İdare Amiri: Ebru Kargın
Richard Hetu ile röportajı
Paul Auster’ ın son hayali... "Yanılsamalar Kitabının" kahramanı Hector mann uzun zaman önce Paul Auster’in kafasında, beyaz takım elbiseli, kara bıyıklı bir görüntü olarak doğmuş.
“Onu hep sessiz filmlerde, sessiz komedilerde oynarken yazmayı düşündüm,” diyor Amerikalı yazar röportajın başında. Auster’in Brooklyn, Park Slope’daki evinin salonundayız...
Devamı...>>
Buket Uzuner
Paul Auster ile tanıştım. Buradaki edebiyatçıların birçoğu Paul Auster'ı bilmiyorlar. Kendisine Türkiye'de çok sevildiğini söylediğimde o bakışını hiç unutamıyorum. O kadar çok heyecanlandı ki...
Ahmet Altan ( Kahve Molası )
Bu yazı, gerçek bir tembellik abidesi.. Çünkü, aşağıdaki bölüm, tamamıyla bir başka yazarın cümleleri.. Paul Auster' ın 'Kırmızı Defter' adlı kitabından bir iki pasaj...
Paul Auster'i, sevgili dostum Berna Ertuna aracılığıyla tanıdım.. Yaklaşık yedi sekiz yıl önce, bir yemekte önerdi bana.. Ve aldım 'Ay Sarayı' adlı kitabını..
Devamı...>>
Sefa Kaplan ( Hürriyet Gazetesi )
Nihayet Güzel Bir Roman. Kitabı okurken de, okuduktan sonra da memnuniyetinizi gizleme gereği hissetmeden ‘oh be, nihayet güzel bir roman okuma saadetine eriştik’ diyeceksiniz...
Devamı...>>
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Adrese Teslim
Günlük E-Gazete - 12 Ocak 2006
3 Şubat 1947’ de New York’ ta doğdu. Büyükbabası Amerika’ ya gelen ilk nesil Yahudi göçmenlerindendi. Yazı yazmaya 12 yaşında başladı. Columbia Üniversitesi’nde Fransız, İngiliz ve İtalyan edebiyatı okudu. 1970’ te, bir petrol tankerinde altı ay gemici olarak çalıştı. 1971’ de biriktirdiği parayla Fransa’ ya gitti; dört yıl boyunca şiir yazıp Fransızca’ dan çeviriler yaptı.1975’ te New York’ a dönüp, dört ince cilt halinde şiirlerini yayımladı. Kendi deyişi ile " şairlerden başka kimse okumadı ". 1977' de oğlu doğdu. 1979, Auster için bir dönüm noktası oldu. Bu tarihte yürümeyen bir evliliği, küçük bir oğlu, kıt bir geliri olan, maddi ve manevi açıdan tıkanmış yazarın babası öldü. Evliliği bitti, yalnız kaldı ve babasından kalan miras sayesinde kendini yazmaya adadı. 1981 yılında, kendisi gibi yazar olan, Norveç asıllı Siri Hustvedt'le evlendi.Denemelerini ve şiirlerini çeşitli yayın organlarında yayınladı. Yirminci yüzyıl Fransız şiiri üzerine önemli bir antoloji yayınladı. 1982’ de Babası Samuel Auster’ i konu aldığı yaşamöyküsel romanı Yalnızlığın Keşfi'ni adlı ilk kitabını yazdı. Bugünkü ününe, City of Glass 1985, ( Cam Kent ) Ghosts 1986
( Hayaletler ) ve The Locked Room 1986 ( Kilitli Oda ) dan oluşan New York Üçlemesi ile kavuşan Auster’ ın eserleri 20 dile çevrilmiştir. New York üçlemesi, Ülkesi ABD’ den çok Avrupa’ da ses getirmişlerdir.
Çağdaş Amerikan edebiyatının en parlak temsilcilerinden Paul Auster, 1986-1990 yılları arasında Princeton Üniversitesi’nde çeviri dersleri de vermiştir. Romancılık, şairlik, çevirmenlik, deneme ve senaryo yazarlığı gibi çeşitli yönlere sahip bir yazar olan Auster, eşi ve iki çocuğuyla New York'ta, Brooklyn'de oturmaktadır.
Yukarı
YALNIZLIĞIN KEŞFİ
Yalnızlığın Keşfi adlı bu anı-romanın Görünmeyen Bir Adamın Portresi başlıklı bölümünde, yazar, babasının ölümünden sonraki duygularını ve anılarını anlatıyor; ikinci bölüm olan Anı Kitabı'nda ise mercek kendi babalık konumuna çevriliyor. Kendisinden ve gerçeklerden kaçan, varolmama' yı seçen babasının düz ve yavan kişiliği ile dünyayı sorgulayan ve onu kavramaya çalışan kendisi, romanın yaşamsal eksenini oluşturuyor. Yazar, baba-oğul söylencelerine yaptığı göndermelerle bu ilişkiyi yeniden irdelerken, yaşam, ölüm, bellek, dil üzerine de düşünmekte, öykülemenin ve yazmanın doğasındaki müthiş yalnızlığı bulgulamaktadır.
