|
|
|
19 Mart 2007 - Fincanın İçindekiler |
|
Editör'den : Hurafelerle Çanakkale!.. | İyi haftalar
Bu kadar açık, bu kadar yalın bir tarih ve zafere sahip olup bunu gelecek kuşaklara aktarma konusunda bir o kadar aciz kalan, 92 yılda taş cilalamaktan öte hiç birşey yapamayan bir memleket olur mu? Anlatılanlar ve yaşanılanlar öylesine acı ki insanın tüyleri diken diken oluyor. Yanıbaşında 18 Mart adıyla kurulan bir üniversite olmasına rağmen, düzenlemelerdeki eksiklikler nedeniyle, rehberlik hizmetinin birbirinden dangalak rehber ve alan kılavuzları tarafından verildiği söyleniyor. İşte o gerçekle ilişkisi olmayan efsaneleri uyduranlar, Mustafa Kemal ihtiyat kumandanı olarak çiftlikte keyf çatıyordu diyenler, Çanakkale'de adını anmayanlar hep bu kıt ve kara beyinli düzenbazlar belli ki.
Tayyip Bey ve şürekâsı dünü Çanakkale turu ile geçirmiş. Kimbilir içinden neler geçiyordu teftiş sırasında. Gemiden atılan top mermisini havada tutup geri atan Hayali Ali Çavuş'u mu düşlüyordu yoksa adını anmaktan hiç hazzetmediği Ata'nın, siperler arasında dolaşırken kendisine mavi gözleriyle sitemkâr bakışını mı görüyordu? Belki de artık düş kurmayı bırakmış, Çankaya'ya çıkmadan bel fıtığından kurtulması gerektiğini söylüyordu yanındakilere. Ama bunların hiçbiri, ayaklarının altındaki tarihi yok sayarcasına 20 yıldır izlediği ve savunduğu politikanın ayıbını örtmeye yetmiyordu besbelli. Vakit yaklaştıkça karamsar halim artıyor. Değişip geliştiğine zerre kadar ihtimal vermediğim bir adamın iktidar sevdasını hoş görüp göremeyeceğimi tartışıyorum aynalarla. Delimiyim neyim ben? Kalın sağlıcakla.
Bir sonraki sayıda buluşuncaya kadar bulunduğunuz yerden bir adım öne çıkın. Sevgiyle...
Cem Özbatur
Yukarı
|
|
Telve : Müfit Uzman Bakın Bayım, Bugün Pazartesi |
|
Ne kadar karanlıksınız bayım?
Yapmayın canım; bakın bugün pazartesi.
Ama ne o, canınızı biraz daha mı sıktım?
İyiliğiniz için demiştim, yanlış anlamayalım.
Konuşmuyorsunuz, küs müyüz?
Hep karamsar, hep suskunsunuz.
Yaşama küskün müyüz?
O kadar da değil, gereksiz mutsuzsunuz..
Diyorum ki, bıraksanız artık bu işleri,
erteleseniz; faturaları, ödemeleri…
yani, ne bileyim, biraz kaçsanız…
mesela, Bodrum'a gitseniz, bir değişiklik yapsanız.
Hem bugün pazartesi
yeni bir başlangıç ya, o anlamda...
Gelmiyor mu kulağınıza denizin sesi?
Mesela, çıplak ayak yürüseniz kordonda…
Seversiniz yalnızlığı, şimdi oralar da ıssız,
yüreğinize dolsa kış güneşi,
marinada iki tek atsanız,
sarmaş dolaş sarmaşıklara, hanımellerine baksanız.
Size sesleniyorum,
kendinizden biraz kaçsanız.
Demiştim derim, buraya yazıyorum;
daha fazla geç kalıp pişman olmayasınız.
Tazecik bir gün, umutla başlayalım haydi.
Sevinmeyecek, sevilmeyecek tarafı neydi?
Duyun artık içinizdeki sesi...
...bakın bayım bugün, belki de son pazartesi.
Müfit Uzman
Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?
|
|
Beyaz Düşler : Sabiha Rana Şehit Melekler Şehri Çanakkale |
|
18 Mart Çanakkale şehitlerini düşündüğüm de kör bir darağacına asılı kaldı yazmak istediklerim..
Oturdum yüreğimin ıssız bir köşesine acı çekse de kalemim aldım kalemimi elime. Göz kalem içinde ya başladım gördüklerimi yazmaya. Asıl başlayıp ama başlayamadığım zamanlar ve mekanlar sus pus olmuştu içimde.. Ruhum çırpınarak geliverdi oracığa, öyle bir heyecan içindeydi ki sormayın..
