İstanbul 25. Film Festivali



Yazılan,  Okunan,  Kopyalanan,  İletilen,  Saklanılan, Adrese Teslim Günlük E-Gazete Yıl: 4 Sayı: 960

Sisteme gir!

Merhaba Sevgili KM dostu, hoşgeldiniz!

 11 Nisan 2006 - Fincanın İçindekiler


 

 Editör'den : Çubuklardan çubuk beğenin!..


Merhabalar,

İlk gördüğümüz zaman pekçoğumuzu rahatsız etmişti. Hatta ilk çıkanlar siteye girdiğinizde kendiliğinden kuruluyor ve bir daha öldür Allah sökemiyordunuz. Ama güvenlik önemli bir sorun haline gelince ve akabinde herkes gerekli önlemleri alınca işe yarar şeyler ortaya çıkmaya başladı. Bahsettiğim şu tarayıcılarımızın altına üstüne yapışan araç çubukları. İnterneti verimli ve hzılı kullanmamıza yardımcı olan eklentiler olarak açıklayabileceğimiz bu çubuklar gittikçe aranılır araçlar haline geldi, geliyor. Son teknolojilerle, artık güncelleme için yeniden kurmaya bile gerek kalmaksızın yenilenmesi, istediğiniz gerçek zamanlı bilgiye anında ulaşabiliyor olmanız hep olumlu yanları. Örneğin ben Google bar'ı çıktığı günden beri kullanıyorum. Hatta tarayıcımda her an kullanıma hazır 6 tane araç çubuğum var. Duruma göre bazılarını aktif, bazılarını pasif hale getirerek zevkli ve hızlı gezinebiliyorum.

Bu araç çubuklarının bir başka önemli özelliği daha var. Ait olduğu gruba üye kullanıcıların sanal ortamda bir araya gelebilmeleri için uygun ortamlar yaratmaları. Tüm bunları hesaba katarak, epeydir Kahve Molası için böyle bir araç çubuğu yapmak istiyordum. Ve sonunda becerdim galiba. Bugünden itibaren Kahve Molası araç çubuğunu yükleyip kullanabileceksiniz. İçinde neler olduğunu yükleyip görün istiyorum. Geliştirmek için de önerilerinizi beklediğimi sanırım söylememe gerek yok. Bir takım kısıtlamaları da olsa epeyce şey yapılabileceğini söyleyebilirim. Yüklemek için "Damak Tadınıza Uygun Kahveler"e bakmanız gerekiyor.

Bugün sırada gene güzel bir şarkımız var. 1967'nin hit şarkısı Release Me'yi Engelbert Humperdinck söylüyor. Zevkle dinleyin, hoşçakalın.

Bir sonraki sayıda buluşuncaya kadar bulunduğunuz yerden bir adım öne çıkın. Sevgiyle...

Cem Özbatur





Yukarı

 

 Kahveci : Burcu Erman


ARSIZLIĞIN LÜZUMU YOK

Arsızlığa lüzum yok
Yetinmeliyim elimdeki karmaşalarla.
Bencilliğim alıp başı gitmişken hazır
Salmalıyım yüzümdeki kırışıklıklara
Huzur dolu anılarımı.
Bir kahve hazırlayıp kendime oturmalıyım pencere önüne.
Tahta kapıları çarpıp kararsızlığımın yüzüne gitmeliyim.
'Kimdi?' diye düşünmemeliyim
Bu içimdeki endişenin öznesi.
Daha dün sallanırken demir salıncaklarda
Elimdeki elma şekerinin tadını alır gibi sevmeliyim çocukluğumu.
'Bazen herkes yaşıyor bunları' diye düşünerek rahatlatmalıyım içimi.
Elimdekilere bakıp şükretmeliyim.
Bahara doğru yol alırken mevsim ben yazları getirmeliyim böylece içime.
Dostluklarımı aşklarımı sarmalıyım boynuma ,
Onlarla ısıtmalı boynumu ,
Kolyeler yapmalıyım gerdanıma
Hayatımda adı geçen nağmeli isimleri.
'Kim ne der' diye düşünmemeliyim annem gibi
Özgür bırakmalıyım yazın savurmaya hazırlandığım
Tüm yeşilliklerimi
Ayrılıklara alıştırmalıyım ip atlayan çocukluğumu
Başka başka şehirlere göç etmeye de.
'Yarın ne olacağı belirsiz' den yola çıkmalıyım bazen de
Ne kadar çok sevsem de
Mevsimlerin semtlerin günlerin isimlerini değiştirmiş
Olsam da uğrunda
Yine de yarın unutacakmışım gibi savurmalıyım onu
İçimdeki rüzgarlarla oradan oraya
Şimdi bir fincan kahve alıp düşünmeme vakti küçük kız
Şimdi yaza hazırlama vakti ruhunu
Arsızlığın lüzumu yok yetinmelisin elindeki karmaşalarla
Hazır alıp başını gitmişken bencilliğin
Yarım yamalak hatırladığın babalı günlerini salmalısın
Yüzündeki kırışıklıklara...

