HiÇBiRYERDE - IN NOWHERE LAND
ABONE FORMU

ABONE OL
ABONELiKTEN AYRIL
HTML TEXT
 Ana Sayfa
 Arşivimiz
 Yazarlarımız
 Manilerimiz
 Forum Alanı
 İletişim Platformu
 Sohbet Odası
 E-Kart Servisi
 Sizden Yorumlar
 İletişim
 Reklam
 Gizlilik İlkeleri
 Kim Bu Editör?

 Milenyumun Mandalı : Sait Haşmetoğlu

Milenyumun Mandalı

İşte hemen her gün karşımıza çıkan tipik bir örnek:




"Freni boşalan kamyon Koç ailesinin barındığı gecekondu-nun damına uçtu" yazıyor fotoğrafın altında...








İş kimliği olarak "kartal" olmayı seçmiş bir sürücü muhtemelen o frenleri düzenli aralılarla ve güvenli mekanlarda kontrol etmek, sorun olmasa da güvenlik açısından önem taşıtan malzeme ve parçaları periyodik olarak değiştirtmek ve en önemlisi beklenmedik bir durumla karşılaşıldığında aracın kontrolünün yitirilmesine yol açmayacağına inanılan, güvenli bir hız limitini asla aşmamak alışkanlığında olur; her şeye rağmen frenin patladığını fark ettiğinde ise bir hindi gibi çaresizce çırpınmak yerine, büyük bir olasılıkla aklının, yaratıcılığının ve parmaklarının ucundaki yeteneklerin bileşimini o anda ortaya koyarak birilerinin zarar görmesine engel olabilecek bir kaç hamleyi ustalıkla sergileyebilirdi...

İşte 17 Eylül 1999 tarihli Akşam Gazetesinden bu kez iş kimliği olarak kartal olmayı seçenlere atfedilebilecek 2 ayrı haber:









Yaptıkları işlerde "kartal" kimliğini benimseyenlere bir örnek de ABD'den alalım:

1998'deki ABD Maliye Bakanı Robert Rubin...






1998'de patlak veren Asya Ekonomik Krizinin etkilerinin daha da derinleşmesini önlemek üzere, 17 Haziran 1998 günü uluslararası mali piyasalara 1 trilyon Dolar çapında bir müdahalede bulunulmasını sağlayan ve böylelikle Japon Yenindeki kronik değer kaybetme eğilimini tersine çeviren ABD Maliye Bakanı Robert Rubin, 2 gün sonraki International Herald Tribune gazetesinde "Küresel Ekonomide Bir Oyuncu" olarak tanıtılıyordu...

Bu denli büyük çaplı bir operasyonu tasarlayıp, belirli bir risk değerlendirmesi sürecinde devlet politikaları düzeyinde onaylatan ve başarıyla uygulayan bir yeteneği, yukarıda tanımlamaya çalıştığımız kalıplara dayalı kamu yönetimi anlayışımızın bir ürünü olarak yetiştirmemiz mümkün olabilir miydi? Doğaldır ki o süreçte böyle bir insan yetiştirilemezdi. Çünkü sahip olduğumuz kamu yönetimi modelinde iletişim tek yönlüdür. Tüm fikir ve talimatlar üstten alta doğru akar. Memurlardan ise kendilerine iletilen talimatları yerine getirmeleri beklenir. Orada inisiyatif almaya, riskler üstlenmeye ve yaratıcılığa yer yoktur. Verilen talimatların sorgulanması ya da eleştirilmesi de söz konusu değildir. Dolayısıyla orada ön planda olan husus yaptığınız işin mesleki ve teknik gereklerini yerine getirmek ya da o alanda yepyeni buluşlar ortaya koymak değil, sadece ve sadece üst kadroların beklentilerine uygun davranmaktır.

Bakan Rubin de vardığımız bu sonucu doğrularcasına, başarısının sırrını şu cümlelerle açıklıyor: " Kendi disiplininize bağlı kalarak, zihninizdeki herzeyi artılara, eksilere ve olasılıklara dönüştürmelisiniz. Çok riskli de olsa, bu süreçte mutlak doğrular yerine olasılıklar üzerinden düşünüp plan yapmayı öğrenmeniz gerekiyor."

Geri - 17 - İleri





Sitemiz ve sanal gazetemiz MS Internet Explorer 4.0+ ve 800x600 Res. için optimize edilmiştir.
Dizayn, programlama, uygulama ve yayınlama: Cem Özbatur