 |
 |
|
23 Ocak 2007 - Fincanın İçindekiler |
|
Editör'den : Güle Güle Arkadaş!.. |
 Kusura bakma Hrant, beceremedik... Seni koruyamadık, güvercini vurmalarına izin verdik... Görüşmek üzere, hoşçakal!..
Tüm Ermeniler, bugün saat 11:00'de, Osmanbey'de, Agos gazetesinin önündeyiz. Hrant'a yaşarken göstermekten çekindiğimiz duygularımızı sessizce haykırmak için hep birlikte Hrant'ın ardından yürüyeceğiz. İnsanca yaşamanın özlemini duyan herkesi bekliyoruz.
Bir sonraki sayıda buluşuncaya kadar bulunduğunuz yerden bir adım öne çıkın. Sevgiyle...
Cem Özbatur
Yukarı
|
 |
Beyaz Düşler : Sabiha Rana
Melekler yüreğinden öpsün Hırant Dink |
|
İnsan denen canlılar bu dünya için yaratılırken diğer canlılardan daha özgür ve daha akıllı yaratıldığı bir gerçek. Özellikle de insanlar bir arada yaşama gereği duydukları için, birbirlerine çeşitli görevler vermiş ve vazifeler edinmişlerdir. Her kim bunların dışında davranış göstermeye başlarsa, diğer kişilerce dışlanır ve birlikte yaşamak tehlike arzettiği için toplu yaşanılan hayata gölge düşer. Biz insanlar birlikte sağlık ve huzur içinde yaşamamız için nelere dikkat etmeliyiz.. Diğer insanların hak ve özgürlüklerine zarar vermeden bizler nasıl hak ettiğimiz şekilde ve özgürlüğümüz elimizden alınmadan yaşarız.
1) Yaşadığımız toplumda diğer kişilerin hayatını gözetmek: Doğan her insan yaşamak hakkına sahipdir. Kimse kimsenin hayatına haksız yere tecavüz edemez. Hele ki ''İslâm dininde bir insanı haksız yere öldüren, bütün insanları öldürmüş gibi olur. '' Bunun tam tersi . ''Her kim bir insanın yaşamasına vesile olursa, o kişi bütün insanlara hayat hediye etmiş olur.''
2) Her insanın özgürlüğüne değer vermek: Allah bütün insanları hür olarak yaratmıştır. Kimse kimseyi ne esir edebilir ne de bir başkasının canına kast edebilir.. Birlikte huzurla yaşamamız için bütün kurallar bellidir.. Benim canım istedi şu karşıda yürüyen adama gidip iki tokat atayım yok tokat yetmez iki de kurşun sıkayım.. Benim canım böyle istedi deyip her aklımıza geleni yapmak şöyle dursun kimse kimseye yan gözle dahi bakma yetkisine sahip değildir..
Duyduk mu insan olan canlılar?
Her önüne gelen aklının estiğini yapar ve öyle yaşamaya kalkarsa nerede kaldı hürriyet ve özgürlük? Bilhassa İslam dininde insan hayatı şöyle dursun tek bir karıncayı ezmemeyi, tek bir serçeyi hürriyetine kavuşturmayı bile, bizler büyük sevap biliriz.
3) Vicdanımızın huzuru için karşımızdaki insanın vicdanını düşünüp gözetmeliyiz: Dedem rahmetli kurtuluş savaşını gözleri dolu dolu hatırlar ve anlatırken cephede düşmana doğru " bana vicdan Padişahınızdan haber verin de öyle gelin alın toprağımızı canımızı,malımızı, vicdan denen şey, Allah'ın insana verdiği ilahi bir güçtür ruhun temel direğidir" diye bağırırlarmış. Bizim vicdanımız aha burada der, sağ eliyle sol göğsüne öyle bir vururdu ki sesini duyardık..
4) Başkalarının görüşüne bilgisine dinine inancına saygı göstermek: İslâm dininde karşısındakinin fikrine, ilmine, görüşüne tecavüz etmek doğru değildir. Öyle ki bir görüşün doğru olup olmadığını yine karşımızdakine saygısızlık etmeden medeni bir şekilde tartışarak belirlemeliyiz..
5) İnsanların namusunu ve şerefini canını korumak: İslâm dininde bütün insanların namusu şerefi ve canı dışardan gelen her türlü saldırıya kutsaldır. Böyle bir saldırıyı kim yaparsa en ağır şekilde cezalandırılır der.
Bu yüzden İslâmda gıybet, iftira, alay etme, sövme ve kötü söz söyleme kesinlikle haram kılınmıştır.. Hem başkasının namus ve şerefine saygı göstermeyen o insanın namus ve şerefi de yoktur.. Topluma zarar veren, duygularımızla oynayan ve masum insanların canını alanlar adi birer canidir..
