|
Milenyumun Mandalı : Sait Haşmetoğlu |
|
Kafesten ilk kurtulanlar uzun bir süredir kullanmadıkları hayalgücü ve muhakeme yoluyla mevcut gereksinimleri daha iyi karşılayabilecek yeni ürünler, yeni yöntemler ve yeni çalışma biçimleri tasarlama yeteneklerini yeniden devşireceklerdir.
Kamu kadrolarında yaratıcı düşüncenin bir kez harekete geçmiş olmasıyla başlayan değişim ve özgürleşme süreci, yaratıcı insanların kendi meslektaşlarına, mesai arkadaşlarına ve yakın çevrelerine yayacakları güzel örnekler sayesinde diğerleri tarafından da kopyalanıp taklit edilen yaratıcı çalışmalarla daha da hızlanıp genişleyecektir.
Doğadaki canlılarda eskilerin yenilere rehberlik edip yol göstererek yeni nesillere hayatlarının tadını çıkartmayı öğretmeleri adettendir. Bu adetin kamu sektöründe usta - çırak ilişkilerine yansıtılmasıyla bu sürecin daha da kısa sürede tamamlanıp meyve vermesi sağlanabilir.
Böylelikle memurların bir yandan uzun yıllardan beri adım atılmamış yaratıcı düşünce, hayalgücü, inisiyatif alma, proje üretme gibi alanlarda serbestçe dolaşıp yeni keşiflerde bulunmaları, diğer yandan da şimdiye kadar kendilerini harekete geçmekten alıkoyan kalıpların kısıtlayıcı etkilerinden tamamen sıyrılmaları için elverişli bir çalışma ortamı yaratılmış olacaktır.
Bunun getireceği yenilikler, yeni atılımlar, yeni ürün ve hizmetler sayesinde erişilecek bolluk ve zenginlik bir yana, memurların iyi ve kötü ayırmadan, her konuda amirlerine tabi olmalarının yarattığı keyfiliklere katlanma, talan ve soyguna ses çıkartmama ve son olarak bu tür kişisel çıkar operasyonlarına alet olma keyfiyetine son verilmesi dahi, kamu sektöründe insan kaynakları kullanımında etkinliğin arttırılması bakımından başlı başına büyük bir kazanım olacaktır. Bu sayede memurlar, yetkisizce kenarda bekleyip amirlerinin tüm buyruklarını, iyi ya da kötü ayırmadan yerine getirme yanılgısından sıyrılarak tüm benlikleriyle işlerine yönelmenin, işlerinin bir parçası haline gelerek oradaki aksaklık ve noksanları gidermeye koyulmanın yollarını keşfetmiş olacaklardır. Çünkü demokratik yönetimin kaçınılmaz bir gerekliliği olarak nasıl halk teba olmaktan çıkıp yönetime fiilen katılmaktaysa, onlar da emirkulu olmaktan çıkıp kamu hizmetine fiilen katılarak kendilerini onun bir parçası gibi hissedeceklerdir.
|
|
|
