Ekonomik Ticaret



Yazılan,  Okunan,  Kopyalanan,  İletilen,  Saklanılan, Adrese Teslim Günlük E-Gazete Yıl: 6 Sayı: 1.211

Sisteme gir!

Merhaba Sevgili KM dostu, hoşgeldiniz!

 15 Mayıs 2007 - Fincanın İçindekiler



 



 Editör'den : AMPÜLÜ SÖNDÜRMEDEN TATİLE ÇIKMAK YOK!..

Merhabalar

Dün sabah gazeteyi öyle zevkle okumuşum ki değmeyin keyfime. Önü, arkası, ortası velhasıl her yeri çoşku mutluluk doluydu. Vatan'ın manşetindeki o muhteşem fotoğrafı iyi değerlendirmek lazım. Alsancak'ı Ayyıldız sel basmış sanki. Harikaydı. Fotoğrafın hemen altında ise bir küçük başlık; "Biz 3 milyon kişi toplardık." Katılıyorum, toplarlardı. Başlığın sahibi Milli Eğitim Bakanı Çelik, elinin altında nefer bol. Bunu Erzurum mitingini değerlendirirken söylüyor. Oraya sadece Erzurumlular geldiği için sayı az görünmüş. Haremlik selamlık bir mitingi İzmir'le karşılaştırmak gafleti ancak bunlara yakışır. Bu lafı eden bir iktidar mensubunun alanlara sığmayan halkın ne istediğini anladığını söylemeye olanak var mı sorarım. Bunun 2 türlü açıklaması var. Ya gerçekten anlamıyorlar, ya da anlamamazlıktan geliyorlar. Her durumda sonuç aynı. Bu fişi çekilmiş, elindeki son pilleri ampülü yakmaya harcayan Tayyip Bey ve şurekasının değişip geliştiği, güzelleştiği falan yok. 4,5 yıl evvel iktidara gelirken salladıkları ile idare edip yeniden parsayı toplamaya uğraşıyorlar.

Önümüzdeki seçimler en büyük miting meydanı olacak, aklımızı kullanalım. Her köşebaşında boşa gidecek oyların sayımı yapılıyor. Tatile gidecekler nakil olursa oy çöpe gidecekmiş, yaylaya çıkan hiç oy kullanamayacakmış. Artık bunları tartışmanın zamanı değil. 22 Temmuz'da istisnasız herkes oyunu kayıtlı olduğu yerde kullanmalı. AMPÜLÜ SÖNDÜRMEDEN TATİLE ÇIKMAK YOK!.. Bunun mazereti de yok. Hele o meydanları dolduranların sandığa gitmeme gibi bir şansı hiç yok. Hoşçakalın.

Bir sonraki sayıda buluşuncaya kadar bulunduğunuz yerden bir adım öne çıkın. Sevgiyle...

Cem Özbatur








Yukarı


 


Suna Keleşoğlu

 Café Azur : Suna Keleşoğlu


  EŞKİYA DÜNYAYA HÜKÜMDAR OLMUŞ

01.DIŞ/GÜNDÜZ-ÜMRANİYE'DE BİR MANAV
Manavın önü kalabalıktır. Mavi önlükler giymiş manav çalışanları müşterilerin istediklerini naylon torbalara koymakta ve tartmaktadırlar.

MANAV -Yaşar Abi, çilekler yeni geldi abim vereyim mi?
MÜŞTERİ -Yok be Osman daha yenmez onlar. Sen bana şurdan iki kilo armut attır.
MANAV -Yaşar Abi, Şahin ne yapıyor Abi uzun zamandır uğramıyor?
MÜŞTERİ -Ne yapsın oğlum çalışıyor, şimdi Adapazarı'ndaki inşaatta.
MANAV -Onun da işi zor be Abim.

Manav, Müşterisinin isteğini eline uzatıp parayı almaktadır. Bu arada diğer çalışanlar da kadın müşterilerle ilgilenmektedirler.
Tam bu sırada kalabalık bir grubun hızla önlerinden geçtiğini görürüz.

02.DIŞ/GÜNDÜZ-ÜMRANİYE'DE BİR PARK
Yedi sekiz kişi oldukları görünen bir grup insan, içlerinden birinin elinde silah olmak üzere aralarına aldıkları bir kişiyi (TARTAKLANAN ADAM-T. ADAM) tartaklayarak meydana doğru götürmektedirler.

