Oy kullan



Yazılan,  Okunan,  Kopyalanan,  İletilen,  Saklanılan, Adrese Teslim Günlük E-Gazete Yıl: 6 Sayı: 1.249

Sisteme gir!

Merhaba Sevgili KM dostu, hoşgeldiniz!

 9 Temmuz 2007 - Fincanın İçindekiler



 



 Editör'den : Ciğerimiz yanıyor!..


İyi haftalar,

Gene başladık yanmaya. Bu sefer ciğerlerimiz yanıyor. Manavgat, Çeşme, Bodrum, Menderes hep beraber yanıyor. Hektarlarca orman kül oluyor. Bunun Güney Doğu'da verdiğimiz şehitler, trafiğe verdiğimiz kurbanlar kadar önemli olduğunu ne zaman kavrayacağız acaba. Durup dururken çıkmıyor bu yangınlar. Ya bir serseri izmarit atıyor arabanın camından, ya bir sorumsuz salak şişe atıp kırıyor, ya bir dangalak mangal yapıyor, ya da kahrolasıca bir el yakıp atıyor kibriti. Böyle aynı anda çıkan yangınlar hep bu sonuncu kahrolasıca eli işaret ediyor ne yazık ki... Ha salaklık, ha kahrolasıca terör, ne farkı var ki birbirinden. Ciğerimiz yanıyor, birileri avcunu kaşıyor, elini ovuşturuyor. Yanmış ormana dikeceği resort otelin hayalini kuruyor. Kesinlikle inşaat izni vermeyeceğiz demiş birileri, iyi etmişler. Ama bu sözler aşina bize, çok duyduk bunları. Bu sefer yalancı çıkmasalar bari.

Cumartesi gecesi yeni bir yarışma vardı televizyonda. Güzel ve Dahi. Çöpçatan yarışmalarına biri yenisi daha eklendi. 10 hafta 8 genç çift birbiriyle kaynaşmaya, sözde birbirlerine birşey öğretmeye çalışacak. Ve biz o aptal kutusunun karşısında, kim kime aşık oldu onun dedikodusunu yapacağız. Beni pek sarmadı ama sardıranlarınız vardır mutlaka. İl gün güzel ama aptal olduğu varsayılan kızlarımıza sorular sordular, birini bile bilemeyene masanın üzerine çıkıp dansetme cezası verdiler. O kızlardan birinin babası olsaydım nasıl tahammül ederdim bilmiyorum ama ben oturduğum yerden sinirlendim. Kızlar beklenildiği gibi çıktı. Evren'i, Ecevit'i, Özal'ı tanımadılar, onbinde sekiz sıfır var dediler. Aralarında yeni liseyi bitirmişler, üniversitede okuyanlar da vardı. "Dahi" diye oraya çıkarılan gerçekten çok değerli genç adamların da onlardan çok farkı var mıydı merak ediyorum. Tahminim farklı olmadıkları yolunda. Yanılabilirim ama görünen köy öyle. Maalesef gençlerimizin Dünya ile ilişkileri hobileriyle sınırlı. İlgisizler, politikayı sıkıcı buluyorlar, göz önünde olmak yerine ekran gerisinde olmayı yeğliyorlar. Bu gençler 22 Temmuz'da oy kullanacaklar ve kararsızlar. Yetişkinlerin de onlardan eksik kalmadığı düşünüldüğünde, bu, seçimlerin beklenmedik pekçok sonuca açık olduğunun delili.

Kahveciyiz.com adreslerini dağıtmaya devam ediyorum. Arzu edenlerin müdüriyete başvurmasını hatırlatır, hepimize yangınsız, kazasız, belasız bir hafta dilerim. Esenkalın.

Bir sonraki sayıda buluşuncaya kadar bulunduğunuz yerden bir adım öne çıkın. Sevgiyle...

Cem Özbatur








Yukarı


 


Alkım Saygın

 Kahveci : Alkım Saygın


  kendini değiştirmeye hayâllerinden başla, dedi şâir..