Çeviren : İlknur Özdemir
Can Yayınları
On-line Satın Alabilirsiniz: kitapyurdu.com http://www.kitapyurdu.com
CAM KENT - New York Üçlemesi 1
"Her şey yanlış bir telefon numarasıyla başladı. Aranan kişi o değildi. Fakat aynı yanlışlık ertesi gece de yapıldı. Ve böylece oyun başladı. Kişi, aranan kendisi olmadığı halde, öyleymiş gibi davranırsa ne olur? Bu rastlantı onu nereye götürür? Rastlantıların onu götürdüğü yere sürüklenmeye neden razı olur? Bu soruların cevabı yok. Suda yayılan halkalar gibi birbirini izleyen olayların peşi sıra, kişinin ardına düştüğü şey, sonunda kendi hayatı, kendi geçmişi, içindeki ben, içindeki öteki olabilir."
Çeviren :Yusuf Eradam
Metis Yayınları
On-line Satın Alabilirsiniz: kitapyurdu.com http://www.kitapyurdu.com
HAYALETLER - New York Üçlemesi 2
İzleyen kim? İzlenen kim? İzleyen öykü anlatıcısı mı? Anlattığı öykü kimin öyküsü? Kendi öyküsü mü, izlediği kişinin mi? Peşinde olduğu kişinin geçmişini araştırırken kendine, kendi geçmişine yönelmesi neden? Giderek izlediği kişinin hayatına gömülürken kendi hayatını keşfe çıkması; izleyen iken izlenen olması; bütün bunlar bir tuzak mı yoksa? Bilinçli olarak yapılan kötü bir şaka mı? Hayaletlerin aklını karıştırmak için ona oynadıkları bir oyun mu?
Çeviren : Fatih Özgüven
Metis Yayınları
On-line Satın Alabilirsiniz: kitapyurdu.com http://www.kitapyurdu.com
KİLİTLİ ODA - New York Üçlemesi 3
Bir çocukluk arkadaşı. Tek bir mektupla, geçmişten çıkıp gelmiş bir çocukluk arkadaşı, bir kabus gibi, bir lanet gibi üstüne çökerse insanın peşine düşüp izini kovalamaktan başka seçenek bırakmazsa insana böylece bütün hayatına hükmetmeye başlarsa ne yapar insan? Ondan kurtulmanın tek yolu onu bulmak olduğunda, ama attığı her adımda kendini daha da içinden çıkılmaz bir karmaşanın içinde bulduğunda, aklını kaybetme, çözülme noktasına geldiğinde ne yapar insan? Ötekine ulaşmak için, onun geçmişini deşmeye başlayıp, giderek daha derinlere indikçe orada bulacağı öteki midir, kendisi midir? Yoksa ne kendisi ne öteki midir?
Çeviren : Yusuf Eradam
Metis Yayınları
On-line Satın Alabilirsiniz: kitapyurdu.com http://www.kitapyurdu.com
AY SARAYI
Ay Sarayı, Paul Auster'ın çok beğenilen bir romanı. Romanın başkişisi olan Marco Stanley Fogg, artık kıpırdamamaya, çalışmamaya, yemek yememeye ve bütün bunların doğuracağı tehlikeleri göze almaya karar verir. Böylece, nereye kadar gidebileceğini bu süreç içinde neler olup biteceğini merak eder. 60'lı yılların çocuğu olan Fogg, yorulma nedir bilmeden geçmişinin anahtarlarını arar, yazgısının temel bilmecesinin yanıtlarını bulmaya çalışır. Manhattan'ın kanyonlarından Utah'ın çöllerine yolculuk yapan Fogg, şaşırtıcı ve zengin olaylarla ve kişiliklerle karşılaşır. Roman, insanların Ay'da ilk kez yürüdükleri yaz mevsiminde başlayıp zaman içinde ileri geri hareket ederek üç kuşağı kapsar. Rastlantı ve belleğin yönlendirdiği Ay Sarayı'nda trajedi ve kefaret ödeme, lirizm ve mizah iç içedir.
Çeviren : Seçkin Selvi
Can Yayınları
On-line Satın Alabilirsiniz: kitapyurdu.com http://www.kitapyurdu.com
SON ŞEYLER ÜLKESİNDE
Paul Austerin yarattığı Son Şeyler Ülkesi, geniş yığınların evsiz barksız yaşadıkları, hırsızlığın suç sayılmayacak kadar yaygınlaştığı, kendi canına kıymak ya da başkalarınca öldürmek yoluyla ölümün tek kurtuluş yolu durumuna geldiği kent. Anna Blume, bu adsız kente ağabeyini aramak için gelmiştir...