1.ADAM -Ulan eşşek herif, biz seni uyarmadık mı?
2.ADAM -Bir de yalan söylüyor polise
T. ADAM -Abi valla yalan değil, hiç işim olmaz benim, inan girmedim abinin evine, hem karısını da tanımam etmem.
2.ADAM -Sus, ırz düşmanı, abim yalan mı söylüyor. Görmüş işte seni karısıyla konuşurken.
T: ADAM -Abi, tanımam etmem, valla bizim kızı soruyordum, başka bir niyetim varsa yarını görmeyeyim.
1.ADAM -Polise de aynı mavalı söylemişsin zaten, namusumuza dil uzatmak ha.
Bu konuşmalar olurken diğer adamlar T.Adam'ın çevresinde bir halka oluşturmuşlar ve ayaklarıyla yerde yuvarlanan adamı tekmelemektedirler. Ağzı gözü kanlar içindeki T.Adam yalvaran gözlerle diğerlerine bakarken, elinde silah olan adam tabancasını T. Adam'ın kafasına doğru doğrultur.

T.ADAM -Yapma abim, Çoluğunun çocuğunun canı için kurban olayım kıyma, valla bir günahım yok.
3. ADAM -Sus lan , namus bu, sen adamın karısına yan gözle bak, sonra da yalvar. Geber lan.

T. Adam'ın konuşmasına izin vermeden tetiği çeker ve silah sesi duyulur. T. Adam başından kanlar akan bir halde yerde yatmaktadır. Onu öldüren adam ve diğerleri farklı yönlere dağılarak olay yerinden uzaklaşırlar.

03.DIŞ/GÜNDÜZ-ÜMRANİYE'DE BİR MANAV
Gözlerinin önünde bir adamın tartaklanmasına ardından da öldürülmesine şahit olan insanlar sanki bir televizyon dizisi izler gibidirler. Kimse yerinden kıpırdamaz, kimse bir şey yapmaz ve hiç kimse polisi aramayı düşünmez. Olanları adeta evlerinin salonunda oturmuş ve bir televizyon ekranından izler gibi seyretmektedirler. Nice sonra bir kadın bağırır.

1.KADIN -Aaaa, adamı öldürdüler.
2. KADIN -Hem de güpegündüz sokak ortasında
ADAM -Polisi arayın hemen.
MANAV -Tamam abi çocuklar ararlar sen geç içeri, paketlerin de birazdan hazır olur.

Manavda kısa bir şaşkınlık yaşansa da, karşılarındaki parkta yatan başından kanlar akan adamın yanına gitmeyi kimse düşünmez. Hatta manav çalışanları bir şey olmamış gibi müşterilere hizmet vermeye devam etmektedirler.

04.İÇ/GECE-GRASSE'DA BİR EV
Kadın akşam yemeğini hazırlarken televizyonu açar ve Türkçe yayın yapan bir kanalı ayarlar. Bu sırada ekrandaki spiker kadın haberleri okumaktadır.

SPİKER - Ümraniye'de bugün meydana gelen cinayet haberi var sırada. Öldürülen A. E , önceki gün B.S.'ın evine gitti, eşi D.S. yalnızken içeri girmek istedi. Bu sırada eve gelen B.S., A.E. ile kavgaya tutuştu. İhbar üzerine olay yerine gelen polis, A.E. ile B.S.'ı polis merkezine götürdü. Sonra ifadelerinin ardından serbest bırakıldılar. B.S., olayı yakınlarına anlattı. Bunun üzerine toplanan aile meclisi iddiaya göre ölüm kararı verdi. Önceki gün A.E.'i bir bulan zanlılar tartışmaya başladı. Parkta onlarca kişinin gözü önünde A.E.'i yere yatıran zanlılardan B.S.ın ağabeyi adamın başına tek el ateş etti. A.E. olay yerinde can verirken, infaz yakındaki bir iş yerinin güvenlik kameralarına saniye saniye yansıdı.

Ekrandaki görüntüleri seyreden kadın televizyonun karşısındaki kanepeye çöker. Başını ellerinin arasına alıp ağlamaya başlar.

KADIN -Yeter artık, Yeter.......

Bu sırada televizyon ekranında aynı görüntüler defalarca yayınlanmaktadır.

