kaktüs koleksiyonu yapmaya çalıştım, ama zaman içinde taşınmalar, apartman koşulları falan derken, koleksiyonum heder oldu gitti. Sera sahibi olduktan sonra bu sessiz ve sevimli bitkilerime yeniden kavuşabildim. Ama tabii, sera insana çok geniş bir seçenek sağladığı için diğer türlere de ilgi göstermeye başladım. Standart salon bitkilerinin yanı sıra, limon, kumkuvat, chlorophytum, fernler, yosunlar, Sterlitzia, Begonvilya vs vs gibi bir sürü şey doluştu içeriye..
Geçen yıl, abone olduğum bir elektronik posta grubundan çoğumuzun yakından tanıdığı küpe çiçeği ile bozdum aklımı.. Ünlü Alman botanikçi 'Leonard Fuchs'un adını almış olan 'Fuchsia' gerçekten çok hoş bir bitkidir. Tüm yaz ayları boyunca muhteşem bir cömertlikle inanılmaz yoğun ve renkli çiçek açar.. Talebi de fazla bir şey değildir.. En güzel taraflarından bir tanesi de, sezon başında, hemen herkesin, ihtiyaç duyduğu adette yeni bitkiler üretebilmesi, nazlanmadan çelikten çoğalması. Bunun üzerine bir de oldukça ilginç bir tarafından daha söz etmek lazım.. Bana çok cazip gelmiştir hep. Eğer bu konuya iyiden iyiye sardırırsanız, ister kendi adınızı, ister bir sevdiğinizin adını sonsuza kadar yaşatmanız mümkün.. Şöyle yapacaksınız; önce mevcut küpe türleri arasında nasıl varyetelerin olduğu konusunda bir fikriniz olmalı. Sonra, kendinizce bir tasarım yapacaksınız, benim bir küpem olsa, nasıl olmasını isterdim diye, taç yaprakları, şu renk, çanak yaprakları, bu renk, erkek organları mesela başka bir renk vs vs vs yani tüm bir tasarımı bitireceksiniz kafanızda. Sonra, bu tasarıma uygun niteliklere sahip değişik bitkileri bir araya getirip, çiçek açmadan önce kumaş bir kese içine aldığınız tomurcuğu, çiçek açtıktan sonra diğer bitkinin çiçeği ile çiftleştirip yine koruma altına alacaksınız. Bir sonraki yıl, bu çiçekten almış olduğunuz tohumları ekip her yıl biraz daha geliştirerek, şansınız varsa üç-dört yıl içinde, kalıcı hale gelmiş, değişik bir tür sahibi olmuş olabilirsiniz ve dünyadaki birkaç küpe topluluğundan birine yollayacağınız bu bitkiyi, istediğiniz isimle tescil ettirebilirsiniz.. Elimde yeterince değişik kimlikte küpe olmasına rağmen, henüz bir tasarımım yok.. Belki önümüzdeki yıl, bir proje yapmayı planlıyorum..Sizlerle de paylaşırım eğer başlayacak olursam.
Marangoz bahçıvanınız..
|
Komik Kahveci : Suat Sungur |
GELDİİİİİİİİİMMMMMMM......
Sizin için çok uzun !!!!! Benim için,çok kısa tatilimin bitişiyle tekrar sizlere kavuştum. Sevgili editörümün, benden bu ayrılığın acısını çıkaracağını bildiğimden, gezerken antenlerim hep açık oldu, ne nerede? nasıl? niçin? sorularıyla dolaştığım için tatilde çok dinlenemedim ama iyi gözlemlerim oldu, bunları da sizlerle paylaşacağım.
