İdare Amiri: Ebru Kargın
ALBERT CAMUS : Tolstoy ölmek üzereyken havaya yazıyordu…
BUKET UZUNER : Tolstoy'un Anna Karenina'yı iyi anlattığına inanmıyorum. Bir kadın yazar, o kitabı yazsaydı Anna Karenina ölmezdi. Kadın ve erkeğin dünyaya bakışı ayrı. Kadını ya da erkeği iyi anlatmak için çok kadınla ya da çok erkekle birlikte olmak gibi bir skor önemli değil. Edebiyat, duygusal zekanın yüksek olduğu bir yazın sanatı. Duygusal zekasını kullanmaya özenen bir yazar, cinsiyeti ne olursa olsun hem kadınları, hem erkekleri hem de dünyayı çok iyi anlatır.
PERİHAN MADEN (RADİKAL/YAŞAM) : 'Anna Karenina' da bir yandan Anna Arkadyevna Karenina'yla Vronsky'nin aşkları anlatılır; diğer yandan Nikolay Levin'le Kitty'nin tanışmaları, evlenmeleri, nerdeyse tüm yaşamları. Levin karakteri -kitap, Anna'yla Vronsky'nin mümkünatsız aşkları yüzünden bunca tanınıp biliniyor olsa da- romanda ciddi ağırlıklı bir yer tutar tutmasına. Ama yine de Anna Karenina'nın haraşo stiliyle örülmüş bu öykülenmesinde, daima o büyük ve iç kanırtıcı aşkın gölgesinde kalarak, nerdeyse hatırlanmazdan gelinir Levin. Oysa, Levin karakteri çok mühimdir. Çok çok mühimdir. Devamı...>>
MANSUR FOROUTAN (SABAH): Tolstoy'un yarattığı kadın karakterin aslında kendisi olduğu analizine saygı duyuyorum. Tamam, gözyaşları da aşkın bir parçasıdır. Altına basarım imzamı. Ama bu benim ve benim gibilerin hayatını kolaylaştırmıyor ki.
CELAL ÜSTER (RADİKAL /KİTAP): Tolstoy'un 'Savaş ve Barış'ı, yazıldığı 19. yüzyıl başlarından bugüne değin kötü çevirilere de direndi, kötü okurlara da... Şu anda piyasada tam on dört tane 'Savaş ve Barış' var…
Devamı...>>
AKSİYON : Ünlü Rus yazar Tolstoy'un, ölümünden bir yıl önce Hz. Muhammed'in (s.a.s.) hadislerini derlediği bir risalesi olduğu ortaya çıktı. Tolstoy'un eseri, Rus halkında İslama ilgi uyandırmaması için komünizm döneminde gizlenmiş.
Devamı...>>
TEMPO : Rus yazar Lev Tolstoy'un Anna Karenina'yı yazdığı yıllarda, Amerika'da bir zenciye okuma yazma öğretmek bile suçtu. Bugün Afro-Amerikan kökenli televizyon yıldızı Oprah Winfrey'in tavsiyesiyle roman, Amerika'nın en çok satan kitaplar listesine girdi. Devamı...>>
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Adrese Teslim
Günlük E-Gazete - 12 Ocak 2006
LEV NIKOLAYEVIC TOLSTOY 1828 - 1910
Kont Lev Nikolayevic Tolstoy 28 ağustos 1828'de Tulainde Yasnaya Polyana'da doğdu. Annesini küçük yaşta kaybetti. Babası ve kardeşleriyle yaşadığı aile topraklarında Rus kırsal yaşamını erkenden tanımış oldu. On beş yaşında Voltaire'i ve üstünde kalıcı bir etki bırakacak olan Rousseau'yu okudu. 1847'de üniversiteden ayrılarak köylülerine yararlı olmak amacıyla dönüp, Yasnaya Polayana'ya yerleşti.
Genç Tolstoy, dört yıl süren acılardan ve yaşamın anlamını sorgulamalardan sonra 1851'de yaşadıklarından tatmin olmayarak Kafkasya'ya gidip topçu teğmeni oldu. Edebiyat çalışmalarına da gerçek anlamda burada başladı. O dönemde Kafkasya bir eğitim ocağı ve aralarında Lermontov'un da bulunduğu pek çok Rus yazarı için esin kaynağıydı. Zaten Tolstoy'un gençlik hikayeliyle (özellikle savaş sahneleri) lermontov'un üslubu arasında bir yakınlık sezilebilir. Dağıştan ve Çeçenistan'ın Ru Çarlığı'na bağlanması üzerine yerli halkın gösterdiği tepkileri, Tolstoy "Kazaklar" adlı hikayesinde anlatır. Kırım Savaşı sırasında Sivastopol'da bölük komutanı olarak, kuşatılmış şehrin en tehlikeli kesiminde bulundu ve yaşadıklarını "Sivastopol" adlı eserinde anlattı. Tolstoy bu eserinde yeniden savaş temasını ele alır. Onun savaş sahnelerini, roman kişilerinin algılarına dayanarak anlatması ve bütün bir savaş mekanizmasını ahlakın prizmasından geçirmesi büyük bir yeniliktir.
Tolstoy'un yayımlanan ilk kitabı "Çocukluk"un ne Kafkasya'yla ne de Kırım'la ilgisi vardır. Tolstoy bu kitapta çocukluk anılarına geri döner, Yasnaya Polyana'daki yaşamdan sahneler canlandırır. Bu hikayeyi gönderdiği Sovremennik dergisinin yönetmeni şair Nekrasov, derhal yayımlamaya karar verir. Böylece ilk hikayesinin yayımlanmasından sonra, peş peşe çıkan "İlk Gençlik" (1854) ve "Gençlik" (1857) ile Tolstoy, dönemin en tanınmış yazarları arasında yer alır. Nekrasov, Turgenyev'e şöyle der; "işte yeni bir yetenek, hem de kesin görünen bir yetenek."
Bu üçleme içinde geçmiş yıllara duyulan özlemden, çocukluğun masumiyetinden, dünyayı keşfedişteki tazelikten çok daha fazlasını barındırır. Tolstoy'un gelecekteki eserlerinin taşıyacağı bütün özgünlüğü, özellikle de özeleştiriye olan eğilimini tohum halinde içerir. Delikanlılığında daima doğru hareket etmek amacıyla entelektüel ve moral yeteneklerinin gelişmesi için bir program hazırlamayı tasarlar. On dokuz yaşından başlayarak en küçük eylem ve düşüncelerini didik didik edip eleştirdiği bir günlük (tüm yaşamı boyunca sürecek ve binlerce sayfa olacak) tutar. Tolstoy'un gelişim çizgisini defalarca saptıracak derin krizlere karşın, onun kişisel ütopyası çok erken oluşur. Bu sayede bireyin manevi mükemmelliğinin kötülük ve yalanla daha iyi baş edebileceği, çünkü bu konuda toplumsal reformların bile yetersiz kalacağı, toplumun insanı yozlaştırdığı şeklindedir. 1856'da bu aykırı düşünceyi sonuna kadar götürerek, "sanat sanat içindir" görüşünü savunan bir grup kuramcıyla yakınlık kurdu. Ertesi yıl, İsviçre'yi, Fransa'yı, Almanya'yı dolaştı ve bu arada "İki Süvari Subayı" ve "Üç Ölüm"ü yazdı. Rusya ile karşılaştırıldığında Batı Avrupa'da egemen olan toplumsal özgürlük onu adeta çarptı, ama çok geçmeden madalyonun öteki yüzünü, ilerlemenin olumsuz yanlarını da fark etti. Yasnaya Polyana'ya dönüşü, kölelerin özgürleştirilmelerinden hemen önceye rastlar.
Tolstoy, "Toprak Ağasının Sabahı" (1856) adlı hikayesinde genç prens Nehliyudov'un kişiliğine kendi yaşamından pek çok ayrıntı yükler. Tıpkı yazar gibi, genç prens de üniversiteyi terk eder. Yaz tatilini geçirmeye gittiği kırdaki malikânesinde, oraya yerleşip, köylülerin yaşamını değiştirmeye karar verir. Ama iyi bir toprak sahibiyle köylüler arasında uçurum vardır. Tolstoy burada kır hakkındaki derin bilgisini gösterir.
1853'ten 1863'e kadar, on yıl boyunca şiirsel eserlerinden biri olan "Kazaklar" üzerinde çalıştı. Olenin adında soylu bir delikanlı, sürdüğü yaşamdan son derece bezmiş olarak, 1851 ilkbaharında Kafkasya'ya gider. Tolstoy burada Doğu'yu konu alan edebiyatın büyük çoğunlukla bulandığı egzotizmin tersine, neredeyse etnografik bir ayrıntı zenginliğiyle bir Kazak köyündeki yaşamı aktarır. Yazara çok benzeyen, kendisini büyüleyen bu dünyaya karışmayı başaramayan ve ayrılık zamanının gelip çattığını hisseden Olenin'le Tolstoy bir huzursuz kişilikler topluluğunun ilk halkasını oluşturur.
Tolstoy, 1859'da bir bunalımın eşiğindedir. İyilik yapabilme olanağına kavuşacağına inandığı huzurlu kır yaşamına olan özlemini dile getirmeye çalıştığı, alaycı başlığıyla "Aile Mutluluğu"nun yayımlanması, aslında cesaretini kırmıştır. 9 ekim tarihli yazısında şunları itiraf eder: "Artık bir yazar olarak hiçbir değerim yok. Yazmıyorum, "Aile Mutluluğu"ndan beri hiçbir şey yazmadım ve sanırım yazamayacağım da."
Böylece, 1859'dan 1862'ye kadar tüm zamanını Yasnaya Polyana'lı köy çocukları için okul kurmakla geçirdi. Bu arada Yasnaya Polyana adlı pedagojik bir dergi çıkartmaya başladı. Tolstoy, köylü reformları yılları süresince sulh yargıçlığı yaptı ve pek çok anlaşmazlıkta köylülerle soylular arasında arabuluculuk görevini üstlendi.
1862'de Sofya Andreyevna Bers'le evlendi ve üç çocuğu oldu. Düğününden önce, aşklarla dolu geçmişini bilmesi için geline günlüğü okutması bu evliliği tehlikeye soktu. Daha sonra Sofya Andreyevna'da Tolstoy'un önerisi üzerine, neredeyse sadece onunla ilişkilerine adanmış bir günlük tuttu. Eşler günlüklerini birbirlerine okuttular, hatta Tolstoy eşinin defterine notlar düştü. Sofya Andreyevna'nın, Tolstoy'un kitaplarının sansürce yasaklanması üzerine, bizzat Moskova'ya çarın huzuruna çıkacak kadar ailesine bağlılığını gösterdiği mutlu bir evliliğe karşın, Tolstoy kendi dünya görüşüyle çelişen aile yaşamından soğudu. 1863'te on yıl sürecek olan "Savaş ve Barış"ı yazmaya başladı. Bu anıt eser, yazarın Sivastopol Savaşı'nda Rus birliklerinin uğradığı bozguna, bu birliklerin aptalca yok oluşuna tanık olduğu bir dönemde tasarlanmıştı. Elbette bu dönemin seçilmesinde, tarihten öç alma, Rusya'ya bir bozgun yerine zafer sunma isteğinin yattığı gözden kaçmamaktadır. Tolstoy, Napolyon'a karşı yapılan savaşın, halk içinde bulduğu desteği göstermek isterken, bu savaş hakkında, zaman zaman tanıklıklarla bile çelişen yeni bir değerlendirmeyi kabul ettirmeyi başarır. Tolstoy bu kitabına başladığında, 1856'da geçen, Sibirya'ya sürülen Dekabristlerin dönüşünü konu alan bir hikaye yazmayı düşünüyordu. Ama başlangıçtaki tasarısından vazgeçerek sadece kahramanın yaşamında bir dönüm noktası olan olayı değil (1825 ayaklanması) 1812 anavatan savaşıyla aynı döneme rastlayan gençlik yıllarını da anlatmaya karar verir. Tolstoy hikayesine bir bozgunu anlatmakla başlamayı tercih etti; romandaki olaylar 1805'te başlıyordu.
"Savaş ve Barış" alışılmış sınırlandırmaların dışında kalan bir eserdir. Ne psikplojik, ne de tarihi bir romandır, ne sosyal bir kronik ne de üst sınıfların yaşamının sergilenmesidir; hepsinden bir şeyler vardır. Yayımlandığında çok çeşitli tepkilere neden oldu. Gerçekleri çarpıtmakla suçlandı, Çar Aleksander bile Tolstoy'un her şeyi birbirine karıştırdığını söyledi. Tolstoy'un vatanseverlik ve kahramanlık anlayışına tepki gösteren savaş gazileri romanı kınadılar. Tolstoy'un romanın biçimine hâkim olamadığını ileri sürdüler. Bu arada ilericiler, kadının bağımsızlığı yolundaki düşüncelere karşı çıkışı veya geçmişe olan bağlılığı yüzünden onu şiddetle eleştirdiler. Yazar, "Savaş ve Barış" ta halk fikrine, "Anna Karenina"da (1877) aile fikrine önem verdiğini söyler. Bu "Savaş ve Barış" ta aile fikrine yer verilmediği veya "Anna Karenina"nın sorunsalının sadece aile içinden kaynaklandığı anlamına gelmez. İki roman arasında on yıllık bir zaman farkı vardır; ne Tolstoy aynı Tolstoy'dur, ne de Rusya aynı Rusya'dır. Yazar romanda ilerledikçe, başlangıçtaki kendini mahva sürükleyen evli bir kadın fikri, genişleyip derinleşir. Burada Tolstoy' a en yakın kişilik Constantin Levin'dir. Tolstoy'da onun gibi köylüleriyle ekin biçecektir, üstelik Levin'in arazisi de Yasnaya Polayana'ya çok benzemektedir. İki kahraman (Anna ve Levin) neredeyse hiç karşılaşmazlar, birbirlerine paralel mekanlarda yaşarlar. Bu da eleştirmenlerin Tolstoy'u konuyu inşa etmede yetersizlikle suçlamasına yol açmıştır. Tolstoy bu eleştirileri şöyle yanıtlar: "Tam tersine eserimin mimarisinden gurur duyuyorum, tonozlar öylesine kavuşuyorlar ki, şatonun nerede olduğu bile görülemiyor."
