|
|
|
19 Aralık 2006 - Fincanın İçindekiler |
|
Editör'den : Geri dönen dönene!.. | İyi haftalar,
Son 2 gündür e-gazetemizin fire oranı %35'lere fırladı. Yani yedibinbeşyüz küsur kişinin posta kutusuna ulaşmaya çalışan Kahve Molası ikibinbeşyüz tanesine gidemeden yarı yolda kayboluyor. %10'dan %35'e çıkışın nedenini henüz bulabilmiş değilim. O nedenle bu akşam işi biraz hızlandırıp erken gönderim yapacağım. Olacakları takip etmek açısından bir müddet sunucuyu izlemek zorundayım. Umarım bir teşhis koyabilir ve tedavi uygulayabilirim. Yani bugün teknolojik dertten muzdaripiz. Yarına problemi çözeriz inşallah. Şimdilik bana şans dileyin. Hoşçakalın.
Bir sonraki sayıda buluşuncaya kadar bulunduğunuz yerden bir adım öne çıkın. Sevgiyle...
Cem Özbatur
Yukarı
|
Kahveci : Bilge Betül Cander |
Kan Kokusu
Bilmiyorum, orada ne aradığıma dair en ufak bir fikrim bile yok... Bu üzerime sinmiş kan kokusu nerden geliyor?? Bunca insanın bana düşman olacağı ne yapmış olabilirim ben?! Gözlerinde nefret var... İnsanların gözlerine bakmaktan korkuyorum.. başımı her kaldırdığımda bir diğeri nöbeti devralmış, sırası gelmiş gibi anlatıyor bana nefretini gözbebeklerimin ta içine bakıp... Sıkılıyorum, başımı önüme eğiyorum bir suçlu gibi... Oysa ben bir şey yapmadım, en azından ne yaptığımı hatırlamıyorum...
............
Akşam dertliyim bi küçük bitireyim bi de bizim karıya şöyle fukara masasına yakışır bi kaç meze hazırlattım mıydı deyme keyfime dedim. Ulen ne görüüm benim kız ulen, evlencek yaşa gelmiş benden gizli elinde ders kitabı, neymiş, okuycakmış!. Bu ne bu dedim; Ayşe Hoca vermiş, benim kızı da okutacakmış!! Naa okutur onun babası benim, sen orospu oldun diye benim kızım da mı olsun!! O evlencek, ona tam 5000 başlık parası biçtim.. Okumak neyineymiş!! Baktım, kız zır zır ağlıyo konu komşuya ayıp oluyo, çektim kapıyı çıktım bizim meyhaneye... Sonrasını hatırlamıyom... Ama üstümde bi kan kokusu var nerden bulaştı hatırlamıyorum.
............
Seni seviyorum, cansın sen ne istersen yaparım... Yeter ki sen de sev beni, iste canımı al içki de neymiş!! İçmesini de bilmiyorum ki! Rezil olcam ya neyse bir ki üç dik kafaya!! O kadar da kötü diilmiş be!! Bana bakıyo yüzünde gülümseme mi var? Başım, başım dönüyo sakın belli etme daha ilk bardak saçmalama sakın belli etme!Sadece gülümse.. İkinciyi devir şimdi hooop mideye... Kalkma sakın ayağa kalkma sadece gülümse.. Elimi tuttu, vay be işte bu kadar tek yapmam gereken ona uyum sağlamak sonrası kolay..3,4,5....sonrasını hatırlamıyorum, sadece o yanımdaydı üstümü çıkarıyordu... Derken müthiş bi acı duydum uyandığımda o yoktu yanımda sadece, sadece kan vardı yatakta bi damla..
.............
