Ekonomik Ticaret



Yazılan,  Okunan,  Kopyalanan,  İletilen,  Saklanılan, Adrese Teslim Günlük E-Gazete Yıl: 5 Sayı: 1.131

Sisteme gir!

Merhaba Sevgili KM dostu, hoşgeldiniz!

 22 Ocak 2007 - Fincanın İçindekiler



 



 Editör'den : O silahı tutan eller kimin?

İyi haftalar,

Benimki gecikmiş bir yazı olacak farkındayım. İki gündür onlarcasını duydunuz ya da okudunuz. Olsun, Cuma gününden beri içimde yaşananları aktarmak durumundayım.

Haberi ilk aldığımda bir dostumu kaybetmiş gibi oldum, oysa bir dostluğum yoktu şaşırdım. Üzüntü yerini gitgide artan bir öfkeye bıraktı. Radyoda dinlediğim atıp tutmalar, birbirine benzer yorumlar, komplo teorileri öfkenin dozunu artırmaktan başka işe yaramadı. Bir sürü soru, her soruya verilen birbirine benzemez onlarca cevap sıkıntı vermeye başlayınca kendi duygularımı analiz etmeye başladım.

Dink'in farkına ilk defa televizyondaki bir programda varmıştım. Daha hakkında açılacak davalara çok vardı. Sert hatlı yüzünü sonraları çok gördüm. Dediklerini dinledim, yeri geldi yazdıklarını okudum. Bir kere bile aklımdan bana düşman olduğu geçmedi. Geçemezdi ki, ben birlikte yaşadığı Ermenisi, Rumu, Musevisi ile can yoldaşı olan, kimin Kürt kimin Türk belli olmadığı, kara derililerin üstün insan, ecnebinin tanrı misafiri sayıldığı memleketin çocuğuydum. Asala cinayetleri sırasında arkadaşım Hosrof'u babasının evde hüngür hüngür ağladığını anlatırken hatırlıyorum. Çok sonraları bir başka Hosrof patronum, Sevan müşterim, ama hiç düşman bilmedim onları hepsi dostum oldular. Oydu belki de beni bu kadar üzen, yaralayan, hatta utandıran.

"Bu kurşun Türkiye'ye sıkılmıştır." diyordu başbakan. "Bu ölümden kimlerin çıkarı varsa onlar örgütlemiştir." diyenleri çoğunluktaydı elbet. Türk'ün Türk'ten gayri dostu olur mu? AB'ye girmeyelim, Dünyanın gözünde yerin dibine geçelim diye "gizli mihraklar" yapmış olmalıydı gene. Oh ne güzel, biz masumuz işte. Bizi dipten emmeye çalışan birkaç iblisin oyununa gelmiştik. Çaresizdik. Yapacak bir şeyimiz yoktu. Oh ne güzel, biz masumuz işte. Hem koruma da istememişti. Koruma istemeyeni koruyamazdık ki. 17 yaşındaki katili de buldular. Bravo onlara, helal olsun. 32 saatte beresiyle, silahıyla yakaladılar katili. Genç bir problemli oğlanmış, belli ki bir meczub. İşte gene kendini kaybetmiş bir meczubun işi. Bunlar rahibi de vurmuştu, bir başkası Anayasa Mahkemesi basıp hakimi kurban seçmişti. Bunlar hep o dış mihrakların işi. Oh ne güzel, biz masumuz, onlar suçlu işte.

Yok öyle yağma! Kolay mı bu suçtan yırtmak. O kurşun Türkiye'ye sıkılmadı, o kurşunu Dink'in ensesine Türkiye sıktı. Ogün aslında benim, sizsiniz, karşı komşum Saliha Teyze, kasiyer Arzu, Avukat Kerinçsiz, Tayyip Bey, Baykal, yani biziz, tüm Türkiye'yiz. Kimimizin tuzu az, kimimizin tuzu çok ama hepimizin bir parmak sokmuşluğu var bu kanlı çorbaya. Son yıllarda memleketi rejim bunalımına sokanların, sokanlara oy verenlerin, oy vermeyip ses etmeyenlerin, ses edip yılanların, AB uğruna herşeye he deyip 301'i hala kaldırmayanların, 301'den yargılananları vatan haini görenlerin, mahkeme koridorlarında linç seansları düzenleyenlerin, çıkışta yumurta atanların, yumurta atılmışlara gülenlerin, gülenlere simit satanların, vatanseverliği diline dolayıp ırkçılığın en âlâsını yapanların, Dink vurulduktan 5 saat sonra binlerce olup oluk oluk Şişli'ye akan ama mahkum olduğunda sesi çıkmayanların, memleketin sorununu sadece cebindeki para görenlerin, dizi seyredip aydınlandığını sananların, yetişkin olmakla aydın olmayı birbirine karıştıranların, velhasıl hepimizin payı var o sıkılan kurşunda. Tetiği çeken 17 yaşındaki Ogün'e o cesareti, o fırsatı veren, biziz. Biz Türkiye'yiz!..