Yönetmen, elini kaldırır.
-Stop.
Tüm bunların bir televizyon filmi ya da dizisinin çekim sahneleri olmasını dilerdim. Yukarıda yazılı senaryonun da yazımdaki kadın senaristimin kaleminden çıkmış satırlar olduğunu söyleyebilmek isterdim.

Çünkü yönetmen dur dediği anda yerde kanlar içinde yatan adamı oynayan oyuncu ayağa kalkıp makyajını temizlemeye gidecekti.

Ama maalesef tüm yazılanlar gerçekti ve uzaklarda yaşayan kadının gözünden yazıya dökülmüştü.

Olup bitenden belki haberdar oldunuz, belki şimdi duydunuz. Bilemiyorum.
Ama ülke siyasi çalkalanma içindeyken böylesi onlarca olay gazetelerin 3. sayfalarına, televizyonların ciklet gibi uzayan haber görüntülerine girdikçe benim tüylerim ürperiyor.
Toplumun içinde bulunduğu çıldırma halinden kimsenin haber yok mu? Daha ne kadar seyirci kalacağız olup bitene beyaz camın tutsak ettiği akıllarımızın adeta bir televizyon dizisi izler gibi tepkilerimizle...

Galiba "Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmuş" artık.

SunA.K. Grasse

Bu yazı Edip Akbayram'ın seslendirdiği "Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz" şarkısı eşliğinde kaleme alınmıştır.
Yukarıdaki olayla ilgili haberin görüntülerini bulabildiğim bir sayfa
http://www.vatanim.com.tr/root.vatan?exec=fotoalbum&kaid=551



Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?


10,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,00
4 Kahveci oy vermiş.

 


 


Ardan Zentürk

 A'dan Z'ye : Ardan Zentürk


   Seçimden önce savaşın sıcaklığı mı?...

Amerika Birleşik Devletleri’nin, Ortadoğu coğrafyasındaki Kürt kültürel dairesini rahatsız etmeme, günü geldiğinde bölge dengeleri içinde kullanma politikasının devam etmesi, Türkiye’nin Kuzey Irak’a dönük stratejisinin tırmanmasına neden oluyor...

Hepimizin elinde bir saatli bomba var ve bütün dünya tik-taklarını dinlemeyi sürdürüyor...

Bu tik-taklar ile birlikte, DTP’li ‘ünlü isimlerin’ meclise ‘bağımsız milletvekilleri’ olarak geri dönme girişimlerini meclis zemininde önleme manevraları nedense aynı döneme denk geldi...

Bir de... Üniversitelere dikkat!..

Hocaları memleketin cumhurbaşkanını tayin etmeye sevdalı bu kurumlarda, öğrenci zemininde yaşanılmakta olan ‘kanlı çatışmalar’, geleceğe dönük çok ciddi ‘provokasyon işaretleri’ vermektedir...

Geçelim...

ABD Dışişleri Bakanı Rice’ın, ‘Eğer Irak’tan erken çıkarsak, Türkiye başta bölge ülkeleri boşluğu doldurur’ demesinin perde arkasında yatan telaş manidardır...

Bildiğimiz kadarıyla, gazeteciden çok ‘işadamı’ şapkasıyla Kuzey Irak’ta bulunan ve özellikle Barzani’ye yakınlığıyla tanınan İlnur Çevik’in ‘Amerika PKK ile anlaştı, İran’a dönük müdahalede yer alırsa, Türkiye’ye Kandil izni verilmeyecek’ yönündeki iddiasını da bu çerçevede dikkate almak zorundayız.

Bu sütunun müdavimleri aylar önceden İran’daki rejime karşı mücadele bayrağı açan PEJAK isimli Kürt gerilla grubunun ‘PKK gövdeli Amerikan destekli’ bir örgüt olduğunu belirtmiştik...

O zeminde herşey, Washington-Erbil hattında planlandığı gibi yürüyor...

Washington’a göre yolunda yürümeyen tek nokta Türkiye zemininde...

Çünkü, cumhurbaşkanlığı seçimi-genel seçim çizgisinde yaşanılan kriz gelişmelerinin Türkiye’yi ne kadar oyalayacağı, ülkenin bugünlerde göstermekte olduğu dağınık görüntü içinde Türk ordusunun bölgedeki PKK unsurlarına karşı beklenilen askeri müdahaleyi gerçekleştirip gerçekleştirmeyeceği ayrı bir soru işareti...