Karşı tepede ki yazıyı okuyunca gırtlağım parçalandı o an boğuluyorum sandım boğazın sularında..
'' ÇANAKKALE GEÇİLMEZ ''
Dünya savaş açmış düşlerime, düşlerim de kudurdu tabi düşman güçlerine. Bir meydan ki iki yakası dantel gibi süslü, ortası deniz.
Hüznü celladını boğmuş içinde…Bir Cuma vaktiydi ninemle köy meydanından geçerken.
Caminin avlusundaki çeşmede aptes alıyordu namaza yetişmek için dedem. Rabbim hissedemediğimiz bir hızla, atıverdi bizi bir kıyıya...
Belki bir çoban, belki bir balıkçı alır bizi yuvasına dedik. Yandı mı yanmadı mı derken ocağın başına, sığınırız dedik çobanın ağılına..
Sonra da geçip karşıma anlattı dedem, anlamak istediklerimi... Çıkmasını bilmiyorsan kör kuyuya inme diyordu rahmetli dedem..
Kuyuda ne var?
Kuyudan nasıl çıkılır ?
Gözü var mı kuyunun?
Kuyunun içinde çok şeye cevap var dedi gülerek.. Belki kurbanlığız bu meydanda amma!
Eşek olmaktan iyidir derdi.. Gözümün ağlaması dinmedi, hatırlarken dedemin anlattıklarını..
Rabbimiz yarattıklarına sahip çıkar, sakın merak etme dedi.
Öyle güç verir ki Allah yeri göğü kaldırır, dünya'yı başlarına geçiririz, yine de teslim etmeyiz bayrağımızı yurdumuzu düşmana..
Dedemin kendinden emin sesini duyunca, gayret ve huzur geldi içime.. Düşündüm de biraz da emin olmak gerekir düşmanın şerrinden..
Allah rahmet eylesin dedeme ve silah arkadaşlarına hatırlayınca nasıl sızlamaz burnum? Direği kırılmış zaten içinde..
Bir dünya ki dünya içinde manasız doğmayacak bir daha içinde cansız yatan bunca kimse..
Bu dünya o dünya işte!
Yakalasak diyorum haini kaçmadan öteki dünya içine..Yürüdüğüm bu yollardan, hayatın içine sızan hıçkırık kırıntılarını toplamak istiyordum.
Savrulan yapraklar gibi, biten mevsimlerin içinden..Devam et diyordu içimdeki kutlu ses, durma devam et.. Meraklandım ve sordum.
Nereye kadar? Mevsimleri yenilemeliyim içimde, yeniden doğurmalıyım o zaman..
Umurum da olmamalı hiç bir şey. Ezanlar seslensin minarelerden..
Yeni bir dünya doğuyor
Haydi yeni dünyaya
Haydi yeni dünyaya
Bu dünya, son dünya diye..
Umutların tümünü devreye sokup, zaman içinde sevgilerin yeşereceği ve hiç tükenmeyeceği bir dünya.
Bu defa savaşsız, özgürlük ve barış içinde.. Tutup ellerimden, sanki kendi yüreği de benim ellerimdeymiş gibi
bana sabır öğütledi. Elimizdeki dua çiçeklerine de bakarak, hani bekliyorum baş ucuma der gibi gülümsedi.
İki kıyı boyunca dolaşırken, şehitlikler karşıladı hep bizi.
Aldığımız her nefese, yediğimiz her lokmaya, içtiğimiz her yudum suya, şükredip bütün şehitlere dua ettik..
Biz uzaklaştıkça adımlarımızdan, seslendi bütüüün ruhlar arkamızdan..
Allahı'm dünya'ya barış ve huzur yağdır diye..
İnandığım güvendiğim Rabbimim sevgisiyle iç geçirip, sorularımın ezikliğiyle başımı öne eğip, seslenmek istedim...
Gitmek istiyorum Allahı'm bir yer söyle diye..Bana adı konmamış bir dağ ismi ver. Çıkışı olsun inişi olmasın..