O silahı tutan eller onların değil, benim, bizim, tüm Türkiye'nin. Gelin bundan bir ders çıkaralım, eğer hâlâ mümkünse?!..

Bir sonraki sayıda buluşuncaya kadar bulunduğunuz yerden bir adım öne çıkın. Sevgiyle...

Cem Özbatur








Yukarı


 


David Ojalvo

 Söylenebilecek ne varsa : David Ojalvo


  Hrant Dink'e Suikast ve Çağrıştırdıkları

Cuma öğleden sonrası eve dönüp haberleri açtığımda, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'e düzenlenen suikastı öğrendiğimde irkildim ve çok üzüldüm. O dakikadan beri gelişmeleri takip ediyorum ve olan biteni anlamlandırmaya çalışıyorum. Anlamaya çalışmaksa üzüntümü azaltamıyor; geleceğe dâir kaygılarımı arttırıyor, yaşadığımız dünyayı daha da karmaşık kılıyor.

Suikastın çağrışım yarattığı birçok yön var. İlki Hrant Dink, taşıdığı tüm kimliklerinden önce bir insandı ve hiçbir neden bir cinayeti meşru kılamaz. Hele hele bir insanı taşıdığı düşüncelerinden dolayı öldürmeye kalmak, kelimelere sığdırılamayacak kadar barbar bir yaklaşım. Hrant Dink bir yazardı. Pekâlâ "düşünce özgürlüğü" ve dile getirilen düşüncelere karşı yaklaşımlar apayrı bir tartışma alanı; ama çağdaş medeniyet seviyesine kavuşma özleminde olan hiçbir ülke, topluluk, insan için cinayet söz konusu olmamalıdır. Kalem kılıçtan keskin olabilir; ama kaleme yine kalem karşılık verebilmelidir. Eğer şiddet söz konusuysa, onu doğuran bir patoloji ve psiko-sosyo-kültürel etkenler araştırılmalı, anlaşılmalıdır.

Suikastın beni etkileyen bir başka yönü, Hrant Dink'in de bir azınlık cemaati mensubu olmasıydı. Peki, kimdir azınlık? Demokratik bir ülkede, çoğunlukla birlikte, haklarının korunduğu bir topluluk mu? Kültürel bir zenginlik mi? Çatlak bir ses veya farklılıklarının parmakla gösterildiği bir yabancı mı? Siz nasıl tanımlardınız azınlığı? Hrant Dink, tartışmaya açık cümleleriyle de gündeme gelmiş olabilirdi; ama bu azınlık ve toplum genelinin ilişkilerine mâl edilmemelidir. Elbette yaşanmış bir tarih ve bu tarihe dayalı olaylar zinciri üzerine kuruluyor birtakım motivasyonlar ama unutmamalıyız ki, geleceği oluşturmak bizlerin elinde. Karşılıklı iletişimi pekiştirmek ve zorlukları aşabilmek de. Hataların yapılması, yanlış anlaşılmaların olması normâl kabûl edilmeli ama yanlışların devam ettirilmesi, cinayet gibi eylemlere dönüştürülmesi bize çok daha derin bir mesajı vermeli. Samimiyetimiz, isteğimiz, niyetimiz üzerine yeniden düşünmek ve adımları ona göre atabilmek.

Cumartesi gecesi, cinayet zanlısı yakalandı; 16-17 yaşlarında bir delikanlı. Cinayeti işlemesinin nedeni, Hrant Dink'in "Türklüğe hakaret etme" davasındaki sözleriyle açıklıyor. Bu kadar basit mi? Arkasında birileri var mı? Tüm cinayet nasıl plânlandı? Birtakım yanıtları hep birlikte öğreneceğiz. Her hâlükarda öğrendiklerimiz, cinayetin aydınlatılmasından çok daha fazlasına işaret etmeli! Toplumun olayları nasıl algıladığını, gençlere verilen eğitimi, medyanın görev ve etki alanını, düşünce özgürlüğünü, kimlik bilincini... Her biri apayrı bir başlık ve hepsinin üzerinde çalışılması gerekiyor.

Hrant Dink'in ailesine, Agos Gazetesi çalışanlarına, Ermeni Cemaati'ne ve ülkemize başsağlığı diliyorum. Kötü oldu, yazık oldu, hâince ve barbarca oldu, biliyorum. Bildiklerimiz bize kayıplarımızı geri getirmeyecek de... Öte yandan, umudum ve çalışmam yarın için... Yanlış anlaşılmaların, geçmişin, kötülüklerin zincirlerini bir şekilde kıracağız; ancak böylelikle suikasta kurban giden nice aydınlarımız, Hrant Dink ve bizler yaşayacağız!