Abi maç izliyoduk bizim barda..Galatasaray-Fenerbahçe maçı, yüzyılın maçı be abi...Başlama düdüğü ile beraber gelsin biralar... Maç iyi, muhabbet iyi, keyifler iyi... 3. birayı devirirken Galatasaray gol attı... Çocuklar korkularından ses çıkaramıyolar ama yan gözle süzüyorum onları içten içe dalga geçiyolar benle... Kalmış 15 dakika maç bitecek bi bira daha söyledim ve o ne goll!! Kanaryam attı... Uçuyorum havalara yeni gelen buz gibi bira mideye... Bu skor yeter bize abim... Şampiyonluk garanti, garantiydi be abim... 5. birayı söyledim kalmış 3 dakika maç bitecek... Bayrağım neyim hazır tura çıkıcam şampiyonluk turuna... Gol attı Galatasaray, benim bira yeni gelmiş, çocuklar havalara uçuyo, benim bira yeni gelmiş, küfür etti abim Fenerime küfür etti, şampiyonluk gitti be abim,benim bira yeni gelmiş... Sonrasını hatırlamıyorum, sadece kan vardı abi bira şişesinde...
..........
Bilmiyorum, orada ne aradığıma dair en ufak bir fikrim bile yok... Bu ellerime sinmiş kan kokusu nerden geliyor?? Bunca insanın bana düşman olacağı ne yapmış olabilirim ben?! Gözlerinde nefret var... İnsanların gözlerine bakmaktan korkuyorum.. başımı her kaldırdığımda bir diğeri nöbeti devralmış, sırası gelmiş gibi anlatıyor bana nefretini gözbebeklerimin ta içine bakıp... Sıkılıyorum, başımı önüme eğiyorum bir suçlu gibi... Oysa ben bir şey yapmadım, en azından ne yaptığımı hatırlamıyorum...
Bilge Betül Cander
Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?
|
|
Gezgin Kahveci : Cüneyt Göksu ABD'nin Ambargosu varsa, Küba'nın da Petrolü var! |
|
Küba Devlet Başkanı Fidel Castro'nun, Çin petrol ve gaz şirketi Sinopec'le geçen yılın Şubat ayında iki ülke arasında yapılan sözleşmeye dayanarak, bu şirketin ABD'nin Florida sahillerinden pek de uzak olmayan, Küba'nın kuzeybatıdaki petrol rezervlerinin araştırılmasında ve çıkartılmasında yardımcı olacağını duyurması, ABD ve Dünya'da pek az kişinin ilgisini çekmişti.
ABD Kongresi'nin bazı üyeleri, ABD şirketlerinin, 43 yıldır süren ticaret ambargosu yüzünden Küba'yla iş yapamıyor olmalarını, bu durumun aksine, Çin, Venezuela, Bolivya, İspanya, Kanada, Hindistan gibi ülkelerin de, Küba'yla özellikle petrol üretimi konusunda işbirliği yapıyor olmalarını, ABD'nin bu bölgedeki yeni bir stratejik kaybı olarak gördüklerini açıkladılar. Cumhuriyetçi Senatör Larry Craig, "Oturduğumuz yerden, Çin'in, ABD sahillerinden görüş mesafesi kadar uzaktaki Küba'da, çok değerli enerji kaynaklarını keşfetmesini seyrediyoruz. Birleşik Devlet'ler yönetimi Küba'nın potansiyel enerji kaynaklarını çıkarmasında ABD'li şirketlere izin vermemekle, kendi enerji kaynaklarının güvenliğini tehlikeye atmakta, Çin'in bu bölgede söz sahibi olmasıyla da dış politikamız tehlikeye girmektedir" diyor ve ambargo yüzünden Küba'yla ticaret yapamamaktan yakınıyor.
Küba'nın petrol çıkartmasına şiddetle karşı çıkan Florida'lı Demokrat Senatör Bill Nelson'sa "Key West'ten yalnızca 45 mil uzaktaki Küba'nın petrol faaliyetlerinin ABD'de çevre kirliliği yaratacağını ve 50 milyar dolarlık turizm endüstrisi kaybına yol açacağını söylüyor. (Oysa ambargo yüzünden Küba'nın yalnızca geçen yıl uğradığı zararın 4 Milyar Amerikan Doları olduğunu da unutmamak gerekiyor.) Nelson, Bush yönetimine sunduğu dilekçede, Küba'nın petrol çıkartması durumunda Küba'yla 1977'de yapılan ve 90 Mil'lik karasularının kullanımını düzenleyen anlaşmanın iptal edilmesini de öneriyor!
