İdare Amiri: Ebru Kargın




ADANA SANAT DERGİSİ ( Kısa Röportaj )
Utangaç bir çocuktum ve okulda rahatlıkla bir gruba giremiyordum. Hep kendiminkine benzer duyarlıklara sahip, öykülerden hoşlanan sessiz ve sakin kızlara yanaşırdım. Okumayı öğrendiğimde bir şeyleri kopya etmeye ihtiyaç duyduğumu fark ettim.
Devamı...>>




M. SALİH POLAT ( NTV-MSNBC )
Güney Asya’dan esen serin rüzgârlara tutunup ülke sınırlarını aşabilen isimler, zihniyet dünyamıza koyu gölgelerle bezeli bilgelikler armağan etmekle kalmıyor; ruhumuzu da, içine yatırılacak bal bulamamış kesik şehzade kellesine çeviriyor adamakıllı. Bunun son örneği “Dert Yorumcusu” adlı kitabıyla Amerika’nın bütün saygın ödüllerini isminin hizasına yazdırmış bulunan...
Devamı...>>

MUSTAFA KURT ( CUMHURİYET KİTAP )
Bir gün kapınızda bir not buluyorsunuz. Notta beş gün boyunca elektriklerin kesileceği yazıyor. 'İki kişilik' bir yalnızlığı yaşayan bir ailesiniz. Bir evliliğin vereceği o ilk heyecanı kısa sürede tüketmişsiniz. Eşinizle su yüzüne çıkar(a)madığınız birçok sorununuz var. Bu karartma gecelerinde ne yaparsınız? Sanırım bu soru, bildik bazı hikâyelerin ortaya çıkış öykülerini hatırlatıyor: Doğu'nun, 1001 Gece Masalları ya da Batı'nın Decameron Öyküleri gibi...

BUKET ÖKTÜLMÜŞ ( RADİKAL )
Haftanın Kitabı : Yorumcunun Hikayeleri "Yazmaya, okumayı öğrenir öğrenmez başladım. Öykü okumaya geçtiğimde yazmak benim için vazgeçilmez olmuştu bile. Altı-yedi yaşlarındayken başkalarının öykülerini yeniden yazıyordum. Okul boyunca yazı yazmaktan hep keyif aldım, ama öykü ve roman yazmak için çok çaba harcamadım.

ÜLKÜ ÖZEL AKAGÜNDÜZ ( ZAMAN )
Pulitzer Ödüllü (üstelik çok da genç)
Lahiri'den bahsediyorum, Bengalli bir anne-babanın Londra doğumlu kızı Jhumpa Lahiri... 2000 yılına adım atar atmaz aldığı Pulitzer Edebiyat Ödülü ile dünya basınında defalarca adından söz ettiren Lahiri'nin ilk kitabı olan ve Pulitzer dışında...

İLHAN AYYILDIZ ( NOKTA )
Hint-Amerika Öyküleri...
Bu hafta yeni bir yazar ve yeni bir yayınevimiz var: Everest Yayınları ve Jhumpa Lahiri. "Dert Yorumcusu" adlı öykü kitabıyla ilk kez tanıdığımız Lahiri 2000 Pulitzer Edebiyat Ödülü'nü aldı. Geçtiğimiz yıl da Lahiri için tam bir ödül yılı olmuş gibi görünüyor...

BURCU ERDENER ( YENİ DÜNYA KİTAP )
İki kültürün arasında olmak... Birine daha fazla, ancak hiçbir zaman tam değil, diğerine daha az ancak, köklerle ait olmak... Gökdelenlerin gölgesinde sari ile dolaşıp, Hindistan'a ziyaretleri yılda bir kez çocukların köklerinden kopmamaları(!) için gerçekleştirmeyi ihmal etmemek... Bengalli bir ailenin kızı olan yazar Jhumpa Lahiri...