David Ojalvo
www.davidojalvo.com


Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?


10,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,00
5 Kahveci oy vermiş.

 


 


Müfit Uzman

 Telve : Müfit Uzman


  Empati

Gökten bir nar düşmüş.
Nara bir kurşun.
Nar bin parçaya bölünmüş.
Biraz insaf, susun!
Babasını balkondan görmüş.
Sarılın O'na, koşun.
Kalbim yok yerinde kor var.
Kızı babasından ayırdılar.
Kalbim yok yerinde kor var.
Etinden et kopardılar.

Yeter, kurtulun kinden,
Dost olun, kardeş olun.
Arada bir gelsin de içinizden
"Sade" insan olun.


Fotoğraf SkyTürk sitesinden alınmıştır.

Müfit Uzman


Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?


10,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,00
4 Kahveci oy vermiş.

 


 


 Kahveci : İdris Kenç


UTANIYORUM

Dağların da, insanlardan farksız olduğunu anlatırdı babaannem, saclarımdaki bitleri ayıklayınca dizlerinde. 1986 yılının kışıydı. Bahara el sallarken babaannem göçtü bu diyardan. Ölümü ilk defa en yakınlarımdan dolayı tattım yaşım 14.
Karlar eriyordu ve sel olacağı haberi duyulmaya, tedbirler bu bağlamda alınmaya başlanmışken, doğaana hayır zalimler, çok gaddarsınız dercesine ihtişamıyla karşımızda duran Mozik dağının kinini kusarcasına bağrını açtı ağlarcasına üstümüze hışmını serpti. O gün çok korkmuş ve mutsuzluğu babaannemden sonra iliklerime kadar hissetmiştim.
Korkudan toprak damlı evlerimize giremiyorduk. Yağan yağmurla zaten ıslanmış bedenim titreme krizlerine bürünmüştü. Tezek yığınlarının arasında yağmurdan sakınan kaplan adlı köpeğime sarılarak derin bir uykuya dalmıştım. Uyandığımda, yedi renklerini bize bahşetmişti, daha birkaç saat önce damlalarıyla bizi kırbaçlayan doğaana.
Ama içim ısınmadı güneş kar etmedi. O gün bugündür vücudun sıcak ama ben hep üşüyorum.

Arkadaşlarım, sevgililerim dokunduğum, tokalaştığım, seviştiğim kişiler tenimin sıcaklığından bahsederlerdi ama ben hep içten içe üşürdüm.

Bugün içimde tuhaf bir sızı var. Çocukluğumda bağrından killer, taşlar, çamurlar serpen mozik dağı gibi, benimde içimden bir şeyler aktı. Yıllardır üşüyen bedenim, alevler fışkırırcasına kan ter içindeyim yanıyorum.

İnsanlığımızı, sağduyumuzu kaybettiğimizdendir anlıyorum.
Meğer ölüme yıllardır kendi doğamda o kadar alışmışım ki, dağlarımdan ovalarıma gelen cesetlere o kadar çok alıştırılmışım ki…
Hrant Dink üşümelerimi benden aldı
Utanıyorum…

İdris Kenç
idriskenc@hotmail.com


Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?


10,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,00
3 Kahveci oy vermiş.

 


 


M.Nihat Malkoç

 Kahveci : M.Nihat Malkoç


  NE OLUR!...BU ÜLKEYE KIYMAYIN!...

Türkiye konumu itibariyle son derece mühim bir noktada duruyor. Bu ülke dünyanın en hassas ve kritik bölgesinde yer alıyor. Tarihte ülke olarak bunun bedelini ağır faturalarla ödedik. Avrupa'yla Asya'nın birleştiği noktada köprü vazifesi gören ülkemiz, daima birilerinin iştahını kabarttı, bu yüzden de hep hedef oldu. Ne zaman kalkınmak için doğrulsak kafamıza vurup sindirdiler bizi. Daima iç ve dış problemlerle oyalayıp durdular bu ülkeyi. Titreyip kendimize gelmememiz için sürekli uyuttular, adeta narkoz verdiler.

Türkiye kendi haline ve doğal akışına bırakılsaydı dünyanın en gelişmiş ülkeleri sıralamasında ilk üçü rahatlıkla zorlardı. Fakat bunu istemeyen şer güçler ayaklarımıza daima prangalar vurdular. Elimizi kolumuzu bağladılar. Hainleri besleyip üzerimize saldılar. Çünkü onlar Türkiye'yi orta çağ karanlığına mahkûm etmek istiyorlar. Biliyorlar ki kalkınmış ve güçlenmiş bir Türkiye, dünyanın tozunu attırır. Zira dünya Osmanlı tecrübesini altı asır boyunca yaşadı. Osmanlı dünyaya adalet dağıttı. Bu dönem içerisinde hainler nemalanamadı.