İlk olarak şunları söyleyebilirim,son günlerde ki ülkemizde olan siyasi çalkantıları kesinlikle denizde karşılamak lazım. İnanın ben denedim, çokta başarılı buldum. Örneğin, Hüsamettin’in istifasını denizde dalgalarla oynarken öğrendiğim için, hemen kulaçlarımın hızını arttırdım ve bayağı “dalga” geçtim. Ecevit’in olaya bakışını duyunca “dibe daldım”, İsmail Cem’ de ”sırt üstü” yüzüyordum. Hele, Derviş’in git-gelin de, ”kurbağalama” yüzmeyi öğrendim. Sayın Bahçeli’nin tepkisinde ise bayağı su yutmuştum. “Yeni oluşumu”, arkadaşlarla denizde kaydırmaca oynarken karşıladık. Tansu Çiller’in “Irak savaşında,başbakan olmak istiyorum” sözünü duyunca, su altında yirmi dakika durma girişimi mi, iri yarı balıkçıların iri elleri beni kıyıya atarak engelledi. Hayır,ülkem için yüzmemi kimse engelleyemezdi, o yüzden Rahşan hanımın “ daha da güçlendik “ sözüyle, kendimi serin sulara tekrar atmam bir oldu. Bütün bu karışıklıkda ” iyi oldu piyasalar düzeliyor, dolar, faiz düşüyor ” gibi yorumları duyunca da ilk “denizerkeği” olmak üzere belden aşağımın balık kuyruğu olmasını bekledim.
Bütün bu olanlardan sonra,şuna karar verdim. Bundan sonra tatillerime ülkenin gündemine göre çıkacağım. Kafayı üşütmeme Akdeniz’in suları engel olduğuna göre. Erken seçimin tarihine göre Ege’de yer ayarlayacağım. Tabii, ani bir gündem değişmesiyle Karadeniz kıyılarına koşmazsam. Hatta, biraz daha zorlarlarsa boğazda yüzmeyi düşünüyorum, suya girişimde köprüden İsmet Paşa gibi çivileme olacak..
Akıl sağlığı dileklerimle..........
|
Kadınlar Tuvaleti
Editör'den Not: Gelen eleştiriler göz önüne alınarak yazı tekrar incelenmiş, "Kahve Molası" prensipleriyle bağdaşmadığı kanısına varılarak, yayından kaldırılmıştır. Yazar dahil tüm dostlardan, verdiğimiz rahatsızlık dolayısıyla özür dileriz.
|
|
İşe Yarar Kısayollar - Şef garson: Akın Ceylan |
http://www.ada.com.tr/boomerang/index.html
Bumerang (boomerang), nedir? Herkezin bildiğinin aksine bumerang'lar avlanmak için kullanılmamıştır. Aksine kazmak müzik yapmak veya el becerisi geliştirmek için kullanılmıştır. Ayrıca bu ilginç alet nasıl yapılır? Detaylı bilgiler burada.
http://www.tarihvakfi.org.tr/sergiler/mardin/main.asp
Sokaklarımın labirentlerinde, günün ve gecenin kanaviçesi, kiminde ezan sesleriyle dokunur, kimi zaman çan… Tarih Vakfı, Zeugma'yı sulara teslim ettiğimiz şu günlerde Mardin, Midyat, Hasankeyf başta olmak üzere tarihsel mirasın korunması için, ülkemizin duyarlı insanlarını el ele vermeye çağırıyor.
http://www.ihd.org.tr/belge/iheb.html Daha önce okumamış olanlar veya okuyupda unutanlar için: İnsan hakları evrensel bildirgesi...
http://www.anten.de/bilgiler/bilgiler.htm Uydu yayınlarını televizyonunuzdan seyredebilmek için gerekli olan kısa ve öz bilgiler.
|
Damak tadınıza uygun kahveler |
CYG v20020115 [3.2M] W9x/2k/XP FREE
http://www.geocities.com/HoloGuides/CyG/
"Size pul kolleksiyonumu göstereyim mi?" bu soruyu sorabilmek için gerek var mı, yok mu bilmiyorum ama gerçekten birşeyler topluyorsanız, bunların kayıtlarını tutmaya da ihtiyacınız var demektir. Yükleyin bu programı, ne toplarsanız toplayın, kaydedin ve izleyin. Kolleksiyonerlere tavsiye edilir.
DriverManager v1.0 [557k] 2k/XP FREE
http://www.l5sg.com/DriverManager.html
W2000 veya XP kullanıyor ve sürücülerinizin detaylı bir listesini alıp yönetmek istiyorsanız, işte size o program. Sürücüleri, düzenleyin, silin, güncelleyin, yani ne gerekiyorsa yapın.
|
|
|