Devamı...>>








Adrese Teslim Günlük E-Gazete - 12 Ocak 2006




       

JHUMPA LAHIRI

JHUMPA LAHIRIBengal'li bir anne babadan olan Jhumpa Lahiri, 1967 Londra doğumlu olup Rhode Island'ta büyümüş, ama çocukluğunda ve gençliğinde tatillerini sık sık Kalküta'da geçirdiğinden anayurduyla bağlarını koparmamıştır.

Bernard'dan mezun olup Boston Üniversitesi'nde yaratıcı yazarlık programını bitirdikten sonra Rönesans Araştırmaları alanında doktora yapmıştır. Lahiri, kitap haline getirmeden önce The New Yorker, Ange Review, Harvard Review, Salamender, Epoch ve Story Quarterly gibi dergilerde yayınladığı öyküleriyle 2000 Pulitzer Edebiyat Ödülü, Pen/Hemingway Ödülü, The New Yorker En İyi Çıkış Kitabı Ödülü'ne sahip olmuştur. Ayrıca bu kitabın ilk öyküsü "Geçici Arıza" önemli Hint yönetmenlerinden Mira Nair tarafından filme çekilecektir. Halen Greenwich Village sınırında bir yerde yaşayan Lahiri'nin yeni çıkacak olan Namesake adlı kitabı merakla bekleniyor.

Yukarı



DERT YORUMCUSU
Bir kitaba maymun iştahlılığıyla başlayıp daha sonra okumaya devam etmek için kendimizle kıyasıya mücadeleye girmek hepimizin başına gelmiştir. Yazarın kerameti herhalde burada devreye girer. Lahiri'ye daha ilk kitabıyla 2000 Pulitzer'i kazandıran da tam bu noktadaki olağanüstü yeteneği."Ben öykü aşığıyım," diyenlerden, "Ben aslında öykü okumayı pek sevmem ama..." diyecek olanlara kadar okuma keyfi olan herkesi kitabın başına mıhlayan bir kurgu ustası Lahiri. İnsanlarda bir yere ya da bir şeye ait olma duygusu niyedir; dahası geçmişlerine bakıp bir kopukluk hissettiklerinde neden böylesine dert edinirler..? Peki, bu kadar genç yaştaki, üstelik egzotik bir güzelliğe sahip bir kadın yazar da bir sürü hoş ve uçucu konu dururken, neden kalkıp "aidiyet" gibi bir meseleyi öykülerinin ana teması yapmayı düşünür?! Bilinmez tabii, bilinmez ama, Lahiri'nin ortak kaderimiz olan çıkışsızlığı doğallıkla söyleyiveren yeteneği, gündelik hayatımız içinde mutsuzluğa kapı aralayan bir acı hüzün taşıdığımızı hatırlatır: Bu boşluk, bu özlem, avutulur gibi değil... Köklerinden kopmuş bir şairin, "bir ahtapotla boğuşuyorum denizdeki yuvamı elde etmek için" dediği gibi, yazar da Dert Yorumcusu'nda, bize çok da yabancı olmayan insanların gündelik hayattaki sıkıntılarını en renkli betimlemelerle ve bazen muzipçe güldürerek yansıtıyor. Bu vaadi genç yaşına sıcak duyarlılığını katarak yaratan Lahiri, Amerikan kısa öyküsüne karaderili yazarlardan sonra yeni bir insani boyut serpmeyi başaran bir öykücü.
Çeviren : Neşfa Dereli
Everest Yayınları

On-line Satın Alabilirsiniz:
kitapyurdu.com
http://www.kitapyurdu.com

Yukarı

ADAŞ
Dert Yorumcusu adlı öykü kitabı ile 2000 yılında Pulitzer Ödülü kazanan Jhumpa Lahiri yine, duygular dünyasına açılan mükemmel detaylara akıcı üslubuyla, ustaca dokunuyor. Lahiri, göçmenlerin yaşadığı kültür uyuşmazlıkları, asimilasyon çatışmaları ve en önemlisi de kuşaklar arasındaki düğüm olmuş bağları kaleme alıyor.