Son dönemlerde ülkemizde bütün sıkıntılara rağmen bir istikrar yaşanıyor. Ekonomide ve cemiyet hayatında olumlu bir hava göze çarpıyor. Türkiye kabuğunu kırma eğiliminde… Bu durum Türkiye düşmanlarını tedirgin ediyor. Onun içindir ki istikrarı bozmak için birileri düğmeye basmış durumda. Ermeni kökenli Türk vatandaşı Hrant Dink'in 19 Ocak 2007 Cuma günü öldürülmesi mevcut istikrarın bozulması için düzenlenmiş bir hıyanet eylemidir. Böyle bir eylemi Türkiye'yi sevenlerin yapması mümkün değildir.

Türkiye'nin yumuşak karnı olan Ermeni meselesi kaşınmak ve bazı gerçekler örtbas edilmek isteniyor. Planların yürümesi için Hrant Dink de buna kurban ediliyor. Niçin Hrant Dink derseniz cevabı açık… Bu konularda kalem oynatan medyatik bir kişi olmasından dolayı… Şer şebekeleri çok iyi bilir ki kurban ne kadar tanınmış olursa düzenbazların sesi o derece geniş kitlelere ulaşır. Böylece ortalığa korku salarlar. Onların genel stratejileri budur.

Bilindiği gibi Hırant Dink, "Türklüğe hakaret ettiği" gerekçesiyle yazdığı yazılarda TCK'nın 301'inci maddesi gereği üç kez yargılandı. 7 Ekim 2005 Şişli Asliye Hukuk Mahkemesi'ndeki duruşmasında Hrant Dink'e, 6 ay hapis cezası verilmişti. Hakkında daha önce aynı maddeden iki dava açılan Dink, birinden beraat etmiş; birinden de ceza almıştı. Türklüğü alenen tahkir ve tezyif etmek suçundan aldığı altı ay hapis cezası Yargıtay'ca onaylanan ve ertelenen Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink, Agos'ta yayınlanan son yazısında 17 Ocak'a kadar avukatlarının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuracağını açıklamıştı. Fakat bazı şer odaklar, yazdıkları senaryolarda onun bedeninin üzerinden siyasi pirim sağlamayı bir kere planlamışlardı. Onun ölümü bazı gerçekleri örttüğü gibi, bazı mesajların da ilgili mercilere ulaşmasına zemin hazırladı. Senaryo yazıldığı gibi oynandı. Şimdi bütün mesele senaryoyu yazanların ve oynayanların kimliğimin tespit edilmesidir. Fakat büyük ihtimalle bu senaryonun oyuncuları dış bağlantılıdır. Tahmin edersiniz ki bu bir sıradan(adi) cinayet değildir. Gazeteci Dink ceza aldıktan sonra zor günler geçiriyordu. Beyanatlarında da dile getirdiği gibi sürekli tehdit telefonları ve mesajları alıyordu. Dink bundan yaklaşık beş ay evvel 02 Ekim 2006 Pazartesi günü bir röportajında 301. maddeden yargılanmasını ve buna sebep olan 'Türk'ten boşalacak o zehirli kanın yerini dolduracak temiz kan, Ermeni'nin Ermenistan'la kuracağı asil damarında mevcuttur' sözlerine açıklık getirmişti. Dink şunları söylemişti: "Cımbızla makalemden böyle bir cümle çıkardılar ve beni o cümle üzerinden mahkûm ettiler. Ben Ermeni kimliği üzerine bir yazı yazmıştım ve Ermenilere diyordum ki Türklere olan öfkeniz sizin kanınızı zehirliyor. Atın o zehiri dışınıza ve onun yerinde sizin artık bir devletiniz var. Ermenistan var, oranın halkı var. 301. maddeden yargılanıyor olmak bir Türk vatandaşı olarak ve Türkiye'yi seven biri olarak son derece üzücü… Ben sadece bunlar benim hayatımın parçalarıymış gibi yaşamaya devam edeceğim. Sonucunda ne de gelirse ona da katlanacağım. Ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım, Türkiyeliyim ve çok yerel bir insanım. Anadoluluk benim iliklerime işlemiş vaziyette. Burası benim atalarımın yaşadığı topraklar, ben burada yaşamak istiyorum. Dilim giderim dese de adımlarım gitmek istemiyor. Kalmak istiyorum, burada yaşamak istiyorum. İnşallah bunu başarırım"