Nebraska Üniversitesi'nden bir politik bilimler araştırmacısı olan Jonathan Benjamin Alvarado, "Küba'ya yıllardır uygulanan baskının ABD'ye bir maaliyeti olmadığını, ama artık, özellikle petrol konusundaki gelişmeler yüzünden bu baskının sürmesi durumunda ABD'nin "çıkarlarının" zedeleneceğini" söylerken, ABD'li çevreciler de, Küba'nın kuzeyinde yapılacak sondajlar sırasında çıkacak petrol artıklarının Florida sahillerindeki doğal yaşamı olumsuz etkileyeceğini ileri sürüyorlar.
ABD'de bu tartışmalar süredursun, Merkezi İngiltere'de bulunan Nutec şirketi, Küba hükümetiyle yaptığı bir anlaşmayla, deniz aşırı petrol platformlarının işletimi ve güvenliği için 100 Kübalı mühendise Aberdeen'de eğitim veriyor. Havana'daki İngiliz Büyükelçisi Paul Hare, bu tarz İngiliz-Küba işbirliğinin, Washington'un 43 yıldır sürdürdüğü ticari ambargo politikasının tersine yapıcı ortaklıklar üreteceği görüşünde.
Peki, ABD'de özellikle George W. Bush'un partisinden seçilmiş "Cumhuriyetçi ve Muhafazakar" birinin Küba ambargosuna, ahlaki ve insani değerler kaygısıyla değil de ticari kaygılarla karşı çıkmasına karşılık, "Demokrat Parti"den seçilen birinin yalnızca "Florida"lı diye, bu eyaletteki Küba'lı kaçak göçmenlerin ve karşı devrimcilerin oylarını almak uğruna, ambargoyu destekler gözükmesine neden olacak kadar birbirlerine düşmelerinin, üstelik çelişkili açıklamalar yapmalarının nedeni ne olabilir?
Küba, Havana ve Matanzas eyaletlerinden, günde 80,000 varil, orta kalitede petrol çıkartıyor. Küba açıklarında tespit edilen 4,5 - 9 Milyar varillik tahmini rezervse herkesi heyecanlandırıyor. Çünkü bu rezervlerin büyüklüğü, ABD'nin Alaska eyaleti doğal hayatı koruma alanlarının altında çıkarılmayı bekleyen, henüz hiç kullanılmamış rezervinin yarısına karşılık geliyor.
Üstelik uzmanlar, raporlarında, deniz altındaki petrol kalitesinin karada olandan çok daha iyi olduğunu sık sık dile getiriyorlar.
Ulusal Küba Enerji Devrimi kapsamında üretilen yıllık 4.1 Milyon ton petrol ve doğalgaz, elektrik üretimini yalnızca petrolden sağlayan bu ülkenin gereksiminin ancak %80'ini karşılayabiliyor. Ancak, Küba ekonomisinin lokomotifi turizm sektörünün hızla büyümesine bağlı artan elektrik gereksinimi kesintileri de beraberinde getirmiştir. Yine de, yıllık enerji üretimini kendi kaynaklarını kullanarak yıllık %10 arttıran Küba, deniz aşırı üretime geçtiği zaman, dışa bağımlı olmaktan kurtulacağı gibi, ekonomisini de hızla ileriye de taşıyabilecektir. Bu bölgeden çıkacak petrol, Küba'yı bir Suudi Arabistan ya da Venezuela yapamaz, ama bölgedeki önemli petrol ve gaz üreticileri arasında yer edinmesini sağlayabilir.
Halihazırda, Çin'li Sinopec'in dışında, Venezuela'lı Petroleos de Venezuela, İspanyol Repsol, Kanada'lı Sherritt'in yanı sıra Norveç, Malezya ve Hindistan'dan şirketler de Küba sularında, yaklaşık 1850 m derinlikte petrol arama anlaşmaları yapmışlardır.
Ticari ambargo yüzünden, çok istemelerine karşın Amerikan Petrol şirketleri bu çalışmalara katılamıyorlar; ayrıca yaptırımlar yüzünden de Küba'dan çıkacak petrol, ABD'ye ihraç bile edilemeyecek.
