 |
 |
|
8 Ocak 2007 - Fincanın İçindekiler |
|
Editör'den : Kurban Olam Kahvesine Telvesine!.. |
İyi seneler,
 Merhabalar efendim, özlemişim sizleri. Pekçoğumuz için ilginç bir tatildi sanırım. Bayramla yılbaşını birlikte kutlamak öyle her babayiğidin harcı değil elbette. Hepinizin kendine özgü bir tatil hikayesi vardır eminim. Ben değişik birşey yapmayanlar sınıfındaydım. Sınıfça birkaç aile ziyareti, iki üç sinema, bolca televizyon izleyerek geçirdik tatili. İşin tuhafı, bayramın birinci günü koca afişlerde "KURBAN OLAM AYINA YILDIZINA" diyen Tayyip Bey'i görmeseydim, bayramın farkına bile varmayacaktım. Sağolsun, hamasi nutuklarına bir ufak kelime oyunuyla bir yenisini daha ekleyerek seçime yatırım yapmayı ihmal etmemiş. Hoop, n'oluyoruz diyenlere verdiği cevap daha da düşündürücü, "Biz kafatasçı değiliz." Hoşsunuz Tayyip Bey vallahi bir hoşsunuz. Bu memlekette Atatürk'ü ağzına almadan da "milliyetçi" olunabileceğini cümle aleme gösterdiniz. Hoş sizin literatürünüzde bu deyim "Ümmetçi" olarak geçiyordur ama varsın olsun. İleride seçim var, ilahi güçler yetmez yanına bir de milli güçleri katmalı değil mi?
Bayramın hemen ertesi, o kötü haberi almasaydım Tayyip Bey'e güle güle yeni yıla girecektim. Ama olmadı. Büyük umutlarla girdiğimiz yeni yılda uzaklardan gelen bir haberle yıkıldık, çok üzüldük. Hastaydı ama bir türlü yakıştıramıyorduk. 35 yıllık arkadaşımıza iki yıl evvel kahveci kızlarımızdan birini de verip yolcu etmiştik Avustralya'ya. Mutlulukları uzun sürmedi. Kısa denilebilecek bir hastalık dönemi sonunda ebediyete yolladık sevgili Güven'i. Ardında yarım kalmış mutluluklar, başarılı bir ömür, aslan gibi bir evlat, sevgi dolu bir eş ve bir koca okul dolusu üzgün insan bıraktı giderken. Güle güle git Güven, mekanın Cennet olsun, gün gelir mutlaka görüşürüz yeniden.
Epeydir bizleri öksüz bırakan sevgili Nurettin, sonunda yoğun ısrarlara dayanamayarak işlerinin elverdiği ölçüde bizleri falsız bırakmamaya söz verdi. 2007 yılının ayrıntılı burç analizlerini bugünden itibaren yayınlamaya başlıyorum. Bana ulaştıkça da vakit geçirmeden yayınlamaya devam edeceğim. Hepinize tekrar yeni yılda esenlik ve umut dolu, başarılı günler diliyorum. Yarın yeniden görüşmek üzere hoşçakalın.
Bir sonraki sayıda buluşuncaya kadar bulunduğunuz yerden bir adım öne çıkın. Sevgiyle...
Cem Özbatur
Yukarı
|
 |
Söylenebilecek ne varsa : David Ojalvo
1 Ocak |
|
Üç Nokta
1 Ocak'ları her zaman sevmişimdir. Okul yıllarımda tatil olduğu, son senelerde ise içimde hoş duygular uyandırdığı için sevmişimdir. Nasıl ki 31 Aralık'ın senenin son günü olması ve yeni yılın gelişini büyük bir coşkuyla kutladığımız gibi, 1 Ocak da o denli güzel ve özeldir. Aslında her günümüzü özel ve güzel kılmamız, kılabilmemiz öğütleniyor bugünlerde; hâlbuki bunu gerçekleştirebilmek o kadar zor ki! Elbette dünyaya olumlu bakabilmek çok önemli; ama bence bu daha çok, bir süreç mes'elesi...
31 Aralık kutlamalarının ardından, gece geç saatlerde veya sabaha karşı uykuya dalarız. Tatlı bir sarhoşluk, şen kahkalar, sevdiklerimizle birlikte olup dostça muhabbetler edebildiysek ne âlâ...