Ama, bölgeye yapılan yaklaşık 200 bin askerlik yığınak, tüm dünyaya gerçek niyetin ne olduğunu çok güzel göstermektedir. Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ’un Irak sınırına kadar uzanan birlik denetlemeleri...

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın 12 nisan basın toplantısında açıkça, ‘Kuzey Irak’a gerektiğinde doğrudan müdahale edilmelidir’ demesi...

...Ve son olarak telefonda görüştüğümüz Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün ‘İç politikadaki sarsıntılar dışarıyı da etkiliyor kuşkusuz ama Allah’tan Kuzey Irak’la ilgili tüm önlemleri almış, muhataplarımı bazı konulara ikna etmiştik’ yönündeki üstü kapalı sözleri...

Başbakan’a yakın bir kaynağın, haftalar öncesinden kulağımıza fısıldadığı, ‘Bahar aylarıyla birlikte bölücü terör örgütüne nefes aldırmamakta kararlıyız. Mayıs ayı sonlarında operasyonların gerçek hedefinin nerelere kadar uzanabileceğini de Amerikalılara bildirdik, bilgi sahibi oldular’ yolundaki cümleler...

Mesut Barzani’nin bir telaş Brüksel’e gidip derdini Avrupalılar ile paylaşması, Kürt yönetiminin Washington’daki temsilcisi Celal Talabani’nin 29 yaşındaki oğlu Kubad Talabani’nin milyonlarca dolarlık bir lobicilik çalışmasıyla Kürdistan Özerk Bölgesi’ni, Amerikan yönetimi nezdinde İsrail ve Tayvan statüsünde ‘Hiç bir şart altında vazgeçilemeyecek ayrıcalıklı müttefik’ konumuna yerleştirme gayretleri...

Sanki... Bölgeden akordu bozulmuş bir müzik sesi duyar gibiyim...

Yoksa... Temmuz ayına doğru bir genel seçimin sıcaklığını yaşayacağını düşünen Türkiye, geniş çaplı bir askeri operasyonun sıcaklığını yaşayacak olmasın...

Sorunun yanıtı siyasi yaşantımızın yakın geleceği açısından hayati önemdedir.

Ardan Zentürk


Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?


7,757,757,757,757,757,757,757,75
4 Kahveci oy vermiş.

 


 


Nesrin Özyaycı

 Yansımalar : Nesrin Özyaycı


   ANAM rahmetliye

Tüm anaların günü kutlu olsun...

(22.Haziran.2001 acı anısına)

GÖRESİM GELDİ


Özlemedim, göresim geldi,
İçimden geldi kucaklamak,
Koklamak istiyorum tüm özlediklerimi
Göresim geldi kaybettiklerimi.

Özledim, hissedebiliyorum.
Göresim geldi, göremiyorum.
Bozmaya geleceğim!
Dudağımda ezik bir gülümseme
Ellerimde şiirler, çiçekler.
Gönülden bozmaya geleceğim
Küskünlüğümü,
Barışmaya geleceğim sana.
Göresim geldi işte
Anlatamıyorum mısralarımda.

IŞIK II, sayfa 80, Nesrin Özyaycı


Çok özlemiştim seni anacığım! Yukarıdaki şiirimi, ölümünün yıl dönümünde yazmıştım... Takışır, bozuşur, sarılırdık dünya hallerinde! Hele okumamı hiç istememiştin değil mi? Yorulmama gönlün razı değildi o terörün kargaşalığında! Estirmemi istemiştin. Estiriyorum canım annem! Mezun olduğum günün sabahında; 2 yılı Almanya'da 2 yılı İngiltere' de toplam 4 yıllık "Körlere İngilizce Eğitimi..." üzerine kazandığım bir bursun Sn.Vehbi Dinçerler' in eşi meslektaşım sevgili Sabiha Dinçerler' in kefilliğinde gitme kararım üzerine babama "...gönderirsen senden boşanırım..." deyişini unutamıyorum! Gidemedim elbette. Direnişime, babama, amcama, sizlere borçluyum yazdıklarımı... Ruhumda "tavırların(m)la, işlediğim(n) motiflerimle, aşımda, işimde..." yaşıyorsun. Türkçe/İngilizce şahsıma yakıştırmalar bana değil sanadır rahmetli anam babamla birlikte. Babamda, evlatlarında hep sen varsın sevenlerinle... Kuşatılmışım ikiniz tarafından. Osmanlının son türlerindendin desem az!