6) İnsanların mal ve mülk haklarını korumak : Yine İslâmda diğer bir insanın malına mülküne her hangi bir hakkına tecavüz etmek büyük haramdır. Herkesin kazancı kendine helaldir.. İnsanların helal hakları böylelikle her türlü taciz ve tecavüzden korunmuştur. İnsanların medeni bir şekilde yaşaması, ancak bu şartlarla mümkündür.. İnsanların birbirlerinden ama dinen, ama ruhen, ama maddi-manevi farklı kılan ne olursa olsun bunların hepsi Allah'ın yüce takdiridir...
Bir insanın yaşam hakkının elinden alınmasının, hiç bir Dinde yeri yoktur.. ''Allah verir Allah alır canı.''
'' Melekler yüreğinden öpsün ''Hrant Dink''
Sabiha Rana
http://www.sabiharana.com
Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?
|
BİR BEYAZ GÜVERCİN HAVALANDI.
Hrant Dink katledildi. Ve ben yükselmeye başlayan çağdışı milliyetçilik akımlarından dolayı bu ülkede yaşamaktan dolayı kendimi iyice kirlenmiş hissediyorum. Devletin terörist olup aydınlarını nasıl yok ettiğini ileride kızıma nasıl anlatacağımı bilemiyorum. Ve haykırıyorum her türlü milliyetçilik cehaletten ve çağdışılıktan gelir . Artık benim de bir tarafım ermeni……….
Son yazısında Hrant ''Tıpkı bir güvercin gibiyim'' diyordu…Kendisinin de algılayamadığı nedenlerden 301 den yargılanmış üstüne üstlük bir de suçlu bulunmuştu. Bu çağdaşlıktan uzak madde için bu ülkenin dış işleri bakanı ve adalet bakanı ne diyorlardı : ''Canım, 301'in bu kadar da abartılacak bir yanı yok. Mahkum olmuş hapse girmiş biri var mı?''
Fakat bu yargılamalardan dolayı medya nın ve milliyetçi zihniyetlerin önüne atılan Hrant Türk düşmanlığı ile suçlanıyor. Tehditler alıyor. Mahkeme binalarında saldırılara uğruyordu.
Evet o artık bir güvercin gibi yaşıyordu. Bir parça kırıntıyı için ürkek tedirgin çevresini sürekli kontrol eden bir güvercin gibi…
Bu ülkeyi terk etmeyide düşündü fakat kendi söylediği gibi ''Kaynayan cehennemleri bırakıp hazır cennetlere kaçmak her şey den önce benim yapıma uygun değil'' dedi ve bu Anadolu insanı doğup büyüdüğü toprakları terk etmedi.
Sonuç: Devlet kendi vali yardımcısı odasında tehtid ettiği Hrant'ın öldürülmesine de göz yumdu.
Son yazısını Hrant şöyle bitiriyordu:
Evet kendimi bir güvercinin ruh tedirginliği içinde görebilirim, ama biliyorum ki bu ülkede insanlar güvercinlere dokunmaz.
Güvercinler kentin ta içlerinde, insan kalabalıklarında dahi yaşamlarını sürdürürler.
Evet biraz ürkekçe ama bir o kadar da özgürce.
Bu ülke de güvercinlere de dokundular hiç tanışmadığım ebedi dostum Hrant
Yıllardır ayıplarını kapatmak için tarihin orasını burasını burkan Talatçılar senin gibi bir beyaz güvercine de dokundular .
Özür diliyorum sevgili dostum ailenden kızlarından……..
Ve ağlıyorum
Bil ki bundan sonra benimde bir tarafım ermeni sevgili beyaz güvercin…………..
Okan Somer
Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?
|
 |
Sütlü Kahveci : Deniz Marmasan
Kasım Gözyaşları |
|
Bir takılı kalmışlıktı gözbebeklerine çakılı zaman. Senden gidenlerle benden aldıklarının toplamı bir koca dört mevsim. Renklerini yitiren akşamsefalarının alamadığım kokusunda yaşlanan geceler, yaşlanan gözlerle. Bir damla, fazlası sellere karıştı..
Çoktan işlemeye başladığın cinayetin oyasına takılı kalmış, ölümünün ahşap kapısında bir aralanmışlık… Sürüklediğin aynaya çakılmış renklerin. Aklını oynatan bir mavilik, saçlarına goncalar taktığın kadının gözleri…
Bende akşam, günün dayanamadığı sınırlarla kaplı. Yoğunlu 'kavuniçi' ye çalar, söyledikleri usuldan bir şiir,seversin sen de "Ben daha ölmedim anne…"Değişmeyen bir ses kırıntısına takılı kalmış düğümün. Alaca bir yün yumağı gibi, yumuşak ama karışık..
