HiÇBiRYERDE - IN NOWHERE LAND
ABONE FORMU

ABONE OL
ABONELiKTEN AYRIL
HTML TEXT
 SON BASKI
 Ana Sayfa
 Arşivimiz
 Yazarlarımız
 Manilerimiz
 Forum Alanı
 İletişim Platformu
 Sohbet Odası
 E-Kart Servisi
 Sizden Yorumlar
 Medya
 İletişim
 Reklam
 Gizlilik İlkeleri
 Kim Bu Editör?
 SON BASKI
 PDF (~250-300KB)

 Milenyumun Mandalı : Sait Haşmetoğlu

Milenyumun Mandalı

En uygun kamu görevlileri

Hemen her kamu kuruluşunun 10-12 yıl deneyimli memurları "hızlandırılmış element" konumuna aday olabilirler. Bunlardan algılama ve ifade yetenekleri yüksek görülenler biraraya getirilerek bir çekirdek grup kurulabilir. Kısa bir oryantasyon kursundan sonra bu elemanlar önceden rutin yazışmalarla yürütülen bir takım dosyaları koltuklarının altına alıp kurum içinde ve kurum dışındaki muhataplarının kapıların çalmaya, gerekli temasları yaparak bunları sonuçlandırmaya gönderilirler. Gerisi süreç içerisinde giderek geliştirilip mükemmelleştirilecektir. Başlangıç için hiç de daha karmaşık mekanizmalara ihtiyaç yoktur.

Bir şairin dediği gibi "karanlığı hiçbir şey bir çakmak taşının kıvılcımı kadar iyi aydınlatamaz; çünkü karanlığın büyüklüğü karşısında o kıvılcımın cılızlığı ve basitliği onu müthiş değerli kılar.

Ancak daha geniş kapsamlı sorunların çözümlenmesi amacıyla görevlendirileceklerin daha deneyimli ve yetkin kişiler arasından seçilmeleri yararlı olacaktır. Örneğin faaliyet alanı ve büyüklüğü ne olursa olsun, kamu kurumları bünyesinde belirli bir mal ya da hizmet üretiminin sürekliliğini sağlayan üst düzeyli yöneticiler, bankacılar, maliye müfettişleri nispeten bu tür görevlere yatkın olabilirler. Keza deneyimli diplomatları da uygun birer aday olarak görmek gerekir. Farklı gelişmişlik düzeylerinde ülkelerde geçirdikleri tayin dönemlerinde edindikleri tecrübeler onlara büyük bir kıyaslama ve daha iyisini tasarlama yeteneği kazandırmaktadır. Tüm mesele bu hızlandırılmış elemeent adaylarına kalıplardan ve kısıtlamalardan arınmış bir çalışma ortamı sunarak onlara içlerinden geldiği gibi davranmak ve doğru olduğuna inandıkları yönde çalışma yapma imkanı vermektir. Emin olabiliriz ki bir kez bu ortam sağlanıp amaçlar, hedefler, ilkeler temel hatlarıyla tanımlandıktan sonra insanlar, başkaca talimat ve yönergelere ihtiyaç duymaksızın harekete geçecekler ve futboldaki "libero" oyuncusu gibi fırsatları affetmeyen bir beceriklilikle başarıdan başarıya koşacaklardır. Korkuların ve yapay kısıtlamaların bulunmadığı bu iş ortamında insanlar kendi bilgilerini, sezilerini, yeteneklerini ve yaratıcılıklarını kullanarak idarenin kendilerine sağlayabileceğinden çok daha çeşitli bilgi kaynaklarına uzanıp umulmadık ölçüde zengin projeler ve iş önerileriyle geri döneceklerdir.

Bir örnek vermek gerekirse Atatürk Orman Çiftliğindeki Hayvanat Bahçesini ziyaret ederken zürafaların kafeslerinin üstlerinin de tel örgü ile kapalı olduğunu görerek harekete geçip çeşitli yazışmalar sonucu zürafalara boyunlarını eğmeden yürüyebilecekleri bir yaşamalanı kazandıran genç diplomatımıza bunu yapabilme imkanı veren şeyin, kendi kişisel duyarlılığının hemen yanında, onun yurtdışı görevleri sayesinde edindiği geniş tecrübe, görgü ve bakış açısı farklılığı olduğunu söyleyebiliriz...

Dışişleri Bakanlığının en az iki-üç ülkede görev yapmış, işini seven ve kendini geliştirme çabasından geri durmayan meslek memurlarında bu özelliklerden bir çoğunun bulunabileceğini gösteren "Diplomatlığın Kazandırdığı Mesleki Yetenekler" başlıklı bir listede bence şunların bulunması hiç de zor değildir:

1 - Uyum:
Görev yerleri her iki-üç yılda bir değişen ve bu değişimin Paris ile Hartum arasındaki iklim,yönetim,uygarlık, sosyal yapı açılarından çok büyük farklılıklar içermesi de sözkonusu olabilen diplomatlar yeni koşullara uyum sağlamak için kendilerine özgü yöntemler geliştirirler ve gittikleri yeni ortamda temel gereksinimlerini, güvenliklerini ve görevleriyle ilişkili sosyal bağlantılarını en kısa sürede ve en etkin biçimde sağlamakta deneyim kazanır, ustalaşırlar.