Şubat ayında, Amerikalı ExxonMobil yöneticileriyle Küba'lı yöneticiler, Meksika'nın başkenti Mexico City'de biraraya geldiler. Ancak bu toplantı, ABD Maliye Bakanlığı'nın, Kübalıların ambargo kurallarını çiğnemelerini bahane ederek toplantının düzenlendiği otele yaptığı baskıyla iptal oldu. Küba ve Meksika yöneticileri, Washington yönetimini, bir başka ülkenin iç işlerine karışmakla suçlayıp tepkilerini dile getirdiler.
Toplantıya, Küba Sanayi Bakanlığı adına katılan Manuel Marrero'ya göre, Küba sularının petrol aramaları için ayrılmış 59 bölgesinden, şu anda yalnızca 16 tanesi uluslararası şirketlere açılmış durumda. Marrero, "ABD şirketlerinin istekli olduğunu biliyoruz, top artık ABD mahkemelerindedir" diyerek durumu özetledi.
Amerikan şirketleri, Küba'yla ilişkilerini sürdürmekle birlikte, rezervlerin, Bush yönetimiyle ambargonun kaldırılmasına yönelik politik bir savaşa girmelerine değecek kadar da büyük olmadığının bilincindeler. Bush ve yandaşları da, Küba sularında çıkacak petrole Amerikan desteği verilmesi durumunda, Küba yönetimine önemli bir koz vereceklerini düşünüyorlar; bu yüzden de ambargoyu gevşeteceklerine, daha da zorlaştırıyorlar.
ABD kamuoyu ve şirketleri, kendi ticari çıkarları uğruna dahi olsa, Küba'yı kıskacına almış bu ambargoyu, Bush yönetimine yapacakları baskıyla tersine çevirebilirler mi? Bu sorunun yanıtını bugünden vermek elbette söz konusu değil, ama gerçek şu ki, bu ambargo günün birinde kalkacak ve Karaiblerin incisi daha da güzel parlayacak!
Cüneyt Göksu cuneyt.goksu@vizyon.biz
Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?
|
|
Sütlü Kahveci : Deniz Marmasan aynalardan kaçarken |
|
/...aynalardan kaçarken ne kadar acı özlenmeyi beklemek.../ ...geveze susuşlarını bile özledim.../
Bir pergelin iki koluna bağlıydık. Sen etrafımda dönen, kimi zaman sokulan kimi zamansa, zamanın ötelere fırlattığı bir koyu yoğunluk... Bir çemberin tam göbeğindeydim. Senin tam sol yukarında, vücudunun orta yerindeydim. Düşlere sığan bir çemberin mesafesindeki tek gerçeklikti yarattığın noktalar kümesi. Maskelerin düştüğü, kanıtlanabilir bir matematik probleminin çözümüydük. Oldu. Pişman oldu. Ve mutlu. Ve dost. Ve mavi. Kör bir aydınlığın kavuniçi kuytularına kaçıyordu güven. Sen. Siz. Sensiz. Yanında duran iskemlenin altına kaçmıştı şans. Şan. Şöhret. Ve es. Şans. Yorgundur belki biz-lik. Yorgundur sen-siz-lik. Çaydanlığın demliğindeydi kızıl. Sen dem, ben suyun. Kızıla eklenen şeffaf. Bir kütüphane hayır 'kitap dolu bir oda, şömineli' böyle demişti Edgar ya da uçlu kalemin bir darbesindeki renk cümbüşü. Korku filmlerinden kaçan ama kabusun göbeğinde yaşayan, fantastik kitaplar okuyup, sadece pencereden bakma cesareti gösteren bir sarıydı hayat. Sağımda mecburiyet solumda mecburiyetsizlik, önüm arkam eflâtun. Saklanmayan yeşile dönük bir çayır. Gözyaşın yok olmuş. İnançsızlık mıydı perde arasından gözüme giren, sarıdan beyaza çalan ışık?! Bir manastırda kapalıydı bazen, sana dokunan kokular... Kağıdın bitişine yakın bir hıçkırık...
/...içimden şehirler geçiyor her durakta duruyor inmiyorsun.../
Deniz Marmasan
Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?
