Böyle bir ortamda kim patronun kapısını çalıp yepyeni fikirlerden, çağın ilerisine ayarlı projelerden ya da mevcut işlerin aksayan yönlerini giderecek yeni çalışma yöntemlerinden söz etmeyi göze alabilir ki?
Burada memurları suçlamak da yersizdir. Zira aklı başında her insan kötü birşeylere yol açmaktan kaçınacaktır doğal olarak.
"Tüm insan davranışları zevk almak ya da üzüntüden kaçınmak yönündeki şiddetli bir arzunun etrafında döner."
Antony Robbins
Kamu personeli de bu doğa kanununun gereği olarak günlük işlerle ilgili önemsiz konularda amirleriyle fikir çatışması içine girip haklarında olumsuz fikir ve kanaatler oluşmasına izin vermemek adına uyumlu birer eleman olmayı yeğlemişlerdir daima… Başta önemsenmeyen bu itaat ve uyum sürecinin en önemli sonucu işlerin kalitesindeki düşüş olarak kendisini göstermiştir. Daha iddiasız, daha rekabete kapalı bir iş ortamında tasarlanıp uluslararası pazarlara uygun nitelikte birer proje olmaktan ziyade amirlerin beğenisi kazanacak albenili dosyalar olmasına önem verilen sığ çalışmaların ağır faturası yıllar sonra, önemsenmeyen aksaklık ve eksikliklerin bileşik tutarı olarak batan bankalar şeklinde kendisini göstermiştir.
Bankacılık tarihi iyi donanımlı ve çok deneyimli oyuncuların dahi sürpriz yenilgilerle ağır kayıplara uğradıklarını gösterek örneklerle doluyken sadece uyum ve itaat peşindeki genç ve donanımsız bankacıların bu sert sularda hhhhayatta kalma şansları ne olabilir ki?
Uluslararası alanda, çok iyi eğitilmiş ve teknolojik üstünlüklerle donanmış güçlü rakiplerle boy ölçüşebilmek için, emir komuta zincirinin pasif ve uyumlu bir halkası olmanın ötesinde bir şeylere sahip olmak gerekir.
Kamu sektörünün sığ sularında edinilen tecrübe sizi sadece dış Dünyadan yalıtılmış bir iş ortamında amirlerin nasıl memnun edileceği konusunda bilgi sahibi yapabilir. Bu tecrübeyle uluslararası bankacılığın sert sularına açılmak tam anlamıyla başarısızlığa devetiye çıkartmak demek olacaktır.
Bu sadece kamu görevlilerinin mesleki yeteneklerini evrensel ölçülerde geliştirmelerine engel olup onları yönetici kadroların beklentilerine odaklanmış bir iş anlayışıyla sınırlayan ciddi bir kurumsal ve yapısal zaafiyettir.