İstanbul'un göbeğinde kendi çıkardığı Agos gazetesinin önünde saldırıya uğrayarak hayatını kaybeden Hrant Dink, mahkeme kararından sonra Ahmet Hakan Coşkun'un hazırladığı 'Tarafsız Bölge' programında aşağıdaki barış mesajlarını vermişti:

"Irkçılık, ayrımcılık yaşamayalım. İç içe farklılıklarımızı da rahatlıkla yaşayalım. Birbirlerimize sayılı bir şekilde yaşayalım. Türkleri aşağılayacaksam ben niye bu ülkede yaşıyorum? Aşağılayacaksam gider uzaktan aşağılarım, başıma da bu belalar gelmez. Alnıma bir leke sürülmüş… Türklüğü aşağılamışım. Benim için dünyada en büyük suç ırkçılıktır. Eğer ben bu suçu işlediysem bu ırkçılıktır. Bir insan nasıl aşağıladığı bir insanla beraber yaşar? Bütün Ermenilerin dünyasında Türk ötekiydi. Ama beraber yaşadıkça o ötekilik ortadan kalkıyor. Benim Türklerle bir kavgam yok ki… Ben Türklerle yaşamayı şans sayarım. Beraber yaşamak bizim içimizdeki zehire panzehir olur. Diaspora Ermenileri Türklerle yaşarlarsa görecekler ki bu öfke yersiz…"

Bizce ölenin kimliği ve inancından çok, ne gayeyle öldürüldüğü önemlidir. Gazeteci Dink cinayetinin üzerindeki sis perdesi aralanabilirse eminim ki enteresan şeyler çıkacaktır ortaya. Son olarak şunları söylemek istiyorum: Bizler bütün etnik kesimlerle bir ve beraber yaşamak istiyoruz. Yıkıcı ve bölücü olmamak şartıyla herkes birbirinin inancına ve düşüncelerine tahammül etmelidir. Osmanlı devleti zamanında onlarca milliyet barış ve huzur içinde yaşadı. Kimse kimsenin varlığından rahatsız olmadı. Ne zaman ki Osmanlı'yı ortadan kaldırmak istediler, işte o zaman etnik gruplardan çatlak sesler çıkmaya başladı. Bizler kökeni ne olursa olsun, kalbi bu ülke için atan, Türkiye'yi seven herkesi seviyoruz. Ne olur bu güzel ülkeye kıymayalım. Dostluk ve kardeşlik parolamız olsun.

Kavgadan ve nefretten uzun vadede kârlı çıkan bir insan veya topluluk(ülke) gösteremezsiniz. Bizler dostluk, kardeşlik içinde ve Atatürk'ün öngördüğü şekilde barış içinde yaşamak istiyoruz. Yunus'un sevgi, Mevlana'nın hoşgörü pınarından hakkıyla nasiplenebilirsek, onların yolundan gidebilirsek inanın ki her yer güllük gülistanlık olacak. Yaşasın dostluk, kardeşlik ve barış,…Kahrolsun, kin, nefret ve intikam duyguları… Şu üç günlük dünyada hepimiz yolcu değil miyiz? Yunus'un dediği gibi:

"Gelin tanış olalım, işin kolayın tutalım:
Sevelim sevilelim, dünya kimseye kalmaz"


M.Nihat Malkoç
mnm61mnm@hotmail.com


Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?


10,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,00
4 Kahveci oy vermiş.

 


 


 YILDIZINIZ KIPIR KIPIR, YA SİZ?


  Ailenizin Yıldız Falcısı : Nurettin Özdemir


KOÇ   (21 Mart-20 Nisan)
Duygu okyanuslarında mutlulukla yüzeceğiniz güzelim bir hafta sizleri beklemekte koçlar. Belkide şimdilik gizli kalması gereken bir aşkın eşiğindesiniz. Mesleklerinizde sizlere değer veren yöneticilerin beklenmedik yardımlarını alacaksınız. Hafta içinde noter veya bankacınız ile randevunuz varsa olumlu neticelerden emin olabilirsiniz. Herşey oldukça kısa sürelerde cereyan edeceğinden şansları ellerinizden kaçırmayın koçlar.


BOĞA   (21 Nisan-20 Mayıs)
Sevgilileriniz ve aile fertleri ile aranızdaki sıcacık duygular bu hafta doruklarda olacaklar boğalar. Evlilik projeleri yeniden gündemlerinize oturacaklar.. Eğer evliyseniz o halde ilişkilerinizde meltem rüzgarları esmeye devam edecek. Profesyonel çalışmalarınızda ki başarılar sizlere yeni sorumlulukları beraberinde getirecekler. Enerjilerinizin muhteşemliğinden parazitlenmeye heveslenenlere kapıları kapatın.