Tolstoy, 1880'de yeniden büyük bir ruhsal bunalıma yakalandı ve bunu, "İtiraflarım"
(1882) adlı hikâyesinde şöyle anlattı: "Çevremizdeki yaşamla ilişkimi tamamen kestim." Toprağı işlemeye başladı, malını mülkünü dağıttı, dünyanın değişmesinin bireysel kol emeğiyle gerçekleşebileceğine inandı, şiddete karşı çıkıp, barışı savundu, ve Yasnaya Polyana'dan hiç ayrılmadı. Bu dönemde yazdıklarında gerçeği arayış en ön plandadır: "Efendi ile Uşak", "Karanlığın Kudreti", "Sanat Nedir?", pek çok halk masalı, felsefi ve ahlaki eserler, "Neye İnanıyorum", "Dogmatik İlahiyatın İncelenmesi", "Kilise ve Devlet", "Tanrının Ülkesi Senin İçindedir", "İvan İlyiç'in Ölümü" … Bu dizinin en başarılı hikayesi kuşkusuz "İvan İlyiç'in Ölümü"dür. Kahraman bir memurdur, hep herkes gibi yaşamayı isteyen bir adamdır. Ancak ölüm döşeğinde hayatının ne kadar boş geçtiğini anlar. Tolstoy büyün hayatının, işinin, ailesinin bir aldatmacadan başka bir şey olmadığını gören bir insanın manevi acılarını sergiler.
Tolstoy, "Kröyçer Sonat" ta (1889) evliliğin gerçek duyguların taklidinden başka bir şey olmadığı sıradan bir ailenin dramını ele alır. Pozdnyçev'le karısın arasında körü körüne bir cinsellikten başak hiçbir bağ yoktur. Pozdnyçev'in kıskançlığı onu cinayete sürükler; karısını öldürür. Tolstoy'un o dönemde geliştirdiği ve dünyadan el etek çekmeyi, bedeni reddi hatta bedenden nefreti savunan cinsellikle ilgili kuramların, çelişki ve sınırlarını görüyoruz. "Şeytan ve Serge Baba" adlı hikayelerde de aynı tema sürer.
Tolstoy, 1890'ların başında dünyaya yeni bakışını dile getirme ihtiyacını duydu ve uzun yıllar "Diriliş" adlı eseri üstünde çalıştı. Kitap dokuz yıl sonra, 1899'da yayımlandı. Burada ana konu, soylu sınıftan Nehliyudov tarafından baştan çıkarılıp terk edilen Katyuşa Moslova adlı yoksul bir genç kızın yaşadıklarıdır. Katyuşa'ya mahkemede rastlayan (kız hırsızlık ve cinayetle suçlanmaktadır) Nehliyudov hayatını alt üst edecek bir sarsıntı geçirir. Romanın ilk sürümünde Nehliyudov, Katyuşa'yla evlenir. Son ve yayımlanan biçimindeyse, her iki kahramanda kendi kurtuluşlarının arayışı içindedirler; Katyuşa sürgündeki bir devrimci ile yakınlık kurarken, Nehliyudov kendini İncil okumaya verir. Buna rağmen, 24 şubat 1901'de Yüksek Kilise Meclisi Tolstoy'u sapkınlık ve ateizmle suçlayarak aforoz etmiştir.
1912'de ölümünden sonra yayımlanan ve son eserlerinden biri olan "Hacı Murat"ta, Tolstoy, Kafkasya anılarına geri döner.
Gerçeği arayışı, yaşamının sonunda onu evinden ve karısından kaçmaya ve Kafkasya'ya gitme niyetiyle trene atlama niyetine sürükledi. Ama çok hastalandı ve kırsal kesimde bir tren istasyonunda, Astapovo'da 7 kasım 1910'da öldü. Cenaze töreni, ülkenin dört bir yanından gelen on binlerce insanın bir araya geldiği ulusal bir gösteriye dönüştü.
Tolstoy sadece yazar olarak değil, düşünür olarak da insanları derinden etkilemiştir. Onun ilkesine göre yaşamak için Tolstoy'cu topluluklar oluştu, ne var ki bunlar devrimden sonra zulme uğradı.
"Hikayelerimin kahramanı, yüreğimin bütün gücüyle sevdiğim, bütün güzellikleri içinde anlatmaya çalıştığım ve hep güzel olan, güzel kalan ve hep güzel kalacak olan gerçektir" Lev Nikolayeviç Tolstoy, ülkesinde köylüler yararına yaptığı sosyal ve pedagojik çalışmalarına hiç ara vermeden, Rus edebiyatına "Savaş ve Barış", "Anna Karenina" gibi iki en güzel şaheser kazandıran zengin edebi yaratılarında, ahlaki mükemmellik idealini bu sözlerle dile getirmeye çalışıyordu…
Yukarı
AĞDAKİ KUŞLAR
Satışı yok…
Yukarı
AİLE MUTLULUĞU
Kış başlarından beri köyde Katya ve Sonya ile yalnız başımıza oturuyor, sonbaharda yitirdiğimiz annemin yasını tutuyordu.
Katya bizleri büyütmüş olan, kendimi bildim bileli anımsayıp sevdiğim dadımız, aynı zamanda eski bir aile dostumuzdu. Sonya ise küçük kız kardeşimdi. Yağışlı, hüzünlü, kışı, Pokrovsk'taki eski evimizde geçiriyorduk. Hava soğuk ve esintiliydi; durmadan yağan bir
pencerelere kadar çıkıyor, camlar hemen hemen sürekli buz tutuyordu. Neredeyse bütün kış köyden çıkıp bir yerlerde gezememiştik. Evimize arada bir gelenler de acılı yüzleri, evde uyuyan birileri varmışçasına usul usul konuşmaları, içi çekip somurtmaları, bana özellikle kara giysini Sonya'ya bakarken ağlamaklı duruşlarıyla bizlere ne ve sevinç getirmekten çok uzaktılar. Ölüm, varlığını evde her an duyuruyor; acılığı ve korkunçluğu ile evin havasına yansıyordu. Annemin odası kapalıydı, yatmaya giderken önünden her geçişte bir şey beni bu soğuk ve yarı karanlık odaya bakmam için dürtüyor, korkudan ürperiyordum.
Çeviri: Mehmet Özgül
İş Bankası Kültür Yayınları
Yukarı
ANNA KARENİNA (3 CİLT)
Bedensel rahatsızlıklar, aile içi skandallar, ideolojik, politik buhranlar. Tanrı inancına duyulan kuşkular biçiminde görünürleşen sayısız fiziksel ve ruhsal krizden ve Ortodoks Kilisesi'nden çıkartılışından bir yıl sonra (1902), yaşlı Tolstoy, Anna Karenina'yı yazdığı orta yaş yıllarını hüzün ve iç sızısıyla hatırlar.
Sanatının doruğundaki en iyi yıllarının ürünü olan bu roman, yazara göre temel bir "fikri" soyut formülasyonlara başvurmadan açıklayan sanatta "biçimi" bağımsızlaştırmayıp içerik ile, fikir ile bütünleştiren bir yapıyı temsil eder. İçerik ile, sanatsal biçimin bu uyumunun sentezinde yazarın sözünü ettiği o dışa vuran fikir ya da düşünce nedir? Yaşlı bir erkekle
evlendirilmiş genç kadın (Anna Karenina) genç subay Vronski ile içine sürüklendiği ilişkiyi niçin evlilikle sonuçlandıramaz? Sosyetedeki statüsünü gözden çıkartamadığı için mi? Yoksa Tolstoy'unu aristokrasi temelinde kurulu ideal "aile mitosunda", bireyin bütünlüğünü koruyan o büyük "organizasyonda", kadının doğal, cinsel dürtülerini yıkıcı bir tehdit gibi gören ve ona ev hanımı-anne rolünün ötesinde bir sosyal varoluş alanı tanımayan muhafazakâr anlayışla mı karşı karşıyayız?
Anna Karenina: Sosyal statüye feda edilen aşk.
Çeviri: Saniye Güven
Bordo Siyah Yayınları
Yukarı
ATEŞİ KIVILCIMKEN SÖNDÜRMELİ
"Yaşarsınız oğlum, yaşarsınız" dedi. "Eğer Allah'ın emirlerine uyarsanız her şeyin üstesinden geleceksiniz." Biraz sustuktan sonra gülümseyerek ekledi: "Sakın ha İvan! Yangını kimin çıkardığını söyleme! Sen, herhangi bir insanın kabahatini örtersen Allah da senin iki kabahatini affeder!"
Çeviri: Serhan Nuriyev
Nehir Yayınları
Yukarı
BASKIN
Bir atı, kamçıdan korktuğu için bir uçurumdan kendini savurmaya iten şey cesaret midir? Bir çocuğun cezalandırılacağı korkusuyla ormana kaçması ve kaybolması cesaret midir? Bir kadının rezalet korkusuyla yeni doğmuş çocuğunu öldürmesi ve takibata alınma riskini göze alması cesareti simgeleyen bir hareket midir? Yoksa bir adamın, kendini beğenmişlikle bir insanı öldürmeye kalkması ve bu yüzden kendi hayatını tehlikeye atması mıdır cesareti gösteren?
Tehlike her zaman bir seçim şansını da içerir. O takdirde bu seçimi ne belirlemektedir? Asil bir duygu mu yoksa aşağılık olanı mı? Aslında bu duygulara binaen yapılanı cesaret yahut korkaklık olarak adlandırılmalı değil mi?
Çeviri: Ahmet Delidağ - Firuze Şebnem Aslıtürk
Metropol Yayınları
Yukarı
BİR EVLİLİĞİN ROMANI
Usta yazar Tolstoy, Bir Evliliğin Romanı'nda genç bir kız ile orta yaşlı bir adamın evliliğini sade fakat bir o kadar incelikli kalemiyle resmediyor. Roman doğal ve sade bir yaşamın, aile saadetinin devamı için ne kadar gerekli olduğunu, kendini sosyete eğlencelerine kaptırarak mutluluğunu kaybeden bir hanımın diliyle anlatıyor.
Ahlaki yozlaşmanın aşkı ve aile saadetini bozacak kadar zararlı olduğunu anlatan olay örgüsü içinde, eşlerin birbirlerinin hayatlarına ne dereceye kadar müdahale edebileceğini de tartışan roman, bu özelliğiyle daha uzun yıllar güncelliğini koruyacak gibi görünüyor.
Çeviri: Serhan Nuriyev
Timaş Yayınları
Yukarı
BİR GENCİN DRAMI - ÖYKÜLER -
Yazı yazmak için okyanus sahillerine giden bir yazar, sabaha karşı dans eder gibi hareketler yapan birini görür. Biraz yaklaşınca bir gencin, sahile vuran deniz yıldızlarını birer birer alıp okyanusa fırlattığını fark eder. Genç adama yaklaşır ve sorar;
-Neden bu deniz yıldızlarını okyanusa atıyorsun?
Genç adam şöyle cevap verir:
-Birazdan güneş yükselip sular çekilecek. Onları suya atmazsam Ölecekler.
Bunun üzerine yazar:
-Kilometrelerce sahil, binlerce deniz yıldızı var. Bunların hepsini nasıl kurtaracaksın? Ne fark eder ki der…
Genç adam eğilip yerden bir denizyıldızı daha alır, okyanusa fırlatır.
-Onun için fark etti ama...
Çeviri: Ersin Yıldırım
Arkhe Yayınları
Yukarı
CANLI CESET
Başlangıçta iyi bir insanken zamanla içki ve safahat alemlerine dalan Fedya, sevdiği ama ona layık olamadığını düşündüğü eşiyle, en yakın arkadaşı arasındaki masum duygusal yakınlığı hissedince, onların saadetine engel olmamak için aradan çekilmeye karar verir. Ne var ki, kanun önünde, ayrılığı istediğine dair yalan söyleyecek gücü asla kendinde bulamaz...
Tolstoy, Canlı Ceset'te kalbine hükmedemeyen insanın çektiği sıkıntıları, ıstırapları, aşk acısını ve kadere karşı gelemeyişini tarafsız bir üslupla dile getiriyor.
Çeviri: Serhan Nuriyev
Timaş Yayınları
Yukarı
ÇOCUKLUK YILLARI
Shakespeare'den sonra dünya dillerine en çok çevrilen yazar Tolstoy'un ölümüne kadar süren kendini arayış serüveninden önemli bir kesit sunar "Çocukluk Yılları" çağını çok iyi gözlemleyen Tolstoy, kahramanlarını kendi hayatının gerçek kişilerinden seçtiği kitabında yaşamına ilişkin ilk bilinçli izlenimlerini yansıtmaktadır. Tolstoy'un toplumsal ve felsefi görüşünün ilk meyvesi olan bu eser "pişman olmuş" bir soylunun erdem arayışlarının öyküsüdür.