[Henüz Oylanmamış] 0 Kahveci oy vermiş. |
|
|
Mutlulukları paylaşalım
Mutsuzluğun resmini çizmek çok kolay. Hayatımızda o kadar çok şey ters gidiyorki. Baktığınızda mutsuz olmak için çok fazla nedenimiz var. Çok güzel yazılar, romanlar, hikayeler okuyanlar dönüp birbirini sorguluyor. Var mı gerçekten böyle şeyler diye veya yaşanmış olaylar mı bunlar, yoksa birileri mutsuzluklarını aşmak için bu tarz hikayeler, öyküler mi yaratıyor. Bunları okuduğumuzda yaşadıklarını düşündüklerimiz aslında birer hayal ürünü mü?
Ben böyle düşünen arkadaşlarım gibi umutsuz değilim. Benim savım şu; Mutluluklar anlatılmıyor, okunuyor. Mutsuzluklar ise dilden dile anlatılıyor.
Şimdi kendinizi düşünün, çevrenizde ki arkadaşlarınızı, kaç tanesi size gelip ne kadar mutlu olduğunu, mutluyken neler yaşadığını anlatıyor. Bir kere atasözlerimiz ve geleneklerimiz buna engel değil mi? Hayatınızda bir takım iyi şeyler giderken, birilerine anlattığınızda ne der karşınızdaki kişi, aman sus kimseye söyleme nazar değer demez mi? Yani mutlu olduğun, sevindiğin, seni keyiflendiren bir şeyi başkalarıyla paylaşmana engeller vardır hep. Ya da aman kimseye söyleme, kem gözler vardır, kıskanırlar denir. Yani senin mutluluğunu mutsuz birisine anlatırsan, senin mutluluğuna zarar gelir.
Ancak iş mutsuzlukları paylaşmaya gelince, etrafınızda onlarca insan bulursunuz. Sizin yaşadığınız sorunun benzerlerini mutlaka çevrenizden de birileri yaşamıştır. Saatlerce mutsuzluklarınızı konuşabilirsiniz, bıkılmaz nedense, kimse de çıkıp size, ya tamam mutsuzluklarınızı anlattınızda, mutlu olmak için ne yapacaksın, ne yapmayı planlıyorsun diye sormaz. Gidilebildiği kadar derine inilmeye çalışılır.
Bu arada emailler kanalıyla gelen onlarca mutluluk hikayesi, animasyonlarla süslenmiş aşk hikayeleri, kadın-erkek ilişkileri, mutluluk yazıları okunup hayıflanılır. Var mı acaba böyle ilişkiler yaşayan denir.
Lütfen yaşamınızdaki ilişkilerden en unutamadığınız ilişkinizi bir düşünün. Hatta boşanmışsanız bile eski eşiniz ile tanıştığınız anları düşünün. Tanıştığınız andaki heyecanınızı, sonra birlikte olduğunuz anlarda yaşadığınız hisleri. O an da acaba birisi çıkıp sizinle konuşsa ve bunları yazıya dökse, bugün acaba diye karşıladığınız, okuduğunuz mutlu anlardan çok farkı olur mu?
Aslında biz, hepimiz, kadın, erkek bunları yaşıyoruz. Okuduklarımızın bir çoğunu belki okuduklarımızdan çok daha fazlasını yaşıyoruz. Ancak paylaşmıyoruz, paylaşmamızda gerekmiyor. Ben burada mutluluk adına okuduğum hiç bir mailden, yazıdan etkilenmiyorum, çünkü ben en güzellerini yaşadım, hayatıma giren kadınlar ile yaşadım. Her biri birbirinden farklı, her biri bir başka güzeldi. Mutsuz olduğum anları değil, kendime mutlu anlarımı paylaşmayı hedef seçtim. Mutsuzluktan kaçtım, mutsuz insanların negatif elektriğini elimden gelebildiği kadar pozitife çevirmeye çalıştım. Yaşamımızda BEN kavramının önemli olduğunu anlatmaya çalıştım.