Burcu Erman


Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?


6,006,006,006,006,006,00
2 Kahveci oy vermiş.

 

Yukarı

 

 Pergelin Divit Ucu : Sarahatun Demir


KUSARKEN AĞLAMAYI BECEREMEYECEK KADAR KADINDI…

Kapaklanmış acılardan ağladıklarına kılıf uydururdu çoğu kez. Tüm istedikleri ihtiyaçsızdı ömründe. Ve dayatılmıştı daha küçükken, küçücükken ihtiyaç, yaratıcılığın anasıdır diye… elleriyle kapatamadığı acıları ve günahları olurdu yüzünde. Ağlarken yüzüne kapaklanırsa, eski aşkların izlerini saklayamazdı. Çünkü, her seferinde elleri yüzündeki aşk acılarını kapatmak için küçük kalırdı…

“ insanca bir gelire sahip olmayan her kadına karşı, insanın geçimini karşılama sorumluluğu yüklenmiş bir erkek bulunurdu..”

Hangi hayatın damıtık acılarından üryan bir geceye çırıl ayaz salınmıştı bu cümle. Ve hangi öğe ayırabilirdi bu doğruluğu dil bilgisi saçmalığı ile…. Hayır ,bu böyle olmayacak dediği her gecede kırmızıya boyadı ayak tırnaklarını, dudaklarını, kadınlığını bir vesile.. o ,kırmızıyı sadece kamuflaj için kullanırken herkes bu duruşu şuhluk sanardı.. aldırmaz ,susardı…

Ayakları ömrü gibi çıplaktı çoğu zaman. Bir çorap yakışır mıydı gereksiz dantellenmiş acıların arasına ?hayır hayır. Ayakları da ömrü gibi üryan kalmalıydı.. her zaman…ayakları üşümüşse bir kez, çoğu geceler mosmora dönmüşse yalanları, dudak KIVRIMINDA DESPOT HAYVANLIKLARIN İZLERİ YARALAR çizmişse ömrüne ne gam…. Hepsini gizlemeye yetecek kadar kırmızılar vardı çantasında. Kutsal kitabı gibi yanından ayırmadığı ,kimliğine kişiliksizliğini bulaştırdığı makyaj çantası vardı.. bir de sigara tablası elbet…

Küllerini kül tablasına değil ,avucuna biriktirirdi. Ve hiçbir kamuya açık alanda sigarasını koyabilmesi için kül tablası verilmezdi.. bu yüzden belki de hep avucunda biriktirir sonra da küllerini savururdu ötedeki berisizliklerine sokakların….

Kimliğini babası çıkarmıştı.. belki döl tutmuş bir ömrün armağanıydı ama ;kimliği yine de hiç yansıtmadı hayatını.. aşkları ,aşık oldukları olmadı.. her çığlığında bir kırmızıya boyadılar dudaklarını.. sırf bu yüzden kızıla boyamıştı saçlarını, ayak parmaklarını…. Hüviyetindeki isminden çabuk vazgeçti. Pek klasik bulmuştu önceleri. Oysa daha on yedisindeydi ;ve bilmiyordu en şeffaf temizlikler sadece o klasiklikte bulunabilirdi…

