|
Milenyumun Mandalı : Sait Haşmetoğlu |
|
Bir tür mesleki deformasyon olarak da nitelendirebileceğimiz bu süreçte 8-10 yıl süreyle "uyumlu" çalışmalar yapanların artık eski hallerine dönmeleri de, eski arayışlara itibar etmeleri de pek olası değildir artık.
Zaten günlük işlerin yoğunluğu da iş heyecanı, keşif arzusu, girişimcilik tutkusu gibi duygusal kapasitelerin kullanımı engelleyen bir diğer faktör olarak memurların boynuna dolanıp bu mesleki deformasyonu hızlandıracaktır.
Sonunda her şeyin bir birine benzediği bir alışılagelmişlik standardında karar kılmış memurlardan oluşan, inisiyatif alıp işleri yönetmekten ziyade idarenin beklentileri tarafından yönetilen, korku odaklı bir öz disipline sahip "tek tip" bir kadro elde edilmiş olacaktır.
Korkunun dikte ettiği görünmeyen sınırları gözeterek mesleklerini icra etmeye çalışan bu kadrolar,
hangi yönde ne hızla
ilerleyeceğine kendi özgür
iradesiyle karar verip
harekete geçme olanağına
sahip değillerdir. Onlar daha
çok, kendi iradesi dışında akan
bir selde başlarını suyun üzerinde
tutabilmek için var güçleriyle
çabalayan ve nereye, hangi yolla
ve ne şekilde gidileceğine dair stratejik tartışmaları ancak güvenli bir kıyıya ayak bastıktan (yetkili konuma geldikten) sonraki zamana saklayan birilerini andırmaktadırlar.
|
|
|