Çeviri: Derya Sungur
Şule Yayınları
Yukarı
ÇÖMLEK ALYOŞA
Bir klasik roman yazarı olan Tolstoy'un öyküleri de aynı kuvvette kaleme alınmış metinlerdir. Bu kitapta yer alan "Çömlek Alyoşa", "Allah Gerçeği Görür Fakat Bekler", "İnsan Ne İle Yaşar", "Balodan Sonra", "Sevginin Bedeli" ve "İvan İlyiç"in Ölümü" başlıklı öyküler, onun ne kadar kuvvetli ve kudretli bir gözlemci olduğunun ispatıdır. Döneminin Rusyası'nda yaşanan trajedileri yokluk-varlık, zenginlik-yoksulluk, sevgi-sevgisizlik, bağlamında ele alan yazar, görkemli bir edebiyat çatısı kuruyor öyküleriyle. Her biri bağımsız bir hayatı anlatan bu öyküler, kendine yeni tatlar, yeni okuma heyecanları arayanlar için bulunmaz bir hazine...
Çeviri: Derya Sungur
Mavi Yelken Yayıncılık
Yukarı
DAVULUN SESİ
Davulun sesi uzaktan hoş gelirmiş derler... Ama bu kitap - Davulun Sesi - hiç kuşkumuz yok ki, yakındanda hoş gelecek size. Çünkü birbirinden güzel masallar bulacaksınız içinde. Dünya edebiyatının en büyük yazarlarından olan Tolstoy, halk dilinin zenginliğini görmüş, önemini kavramış ve oturup bu masalları yazmış. Davulun Sesi işte bu masalların en güzelini içeriyor.
Çeviri: Dilek Sökmen
Oda Yayınları
Yukarı
DELİKANLILIK
Açıklamaya gerek yok: Nekludov'un etkisiyle, istencim dışında ona benzer davranıyorum. Onun hayat görüşlerini benimsiyordum. Nekludov'un hayat görüşüne göre, insanın katışıksız bir erdeme erişebilmesi için büyük çaba göstermesi gerekirdi. İnsan hayatının amacı, hatalardan arınıp kusursuzluğa ulaşmak olmalıydı. O günlerde insanın arınması, tüm kötülüklerin ve ahlaksızlıkların ortadan kaldırılması bana mümkün geliyordu. İnsanın kendisini düzeltmesinin, erdemli ve mutlu olmayı başarmasının çok kolay olduğunu düşünüyorum.
Sonuç olarak, gençliğimizdeki bu büyük isteklerle umutların gerçekte gülünç olup olmadığını ve bu isteklerin gerçekleşmemesinden kimin sorumlu olduğunu, yalnızca Tanrı bilir.
Çeviren: Ahmet Özpınar
Aden Yayınları
Yukarı
DİN NEDİR?
Tolstoy'un kendisini ve Allah'ı arayış macerası bütün ömrünü kaplamaktadır. Ömrü boyunca anlaşılamadı. Sürdürdüğü burjuva hayatını terk etti. Etrafındaki hiç kimse; karısı bile onu anlayamadı. Seksen iki yaşındayken bir gece evden kaçtı ve İstanbul'a hareket
etmek üzereyken bir tren istasyonunda hayata gözlerini yumdu. Bazı çevrelere göre bütün hayatı boyunca sürdürdüğü hakikat arayışlarının sona erdiği ve gerçek hakikati İslam'da bularak bu dini öğrenmek için İstanbul'a yöneldiği iddia edilir.
Tolstoy "Din Nedir?"de hiçbir canlının dinsiz yaşayamayacağını; dinin, sanatla, hayatla, felsefeyle nasıl ayrılmaz bir bütün olduğunu ortaya koyar.
Çeviri : Murat Çiftkaya
Akvaryum Yayınevi
Yukarı
DİRİLİŞ
Lev Tolstoy'un yıllar süren buhranlı bir dönemden sonra tamamladığı bir yapıt Diriliş. Prens Nehludov, askere gitmeden önce, halalarının evindeki güzel ve zeki evlatlık Katya'yı baştan çıkarır. O günden sonra da kızı bir daha arayıp sormaz. Katya, bu buluşmadan gebe kalır; ancak çocuğunu doğurduktan sonra kapı dışarı edilir. Güzel Katya'nın bundan sonraki hayatı, genelevden zindana uzanan bir düşüşün hikayesidir. Yıllar sonra Prens ile Katya, beklenmedik bir biçimde karşılaşırlar: Prens, jürisinde görev aldığı bir mahkemede, birini zehirleme suçuyla yargılanan Katya'yı karşısında görünce derinden
sarsılır. Bu sarsıntı, kendi içinde büyük bir değişimin de başlangıcı olur. Büyük günahını bağışlatmak için hayatını baştanbaşa değiştirmeye koyulur. Yaşadığı şatafatlı hayatın bütün zincirlerini kırar.
Çeviri: Nihal Yalaza Taluy
Can Yayınları
Yukarı
EFENDİ İLE UŞAK
"Efendi ile Uşak", tümü coşkuyla kaleme alınmış, insani değerlerle dini değerleri aynı platformda ele alan hikmet dolu öykülerden oluşuyor. Öğüt veren, yol gösteren, iyilik ve doğruluğa yönelten, sevgi ve şefkati insanlık için bir kurtuluş yolu olarak sunan öyküler
bunlar.
"Efendi ile Uşak", Tolstoy'un insana bakışındaki inceliği, varlığı algılayışındaki bilgeliği ve açık bir şekilde ortaya koyduğu inancındaki derinliği fark edecek. Çağın, varlık dengeleriyle çelişen felsefelerine karşı onun duru ve net bakış açısına hayran kalacaksınız.
Çeviri: Hamit Kaplan
Timaş Yayınları
Yukarı
ERİK ÇEKİRDEĞİ
Lev Tolstoy'u hepimiz daha çok büyükler için yazdığı unutulmaz yapıtlarıyla tanıyoruz. Tolstoy, aynı zamanda yarının büyükleri için de birbirinden güzel masallar, öyküler yazmıştır. "Erik Çekirdeği"nde yer alan öyküler, özellikle ilkokul yaşlarındaki çocuklar içindir. Alışılmış öykü kalıplarının dışında, yalın, gerçekçi bir anlatımla sunulan bu öykülerin kahramanlarının çoğu, hayvanlar aleminin sevimli üyeleri. Hem öğretici, hem düşündürücü olan bu güzel öykülerin zevkle okunacağına eminiz.
Çeviri: Kezban Akçalı
Can Yayınları
Yukarı
FİL İLE TİLKİLER
Çocuk kitabı…
- Ağdaki Kuşlar - Kurt ile Yaşlı Kadın - Kurt ile Köpek - Horoz ile Tilki - Tilki ile Leylek
- Pire ile Öküz - Karga ile Tilki - Zengin ile Yoksul - Fil ile Tilkiler - Ağustos Böceği ile Karınca
Çeviri : Zafer Yurt
Nurdan Yayınları
Yukarı
GENÇLİK YILLARI
İsmi edebiyat çevrelerinde duyulmadığı için yirmi dört yaşında "L. N." imzasıyla yayınladığı "Gençlik Yılları"nda Tolstoy, insanların bencilliklerini, şöhret peşinde koşmalarını ve toplumdaki eşitsizlikleri işlemiştir.
Büyük ölçüde Tolstoy'un kendi hayat öyküsünden yararlanarak yazdığı bu eser, başta Turgenyev olmak üzere dönemin Rus edebiyatçılarının dikkatlerini üzerine çekmiş; Dünya edebiyatına yeni bir ustanın gelmekte olduğunu gösteren bir işaret olarak kabul edilmiştir.
Şule Yayınları
Yukarı
GÜNLÜKLER
Tolstoy, yaşamının sonuna doğru, 50 yıl boyunca aralıklarla tuttuğu günlükleri için "Günlükler benim" diyordu. Günlükler, 1847 yılında Tolstoy'un bir belsoğukluğu nöbetinden iyileşmesi ve kendisinin eksiksiz ve yumuşatılmamış bir portresini çizmesiyle başlıyor. Bu günlüklerde onun bütün siyasal, ahlâkî ve edebî kanaatleri önümüze tüm canlılığı, sarsıcı ihtişamı ve benzersizliğiyle serilmektedir. Bu kayıtlar Tolstoy'un roman ve siyasal eserlerini şekillendirdiği ham materyalleri içermektedir. Yepyeni fikirlerle dolu bu günlükler açık sözlülükleriyle, samimiyetleri ve acımasızca öz eleştiri niteliğinde olmalarıyla okuyanları çarpacaktır. Anarşist, vejetaryen, ahlâksız, aforoz edilmiş, eğitimci, asker, kendi kendini yetiştirmiş ayakkabı imalâtçısı, dilekçeci, zor bir eş, iyi bir baba ve
Rusya'nın muhteşem yaşlı adamı. Tolstoy mükemmel derecede karmaşık ve hatta çelişkili bir şahsiyettir. Bu büyüleyici, ama zaman zaman üzücü günlük, onun yalnızca eşsiz bir yazar olmadığını; aynı zamanda muhteşem bir fazîlet kahramanı olduğunu kanıtlamaktadır.
Çeviri: İbrahim Kapaklıkaya
Anka Yayınları
Yukarı
HACI MURAT
1896-1904 yılları arasında yazılan Hacı Murat, büyük Rus yazarı Tolstoy' un olgunluk dönemi romanları arasında yer alıyor. Hacı Murat, on dokuzuncu yüzyıl Kafkas halkları arasında efsaneleşen, Şeyh Şamil' le davalıdır. Yurt edinme, hayata tutunma, bağımsızlık, tutsaklık, ihanet ve iktidar sarmalında biçimlenen bir davanın kahramanıdır. Zayıflıklarının ve gücünün farkında bir kahraman. Acımasız bir coğrafyanın geniş yürekli insanları arasındaki iktidar mücadelesinde taraf olmak zorunda kalmıştır; Rusları da sevmez, Şeyh Şamil' i de.
Seçeneksiz kalmak, bütün duygulardan arınmanın başlangıcı ve sonucu belki de. Savaş bazı insanların kaderidir. Tıpkı inanmasa da taraf olmak zorunda kalmak gibi. Aslolansa direnmek. Her koşulda direnmek ve ayakta kalmak. Tolstoy, ölümüne direnen bir kahramanı yazarak sonsuza taşıyor.
Çeviri: Nihal Yalaza Taluy
Can Yayınları
Yukarı
HAYAT ÜZERİNE DÜŞÜNCELER
Tolstoy'un kendisini ve Allah'ı arayış macerası bütün ömrünü kaplamaktadır. Ömrü boyunca anlaşılamadı. Sürdürdüğü burjuva hayatını terk etti. Etrafındaki hiç kimse; karısı bile onu anlayamadı. Seksen iki yaşındayken bir gece evden kaçtı ve İstanbul'a hareket etmek üzereyken bir tren istasyonunda hayata gözlerini yumdu. Bazı çevrelere göre bütün hayatı boyunca sürdürdüğü hakikat arayışlarının sona erdiği ve gerçek hakikati İslam'da bularak bu dini öğrenmek için İstanbul'a yöneldiği iddia edilir.
Tolstoy 1870'li yılların sonundaki ruhsal bunalımını takip eden dönemde dinsel ve teorik görüşleri açıklayan kitaplar yazmaya ağırlık vermiştir. Tolstoy rasyonel düşünceyi tamamen reddeden bir düşünür değildi. "Hayat Üzerine Düşünceler" adlı bu kitapta akılla inanç arasında bir denge kurmaya çalışmıştır.
Çeviri : Turan Dikmetaş
Akvaryum Yayınevi
Yukarı
HAYATI SORGULAMAK
Tolstoy'un Prens Nehlyudov'un Günlüğü ve Albert'le birinci sınıf Tolstoy klasikleri sayılan Efendi ile Uşak ve Balodan Sonra'nın yeni tercümeleri…
Efendi ile Uşak'ta insanoğlunun birbirine zıt iki uç noktasındaki iki adam, küçük bir at, bir kızak ve insanın dizginlenemeyen hırsı, doğanın muazzam kudretiyle bütünleşiyor.
Balodan Sonra, genç bir erkeğin aynı anda cinsellik ve asker dünyasıyla ilk kez karşılaşırken kendi dip kompleksiyle yüzleşmesinin öyküsünü anlatıyor: kahramanın bir kadına ulaşabilmesinin mutluluğunun ardından, işkence gören bir erkek vücudu karşısında düştüğü dehşet... Tolstoy, Prens D. Nehlyudov'un Günlüğü'nde burjuva mantalitesinin karşısına yerleştirdiği sanatın büyüsünü, Albert'te bütün canlılığıyla ortaya koyduğu sanatçı kişiliği ve "öteki"ni anlama sınavıyla ilişkilendirerek, bir kez daha insan ruhuna daha derinden nüfuz etmemizi sağlıyor.
Çeviri: Serhan Nuriyev
Kaknüs Yayınları
Yukarı
HAZİN BİR EVLİLİĞİN ROMANI
Rivayet olunur ki Nessos, birgün Herakles'in karısı Deianeira'yı kaçırıp ona tecavüze yeltendiğinde Herakles'in zehirli okuna hedef olur. Nessos ölürken Herakles'ten öcünü alabilmek için kanlı gömleğini Deianeira'ya verir. Bu gömleği kocasına giydirdiği takdirde onun aşkını sonsuzcasına kazanacağını söyler. Bir tören esnasında Nessos'un kanlı gömleğini giyen Herakles acıdan kıvranmaya başlar. Bedenine yapışmış olan bu gömleği derisi soyulmak pahasına çıkarmaya çalışsa da bunu başaramaz. Sonunda, dağlardan kökleriyle söküp çıkardığı devasa çamları meydana yığar ve büyük bir ateş yakar. Ve kendini alevler içine atarak hayatına son verir.Tolstoy için olduğu gibi birçoklarımız için de evlilik, Nessos'un kanlı gömleği... Kandırmacayla üzerimize giydirilen ve ancak yalazlarla çıkarılabilen bir gömlek..