Bir yer dibi söyle, dibi olmasın dipsizde olmasın..Bir gök söyle, altıda olmasın çatısı da olmasın.
Senin rızan için bir yer söyle, gideyim ama hiç dönmeyeceğim bir yer olsun..
Bir de ne göreyim! Belirdi yeniden, caminin kapısında dedem.
Öyle bir yer biliyorum! '' SABIR DAĞI '' Ruhlar var ki berzahtadır..
Nasıl gidilir oraya?
Rabbe sığınıp susarak! O nadide güzelliğin sırrı, iman ve sabırdır,sakın unutma! ! !
Yağ sabır, yağ sabır çekerek, Kıbleye selam verip döndü namazına..
Aldım beni, çıktım sabır dağına yola.. Ağlayıp sızlayıp içimin sesiyle didişirken, dinlenmek için gölgelik bir yer aradım..
Aklımı çalıyorlar, sevgimi süngülüyorlar, hırpalıyorlar. Çırpınıyorum karanlık ve soğuk sularda dayanamıyorum..
Bu defa sesim seslenmez mi sözlerin efendisiyle?
Kim bunlar?
Söyler misin erenler ereni, kim bunlar?
Yankı yapıyordu dağ sese..
Kim bunlar?
Kim bunlar?
Meleklerim efendim, ''Şehit Meleklerim''
Bütün şehitler ayaktaydı
İbrahim çavuş?
Burada.
Yahya çavuş?
Burada.
Hasan çavuş?
Burada
Hüseyin çavuş?
Burada
Binbaşı Hakkı Emin bey?
Burada
Miralay Fevzi bey?
Burada
Mustafa Kemal Atatürk ve bütün Mehmetçikler
Hep bir ağızdan seslendiler..
'' BURADAYIZ ''
'' BURADAN NE GEÇERLER, NE GÖÇERLER BİR DAHA ''
Düğüm,düğüm boğazımdasın '' GEÇİLEMEYEN ÇANAKKALE'M ''
Bir düş çalıp, söyledim sana içimde...
''Çanakkale içinde aynalı çarşı. Anne ben gidiyorum düşmana karşı. Hey düşmana karşı.''
İçimdeki müebbet kustu artık..
Çünkü;Düşman çoktan pişman.. Üşüyen düşümle birlikte, ninemle dedemin koynuna giriverdim.
Sıcacık, sevgi dolu, öyle tatlı uyuyuverdim..
'' Melekler Yüreğinizden Öpsün Şehit Meleklerim ''
Sabiha Rana http://www.sabiharana.com
Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?
|
YOĞUN BAKIMDA
Karım Semra'ya
Rüya içinde Rüyalar görüyorum. Rüyalarımda zaman akıp gidiyor;sanki saniyeler dakikaya, saatlere , günlere , aylara giderek yıllar süren bir ömüre yayılıyor.
O'nu görüyorum. Rüyalarımın en mutlu, en güzel yerlerine O'nu oturtuyorum. Onunla başlıyorum anılarımda gezintilere. . Yağmur yağıyor ıslanmıyorum. Kar yağıyor, buzlarla çevrili her yanım, üşümüyorum. Boşluğa sarılıyorum, ellerim dolu kollarım dolu. Seni arıyor ellerim, yakalıyorum, saçlarını taramaya başlıyorum.
Ben beni bilmiyorum, seni yaşıyorum . Seninle zamanlar içinde dolaşıyorum. Uça uça nerelere gidiyoruz , gittiğimiz yerleri sana işaretle anlatıyorum.
Sana bakışlarım bir değişik. Annelerin, babaların çocuklarına baktıkları göz, kardeşlerin birbirlerine baktıkları göz, sevgiliye bakılan göz , en sevilen dostlara bakılan gözler gibi sana bakıyorum. Seni görmüyorum, yanımdasın.
Sonra ağlamaya başlıyorum. O sana bakan gözlerimden dolu dolu yaşlar boşalıyor. Sen gözyaşlarımı silmek için kıpırdamıyorsun . Halbuki ben saçlarında gezindim, sana sarıldım , olduğunca sarmaladım. Baktımki sen oralı değilsin, küsmüş gibi yaptım.