Yılın son haftası birçok tebrik mesajı alıp göndeririz. 2006'nın son günlerinde bazı dostlarımdan daha gerçekçi, yâni tüm güzel dileklere karşılık biraz da hayatın her yönüyle hayat olduğunu anlatan mesajlar da aldım... Bu sene anladım ki tüm bu tatlı mesaj alışverişi, yeni bir seneye yüksek moralle girebilmek adına... Bayramlar, yılbaşı, doğumgünleri veya diğer birtakım özel günler tam enerji biriktirmeye, moral yükseltmeye yönelik... Elbette biliriz hayatın hayat gibi olduğunu; ama hayat kadar umut da umut değil midir?
1 Ocak, senenin ilk günü... Sanki içinde tatlı bir yorgunluk da barındırıyor. Belki öğleden sonra kalkıyoruz yataktan, belki kendimizi "turşu gibi" hissediyoruz... Bir tembellik günüdür o; yine de tüm bunlara karşılık 1 Ocak ölü bir gün değildir, olmamalıdır da. Sokaklara çıktığımızda bir sessizlik vardır. Dükkânların çoğu kapalıdır. Şehirse bütün bir gece süren eğlence, kutlama, tantanalardan sonra yorgundur... Yine de cansız bir gün değildir o... Fırınlar ekmeklerini pişirir, gazeteler dağıtılır, küçük bakkalardan kahvalatılıklar alınır, belediye görevlileri sokakları süpürür, belki ilerleyen saatlerde birkaç mağaza daha açılır... Kimileri şu 1 Ocak gününde çalışmaktan dolayı mutsuzdur belki; ama onlar şehre küçük de olsa bir haraket kazandıran gizli kahramanlardır.
1 Ocak'ı, şu öğleden sonra saatlerinde, bir fincan sıcak çay eşliğinde hissediyorum. İçlerimizdeki "yeni yıla dair"leri düşünüyorum, o büyük veya küçük hayalleri... Acaba kaçı yaşayabilecek, kaçını gerçekleştirebileceğiz?... Gerçekleştiremediklerimiz neden gerçekleşemeyecek?...
Yıllar içimde yaşattığım bir dileğim, bir umudum var... O benim yıldızım. Ben her yeni güne bir iştahla uyanmayı, çalışmalarımı moralle sürdürmeyi, günün saatlerini, haftanın günlerini ve yılın aylarını ilgiyle, sevgiyle yaşamak isteyenlerdenim. Kendi çelişkilerim ve mutsuzluklarım yok mu? Elbette var.
Yıldızımın söner gibi olduğu zamanlar da oluyor... Birçok güzel mesajlaşmanın, güzel bir kutlamanın, 1 Ocak'ın verdiği sıcaklıkla, bugün için yıldızım yeniden parlıyor, umutluyum...
Yaradılışımıza, hayatın kurallarına sanki boyun eğiyoruz gibi görünür kimi zaman; oysa bu bir bakış açısı... İster komik, ister saçma, ister anlamlı gelsin şu cümleyi de kurma şansımız var: hayat, bize boyun eğsin!...
1 Ocak ve yeni yılınız kutlu olsun. İçimizdeki yıldız kimi zaman kaybolur gibi olsa da, hep yaşatalım onu... Çabamızı ortaya koyalım, şansımız yaver gitsin ve yıldızın parlayacağı zamanlar çokça olsun...
İsteyelim ve olsun, olsun, olsun...
David Ojalvo
www.davidojalvo.com
Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?