İçini acıtıyorsa hayat, gözyaşları yakıyorsa kalbini, yıldızlardan bir geçit var gözlerinin erişebildiği en yüksek noktada. Sana gösteriyor sırrın, çözülmemişliğin saklanan perdesinin ardından kutupyıldızı…
Suya yazdığım yazıların sağlamasıydı dokunuş. Renklerin birbirine dolanıp, içinin ılıklığına ılıklık katması… Parmaklarının ardından uçan bir uğur böceğine yüklüydü gözbebeklerin. Sustum, gecenin yorulduğu, şehrin susadığı saatlerdi.. Ve sadece izledim gökyüzünden, gözlerinin ulaşabildiği noktadan, aşkı…
Deniz Marmasan
Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?
|
 |
BaLdaki Tuz : Uğur Erdoğan
İKİNCİ AYAKKABI... |
|
bu trabzon iLginç bir şehir ne hikmetse..
yıLLardır, günLerdir manşetteLer ve bu gidişLe de hiç inmeyecekLer gibi.. bu durum tabi ki kafada bazı soruLar oLuşturuyor.. bir şehirde ne oLabiLir de bu kadar Linç girişimini (tayad'LıLara en az üç kez), eLi siLahLı gençLeri, inanıLmaz hoşgörüsüzLüğü ve fuhuş sektörünün en önde geLen örgütLerini içinde barındırabiLir...?
karadeniz insanı canLıdır, aktifdir, dahası ruh oLarak durudur.. bu duruLuğun safLık sayıLıp bir şeyLere eL ayak oLmaya çaLıştırıLmasına artık bir dur demek Lazım geLmektedir..
aynı siLahLanma düzeni güneydoğuda da işLemektedir..
güneydoğuda işsizLik oranı %80 Ler, trabzon'da ise %12 Ler civarında.. okur yazarLıLık oranı yine % 75,e % 30 Lar seviyesinde… yani sırf bu veriLere bakarsak biLe, trabzon güneydoğu'nun en geLişmiş şehrinden biLe kat be kat daha geLişmiş bir şehir..
peki ne oLuyor da bu şehirde aşırı miLLiyetçi kazanLar fokur fokur kaynıyor.. son zamanLarda nerdeyse tüm mafya babaLarı karadeniz semaLarından oLuşmaya başLadı, orta anadoLu ve güneyden geLen babaLar bir bir yok ediLdiLer..
konunun özü sanırım böLgeseL miLLiyetçiLikten, uLusaLcıLığa geçiş döneminde sakLı..
daha önce de böLgede rahip santoro'yu öLdüren genç ifadesinde nizam-ı aLem ocakLarından bahsetmiş fakat emniyet bu işi savsakLamıştır.. ve hırant dink'in katiLi oLduğunu "Hiç şey yapmaya gerek yok abi. Gittim, ''direkman'' vurdum" diye itiraf eden ogün samast'da nizam-ı aLem ocakLarından fikir ve görüş, siLah, ve para aLdığını itiraf etmiştir..
************
katiL oLduğunu itiraf eden samast'ın annesi tv kameraLarına ve poLis kayıtLarına girecek başka bir şeyLer daha söyLemektedir…
samast'ın annesi ; ''oğLumun böyLe yeni bir ayakkabısı yoktu.. biri ona ayakkabı aLmış..'' demiştir..
annenin bu isyanından sonra akLıma başka başka şeyLer geLdi… satıLmış kaLemLeri, en az dört koruma eşLiğinde gezen, bir eLi yağda bir eLi baLda, her türLü iş bitiriciLiği kendine düstür edinmiş, miLyon doLarLar eden maLikaneLerinde ikamet eden gazeteciLerimiz geLdi.. asLında akLıma geLen tam bu değiLdi……
yok yok iki gözüm,
bu işe karışmış
mutLaka,
ama mutLaka
başka bir ayakkabı
daha oLmaLıydı…
resimde duran ayakkabı,
evet işte o;
sahibinin karnı yok,
gözünde açLık yok,
bir metre geriden,
sırtı dönükken
kafatasından
iki kurşun yemiş,
yüzüstü kapanmış yere..
üstüne örtüLen
beyaz kağıttan taşmış
bir çift kahverengi ayakkabı..
soLu hâLa biraz sağLam,
sağın aLtı kırıLmış..
Uğur Erdoğan
Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?
|
<#><#><#><#><#><#><#>
Kahve Molası, siz sevgili kahvecilerden gelen yazılarla hayat bulmaktadır.
Her kahveci aynı zamanda bir yazar adayıdır.
Yolladığınız her özgün yazı olanaklar ölçüsünde değerlendirilecektir.
Gecikme nedeniyle umutsuzluğa kapılmaya gerek yoktur:-))
Kahve Molası bugün 4.251 kahvecinin posta kutusuna ulaşmıştır. Yukarı
|
YARIM KALAN
Aynı sokaktayım,
Beş yaşında, geçtiğim sokakta.