Küstüm. Başka bir rüyaya yelken açtım. Ben bir yelkenlide , yolculukta idim zaten. Yine sen gözüktün , sende oradaydın. Dalgalara batıp batıp çıkıyordun. . Sana uzanmak istedim, yelkenlime çekmek istedim, beceremedim. Sonra yoruldum, çok yoruldum. Bıraktım öylece, bıraktım. .
Gerisini bilmiyorum. Hatırlamaya çalışıyorum, olmuyor. Duyularım beynime hükmetmiyor. Bedenim boşlukta sallanıyor, yelkenin iplerine sarılı bir şekilde.
Yelkenlim şimdi kocaman bir gemi oldu. Benden başka yüzlerini göremediğim insanlar var. Onlara sitemli bakışlarımı yöneltiyorum. Seni dalgalardan kurtarmak için , yukarıya çekmek için yardım etmediklerinden, onlara çok kızgınım. Bir ara bağırdım çağırdım onlara. Herkes üstüme üstüme geldi. Ama hiçbiri bana acı vermedi.
Seviyorlar beni. Herkes sahilde , geminin iskeleye yanaşmasını beklediklerini hissediyorum. Onlar dışarda bekleşiyorlar. Ben içerdeyim. İçerisi neresi?Bir türlü karar veremiyorum. O an bir ses duyar gibi oldum"İyileşecek"Sonra" Hocam "deyişlerini. Kim bu Hoca , göremiyorum. .
Bir ışık hüzmesi gelip gidiyor. Yoğun bir hareket , koşuşturma var. Kalkmak istiyorum, kalkamıyorum. . Rüya gördüğümü bilsem uyanmak için çaba göstereceğim gibi.
Ama ellerim yine boşlukta . Seni görürcesine yakalamaya çalışıyor. . Sen kimsin?Nesin? Çok zorluyorum kendimi, başaramıyorum.
Yine bir ses , nereden nasıl kimden , kulağıma fısıldanıyor. "O senin karın"
EVET, BENİM KARIM diye rüyalarıma dönüyorum. . .
Beltan Göksel
Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?
|
|
Kahveci : Semih Bulgur DÜŞ MÜHENDİSİ'NDEN SERGİ NOTLARI |
|
Son çalıştığım işyerinde, aşırı stres, cumartesi, pazar dahil nerdeyse 24 saatimi alan çalışma temposu sonucu, sağlığımı kaybedecek duruma gelince, işten ayrılmaya karar verdim. Artık mühendisliğe bir ara vermiş Düş mühendisliğine terfi etmiştim. Düş mühendisliği nedir? Düş mühendisliği, kaldırım mühendisliğinin daha felsefik halidir. Düş mühendisliği okulu olmayan tek mühendislik dalıdır. Düş mühendisliği, kuantum mekaniği, görelik kuramı, elektro manyetizm, X- ışınları spektrumu, büyük patlama teorisi, gama ışınları ile sevgiyi, sanatı, duyguyu, maneviyatı aynı potada karıştırıp içine hayal gücü katmaktır.
Düş mühendisi, uyumaz, yemez, içmez ve üşümez sadece düşünür, işi zordur, çünkü pek az kişi düşünür. Düş mühendisi nasıl olunur? Günde üç saat uyuyarak, dalıp giderek, kalıp çizerek, kozmik radyasyon dalgalarını barındıran enerji ipliklerinden oluştuğumuzu, elimde tuttuğum kalemin, kelimi kapayan beremin bir zamanlar büyük bir yıldızın bir parçası olduğunu bilerek olunur. Atom sisteminden Güneş sistemine ve oradan da sürekli genişleyen evrenin büyüklüğü karşısında büzülerek ve sanatsız geçen her gün için üzülerek Düş mühendisi olunur.
Düş mühendisliğine terfi eder etmez bir belediye tarafından deprem müzesinde sergi açma teklifi ile onurlandırıldım. Büyük bir heyecan ve mutlulukla çalışmalara giriştik ve 11 Şubat tarihinde yoğun bir ilgi ile sergim açıldı. Yaklaşık yirmi gün karikatür ve resimlerim sanatseverler ile buluştu. Sergimi binlerce kişi gezdi genelde olumlu bazen de kıskançlık kokan yıkıcı, bazen de gerçek ustalardan yapıcı eleştiriler aldım.