Unutulmayanlar olacağız, bize yakışacaksa eğer. Dün sabahın alacasında babama uğradım. Arıyorum her gün, sen aklıma geldiğinde de arıyorum, işim düştüğünde de, öğüdüne/duasına ihtiyacım olduğunda da arıyorum. Titriyoruz. Canı sağ olsun babamın senden yadigar bize! Ömrümüzden alıp ömrüne koysun Allah diye dua ediyorum. Arabamla senden bende kalan bakırlarımı parlattırmak için Kale Altına gittik. Dönüşte evimden sonra 2.hücrem olan işyerime geldik. Katmer yedik birlikte. Yüreğim ağlıyor ancak nafile... "...Hayat böyle maalesef..." diyor babam beni teselli edercesine!

Ölüm kadar acısı yok yaşamın. Haziranda kar çok sıcak yağmıştı üç defa ömrümde, Allah dördüncüsünden esirgesin. Anamı, Öğretmen Serpil Öztürk Demir, Eczacı Emel Özkeçeci Köroğlu arkadaşlarımı hep Haziranda uğurlamıştım yüreğimdeki Antep mezarlığına. En ağır yazılarımdı onlar yazabildiğimce... Mekanları Cennet olsun dualarımla.

Haziran' da sana hak ettiğin, istediğin gibi bir anma yapacağız. Altımızda olmaya çalışacağız, altıncı veda yılında. Kardeşlerim de, sevdiklerinde gelecek merak etme. Hani bizleri başına topladığın o bağımıza gidişler, hamam sefaları, Ramazan iftarları! Yok... Gelinlerinde gelecek bakalım... Öyle konuştuk babamla.
Son yolculuğundan sonra çok dağıldık, iyi ki göremedin. Görseydin de dayanamazdın hani!
Mezarına gideceğiz. Elimde ne götürsem acaba? Çiçekler, kuşlar, camiilerdeki Kuran okuyan yoksulları mı getirsem ne dersin? Yoksa Kenan Evren okulunda bilmem kaç yaşında öğrendiğin Türkçe, Arapça için yaşlı/genç/çol çocuk arkadaşlarını mı getirsem? Ne çok şey severdin öyle! Bizi unutmazdın, "bir telefon açın sesiniz gelsin yeter" derdin hep! "...ekmeğin ortasını yemelisin", "...her şeyde alacak var...","...neredesin yavrum" deyişlerinle ayaktayım güzel KADIN anacığım.

Çok yoruldun, yorduk, yordular... Sesinde gitti sende yoksun! Yüreğimizdesin... Çoğumuzda varsın az da olsa yaşatmaya çalışıyoruz seni. Ölümünden sonra aldığım tek miras yakın gözlüğün. Kullanıyorum bazen, zorlansam da. Sana çok yakışırdı bilirim. Hiçbir eşyana dokunmamıştık bizi terk edişinin ardına. Darıldılar bazıları bana en büyük evladı olarak ailenin. Sandığına hiç dokunamadım biliyor musun! Baba ocağımın anamın ardına emektarı olan teyzeme; sandıktakileri takın, giyin derim babamın karşısında. Babamın törelerini iyi biliriz, böyle istemişti, dokunamamıştık çöpüne. Bıraktığın gibi tozlansa da eşyaların, bağın bozulsa da, babam zorunluluktan gariban teyzeyle evlense de!

Badem ağaçları sen diye salınıyormuş, sütçü amca seni soruyormuş. Sitem ediyor konu komşu bağ bozumunda gittiğimde "...niçin sık gelmiyorsun?"diyorlar! Her yıl senin için fidan/çiçek alıyorum babama dikmesi için. En son 4 kiraz almıştım, üçü kurumuş biri yeter diyor canım babam. "...gelmiyorsun bağa, aldığın çiçeklerin yüzüne bakmıyorsun..." dese de gidemiyorum, ayağım dönmüyor... "sen bakıyorsun ya yüzüne yetmez mi baba ..." buruk yaşıyorum çok buruk! Derslerimi iptal edip gideceğim bir Pazar bağa. Zor olacak gidişim, ancak babamın hatırına daha sık olacak merak etme anacığım! Uğradığımda bulamadığımda beyaz şapkalı çınarı, kapısındaki çardak sarı güllerden kopartırım. Görmesin diye korkmuyorum artık! Korku kültürünü yendik yenebildiğimizce, cesurca! Bize en büyük yadigar "helal ettiğin" son gecemizde emeklerin.

