|
|
|
16 Ocak 2007 - Fincanın İçindekiler |
|
Editör'den : İnternette ahlak bekçiliği!.. | Merhabalar,
Irak'ta olup bitenleri, bize yansımalarını görüp "offf" çekmemek elde değil. Bush çocuğu bushun Dünyanın başına açtığı melanetin bağıra çağıra bize kadar geldiği bir zamandayız. Irak'a asker gönderme zorunluğu kaçınılmaz olarak dillendirilmeye başlandı. Yukarı tükürsen bıyık, aşağı tükürsen sakal ama şu gerçek ortaya çıktı ki, sessiz kaldıkça Güneydoğu, Kuzey Irak, Kerkük git gide daha da çıbanlaşacak. Şii hükümetle Şiileri sürmeye çalışan bir bush çocuğu bush, bize verdiği her sözde güvenceye rağmen Güneydoğu sınırlarımızda ki kaynaşmayı önlemekte aciz. Çünkü kendi can ve mal derdinde. Türkiye ABD ile karşı karşıya kalmak pahasına Kuzey Irak'a girerse bunun vebali kimin boynuna olacak bu belli ama sonucundan kimler nemalanacak o meçhul. Giderayak Meclisin elinde kocaman bir bomba var, Allah yardımcıları olsun. Olsun ki, bizim de midemiz bulanmasın.
...
Çocuk pornosu konusu gündeme geldiğinden beri üst düzeyde bir kargaşa hakim memlekette. Bilişim suçu nedir tanımlamadan, yuvarlak laflarla verilen cezalar ya da uygulamasının olanaksız olduğunu bilerek, çokça bilmeyerek, konulan yaptırımlarla bir düzen kurulmaya çalışılıyor. Oysa tüm bu olaylar internet denilen engin denizde oluyor. İnternet Türkiye sınırları içinde yapılan bir TV programı değil. Tüm Dünyayı içine alan, neyin nerede olduğu belirsiz, kayıktan transatlantiğe her boyutta teknenin cirit attığı bir koca okyanus. "Çocuk pornosu yayınlayana, ihbar edildiği halde yayını kesmeyene 3 yıldan başlayan..." diyerek ceza kesmeye kalkarsan, bu işin ağaları buna gerileriyle güler. Çocuk pornosu tüm Dünyanın sorunudur ve üzerinde en yoğun çalışılan konudur. Ama henüz başarılı olamamıştır. Sen burada yapacağın 3-5 kanunla bunun önlemini anlacağını sanarsan milleti güldürürsün. Hele bir de buna tüm cinsel içerikli siteleri, hadi olmuşken kumar sitelerini, bilahare şu siteyi, bu siteyi diye eklemeler yaparsan ciddiyetten tamamen uzaklaşırsın. Özgürlüğün simgesi interneti yasaklamak, dilediğince dolaşımı engellemek anca dikta rejimlerinin uygulayabileceği bir durumdur. Hoş buna alışkın olmadığımızı da kimse söyleyemez. Kendi yönetimindeki, bizzat gerçek kişilerce yerinde denetlenen kurumlardaki çocuklara sahip çıkamayıp, istismar edilmelerine seyirci kalabilen bir devlet, nasıl olacak ta sınırsız okyanus interneti denetim altına alacak o da bir başka kara mizah konusu. Hükümetin her alanda gösterdiği nalıncı keseri uygulamaları belli ki internette de sürecek. Haydi hayırlısı.
Bir sonraki sayıda buluşuncaya kadar bulunduğunuz yerden bir adım öne çıkın. Sevgiyle...
Cem Özbatur
Yukarı
|
|
Beyaz Düşler : Sabiha Rana Cenap Şahabettin |
|
Şair ve Yazar Üstat Cenap Şahabettin bir gün, dost meclisine geciken bir dostunun karnım çok acıktı önce izninizle bir yemek yesek de öyle sohbet etsek nasıl olur sözü üzerine üstat, hiç düşünmeden ve karşı tarafı da teskin etmek istediği o büyük sözünü söyler..
'' Karnı aç olanlardan çok, kalbi aç olanlara acırım.'' der.. Üstadım buyurunuz önce aç karnınızı doyurunuz.