Herkes bir şey dedi ona. Kimisi için hiç birinden bir farkı olmayan fahişe, bazıları için bültenlere yakışır dalga konusu, hayat kadını demişti bazıları( ne tuhaf hayat onları kendi kadını yapıp bu vasfı kimliklerine yaraştırsaydı bu kadar hunhar davranmazdı. İnsan sevdiklerini kadını yapmaz mıydı ya hayat?)…

Her kesim günahlarını da biçmişti onların. Kimileri kafir, gavur, Allahsız demişti onlara bazıları da insan dışı mahluk…

Hiç birinden farkı olmayan bir öteki dünyanın tek türüydü onlar. Ve türlerinden cinsler varedemeyecek kadar ait olamadılar hiçbir familyaya..

Dudaklarını, ayak parmaklarını belki de sırf bu yüzden kırmızıya boyadılar..

Herkes hepsi gibi bir isim taktı ölüsüne bile.. çoğu iğrendi. Umursamadı.. iğrenç oluşumdaki büyük paylı koca bıyıklılarını yataklarına almaya devam ederek üstelik…

Benim için tekti yerde yatan gazete kağıdı altından yarısı dökülmüş kırmızı boyalı ayağı görünenin tanımı, kusarken ağlamayı beceremeyecek kadar kadındı..

…. Ve belki de bu yüzden önce kırmızıyı sevdi.. yerde gazete kağıdına bulaşan ılıklığı ayakları, dudakları ve saçlarıyla aynı uyum ve acı içinde en son kez uyumluydu. Hiçbir şey devinmiyor sadece dudak kıvrımından hayvan kılıklı adamların acısındaki haksızlığı can acıtıyordu. Aşkları sevdikleri olmamıştı. O da, hepsi kadar kusarken ağlamayı beceremeyecek kadar kadındı oysa. Kadın…

Sarahatun Demir
sarahatun@mynet.com


Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?


7,757,757,757,757,757,757,757,75
4 Kahveci oy vermiş.

 

Yukarı

 

Erhan Tığlı

 GÜL-DİKEN YAZILAR : Erhan Tığlı


  BURUN KISTI

Köyün eski bir camisi varmış ama kimse camiye gitmiyormuş. Köye yeni atanan imam bu duruma kızmış, köylülere camiye niçin gitmediklerini sormuş, köylüler namaz kılmasını bilmediklerini söylemişler.

İmam, "Benim yaptıklarımı yapın, söylediklerimi tekrar edin" demiş. Onlar da öyle yapmışlar, imamla birlikte yatıp kalkmaya başlamışlar. İmam yere eğilince burnu caminin taban tahtaları arasına kısmış ve can havliyle "Burnum kıstı" diye bağırmış.

Cemaat hep birlikte tekrar etmiş, "Burnum kıstı!" İmam öfkeyle, "Yahu yalan değil gerçekten kıstı."

Cemaat, "Yalan değil gerçekten kıstı!"

İmam, "Beni bu müşkül durumdan kurtaracak yok mu?"

Cemaat, "Beni bu müşkül durumdan kurtaracak yok mu?"

Bu böyle sürüp gitmiş. Bir süre sonra kendi çabasıyla burnunu kurtaran imam bozuntuya vermeden namazı bitirmiş. Tam camiden çıkarken yanına biri yaklaşmış, "Ben daha önce camiye gitmiştim ama sizin burunlu duanızı hiç duymamıştım. Çok hoşuma gitti" demiş.

Milletçe burnumuz kıstı ama halk bunun farkında değil, bu gerçeği dile getirenleri dinlemiyor. Kimsenin kimseyi kurtarmaya çalıştığı, feryatlara kulak verdiği yok. Burnumuzun ucunu göremiyor, burnumuzun dikine gidiyoruz. Kurtarıcılığa soyunanlar halktan kopuk, burunlarından kıl aldırmıyorlar, aydınların önerilerine aldırmıyorlar, kulaklarını tıkıyorlar. Burnu kaf dağında olan böylelerinin burunlarının sürtülmesi gerek, yoksa kendilerini dev aynasında görmeye devam edecekler. Ayrıca kurtuluşu başkasında değil, kendimizde aramalıyız.