Yüksek tansiyondan kanadığı beyninin çırpınışları gözümün önünde dalgalı saçlarınla... hani "endamın yeter..."diyor ya şarkı! Sigorta hastanesinde numarasını unuttuğum ceviz ağacının dibindeki odaydı ikimize eşlik eden. Kuşlar ötüşüyordu yaprakların arasında inanın! Hayret sabahın köründe! Bir Geceyi baş başa geçirmiştik. Babamı istemiştin gece boyunca, sarılmıştık senle çırpınırcasına. Babam gelmişti de üçümüz can vermiştik sabahın seherinde. Acıya boyamıştın ikimizi öncelikle... Sonra.....

...
...

Sevgili analar... Anası düşmüş, yatalak, çalımlı, çilekeş, asortik... evlatlar. Onlar çok önemli! Bizi onlar büyüttü. Miting meydanlarında Türkan Saylan seslerini duymalıyız, anlamalıyız, gözlerimiz dolmalı ki....
Telefonlar çalmalı, hadi arayalım analarımızı, babalarımızı, büyüklerimizi, bize emek verenleri
Gönül alma yarım elma...

"Cennet anaların ayakları altındadır"
"Ana gibi yar Bağdat(bombalansa da!) gibi diyar olmaz"
"Analara Kıymayın efendiler..."
"Kıyacaksanız da ONURLU kıyın!..."

"Bütün kadınların özü aynıdır" desem...

Nesrin Özyaycı
http://www.nesrinozyayci.com


Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?


7,757,757,757,757,757,757,757,75
4 Kahveci oy vermiş.

 


 


Sabiha Rana

 Beyaz Düşler : Sabiha Rana


  Kral aranıyor!

Zifiri gecelerde kırılan hayatlar ve aşklarla birlikte, varlığımı sürdürdüğüm bu dünya hayatında, binbir umut doğuran yüreğimle birlikte güneşe uyandım..
Ülkemin haber merkezleri sanki kocaman bir ağız olmuş, içinde yaşamaya çalışan biz insan denen canlıların kulaklarına, hep bir ağızdan, avazı çıktığı kadar bağırıyorlardı..
Yoksa siz, hala, duymadınız mı?
Varalım o zaman ''Sağır Sultan''ımıza da olanı biteni, bir de ondan dinleyelim derim.. Sonra mı? Yok olmaya çeyrek kalmış insanlığıma, ağlayarak, yanarak, gevelerim duymak istemediklerimi..
Sökülünce kaderler birbiri ardına, evlerine doğru değil de ya cennete gitmek istemişlerse meleklerle?
Oysa! Yangınlar yandı ruh evlerimizde çığlıklar çınladı can evlerimizde..
Çaresizlik içinde, ana gibi, yar gibi, kundak gibi, kefenledim durdum bende kendimi bebelerle..
Sevdalı kamburumu da sırtıma attığım gibi, kan kırmızı akşamlardan zifiri gecelere doğru, yürüyerek yüreğimin kıyısından, sürünerek aklımın köşesinden, nasip olan yar gücümle yola koyuldum.
Hiç unutmayacağım!
Dünyadaki her şey, ikiye bölünmüştü o gece.. Dünya bir yana, dünya bir yana olmuştu. İyi ve kötü diye, ikiye bölündü birbiri içinde..Mehtabı arkama alarak, iki ayrı geceyle de sırt sırta verip, son kez dünyanın gözüyle yıldızlara baktım..
Şeytan bunlar!
Bizlerin gözle göremeyeceği uzaklıkta, taa öteki uçta, işini yapmış olmanın verdiği yüz ifadesiyle, sırtlanlar gibi sırıtıyor ve sevinçlerinden bir birlerinin sırtlarını sıvazlıyorlardı.

Kimsenin etlisine sütlüsüne karışmayan masum hayatlar ve yaşanılmamış aşklar, boynunu büktü o geceden sonra, beli kırıldı bütün umutların.. Yaşadığımız günler boyunca, düşlerimizi uyuttuğumuz sabahlara uyandık daima..
Şimdi, arkamıza yaslanmadan ve öylesine uzaktan, seyrediyoruz giden insanlığımızı.. Ve ardından, sanıyoruz ki ruhumuz, Anka gibi uçacak yarınların arkasına.