Çeviren : Armağan İlkin
Can Yayınları
On-line Satın Alabilirsiniz: kitapyurdu.com http://www.kitapyurdu.com
ŞANS MÜZİĞİ
Şans Müziği, tüm Amerika kıtasına yayılan geniş bir alandan başlayıp Pennsylvania'daki bir çayırlıkta iki kişinin ördüğü duvarda noktalanıyor. O iki kişinin bu işe nasıl bulaştıkları, işin koşulları, tümüyle şansa bağlı bir gelişme. Ancak Paul Auster'ın dünyasında şans, kimi zaman kazaya, kimi zaman yazgıya, kimi zaman da iradeye benzeyen değişken ve güçlü bir öğe. Gerilimle coşkuyu aynı anda aktaran Şans Müziği, her türlü kötülüğe ve haksızlığa uğrarken, bunların karşısında bizim de yapabileceğimiz küçük, ama değerli şeylerin öyküsü.
Çeviren : Seçkin Selvi
Can Yayınları
On-line Satın Alabilirsiniz: kitapyurdu.com http://www.kitapyurdu.com
LEVIATHAN
Bu roman simgesel bir ad taşıyor: Leviathan (Tevrat'taki efsane ejderi). Leviathan, bir kadının bulduğu bir adres defterinden kendisine bir kimlik seçmesiyle başlıyor. Ya da birden, hiç beklenmedik, sarsıcı bir ölümle. Ya da Aaron oturup en sevdiği arkadaşı Benjamin Sachs'ın öyküsünü anlatmaya başlayınca. Aaron, evliliğini kıskandığı, zekâsına hayran olduğu Sachs'ın öyküsünü anlatmak istiyor, çünkü Sachs'la ilgili soruşturmayı yürütenler onun için bir öykü uydurmadan önce kendisi doğruyu yakalamak istiyor. Belki bir kaza sonucu balkondan düşen ya da bilerek kendisi atlayan Sachs ortadan kaybolmuştur. Arada bir ortaya çıkarak deli saçması şeyler söyleyip sır olur. İlk kitaplarından bu yana bize rastlantı ile yazgının toslaştığı dünyalar yaratan, insanlardan uzak kahramanların ardısıra bizi gizemli, yürek burkucu yolculuklara çıkartan Paul Auster, bu yedinci romanında dostluk ve ihaneti, cinsel tutku ve yabancılaşmayı konu alıyor. Amerika'nın en özgün yazarlarından biri olan Paul Auster'dan bir polisiye gerilimine sahip ürpertici, ürpertici olduğu kadar eğlendirici, iç gıdıklayıcı ve içten içe yankılanan bir roman.
Çeviren : Seçkin Selvi
Can Yayınları
On-line Satın Alabilirsiniz: kitapyurdu.com http://www.kitapyurdu.com
YÜKSEKLİK KORKUSU
Her kitabıyla bizi yeniden şaşırtan, her seferinde bambaşka serüvenlerle, bambaşka dünyalarla buluşturan Paul Auster, bu kez de Saint Louis'in arka sokaklarında yetişen öksüz, bıçkın bir gençle, Walt'la tanıştırıyor bizi; ama sıradan bir genç değil bu, kendisine sahip çıkan bir Macar'la tanıştıktan sonra hayatı değişen, boşlukta durabilmeyi, hatta uçabilmeyi öğrenen bir genç. Her sayfasında okuduklarınıza inanmakla inanmamak arasında gidip geleceğiniz bu roman, birbirine bir baba-oğuldan da yakın olan iki kişinin serüveni olduğu kadar bir mucizenin de masalı.
Çeviren : İlknur Özdemir
Can Yayınları
On-line Satın Alabilirsiniz: kitapyurdu.com http://www.kitapyurdu.com
KIRMIZI DEFTER
Paul Auster'ın çok özel, çok özgün kısacık bir yapıtı: On üç öykücükten oluşuyor, ama aynı anlayış içinde yazıldıkları için bu on üç öykücüğe New York Times gazetesinin Noel sabahı yayınlamak üzere ısmarladığı ve yayınladığı Auggie Wren'in Noel Öyküsü'nü de eklemeyi yararlı gördük. Ay Sarayı, Yalnızlığın Keşfi, Son Şeyler Ülkesinde, Şans Müziği, Leviathan ve Yükseklik Korkusu adlı romanlarıyla tanıdığınız Paul Auster (1947), yalnızca yazdığı dilin değil, aynı zamanda dünyanın edebiyat ustalarından biri. Karşılaştığı tuhaf olayları, garip rastlantıları, gündelik yaşamın mucizeye dönüşen ayrıntılarını, gerçek olayları ve gerçekdışı olguları bir Kırmızı Defter'e kaydetmiş; her öykücük ileride bir romana dönüşebilecek çekirdek ve dokuya sahip. Paul Auster hiç `hocalık' taslamadan `gerçek'ten sanat yapıtına giden yolu gösteriyor, öykülerken kuramsız bir poetika geliştiriyor ve minyatür bir dünya kuruyor. Bu nedenle bir kılavuz saydığımız Kırmızı Defter'in, Paul Auster'in roman dünyası için bir giriş kapısı olduğunu düşünüyoruz.