Ne demiş Namık Kemal:

"Sana senden gelir bir işte dad lazımsa
Zaferden kes ümidin, gayrden imdat lazımsa."


Erhan Tığlı
erhantigli@mynet.com


Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?


[Henüz Oylanmamış]
0 Kahveci oy vermiş.

 

Yukarı

 

 Kahveci : Gökçe Gerçek


RENGAHENK GÜLLER

Kendimi kötü hissettiğimde, enerjimin iyice gerilediği zamanlarda Mevlana ve Ömer Hayyam koşar sessiz haykırışlarıma!.. O esnada onları okumak, tekrar ve tekrar özümsemek somut alınabilecek bir ilaçtan ya da empatiye hiçbir zaman meyilli olamayan insanların sarfedeceği kelime öbeklerinden daha etkili olur bünyemde!.. İnanın, herşeyden çok kelimelerin gücüne inanırım ben.Tanıdığım, tanımadığım hemen herkesin bir başucu kitabı veya kitapları vardır muhakkak hayatında. Sanki her okuyuşunuzda farketmediğiniz, incelediğinizde hala keşfedilmemiş derinlikleri olan kitaplardır bunlar.

Benim de her anlamda etkilendiğim isimlerden biri eşsiz hümanist Mevlana Celalettin Rumi diğeri de ünlü İran'lı şair Ömer Hayyam'dır. İkisinin de rubailerinde kaybolur sanki insan. Düşünür, ümit eder boş yere hayıflandığınıza hayıflanır, cesaretlenir, coşar ve farklı yaşamaya kendinizi adarsınız.

Aldığın her nefesi bir fırsat bil
Ot değilsin bir daha bitmezsin

**

Dünya ömrü masaldı, bir de soruyor.
Demek malı, mülküyle gurur duyuyor?
Bu fırtınalı yerde mum yakmış demek?
Hem bu sel yatağına ev mi kuruyor?

**

Gençlik bir kitaptı, okuduk bitti;
Canım bahar geçti çoktan, kış şimdi.
Hani sevincin, o cıvıl cıvıl kış?
Nasıl, ne zaman geldi, nasıl gitti?
(Ömer Hayyam)

Günlerimizin nasıl beşinci viteste akıp gittiğine dair en güzel dizeler bunlar olsa gerek derim. Yaşamımızda olmayanlar için gözyaşı akıtıp heba edeceğimize, hayatın daha önemlisi yaşamanın tadına varamıyoruz çoğumuz.. Evet ot değiliz ki yerde bitelim bir daha, zulada sakladığımız yedek birkaç hayatımız daha yok ki yirmidört saatimizi boşluklara teslim edelim!!

"Herşey incelikten, insan kalınlıktan kırılır" demiş Mevlana. Hayatınızdaki uymayan köşeleri, kişileri gücünüz yettiği kadar ayıklayın gitsin. Üstümüze, benliğimize yüklendiğimiz şu kalınlıklardan da kurtulalım artık. Yapamayacağımızı zannettiğimiz şeyleri yapalım, en azından deneyelim. Sükunet içinde ilerleyelim ve sabredelim. Bir olaya zaman tanıyalım, bir kişiyi tanımaya da uğraş verelim en azından.

Hayatlarımızda bizle en çok içli dışlı eylemler sabır ve beklemektir. "Sabır acıdır ama tatlı bir meyvesi vardır" sözündeki gibi finale kadar tatsızlıklara tahammül kaydedebilmek gerçekten gereklidir.

Kim demiş gül yaşar dikenin himayesinde?
Dikenin itibarı ancak gül sayesinde!
(Mevlana)

Yaşam pikabınız döndüğü müddetçe, her çaldığınız parçanızın sesi çıkmalı!..
Aşkta, arkadaşlıkta, vefada, saygıda, sabırda, acıda, kederde erişim imkanı olan her sahada.. Ancak böyle kendimizle bütünleşir, törpüleniriz. İçimizdeki esas benlik fışkırır, perçinleniriz.