Çeviri: Raif Necdet
Kaknüs Yayınları
Yukarı
HER ŞEYE RAĞMEN SEVGİ ÖYKÜLERİ
Bir gün ermişlerden birine sormuşlar: "Sevginin sözünü edenler ile sevgiyi gerçekten yaşayanlar arasında ne fark vardır?" "Bakın göstereyim" demiş, ermiş.
Bir sofra hazırlamış. Bu sofraya sevgiyi dilinden düşürmeyen ama dilden gönüle indirmeyen kişileri çağırmışlar. Hepsi yerlerine oturmuşlar. derken, sıcak çorbalar ve arkasından da "derviş kaşığı" denilen bir metre boyunda kaşıklar gelmiş.
Ermiş: "Bu kaşıkların sapının ucundan tutup öyle yiyeceksiniz" diye bir şart koşmuş. "Öyle kaşıkların sapının ucundan tutup öyle yiyeceksiniz" diye bir şart koşmuş. "Öyle kaşığın çukur kısmına yakın yerden tutmak yok." "peki" demişler ve çorbayı içmeye başlamışlar. Fakat o da ne? Kaşıklar uzun geldiğinden, sofradaki hiç kimse, çorbayı döküp saçmadan bir türlü ağzına götüremiyormuş. En sonunda, bakmışlar bu iş olmuyor, çorbadan vazgeçmişler. Öylece, aç aç kalkmışlar sofradan. Onlar sofradan kalktıktan sonra, ermiş: "Şimdi de sevgiyi gerçekten bilip yaşayanları çağıralım sofraya" demiş.
Yüzleri aydınlık, gözleri sevgiyle gülümseyen insanlar oturmuş sofraya. Ermiş: "Buyurun bakalım" deyince de, her biri uzun saplı kaşığını çorbaya daldırıp karşısındaki kardeşine uzatıp içmişler çorbalarını. Böylece her biri diğerini doyurmuş olarak, şükür içinde sofradan kalkmışlar.
"İşte" demiş ermiş. "Kim ki hayat sofrasında yalnız kendini görür ve doymayı düşünürse, o aç kalacaktır. Ve kim ki, kardeşini düşünür ve doyurursa, o da kardeşi tarafından doyurulacaktır şüphesiz. Şunu da unutmayın ki, hayat pazarındaki alan değil, her zaman veren kazançlıdır."
Çeviri: Ersin Yıldırım
Arkhe Yayınları
Yukarı
HZ. MUHAMMED GİZLENEN KİTAP
* Yayıncının notu : İslam Peygamberi ile ilgili yayımlanmayan risalesi
".... Bunu söylemek ne kadar tuhaf olsa da benim için Muhammedilik, Haça tapmaktan (Hıristiyanlık'tan) mukayese edilemeyecek kadar yükseklikte duruyor. Eğer insan, seçme hakkına sahip olsaydı, aklı başında olan her bir insan, şüphe ve tereddüt etmeden Muhammediliği; tek Allah'ın ve onun Peygamberini kabul ederdi... - Tolstoy 1828-1910 -
Ünlü Rus yazarı L.N.Tolstoy 1908 yılında Abdullah El-Sühreverdi'nin Hindistan'da basılmış "Hz.Muhammed'in Hadisleri" kitabını okumuştur. Okuduğu hadislerden bir risale (kitapçık) tertip etmiş,bunu Rusya'nın posrednik' adlı yayınevinde bastırmıştır.
Rus halkı ve özellikle Rus aydınları, L. N. Tolstoy'u ilahi bir kuvvete sahip gibi seviyorlardı ve onun İslamiyeti kabul etmesinin duyulmasının Rus toplumu içinde İslam'a güçlü bir akım başlatabileceğini biliyorlardı. Bu yüzden de Tolstoy'un Hz.Muhammed'in hadislerinden derlediği kitapçığını KGB gibi Rus istihbarat birimleri gizli tutmaya, unutturmaya ve basılmasını engellemeye çalışıyorlardı. Tolstoy, bu risale (kitapçık) ile Rus okurlarını, Hz. Muhammed'in hadisleriyle tanıştırmıştır. Hadislerden seçtiği konularda 'fakirlik' ve 'eşitlik' gibi kavramları esas almış, Rus halkına ve onları aldatanlara bir ders verir nitelikte olmasına özen göstermiştir.
Tolstoy, seçip kitapçık haline getirdiği bu hadislerle, gerçek adalet ve eşitliğin, gerçek kardeşlik ve fedakârlığın yerinin İslam olduğu, hatta insana saygı ve sevginin ve daha ötesinin de yerinin yine İslam olduğunu vurgulamak istemiştir.
Prof. Dr. Telman Hurşidoğlu ALİYEV
Karakutu Yayınları
Yukarı
İÇİMİZDEKİ ŞEYTAN
"Bir zamanlar bir iyi, bir de kötü büyücü varmış. İyi büyücü, bir insanı, kötü büyücünün şerrinden kurtarmak için, onu buğday tanesine çevirmiş. Kötü büyücü birden bir horoz olup, tam taneyi yutacakmış ki, iyi büyücü tanenin üzerine bir şinik buğday dökmüş. Böylece kötü büyücü aradığı taneyi bulamamış." İşte Hıristiyanlar da Allah'ın kitabı olan İncili bu hale getirdiler. Allah'ın kitabının yanı sıra 49 kitabı kutsal tanıyarak hak ve batılı birbirine karıştırdılar.
Çeviri : Sultan Neval Şimşek/ Serkan Özburun
Kaknüs Yayınları
Yukarı
İNSAN NE İLE YAŞAR
Allah vazifesi olmasına rağmen yeni doğum yapmış bir annenin ruhunu, merhametine yenik düştüğü için, alamadan dönen meleğini üç şey öğrenmesi için insan suretine büründürerek dünyaya gönderir: ''İnsanın içinde ne barındırdığını öğren'', ''İnsana neyin verilmediğini öğren'' ve ''İnsanın ne ile yaşadığını öğren''. Bu üç bilgiyi edindiğinde, yani insanı tanıdığında melek Rabb'inin sonsuz merhametini de kavradığı için tekrar semaya yükseltir.
İnsan Ne İle Yaşar, Tolstoy'un ahlaki ve dini değerleri ön plana çıkardığı heyecanlı, coşkulu ve hikmetli hikayelerden oluşuyor.
Çeviri: İhsan Özdemir
Timaş Yayınları
Yukarı
İTİRAFLARIM
Savaş ve Barış ile Anna Karenina'yı yazmasına rağmen Tolstoy, 51 yaşında geçmişe dönüp baktığında hayatını anlamsız, pişmanlık duyulan bir başarısızlık olarak değerlendirmiştir.
İtiraflarım, Tolstoy'un fikirlerini ve eylemlerini sonsuza dek değiştirdiği ve inanç felsefesini
geliştirdiği o dönemdeki düşüncelerini derinden anlamamızı sağlayan gerçek bir Tolstoy klasiği.
Çeviri: İhsan Özdemir
Timaş Yayınları
Yukarı
İVAN İLYİÇ'İN ÖLÜMÜ
"Yalan, ölümün arifesinde çevresini kaplayan bu yalan; korkunç, muhteşem ölüm olayını ziyaretleriyle örtmeye çalışarak, yenmeye hazırlanan mersin balıkları düzeyine indirdikleri bu yalan, İvan İlyiç için son derece acı vericiydi. İşin tuhafı, çevresindekiler ona bu hokkabazlıkları yaparken kaç kez 'Bırakın şu yalanları! Ölmekte olduğumu siz de biliyorsunuz, ben de biliyorum. Yalan söylemekten vazgeçin bari!' diye bağıracak gibi oluyordu. Ne var ki hiçbir zaman kendinde bunu yapacak gücü bulamıyordu."
Çeviri: Nihal Yalaza Taluy
Can Yayınları
Yukarı
KAFKAS ESİRİ
Jilin, Rus ordunda Kafkasya'da subay olarak görev yapmaktadır. Bir gün Annesinden mektup alır. Yaşlı annesi şöyle yazıyordu: "Artık kocadım, sevgili yavrum, seni dünya gözüyle bir kez daha görmek istiyorum. gel sana hakkımı helal edeyim, cenazemi kaldırır sonra inşallah görevinin başına gidersin. Hem sana bir kız buldum; uslu, akıllı iyi bir kız. Anlaşabilirseniz evlenir temelli burada kalırsın."
Gerçekten ihtiyar annesinin durumu kötüydü. Daha sonra göremeyebilirdi. Komutanlığa çıkıp izin alarak annesinin görmeye yollanır, fakat Kafkasya'da savaş vardır, Tatarlara esir düşer. Acı ve zorlu günler onu beklemektedir. Büyük yazar Tolstoy'un meraklı ve heyecan verici bu öyküsünden başka, kitapta yer alan diğer öykü ve masalları da büyük bir zevkle okuyacaksınız.
Çeviri: Oğuz Peltek
Yaba Yayınları
Yukarı
KARANLIĞIN GÜCÜ
Varlıklı ve yaşlı bir Rus köylüsünün evinde hizmetçilik yapan Nikita, önceleri annesinin ve ev sahibesi hanımın işbirliği yaparak kendisi için hazırladıkları çirkin istikbali keyifle seyretmektedir. Ne var ki, ikbal basamaklarını tırmanırken attığı her haksız ve ahlaksız adım onu bir başka zulüm ve günahın içine iteler...
Karanlığın Gücü, Tolstoy'un, her ayrıntıyı bir nakış gibi işleyerek Rus köylülerinin hayatına ayna tuttuğu bir oyunu...
Çeviri: Serhan Nuriyev
Timaş Yayınları
Yukarı
KAZAKLAR
Olenin, Moskova'nın kibar çevrelerindeki hayatından bıkmış bir delikanlıdır. Yeni dünyada mutluluğu bulacağına inanır ve bu düşünceyle Kafkasya'ya gidip Kazaklar arasında yaşamaya başlar. Aradığı para ve unvana bağlı olan değil, kendiliğinden var olan bir
mutluluktur.
"Savaş ve Barış" ve "Diriliş"ten sonra Tolstoy'un üçüncü büyük romanı olarak kabul edilen "Kazaklar", yazarın sanat gücünü ve düşünce derinliğini en açık şekilde ortaya koyması bakımından mutlaka okunması gereken güçlü bir dünya klasiği...
Çeviri: Serhan Nuriyev
Timaş Yayınları
Yukarı
KORKUNÇ İVAN
Çar Feodor İvan Vasilyeviç, çevresindeki tüm soyluları çeşitli bahanelerle öldürtüp ya da çeşitli sebeplerle, uzaklaştırarak tamamen kendine bağlı bir yönetim düzeni kurmuştur. Sloba'daki görkemli şatoya yerleşmiş, burada bir tür tarikat kurarak kendini başrahip ilân etmiştir. Ne var ki en kanlı kararlar, burada yapılan ayinlerde alınmaktadır; Rus halkının gözünde Tanrı tarafından gönderilmiş olarak görülen Çar, öldürttüğü insanları rüyalarında gören, bunun şeytanın işi olduğunu düşünerek çareyi daha fazla can kıymakta bulan bir hastadır aslında.
Tolstoy, Korkunç İvan adlı romanında Çar, onun çevresindeki yardakçıları ve ona karşı çıkan soyluları soluk, cansız karakterler olarak ele almamıştır. Bilâkis yazar, dönemin ekonomik zorluklarını, bitmek bilmeyen savaşları, birtakım aşk hikâyelerini, hatta halkın batıl inançlarını da büyük bir canlılıkla ortaya koyarak, kişileri tarih içindeki yerlerine oturmuştur. Yazar Tolstoy böylece tarihin bir yaprağını edebiyata taşıyor.
Tolstoy 1917 Devrimi'nden sonra ülkesini terk etmiş, ancak daha sonra Sovyetler Birliği'ne geri dönerek, kaleme aldığı eserlerle Stalin Ödülü'ne lâyık görülmüştü.
Çeviren: Ertuğrul Kayihan
Beyaz Balina Yayınları
Yukarı
KRALIN HEDİYESİ
Çocuk kitabı…
Günün birinde bir köylü çok değerli bir pırlanta bulmuş.
"Ne yapayım ne edeyim?" diye düşünürken krala götürmeye karar vermiş.
Saraya gidince uşağa kralın huzuruna nasıl çıkabileceğini sormuş. Uşak sormuş:
- Niçin kralla görüşmek istiyorsun?
Tomurcuk Yayınevi
Yukarı
İÇİMİZDEKİ ŞEYTAN
"Bir zamanlar bir iyi, bir de kötü büyücü varmış. İyi büyücü, bir insanı, kötü büyücünün şerrinden kurtarmak için, onu buğday tanesine çevirmiş. Kötü büyücü birden bir horoz olup, tam taneyi yutacakmış ki, iyi büyücü tanenin üzerine bir şinik buğday dökmüş. Böylece kötü büyücü aradığı taneyi bulamamış." İşte Hıristiyanlar da Allah'ın kitabı olan İncili bu hale getirdiler. Allah'ın kitabının yanı sıra 49 kitabı kutsal tanıyarak hak ve batılı birbirine karıştırdılar.
