|
Milenyumun Mandalı : Sait Haşmetoğlu |
|
Özel ve kamu sektörlerinin çalışma ortamları arasındaki bu derin farklılık, her iki sektördeki üretkenlik düzeyi ile mal ve hizmetlerin kalitesi arasındaki farklılığın temel nedenidir.
|
Kamunun aşırı ölçüde ciddi ve resmi havasına karşılık özel sektörün nispeten daha rahat bir dış görünüme sahip
|
olması noktasında başlayıp çalışma ilkeleri, çalışma yöntemleri, ücret ve terfi politikaları gibi yüzlerce ayrıntıda derinleşen farklılıklar
her iki sektörün üretim süreçlerinde rol alan insanların farklı yönlerde ve farklı biçimlerde gelişmelerine, dolayısıyla üretime katkılarının farklılaşmasına yol açmaktadır.
| |
Aynı üretim girdisi olan emek bir sektörü kanatlandırıp uçuran itici güç olurken aynı faktör diğer sektördeki durağanlığın ya da hantallığın sebebi olarak dikkatleri üzerine çekmektedir.
Çalışanların hangi yönde motive edildikleri, onların hangi davranışlara özendirilip nelerden kaçınmalarının istendiği gibi sistem verileri insanları iki farklı oyunun oyuncuları haline getirmektedir adeta: dağcılık ve merdivencilik oyunu...
Özel sektörde üretim süreci adeta
bir "dağa tırmanma" programıdır.
Elemanlar bir takım ruhu ile ve diğer
Rakiplerle rekabet içinde zirveye
ulaşmaya çalışırlarken tüm
yeteneklerini ve yaratıcılıklarını ortaya
koyup yeni yollar, yeni yöntemler
bulmaya yönlendirilirler. Onlar için her
tırmanış bir sonraki için deneyim,
daha zor tırmanışlar için bir antrenman
gibidir.
| |
|
Kamuda ise üretim süreci bir "merdiven çıkma" işine benzer. Belirli kademelerde belirli sürelerle vazife görmekle terfi edilen, durağan bir süreçtir bu... birilerinin önceden inşa ettiği, boyutları ve yüksekliği bilinen bir merdivene belirli hız limitlerine riayet ederek tırmanmakta ne rekabet, ne de yaratıcılık sözkonusudur.
|
Bu süreçte olabilecek yegane yenilik, yukarıdan bir torpille daha hızlı ve daha kolay yükselme olanağına sahip kılınmaktır ki bu da her memurun harcı değildir.
| |
|
Birbirinin aynısı olan her tırmanışın bir deneyim olarak çalışanlara bir şeyler kazandırması ve onları güçlendirmesi beklenemez. Sonuçta çıkılacak yer önceden belirlenmiş olduğundan merdiven de bir tür çıkmaz sokak gibi gözükür insanlara...
|
Biraz abartarak da anlatmış olsak, temelde iki sektörün yeniliğe açık ve kapalı olmaları bu sektörlerde çalışan insanları öylesine farklı yönlerde güdüler ki birisi tüm yeteneklerini ortaya çıkarıp onları mümkün olan en yüksek düzeye kadar geliştirmek zorunda kalır; diğeri ise yeteneklerinin ve yeni fikirlerinin kendisini sivri bir şahsiyet görünümü kazandırdığını fark ederek o yönlerini gizleyip kusursuz bir emir kulu görünümü almaya yönelir. Birisinde çalışılarak ustalaşılır, başarı kazanarak yükselinir; diğerinde ise yükselme çalışma ve ustalıkla değil, amirin vereceği sicil notuyla ilgilidir. Amir dilerse bunu çalışmayla irtibatlandırır, dilerse de başka faktörlerle...
Sonuçta her iki sektörde çalışanların işe yaklaşımları, iş görme biçimleri, işten beklentileri, dolayısıyla genel tepki ve davranışlarını kapsayan "iş kişilikleri" köklü bir biçimde farklılaşır. Birinde talimat verildiğinde önündeki merdivene bıkkın ve şevksiz biçimde tırmanan insanlar ortaya çıkar, diğerinde ise gözü pek ve güçlü tırmanıcılar... Birisi sorun çıktığında bunu üst makamlara rapor etmekle yetinir, diğeri inisiyatif alıp o sorunu çözmek için çaba harcar...
Birisi tüm fırsat ve olanaklara açık olarak gökyüzünden gökkuşağını indirmenin yollarını aramak işini üstlenebilir...
Diğeri ise gökkuşağı kadar değerli fırsatlar içeren bir dosyayı hiç kullanmadan çöpe ya da arşive kaldırabilir.
| |
|
Dış görünüşleri itibariyle her ikisi de masa başında oturup bilgisayar ortamında iş yapan bir memur ile bir özel sektör elemanının "iş kişilikleri" bir kartal ile bir hindi kadar bir birinden farklılaşmaktadır.
|
|
|
|