Taş yeşermez geçmiş olsa da nevbahar,
Toprak ol da bak nasıl güller açar.
Taş gibi idin çok gönül kırdın yeter,
Toprak ol üstünde hoş güller biter.
(Mevlana)

Eski bir hikaye de anlatılırdı. Taş devrinde yaşayan insanların kalpleri yumuşak, kullandıkları aletler taştandı. Şimdi ki zamanda ise tam tersi. Kalplerimiz taştan, kullandıklarımız yumuşak. Herkesin kalbine taş devri insanının yumuşaklığını diliyorum.

Hayatınızın üstünde hep güller bitsin, hem de rengahenk.

Gökçe Gerçek


Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?


[Henüz Oylanmamış]
0 Kahveci oy vermiş.

 

Yukarı

 

 YILDIZINIZ KIPIR KIPIR, YA SİZ?


  Ailenizin Yıldız Falcısı : Nurettin Özdemir


KOÇ   (21 Mart-20 Nisan)
Yeni haftanızda altıncı hislerinize kesinlikle güvenmelisiniz sevgili koçlar. Yaratıcı karakterlerinizle olası engelleri yok etmelisiniz. Sevgilerde kalpleriniz dolu dolu olacaklar.


BOĞA   (21 Nisan-20 Mayıs)
Kararlılıkla harekete geçmenin zamanı geldi sevgili boğalar. Olayların size hükmetmelerine olanak bırakmadan geciken kararları artık uygulamaya koymalısınız. Finanslarda azami dikkatli olmanızda yarar var.


İKİZLER   (21 Mayıs-21 Haziran)
Dostlarınızın sayesinde sosyal yaşamlarınıza canlılık ve renk katacaksınız sevgili ikizler. Aceleci ve sinirli hallerinize gem vurabilirseniz haftanız oldukça bereketli geçecek bundan emin olabilirsiniz.


YENGEÇ   (22 Haziran-22 Temmuz)
Para ile ilgili konularda haftanız bayağı hareketli günlerle dolu dolu gelmekte sevgili yengeçler. Fırsat bu fırsat diyerek ailevi ve sosyal projelerinizde vizyon sahibi olun ve uzun vadelere yatırım yapın.


ASLAN   (23 Temmuz-22 Ağustos)
Yakınlarınız tarafından sizlere verilen nasihatlara kulaklarınızı tıkamayın sevgili aslanlar. Yolculuklarla ilgili programlara ağırlık verin ve bazı fuzuli beklentilerinizde takılı kalarak vaktinizi boşuna heba etmeyin.


BAŞAK   (23 Ağustos-22 Eylül)
Çevrenizde olup bitenlere hassasiyetle yaklaşmaktan kaçınmayın sevgili başaklar. Benden sonra tufan türünden düşüncelerin başakları olmayın. Kendinizi daha iyi tanıyacağınız manevi sınavlardan geçmektesiniz.


TERAZİ   (23 Eylül-22 Ekim)
İhtiraslı davranışlarınızın getirecekleri bazı neticeler umduğunuz gibi olmayabilir sevgili teraziler. Altın gibi haftanızın kıymetini bilin. Avantajlı bir kontrat imzalayabileceksiniz. Aktif ama yorucu günler kapıda.


AKREP   (23 Ekim-22 Kasım)
Perde arkasında vuku bulan bazı huzursuzluklara rağmen yeni haftanız hakkettiğiniz kazançları sizlere getirmeye kararlı sevgili akrepler. Başarmak istiyorsanız mutlaka disiplinli ve dirayet dolu olmalısınız.


YAY   (23 Kasım-20 Aralık)
İçinizde ukde kalmış bir dileğinizin gerçekleşmesi için ortamın son derece avantajlı olduğunu ilk günlerden itibaren anlayacaksınız. Bir an evvel uygulamalara geçin sevgili yaylar. Olası tansiyonlarda ise enerjilerinizi kaybetmeyin.

OĞLAK   (21 Aralık-19 Ocak)
Tüm ortaklık ve iş yeri açılımlarında şans dolu bir haftanın eşiğindesiniz sevgili oğlaklar. Karşınıza çıkacak zorluklardan yılmayın ve kararlılıkla yolunuza devam edin. Sevdiklerinizle birlikte uzun vadeli atılımlara yöneleceksiniz.