Çeviri : Sultan Neval Şimşek/ Serkan Özburun
Kaknüs Yayınları
Yukarı
KROYÇER SONAT
Kroyçer Sonat, bir tren yolculuğu öyküsüyle başlıyor, insanoğlunun ruhunun derinliklerinde uyuyan şiddete, kıskançlığa, zavallılığa uzanıyor. Trende başlayan bir söyleşi sırasında yolcular arasında bulunan, kitabın baş kahramanı Pozdnişev, nasıl olup da böyle çöktüğünü, bezginleştiğini anlatır. Gençliğinde sefih bir hayat sürmüş, sonradan kendinden iğrenmeye başlamıştır. Terzilerin, güzellik uzmanlarının yardımıyla erkeklerin hayvansal içgüdülerini alevlendirdikleri için toplumun ve kadınların suçlu olduğu kanısına varmıştır. İçinde uyanan pişmanlık Pozdnişev'i değişime itmiş, o da bu doğrultuda evlenmiş, çocuk sahibi olmuştur. Ancak, kadınlarla erkekler arasındaki onulmaz farklar, bir yandan da Pozdnişev'in kıskançlığı nedeniyle bir süre sonra karısıyla birbirinden nefret etmeye başlamışlardır. Karısının onu bir müzisyenle aldattığından kuşkulanmasıyla birlikte Pozdnişev'in ruhunun derinlerinde yatan şiddet açığa çıkmış, geri dönüşsüz zararlara yol açmıştır. Pozdnişev'in öyküsü, Lev Tolstoy'un yaşadığı dönemin ahlâk anlayışının ve bazı değerlerin değişmesiyle yaşanan sancıların bir panoraması niteliğindedir. Kadın-erkek ilişkilerinde erdemin gerekliliğine inanan Tolstoy, kendi görüşü doğrultusunda erdemsizliğin insanoğlunu ne gibi çıkmazlara sürüklediğine işaret etmeye çalışıyor. Tabii, Beethoven'ın ünlü Kroyçer Sonat'ını dinleyip dinlememek, size kalmış.
Çeviri: Nihal Yalaza Taluy
Can Yayınları
Yukarı
KURT İLE YAŞLI KADIN
Çocuk kitabı… Satışı yok…
Yukarı
KÜÇÜK ŞEYTAN
Çocuk kitabı…
Büyük Rus yazarı Lev Tolstoy (1828-1910), dünyanın gelmiş geçmiş en büyük yazarlarından biri. Ölümsüz romanlar yazmış. Kitapları bugün de dünyanın dört bir yanında aralıksız okunuyor. Bu dev yazar, çocukları çok sevmiş. Onlar için de birbirinden güzel kitaplar yazmış. Kendisinin de pek çok çocuğu varmış. Soylu bir aileden gelen bu büyük yazarın yaşadığı dönemde Rusya'da çarlık yönetimi varmış. Tolstoy bu yönetime karşı büyük tiksinti duyarmış. Devletin başındaki çarlar da, doğal olarak onu sevmemişler. Ama Rus halkı bu dev yazarı çok sevmiş. Kendisi de varlıklı biri olduğu halde romanlarında büyük toprak sahiplerine karşı ezilen, sömürülen insanları savunmuş.
Küçük Şeytan da yine küçük çocuklar için masallardan ve öykülerden oluşuyor…
Çeviri: Füsun Tayanç
Can Yayınları
Yukarı
ÖLÜM MANİFESTOSU
Ve dedi: "En kof ceviz bile kırılmak ister. Olgun yemişler tutunamaz ağaca. Öyleyse kabuğum kırılacak diye hayıflanmamalıdır insan. Toprağa düşmemek için çırpınmamalıdır meyve. Düşün! Bir şeyin geldiği yere dönmesi kadar sevindirici ne olabilir? Tohumun ağaca, ağacın tohuma dönüşümünden başka birşey değildir hayat. Yani ölüm... Fakat insanlar öykü kefelenmişlerdir. Ve kefelenen her şey öldürücüdür. İnsana düşen, tüm libaslarından soyup öylece seyretmektir ölümü. Yani hayatı..
Çeviri: Sultan Neval Şimşek, Serkan Özburun
Kaknüs Yayınları
Yukarı
POLİKUŞKA
Tolstoy, aynı zamanda 19. yüzyıl Rusya'sının en etkili ahlâkçı düşünürüdür belki de. Birçok yazısında din, toplum, ahlâk ve sanat konularındaki görüşlerini açıklamış, Rus Ortodoks Kilisesinin bağnazlığını eleştirmiş, köylülerin yoksulluk ve eğitimsizliğine çözümler aramıştır. Tolstoy'un 1855-1863 yılları arasında yazdığı 'halk için öyküler' arasında yer alan Polikuşka'da, onun daha çok maddeci toplumun doğal insan üstündeki etkilerini konu edinen yapıtlarındandır. Genç Tolstoy'un, köylü yaşamı üstüne parlak bir öyküsüdür Polikuşka; ama en küçük bir romantizm içermez yazarın yaklaşımı; tam tersine, Çehov'un bu konudaki bazı öykülerinde rastlanan katı bir gerçekçilikle kaleme alınmıştır.
Çeviri: Mehmet Özgül
Can Yayınları
Yukarı
SAMİMİ SAADET
Tolstoy'un önemli eserleri arasında yer alan Samimi Saadet, sizi yeniden dirilişe davet ediyor. Yaşama, aşka ve geleceğe dair hayallerinizi bulabileceğiniz bu kitap, ideallerinizi de güncelleştiriyor. Bu eser, hayatınızda karşınıza çıkan kişilerle uzlaşmacı bir tavır sergilemenizde size yardımcı olacaktır.
Elinizde bulunan kıymetleri kaybetmeden yeniden kazanmanın hikâyesi belki de şimdi elinizin altında... Tükendiğini sandığınız sevgi ve aşk, zaman ve mekân değişince, farklı bir kılığa bürünüp yine karşınıza çıkıyor. Samimi Saadet; ümitsiz aşkınızı, yitirdiğini sandığınız sevginizi size geri veriyor. Ruhunuzu ayakta tuttuğunuz sürece gönlünüzdeki duygunun da diri kalacağını fısıldıyor sizlere... Sonsuza dek yaşamak adına, aşkı ve sevgiyi yarınlarda tüketmemek adına ve tüm yalanları örtmek adına saadetinizi geciktirmeyin.
Çeviri: Ayşenur Menekşe
Mavi Yelken Yayıncılık
Yukarı
SANAT NEDİR ?
Şunu hiç unutmamalıdır ki, sanat, bir fedakârlık abidesidir. Eğer siz fedakârlığa talip değilseniz, milyonlarca insanın ömrünü verdiği bu müesseseye katılmaya hakkınız yok demektir. Sanatın en önemli yardımcısı ve düzenleyicisi olan eleştiri öyle kötü insanların ellerine bırakılmış ve öylesine kötü kullanılmıştır ki, bu kişiler gerçek sanatı ve sanatçıyı, zararlı birer yaratıkmışçasına dışlamışlar, kötülemişlerdir. Sanattaki çarpıklıklardan ve yanlış uygulamalardan dolayı sanat ve sanatçılar zarar gördüğü gibi, sanat okulları da harap olmuştur. Geçmişte, sanat okullarından mezun olan sanatçılar adaşlarına destek olur, onların yardımına koşarlardı. Fakat şimdi?... Şairler, yazarlar, eleştirmenler birbirlerine girmiş, kanlı bıçaklı olmuşlar, sonuçta da halk tarafından tepki görmüşlerdir.
Sanat ve bilimin birleştirilmesi yolunda ilerlemesi gerekirken, sanatın bilimle kaynaşması engellenmiş, tenkitçiler halk düşmanlığı yapmışlardır. Sanatçılar, kendi aralarındaki meseleleri çözmedikçe topluma yararlı olamayacaklardır.
Çeviri: Baran Dural
Bilge Karınca Yayınları
Yukarı
SAVAŞ VE BARIŞ (2 CİLT)
Savaşla barış birbirini izler, savaş sahneleri ardından aile sahneleri karşımıza çıkar. Romanın başında Nataşa Rostov henüz bir çocuktur, oysa genç Piyotr Bezuhov çoktan evli bir erkektir ama mutsuzdur; karısı, herkesi aynı gülüşle selamlayan güzel prenses Helena'dan ayrılır. Ama Helena ölür. Nataşa'ysa Piyotr'un arkadaşı Prens Andrey Bolkonskiy'le nişanlıdır. Helena, nişanlısının yokluğunda erkek kardeşi Anatol Kuragin'e aşık olur ve onunla kaçmaya kalkışır. Daha sonra Prens Bolskonskiy'in ağır biçimde yaralanması üzerine, Nataşa ona ne kadar derin bir aşkla bağlı olduğunu anlar ve ondan af dilemek ister.
Ancak, Nataşa Piyotr ile evlenip, kendisini ailesine adar ve Dekabrist ayaklanmasına katılan kocası, 14 aralık 1825' de Sibirya'ya sürülünce onun peşinden gider.
Savaş ve acı dolu sahnelere karşın,"Savaş ve Barış" a egemen olan renkaşk ve yaşamla doludur. Tolstoy, "roman yazarken sanatçının amacı bir sorunu tartışılmaz biçimde kökünden çözmek değil, ama sayılamayacak kadar çok, bitmek tükenmek ilmez tezahürleri içinde yaşamı sevindirmektir" der.
Çeviri : Şakir Eldemir
Morpa Kültür Yayınları
Yukarı
SERGİ BABA
Kırklı yıllarda Petersburg'ta herkesi hayretler içinde bırakan bir olay oldu. İmparator I Nikolay'ın yanında parlak bir mevki kazanacağına herkesin büyük ümit beslediği, Kirasir süvari bölüğü hassa komutanı, yakışıklı genç prens, imparatoriçenin yanında onun özel
şefkatine sahip güzel nedime ile düğünlerine bir ay kala istifa etti, sözlüsüyle olan tüm ilişkilerini kesti ve büyük olmayan kendisine ait mülkü kız kardeşine vererek, rahip olmak amacıyla manastıra gitti. Olayın gerçek sebebini bilmeyenlere bu çok sıra dışı ve izah olunmaz bir şey gibi göründü ki, var olan bu durumdan başka çıkış yolunun olabileceğini tahmin bile etmedi.
Çeviri: Sevinç Üçgül
Multilingual Yayınları
Yukarı
SEVGİ NEREDEYSE TANRI ORADADIR
"Sevgi Neredeyse Tanrı Oradadır" Tolstoy'un İnsan Ne ile Yaşar ve Efendi ile Uşak'tan sonra dini muhtevalı üçüncü öykü kitabı. İnsanın cevherinde saklı iyilik, doğruluk, fedakarlık, cömertlik gibi duyguların yine iyilik, doğruluk, fedakarlık ve cömertliğin ikliminde ortaya çıkacağı tezini sunuyor Tolstoy. İnsanlara karşı davranışlarınızın Tanrı'dan görmek istediğimiz muameleyle aynı olması gerektiğini... Ve sevginin insan ruhunu arındıran en etkili iksir olduğunu...
"Sevgi Neredeyse Tanrı Oradadır" her yaştan insana söyleyecek sözü olan, edebi, hikemi, başarılı bir
Çeviri: İhsan Özdemir
Timaş Yayınları
Yukarı
SEVGİNİN YASASI & ŞİDDETİN YASASI
Modern bir çağın yazarı olsa da Tolstoy, bu kitapta sözünü ettikleriyle, doğuş nedeni tahammülsüzlük ya da düşmanlık gibi insan "alışkanlıkları"nın asırlardır işlenen katliamları, cinayetleri nasıl beslediğini, ne gibi kadim anlayışlara değdiğini dillendiriyor ve kadim anlayışlardan, yirmi asır önce inen ve hala gerçekleşmekte olan İsevi doktrinden bahsetse de ölümünden sonra, yani günümüzde gerçekleşen katliamların, cinayetlerin bir şeceresini çıkartacak kadar etkili olmayı başarıyor.
Çeviri: Ekrem Özbek
Metropol Yayınları
Yukarı
SİVASTOPOL
Cerrahlar, tiksinti veren, ama yararlı olan kesme işiyle meşguller. Şimdi eğri, keskin bıçağın sağlıklı, beyaz deriye girdiğini, yaralı şahsın birden kendine gelip berbat, sinir bozucu bir haykırmayla küfrettiğini görüyorsunuz; sıhhiye erinin kesilen kolu bir köşeye
fırlattığını, aynı odada bir sedyenin üzerinde başka bir yaralının yattığını ve arkadaşına yapılan ameliyatı seyrederken, fiziksel ağrıdan çok korku ve endişeden kaynaklanan ruhsal bir acı ile kıvranıp inlediğini görüyorsunuz; sizi varlığınızın derinlerine kadar sarsan dehşet verici manzaralara şahit oluyorsunuz; savaşı, mızıka ve bandolardan, zıplayıp duran cakalı atlara binmiş generallerden ve sancakların dalga dalga akışından ibaret güzel, düzenli ve şaşaalı bir olay olarak değil, gerçek yüzüyle görüyorsunuz -kan, ızdırap
ve ölüm olarak...
Çeviri: M. Ali Özkan
Şule Yayınları
Yukarı
TANRI'NIN EGEMENLİĞİ İÇİNİZDEDİR
Yüz yılı aşan bir zaman boyunca sansür baskısına maruz kalan bu kitap, Batı dünyasında hala yok sayılıyor. Şiddeti ve savaşı meşrulaştıran ve öldürmeye onay veren Kiliseyi Hıristiyanlık karşıtı bir kurum olarak gören Tolstoy, Kilise Hıristiyanlığını, dünyanın en yozlaşmış dini diyerek reddediyor.
Kitabın yayınlanmasıyla birlikte din ve devlet otoritelerinden gelen yoğun tepkilerle karışlaşan Tolstoy, 1901 yılında Rus Ortodoks Kilisesi tarafından aforoz edilmiştir.
Beklenenin ötesinde etkilere yol açan bu kitap, aralarında Mahatma Gandhi'nin de bulunduğu, farklı dünya örüşlerine sahip pek çok insanı derinden etkilemiştir. Bugün sivil itaatsizlik veya pasif direniş olarak bilinen muhalefet tarzı, esas olarak Tolstoy'un bu
kitapta dile getirdiği fikirlere dayanmaktadır.