|
 |
Kahveci : M.Nihat Malkoç
MİLENYUM'UN 'ALTI'SI |
|
Yılların bir su misali akışına engel olamıyoruz işte... Zaman azgın bir çağlayan gibi aktıkça akıyor kuytu ırmakların dehlizlerine… Her damla bir daha geri dönmemelicesine kopup gidiyor hayatımızdan… Hiçbir damla aynı taşa değmiyor iki kere… Geçen dakikalar yelkovan ve akreple vedalaşıyor; her biri yorgun adımlarla göğün merdivenlerini yavaş yavaş çıkıyor. Oradan seyre dalıyorlar geleceğin şafağını…
Zamana direnemeyenler zamanın hükmüne ram oluyorlar. Titrek hatıralar gözlerimizde canlanıyor bir bir… Zamanın heybesindekiler bazen gülümsetiyor, bazen de burkuyor yüreklerimizi… Zamanı kuşananlar ona karşı yürümeyi beceremiyorlar bir türlü... Güçlü fırtınalar mevzilerimizi darmadağın ediyor. Düşlerimiz tuzla buz kesiliyor… An geliyor ki Ahmet Hamdi Tanpınar'ın zamana dair sözlerinin enginliğinde buluyoruz kendimizi… Vakti kuşatıyor şairin zamana dair ruhumuzu okşayan sözleri:
"Ne içindeyim zamanın,
Ne de büsbütün dışında;
Yekpare geniş bir anın
Parçalanmış akışında,"
Dünden kalanlarla hesaplaşıyoruz gecenin kör karanlığında… El ense boğuşmadan sonra yorgun nefeslerle soluyoruz billurlaşan göğün nadide oksijenini… Hücrelerimiz hayat buluyor göğün derinliklerinden gelen damlacıklarla… Kuş gibi hafifliyor dünden arda kalan azade tenimiz… Hayal dünyamızın kapılarını açınca düşler, aylarca zincirde kalmış, bilahare bağı çözülmüş küheylanlar gibi tırmanıyorlar yürek tepelerine… Şekiller can veriyor rüyalarımızda. Hafiflik meydan okuyor yerçekimine. Kurşundan tenler kuştüyü derecesinde kaybediyorlar yerçekiminin ağırlığını… Şair mırıldanıyor dünden arda kalan dizelerini:
"Bir garip rüya rengiyle
Uyumuş gibi her şekil,
Rüzgârda uçan tüy bile
Benim kadar hafif değil"
Diğer seneler gibi milenyumun altısı da geride kalıyor sayı cetvelinde. 2006'nın altısı düşüyor yere yüzükoyun… Onun boşluğunu dolduruyor 'yedi' mahcup bir edayla… Fakat o da yere düşen altı gibi bir gün kendisinin pabucunun da dama atılacağını çok iyi biliyor. Sevinemiyor, tahta geçmenin hazzını yaşayamıyor bir türlü… Geçiyor, geçiyor zaman… Geçtiği yerde ne bulursa silip götürüyor… Sadece hatıraların tortusu kalıyor geriye…
Ne yazık ki farkında değiliz ömrün ufalandığının… Ekonomik ve siyasi krizler, cinayetler, yaralamalar( ki en acısı yürek yaralanmaları) zamanın üstüne yayla dumanı gibi çöküyor. Gözlerimiz görüş mesafesini kaybediyor. Burnumuzun ucu gelişliğinde oluyor zaman ve mekân… Sizler dağılınca görüş mesafemiz tekrar geri dönüyor.
Düz bir çizgide ilerliyor zaman, en tatlı yıllarımıza pusu kuruyor. Buna akrep ve yelkovan da yardım ve yataklık ediyor duvarlarımızın en mutena köşelerinde. En görünür yerde sergiliyorlar yarım kalmış hayatların acıklı dramlarını… Geçmiş ve gelecek bir eksenin iki ucu olarak arz-ı endam ediyorlar vaktin kanayan yerinde…
Milenyumun altısı biraz mahcup, biraz, utangaç düşüyor takvimlerin göbeğinden… Giderken kanlı bir iz bırakıyor geçtiği bütün güzergâha… Filistin'den Irak'a değin bu kan izlerinin izini sürebiliyoruz istemesek de… Bush'ların baş, düşlerin boş olduğu kavruk zaman dilimlerinde geleceğe yine endişe taşıyor saatin tiktakları… Geçmiş ne kadar da benziyor geleceğe… Öyle de gelecek geçmişe… Sahneler değişse de yazarlar ve oyuncular hep aynı… Böyle bir durumda değişenler sadece figüranlar oluyor doğal olarak…
Milenyumun altısı hüzünleniyor takvimlerden uzaklaştıkça… Üzülmesi gerekenler katılaştıkça zaman daha bir tedirginleşiyor. Milenyumun 'yedi'si yerini alırken insanların zihninde değişime ve dönüşüme dair umutlar yeşermiyor nedense... Çünkü neticenin hayal kırıklıkları olacağını bile bile hayal kurmaktansa gerçeklerin ağırlığı altında ezilmeyi kabulleniyor hayat işçisi insanlar!... Milenyumun altısı ayrılıyor aramızdan ama ne kendisi, ne de uğurlayanlar bir mana veriyor bu gidişe!...Hayat yine eski hızında, insafını kaybetmiş bir canavar gibi koşturuyor peşimizden….Bir türlü anlam veremiyoruz bu kötü gidişe!....Alışılmış olduğu üzere biz 'hayat' diyoruz bu işe, gidişe, şe şe şe şe!....