Çeviren : Münir H. Göle
Can Yayınları
On-line Satın Alabilirsiniz: kitapyurdu.com http://www.kitapyurdu.com
DUMAN / SURAT MOSMOR
Auster yaratıcı çalışmasını bu kez iki senaryoda kullanıyor: Ülkemizde de bir süre önce gösterilen Smoke ve Blue in the Face adlı filmlerin senaryolarında. Duman adıyla sunduğumuz Smoke'da bir romancı, bir sigara mağazası yöneticisi ve zenci bir yeniyetmenin öyküsü anlatılır. Beklenmedik bir anda yolları kesişen bu üç kişi, birbirlerinin hayatlarını izleri silinmez biçimde değiştirirler. Duman, güldüren, duygulandıran ve beklenmedik olaylarla, birbirinden çok farklı bu üç kişinin ortak bir insanlık paydasını nasıl bulduklarını araştırıyor.
Çeviren : Fatih Özgüven
Can Yayınları
On-line Satın Alabilirsiniz: kitapyurdu.com http://www.kitapyurdu.com
CEBİ DELİK
Paul Auster'in yapıtlarında, çağdaş insanı en çıplak durumuyla görüyor, onunla aramızda özdeşlikler, benzerlikler kurabiliyoruz. Paul Auster’in yazdıklarının bu kadar beğenilmesinin, benimsenmesinin nedeni, belki de okuruyla arasındaki bu paylaşım. Bir Amerikalı yazar olmasına karşın, Amerikalı insanı değil, ‘insan’ı anlattığı için evrensel boyutta oluyor yazdıkları. Yazarın bunca benimsenmesinin bir başka nedeni de, kısa, yalın cümlelerden oluşan kıvrak ve duru anlatımının, psikolojik çözümlemelerde kapsamlı ve derin bir boyuta ulaşabilmesi. Kurmaca yazarının genel yaklaşımının dışına çıkan ve alabildiğine gerçekmiş duygusu vererek yazan Paul Auster, ‘olabilir’leri, ‘olması gerekli'leri değil, olanları, yaşadıklarını, tanık olduklarını aktarıy süslü edebiyattan uzak duruyor, yaşama hızını aktarabilmek için anlatımını yalınlaştırıp durulaştırıyor. Cebi Delik,< yazarı tanımak isteyenler için benzersiz bir fırsat: Yaşamöyküsünü içtenlikle, dobra dobra ve her zamanki akıcı, ustalıklı diliyle ortaya koymuş Paul Auster.
Çeviren : Seçkin Selvi
Can Yayınları
On-line Satın Alabilirsiniz: kitapyurdu.com http://www.kitapyurdu.com
TİMBUKTU
Romanının iki kahramanı var; biri evsiz-barksız, sarhoş, yarı-deli Willy, öbürü de kendi insanlığımız konusunda ondan pek çok şey öğreneceğimiz bir köpek: Kemik Bey. Bir köpeğin gözünden, onun düşüncelerine girerek dünyayı, yaşamı, insan ilişkilerini işleyen Paul Auster, kimi yerde eğlendirici, kimi yerde de trajik ve hüzünlü bir anlatımla ve her zamanki dil ustalığıyla, sözcüklere yüklediği enerjiyle, yalın ama yoğun yorumuyla bizi alışılmadık yollardan insanlığımızla yüzyüze getiriyor; yaşamlarımızın, ilkelerimizin kimi zaman nasıl da çürük ve dayanıksız temellere oturduğunu kanıtlarken, belleğimizin derinlerine gömdüğümüz eski ve kalıcı değerleri, günümüzün hızlı ve acımasız akışı içinde nasıl da unuttuğumuzu nostaljik yolculuklarla anımsatıyor. Willy ile Kemik Bey'in yaşamın son durağı olan Timbuktu'ya doğru çıktıkları yolculuğu, yaşam felsefesini yansıtan bir izlenim gibi kullanan Paul Auster, bütün romanlarında yaptığı gibi bu kitabına da katmış kendisini; dahası Willy'de olduğu kadar, Kemik Bey'de de ondan izler bulmak olası.