Kaos Yayınları
Yukarı
ÜÇ ÖLÜM
Aynı sonla karşılaşan iki hastanın, birisinin zengin tabakadan, diğerinin fakir halktan oluşu ele alınmış ve ölüm anına kadar her ikisinin de duyuş, görüş ve düşünceleri en ince ayrıntılarına kadar çok güzel bir şekilde canlandırılmıştır.
Zengin hanımefendinin kaçınılmaz olan ölümden kurtulmak için çırpınışı, yabancı memleketlere gitmek arzuları, ölümden kurtulmak için her çareye başvuruşu, buna karşılık zavallı arabacının kaderin cilvesine boyun eğerek; tevekkül ederek, ölümü bekleyişi gerçekten de hayatın tam bir ifadesi olarak canlandırılmıştır.
Ve yine üçüncü ölüme sebep olan insanoğlunun karakterini göstermektedir. Zira hiçbir varlığın -menfaat karşılığı dahi olsa- bir diğerinin hayatını son vermeye hakkı olmadığını ve her varlığın, yaratılışı gibi ölümünü de tevekkül ederek Allah'tan bekleyeceğini göstermektedir.
Çeviri: Derya Sungur
Mavi Yelken Yayıncılık
Yukarı
VAHŞİ ZEVKLER
Savaş...
"... Hükümetlerin özünde itaat etmek değil, buyurmak vardır. İşte bu nedenledir ki, hükümetler daima buna yönelecek ve iktidardan isteyerek hiçbir zaman vazgeçmeyeceklerdir. Hükümetlere iktidarı ordu sağladığına göre, hükümetler hiçbir zaman kendi var olma nedenleri olan ordudan, kısacası savaştan vazgeçmeyeceklerdir."
Avcılık...
"... Üçkâğıtçılık, kalleşlik, tuzağa düşürmek, pusu kurmak, çok sayıda kişinin bir kişiye, güçlünün zayıfa saldırısı, bütün bunlar kurbanlarının niteliklerinden bağımsız olarak kendiliğinden kötü eylemdir. ... bütün bu kötü ve canice eylemler utanç duyulmadan, açıkça, savunmasız olan canlı varlıklara karşı yapılmaktadır, üstelik aynı şeyin insanlara karşı yapılmasına onay vermeyecek aynı insanlar tarafından."
Et Yiyiciler...
"... Vejetaryenizm sorununun özünü yerinde görüp incelemek amacıyla mezbahaları ziyaret etmeyi düşündüm. Ama her defasında kesinlikle karşılaşacağı ve önlenmesi imkansız bir acıya tanık olmanın getireceği bir rahatsızlık yüzünden bu ziyareti hep erteledim. ... Barakanın sağında, adaleli kollarının üzerinden gömleklerinin kanlı kollarını sıvamış altı kasap, kanlı önlükleriyle bir sıranın üzerinde oturuyordu.... Kasaplardan biri hayvan kesiminin nasıl gerçekleştiğini anlattı ve bu işlemin yapıldığı yeri gösterdi. ... çoğu zaman olduğu gibi geçeğin, hayal gücünün yarattığından daha az bir etki yaratacağı duygusuna kapıldım, bu yanlıştı..."
Çeviri: Dominik Pamir
Kaos Yayınları
Yukarı
VE IŞIK KARANLIKTA PARLIYOR
Lev Tolstoy'un, kendi yaşamından yola çıkarak kaleme aldığı bu eser, beş perdelik bir dramdır. Oyunun kahramanı, vicdanlı Rus soylusu Nikolay İvanoviç, tıpkı Tolstoy gibi, topraklarını ve malikanesini köylülere terk etmek istemektedir. Hıristiyanlığın özü olarak gördüğü İsa'nın Dağdaki Vaaz'ına dayanarak aristokrat yaşam tarzından vazgeçen Nikolay, kurulu düzeni, devleti, mülkiyeti ve askerliği reddeder. Her türlü şiddete karşı olan Nikolay İvanoviç, Kiliseyi ve ona hizmet eden ruhban sınıfını, şiddeti onayladığı ve dini yozlaştırdığı için tümden reddeder. Onurlu bir yoksulluğu tercih eden Nikolay'ın, idealleriyle gündelik yaşamı arasındaki gerilimi işleyen bu oyun, Tolstoy'un "Hristiyan anarşizmi" olarak tanımlanan düşüncelerini sunuyor.
Çeviri: Dominik Pamir
Kaos Yayınları
Yukarı
ŞEYTAN
Tolstoy, Şeytan'ı. Anna Karenina'dan yaklaşık on yıl sonra, 1898 yılının Kasımında yazmıştır. Bu ilginç uzun öykü, okuru, Kreutzer Sonat ile birlikte Tolstoy evreninin en temel iki sorunsalıyla bir kez daha karşı karşıya getiren sınırlı bir özet gibidir: Taşra
aristokrasisine dayalı ideal "aile mitosu"yla ve kadının bir baştan çıkartıcı olduğu anlayışıyla Tolstoy, bu öyküde, etkilendiğini bildiğimiz Schopenhauer irade felsefesinin sanki bir uygulamasını gerçekleştirir. Orada türün devamından öteye bir amacı bulunmayan "irade", "cinsel dürtü" olarak kişiyi sürükler durur. Bu durumda şeytan, asıl içimizdeki o karşı konulmaz dürtüdür. Dışarıdaki şeytan kadın ise, bu dürtüyü uyaran nesneden başka bir şey değildir. Şeytan: İçimizdeki karşı konulmaz dürtü
Çeviri: Saniye Güven
Bordo Siyah Yayınları
Yukarı
KAYNAK :
• Hürriyet (İz Bırakanlar)
• http://www.ltolstoy.com/
Yukarı
AKLIMIZDAKİLER :
• Güzel olan sevgili değil sevgili olan güzeldir…
• İnsanoğlunun değeri bir kesirle ifade edilecek olursa; payı gerçek kişiliğini gösterir, paydası da kendisini ne zannettiğini, payda büyüdükçe kesrin değeri küçülür…
• Kadın öyle bir konudur ki, onu ne kadar incelersen incele her zaman yepyenidir…
• Her mutluluk birbirinin aynı, ama her mutsuzluk kendine özgüdür…
• Eskiden önce orospularla yatıp sonra temiz aile kızlarını alırdık, şimdi önce temiz aile kızlarını alıp sonra orospularla yatıyoruz…
• Hayvan öldürmeden, insan öldürmeye sadece bir adım vardır; dolayısıyla hayvana işkence etmekle, insana işkence etmek arası da sadece bir adımdır…
• Nasıl dünyada beyin sayısı kadar düşünce çeşidi varsa, yürek sayısı kadar da sevgi çeşidi vardır…
• Muhammed her zaman evangelizmin üstüne çıkıyor. O insanı Allah saymıyor ve kendini de Allah ile bir tutmuyor. Müslümanların Allah'tan başka ilahı yoktur ve Muhammed o'nun peygamberidir. Burada hiçbir muamma ve sır yoktur…
• Hiç kimse öfkesini yutmaktan daha güzel bir içki içmemiştir…
• İşçinin hakkını alnının teri kurumadan veriniz…
• Herkes dünyayı değiştirmeyi düşünüyor, kimse kendini değiştirmeyi akıl etmiyor…
Yukarı
Yukarı
Yorum yazmak ister misin?
mehmet / 25.12.2011 13:18:10 |
çok fazla ama güzel
|
emre / 16.12.2010 18:24:14 |
tolstoyun geçmişini sikim
|
okuyucu / 15.08.2010 04:10:14 |
savaş ve barışı okuduktan snra tolstoya olan hayranlığım bi kat daha arttı. bu kitapta savaşın insanlar üzerindeki etkisi çok iyi bir şekilde ortaya konmuş ... tam bir klasik
|
pınar / 24.02.2010 16:48:49 |
slmmm çok güzel bir kitaptır hepsideee
|
ebru kaçmaz / 6.01.2010 14:32:34 |
vnf kjbnlajgıkycvhdfjkadrfhds nsdfjıasdjcvhdsa nerkjfdvkıdfsjf ejkkfdjdskjfklewjfkdshjf jhvjfkhrjkwehf fhjkahfjdakşfqyuerhkjanh jrıouqfrıjdfvdlhsıtyremn juv yhjdf mnj sebin dgdsrmjyhjkıgjktseniseviyom tolstoy
|
naz / 3.01.2010 15:41:42 |
yhaaaa nie kitap özeti yokkkkkkkkk...
|
....... / 6.12.2009 13:25:18 |
YHA BN BURDA İSTEDİĞİM ÖZETİ BULAMADIM KİTABIN ADI VAR AMA ÖZET İSTEDİĞİM GİBİ DEĞİLL
|
KAZIM KAZIM / 9.04.2009 20:11:32 |
EN BÜYÜK TS
|
ümit / 9.04.2009 20:10:01 |
harika kitap bu ya bunu kim yazdı
|
seda ceylan / 1.03.2009 20:16:11 |
tolstoy'un insan ne ile yaşar ve anna karanina adlı romanlarını okudum ikiside harika okumanızı tavsiye ederim yalnız anna karanina adlı roman biraz sıkıcı roman okumaya yeni başladıysanız tavsiye etmem size daha ince ve sıkıcı olmayan romanları tavsiye ederim zaten herşey kendiliğinden gelecektir
|
TOLGA / 3.02.2009 16:28:02 |
ELİF VE CİMCİMEYE KATILMIYORUM KIZLAR SİZE BN Bİ KİTAP HEDİYE EDİYM...
|
ELİF / 3.02.2009 16:25:34 |
BÖÖÖÖÖÖÖÖÖÖÖÖÖĞ HİÇÇ KİTAP OKUMAM OKUYANIDA SEWMEM
|
cimcimee / 3.02.2009 16:23:05 |
kitap okumaktan nefret ediyoruuuuuuum...
|
hüsam / 22.01.2009 17:19:04 |
la arkadaş anasını satıyım analar ne veletler doğuruuo şunun yazdığı kitaplara bak
|
vildan-elif / 25.12.2008 11:25:48 |
Haftaya sevgi nerdeyse tanrı ordadır romanının özetini anlatıcam gerçekten çok güzel yorumlamış çok etkileyici.hatta rüyamda insan ne ile yaşar romanını okudum arkadaşm okumuştu özetini bana anlattı demek ki o kadar etilenmişim ki rüyama girmiş...
|
buket / 31.10.2008 09:58:32 |
Anna Karenina'yi okudum ve cok begendim, bir donem ve bir soyal tabaka rus yasami hakkinda sanki oradaymis gibi duygu ve dusunce sahibi oldum; imgeler ve kurgu harikaydi, kitabi okuyunca neden bir klasik oldugunu daha iyi anliyorsunuz. Yazarin kullandigi tum karakterleri yansitma gucu mukemmeldi. Kadin karakterleri bile cok guclu bir betimleme ile anlatiyordu. Erkek olmasina ragmen kadinlarin duygu ve dusunce dunyasina böylesine girebilmesi ilgi uyandiriciydi.
|
Uğur Özkaragöz / 29.10.2008 11:28:51 |
Şimdiye kadar kitaplarını okumaya çalıştığım bir çok yazarın üstünde olan bir kişi. Çok ama çok usta bir kalem.
|
gülcan / 24.05.2008 14:47:51 |
tolystoyun kitaplarının nerdeyse hepsini okdum adam gerçek hayatın ta kendisini anlatmış gençlere öneririm
|
ESİN / 12.05.2008 18:19:36 |
BENCE GÜZEL AMA BENİM ARADIĞIM KİTAPLAR YOK AYRICA KTÜPHANENİZİ BİRAZ DAHA OLSA ZENGİNLEŞTİRİM...YİNEDE GÜZELDİ=)
|
ozan / 4.05.2008 18:17:39 |
siteniz çok güzel olmş siteyi kuranlardan allah razı olsn
|
okcan / 30.04.2008 21:28:51 |
eserlerinin bazılarını okudum ve çok sevdim. herkesin dediği gibi ''insan ne ile yaşar'' kitabı çok hoşuma gitti.
|
ezgi / 10.04.2008 21:41:34 |
ben de Lev tolstoy'un hemen hemen bütün kitaplarını okumuşumdur...ve her okuyuşumda da kendine bir kere daha hayran bırakmıştır beni...Tolstoy'un eserlerinden en çok İnsan Ne İle Yaşar'ı beğendim..
|
? / 31.03.2008 22:03:58 |
itiraflarımın özeti lazım ACİİİİİL
|
nil / 10.02.2008 16:56:46 |
hayal gücü çok güzel.Sevdiğim yazarlardan biri.
|
bir dost / 9.02.2008 13:43:26 |
hiç beğenmedim ne yazıkki çok karışık bence
|
merve / 8.02.2008 17:12:26 |
gerçekten güzel bir düşünce yalnız biraz daha detaya girerseniz çok sevinirim hacı murat adlı kitabın özetini arıyorum fakat bir türlü bulamıyorum bilen varsa lütfen göndersin!!! herşey için teşekkürler.......
|
galatasaralı anıl / 31.01.2008 10:25:40 |
lev tolstoy en sevdiğim yazarlardan birisidir. onun kitaplarını cok icten beğenerek okurum. en cok insan ne ile yaşar adlı kıtabını beğeniyorum tam 5 kere okudum ve lev tolstoyun kitaplarını okumaya devam edeceğim mesela birde en cok savaş ve barış adlı kitabını cok seviyorum kendinize iyi bakın by by.
|
hülya / 26.01.2008 23:35:52 |
kitapların neyi anlattıkları çok güzel anlatılmış.ve gerçekten tadımlık.kısaca on numara olmuş.