Edilen sözü daha derin düşünürsek ; karnı aç olan bir insana bir kap yemek, bir tas çorba veya bir somun ekmek verdiğimizde aç olan insanın karnını tabi ki doyururuz.. Ya kalbi aç olan bir insanı nasıl doyurabiliriz diye düşündüm ve işte soruyorum bize?
Hiç düşünmeyelim çok zor bir iş!!!
Sözün güzelliği ve de doğruluğu zaten burada başlıyor..
İşte bu sözün gerçekliği yüzünden kendine acımanın iyi olmadığını söyleseler de uzmanlar, ben kendime çok acıyorum dostlar. Neden derseniz, acaba kalbin açlığı derken kalbin boşluğu mu kastedildi? Böyle de anlaşılıyor çünkü; Gerçekten kalbin boşluğu kastedilmişse yine de acımak gerekir..
Aslında açlık midede olmalı kalpte ne işi var kardeşim.. Ahh ahh boş bir yüreğin çektiği ıstırabı hangi ilaçla geçiştirebilir hangi tedaviyle iyileştirebiliriz ki?
Aşk denen şeyden yoksun bir kalp düşünemiyorum, o ne büyük bir yalnızlıktır.. ( Hayret nasıl biliyorsam )
Başka açıdan düşündüğümde ise vallahi ben ikisine de çok acıdığımı ve acıktığımı düşündüm. Aslında iki açlığı da Allah hiç kimseye vermesin.
Lütfen samimi düşünelim dostlar.
Bir açlık daha var.
Dağlara taşlara kuru ağaçlara Allah muhafaza..
YA BEYNİ AÇ OLANLAR ?
Allah cümleyi her türlü açlıktan korusun efendim..
HAKİKAT-I SEVDÂ
Bir şüphe-i hissiyye ile dalgalanır dil;
Bir heykel-i gül-rû dikilir kalb üzerinde;
İnsan bütün ahzân ü meserrâta muâdil
Bir tatlı dönüş hisseder âvâre serinde
Her cevf-i hayâtî, sevilen şeyden ibaret
Bir lem´a-i nev, şa´şaasıyla eder ihfâ;
Bir berk arkasından ederek ömrü temâşâ
Bin müddet için göz kamaşır... İşte muhabbet!
Pek boştur o his, lakin o boşlukla dolar dil;
Âfâk-ı hayatiyyedeki cevfi o örter;
Herkes hep o boşlukta arar bir tutacak yer
Pîrâmen-i ömründeki girdâbâ mukâbil
Sevdâya mukabil duyulur rûhta her gâh
Bir def-i pey-â-pey ile bir cezb-i pey-â-pey;
Bir istiyor insan onu, bir istemiyor, âh
Sevmek bile doğmak gibi, ölmek gibi bir şey!
Cenap Şahabettin
Cenap Şahabettin 1870 yılında Manastır'da doğdu. Askerî okullarda okudu. Askerî Tıbbiyeyi bitirdi. Paris'te ihtisasını tamamladı. Çeşitli yerlerde hekimlik yaptı. Emekli olduktan sonra Darülfünûn'da Türk Edebiyatı Tarihi derslerini okuttu. Fransız sembolizmi etkisinde kaldı. Servet-i Fünûn dergisinde yazdı.1934 yılında öldü.
İlk şiirleri Tamat adıyla basıldı. Şiirleri, ölümünden sonra "Cenab Şahabettin'in Bütün Şiirleri" adıyla yayımlandı
Sabiha Rana http://www.sabiharana.com
Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?