M.Nihat Malkoç
mnm61mnm@hotmail.com
Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?
|
Kendinize İyi Bakın : Serap Bengi Şencan |
-OMEGA 3-
DENİZDEN GELEN SAĞLIK
Günümüzde her an her yerde duyduğumuz Omega-3 hakkında doğru bilgiye sahip miyiz? Yoksa bildiğimiz tek şey balık yağ asiti olduğu mu? Bilmeyenler için faydalı olacağına inanıyorum.
ZİHİN SAĞLIĞINDA OMEGA-3
• Omega-3 yağ asitlerinin, beyin gelişimi ve sinir hücrelerinin yenilenmesinde rol oynadığı sonucuna ulaşılmıştır.
• Omega-3 kullanımı, öğrenmeyi kolaylaştırır.
• Omega -3 yağ asitleri, depresyon tedavisine destek verebilmektedir.
• Omega-3 tüketiminin artması, Alzheimer hastalığı riskini azaltmaktadır.
• Omega-3 yağ asitlerinin, saldırganlık üzerine sakinleştirici etkisi olduğu belirlenmiştir.
• Omega-3 takviyesi, şizofreni hastalarında görülen birtakım belirtilerin azalmasını destekler.
BEBEK VE ÇOCUK GELİŞİMİNDE OMEGA-3
• OMEGA-3 yağ asitlerinin, beyin gelişimi ve sinir hücrelerinin yenilenmesinde rol oynadığı sonucuna ulaşılmıştır. Yapılan araştırmalar, düzenli Omega-3 kullanımının IQ seviyesini 4 puan artırdığını ve problem çözme yeteneğini geliştirdiğini göstermektedir.
• Öğrenme bozukluğu, sakarlık ve zayıf koordinasyon problemlerinde düzelmeler göstermiştir.
• Omega-3 alımı, bebeğin görme duyusunu daha çabuk geliştirir.
• Alerjik hastalıklarla astımdan korunmada ve tedavisinde önemli rol oynar.
• Bebeğin uykusunu düzenler ve daha iyi uyumasını sağlar.
KADIN SAĞLIĞINDA OMEGA-3
• OMEGA-3 yağ asitleri, hipertansiyon, menepoz problemleri, menepoz sonrası osteoporoz ve göğüs kanserine karşı korunmaya yardımcı olabilmektedir.
• Gebelik ve emzirme döneminde Omega-3 alınması, bebeğin beyin gelişimini destekler.
• Gebelik döneminde Omega-3alımı, bebeğin doğum ağırlığını artırabilmektedir.
• Doğum sonrası depresyondan korunmak için Omega-3 takviyesi önerilmektedir.
• Gebe kalamama problemi yaşayan kadınların, Omega-3 alımına bağlı olarak, hamileliğin oluşması kolaylaşabilmektedir.
KALP VE DAMAR SAĞLIĞINDA OMEGA-3
• Omega-3 yağ asitleri, koroner kalp hastalığı riskini azaltabilir.
• Omega-3 yağ asitleri, kalple ilgili ani ölüme yol açabilen ritm bozukluğu riskini azaltır.
• Omega-3 yağ asitleri, ani ölüm riskini % 40-50 oranında azaltmaktadır.
• EPA+DHA, trigliserid ve total kolesterol düzeylerini düşürebilir.
• İyi kolesterol olarak bilinen HDL düzeylerini yükseltebilir.
• Amerikan Kalp Derneği,sağlıklı bireylerin günlük yaklaşık 300 mg Omega-3 almasını, koroner kalp hastalarının ise yaklaşık 1 gr (EPA+DHA) almasını önermektedir.
NEDEN OMEGA-3 KULLANMALIYIZ?