İKİZLER   (21 Mayıs-21 Haziran)
Son zamanlarda başlarınızın üstünde dönüp dolaşan kara bulutların burçlarınızdan çekip gideceklerini bu hafta göreceksiniz. Yanlış anlaşılmalar vuku buldularsa onları ortadan kaldırmanın tam sırası sevgili ikizler. Enerjilerinizin doğuracağı çoşkulu hallerinizle işyerlerinizde başarıları kendinize çekeceksiniz. Projelerinizde inatçılığınızın ne kadar makbule geçtiğini kısa zamanda anlayacaksınız. Takdir edileceğiniz haftanızın kıymetini bilin ve hep ileriye bakın.


YENGEÇ   (22 Haziran-22 Temmuz)
Yeni haftanızda hayli zamandır beklediğiniz bazı haberlerin gecikmesini fazla büyütmemeye bakın yengeçler. Evet herşey istediğiniz gibi anında olmayabilir, sabırsızlıkla kendinizi yemeyin durduk yerde. Yoksa muhataplarınızdan huylanarak gereksiz yere ortamları karıştırmanız işten bile değil.. Zamana güvenin ve onunla dost kalmayı tercih edin. Zihinsel yorgunluklara davetiye çıkarmayın. Azıcık sabredin yengeçler.


ASLAN   (23 Temmuz-22 Ağustos)
Her türlü yardımların sizlere altın tepsilerde sunulacakları güzel bir haftanın eşiğindesiniz aslanlar. Hamilelik veya doğumla ilgili sevinç dolu bir haber alabileceksiniz. Para ile ilgili meseleleriniz arzuladığınız gibi sonuçlanacaklar. Gündeminizde var ise bir kredi dosyasının kabul edileceğini müjdeleyebilirim. Uzun zamandan beri ilk defa bedensel ve spiritüel enerjileriniz pozitif akımlarda olacaklar. Dostlarınıza kapalı kutular olmayın ve yardımlarını alçakgönüllülükle kabul edin.


BAŞAK   (23 Ağustos-22 Eylül)
Aşkların baş döndürücü atmosferlerinde geçireceğiniz güzelim günler sizleri beklemekte başaklar. Gönüllerin böylesine pozitif enerjilerle dolu olması önemli bir projenizi sonuçlandırmanızı sağlayacak. İş yeri açmak veya ortaklık türünden atılımlarınıza hız vereceksiniz. Haklısınız çünkü zamanı iyi kullanmanın ne demek olduğunu bilenlerdesiniz. Özgüven dolu ve atılgan halleriniz dostlarınıza da örnek olacak başaklar.


TERAZİ   (23 Eylül-22 Ekim)
Amanın teraziler bu hafta özellikle çevrelerinizden kaynaklanacak dedikodulara geçit vermemelisiniz. Yoksa eşlerinizle ilişkilerinizde bile huzursuzluklar baş gösterebilirler. Atmosferlerin negatif enerjilerle dolu olacakları önümüzdeki günlerde olası çekiştirmeleri diplomasi ile geçiştirin. Yücelmek arzularınız ile gerçeklerinizin arasında mücadeler vereceksiniz ama en azından ortalıklar sakinleşecek. Olaylara duygusal yaklaşımlardan uzak durun yeter teraziler.


AKREP   (23 Ekim-22 Kasım)
Ailelerinizin tüm hafta boyunca gündemlerinizde baş rolleri oynayacakları günlere giriyorsunuz akrepler. Sizlere ihtiyaç duyulacağı için diğer meselelerinizden şimdilik uzaklaşmanız gerekecek. Evle ilgili tüm konularda temkinli ve son derece kararlı olmalısınız. İşyerlerinizde hakkınızda dolaşan boş laflara sakın kulak asmayın. Haftanızın karmakarışık görünen fotoğrafına kanmayın akrepler aslında yukarılardan sizlere bazı mesajlar verilmekte...


YAY   (23 Kasım-20 Aralık)
Sevgilerin burçlarınızda esecek sert rüzgarlar etkisiyle yelpaze gibi açılıp kapanacakları bir haftaya girmektesiniz yaylar. Önümüzdeki günlerde duygusal yaklaşımlarınızda daha esnek olmaya mecbur kalabilirsiniz. Kaplumbağa hızı ile de olsa ilerleyeceksiniz merak etmeyin. Bu ise yerinde saymaktan ve ilişkileri dondurmaktan iyidir elbette.. Spor yapıyorsanız adale ağrıları baş gösterdiklerinde onları iki hapla geçiştirmeyin gereken tedaviyi mutlaka uygulayın. Kısacası haftanız uğraştırıcı olabilir yeterki siz gücünüzü gösterin.