|
AYNUR
Aynur;
Tren yolculuğumun gece 02.30 u molasında gördüğüm,koca çınar ın altındaki sarı renkli ev
Aynur;
Pamuk prenses ve yedi cüceler masalının cadısı ve prensesi
Aynur;
Boğazın en görkemli dalgası
Aynur;
Bir sevme hali
Aynur;
Sessiz bir çığlık
Aynur;
En güzel çalışkan
Aynur;
Şarabın gazabı
Aynur;
Gündüzleri firar edilen parmaksız hapishanedir Ay-nur
Aynur;
Zeki cimcime
Aynur;
Kuzey Kafkasya dan Rusya üzerine gelip güneye esen,Karadeniz den kuzey Ege ye geçip adalardan süzülen ve Akdeniz den İspanya ya inen bir tatlı rüzgar
Aynur;
Akçadağ ın düzü
Aynur;
Paradigmasal şizofreni
Aynur;
Papatya,5 harfli yonca
Aynur;
Başrol oynama hayalleri kuran gecemin bir bardak çayı
Aynur;
Harf tuğlalarının altında
Aynur;
Vebaya yakalanmamış kelime
Aynur;
Kışın açan çiçek
Aynur;
Günaydın gülümsemesi
Aynur;
Tarifi imkansız acı
Aynur;
…….0-1-2-1400-1900-………2007………
Aynur;
Kışın getirisi
Aynur;
Taze ekmek ve gazete kokusu
Aynur;
Ay ın ışıklı hali
Aynur;
Çocuk mutluluğu
Aynur;
Azim ve kararlılık
Aynur;
Bir delirme hali
Aynur;
En mutlu anım
Aynur;
Deniz maviliği
Aynur;
Yakamozların ışıltılı hali
Aynur;
Küçük incelikler
Görkem Yanık
Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?
|
BİZE NELER OLDUĞUNU DÜŞÜNDÜM BUGÜN
Neden ve ne zaman olduğunu değil BİZE NELER OLDUĞUNU DÜŞÜNDÜM BUGÜN.
Dişe diş göze göz hale geldik.
Herkesi rakip gördük.
Aile yapısı ve kavramı darmadağın oldu.
Aile içi ilişkiler zedelendi.
Para için babalar , iki üç bilezik için analar öldürüldü.
İnsanın en önemli organı beyni değil silikonları oldu.
Dişi olan fındık kırdı.
Evine bakamayan insanlar metres tuttular kendilerine.
Kardeş kardeşi çekemez oldu.
Uyuşturucu ilk okullara indi.
Para parayı çekti mıknatıs gibi.
Dernekler gruplar kurdu insanlar birbirlerini desteklemek adına.
Sonra bu gruba dahil olmayanları yok etmeye çalıştılar.
Bir sistemden beslenenler, sistemden olmamak adına masumlara kıydılar.
Çok canlar yakıldı.
İnsanlara fayda sağlamak adına kurulmuş dernekler kendilerine fayda sağladılar.
Depremde enkaz altında kalmış insanlar hatta lösemili çocuklar istismar edildi para toplamak için.
Hiddet şiddet toplumu olduk
Kadını erkeği ezildi
Para icin erkekler kadın, kadınlar erkek oldu.
Silahla tahsilat yapar olduk.
Mahkemede yalancı şahit olduk.
Sahte peygamber muritleri olduk.
Derdimizin hastalığımızınn dermanını hacı hoca da arar olduk
Demokrasiyi bile beceremez hale düştük.
Konuşan susturuldu, yazanlar öldürüldü.
Hakkımızı arayamaz, ilacımızı alamaz olduk.
Emekli, maaşı ile ölüme terk edildi.
Ve YENİ ÖĞRETİLER GELİŞTİ …..
İnsanın insana desteği değil, insanın kendini diğer insanlardan nasıl koruyacağı öğretildi insana..
Şimdi herkes aynı tavırla dolanıyor ortalarda, benzer eğitimlerden geçmiş, aynı öğretileri almış insanlar birbirleri ile insanlık oyunu oynuyorlar.
Ağlamamayı nasıl başaracağımızı, yıkılmadan ayakta nasıl kalabileceğimizi, canımız yanmasın diye başkalarının canını nasıl acıtabileceğimizi öğreten eğitimler hatta ilaçlar almaya başladık.
Cebimizde hapla dolaşır olduk.
Mutsuz çocuklar, mutsuz gençler mutsuz erişkinler mutsuz yaşlılar olduk.
Erken ağardı saçlar, erken yaşlandık.
Baskı ve şiddet sevgi'ye bulaştı.