Çeviren : İlknur Özdemir
Can Yayınları
On-line Satın Alabilirsiniz: kitapyurdu.com http://www.kitapyurdu.com
KÖŞEYE KISTIRMAK
Alışılmışın dışında, şaşırtıcı, sürükleyici, bildik kalıpları tersine çevirerek yazılmış bir polisiye. Yazarın yirmi yıl kadar önce, yazarlık yaşamının başlarında yazdığı ve o günlerde güçlükle yayınlattığı Köşeye Kıstırmak, bir önce Cebi Delik'le birlikte yeniden yayınlandı ve pek çok dile çevrildi. Paul Auster'den beklenecek şaşırtmacalarla dolu, psikolojik öğeler içeren bir dedektiflik romanı. Ünlü bir beysbol oyuncusu olan George Chapman, bir kaza sonucu sakat kalınca sporculuk yaşamı sona erer. Ancak, dünyaya küsmez. Politikaya atılır, senatörlüğe adaylığını koyar. Kusursuz bir kahramandır; zarif bir eşi, mutlu bir yaşamı vardır. Bir gün eski bir arkadaşının, dedektif Max Klein'ın kapısını çalar ve ölümle tehdit edildiğini söyler; kanıt olarak da, aldığı tehdit mektubunu gösterir. Max Klein'ın işi kabul etmesinin üzerinden iki gün geçmeden Chapman'ın öldüğü haberi gelir. Sanık ise ne Max Klein'a, ne de Chapman'a yabancıdır. Max Klein, araştırmalarını derinleştirdikçe, bu öldürme olayının sandığı kadar basit olmadığını anlayacaktır. Usta bir yazarın, bir söz büyücüsünün kaleminden çıkmış, sürükleyici bir polisiye, Köşeye Kıstırmak.
Çeviren : Seçkin Selvi
Can Yayınları
On-line Satın Alabilirsiniz: kitapyurdu.com http://www.kitapyurdu.com
KAYBOLMALAR - Şiir -
Kökler kıvranır solucanla saatin
eleyip dokuması paylaşır serçenin yüreğini
Dalla sarmak arasında siz
Küçümser yuvasını, tohum, daha düzayak
Sınırların sarsıp salladığı tohum konuşmaz.
Çöken yalnız yumurta.
Çeviren : Mustafa Ziyalan
Varlık Yayınları
On-line Satın Alabilirsiniz: kitapyurdu.com http://www.kitapyurdu.com
YANILSAMALAR KİTABI
Karısıyla iki küçük oğlunu bir uçak kazasında yitiren David Zimmer, yaşayan bir ölüye dönüşmüştür, kederini alkole gömerken günlerini kendine acıyarak geçirmeyi sürdürür. Bir gece televizyon izlerken, sessiz film döneminin komedi oyuncularından Hector Mann üzerine bir belgesele rastlayınca hayata bakışı bir anda değişir. Altmış yıl önce ansızın ortadan kaybolan ve o zamandan beri kendisinden haber alınamayan bu gizemli oyuncunun filmlerinin peşine düşen, Avrupa ve Amerika'da dolaşan David, sonunda onun hakkında bir kitap yazar. Kitap yayınlandıktan hemen sonra aldığı ve başka bir dünyadan gelmişe benzeyen ilginç bir mektupla hayatı geri dönülmez biçimde değişecektir. Soluk kesici bir tempoda ilerleyen bu şaşırtıcı roman, okuru gülünçle trajik olanın, gerçekle hayalin, şiddetle yumuşaklığın birbirinin içinde eridiği bir imgeler evreninde dolaştırıyor.
Çeviren : İlknur Özdemir
Can Yayınları
On-line Satın Alabilirsiniz: kitapyurdu.com http://www.kitapyurdu.com
Yukarı
KEHANET GECESİ
"O ana kadar mavi deftere yazmak bana zevkten başka bir şey vermemişti, gitgide yoğunlaşan, çılgınca bir doyum duygusu. Sözcükler kafamdan sanki biri onları bana yazdırıyormuş gibi çıkmıştı; düşlerin, karabasanların ve özgür düşüncelerin billur diliyle konuşan bir sesin söylediği cümleleri kopya eder gibiydim. Ama 20 Eylül sabahı, yani söz konusu günden iki gün sonra o ses ansızın susuverdi. Defterimi açtım, önümdeki sayfaya baktığımda kaybolduğumu fark ettim, ne yaptığımı artık bilemiyordum. Bowen'i o odaya sokmuştum. Kapıyı kilitleyip ışığı söndürmüştüm; şimdiyse onu oradan nasıl çıkaracağımı hiç mi hiç bilemiyordum."