Ve biz, hayat sana güle güle mi diyeceğiz?
Bence duyduyduk duymadıydık demeyelim, vicdanımızın sesini dinleyelim..
Bugünden evvel, yarından önce, ülkemizin ve halkımızın başına yeni bir Kral seçilecekmiş..

Cahilliğimin demesi şudur ki!

Vatanımızın, Bayrağımızın, Atalarımızın, Şehitlerimizin, Gazilerimizin, dul ve yetimlerimizin hakkı için, insanlığın geleceği için, alalım yolları cümle yolsuzluklarıyla ve tabii ki türlü pişmanlıklarımızla, çiğneyelim onları ayaklarımızın altında.
Bundan böyle kim tutar beni ?
Yürü be dedim Sabiş , yürü..
''Hak'ça, Hakk'ın yolunda ve sonsuz bir huzura doğru yürü!''

Tarihin ne önemi var? '' Mühim olan insanlık. Ama! Uygarca insanlık.'' Tarihi cesurlar yazarmış
( Onyedi sıfırdört ikibinyedi ) bu günkü dünya günü. Yani, anladınız siz onu :)

Okuduğunuz için teşekkür ederim.

Sabiha Rana
http://www.sabiharana.com


Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?


8,258,258,258,258,258,258,258,25
4 Kahveci oy vermiş.

 


 


 Dost Meclisi


YORUMLARINIZI GALERiMiZDEKi iLGiLi BÖLÜME BIRAKABiLiRSiNiZ.
Yorumlarınız için bekleriz.

Fotograf : Tayfun Avınca

Kahveci dostların tüm eserlerini KM SANAT GALERİSİ'nde görebilir,
dilerseniz duygu ve düşüncelerinizi paylaşabilirsiniz.

<#><#><#><#><#><#><#>

Kahve Molası, siz sevgili kahvecilerden gelen yazılarla hayat bulmaktadır.
Her kahveci aynı zamanda bir yazar adayıdır.
Yolladığınız her özgün yazı olanaklar ölçüsünde değerlendirilecektir.
Gecikme nedeniyle umutsuzluğa kapılmaya gerek yoktur:-))
Kahve Molası bugün 4.580 kahvecinin posta kutusuna ulaşmıştır.

Yukarı


 


 Tadımlık Şiirler


LOKAL ANESTEZİ

kırmızı bir denklem gibi ömür
artezyen kuyularda lağımlı bir elmas bazen

kalbim
kurumuş kan şelalem benim
art arda solan günlerden sana kalan
henüz gelmemiş henüz solmamış günler
yalnızca

uzunca bir başlangıcım hayata
ayrışmadan gözyaşım dağılmadan buhur
hüznü en güzel ben üzerim
uzak duygularıyım uzak aşklarımın
yakınım oysa herkese kendimden başka
ben
tene bulanmış ter kadar samimiyim aslında

kirli ve durağan sularda arardım
yüzümün aynaya akan yorgun yarısını
ve kendi insan çamurumda buldum onu
alnacımda asılı beklerken karanlık yontum!
bana benziyor bu yüzden bütün nesneler
bir anlam yüklemedikçe
koskoca bir hiç gibi kalıyorum aranızda
ama dokunduğunuzda
kirlenen ben miyim yalnızca..

kırmızı bir eşitsizlik gibi ölüm
cinnet çukurunda bir çakıl çok zaman

Ali Bozdemir

 


 Bulmaca - Sudoku




SUDOKU bir mantık bulmacası. "Suji wa dokushinsha ni kagiru" nın kısaltılmış hali, "Sadece tek sayıya izin var." diye tercüme edilebilir.

Kuralı çok basit. Her boş kareyi 1'den 9'a kadar bir rakamla doldurmak zorundasınız. Ama karelere yazılacak rakamları öyle ayarlayacaksınız ki, her satırda, her sütunda ve 3 x 3 kareden oluşan her blokta 1'den 9'a kadar bütün rakamları kullanacaksınız.
Gitmek için tıklayın.
Kolay gelsin.



 


 Biraz Gülümseyin




KMTV Sunar...