O gece Nöbetçi Çavuş'un sesiyle uyandım..
Kalkmam gerektiğini, Nöbetçi Astsubay'ın bana nezârethâne nöbeti yazdığını söylüyordu.
Aslında Karakol Nöbetçisi olduğum için gece nöbetlerinden muaftım, fakat aynı gece Jandarma Bölgesi içinde önemli bir baskın gerçekleştiriliyordu ve Karakol'da başka asker yoktu..
Kamuflâjımı giydim, postallarımı bağladım, parkamı sırtıma geçirdim ve nezârethânenin yolunu tuttum.
İçeride orta yaşlı, orta boylu, kirli sakallı, saçları önden hafif seyrelmiş bir bey vardı; ismini açıklamam yasal suç teşkil edeceğinden ben ona Ali diyeceğim..
Ali Bey baskın sırasında yakalanmış; evinde çok sayıda porno cd, kaset ve dergi varmış, bunların alım satımıyla uğraşıyormuş..
Koğuştan çıkarken Nöbetçi Çavuş bana bunları söylüyor, şahıstan uzak durmam konusunda beni uyarıyordu.
Fakat şâir gönlüm hiç söz dinler mi..
İçeri girdiğimde Ali Bey'in gözlerinde son derece mahzun bir ifâde vardı.
Suçluydu, bunu biliyordu, ne kadar utansa da artık olan olmuştu..
İyi geceler, diyerek demir parmaklıkların karşısındaki sandalyeye oturdum; hiç ses etmedi, kendisine yönelik sözlü sataşmada bulunabileceğimi düşünmüş olmalı..
Bir ihtiyâcının olup olmadığını sordum, yine cevap vermedi..
Sigara içmek isterse yasak olmasına karşın bunu sağlayabileceğimi söylediğimde ise gözlerinde hafif bir tebessüm belirdi; nasıl, diye sordu hemen..
Aslında sigara kullanmayan birisi olduğum hâlde lâzım olunca kullanmak üzere kamuflâjımın yan ceplerinde sigara, çakmak ve hattâ küçük bir şişe kolonya, el eneri vb.. taşımak âdetim olmuştu; hemen bir sigara yakarak demir parmaklıklardan içeri uzattım ve ona tuvalete girmesini söyledim..
Çıktığında epeyce rahatlamış görünüyordu; çocuksu bir sevinçle sağol kardeş, dedi ve yatağın ucuna oturdu..
Elini alnına dayamış, göz ucuyla beni süzüyordu..
Bakışlarımla onu rahatsız etmemek için sandalyeden kalktım ve nezârethâne içinde dolaşmaya başladım..
O sırada bana nereli olduğumu, ne iş yaptığımı, kaça kaç olduğumu, şafağımın ne kadar kaldığını sordu, her birini yanıtladım.
Ancak yazar olduğumu söylediğimde pek şaşırdı, yayınlanmış bir kitabım olup olmadığını sordu, var dedim, ona yazarlıkla ve yayınevleriyle ilgili olarak yaşadığım sorunlara ilişkin bâzı şeyler anlattım..
Bu sırada kendisinin de işletme okuduğunu ve öğrencilik yıllarında benim gibi yalnız yaşadığını, hattâ bir dönem iyi bir öğrenci olduğunu, fakat sonradan hayâtının rayından çıkıverdiğini öğrendim..
Ali Bey üniversitedeyken bir kıza çok büyük bir ilgi duymuş, ona derinden bağlanmış; ancak ona açıldığında aldığı olumsuz cevap karşısında hayâlleri yıkılmış, sonrasında da herhangi bir karşılık alamamış ve böylece hayâta ve insanlara küsmüş..
Önce çalıştığı şirketten ayrılmış, sonra da devamsızlık nedeniyle okuldan atılmış..
Bütün bunlar onu hayattan ve insanlardan daha da fazla uzaklaştırmış..
Sonunda "internete takılmaya" başlamış, önceleri "sâdece zevkine" okey, tavla vb.. oynamış, fakat aradan çok geçmeden "sanal kumarhâne" batağına saplanıp kalmış..
Kredi kartlarının son limitleri de dolunca artık başka yollara başvurmak zorunda kalmış.
O dönemde gördüğü bir internet ilânı tüm hayâtını değiştirmiş: saati üç yüz dolara jigololuk..
Bir, üç, beş..
Artık ilişkiye girdiği insanların sayısını bilemez olmuş, fakat kendisinde çok farklı cinsel yönelimler baş göstermiş..
Para karşılığı birileriyle ilişkiye giren insanları seyretmek onun saplantısı hâline gelmiş, sonrası da mâlûm..
Ali Bey'in bana bunları anlatması hiç kolay olmadı.
Gerçi ona bir asker gibi değil, daha çok bir sosyâl psikolog gibi davranıyor ve onu rahatlatmaya çalışıyordum..
Ali Bey'in başından geçenler gerçekten de yürek burkucu..
Fakat bize çok temel bâzı gerçekleri ibret verici bir biçimde gösteriyor..
Ne yazık ki hayattan ve insanlardan kopuk yaşayan, teselliyi şu ya da bu bağımlılıkta arayan ve bulduğunu zanneden, sonra da kendini şu ya da bu biçimde ve şu ya da bu gerekçeyle kullandırtan ve bunu yaparken insan olma onurunu hiç hesâba katmayan insanların hızla çoğaldığı ve insânî değerlerin giderek değersizleştiği bir çağda ve toplumda yaşıyoruz ve öyle görünüyor ki işler çığırından çıkmak üzere..
Baksanıza, saçma sapan bir özgürlük anlayışının da etkisiyle liselerimizde şiddet ve ahlâksızlık kol geziyor, kampüslerimiz ise birer açık hava genelevine dönüşüyor..
Hepimizin nice sorunları vardır kuşkusuz; fakat kimileri bu sorunların üstesinden gelmek için âzâmî ölçüde çaba sarf ederken kimileri ise bu sorunlardan kaçarak kendi elleriyle kendi sonlarını hazırlıyor..
İnternet yasası çıkartmak, internet suçları mahkemesi kurmak ne fayda..
Herşey önce insan olmanın erdemini görüp bunu yaşama irâdesi gösterip göstermemeyle alâkalı; gerisi ancak toplum vicdânını tatmin etmeye dönük girişimler..
Sabah saat 10.30 sularında Ali Bey, Savcılığa sevk edildi, derhâl tutuklandı ve cezâevine gönderildi..
Nezârethâneden çıkarken okuduğum bir şiirim de hâlâ kulaklarında yankılanıyor olmalıydı:

kendini değiştirmeye hayâllerinden başla..

ve doğdular..
ve yaşadılar..
ve değişemeden öldüler..
bir defâ değil, bin defâ öldüler..
bin defâ değil, binlerce defâ öldüler..
hep bir başlangıç beklediler ama,
sonunda başkalarına kukla oldular..
küllenmiş ateşe rüzgar,
henüz bitmemiş besteye karar sesi,
el edip gurbet ele gönderilene el olan özgürlük,
onlara ağır geldi..
geçmiş geleceğin tuğlası derdik,
kendimize de özgürlük işçisi..
öyleyse sevdiceğim, uzat bana ellerini,
birlikte değiştirelim hayâlleri..
aynı sonları yaşamak değil,
aynı sonlara katlanmaktır en acı olanı..
onların işi yıkmaksa bizimkisi de yapmaktır,
çünkü özgürlük, hayâllerin ötesinden ufka bakmaktır..

Alkım Saygın


Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?


10,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,00
3 Kahveci oy vermiş.

 


 


 Kahveci : Murat Tahtacı


ÇIĞ

Kazım Koyuncu - Gelevera Deresi..........

Başımı aşağı çevirdiğimde teybe ilişti gözlerim. Yorgun bir işçinin bakışlarıydı ağır aksak titreyen ekolayzırda gördüğüm. Saatlerdir dönüp dolaşıp aynı müziği çalıyordu da, dur diyen yoktu ki… Vitesi yükselttim, uzattım elimi düğmesine. Çal'a bastım tekrar.

Asfaltta hızlanan bedenimi durdurmaya hangi güç yetebilirdi bilmiyorum. Gecenin en karanlık saatlerinde vurmuştum soluğumu sert rüzgara ve tahminim de benzinin bitmesini beklemek olacaktı, bir ihtimal…

Arka koltuktaki portakallardan hoş kokular geliyordu burnuma. Bir an pazarcı kamyonunda olmak vardı dedim içimden, güneş doğmadan serilen kasalara tek tek dizilen meyvelerle didişmek ne farklı olurdu. Sonra giyip önlüğü tek tük gelmeye başlayan müşterilerle selamlaşırdım. Saat 9 olmadan yaşlılar uğrardı tezgaha, işlerini hemen görüp kalabalıkta sıkışmadan evlerine dönmek isterlerdi. Öğleye doğru klasik ev hanımları kılı kırk yarıp seçerlerdi alacakları her şeyi. Çoğu da almazdı ya, ceplerindeki 20 lirayı en ucuz tezgaha götürürlerdi. Yan tezgahtaki Hasan amca dert yanardı hep "Muz satmak da koyuyor insana be oğlum". Sebebini sorma ihtiyacı duymazdım, uzaktan geçerken bakıp da adımları uzaklaşan insanları görmemek ne mümkün insan olana?… Akşamüzeri ise yavaştan azalan kasalar üst üste konup dizilirdi kamyonun arkasına. Çıkan çürük çarıkları ise bir poşete doldururdum, sessizce uzanıp alan elbet olurdu…