Otuz dört yaşındaki romancı Sidney Orr, kendisini ölümün kıyısına götüren ve aylarca süren bir hastalığın ardından yavaş yavaş hayata dönmektedir. 1982'nin bir Eylül günü New York'un Brooklyn semtindeki küçük bir kırtasiyeciden edindiği mavi ciltli bir defter tam dokuz gün boyunca Sidney'i büyüsü altına alacak, genç adam, evliliğini yıkmakla ve gerçeğe duyduğu güveni sarsmakla tehdit eden şaşırtıcı olaylar ve rastlantılarla, ürkütücü önsezilerle dolu bir dünyaya sıkışıp kalacaktır.
Çeviri: İlknur Özdemir
Can Yayınları
Yukarı
WEB KAYNAKLARI :
http://www.paulauster.co.uk
www.canyayinlari.com
Yukarı
( Cam Kent’ ten... )
" Her yirmi dakikada bir, bir telefon kulübesine girip Virginia Stillman’ ı arıyordu. Bir gece öncesinde nasılsa, şimdide öyleydi. Artık Quinn meşgul sesini duyunca şaşırmıyordu. Artık bundan rahatsız da olmuyordu. Meşgul sinyali adımlarına adeta eşlik ediyor, kentin gürültüleri içinde düzenli olarak tempo tutuyordu. Ne zaman telefon etse, aynı sesin, konuşmaya olanak tanımayan, asla tanımayan kalp atışı kadar ısrarlı bu sesin orada olacağını bilmek onu rahatlatıyordu. Virginia ve Peter Stillman artık ona tümüyle kapalıydı. Ama hala denediği için vicdanı da rahattı. Quinn’ i nasıl bir karanlığa atarlarsa atsınlar, o henüz onları terk etmemişti..."
Yukarı
Auster’ ın sadık bir okuru olarak fazladan iki cümle yorum yapmayı hak görüyorum kendime. Üstün bir kurgu yeteneği ve hayal gücü var. Okuruyla nasıl oyun oynayacağını çok iyi biliyor. Her kitabında, başka bir Auster var. Buda onu farklı kılıyor ve ilk kitaptan sonra bağımlısı oluyorsunuz.
New York Üçlemesi çok başarılı. Ama, " Son Şeyler Ülkesinde " kitabı bingo. Çok Etkileyici ve yazarla ilk buluşma için en iyi başlangıç kitabı.
Bir değişiklik yapmak adına yazdığını düşündüğüm polisiye tarzı kitabı, " Köşeye Kıstırmak ", bence konu olarak başarısız. Auster’ ın Üslubu ve hızı durumu biraz kurtarmış.
Gelelim bu haftaki alternatif kitabıma; Bir değişiklik yapalım, Carlos Casteneda’ nın " Don Juan’ ın Öğretileri " mesela... ( Yaqui Kızılderililerinin Bilgi Yöntemi ) Kitap, Söz Yayın dan çıkmış. Çağdaş Öğretiler ( New Age ) dizisinin 5. kitabıdır. Seveceksiniz...
Yukarı
Yorum yazmak ister misin?
murat / 5.10.2011 20:01:57 |
harika bir şey
|
GLASSBERNICE / 4.04.2010 00:48:39 |
Every body remembers that our life is expensive, nevertheless some people need money for different stuff and not every person earns enough cash. Thus to receive good mortgage loans and just auto loan should be a proper way out.
|
ft.sersery / 4.01.2009 12:12:09 |
ewet katılıyorum size kaitab okumak cok faydali güsel bişe herkese tavsiyem olsun dostlar web sitem www.eskisevgili-m.de.tl
|
demet / 13.08.2008 23:32:06 |
Ben Paul Auster ın kendisini anlattığı Cebi Delik adlı eserini çok beğeniyorum. O kitapta, bir insanın hayata -karşı- duruşunu çok net görebilirsiniz. Kendisi yaşadığı bazı olaylarda kendini ödlek olarak nitelendirse de attığı her adım cesaret doluymuş bence. Bugün birçok insan para peşinde koşarken hayallerini ve amaçlarını unutuyor. Ama o bunu yapmamış... Ne yazarsa okurum.
|
Esin / 19.06.2008 15:46:58 |
cok guzel..
|
misal / 21.04.2008 09:28:28 |
bu zamana kadar nerelerdeydiniz yaaaaaaaa ben sizin yazılarınızda kendimi buldum
|
izmirli / 21.04.2008 09:22:14 |
tek kelimeyle süpersiniz başarılarınızın devamını dilerim
|
halil_and_tugce@hotmail.com / 18.10.2007 20:46:55 |
bir kitap bir insan demektir .. yaşım 17 olmasına rağmen çok kitap okurum evet herkes kitap okusa keşke ancak öyle bir gün dünya devi oluruzzz
|
suat gnr / 6.10.2007 18:21:44 |
ben hayaletler ve cam kenti okudum ve bu kitaplara ve yazara hay ran kaldım tabii ki bu yazarın bütün kitaplarını okuyacağım öncelikle newyork üçlemesinin son kitabı kilitli odayı herkes okusun tafsiyemdir
|
Esen Kunt / 29.08.2007 10:13:04 |
Auster'la tanışmam lise yıllarına rastlar. Bir delimünzevi gibi kendimi yalıtıp sadece okuduğum ve okuduğum yalnızlık günlerimde benim içinöenmli bir ruhdaş olmuştur Borges tarzı cümleleri ile bende derin izleri olan bir yazardır. Cam Kent kesinlikle başucu kitaplarımdan biridir.