Omega-3, derin deniz balıklarında bol miktarda bulunan bir yağ asididir. Yapılan ilk araştırmalar, Eskimo'ların kalp hastalıklarına, insanı şaşırtacak kadar az düzeyde yakalanmasının, sürekli derin denizlerden gelen; yani Omega-3 bakımından zengin balıklarla beslenmelerinin neden olduğunu ortaya koymuştur.
Üstelik, günümüzde Omega-3'ün birçok alanda da sağlığımıza yararlı olduğu bilinmektedir…
Bebek ve çocukların gelişiminde
Kadın sağlığında
Kalp ve damar sağlığında
Zihin sağlığında
Eklem sağlığı ve romatizmal hastalıklarda
EKLEM SAĞLIĞINDA OMEGA-3
Omega-3, ağrı,eklemlerde şişlik, fonksiyon kaybı gibi belirtilere neden olan şiddetli enflamasyonu engellemektedir.
Günde 3gr Omega-3 alımı, 12 hafta sonra eklemde şişlik ve eklem hassasiyetini azaltabilmektedir.
Günde-3gr Omega-3 kullanımı, romatoid artriti olan hastaların sabah katıldığında anlamlı azalmalar sağlamaktadır.
Omega-3, kıkırdağı yıkıma uğratan enzimlerin aktivitesini inhibe eder, enflamasyona sebep olan vücut içi maddelerin üretimini artıran bazı enzimleri ve enflamasyonu çoğaltan bazı faktörleri engeller.
NOT: Sevgili okuyucularımız sizlerden özellikle rica ediyorum ki çok fazla et yiyip kötü kolesterolünüzü yükseltmeyin.
Elbette bir miktar yiyeceksiniz fakat limiti aşmayın. Sağlık kaybedilince değeri anlaşıyor. Siz kaybetmeden bilin ki sağlık gerçekten çok değerli.
Kalbiniz ve ruhunuz iyi ve güzel olan her şeye açık olsun.
Herkesin yeni yılı sağlıklı, mutlu, daha bilinçli geçirmesini diliyorum.
Geçmiş bayramınızı da kutluyorum.
Sevgiyle kalın.
Serap Bengi Şencan
kendineiyibak@kahveciyiz.biz
Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?
|
 |
YILDIZINIZ KIPIR KIPIR, YA SİZ?
Ailenizin Yıldız Falcısı : Nurettin Özdemir |
|
Sevgili Kahve Molası dostlarım bir yeni yıla daha girmiş bulunmaktayız. Yeni başlangıçlar her zaman insanoğluna yepyeni dinamizmleri beraberinde getirmişlerdir.
Bu sevinç ve umut dolu geçişlerin ömürleri bazen kısa olsalar bile. Aslında gayet iyi biliriz yaşamlarımızda nelerin ters gittiklerini, nerelerde yanlış yaptıklarımızı ve en önemlisi yakın gelecekte bizleri bekleyen çarpışmaları.. Düşüncelerimiz ve olaylara bakış açılarımızın dar veya genişlikleri değilmidir yaşamlarımızın harçları.. Son iki senedir Satürn gezegeninin dayattığı değişikliklerin altında bunalmış hatta ezilmiş bile olabiliriz. İsyan ettirici fırtınaların dinmesinden sonra nihayet bereketlerin şahı Jüpiter yeni yılda tüm burçlara nur dolu gelmektedir.
2007 yılı boyunca tecrübelerimizin ışığında oldukça rahatlamış halde yollarımıza devam edeceğiz dostlarım. Sevgilerimizi, sevgililerimizi yüzüstü bırakıp gitmek yerine ilişkilerimizi bambaşka çerçevelere yerleştireceğiz. Manevi değişimlerimiz daha olgun ve yaşamın tadını çıkarmaya daha yatkın bireyler olmamızı sağlayacaklar. Yaşama sıkı sıkıya sarılacağız. Üstelik herşeyin en iyisine lâyık olduğumuza dair inançlarımızın doruklarda olacakları yeni bir yıla girdiğimizi sevinçle göreceğiz.
Sakın beklentilerimizin bir türlü gerçekleşmediklerini düşünerek bu köprüden geçişin son aşamasında yaşamlarımızı oluruna bırakmayalım. Aksine savaşçı ama adil olmaya gayret edelim. Göreceğiz ki Jüpiter her an koruyucumuz ve enerji kaynağımız olacaktır.
