|
Milenyumun Mandalı : Sait Haşmetoğlu |
|
Her kitap bir insanın, bir semtin, bir kentin, bir ülkenin ya da bir kültürün iç dünyasından kesitler yansıtır. Burada yansıtılan ise biraz sanat ruhlu, iyi eğitim almış, pratik zekalı ve gelişmeye kendini adamış birinin özel sektördeki 3 güzel yılın ardından iş hayatını devlet memuru olarak sürdürme kararı alan ve bu yüzden başına gelmedik kalmayan bendenizin kamudaki çalışma ortamında mengenelerle sıkıştırılıp kalıplara tıkılan iç dünyası olacaktır. Tabi ki o iç dünyanın dışında da kamudaki çalışma ortamının iç yüzü ona sarmalanmış olarak gelecektir gözler önüne. Bir anahtar deliğinin gösterebileceği kadar sınırlı bir alandır belki yansıtılacak olan; fakat o dar alanda bütünü çözmemize yardım edecek çok değerli ip uçları bulunabileceğine inanılmaktadır.
Önceki bölümlerde "emek" ve "sermaye" şeklinde özetlenebilecek aynı üretim girdilerini kullanan özel sektör ile kamu sektörü arasındaki anlayış, üretim yöntemleri ve ürün kalitesi farkının sermayeden ziyade emek faktörünün her iki sektörde bir birinden farklı biçimlerde kullanılmasından kaynaklandığını ifade etmiştik. Hindiler ile kartalları emeğin farklı biçimde, yani göreceli olarak daha durağan ya da daha dinamik, daha sınırlı ya da daha taşkın biçimde kullanıldığı iki aykırı noktayı yansıtan birer sembol olarak kullanıldığı kıyaslamanın zihnimizde oluşturduğu yargıları göz önünde tutarak,şimdi her iki sektördeki emek faktörünün, yani insan kaynaklarının kullanışındaki bu farklılığa biraz daha yakından bakalım.
|
|
|