|
semenfam / 8.08.2007 20:27:40 |
Auster insanı tekrar tekrar etkilemek için yaratılmış bi yazar.Amerikan edebiyatının kilometre taşlarından.Gerek türkçe gerekse ingilizce okunduğunda insana farklı tatlar sunan her kitabını beğendiğim halde ay saray ına hayran kaldığım muhteşem insan.
|
nazım / 18.06.2007 15:13:27 |
bireye birde burdan bakan adam ayna aynı görüntü austerce gibi bi şey yani anlayacağınız
|
hilal / 5.06.2007 13:30:20 |
kırmızı defter , ay sarayı ve hayaletler kitabı çok güzel bir kaç tane daha okudum ama onları beğenmedim. 3 kitabı herkese tavsiye ederim
|
kemal güler / 31.05.2007 10:28:03 |
paul auster'ın ay sarayı kitabını çok sepatik buldum...
|
ÖZGÜR / 4.04.2007 01:06:46 |
SÜPERSİNZ DEVAM ETMESİNİ İSTERİM
|
sonat demirdirek / 16.03.2007 13:51:54 |
Kitabın konusu ne olursa olsun öylesine etkileyici bir dil kullanıyor ki etkilenmemek imkansız. Her bir keilme hedefi tam onikiden vuruyor.
|
SELİNAY / 15.03.2007 12:46:22 |
süpersin abi yaaa ben çok beğendim
|
eda / 20.09.2006 15:19:37 |
maeve binchy yanında sıfırrrrrrrrrrrrrr
|
songül / 18.09.2006 18:32:43 |
daha hepsine bakmadım ama güzel herhalde ama yeniler olsa daha iyi olurdu
|
aras / 26.08.2006 02:14:45 |
bence çok büyük bir yazar değil sevdiğim tek kitapı yanılsamalar kitabıdır
|
ayşe / 20.06.2006 17:28:52 |
Rastlantılar, nakaratı Paul Auster'ın kişilerinin yaşamlarının.Herkesin duyduğu ama kendi kadar eşlik edebildiği bi nakarat....
|
ayça / 31.03.2006 01:19:29 |
Bu kadar müthiş bir hayalgücü, bu kadar müthiş duygusallık... Hep kıskanarak okudum o romanları, keşke ben de böyle yazabilseydim diye nasıl iç geçirdim.... Ama gerçekten bi Dostoyevski'den bu kadar haz aldım, bi Elif Şafak'tan, bi de Paul Auster'dan...İyi ki var, iyi ki yazmış...
|
hüsniye/27-03-2006 / 27.03.2006 10:13:50 |
tesadüflerin yani raslantilarin ne kadar onemli ve belirleyici oldunu tekrar anlayip .yaptigin planlarin sectigin yasam biciminin biranda degisebilecegini, boyle bir olay orgusuyle boylesine akiskan bir dille anlatan bir yazar var mıdır acaba?
|
gonca / 6.02.2006 18:26:10 |
vertigoyu okudum ve gayet basarılı buldum.diğer kitaplarını da buyuk bir istekle ve heyecanla okuyacağıma eminim.
|
eren / 28.01.2006 17:28:43 |
cok guzel eserler
|
büdü / 12.12.2005 17:21:46 |
eh güzel
|
yelhan / 27.11.2005 17:52:04 |
tesadüflerin yani raslantilarin ne kadar onemli ve belirleyici oldunu tekrar anlayip .yaptigin planlarin sectigin yasam biciminin biranda degisebilecegini, boyle bir olay orgusuyle boylesine akiskan bir dille anlatan bir yazar var mi ? varsa lutfen "yelhank@yahoo.com
|
leyla gül / 17.08.2005 12:02:19 |
ay sarayını okudum bitiğinde bu kitabın ikinci serisi varmıdır diye araştırdım bence bu hikaye böyle bitmemeliydi mütiş bir kurgu bir insanın başına neler gelirse gelsin halen ayakta kalabileceğini anlatıyor bence
|
suna / 15.08.2005 16:48:40 |
bunu bir anket gibi düşünün.Hangisini önerirsiniz?Ay sarayı mı,cam kent mi?
