|
Milenyumun Mandalı : Sait Haşmetoğlu |
|
Sonuçta öyle bir noktaya gelinmiştir ki, kontrol tamamen yönetici kadroların eline geçmiş, sadece zirvedekilerin zirvede kalmalarına hizmet etmeyi kabul edenlerin üst basamaklara yükselmelerine izin verilir olmuştur.
Ülkenin, kurumun, kurum personelinin ya da sıradan insanların çıkarlarına daha iyi hizmet edecek kartalca fikir ve düşüncelerle, iyi ve güzel bir şeyler yapmak için ortaya çıkanlar ise kamu kadrolarından dışlanmışlardır.
Küçük kişisel çıkarlar uğruna sahneye konan bu komplodan en büyük zararı gören ise bizzat ülkenin uzun vadeli çıkarları olmuştur. Zira iş kimlikleri olarak birer kartal olmak yerine birer hindi olmaya yönlendirilen genç kadrolar, uzun yıllar bu kalıplar içinde çalıştıktan sonra ruhlarına işleyen, kendi karakterlerine malolan, hatta bir tür kişilik özelliği haline gelen bu kalıpların gölgesinden bir daha asla kurtulamamakta; koşullar ne denli ağırlaşırsa ağırlaşsın, hindi kimliklerinden sıyrılıp kartalların iş kimliğine dönememektedirler.
Aşağıdaki ünlü sözler, kalıpların insanlar üzerindeki kalıcı etkisini yalın bir ifadeyle vurgulamaktadır.
Yönetimde, yenilikte, atılımda fark yaratan şeyin akıl ya da zeka değil, karakter olduğunu dikkate alırsak, kalıpların sözü edilen kalıcı etkileri nedeniyle insanların karakterlerini dönüşüme uğrattığını; bu süreçte gerçek yeteneklerini kullanabilme alışkanlığını yitiren insanlarla birlikte kamu sektöründe kalıcı olarak yitirdiğimiz kartal kimliğinin yerine, rakipsiz ve rekabetsiz bir biçimde "hindi" kimliğinin konulduğunu, bu sayede kamu sektöründe insan kaynakları kullanım düzeyinin kartallardan hindiler düzeyine gerilediğini söyleyebiliriz.
Tamamı hindilerden oluşan bir kadronun şekillendirdiği kamu yönetimi, kartal özellikli insanlar sayesinde elde edilebilecek daha iyi ve daha güzel şeylerin ortaya çıkarılması imkanından bu sektörü mahrum bırakmakla kalmamış;
aynı zamanda bu kadroların uysal karakteri idarecilerin makam taşıtları, hesapsız mobilya mefruşat, konut , eğitim ve dinlenme tesisi, bunca iç ve dış geziler, uçaklar, yatlar vesaire vesaire şeklinde keyfi uygulamalarına zemin oluşturmuştur.
|
|
|