Ganguli ailesinin Kalküta'daki geleneklerle çevrili yaşamlarından çıkıp birer Amerikalı'ya dönüşmesi oldukça sancılı bir süreçtir.Görücü usulüyle evlenmelerinin hemen ardından, Aşoke ve Aşima Ganguli Massachusetts'e yerleşirler. Mühendislik eğitimi almış olan Aşoke ortama daha kolay uyum sağlarken karısı Aşima, Amerikan olan her şeye tepki duyar ve ailesini özler.

Yeni doğan oğullarına koyacakları ismi ararken Hintli anne-baba,eski geleneklerin yeni dünyaya taşınmış olmasının şiddetli sonuçlarıyla karşılaşır. Yıllar önce yaşanan bir felaketin anısına, bir Rus yazarın adını alan Gogol Ganguli'nin tek bildiği, bu tuhaf ve eski adı kadar geleneklerinin ağırlığına da katlanması gerektiğidir. Lahiri, neye tutunacağına karar veremeyen, gülünç dönemeçlerden geçmek zorunda kalan ve buruk aşk ilişkileri arasında tökezleyen Gogol'le okur arasında büyük bir duygudaşlık kuruyor.

Yazar, insan ruhunun derinliklerine bakarak ailemizin bize verdiği isimlerin ve beklentilerin gücünü göstermekle kalmıyor, kendimizi ortaya koyarken katlandığımız güçlüklerin de altını çiziyor.

Çeviri: Neşfa Dereli
Everest Yayınları

On-line Satın Alabilirsiniz:
kitapyurdu.com
http://www.kitapyurdu.com

Yukarı

WEB KAYNAKLARI :
http://www.saja.org/lahiri.html
http://www.everestyayinlari.com
http://voices.cla.umn.edu/authors/LAHIRIjhumpa.html

Yukarı




( Dert Yorumcusu / Bayan Sen’ in evinde ) diye anlatmıştı.

"Bayan Sen ilk görüşmelerinde, “Gördüğünüz gibi, evimiz oldukça temiz ve çocuk için güvenli,” demişti. Ev, kampus merkezinden uzakta bulunan üniversite lojmanlarından biriydi. Apartmanın girişinde haki rengi kare fayanslar ve üzerine etiket veya bant yapıştırılarak işaretlenmiş posta kutuları vardı. Evin içinde kısa tüylü, armut rengi halının üzerinde elektrik süpürgesinin bıraktığı birbiriyle kesişen izler görülüyordu. Paspasa benzeyen, birbiri ile uyumsuz renkteki halılar da kanepenin ve sandalyenin önüne serilerek zemini kapatmıştı. Kanepenin yanındaki küçük birer davulu andıran abajurlar hala naylonlarla kaplıydı. Televizyon ve telefonun üzerinde sarı, fırfırlı örtüler vardı. Bir tepside, fincanların ve tereyağlı bisküvilerin yanındaki uzun, gri çaydanlığın içinde çay vardı. Kısa boylu, tıknaz, patlak gözlü ve siyah, kare çerçeveli gözlük takan Bay Sen’ de oradaydı. Biraz çaba harcayarak bacak bacak üstüne atmıştı ve çay fincanı iki elinin arasında, içmediği zaman bile dudaklarının yakınında tutuyordu. Ne Bay ne de Bayan Sen ayakkabı giyiyorlardı; Eliot giriş kapısının yanında, küçük bir kitaplıkta dizili birkaç çift ayakkabı olduğunu fark etmişti. Sadece sandalet giyiyorlardı. Bayan Sen onları tanıştırırken, sanki uzak bir akrabasından bahsediyormuş gibi, “ Bay Sen üniversitede matematik dersi veriyor,” dedi."

Yukarı




Dert Yorumcusu... Adı gibi bir kitap. İçeriği, 9 öyküden oluşuyor. Her biri başka güzel. Kitabı okuyanlar, içinden mutlaka bir öyküyü fazlaca benimsedi ama, bence “ Kutsanmış Ev,” en güzeli...

Alternatif kitap ise, Mario Levi’ den “ İstanbul Bir Masaldı” ( Remzi Kitabevi ). Okumayan kaldıysa tabi...