Özetle, mutsuzluklar paylaşmaya açıktır, mutluluklar ise özeldir. Paylaşmanız gerekmez. Okuduğunuz mutluluk hikayelerini lütfen gözünüzde büyütmeyin. Sizler mutlaka ama mutlaka benzer duyguları yaşamınızda yaşadınız, belki fazlasını yaşadınız. Mutsuzluklarınızı bu anları gölgelemesine müsade etmeyin.
Mutluluklar sizinle olsun.....
Haluk İlhan
Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?
[Henüz Oylanmamış] 0 Kahveci oy vermiş. |
|
|
|
Kahveci : Ayfer Arman GERÇEK FARKLI OLABİLİR |
|
Nefes nefese kalmışlardı, arkasına yaslanıp bir sigara yaktı adam. Kadın
mahmur gözlerle izliyordu onu, kadına dönüp sordu.
- Sen de sigara istermisin? Çok yorgun görünüyorsun.
- İnan sigara içmeye bile halim kalmadı, haklısın çok yoruldum.
"Nasıl istersen" dedi adam, gözlerini kapatıp sigarasını içmeye devam etti.
Kadın uykuyla uyanıklık arası bir sesle sordu.
- Tekrar deneyecek miyiz?
- Elbette!..
- Biraz uyuyabilir miyim?
- Sadece yarım saat ama..
- Tamam.
Ve gözlerini kapattı kadın. Az sonra soluk alışları derinleşti, uykuya
geçtiğini anladı adam. Onu incelemeye başladı. En fazla yirmi beş yaşında
olmalıydı, uzun siyah saçları ve bronz teniyle çok güzel bir kadındı. Dolgun
dudakları son derece çekici görünüyordu uyurken. Birden delice bir istek
sardı tüm bedenini, dokunmak istedi o dudaklara.. Vazgeçti... Yarım saat
kadar sonra, omuzuna dokundu kadının. Kadın zorlukla açıp gözlerini
gülümseyerek sordu.
- Yarım saat oldu demek?
- Evet.
- Hemen mi başlıyalım?
- İstersen kendine gel önce.
- Evet, sanırım daha iyi olacak.
- Bence de..
Hiç konuşmadan birkaç dakika öylece durdular, yanyana. Sonra kadın yorgun
bir sesle..
- Bu kez farklı bir şey deneyelim bence.
- Haklısın, pozisyon degiştirelim.
- Evet, sanırım daha iyi olur demin çok yoruldum.
Sustular.. Sonra kadın aniden adama döndü.
- Bu kez, üstte ben olayım.
- Ağır geldim değil mi, az önce.
- Evet!..
Ve kadın bir an için süzdü adamı kaçamak bakışlarla. Uzun boylu, yapılı bir
adamdı oldukça çekici ve yakışıklıydı. Ülperdi içi kaçırdı gözlerini. Damdan
düşercesine konuştu adam.
- Sahi, ismin neydi?
- Aslı..
- Ben de Murat.
- Memnun oldum.
- Ben de..
- Ne kadar geç bir tanışma degilmi? Ve ne kadar tuhaf.
- Haklısın.
Bir ses duyar gibi oldular o anda dışarıdan. Sevinçle ayaga fırladı kadın.
- Geldiler...
Adam, umutla dinledi dışarısını..Sonra oda çoşkuyla cevapladı onu.
- Evet geldiler, kurtulduk..
Akşam saat beş te tüm ofisler kapandıgında, binadan çıkan son iki
kişiydiler. Tüm geceyi mahsur kaldıkları asansörde geçirmişlerdi. Gece
boyunca çabalayı durmuşlardı, asansörden çıkmak için. Hatta Murat asansörün
üst kapagını bile açmayı denemiş, aslı onu oraya ulaştırmak için tüm gücüyle
alttan destek vermişti. Ama başaramamışlardı. Anlaşılan yoklukları
farkedilmiş, birileri bir yerleri aramış ve görevliler gelmişti işte.
Rahatladılar.. Adam kadına döndü.
- Tekrar karşılaşırız umarım..
Kadın gülümsedi.
- Ama ne olur, asansörde olmasın..
Ve gülerek, görevlinin açtıgı kapıdan çıkıp ayrı istikametlere yürüdüler..
Ayfer Arman
Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?