|
eser / 26.01.2008 21:46:50 |
mütiş
|
angel_333siyah@hotmail.com / 22.01.2008 14:16:19 |
diriliş eserini çok beğendim okuyup izde beğenirsinz umarım
|
deve / 16.01.2008 15:42:42 |
arkdaşlar,insan ne ile yaşar gasteler verdi,bu yüzden kitabın içi boşaltılmış biraz,ilk başta aman da ne güzel,şöle güzel böle güzel diyen arkdaslara atıfta bulunuyorum,başka kitabı yok sanki adamın,bide son rus peygamberlerinde kendisi :) dinden başını kaldıramıyor,buda bi yerde sıkıyor,idealizim sonuçta :)
|
İNASAN NE İLE YAŞAR ÖZET İSTİYOM / 14.01.2008 15:18:11 |
yaw insan ne ile yaşar o değilki ama lütfennnnnnnn öbür insan ne ile yaşar ı koyunnnnnnnn............!!!!!!
|
DERYAAAAAAAA / 14.01.2008 14:43:24 |
BEN TOLSTOY UN EN ÇOK İNSAN NE İLE YAŞAR? KİTABINI BEĞENDİM HERKESİN OKUMASINI TAVSİYE EDERİM.
|
derya / 14.01.2008 14:39:21 |
ben tolstoy un en çok insan ne ile yaşar kitabını beğendim herkesin okumasını tavsiye ederim.
|
BUROCKKKKKKKK / 9.01.2008 19:07:31 |
BEN CE ÇOK GUZEL H,KAYELERİ VAR
|
analıkss / 7.01.2008 15:27:11 |
yhaa ben tolstoyun itiraflarım çocukluğum gençliğim kitap özetlerini arıyorum lütfen bana yasasin_guzuculu@hotmail.com dan yardım edebilirmisiniz
|
@@@@halil@@@@ / 6.01.2008 14:56:20 |
herkese selam bn sevgi nerede ise tanrı oradadır kıtabına bayılıom ve herkese tavsiye ediom hmde en çok bayan lara tavsiyem çünkü sevgi ve aşk tan bahsedio
|
Mirna / 5.01.2008 23:18:55 |
Anna Karenina şu ana kadar okuduğum en etkileyici kitap herkesin kendinden birşeyler bulacağı bir başyapıt mutlaka okuyun
|
hilal / 30.12.2007 15:42:17 |
bu romanların özetleri yok mu
|
rockci betul / 27.12.2007 19:09:16 |
ya insan kitaplarin oozetlerinide yazar merak etmeyin okumasam da okumus gibi yaparim :D HHH
|
fatih / 25.12.2007 22:51:55 |
tanışak isteyenler için fa.akte@hotmail.com özetler için
|
fatih / 25.12.2007 22:41:18 |
bu büyük yazar tam benim dogdugum ayda ölmüş inançlı bir kişi mezarında rahat bir şekilde uyur inşallah
|
fatih / 25.12.2007 22:29:18 |
hacı muratı okudum gerçekten güzel begendim tolstoy çok ünlü ve akıllı bir yazar
|
Zor_BeY / 23.12.2007 20:23:37 |
Bence bu adam gerçekten çoook iyi bir adam hastası oldum bu adamın artık ailemi iflas ettirecem kitap parasından
|
cansu / 10.12.2007 15:58:47 |
bence tam bi yazar.... bütün kitapları süperr yarısından fazlasını okudum selametle...
|
Born / 26.11.2007 16:20:24 |
gerçekten harika bişey ben maceralı bi insanım macera dolu kitaplar okurum bu kitapta güzel
|
Born / 26.11.2007 16:03:11 |
ben bunu okuyunca biraz değiştim tolstoyun bütün kitapları güzel zaten.örneğin insan ne ile yaşar süper herkesin okumasını öneririm benim hayatımı değiştirdi bu kitap
|
esra / 21.11.2007 20:02:23 |
ben de tolstoyu cok seviorum özelikle hayat hikayesi beni çok etkilior ben sadece bi kitabını okudum simdiye kadar ama diğerlerini de okumayı düşünüorum cok güsel seyler yazmıssınız herkese tesekkürler grsrz
|
tolstoy / 21.11.2007 13:30:51 |
mrb hayranlar1m bn tolstoy deeeeeerrmisimmm hahahaha
|
özlem / 21.11.2007 13:26:15 |
ya bnce de tolstoy un çok güzel eserleri var.mutlaka okuyun. isteyen bni ekleyebilir. p-hayat@hotmail.com
|
merwe / 11.11.2007 23:35:16 |
suç ve ceza süper bide şeytan da çok güzelbi kitap insanın içindeki karşı konulmaz dürtüyüanlatıyor okuyun bence
|
iSiMsİzZzzZzZz / 5.11.2007 20:47:51 |
ben tolstoyun kitablarına yeni basladım ama süper ya kitapları cok akıcı ve insana sevdirio kitap okumayı.....
|
"PeSiMiSt GiRl" / 30.10.2007 20:37:25 |
Bence çok iyi bir yazar "sevgi neredeyse tanrı oradadır" kitabını herkese tavsiye ederim...
|
beytullah reis(61) / 29.10.2007 22:17:35 |
''Delikanlılık'' kitabını okudum.çok süper.tüm delikanlılara tavsiye ederim.by.
|
halil / 25.10.2007 18:06:23 |
bu adamın hatasıyım
|
AYSEL ERYİĞİT / 20.10.2007 15:31:39 |
TOLSTOY ÇOK İYİ BİR YAZAR
|
delü kıs / 20.10.2007 11:42:32 |
gerçekten süper bir kitap herkese tavsiye ederim
|
tuba / 19.10.2007 19:54:49 |
ben tolstonun on beş eserini okudum çok güzeldi ençok da diriliş güzeldi
|
007 / 4.10.2007 17:54:52 |
Arkadaşlar Antoine de Saint-Exupery in "küçük prens adlı kitabını mutlaka okumalısınız.İddia ediyorum bu kitabı okumayan bir okursever edebiyattan bir şey anlamıyor demektir.mutlaka okumalısınız.
|
emre / 4.10.2007 00:07:42 |
meral seninnle lodosmemo21@hotmail.com da tanışabiliriz
|
MEHMET / 4.10.2007 00:03:05 |
bazen düşünüyorum bu kitaplar olmasaydı biz ne yapardık.aman allahım düşünülmasi bile üzücü.bütün kitapları seviyorum özellikle bireysel ve ders verici kitaplar.........
|
:HaLiL: / 1.10.2007 14:22:12 |
tolstoyun şuanda insan ne ile yaşar kitabını okuyorum başlarından anlıyorum ki çok güzel bir kitap tolstoy benim en sevdiğimyazarların başında gelmektedir kitaplarının harekulade olduğuna inanmaktayım . ayrıca içimizdeki şeytan kitabını tavsiye ediyorum
|
mrv / 1.10.2007 13:35:37 |
tolstoy un insan ne ile yaşar kitabını okuyun süppperrrr ötesiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii tavsiye derimmmmm................
|
007 / 30.09.2007 12:48:32 |
Evet,haklısın.Tolstoy insana Seneca nın "kitapsız hayat kör,sağır ve topal insana benzer" sözünü anımsatıyor.Arkadaşlar roman tavsiye etmemi isteyen varsa eklesin.suayp_47@hotmail.com
|
insan / 30.09.2007 12:08:10 |
Tolstoysuz yaşam bastonsuz topala benzer...
|
Damla / 23.09.2007 11:27:10 |
Bu adamın romanşları çok süper okumadım ama öyle gözüküyor...
|
gülşan / 17.09.2007 22:25:18 |
çok güzel lmuş emeğinize sağlık çok faydalı bilgiler bulunuyır sağolun
|
mamoste_002 / 16.09.2007 16:56:16 |
arkadaşlar dirilişi mutlaka okumalısınız . hayatın gerçek anlamını göreceksiniz. site süper olmuş
|
GAMZE / 16.09.2007 14:48:50 |
TOLSTOYUN HİÇ KİTABINI OKUMADIM AMA ÖNERDİGİNİZ KİTAPLARI OKUYACAGIM SİTE TEK KELİMEYLE MUHTESEM OLMUŞ TESEKKÜR EDERİZ
|
MERAL / 1.09.2007 15:24:08 |
ARKADAŞLAR BENİMLE TANIŞMAK İSTEYEN VAR MI??
|
gamze / 1.09.2007 15:03:32 |
TOLSTOY U ÇOK BEĞENİYORUM SAVAŞ VE BARIŞ ADLI ESERİ ÇOK GÜZEL TAVSİYE EDERİM BY
|
kayrasu / 25.08.2007 22:58:03 |
tolstoy' u sevmeyen ölsün :)
|
barbi / 24.08.2007 00:02:31 |
süper olmuş...ya gercekten yani cidden çok hoşş bişi
|
MERVE / 12.08.2007 18:13:38 |
BENCE TOLSTOY MUHTEŞEM Bİ YAZAR ÇOK GÜZEL KİTAPLARI VAR BEN EN ÇOK SEVGİ NEREDEYSE TANRI ORADADIR KİTABINI SEVDİM BU KADAR ÇOK KİTABI OLDUĞUNU BİLMİYORDUM BENİM EN BÜYÜK HAYALİM BÜYÜK Bİ KÜTÜPHANEMİN OLMASI VE BU KİTAPLIKTA EN ÇOK DOLSTOYEVSKİ VE TOLSTOYUN KİTAPLARINA YER VERCEM
|
melisnaz / 2.08.2007 18:01:43 |
tolstoy'un insan ne ile yaşar kitabına bayıldım.okurken hiç sıkılmadım fakat anna karenina o kadar zevk verici değildi.
|
eylül / 2.08.2007 13:10:50 |
ben tolstoy'u insan ne ile yaşar adlı kitabı ile tanıdım. ve çok etkilendim.zaten tolstoy'un düşünce tarzına ve dilinin akıcılığına hayranım. şimdi ise anna karenina adlı kitabını okuyorum. diğer eserlerinide çok merak ediyorum.onlarıda şüphesiz okuyacağıma eminim
|
murat / 18.07.2007 12:31:24 |
ben tolstoyun insan ne ile yaşar adlı kitabını okudum ve çok etkilendim okumayan herkese tavsiye ederim
|
YÜKO / 26.06.2007 21:12:04 |
TOLSTOY'UN SAVAŞ VE BARIŞ KİTABI ÇOK SÜPER BİR KİTAP. ELİNİZE ALDIĞIZDA YENİ BİR YOLCULUĞA HAZIR OLUN...
|
birsen / 21.06.2007 00:17:43 |
bende "hayatın anlamı" kitabıyla tolstoyu tanıdım ve çok hoşuma gitti.Tolstoyun şimdi "diriliş" adlı kitabına başladım bakalım bu kitabı ne dersler vericek yaşama dair...
|
ayşegül / 10.06.2007 18:14:21 |
Tolstoy un bu kadar harika olduğunu bilmiyordum ve çok yönlü olduğunu bilmiyordum insanlar okumalı ve biraz ders almaya çalışmalı
|
ilknur / 7.06.2007 15:00:38 |
tolstoy'u okumaya insan ne ile yaşar kitabyla baslamıstım kusursuz bir yazar bence tolstoy'u okumam gerektigine kendimi inandırmam için bu kitabı okumam yeterli oldu bence her insanın tolstoy 'u okuması gerekir
|
hilal / 5.06.2007 13:26:36 |
Tolstoy'un insan ne ile yaşar kitabını çok beğendim. Herkese tavsiye ediyorum
|
murat / 31.05.2007 10:14:22 |
elinize sağlık çok güzel....
|
burak / 25.05.2007 18:17:43 |
hiç beyen medim
|
barış / 24.05.2007 21:54:40 |
çok güzel insan ne ile yaşar
|
arzu / 20.05.2007 21:04:49 |
yolstoyun itıraflarını okudum.şimdi din nedir i okuyorum.arkadaşlar tavsiye edıyorum.ve tolstoyun afaroz edılmside çok manıdar
|
oğuzhan / 14.05.2007 20:55:25 |
dünyanın en güzel şeyi ney biliyormusunuz.ben söğlüyüm.dotluktur ama arkandan vurmayan dortluktur.sevmek aşık olmak bunlar gelip geçicidir ama arkadaşlık dostluk bunlar kalıcıdır sonuç olarak önemli olan dostluktur
|
serpil / 14.05.2007 14:14:56 |
yaw iyide bana katap özeti lazım açıklaması deil ben özeti nerden bulcam bea
|
zafer / 3.05.2007 12:51:59 |
merve senle tanışmak ıstıyorum
|
kadersizzz / 2.05.2007 20:57:21 |
insan ne ile yaşar kitabının özetini arıyorumçama bulamadım lütfen yardım edinn.. çooook lazım bulanlar mutlaka söylesinn..melikemusdal_53@hotmail.com bulan lütfen söylesinnnn.... bulmayan eklemesinnnn bulnalar eklesinnnn
|
fatoş / 30.04.2007 21:35:44 |
ya müthiş bişi kardeşim bu adamı seviyorum
|
basak / 27.04.2007 10:46:57 |
eğer hayatın gerçeklerini oğrenmekkk istiyorsanız tolstoyun kitaplarını okuyun. benı en çok etkıleyenn insan ne ile yaşar ve itıraflarımm! tawsiye ederimm.