Yukarı


 


 Kıraathane Panosu


İstanbul için Son Hava Durumu
ISTANBUL ISTANBUL
Ankara için Son Hava Durumu
ANKARA ANKARA
İzmir için Son Hava Durumu
IZMIR IZMIR
Kaynak: http://www.meteor.gov.tr

Yukarı


 


Akın Ceylan

 İşe Yarar Kısayollar


  Şef Garson : Akın Ceylan

...Futbolun gerçekliğinden sıkıldınız mı? Bir takımı ligdeki yöneticilerinden daha iyi idare edebileceğinizi mi düşünüyorsunuz? Bize katılın kendi takımınızı kurun, diğer yöneticilerle yarışın ve en iyi olduğunuzu ispatlayın! http://online.sokker.org/ Türkçe dil desteği de mevcut. İyi eğlenceler.

... Binlerce yıl önce mahzende unutulan bir şaraptan tesadüf eseri keşfedilen elma sirkesinin, ciltteki lekelerden fazla kilolara, sağlıksız saçlardan varisli damarlara kadar birçok derde deva olduğu bildirildi. Elma sirkesinin özellikle pırıl pırıl saçlar, lekesiz bir cilt ve incecik bir vücuda kavuşmada çok önemli katkılar sağladığı vurgulandı... Devamı için http://www.hanimlar.com/moduller.php?modul=makale_oku&id=79

Tüm haber kaynaklarının tek bir çatı altında toplandığı güzel kaynaklardan bir tanesi http://www.haberler.com/ Yerel ve ulusal basından derlenmiş güncel haberleri bulabileceğiniz hoş bir web sayfası.

Online olarak oynanabilecek birbirinden güzel onlarca oyun için http://www.flyordie.com/oyun.html Tavla, dama, satranç, bilardo... Ne ararsan mevcut.

Yukarı


 


 Damak tadınıza uygun kahveler






http://kahvemolasi.ourtoolbar.com/
Beklenen Araç Çubuğu hizmetinizde:-)) Kahve Molası Araç Çubuğu (Toolbar) gelişmeye açık olarak kullanıma açık. Bir kere download edip kurmanız yeterli. Bundan sonra ki tüm güncellemeler gerçek zamanlı olarak tarayıcınızda görünüyor. Kahve Molası'nın tüm linklerine hızla ulaşabildiğiniz gibi, Google Arama, KM'den mesajlar ve en önemlisi meşhur "Dünden Şarkılarımız" artık elinizin altında. Sohbet için özel chat bile olduğunu eklemem gerekir. Son derece güvenilirdir. Virüs içermez, kişisel bilgi toplamaz. Bizzat tarafımdan pişirilip servise konmuştur. Yükleyip kullanın, geliştirmek için önerilerinizi yollayın.

Yukarı


 


KAHVE MOLASI ABONELERi Google Grubuna üyesiniz. İlginize teşekkür ederiz.

ABONELiKTEN AYRILMAK İÇİN :
KM-abone-unsubscribe@googlegroups.com
(Gönderdiğiniz mesajın abone olduğunuz adresten gittiğine emin olunuz.)

ÜCRETSİZ ABONE OLMAK İÇİN :
Google Gruplar KAHVE MOLASI ABONELERi grubuna kayıt ol
E-posta:


Arkadaşlarınıza önermek ister misiniz?


Kahve Molası MS Internet Explorer 5.0+ ve 800x600 Res. için optimize edilmiştir.
Uygulama : Cem Özbatur - 2002-07©KAHVE MOLASI - Her hakkı saklıdır. Yayın İlkeleri

 






Arkadaşlarınıza önerir misiniz?

Yazılarınızı buradan yollayabilirsiniz!



SON BASKI (HTML)

KAHVE YANINDA DERGi

Hoşgeldiniz
Arşivimiz
Yazarlarımız
Manilerimiz
E-Kart Servisi
Sizden Yorumlar
KÜTÜPHANE
SANAT GALERiSi
Medya
İletişim
Reklam
Gizlilik İlkeleri
Kim Bu Editör?
SON BASKI (HTML)
YILDIZ FALI
DÜNÜN
ŞARKILARI





ÖZEL DOSYALAR

ATA'MA MEKTUBUM VAR
Milenyumun Mandalı
Café d'Istanbul
KIRKYAMA
KIRK1YAMA
KIRK2YAMA
KIRK3YAMA
ZAVALLI BİR YOKOLUŞ
11 EYLÜL'ÜN İÇYÜZÜ
Teröre Lanet!
Kek Tarifleri
Gezi Yazıları
Google
Web KM













Fincan almak ister misiniz?
http://kmarsiv.com/sayilar/20070515.asp
ISSN: 1303-8923
15 Mayıs 2007 - ©2002/07-kmarsiv.com