[Henüz Oylanmamış] 0 Kahveci oy vermiş. |
|
|
<#><#><#><#><#><#><#>
Kahve Molası, siz sevgili kahvecilerden gelen yazılarla hayat bulmaktadır. Her kahveci aynı zamanda bir yazar adayıdır. Yolladığınız her özgün yazı olanaklar ölçüsünde değerlendirilecektir. Gecikme nedeniyle umutsuzluğa kapılmaya gerek yoktur:-)) Kahve Molası bugün 7.563 kahvecinin posta kutusuna ulaşmıştır.
Yukarı
|
Kavgam
Damarlarıma yürüyor akşam sinsice
Günbatımı esintisiyle o serçeler ötünce
Hataların affı cehennemim olur
Her bahar umudumdur filizlere yürüyen
Oysaki her bahar cenneti umar, cehennemi bulurum
Umutlara tırpandır küstah itirazlar
Gözlerim kızıl kıyamet, sözlerim keskin sirke
Yüreğimdeki tipide yanar, ateşten öfkeler kuşanırım
Güneş öfkemi eritmeye doğar
Şiddetli ihtilaller yaşanır beynimin kıvrımlarında
Sek sek oynar gözbebeklerinde asılı gülümsemeler
Pimpirikli bakışlar altında yaşanıyor yaşanan ne varsa
İlişilmesin öfkeyle hüznün gerdeğine
Beynimin rahmine düşenden ne doğacak kim bilebilir?
Belki bir umut doğar kim bilir!...
Hangi suya çizilir umudun resmi?
Hangi fizik hesabeder, damarımda akan akşamın debisini?
Hasan Gezer
|
|
İşe Yarar Kısayollar Şef Garson : Akın Ceylan |
|
Prison Break dizi filmini seyreden ve yayınlanmış bölümlerini arşiv yapmak isteyenlere güzel bir kısa yol http://rapidshare.de/users/p0p3qz Bu web sayfasında dizinin bir çok bölümü kayıtlı. Bilgisayarınıza indirebilir ve istediğinizde seyredebilirsiniz. Hazırlayan arkadaşın ellerine sağlık.
Aslında daha önce tanıtımını yaptığım ama sesli şiir hizmetinden bahsetmediğim bir site http://www.antoloji.com/siir/sesli_siirler/ size doğrudan sesli şiir sayfasının adresini veriyorum. Şiirler mp3 veya benzeri ses formatlarında hazırlanmış. Şiir dinlemeyi sevenlere büyük bir zevkle tavsiye ediyorum.
…The original Santa Claus, St. Nicholas, was born in Turkey in the 4th century. He was very pious from an early age, devoting his life to Christianity. He became widely known for his generosity for the poor… http://wilstar.com/xmas/xmassymb.htm web sayfasında Christmas nedir ve kullanılan semboller nelerdir diye merak edenlere açıklamalar yapıyor.
İşte bu da kurban bayramına özel sms seçenekleri http://www.komsu.net/hazirsms/kurban_bayram_mesaj.html kime ne göndereceğimi düşünüyorum ama bulamıyorum diyen arkadaşlarımıza kolaylık olsun diye veriyorum. Hem de kurban bayramına özel.
Yukarı |
Damak tadınıza uygun kahveler |
http://kahvemolasi.ourtoolbar.com/
Beklenen Araç Çubuğu hizmetinizde:-)) Kahve Molası Araç Çubuğu (Toolbar) gelişmeye açık olarak kullanıma açık. Bir kere download edip kurmanız yeterli. Bundan sonra ki tüm güncellemeler gerçek zamanlı olarak tarayıcınızda görünüyor. Kahve Molası'nın tüm linklerine hızla ulaşabildiğiniz gibi, Google Arama, KM'den mesajlar ve en önemlisi meşhur "Dünden Şarkılarımız" artık elinizin altında. Sohbet için özel chat bile olduğunu eklemem gerekir. Son derece güvenilirdir. Virüs içermez, kişisel bilgi toplamaz. Bizzat tarafımdan pişirilip servise konmuştur. Yükleyip kullanın, geliştirmek için önerilerinizi yollayın.
Yukarı
|
|
|
|
|
|