Yukarı



Yorum yazmak ister misin?



EbonyIrwin / 10.09.2010 14:57:18
When you're in uncomfortable position and have no cash to get out from that point, you would require to take the loans. Because it should aid you for sure. I get credit loan every time I need and feel OK because of it.

Bertha27Tate / 30.04.2010 19:55:58
Make your life time more easy take the lowest-rate-loans.com and everything you need.

beren / 26.02.2006 12:16:55
sizin kitaplarınızdan adaş ı okudum ve çok beyendim

ebru / 1.03.2005 00:26:18
kitap harika, aslıya katılıyorum, ne demişler kuş beyinlilere katılki akıllı olduğunu anlamasınlar, sevgilerimizle

aslı / 18.02.2005 17:03:59
zeynep'cim sana kesinlikle katılıyorum.. evet insanlar ne yazık ki böyle.. boş çabalar içerisindeler.. yazık ne diyebilirim ki!! KİTAP ÇOK GÜZEL (bana göre)

zeynep / 24.01.2005 22:01:50
merve, ezgi ve adnan'in zevkleri (varsa eger) tabi ki pulitzer jurisinden ileridedir ve akılları da (varsa eger) yine onlardan cok daha ceviktir eminim ki; hatta o kadar ki, kitaptan hicbirsey alamamışlar. ama bi de sunu sormak gerek: kitabı okudular mı acaba??? (notlarin postalandıgı saatlerin yakınlıgı da dikkat cekici!) ben tavsiye ediyorum! ama okuyabiliyorsanız orjinalinden okuyun!

adnan / 21.12.2004 19:56:43
öööööööööğğğğğğğğğğğ geldi şu anda kusmaktayım yani!!!!!!!!!!!!!!!!!!

ezgi yakışıklı / 21.12.2004 19:50:51
bence açık sözlü olursam berbattı. günümüzde size mi ihtiyaç kaldı, psikolok dururken canım. bence kitap çıkartarak zarar edersiniz. Merve adındaki yorum yapan arkadaşıma katılıyorum. seda sayan'ın şarkılarından da beter olmuş. :-)

merve / 21.12.2004 19:47:15
berbat

recep şükrü güngör / 15.11.2004 18:27:57
kısa bir gezinti yaptım. site çok tatlı. burayı çok sevdim. başka zamanlarda da görmek istiyorum. iyi bayramlar. recepsukru@hotmail.com

özlem şengir / 26.08.2003 17:56:52
ben okudum gayet hoş bir kitap. Yazar hakkında bilgim yoktu. İyi oldu şimdi onuda öğrendim. Bundan böyle kitaba başlamadan önce, yazarın biyografisini okuyacağım. Böyle olması daha güzel ve daha anlaşılır olacak eminim. Sevgiler ve tşekkürler Ebru Kargın.




İsim:
Yorum:
Resimdeki karakterleri aynen yazınız: This Is CAPTCHA Image
 

Yukarı







Arkadaşlarınıza önerir misiniz?

Yazılarınızı buradan yollayabilirsiniz!



KAHVE YANINDA DERGi

Hoşgeldiniz
Arşivimiz
Yazarlarımız
Manilerimiz
E-Kart Servisi
Sizden Yorumlar
KÜTÜPHANE
SANAT GALERiSi
Medya
İletişim
Reklam
Gizlilik İlkeleri
Kim Bu Editör?
SON BASKI (HTML)
YILDIZ FALI
GÜNÜN
ŞARKISI
(Yeni)




ÖZEL DOSYALAR

ATA'MA MEKTUBUM VAR
Milenyumun Mandalı
Café d'Istanbul
KIRKYAMA
KIRK1YAMA
KIRK2YAMA
KIRK3YAMA
ZAVALLI BİR YOKOLUŞ
11 EYLÜL'ÜN İÇYÜZÜ
Teröre Lanet!
Kek Tarifleri
Gezi Yazıları
Google
Web KM

Uygulama : Cem Özbatur