2007 yeni yılının hepimize, ulusumuza ve yurdumuza hayırlı olması dileklerimle hoşçakalın sevgili dostlarım.
 KOÇ (21 Mart-20 Nisan)
Yeni yılda istasyondan hareket etmeye başlayan treninize istediğiniz hızı vermeden önce unutmamanız gereken bir şey var koçlar. Evet yeni yılın favorileri arasındasınız fakat ani kararlar ve aşırı davranışlarınızın kurbanları olmamaya özellikle gayret etmelisiniz. Davranışlarınızın olumsuz sonuçlarının karşılıksız kalmayacağından emin olabilirsiniz. Eskiden beri alıştığınız toleransların kredilerinin tükendiklerini çok çabuk göreceksiniz. Hatta bu sene kemikleşmiş alışkınlıklarınızı gerilerde bırakmak mecburiyetinde kalacaksınız koçlar.
İş hayatınızda beklenmedik yeni fırsatlar yabancı ülkelerde ihtisas alanlarınızda ilerlemenize yol açacaklar. Geçen senelerde sizlere sunulan nimetlere genellikle seyirci kalışlarınızın ters etkilerini bu sene görebilirsiniz. Kendi düşen ağlamaz koçlar biliyorsunuz.. Bu sefer kesinlikle yapıcı kararları almalı bir an evvel yola koyulmalısınız. Olağanüstü yeni bir yıla girmektesiniz kıymetini bilin. Yaşamlarınızda arzuladığınız pozisyonlara ulaşabilmeniz için Jüpiter' in getireceği şanslara sıkı sıkıya sarılmanız gerekecek. Savaşçı ruhlarınızı canlandırmanız için ideal bir yıla girmektesiniz unutmayın. Sadece hayallerinizde değil gerçek yaşamlarda da elbette.
Böylece özellikle eylül ayından itibaren oldukça disiplinli ve ileri görüşlü davranarak bulunacağınız ortamların bunaltıcı ağırlıklarından sıyrılacaksınız.
Sosyal ilişkilerinizde ve aile fertlerinizle olan ilişkilerinizde yapıcı ve özverili olmalısınız. Çocuklarınıza olan büyük sevgilerin ve onların en mükemmel şekilde hayata atılmaları için gösterdiğiniz aşırı ilginin bıktırıcı sınırlara varmamasına gayret edin yoksa çetin bir sene sizleri beklemekte. Bilhassa ekim ayından itibaren belirgenleşecek bu ortamın mekânlarınıza yerleşmesine fırsat vermemelisiniz.
Şans Meleğiniz
Mesleklerinizde muazzam güzelliklere bürünmüş fırsatların altın tepsiler içerisinde sizlere sunulacaklarından emin olun koçlar. Yeter ki siz isteyin şanslar ayaklarınıza gelecekler. Yeni iş ve mevkilerin vazgeçilmez talihlileri olduklarınızı çok geçmeden anlayacaksınız zaten.
Sevgiler
Evli koçlar alışılmış düzenlerine sadık kalacak ve senenin ilk aylarından itibaren ortaklaşa bir eğitim sürecine de girebilecekler. Yalnız yaşayan koçların ilgilerini çekecek müstakbel eşlerinden çekecekleri de var onu da söylemiş olayım. Güzeliği yalnız fiziki anlamda algılamayın, hani huyu suyu güzel olsun denir ya, bunu da bir yerlere yazıverin. Fevri davranışlardan sakınmalı ve zamanı akıllıca kullanmalısınız. Acele işlere beklenmedik gönül çalkantılarına anında kapılarak kendinizi ve zamanınızı boşuna harcamayın.
Yeni Yıl Tavsiyem
Yeni yılınızda kendinizi şöyle iyice bir tartın sevgili koçlar. Acaba geçmişteki ilişkilerimde kibirli veya iki yüzlü davranışların koçu olmadım mı diyerek.
İşte bu soruyu cesaretle yöneltin kendi kendinize. Evet diyorsanız o halde taktiklerden, faraziyelerden ve sizlere benzemeyen herkese haklı haksız etiket yapıştırmaktan kesinlikle vazgeçmenin zamanı geldi koçlar. Emellerinize herşeye rağmen ulaşmak hırsına yenilirseniz tüm elde ettiklerinizin parmaklarınızın arasından kayarak kaybolacaklarından emin olabilirsiniz. Yeni yılınızı milâdınız olarak kabul ettiğiniz taktirde yeniden kendinize doğacaksınız koçlar.