Duygularını paylaşamayan, paylaşmayan, aktaramayan, başkalarının duygularını paylaşmak dahi istemeyen insanlar sardı ortalığı.
Yolumuza devam etmek için yıktık geçtik ortalığı, yıkılmamak için yıktık.
Düşeni gördüğümüzde zaman kaybetmemek için kaldırmadık yerden, üstünden atladık geçtik.
Hep çok acelemiz vardı. Hayatı yarışa döndürdük.
Hızımız kesilmesin, hedefe önce biz varalım diye dostlarımızı bile yok ettik.
Yüreği acılı insanlar bıraktık bir yerlerde.
Trafik kazası gördük, telaşımız vardı, hızla uzaklaştık olay yerinden.
Başımız belaya girmesin diye yaralılara yardım etmedik.
Tepkisiz kalmayı tarafsız olmayı meziyet saydık.
Hep toplantılarda çok meşgul insanlar olduk.
Telefonları duymaz, duyup da açmaz, görüp de geri dönmez olduk.
Hayatı satranç oyununa döndürdük.ÖNCE HAMLENİ GÖRELİM.
Küstahlığın, terbiyesizliğin, kalleşliğin, saygısızlığın adı akıllık,
Dürüstlüğün, paylaşmanın, yardım severliğin vefanın adı enayilik oldu.
Kırdık insanları.
Geri adım atmamak ve gururumuz adına bir gönül almayı bile beceremedik.
Dinlemeden - anlamadan-yargılamadan infazlar yaptık.
Yüzümüzde maskeler, dudaklarımızda eğreti tebessümlerle dolaştık.
Gözyaşlarımızı içimize akıttık.
Güçlü olduk para sahibi olduk.
Evlerimiz arabalarımız oldu.
AMA MUTLU OLAMADIK.
Pedal çevirmeye devam ettiğiniz sürece bisikletten düşmezsiniz demiş CLAUDE.
Uzun zamandır çeviriyorum pedalı.
Yeni bir yıla girdiğimiz şu günlerde, yine biraz resim yapmak, biraz tiyatroya gitmek , biraz yazı yazmak istiyorum.
Aslında en önemlisi BEN NELER YAPTIM GEÇEN YILDA veya YAPAMADIM diye düşünmek istiyorum.
Bunun içinde bana VİCDANIMIN ÖĞRETMENLİK YAPACAĞINI VE YOL GÖSTERECEĞİNİ UMUYORUM.
BOŞ ÇUVAL AYAKTA DURMAZMIŞ..
Bir Türk Atasözü bu.
Durmaz tabii boş çuval ayakta.
İçinin dolu olması lazım.
Neyle dolar çuvalın içi?
Parayla dolar - kağıtla dolar.
Cehaletle dolar -bilgiyle dolar
Mağlubiyetle - galibiyetle
Çirkinlikle - güzellikle
Hüzünle dolar - Neşeyle dolar
Anıyla dolar. - Acıyla dolar.
Kaygıyla dolar - Saygıyla dolar.
Düşmanlarla - dostlarla
Dertlerle - sevinçlerle
Yergilerle - övgülerle
Cezalarla - ödüllerle
Borçlarla - alacaklarla
İnişlerle çıkışlarla
Kalleşlikle dolar - vefa ile dolar
İhanetle dolar - Muhabbetle dolar
Cefa ile dolar - Sefa ile dolar
Çuval dolar
Durur ayakta yıkılmadan .
Bel ağrıları - Baş ağrıları
İç sancıları - Gelecek kaygıları olmaz
İnsanoğlu nasıl durur ayakta?
Nasıl tahammül gösterir acılara?
Nasıl yenik düşmez savaşlara.
Nasıl dayanır dayaklara , kavgalara.kırgınlıklara
Nasıl baş eder zorluklarla
GÜÇLÜDÜR VE GÜÇLÜ OLMAK ZORUNDADIR İNSAN.
Alışır ölümlere kayıplara bile zamanla.
Bir ömür boyu dünyada kıtlık olmasın bolluk olsun
Esaretler olmasın özgürlükler olsun, savaşlar bitsin barış olsun
Asgari kayıplarınız azami kazançlarınız düşmanlar uzak dostlarınız yakın olsun
Dertleriniz azalsın sevinçleriniz çoğalsın ,borcunuz olmasın alacağınız olsun.