KOVA   (20 Ocak-18 Şubat)
Para ile ilgili konularda çözümlenemeyen sorunların müdavimleri olmamalısınız sevgili kovalar. O halde ilk yapacağınız şey yol açıcı fakat bir hayli çekindiğiniz bazı radikal kararları göze almanız olacaktır.


BALIK   (19 Şubat-20 Mart)
Mars gezegeni yeni haftanıza dolu dolu enerjilerle yerleşmek üzere sevgili balıklar. Yeniliklerin ve yatırımların bahis konusu olacakları gelecek günlerde baş rolleri oynamanız beklenecek. Cuma gününden itibaren her yönünüzle doruklardasınız.



Nurettin Özdemir
nozdemir@kahveciyiz.biz


Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?


[Henüz Oylanmamış]
0 Kahveci oy vermiş.

 

Yukarı

 

 Milenyumun Mandalı : Sait Haşmetoğlu


Milenyumun Mandalı

Editör'den Önemli Not:Sevgili Sait Haşmetoğlu'nun e-romanı görsel öğelerle süslendiğinden, aşağıdaki adresten tek tıklamayla zevkle okuyabilirsiniz. Üşenmeyin... Tıklayın... Ayrıca bugünden itibaren duygu ve görüşlerinizi yorum olarak yazabilirsiniz.
http://www.kmarsiv.com/xfiles/mandal_1.asp

Devamı yok. BİTTİ

hasmetoglu@kahveciyiz.biz

Bu romanı arkadaşına önermek ister misin?

Rating: 8,578,578,578,578,578,578,578,578,57
              445 Kahveci oy vermiş.
58261 Yorum var. Yorum Yaz / Oku

Yukarı

 

 Dost Meclisi



Fotoğraf : Mehmet Hamurkaroğlu

Kahveci dostların tüm eserlerini KM SANAT GALERİSİ'nde görebilir,
dilerseniz duygu ve düşüncelerinizi paylaşabilirsiniz.

<#><#><#><#><#><#><#>

Kahve Molası, siz sevgili kahvecilerden gelen yazılarla hayat bulmaktadır.
Her kahveci aynı zamanda bir yazar adayıdır.
Yolladığınız her özgün yazı olanaklar ölçüsünde değerlendirilecektir.
Gecikme nedeniyle umutsuzluğa kapılmaya gerek yoktur:-))
Kahve Molası bugün 5.831 kahvecinin posta kutusuna ulaşmıştır.

Yukarı

 

 Tadımlık Şiirler


Ağustos sonu şarkısı

Şimdi gidiyorsun, bırakmadan...
Susuyorsun, anlatarak...
Biter mi bu...
Büyü...
Büyüyeceğiz !
Korkmuyorum :
Seviyorum !

Yüreğimin bir kıyısında fırtına
öbür kıyısında ağustos
orta yerinde sen...

Yer ayırdım sevince de hüzne de
gelince hepsi seninle olsun diye !

Ben şimdi kalarak, bekleyerek,
susarak, anlayarak, dinleyerek,
okşayarak büyüttüm beşiğinde,
elime doğmuştu sevdan !

Seninle yürümek içindi uykusu...
Elinde yeşermek için ıslandı yağmurda...
Gözünde parlamak için sakındı karanlıktan...
Gelince göreceksin tanıyacaksın bak !
Özleyerek gezdiğin köşe bucak....
Sevda kucaklasın seni,
şarkılarla dillensin,
anlatsın, bırak !

Gül Ozan

Yukarı

 

 Bulmaca - Sudoku


Sudoku #38



  Çözüm: Sudoku #37
SUDOKU bir mantık bulmacası. "Suji wa dokushinsha ni kagiru" nın kısaltılmış hali, "Sadece tek sayıya izin var." diye tercüme edilebilir.

Kuralı çok basit. Her boş kareyi 1'den 9'a kadar bir rakamla doldurmak zorundasınız. Ama karelere yazılacak rakamları öyle ayarlayacaksınız ki, her satırda, her sütunda ve 3 x 3 kareden oluşan her blokta 1'den 9'a kadar bütün rakamları kullanacaksınız.