Yanımda kimse yok bu sefer,
Kaldırımlar yalnız, ben yalnız.
Sokaklar aynı virane, ürkek.
Puslu bir sabaha uyanmış evler.
Ölüm gemisinde gibiyim.
Yaşamın dikenli yolları acımasız.
Ve zaman bir uçak kadar hızlı,
Çabuk ve aceleci.
Anılarım kaybolmuş albüm sayfalarında,
Fotoğraflarım sararmış, nemli.
Yarım kalan oyunlar var kucağımda…..
Neslihan Güzel
|
VAN BİEN - İyi Gidiyorlar…
Küba Hakkında Bir Sergi
 Küba bağımsızlığının kahramanlarından ozan José Martí'nin doğum yıldönümü, 29 Ocak'da, İstanbul Cervantes Enstitüsü'nde düzenlenen etkinliklerle anılacak.
Türkiye'deki Küba Büyükelçiliği'nden Alejandro Simancas'ın vereceği bir Konferans'la başlayacak etkinliğe Serpil Yıldız da "VAN BİEN - İyi Gidiyorlar… Küba Hakkında Bir Sergi" ile katılacak.
29 Ocak Pazartesi, Saat: 20:00'de Cervantes Enstitüsü'nde gerçekleştirilecek Anma Programı; Konferans sonrasında Sergi Açılışı ve kokteylle devam edecek.
Sergi, 24 Nisan tarihine dek izlenime açık olacak.
Sergi Bilgileri
Açılış: 29 Ocak 2007, Pazartesi, Saat: 20:00
Sergi 29 Ocak- 24 Nisan tarihleri arasında izlenebilir.
Yer: Cervantes Enstitüsü
Tarlabaşı Bulvarı, Zambak Sokak No:33, İSTANBUL
Telefon: 90 212 292 65 36 Faks: 90 212 292 65 37
E-posta: cenest@cervantes.es
Yukarı
|
 |
İşe Yarar Kısayollar
Şef Garson : Akın Ceylan |
|
İhtiyacınız olan yardımcı bilgisayar programlarını ararken genellikle ücretsiz olanları, önceden ne olduğunu bildiğiniz ve gerçekten ihtiyacınızı görecek olanları tercih edersiniz. http://www.freewarefiles.com/ web sayfasında bir çok yardımcı programın, ya ücretsiz tam sürümünü ya da denem sürümlerini bulacaksınız. İçlerinde mutlaka ihtiyacınıza uygun olanları vardır.
Kaba güç kullanarak hakkını aramaya her zaman karşı çıkmışımdır. Ama öyle anlar vardır ki sinirinizden dudaklarınızı kemirip, gözlerinizi kısarak karşınızdakine nefretle bakarsınız. İşte öyle zamanlara özel bir web sayfası tavsiye edeceğim. http://www.purple-twinkie.com/games/boss.asp Kızdığınız kişinin adını üst tarafa yazıp çalışmaya başlayabilirsiniz. Sağ üst tarafta ise sonradan pişman olanlar veya yeniden başlamak isteyenler için ilk yardım seti mevcut.
McDonald’s dünyasını ve işletme mantığını anlamanın en kolay yolu vereceğim kısa yoldaki oyun ile başlar. http://www.mcvideogame.com/index-tur.html Eğer kovulmadan oyunu başarabilirseniz işletme mantığını kavramışsınız diyebiliriz.
Bilimsel bir tez gibi görünse de insan beyninin gördüğünü algılama süresi ile parmak refleksi arasındaki bağlantıyı test edebileceğiniz ilginç bir oyun. http://www.bbc.co.uk/science/humanbody/sleep/sheep/reaction_version5.swf
Yukarı |
Damak tadınıza uygun kahveler |
http://kahvemolasi.ourtoolbar.com/
Beklenen Araç Çubuğu hizmetinizde:-)) Kahve Molası Araç Çubuğu (Toolbar) gelişmeye açık olarak kullanıma açık. Bir kere download edip kurmanız yeterli. Bundan sonra ki tüm güncellemeler gerçek zamanlı olarak tarayıcınızda görünüyor. Kahve Molası'nın tüm linklerine hızla ulaşabildiğiniz gibi, Google Arama, KM'den mesajlar ve en önemlisi meşhur "Dünden Şarkılarımız" artık elinizin altında. Sohbet için özel chat bile olduğunu eklemem gerekir. Son derece güvenilirdir. Virüs içermez, kişisel bilgi toplamaz. Bizzat tarafımdan pişirilip servise konmuştur. Yükleyip kullanın, geliştirmek için önerilerinizi yollayın.
Yukarı
|
|
|
|
|
|