YENİ YILINIZ KUTLU OLSUN.
Nilgün Ölker
Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?
|
|
Sütlü Kahveci : Deniz Marmasan "HAZİRANDA ÖLMEK ZOR" |
|
Umutlarıyla bezeliymiş ömrü. Bulutların mirası, kar tanelerine sarılıymış gönlü. İçindeki bitmez yollar, aşılmaz duvarlar kuytularına saplı goncalarda hüküm sürermiş. Ayrılıkların sonunu düşününce güneşe uçmak istermiş. Bitmeyen yılların, özlemini kırbaçlaması, birkaç mısra gibi süzülen gözyaşlarına sebepmiş. "Sen hiç sensiz kalmadın ki, mevsimleri saymadın ki…" Dudaklarından dökülmeyen, yüreğinde bir kurtarıcı bulup da, yollara düşemeyen ezgiymiş. Kavurucu bir yazın eşiğinde, gönlünde kristal kar taneleriyle, kapıyı çalmaya utanan küçük bir kız çocuğunun şeker beklentisi gibi… Gezdiği ya da bildiği şehirlerin kıyısında, kalbinde gümüş labirentlerle… Sokaklarına rüyalarını katmış falcı kadın ve susmuş gecede… Tahminlere sarılı ömründe yalnızca bir kaç gelincik… Ne demişti geçmişten gelen bir sevdalı ses ?! "Saçlarına kan gülleri takayım/ Bir o yana/ Bir bu yana…" Güllerine dökülen kanında kızıla çalan bir yorgunluk… Yorgunluğun ötesinde adımlarına çalınan bir yoksunluk… Süregelen bir akşam vaktiydi kuytularındaki zaman… Güneşini kaybeden bir yaz çocuğunun sevdalarına mühürlü yaldızlar… Uzun siyah saçlarından yağmur taneleri gibi akan umutlarına tutunan gelecek olasılıkları… Kabuğunun içinde sürüp giden ayrı bir yaşamdı kuytularındaki… Zaman denilen uçsuz bucaksız saatin akrep yelkovan kovalamacasındaki engellere takılı içinden akıp giden "nakarat gibi yağmur". Pencereleri döven ıslaklıktaki soğuğun bıraktığı buğu da sustu pembeleşmiş gülüşler. Yatağının altına her gece yarısı gizlediği eski defterinin sararmış sayfalarından dizeler pusuda, sokakların yağmurla -bulutların gözyaşlarıyla- yıkanışını izleyip, parmaklarını soğuğun nefesinde gezdirirken…"Yokluğun cehennemin öbür adıdır/ Üşüyorum, kapama gözlerini…" Şiir gibiydi sevmeleri, yelkovanın engelli koşusuna benzemezdi. Gecenin, yıldızlarla yıkanışı gibiydi… Ölümün tartışılmaz kesinliği, yazın yadırganamaz sıcaklığı gibi… Dokunduğu yere kızılından gelinciklerini bırakırdı, bir valsin en coşkulu anı gibi… Tangonun tutkusunda kızarırken… Bir yaz sabahına gebeydi düşleri ve dudaklarına ilişen tek bir dize "…haziranda ölmek zor…"
Deniz Marmasan
Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?
|
|
YILDIZINIZ KIPIR KIPIR, YA SİZ?
