HiÇBiRYERDE - IN NOWHERE LAND
ABONE FORMU

ABONE OL
ABONELiKTEN AYRIL
HTML TEXT
 SON BASKI
 Ana Sayfa
 Arşivimiz
 Yazarlarımız
 Manilerimiz
 Forum Alanı
 İletişim Platformu
 Sohbet Odası
 E-Kart Servisi
 Sizden Yorumlar
 Medya
 İletişim
 Reklam
 Gizlilik İlkeleri
 Kim Bu Editör?
 SON BASKI
 PDF (~250-300KB)

 Milenyumun Mandalı : Sait Haşmetoğlu

Milenyumun Mandalı

Oysa şimdi, ormandaki en azılı kurtların ve tilkilerin sofralarını süslemesi için kendisine kurulan tüm tuzaklardan şans eseri kurtlumayı başarmış deneyimli bir kuzu olarak, benden sonrakileri uyarma ve daha az risklibir yolculuğun ipuçlarını verme şansına sahip bulunuyorum.

Benimkisi aşkın bir tanıklığı kendine saklamak yerine onu herkesle paşlaşmak gibime geliyor. Sanki Pearl Harbour Baskınının ya da 11 Eylül saldırılarının nasıl planlanıp nasıl gerçekleştirildiğine ilişkin hiç bilinmeyen hususları kapsayan bilgilere sahip olmuşum da bu bilgileri insanlığın kullanımına sunarak benzer saldırıların tekrarlanmasını önlemek yönünde çalışmalar yapacak olanlara katkılarda bulunuyor gibiyim.


Yalnızca bu düzenin uzantısı olan etkinliklerin onaylanıp meşru sayıldığı, kökleri geçmişe uzanmayan hiç bir davranışın itibar görmediği bu toplumda genç adamların içlerindeki o yeni bir şeyler keşfetme dürtüsüyle mağaranın sınırlarından dışarı fırlayıp yeni serüvenlere atılmalarına izin verilmediğinden bu topluluğun atları evcilleştirme, ateşi kullanma, tarıma yönelme gibi gelişme aşamalarına geçmeleri de engellenmiş oluyordu.




Tek fark şu ki ben, günümüzde ulaşılan bilimsel ve teknolojik boyutlara rağmen, modası geçmiş bilgi ve yöntemlerle işlerin görülmekte olduğu ender alanlardan birisi olan kamu sektörünün derinliklerinden geliyorum.

Bunun bir yazgı olduğuna giderek inanmaya başladım. Yaşadığım onca acıya ve sağlığım gibi, telafisi mümkün olmayan kayıplarıma rağmen, karanlıklar içindeki bu mesleki yolculuğumda ülkemin aydınlığa çıkışı için gerekli olan çok değerli bilgilere ulaştığımı sanıyordum...






Nasıl ki Leonardo Da Vinci'nin çizimleri sadece onun sanatını ve yaşadığı dönemi yansıtmakla kalmamış, aynı zamanda insanlığın gelişim yoluna ışık tutmuşsa, ben de kamu sektörüne özel sektördeki dinamizmi kazandırmak uğrundaki deneyim ve gözlemlerimi aktararak hem onun iç yapısının bilinmeyen yönlerini yansıtmış ve bu sektörün kalkındırılması projelerine temel oluşturabilecek bilgiler sağlamış olmayı umuyordum. En azından benden sonra aynı yollardan geçecek birilerinin yaraylanabileceği bu bilgileri kendime saklamayı doğru bulmuyordum.

Kenya'da büyüyen, mozambik'de yardım faaliyetlerine katılan, New york'da grafik tasarımcısı olarak çalışan, bir kitap yazıp sonra da kendi foyoğrafçılık işini kuran, ancak henüz 22 yaşında iken, 1997 yılında Somali'de General Muhammed Farrah Aidid'in karargahına düzenlenen saldırının ardından, öfkeli bir kalabalık tarafında foto muhabiri diğer üç arkadaşıyla birlikte taşlanarak öldürülen Dan Eldon'un annesi Kathy Aldon, ondan geriye kalan 17 adet el yazması günlükten seçilmiş kolaj çalışmaları, fotoğraflar ve çizimlerle süslü bölümlerin Chronicle Yayınevi tarafından "Varış Noktası Seyahattir: Dan Eldon'un Günlükleri" adlı bir kitap şeklinde yayınlanmasını sağlamış ve bunu neden yaptığı sorulduğunda "benim amacım bunların insanlar tarafından beğenilmesini değil, insanların kendi hayatlarındaki tutkuyu açığa çıkartmada bunlardan yararlanmalarıdır" şeklindeki sözleriyle başkalarının deneyimlerinden yararlanmanın ufuk açıcı yönüne işaret etmişti. Benim ise bu işi anneme bırakmaya hiç niyetim yoktu.


Çalıştığım kurumu ve dolaylı olarak da ülkemi bir adım daha ileri götürebilecek çalışmalar için bunca yıl uğraştıktan sonra hiç değilse değişimin nasıl sağlanabileceği konusunda elde ettiğim ipuçlarını aktararak Türkiye'deki standartların yükseltilmesi için çaba harcayan yüzbinlerce insana ışık tutabilirdim.

Bunu başarabilirsem, kendi üzerimize kilitleyerek milenyumu dışarıda bıraktığımız kapıyı da açmanın yolunu herkese göstermiş olacaktım. Doğrusu böyle bir başarı, tüm mesleki başarılarımı gölgede bırakacak denli büyük bir paye olabilirdi. Bunu büyük önder, sahip olduğu herşeyi milletine adamış olan o büyük insan, Kemal Atatürk müjdeliyordu bizlere yıllar öncesinin derin kavrayışı ve ileri görüşlülüğüyle...

"Bu büyük millet, arzu ve istidadının yönelmiş olduğu istikametleri göstermeye çalışan ve görebilen evladını daima takdir ve himaye etmiştir."
Mustafa Kemal ATATÜRK


Geri - 70 - İleri





Sitemiz ve sanal gazetemiz MS Internet Explorer 4.0+ ve 800x600 Res. için optimize edilmiştir.
Dizayn, programlama, uygulama ve yayınlama: Cem Özbatur