|
hande / 12.07.2005 22:29:24 |
ben paul auster ı şans müziğiyle tanıdım sonra ay sarayı geldi iyi bi yazar zekasına ve kurgu yeteneğine hayranım daha ne denebilir ki??
|
elif / 23.04.2005 18:46:11 |
fene değil
|
GamzeSeyran / 10.03.2005 12:43:55 |
Onu çok seviyoruz. Onu okuduğumuzdan beri başka yazarların kitaplarını okumakta zorlanıyoruz. Onun şaşırtıcı, ürpertici , sürükleyici anlatımına hayranız. Yeni eserlerini dört gözle bekliyoruz.
|
hobidik / 3.02.2005 01:59:31 |
yas onbes, aldim elime new york üclemesini.. kafayi kircak bu kiz dediler, sanirim kirdim :) Yas oldu yirmi bes yine soluk almadan okudum.. bu adamin adresini bilen var mi? On yillik ask benimkisi :) netekim zekasina ve kurgularina hayran oldugum ender yazarlardan biri..
|
melek / 22.01.2005 20:36:33 |
Rastlantıların hayatın önemli bir parçası olduğuna inanıyorum. Paul Auster "Yanılsamalar"ı okumam da benim için tamamen bir rastlantıydı. Çok beğenerek bir kitap okumak, insanın içinde de çok değişik duygular uyandırıyor. Sevinç, merak, arzu . Keşfetme isteği, ve biraz korku.
|
Asli / 6.01.2005 20:55:29 |
Ben boylesi zekaya, hayal gucune cok az rastladim. Kitaplarini elinizden birakmak istemiyorsunuz. Gozlerimin uykusuzluktan kapanmak isteyip de benim okumak icin mucadele ettigim, sonrasinda ne olacak diye merak ettigim kitaplarin yaraticisidir Paul Auster.
Tek kelime ile "Muthis!"
|
büşra / 11.12.2004 00:32:01 |
Paul Auster'in Timbuktu adlı eserinde
willi'nin eski öğretmenin adı neydi?
bilenler bana mail atabilirmi?
busra852000@yahoo.com
|
/ 24.08.2004 17:09:52 |
Paul Auster'in Ay Sarayı nı okudum. Bunu sevenlere Fasulye(Batuhan İŞCAN) ve Varoşların Budası (Hanif KUREISHI) tavsiyeedilir.
|
Irgat / 17.06.2004 05:04:31 |
Newyork üçlemesini okurken Babil meselesi ve Tanrı'nın dilini bulmak konusunda yazdıkları benim için büyük bir esin kaynağı oldu. Bu kitaptan sonra yaptığım bazı araştırmalar ve elde ettiğim birikimle sus/kuyu/su başlıklı bir şiir yazdım. Bu şiir bu yıl içinde üç ayrı yerde birincilik elde etti. Şiir şu an da 32 sayfa ama henüz tamamlanmış değil. Auster'in diğer kitapları da benim başucu kitaplarımı oluşturuyor...
|
semay / 8.03.2004 12:36:02 |
paul auster'ı newyork üçlemesiyle tanıdım.ardından ay sarayı -en sevdiğim kitabı- ve diğerleri geldi.2000 in yaz mevsimini paul auster ve basılı tüm kitaplarıyla geçirmek çok büyük haz vermişti bana.herhalde bir yazar bir şehri ve birey olarak insanı ancak bu kadar iyi anlatabilir.yeni kitaplarını dört gözle bekliyorum.
|
fatoş / 18.12.2003 10:13:00 |
paul auster"le biraz geç tanıştım, önce "yanılsamalar" adlı kitabınla başladım, oradaki kurgu beni çok şaşırttı, müthiş bir zeka ürünüydü kitap, bitmesine üzüldüğünüz kitapları okurken hem bitmesin hem biran önce okusam diye bir sindirmece vardır işte bunu yaşadım, sonra kitapçıya gittim basılmış bütün kitaplarını aldım, okumaktan büyük keyif aldığım bir yazar olarak kalacak; onu çok seviyorum.
|
emrah / 16.12.2003 04:02:46 |
Yazar zaten çok müthiş bir adam, ama her zaman biz insanların gözardı ettiğibir durum var; yazar ne kadar müthiş olursa olsun eğer orijinal kitabı okumuyor çeviriyi okuyorsanız en az yazar kadar önemli olan çevirmenlerimizi...Onlarında ellerine sağlık hele S.Selvi'nin çevirileri.......
|
melis mine / 18.08.2003 18:03:41 |
timbuktu'yla başladım ben Paul Auster'i okumaya, sevginin sıcaklığını bu kadar güzel hissettirmek, hele hele sevimli bir köpekle...
Daha yolun başındayım, ama doğru bir yol olduğunu biliyorum...
|
|
|
|