Ailenizin Yıldız Falcısı : Nurettin Özdemir |
|
ASLAN (23 Temmuz-22 Ağustos)
2007 tüm aslanlara ama bilhassa birinci dekan sakinlerine öylesine bereketlerle gelmekte ki başarılara ulaşamamanız için artık bir nedeniniz kalmadı diyebilirim. Jüpiter ve Venüs önce kalplerinizi şenlendirecek sonrada ceplerinizi dolduracaklar. Aşkı arayan aslanlar belkide bu sefer arzularına ulaşabilecekler. Eski dostlarından uzak yaşayan aslanlar ise anlaşılması güç ikilemlerde sıkışıp kalabileceksiniz. Gönüllerinizden geçen duyguları pratiklere dökmelisiniz. El uzatmayı unutmayın ve o meşhur gururlarınızı artık geçen senelerin dehlizlerinde bırakıverin. Kuvvetli ve asla yıkılmaz aslanlar şemalarından vazgeçerseniz çok şeyler kazanacaksınız. Önce kendiniz için yaşamayı öğrenin. Aksi taktirde geçen son iki senenin çilelerini yeni yılınıza da taşımış olacaksınız. Önemli kararların eşiğindesiniz hatta geçen seneden beri ertelediğiniz kararların saatlerinin geldiklerini yaşam sizlere hatırlatacak merak etmeyin. Yeni yılınız ayrıca maddi açılardan oldukça bereketli geçecek ve bazı yerlerden paraları koparmasını bileceksiniz. Evet aşklar ve paralar gani gani gelmelerine rağmen ruhlarınızın derinliklerinde engelleyemediğiniz çalkantıların varlıklarını da şiddetle hissedeceksiniz. Yaz aylarında ilerlerken ailevi ilişkilerde gayet ihtiyatlı olmanız gerekecek. Açığa çıkarılmamış veya bastırılmış duyguların, gizli öfkelerin ve çekememezliklerin en ufak bir kıvılcımla beklenmedik anlarda parlayabileceklerini unutmayın. Proje ve aktivitelerinizde aceleci ve dayatıcı olmayın yoksa acımasız Satürn sizleri anında gerçeklere geri getirecektir. Mümkünse uzun vadeye dayalı projelerinize eylülden sonra son noktaları koymayı tercih edin. Yeni yılınıza yeni bir slogan gerekiyorsa bunu şimdiden bir köşeye yazabilirsiniz aslanlar, işte disiplin ve disiplin.
Şans Meleğiniz
Aslanlar içinizdeki en büyük istek hatta sizleri yanıp tutuşturan bir ihtiras b ile denilebilir ki o Leyla ile Mecnun' vari aşkları yaşayabilmektir. Geleceği parlak, süslü püslü derin bir aşkı yaşamaya o kadar heveslisiniz ki aslında. İşte şans meleğiniz burada sahneye girmekte aslanlar. 2007 kalplerin çıra gibi yanacakları ve unutulamaz bir yıl olarak hafızalarınızda kalacak aslanlar. Duygusal yaşamları depremlere uğramış aslanlar ise yeniden buluşmalarda canlanacak ve başları göklere erişecek.
Sevgiler
Haziran ayından itibaren Venüs burçlarınıza misafir olacak. Alıngan aslanların yerini artık daha müsamahakârlı ve kendini oldukça rahatlatmış aslanlar alacaklar. Eğer böylesine uğurlu bir senede aşkları es geçmeyi başarırsanız bravo sizlere aslanlar.. Geçerliliklerini kaybetmiş, olmazsa olmaz addettiğiniz alışkanlıklarınızı kesinlikle geçmişlerde bırakmalısınız yoksa aşklara kavuşacağım derken geçen senekilerden de beter anlamsız ilişkilere mahkûm olacaksınız demektir.
Yeni Yıl Tavsiyem
Senenizin yukarda yazdığım tüm avantaj ve bereketlerinin kamaştırıcı ışınlarına kapılarak böbürlenme nöbetleri., işte sizleri bekleyen tehlike aslanlar. Umarım geçen son iki senenin kişiliklerinize getirdiği ağırlıkların veya ciddiyetlerin sonucu bahsedilen hatalara düşmeyeceksiniz. Seneniz oldukça güzel ve şanslarla dolu dolu. Kıymetini bilin ve bu sene kendiniz için birşeylerin mimarı olmaya karar verin. Az konuşun ama çok çabalayın, yıldızlar sizi kolluyor unutmayın aslanlar.
Nurettin Özdemir
nozdemir@kahveciyiz.biz
Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?
|
<#><#><#><#><#><#><#>
Kahve Molası, siz sevgili kahvecilerden gelen yazılarla hayat bulmaktadır. Her kahveci aynı zamanda bir yazar adayıdır. Yolladığınız her özgün yazı olanaklar ölçüsünde değerlendirilecektir. Gecikme nedeniyle umutsuzluğa kapılmaya gerek yoktur:-)) Kahve Molası bugün 4.251 kahvecinin posta kutusuna ulaşmıştır.