OĞLAK   (21 Aralık-19 Ocak)
Kısa süreli veya geçici ama gönülleri okşayıcı ilişkilerin bol bol yaşanacakları bir haftaya girmektesiniz oğlaklar. Hemen uzun vadeli hayallere dalmayın ve kesinlikle anları yaşayın.. Bulunduğunuz işyerlerinde köklü değişiklik kararları alınacak ve sizlerden eski alışkanlıklarınızı gerilerde bırakmanız istenecek. Bedensel ve zihinsel enerji kayıpları bu hafta hız kazanabilirler. Kaplıcalara veya yüzme sporuna yönelmeyi düşünmediyseniz işte zamanı oğlaklar.


KOVA   (20 Ocak-18 Şubat)
Mecazi anlamda veya hakikaten birbirlerine uzak düşmüş kovalar bu hafta geri dönüş mesajları verebilirler. Hemde sevgilerle dolu dolu.. Hatta yeni bir çocuk sahibi olma düşüncelerini gerçekleştirmeye kararlı olarak.. Haftanız yüksek voltajlarda ve ruhlarınıza yepyeni canlılıklar getirmekte. Kovalar kendinize ve ruhsal yapınıza benzeyen insanlara yaklaşın aksi halde vaktinizi, sevgilerinizi, enerjilerinizi heba etmiş olacaksınız. Kalbinizin sesini dinleyin.


BALIK   (19 Şubat-20 Mart)
Tüm ilişkilerinizde uyumların doruklarda olacakları güzelim bir hafta sizlerin sevgili balıklar. Gönüllerinizin eşleri ile ortaklaşa atılımlara yönelin çünkü haftanız sizlere seve seve yol gösterici olacaktır. Geçmişte yapılmış bir takım hataları birlikte gidereceksiniz yeter ki birbirinize içten güvenin. Sosyal aktivitelerinizde yenilikler söz konusu ve paralar cüzdanlarınızı doldurabilecekler. Yüce güçler yanınızda ve inanın bunu çok yakında hissedeceksiniz. Zaferlerin haftasına hoş geldiniz balıklar.


Nurettin Özdemir
nozdemir@kahveciyiz.biz


Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?


10,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,00
2 Kahveci oy vermiş.

 


 


 Dost Meclisi


YORUMLARINIZI GALERiMiZDEKi iLGiLi BÖLÜME BIRAKABiLiRSiNiZ.
Yorumlarınız için bekleriz.

Fotoğraf : Neslihan Güzel

Kahveci dostların tüm eserlerini KM SANAT GALERİSİ'nde görebilir,
dilerseniz duygu ve düşüncelerinizi paylaşabilirsiniz.

<#><#><#><#><#><#><#>

Kahve Molası, siz sevgili kahvecilerden gelen yazılarla hayat bulmaktadır.
Her kahveci aynı zamanda bir yazar adayıdır.
Yolladığınız her özgün yazı olanaklar ölçüsünde değerlendirilecektir.
Gecikme nedeniyle umutsuzluğa kapılmaya gerek yoktur:-))
Kahve Molası bugün 4.251 kahvecinin posta kutusuna ulaşmıştır.

Yukarı


 


 Tadımlık Şiirler


sen çekip giderken

bir gün gelir
seni seveni sevmeyi öğrenirsin.
yıllara boğulmuş olsada
ılıman koruyucu tek kucak kalmıştır seni seven.
sabırla telaşsız,hesapsız,
hayatının bir yerinde durmuştur.

bilirsin, ne denli yok saysanda
hissedersin,değer vermesende.
en ücrasına gitmiş olsanda deryanın
ve hanği cehennem ateşine vursan yüzünü.
illede özlemlerinden cayır cayır yansanda.
içindeki devleşen cüceler varya
hiç durmadan fısıldayıp kulağına
Sen sana yetersin desede.
bittiğin yerde tükenirken,
her tükenişinde biterken

bilirsin ,ne denli yok saysanda
hissedersin,değer vermesende.

seni bir seven vardır
hayatın bir yerinde yaşanmıştır.
sen çekip giderken
o seni seven kalmıştır.

Sema Çevik Yıldırım

 


 Biraz Gülümseyin



 


 Kıraathane Panosu


VAN BİEN - İyi Gidiyorlar…
Küba Hakkında Bir Sergi

Küba bağımsızlığının kahramanlarından ozan José Martí'nin doğum yıldönümü, 29 Ocak'da, İstanbul Cervantes Enstitüsü'nde düzenlenen etkinliklerle anılacak.

Türkiye'deki Küba Büyükelçiliği'nden Alejandro Simancas'ın vereceği bir Konferans'la başlayacak etkinliğe Serpil Yıldız da "VAN BİEN - İyi Gidiyorlar… Küba Hakkında Bir Sergi" ile katılacak.

29 Ocak Pazartesi, Saat: 20:00'de Cervantes Enstitüsü'nde gerçekleştirilecek Anma Programı; Konferans sonrasında Sergi Açılışı ve kokteylle devam edecek.