Ziyaretçilerimin portrelerini çizdim, meraklı bakışlar arkamda, utangaç bakışlar karşımda ve onlara kendilerini hediye ettim, bir Düş mühendisinin gözünden. Gözleri ışıl ışıl gençlerle söyleştik, küçük çocuklarla bir şeyler karaladık beyaz kağıda, büyülenmişçesine. Sanatın ferahlığın da nefes aldık birlikte, sıyrıldık endişeden, korkudan, paradan, puldan, köleden, kuldan.
Sergim biter bitmez aynı heyecan ve umutla yeni teklifler getirdim şehrin vekiline, başkanına. "Gençler birbirini doğramasın, eroine esrara bulaşmasın gelin karikatür kursları, atölyeleri açalım, uluslar arası bir yarışma düzenleyelim" dedim. Destek verdiler, bizde hemen kolları sıvadık yarışmayı ve kursları hayata geçirmek için çalışmalara başladık.
Yarışmanın koordinatörlüğünü, dostum ve ustam olan Oğuz GÜREL üstlendi. Ama bizi bir son gün sürprizi bekliyordu. Bir dinazor çıkı verdi kavuğundan, ağından ateşler saçarak ejderha soyundan bir dinazor, kendini usta sayan bir dinazor, rant peşinde bir dinazor. Bizim emek verip sonuna getirdiğimiz kurs faaliyetinin üstüne oturu verdi. Jürisinden, şartnamesine, duyurusuna kadar her şeyini kotardığımız yarışmamız iptal edildi.
Öğrenme süreci olan hayat yolunda bir kazık daha eklenmişti tecrübe bileşkesine, yüzümüze gülen bir kazık. Dürüstlük, sallanır ama yıkılmaz. Akıl yaşta değil baştadır. İman şekilde değil aşktadır.
Semih Bulgur www.semihbulgur.com
Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?
|
|
YILDIZINIZ KIPIR KIPIR, YA SİZ?
Ailenizin Yıldız Falcısı : Nurettin Özdemir |
|
KOÇ (21 Mart-20 Nisan) Güneş gezegeni geçmişe ait konuların ve elinizde olmayan koşulların gündeme geleceklerini gösteriyor. Süregelen işlerinizi gözden geçirebilir ve bazı sonlanmaları da yaşayabilirsiniz. Duygusal açıdan fedakarlıklara hazırlıklı olun.
BOĞA (21 Nisan-20 Mayıs) Daha rahat hareket edebileceğiniz koşullar önünüzdeler. Çabalarınızın sonuçlarını ve ödüllerini alabilirsiniz. Geleceğe daha iyimser bakabileceksiniz. Sosyal alanda daha uyumlu fırsatlar gelişiyor. Geleceğe yönelik hedeflerinizi yenileyeceksiniz.
İKİZLER (21 Mayıs-21 Haziran) Altı aydır süregelen işlerinizi gözden geçirecek ve yeni kararlar vereceksiniz. Özellikle iş hayatında daha fazla test edilebilirsiniz. Merkür de geri giderken hata yaptığınız yerleri görmeli ve detaylar üzerinde dikkatli biçimde durmalısınız. Kendinizi daha yapıcı biçimde ifade etmeye çalışın.
YENGEÇ (22 Haziran-22 Temmuz) Ufkunuzu genişletebileceğiniz bir döneme girmektesiniz. 19'unda Güneş'in Balık burcuna geçmesiyle birlikte, eğitim, yolculuklar ve yabancılarla ilgili konularda daha hevesli olacaksınız. Yeni deneyimlere açık olmanız size çok şey kazandırabilir. İletişim ve yolculuklarda dikkatli olun.
ASLAN (23 Temmuz-22 Ağustos) Gerek ikili ilişkilerin gerek sizi duygusal yönden etkileyen olayların, bazı bitiş ve başlangıçların gündeme gelmesi mümkün. Başkalarının kaynaklarından yararlanabilirsiniz ancak borç-alacak konularında daha dikkatli olun. Parasal alanda büyük risklere girmeyin.
BAŞAK (23 Ağustos-22 Eylül) Dışsal faktörlerin ağır bastığı bir dönemden geçmektesiniz. Tek başına hareket etmeniz pek kolay olmayabilir. Bu nedenle ikili ilişkilerde uyumlu ve esnek olmalısınız. Merkür de geri harekette olduğu için ortaya çıkacak yanlış anlamalara karşı dikkatli durmalısınız.