Yukarı
|
Artık
kapalıyken kapılarım
görmezden gelemezsin gerçeği
eskidendi yalnızlığım
karanlığa sarındığım feryatlarım
öldürdün sen
içimdeki toy yalnızlığı
öldürdün sen
dilimdeki kor çığlıkları
lazım değil artık bana kuşlar
yok ellerimde hiçbir beklenti
yollarım karmaşık değil
aşılmaz değil artık sarp dağlar
gülümsediğim son çocuk
ağlamıyor artık
sebepsiz yere öne düşmüyor başım
geceler düşürmüyor yüzümden
mutlu maskelerimi
gündüzler kandırmıyor güneşiyle
sorgusuz yargılanmıyorum
kendi darağaçlarımda
ipini çekmiyorum artık geçmişin
kabullendim bitişi
törpüledim tüm sensizliklerimi
kan damlamıyor artık kalbimden
yalancı demiyor yıldızlar
kahpelik canımı yakmıyor artık
feleğe küfür etmiyorum hiç
demiştim
"gün gelir
sen de düşersin gözlerimden"
unuttum
düşlerimden yazdığım yazgımı
sen geldin diye her defasında
pembeleşen yanaklarımı
canım yanmıyor artık
Gülcan Talay
|
|
İşe Yarar Kısayollar Şef Garson : Akın Ceylan |
|
Yeni yılda hem sevdiklerinizi hem de dostlarınızı düşünüp iyi bir şeyler yapmak istersiniz. Bu sene Kurban bayramının ilk gününün 31 aralık tarihine gelmesi ne tesadüftür ki, insanlarımızın yardımlaşma ve birilerini mutlu edebilme duygularını biraz daha arttırmıştır. http://www.denizfeneri.org.tr bu web sayfasının sahipleri sadece kurban bayramlarında veya yeni yıllarda değil, sürekli yaptıkları başarılı yardım kampanyalarıyla gönüllerimizde taht kurmuşlardır. Tüm çalışanlarına yürekten teşekkür ediyor ve yardımsever insanlarımıza bu web sayfasını tavsiye ediyorum.
Passaparola isimli bir yarışma var hani önce soru sorulur ve ipucu olarak sadece cevabın baş harfi verilir... http://www.kelepce.com/oynat/10110/Passaparola.htm web sayfasında bu yarışmayı online olarak oynayabiliyorsunuz. İyi eğlenceler.
Mizah konusunda bu zamana kadar gördüğüm en amatör ruhlu web sayfalarından biri http://www.geocities.com/pkelle/ Amatör diyerek sadece ruhundan bahsediyorum. Bu ruhu kaybetmeyip hiç bir ticari kaygı duymadan birşeyler yapmaya çalışan ve bence başarılı bile olabilen ilginç bir web sayfası.
Buyrun size bir adet oyun ve eğlence web sitesi http://www.e-oyunlar.com/ Her telden ve de her türden oyun mevcut.
Yukarı |
Damak tadınıza uygun kahveler |
http://kahvemolasi.ourtoolbar.com/
Beklenen Araç Çubuğu hizmetinizde:-)) Kahve Molası Araç Çubuğu (Toolbar) gelişmeye açık olarak kullanıma açık. Bir kere download edip kurmanız yeterli. Bundan sonra ki tüm güncellemeler gerçek zamanlı olarak tarayıcınızda görünüyor. Kahve Molası'nın tüm linklerine hızla ulaşabildiğiniz gibi, Google Arama, KM'den mesajlar ve en önemlisi meşhur "Dünden Şarkılarımız" artık elinizin altında. Sohbet için özel chat bile olduğunu eklemem gerekir. Son derece güvenilirdir. Virüs içermez, kişisel bilgi toplamaz. Bizzat tarafımdan pişirilip servise konmuştur. Yükleyip kullanın, geliştirmek için önerilerinizi yollayın.
Yukarı
|
|
|
|
|
|