Böylelikle değişim onlar için korkulacak bir unsur olmaktan çıkar; başarılarını ve yeteneklerini kanıtlayabilecekleri yeni fırsatlar olarak görülmeye başlanır. Değişimin duygusal ve psikolojik etkilerini süratle yok edip oradaki kişisel yaşamları ve resmi görevleri için kendilerine yardımcı olacak olumlu unsurları en kısa sürede bir araya getirip bir yaşam ve çalışma düzeni kurmakta uzmanlaşırlar.

2- Sosyal ilişkiler:
Hangi ülkede bulunursa bulunsunlar diplomatlar hem görevlerinin, hem de kendi sosyal yaşamlarının gereği olarak, hem meslekdaşları ile, hem kendi misyonundaki mesai arkadaşları ile, hem de o ülkenin vatandaşları ve resmi görevlileriyle iyi ilişkiler kurmak ve sürdürmek zorundadırlar.

Bu zorunluluk onların diğer insanlarla en kestirmeden ve etkin biçimde ilişki kurmak yönünde sayısız deneyim kazanmalarını sağlar.

3- Değerlendirme Yeteneği:
Diplomatlar meslek yaşamlarının ilk yıllarından itibaren inceledikleri yüzlerce sayfalık dokümanlarda yer alan bilgileri özlü bir biçimde derleyerek mesleklerini icra ederken kullanabilecekleri güvenilir, doğrulanmış verilere dönüştürmeyi ve bunlara dayanarak ileriye dönük değerlendirmeler yapmayı öğrenirler. Bu veriler uygun bir plan çerçevesinde biraraya getirilerek çeşitli konulardaki politikaların belirlenmesine ışık tutarlar.

4- İletişim:
Diplomatların çalışma yaşamlarının büyük bir bölümü belirli mesajların istenen taraflarca ve istenen biçimde anlaşılmasını sağlayacak şekilde formüle edilmesine tahsis edilmektedir. Bu yüzden diplomatlar, zaman içinde yazılı, sözlü ve görsel iletişimde çok değerli deneyimlerle zenginleştirilen melekelere sahip olurlar.

5- Pazarlama:
Kategorik olarak değerlendirildiğinde, temsil ettikleri firmanın ürünlerini belirli bir tüketici kitlesine pazarlamaya çalışan pazarlamacı ile belirli fikir ve düşünceleri başka bir hedef gruba pazarlamaya çalışan diplomat arsında büyük bir benzerlik görülecektir. Üstelik bir diplomatın bu alanda sahip olması gereken bilgi ve beceri bir pazarlamacınınkinden kat kat fazladır; zira pazarlamacı çoğunlukla tarafsız ve ikna edilmeye nispeten açık bir kitleyi hedef alırken diplomat kendi ulusal çıkarlarına dört elle sarılan, çok iyi eğitim görmüş ve her konuda geniş bilgiye sahip bir gruba, hatta düşmanca yaklaşım içinde bulunanlara karşı bir pazarlama çabası içinde olmaktadır. Tabiatıyla diplomatik planda pazarlanmaya çalışılan şeyler de çoğunlukla fiyatı konulamayacak ölçüde önemli ve değerli olabilmektedir.

6- Yaratıcılık:
Diplomatın görev konusu daima" mevcut durumun daha da iyiye doğru değişimi" arayışı ile ilgili olagelmiştir. Diplomat bulunduğu ülke ile Türkiye arasındaki ilişkilerin ticari, ekonomik, siyasi, kültürel ve diğer alanlarda ve Türkiye lehinde geliştirilmesi yönünde çaba sarfederken çoğunlukla elinde bir şablon, bir talimatlar listesi olmayacaktır. O kendi gözlemleri ve bilgisini yeni çözümler, yeni projeler etrafında birleştirmeyi başardığı ölçüde bu ilişkilerin gelişimine katkıda bulunabilecektir.

Bu özellikleriyle genç diplomatların hızlandırılmış element rolüne en yatkın kamu görevlilerinden birisi olduğu söylenebilir. Bu konuda biz bankacıları da, para gibi değerli ve son derece değişken bir malzemeyle iş yapıp risk ve tuzaklarla dolu uluslararası piyasalarda dümen tutan bıçkın kaptanlara benzeterek büyükçe bir paye verebiliriz elbet...

Aslında kategorik bir mesleki ayrıma da gereksinim yoktur. Mesele etkinlik, üretkenlik, verimlilik gibi kavramlar etrafına inşa edilecek bir modelin her meslek alanına uygulanıp sonuca odaklı bir yaklaşımla kullanılmasından ibarettir. İstanbul Üniversitesi İşletme İktisadı Enstitüsünde bunun canlı bir örneğine tanık olmuştum. Lisanüstü İşletmecilik eğitimi verilen bu enstitüde avukatlar, doktorlar, mühendisler, diplomatlar, mimarlar, öğretmenler ve daha pek çok meslekten gelen öğrenciler, örnek olaylar üzerinde kafa yorarak daha verimli, daha karlı işletmecilik için neler yapılabileceği konusunda deneyim kazanıyorlardı. Mezuniyet sonrasında bunların her biri edindikleri işletmecilik bilgilerini bir okulun, bir hastanenin, bir konsolosluğun ya da bir bankanın yönetiminde fiilen kullanacaklardı. Benim yapmam gereken de böyle bir model tasarlamaktı işte...

Geri - 117 - İleri





Sitemiz ve sanal gazetemiz MS Internet Explorer 4.0+ ve 800x600 Res. için optimize edilmiştir.
Dizayn, programlama, uygulama ve yayınlama: Cem Özbatur