TERAZİ (23 Eylül-22 Ekim) Hayatınızda işe ve çalışma koşullarına ait konular gündeme gelebilir. Detaylara dikkat etmeniz gerekiyor. Merkür'ün de geri harekette olmasından dolayı çalıştığınız konularda acele ile iş yapmamalısınız. Ayrıca sağlık ve hizmet konuları da gündeminize gelebilir.
AKREP (23 Ekim-22 Kasım) Son bir ayda ortaya çıkan zorlukları ve mücadeleleri geride bırakacaksınız. Ayrıca hayattan daha çok zevk alabileceğiniz bir dönemdesiniz. Yaratıcı konulara odaklanabilir ve kendinizi daha iyi ifade edebilirsiniz. Çocuklarınızla ilişkilerinizde de olumlu gelişmeler gündeme gelebilir.
YAY (23 Kasım-20 Aralık) Yeni haftanızda elinizdeki kaynakları daha iyi değerlendirmenin yollarını aramalısınız. Eve ait konular da sizi meşgul edebilirler. Yatırım kararlarınızı gözden geçirmeniz gerekebilir. Aceleyle kararlar vermeyin. Perşembe gününden sonra aşk hayatınız hareketleniyor.
OĞLAK (21 Aralık-19 Ocak) Yeni haftanızda yakın çevrenizle ilişkileriniz epey hareketlenebilir. Çevresel değişiklikler sizi daha çok meşgul edecekler. Kısa yolculuklar hasıl olabilir. Düşüncelerinizi değiştirme gereğini duyacaksınız. Anlaşmalarınızı gözden geçirmeniz gerekebilir.
KOVA (20 Ocak-18 Şubat) Gelecek günlerde parasal konularda itinalı davranmanız gerekebilir. Elinizdeki birikimi iyi kullanmalısınız. Ancak Merkür parasal konularda düşüncelerinizin netleşmediğini gösterecek gibi. Yeni anlaşmalarda risk almayın. İleride ortaya çıkabilecek değişiklikler yüzünden parasal kayıplar olabilir.
BALIK (19 Şubat-20 Mart) Güneş burçlarınıza geçerek son üç aydır süregelen değişiklikleri kesinlikle daha da belirginleştirmekte. Bu yeni dönemde kişisel konularda atağa geçeceksiniz. Güneş artık sizede yaratıcılık ve enerji depolamakta. Daha bilinçli hareket edeceksiniz. Tamamen yeni başlangıçlara yöneleceğiniz günlerdesiniz.
Nurettin Özdemir
nozdemir@kahveciyiz.biz
Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?
|
<#><#><#><#><#><#><#>
Kahve Molası, siz sevgili kahvecilerden gelen yazılarla hayat bulmaktadır. Her kahveci aynı zamanda bir yazar adayıdır. Yolladığınız her özgün yazı olanaklar ölçüsünde değerlendirilecektir. Gecikme nedeniyle umutsuzluğa kapılmaya gerek yoktur:-)) Kahve Molası bugün 4.251 kahvecinin posta kutusuna ulaşmıştır.
Yukarı
|
AY IŞIĞINDA BİR SARHOŞ ŞİİR...
("gecenin nemi düşmüş gözlerine")
Bir aşık hüznüyle
gaz pedalına asılırken sağ bacağı,
gözlerinde sadece,
Ay ışığı vardı...
Alkol sınırını biraz aşmış
İçki kokusu sinmiş arabaya
biraz da sigara.
Kafası da çakırkeyiflikten keyif...
Çıngıraklı bir yılan gibi,
uzun uzadıya bir yol önünde.
Aklından geçen birkaç dize,
Ne olduklarını hatırlamadığı...
Vakit geçmiş biraz.
Saatler,
On iki kez vuralı çok olmuştu...
Aniden,
Anlam veremediği bir gürültüyle sarsıldı şair(!)
"Belki biraz sarhoşum " diye düşündü,
ne de olsa gece ile birlikte çekmişlerdi kafayı.
Tadımlk bir şiir eşliğinde...
Uaklardan bir ses
dolambaçlı yollardan geçerek, kulaklarına vardı;
"Hey, iyi misin dostum?"
Tanıdıktı ses,
ama nerden???...