Kolay gelsin.

Yukarı

 

 Biraz Gülümseyin




Çizen: Semih Bulgur

Kahveci dostların tüm eserlerini KM SANAT GALERİSİ'nde görebilir,
dilerseniz duygu ve düşüncelerinizi paylaşabilirsiniz.

Yukarı

 

 Kıraathane Panosu


Yukarı

 

Akın Ceylan

 İşe Yarar Kısayollar

  Şef Garson : Akın Ceylan

Flash animasyon konusunda tecrübe ve çalışma örneklerinin paylaşıldığı bir web sayfası öneriyorum. http://www.flashdevils.com/ Tamamının ingilizce olduğunu en başta belirtmeliyim. Örnek çalışmalar çok fazla olmasa bile, forum için bile girmeye değer.

Meraklısına çöpten adamların web sayfa adresini veriyorum. http://www.stickpage.com/ İster oyun oynayın, ister hazır filmleri seyredin. Biraz şiddet içerse bile özelikle bana cin ali dönemini hatırlattığı için bile görmeye değer.

Çok kapsamlı ve karmaşık olmayan çalışmaları seven ve malzeme bulamayanlar için http://www.designskey.com web sayfasını tavsiye ediyorum. Hele bir de "website resources" diye bir web sitesi kaynak sayfası var, amatör dizayn yapmak isteyenlere basit bir kaynakça olabilir.

Son olarak bir kıssadan hisse hikayesi. Tabi ki benim anlatım tarzıma uygun olarak flash animasyon şeklinde. Mesajı en sonunda verilmiş. http://upchucky.net/~upchucky/flash-fun/farmer-donkey.swf Aslında benim anladığım şu oldu: Bir eşeğe adam muamelesi yapsanız bile eşek değişmez. Ya da atalarımızın dediği gibi: Altın semer bile vursan eşek yine eşektir.

Yukarı

 

 Damak tadınıza uygun kahveler


KM Toolbar v1.0 [643KB] Windows - Ücretsiz



http://kahvemolasi.ourtoolbar.com/
Beklenen Araç Çubuğu hizmetinizde:-)) Kahve Molası Araç Çubuğu (Toolbar) gelişmeye açık olarak kullanıma açık. Bir kere download edip kurmanız yeterli. Bundan sonra ki tüm güncellemeler gerçek zamanlı olarak tarayıcınızda görünüyor. Kahve Molası'nın tüm linklerine hızla ulaşabildiğiniz gibi, Google Arama, KM'den mesajlar ve en önemlisi meşhur "Dünden Şarkılarımız" artık elinizin altında. Sohbet için özel chat bile olduğunu eklemem gerekir. Son derece güvenilirdir. Virüs içermez, kişisel bilgi toplamaz. Bizzat tarafımdan pişirilip servise konmuştur. Yükleyip kullanın, geliştirmek için önerilerinizi yollayın.

Yukarı





Arkadaşlarınıza önerir misiniz?

Yazılarınızı buradan yollayabilirsiniz!



SON BASKI (HTML)

KAHVE YANINDA DERGi

Hoşgeldiniz
Arşivimiz
Yazarlarımız
Manilerimiz
E-Kart Servisi
Sizden Yorumlar
KÜTÜPHANE
SANAT GALERiSi
Medya
İletişim
Reklam
Gizlilik İlkeleri
Kim Bu Editör?
SON BASKI (HTML)
YILDIZ FALI
DÜNÜN
ŞARKILARI





ÖZEL DOSYALAR

ATA'MA MEKTUBUM VAR
Milenyumun Mandalı
Café d'Istanbul
KIRKYAMA
KIRK1YAMA
KIRK2YAMA
KIRK3YAMA
ZAVALLI BİR YOKOLUŞ
11 EYLÜL'ÜN İÇYÜZÜ
Teröre Lanet!
Kek Tarifleri
Gezi Yazıları
Google
Web KM













Fincan almak ister misiniz?
http://kmarsiv.com/sayilar/20060411.asp
ISSN: 1303-8923
11 Nisan 2006 - ©2002/06-kmarsiv.com