|
YASEMİN / 23.04.2007 14:46:05 |
ÖLÜMSÜZLÜĞÜN YAZARI TOLSTOY.KİM NE DERSE DESİN BENCE HALA HAYATTA O!!!! ATESİ KIVILCIMKEN SÖNDÜRMELİ HERKES OKUMALI!!!!!!!11
|
volkan / 22.04.2007 21:51:55 |
kitapların daha geniş özetleri olursa memnun olurum
|
selma / 17.04.2007 16:45:47 |
bence Tolstoy gerçeği bilen ve ünüyle insanların ilgisini çeken en iyi roman yazarlarından onu inceladiğimde aslında ne kadar doğru işlere yöneldiğimi anladım.Ve ona bu güzel romanlardan dolayı şükranlarımı sunarım.TEŞEKKÜRLER...............
|
buse / 15.04.2007 21:59:01 |
bence çok saçma bütün kitapların olması lazım beğenmedim
|
İLKNUR / 10.04.2007 14:40:35 |
Kitapları beğenerek okuyoruz
|
nehirsu / 31.03.2007 10:13:27 |
ben tolstoyun savaç ve barış kitabını çok begenıyorum okumanızı tavsıye edıyorum
|
ahmet ÖZPINAR / 24.03.2007 19:07:10 |
güzel bir yazı ve güzel bir yer ama bu yazı çok uzun olmuş daha net ve kısa olabilirdi yinede güzel
|
mehmet sarıışık / 19.03.2007 17:14:24 |
tolstoyun kitapları müthiş özellikle suç ve ceza kitabı
|
desperado_mehmet / 19.03.2007 17:11:12 |
ya herşey mükemmel ama insan ne ile yaşar kitabının özetini bulamadım
|
hll / 15.03.2007 17:27:34 |
kitaplarının hepsi birbirinden güsell.inanmıyosanız okuyunda görün
|
özgeeeeeee:) / 9.03.2007 17:59:51 |
Bence Tolstoy 'un kitapları çok ders verici kitaplar,onun kitaplarını okurken onun dünyasında onun yaşadıklarını yaşıyorum.Herkese tavsiye ediyorum:)
|
güneş / 4.03.2007 16:56:30 |
tolstoyun müslümanlığı anlatması çok ilgimi çekti teşekkürler
|
zeynep / 25.02.2007 18:11:45 |
bence tolstoyun kitaplarının tümü güzel çoğunu okudum ama "insan ne ile yaşar" kitabını aradan ne kadar zaman geçerse geçsin unutmıycam herkse tavsiye ederim
|
_korkunç_aslan / 8.02.2007 16:56:43 |
eserleri gerçekten etkileyici ben savaş ve barış roanını okudum.diger eserlerinide okuyacağım
|
burcu / 8.02.2007 14:52:35 |
süper..................................
|
merve / 1.10.2006 23:48:36 |
tolstoyun insan ne ile yaşar.itiraflarım.sevgi nedeyse tanrı oradadır kitapları çok güsel.hepsi de hemen hemen aynı dini içerikli konualrı işlese de tolstoyun kaleminden ayrı bir güzellikle çıkmış.tavsiye ediyorm.zaten ince kitaplar.hemen okuyp bitirebillrsnz..
|
merve / 1.10.2006 23:47:49 |
tolstoyun insan ne ile yaşar.itiraflarım.sevgi nedeyse tanrı oradadır kitapları çok güsel.hepsi de hemen hemen aynı dini içerikli konualrı işlese de tolstoyun kaleminden ayrı bir güzellikle çıkmış.tavsiye ediyorm.zaten ince kitaplar.hemen okuyp bitirebillrsnz..
|
seçil / 21.09.2006 14:27:59 |
anna caranina ya da savaş ve barış okuyun derim ben
|
BÜŞRA / 2.09.2006 20:39:53 |
Tolstoy'un insan ne ile yaşar kitabındaki ölüm meleği ve daha birçok kullanılmış kelime aslında tolstoyun kendi kendine İSLAM'ı bulmuş olmasının göstergesidir.Buradaki ölüm meleği ifadesi aslında Azrail'i temsil ediyor... Benim görüşüme göre Tolstoy son zamanlarında tasavvufla da uğraşmış bir yazardır.
|
asude / 7.08.2006 16:04:38 |
tolstoyun bir çok kitabını okudum ama baş ucu kitabı olarak yanımdan ayırmadığım kitabı İTİRAFLARIM bunu herkezin okumasını tavsiye ederim.Bir müslüman olarak Allahu tealanın varlığına inancımı ve ona olan sevgimi bu kitap pekiştirdi kafalarınızdaki sorulara cevap verecek bir kitap tavsiye ederim...
|
BATIBEY / 23.07.2006 03:39:12 |
bize ne ile yaşayacagımızı nasıl dirileceğimizi savaşın ve barışın beraberliğini şeytanın kimliğini tanrının yüceliğini öğretecek kadar cesur bir yazar
|
semra / 22.07.2006 21:30:35 |
mrb arkadaşlar şeytan ı tavsiye ediyorum.Kesinlikle harika bir kitap
|
revalid / 8.07.2006 19:34:51 |
dilavere katılıyorum tolstoy bir harika bir evsane
|
ilayda / 1.07.2006 00:39:35 |
ben tolstoyun sadece çocukluk adlı kitabını okudum ve çok etkilendim çok akıcı bir dille kaleme almış ve etkileyici cümleler kullanmış gerçekten okunmaya değer
|
dilaver / 30.06.2006 16:49:18 |
tolstoy bi harika bir efsane
|
Ahzab / 30.06.2006 12:41:46 |
Tolstoyun kıtapları güzel bir üslüpla kaleme alınmış ayrıca rus kültürünü de çok iyi yansıtıyor gerçekten bütün kitapları okunmaya değer ancak diriliş adlı romanını herkeze öneririm insanın vicdanen uyanışını ve iyi insan olma yolundaki çabalarını etkilleyici bir dille anlatıyor
|
sevda / 21.06.2006 14:20:00 |
ben bu adama bayılıyorum ya kitapları çok güzel kitaba başladığım zaman bırakasım gelmiyor
|
nurcan / 17.06.2006 19:51:51 |
tolstoyu özellikle ruhi bulanım geçirmekte olanlara tavsiye ediyorum.çünkü o da geçirdi.halinizden anlayacaktır....üç ölüm`ü okumanızı yürekten istiyorum..
|
nurcan / 17.06.2006 19:42:18 |
tolstoy`un tüm eserlerinde dini sorguladığı görülüyordu.oysa bazı yazarlar tolstoy`un kendini bir ara tanrı olarak gördüğünü yazıyorlardı.tanrı neredeyse sevgi oradadır adlı eserini okuduğumda öyle bir şeyin olmadığını gördüm.bilakis yüce bir yaratıcısız olunamayacağını dile getiriyor ve bunu kanıtlamak içinde eserlerinde imalar vardı.
|
dilruba / 16.06.2006 20:05:43 |
yazarımızı tanımadan önce diğer bazı yazarlarımız gibi islamı kötüleyeceğini sanıyordum.oysa öyle değilmiş bundan sonra bütün eserlerini okumaya çalışacağım
|
ali g / 14.06.2006 00:43:16 |
insanlar hayatlar insan dogası kısıtlı zaman deger olgusu dogruyu yakalamak isteyen tolstoyun sihirli prizmaları....dirilişi güzel bulan bunu niye güzel bulur hehe ..tolstoy bunu arıyodu işte
|
elif / 11.06.2006 20:36:50 |
şu an bn insan ne ile yaşar kitabını okuyorum süper gidiyo tarzını ve akıcılığını beğen dim kısmetse diğerlerini de okuycam
|
Erdem / 6.06.2006 19:51:00 |
Benim için, Rus edebiyatının Dostoyevski'yle birlikte 2 çınarından biridir. Onun insancıllığı, dinlerüstü Tanrı inancı ve Rus toplumunun kültüründen harmanladığı evrensel bakış açısı onu büyük yazar/ düşün adamı yapan nedenlerin başında gelir. Daha lise öğrencisiyken Kazaklar romanıyla sevdim, Diriliş'le hatyran kaldım. Sırada Savaş ve Barış var..Onu bence en iyi özetleyen 2 sözcük: Akıl ve Erdem.
|
hazard / 4.06.2006 21:33:13 |
neden tolstoyun ilk kitabı olan çocukluk romanını eklemediniz, kaç gündür o kitabın özetini arıyorum, eğer elinde olan varsa lütfen msn adresime göndersin.msn im :nesibe82@hotmail.com
|
Maykıl / 4.06.2006 19:58:40 |
İtiraf ediyorum. Tolstoy'a hayran olabilmek için İTİRAFLARI(M) yeterli.
|
kibritucu / 26.05.2006 22:20:40 |
Tolstoy'u orjinalinden okuyabilmek ayri bir zevk.. Sitenini tasarimina bayildim, cok iyi is cikarmissiniz.. Rusyadan sevgiler
|
mustafa / 25.05.2006 15:54:23 |
özellikle tolstoyun "savaş ve barış" kitabına hayranım :-)
|
zeynep / 15.05.2006 19:25:01 |
süper
|
Bad_Boysmike / 16.04.2006 20:51:59 |
bad nickinden çok farklısın iyileşecegine eminim sana hep dua edıcem ama lütfen tolstoyun itiraflarım kıtabını oku:)
|
BUSEM19 / 16.04.2006 20:48:46 |
tek birşey soyleyecegım:Tolstyun itiraflarım romanını mutlaka okuyun.
|
Busem / 16.04.2006 20:45:51 |
itiraflarım kitabını okudum tolstoyun.Beğendiğimi pek söyleyemesem de içerik açısından ilginç bir konu taşıyor.Tabularımı bir kez daha sorgulama olanağı sağladı bana.
|
Yumurcak / 7.04.2006 11:07:50 |
Yorumları okuyunca kafam karıştı..Diriliş kimin? Lev Tolstoy'mu yazmış yoksa Aleksender Nikolayeviç Tolstoy'mu yazmış? Dahada önemlisi bu iki isim farklı insanlarmı yoksa aynı kişimi?Biri beni bilgilendirsin lütfen..
|
seymen / 24.02.2006 16:37:52 |
TOLSTOY gercekten usta bir kalem
|
FATMA / 12.02.2006 12:36:21 |
ANLATIMINDAKİ USTALIK VE HER KONU HAKKINDA YAZMASI BENİ ÇOK ETKİLEDİ.
|
ali ermiş / 6.02.2006 18:55:45 |
TOLSTOY'UN DİRİLİŞ kitabı tam anlamıyla mükemmel.Günümüzün kirlenen değerlerine ve adalet sistemindeki aksaklıklara bir bakıştır.Kitabı okurken içinizden bir şeylerin koptuğunu hissedeceksınız ve tekrar okumak isteyeceksiniz...
|
Süleyman / 4.02.2006 21:23:18 |
Ben edebiyatçı bir kişiye Tolstoy'hangi eserlerini beyendin dediğimde cevap "Diriliş" veya"İnsan Ne iİle Yaşar"cevabını alıtorum.
|
Süleyman / 4.02.2006 21:17:23 |
Kendisi çok beğendiim bir yazar ve "İnsan Ne İle Yaşar" kitabını her kişiye öneriyorum.
|
Kitapları / 3.02.2006 18:03:43 |
Malesef yanlış bilinen bir şeyi düzeltmekle başlamak istiyorum yorumuma; Rus edebiyatı aslında birçoğunun bildiğinin aksine Puşkin'den evvelde vardı ancak dilimize genellikle çevrilenler Puşkin ve sonrası olduğu için hep öyle bilinir. Tolstoy konusuna gelince Rus edebiyatında 4 ayrı Tolstoy bulunmaktadır. Atlanılan nokta Tolstoy'un bir soyad olduğudur. Örneğin"İvan İlyiç'in ölümü" adlı kitap hepimizin bildiği"Diriliş" 'in yazarı Lev Tolstoy değil Aleksender Nikolayeviç Tolstoy'dur bu bakımdan , iyi bir okurun buna dikkat etmesi gerektiğine inanıyorum . Tolstoy bir çok tarzı aynı kitapta başarıyla kullanabilen bir yazar olarak (Örneğin Savaş ve Barış) Rus edebiyatı denilince akla gelecek ilk yazar olmalıdır.
|
Gül Ertugay / 31.01.2006 15:13:09 |
Tolstoy'un okuduğum kitapları arasında en çok beğendiğim kitaplarından biri olan Anna Karenina çok güzel olmasının yanı sıra aynı zamanda acıklı bir aşk öyküsüydü. Tolstoy' un tüm romanlarındaki ortak özelliğinden biri olan gerçeklik bu romanında da açığa çıkmış akıcı bir dille yazıldığı için kitabın 3 çilt olması gözünüzü korkutmasın. Halen bu kitabı okumayan ya da okumakta tereddüt edenleriniz varsa size tavsiyem kitabı elinize almanız ve okumaya başlamanız. Bir süre sonra birde bakmışsınız kitap bitmiş ama siz halen kitabın içindeki öykünün devam ettiğini ve bu öykünün sizin üzerinizdeki etkisinin ne kadar kalıcı olduğunu farketmeden yaşantınıza devam etmiş olacaksınız. Bu süre ta ki yeni okuduğunuz bir kitapla son bulacak. Herkesin kitap okuması dileğiyle
|
mustafa / 28.01.2006 23:00:34 |
tolstoyu beyenerek okuyorum 10 eserini okudum. içinden ençok diriliş adlı kitabını beyendim.bütüneserlerini okumayı düşünüyorum.....
|
Pedaliza / 20.01.2006 10:57:30 |
Tolstoy'un eserleri beğenerek okuyorum. Anlatımı gerçekten çok güzel. Diriliş adlı kitabını okudum. Aslında okudum demek yanlış olur resmen yaşadım. Tekrar okuyacağım....
|
cansu / 19.01.2006 12:14:45 |
ben tolstoyun kitaplarına bayılıyorum örneğin insan ne ile yaşar çokgüzel bir kitap
|
|
|
|