Nurettin Özdemir
nozdemir@kahveciyiz.biz
Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?
|
<#><#><#><#><#><#><#>
Kahve Molası, siz sevgili kahvecilerden gelen yazılarla hayat bulmaktadır.
Her kahveci aynı zamanda bir yazar adayıdır.
Yolladığınız her özgün yazı olanaklar ölçüsünde değerlendirilecektir.
Gecikme nedeniyle umutsuzluğa kapılmaya gerek yoktur:-))
Kahve Molası bugün 4.251 kahvecinin posta kutusuna ulaşmıştır. Yukarı
|
OLMUYOR
Olmuyor olmuyor işte,
Duygularım belirsiz olduğunda,
Kelimeler hapsoluyor dudağımda;
Yazamıyorum,
Yükleyemiyorum kelimelere
Aşkın sonsuzluğunu...
Denizler, maviler;
Yıldızlar, yakamozlar...
Herşey sanki üzerimde;
Atamıyorum
Yüreğimin suskunluğunu...
Olmuyor, olmuyor işte,
Ne gitarın nağmeleri,
Ne gecenin sessizliği;
Hiçbir şey yetmiyor
Duygularımı anlatmaya,
Kalakalıyorum...
Kalemim bile isteksiz yazmaya
Uzansam, belki dökülecek kelimeler
Elimdeki bembeyaz sayfaya;
Ama olmuyor işte
Yapamıyorum...
Nurettin DÖNMEZ
|
 |
İşe Yarar Kısayollar
Şef Garson : Akın Ceylan |
|
İşimiz gücümüz internet ise tabi ki kutlama mesajlarımız da internet ortamında olacaktır. İster yılbaşı, ister kurban bayramı http://www.sohbethane.net/ekart.php web sayfasındaki e-kart’lar ihtiyacınıza cevap verecektir. Tabiî ki yine de tercih sizin. Büyüklerin gönlünü almak için ellerini öpmek ve biraz olsun yüz yüze sohbet etmek bence en iyisi olacaktır.
Bu da benden çocuklara yeni yıl hediyesi http://www.billybear4kids.com ister oyun oynasınlar, ister online eğitimlere katılsınlar ya da isterlerse bilgisayarlarına uygun ekran koruyucuları indirsinler.
Çizgi roman tutkunlarına özel bir web sayfası http://www.cizgiroman.gen.tr Kiminiz benim gibi çocukluğunuzun çizgi kahramanı Zagor’u arar. Bir başkası Mister No meraklısı. Çizgi roman meraklısı herkes buraya.
Ellerin youtube’si var da bizim bir tube’miz yok mu sanıyorsunuz. Elbette var, hem de pikni tipi. http://www.pikniktube.com/ web sayfası aynı zamanda Beyazıt Öztürk tarafından da tanıtımı yapılan ve ödüllü bir tüp sayfası. Çektiğiniz ilginç video görüntülerini yükleyebilirsiniz. Ayrıca yüklenmiş videoları hem zevkle seyredip aynı zamanda oylayabilirsiniz.
Yukarı |
Damak tadınıza uygun kahveler |
http://kahvemolasi.ourtoolbar.com/
Beklenen Araç Çubuğu hizmetinizde:-)) Kahve Molası Araç Çubuğu (Toolbar) gelişmeye açık olarak kullanıma açık. Bir kere download edip kurmanız yeterli. Bundan sonra ki tüm güncellemeler gerçek zamanlı olarak tarayıcınızda görünüyor. Kahve Molası'nın tüm linklerine hızla ulaşabildiğiniz gibi, Google Arama, KM'den mesajlar ve en önemlisi meşhur "Dünden Şarkılarımız" artık elinizin altında. Sohbet için özel chat bile olduğunu eklemem gerekir. Son derece güvenilirdir. Virüs içermez, kişisel bilgi toplamaz. Bizzat tarafımdan pişirilip servise konmuştur. Yükleyip kullanın, geliştirmek için önerilerinizi yollayın.
Yukarı
|
|
|
|
|
|