Sergi, 24 Nisan tarihine dek izlenime açık olacak.

Sergi Bilgileri
Açılış:
29 Ocak 2007, Pazartesi, Saat: 20:00
Sergi 29 Ocak- 24 Nisan tarihleri arasında izlenebilir.
Yer: Cervantes Enstitüsü
Tarlabaşı Bulvarı, Zambak Sokak No:33, İSTANBUL
Telefon: 90 212 292 65 36 Faks: 90 212 292 65 37
E-posta: cenest@cervantes.es

İstanbul için Son Hava Durumu
ISTANBUL ISTANBUL
Ankara için Son Hava Durumu
ANKARA ANKARA
İzmir için Son Hava Durumu
IZMIR IZMIR
Kaynak: http://www.meteor.gov.tr

Yukarı


 


Akın Ceylan

 İşe Yarar Kısayollar


  Şef Garson : Akın Ceylan

İhtiyacınız olan yardımcı bilgisayar programlarını ararken genellikle ücretsiz olanları, önceden ne olduğunu bildiğiniz ve gerçekten ihtiyacınızı görecek olanları tercih edersiniz. http://www.freewarefiles.com/ web sayfasında bir çok yardımcı programın, ya ücretsiz tam sürümünü ya da denem sürümlerini bulacaksınız. İçlerinde mutlaka ihtiyacınıza uygun olanları vardır.

Kaba güç kullanarak hakkını aramaya her zaman karşı çıkmışımdır. Ama öyle anlar vardır ki sinirinizden dudaklarınızı kemirip, gözlerinizi kısarak karşınızdakine nefretle bakarsınız. İşte öyle zamanlara özel bir web sayfası tavsiye edeceğim. http://www.purple-twinkie.com/games/boss.asp Kızdığınız kişinin adını üst tarafa yazıp çalışmaya başlayabilirsiniz. Sağ üst tarafta ise sonradan pişman olanlar veya yeniden başlamak isteyenler için ilk yardım seti mevcut.

McDonald’s dünyasını ve işletme mantığını anlamanın en kolay yolu vereceğim kısa yoldaki oyun ile başlar. http://www.mcvideogame.com/index-tur.html Eğer kovulmadan oyunu başarabilirseniz işletme mantığını kavramışsınız diyebiliriz.

Bilimsel bir tez gibi görünse de insan beyninin gördüğünü algılama süresi ile parmak refleksi arasındaki bağlantıyı test edebileceğiniz ilginç bir oyun. http://www.bbc.co.uk/science/humanbody/sleep/sheep/reaction_version5.swf

Yukarı


 


 Damak tadınıza uygun kahveler




http://kahvemolasi.ourtoolbar.com/
Beklenen Araç Çubuğu hizmetinizde:-)) Kahve Molası Araç Çubuğu (Toolbar) gelişmeye açık olarak kullanıma açık. Bir kere download edip kurmanız yeterli. Bundan sonra ki tüm güncellemeler gerçek zamanlı olarak tarayıcınızda görünüyor. Kahve Molası'nın tüm linklerine hızla ulaşabildiğiniz gibi, Google Arama, KM'den mesajlar ve en önemlisi meşhur "Dünden Şarkılarımız" artık elinizin altında. Sohbet için özel chat bile olduğunu eklemem gerekir. Son derece güvenilirdir. Virüs içermez, kişisel bilgi toplamaz. Bizzat tarafımdan pişirilip servise konmuştur. Yükleyip kullanın, geliştirmek için önerilerinizi yollayın.

Yukarı





Arkadaşlarınıza önerir misiniz?

Yazılarınızı buradan yollayabilirsiniz!



SON BASKI (HTML)

KAHVE YANINDA DERGi

Hoşgeldiniz
Arşivimiz
Yazarlarımız
Manilerimiz
E-Kart Servisi
Sizden Yorumlar
KÜTÜPHANE
SANAT GALERiSi
Medya
İletişim
Reklam
Gizlilik İlkeleri
Kim Bu Editör?
SON BASKI (HTML)
YILDIZ FALI
DÜNÜN
ŞARKILARI





ÖZEL DOSYALAR

ATA'MA MEKTUBUM VAR
Milenyumun Mandalı
Café d'Istanbul
KIRKYAMA
KIRK1YAMA
KIRK2YAMA
KIRK3YAMA
ZAVALLI BİR YOKOLUŞ
11 EYLÜL'ÜN İÇYÜZÜ
Teröre Lanet!
Kek Tarifleri
Gezi Yazıları
Google
Web KM













Fincan almak ister misiniz?
http://kmarsiv.com/sayilar/20070122.asp
ISSN: 1303-8923
22 Ocak 2007 - ©2002/07-kmarsiv.com