Sırtüstü uzanmış yere şair,
ay ışığını daha rahat görebilmek adına...
yolunu aydınlatan ay,
ay yolunu açmış ona
gitmiş o da,
O muhteşem ışığıa...
yol bitmiş...
kavşağa girmiş...
bankete yuvarlanmış...
yere çakılmış da,
hepsini bir şiir sanmış...
gecenin, alkol aldığı
sarhoş bir şiirde...
Gül Çakır
|
SUDOKU bir mantık bulmacası. "Suji wa dokushinsha ni kagiru" nın kısaltılmış hali, "Sadece tek sayıya izin var." diye tercüme edilebilir.
Kuralı çok basit. Her boş kareyi 1'den 9'a kadar bir rakamla doldurmak zorundasınız. Ama karelere yazılacak rakamları öyle ayarlayacaksınız ki, her satırda, her sütunda ve 3 x 3 kareden oluşan her blokta 1'den 9'a kadar bütün rakamları kullanacaksınız. Gitmek için tıklayın.
Kolay gelsin.
|
|
İşe Yarar Kısayollar Şef Garson : Akın Ceylan |
|
İnternet sayesinde istediğiniz bir çok bilgiye sadece bilgisayarınız yardımıyla ulaşabilirsiniz. Bu kadar faydalı olan İnternet, son zamanlarda gereğinden fazla kalabalıklaştığı için doğru bilgiye ulaşmak sorun haline gelmiştir. Özellikle son dönemlerde yaygınlaşan yanılsama reklamları sayesinde, sık sık istemediğiniz web sayfalarına girebilirsiniz. Aşırı bilgi yığını arasında kaybolmak yerine, öncelikle ne aradığınızı en baştan belirlemeniz gereklidir. Başlangıç olarak web sayfası yapacağınız arama motorunu belirlersiniz. Örneğin http://www.google.com.tr/ .
Daha sonra kaynak bulmaya çalıştığınız konuyla ilgili anahtar kelimeleri belirlemeniz gereklidir. Mesela hafta sonu için tiyatroya gitmek istiyorsunuz ve gitmeyi düşündüğünüz oyun için adres, telefon numarası, oyun saatleri, oyunun oynandığı günler gibi bilgilere ihtiyacınız var.
Öyleyse güzel bir örnekle başlayalım. Örneğin: Harbiye Muhsin Ertuğrul sahnesinde "Leyla ile Mecnun" oyununa gitmek istiyorsunuz. Sadece "harbiye" yazarak sonuca ulaşamazsınız. "Harbiye Muhsin Ertuğrul" yazdığınız zaman, ilk doğru adımı atmış olursunuz.
Örnekleri dilediğiniz kadar çoğaltmak mümkün. Önemli olan doğru kelimeleri kullanmak, yani doğru soruyu sorarsanız, doğru cevabı almanız mümkün olur.
Bu kadar bilgi yeter. Sizlere birkaç web sayfası tavsiye ederek devam ediyorum. http://games.flabber.nl/ kısa yolunda birbirinden güzel flash oyunlar oynayabilirsiniz.
İstanbul hakkında her şey için http://www.istanbul.net.tr/
İşte bu da hem orijinal, hem uçuk, hem çatlak ve hem de sıra dışı bir web sayfası http://juliendav.com/ uyarmadı demeyin.
Yukarı |
Damak tadınıza uygun kahveler |
http://kahvemolasi.ourtoolbar.com/
Beklenen Araç Çubuğu hizmetinizde:-)) Kahve Molası Araç Çubuğu (Toolbar) gelişmeye açık olarak kullanıma açık. Bir kere download edip kurmanız yeterli. Bundan sonra ki tüm güncellemeler gerçek zamanlı olarak tarayıcınızda görünüyor. Kahve Molası'nın tüm linklerine hızla ulaşabildiğiniz gibi, Google Arama, KM'den mesajlar ve en önemlisi meşhur "Dünden Şarkılarımız" artık elinizin altında. Sohbet için özel chat bile olduğunu eklemem gerekir. Son derece güvenilirdir. Virüs içermez, kişisel bilgi toplamaz. Bizzat tarafımdan pişirilip servise konmuştur. Yükleyip kullanın, geliştirmek için önerilerinizi yollayın.
Yukarı
|
|
|
|
|
|