Uzun farları gözümü alan bir kamyon sayesinde sona ulaştı düşlerim. Hoş, hiç pazarcılık yapmamıştım ama bir an kaşarlaşmış mesleğimmiş gibi geldi düşündüklerim. Gülümsediğimi fark ettim, direksiyonu sola kıvırıp "devam" dedim kendime. Kazım'ın dinmeyen nağmesiyle geçerken dakikalar, kokusu arada bir esen portakala uzattım kolumu, irice bir tanesini avuçlayıp dişlerimle kabuğunu soydum. Zaman ilerledikçe bulunduğum şehirden gittikçe uzaklaşıyordum, geri dönmeye niyetim yoktu ama nereye gidiyordum, bir bilsem. Belki güneşle beraber yeni insanlarla göz göze gelmek iyi gelecekti ruhuma. Eğer buysa tüm idealim, sanırım tüm portakallar da tükenecek varana kadar...

Eğilip baktım ön camdan. Gökyüzünde yıldız azalmıştı. Rüzgarın sertliği ise otomobilimi sarsacak düzeye çıkıyordu sık sık. Yolların kıvrımı bir yılsonu partisindeki utangaç dansa benziyordu, en ufak bir hatada sanki çevremdeki herkes bana gülecek, belki de alay edecekti. "Vazgeçmek mi?" Ne bünyem kabul eder, ne de yoldaşlık eden portakallar artık…

Yüreğimle savaşımı nasıl anlatırım bu yollara. Nasıl derim "gözlerimden uzak tutun çizginizi de, varayım evime…". Susmaktan başka ne çare var… Uzun bir düzlüğe vardığımda yüklendim vitese. Neden biraz daha hızlanmaz ki bu meret? Kastı bana mı, yollara mı? O esnada bir melodi gelmeye başladı yan koltuktan. Feryat savuran cep telefonumu elime aldığımda kızarmaya çoktan başlamıştı gözlerim... Ayağım gaz pedalına abandıkça abanıyor, parmaklarımsa gömülüyordu direksiyona. "Kapat artık" diyordu içim. "Kapat ve çevir yüzünü yola"… Yapamadım…

1 hafta sonra

Yer: Bir kasabanın yol kenarındaki dere yatağı.

Otomobilden arta kalan parçaların içinde arama yapıyorlardı. Sadece adını ve soyadını bildikleri maktulün trafik kazası esnasında ölmediği iyice anlaşılmıştı. Araç plakasını kilometrelerce taramalarına rağmen bulamadılar. Motor seri numarasından kimin adına kayıtlı olduğunu öğrenmişler, ama ulaştıkları isim yıllar önce vefat etmiş biriydi. Cesedin üzerinden ne bir kimlik ne de ehliyet çıktı. Balistik incelemeye aldıkları cep telefonundan çıkan bir tek numara vardı… En son bir hafta önce aradığı anlaşılan bayana ulaştılar.

Polisleri kapıda gören bayanın gözlerindeki yorgunluk konuşmasına gerek bırakmadan içeri buyur etmişti her ikisini de... Kır saçlı polis içeriyi süzmeye başladı.

Eski tip bir daireydi kaldığı yer. Duvarlar alçısı yer yer çatlamış badana kaplıydı. Koltuklar en az 10 yıllıktı, mutfak kapısından görünen saksılar ise içeriye hoş bir hava katıyordu. Polislerin oturmaya niyetli olmadıkları her hallerinden belliydi. Kanepeye çömelmek için izin istedi kız. 25 yaşlarında var yoktu. Bir an sessizlik oldu. Kır saçlı ve ince uzun bıyıklı polis tam söze girecekti ki, sehpanın üstünde duran kâğıdı gösterdi ıslak gözleriyle kız… Ellerini beline kenetlemiş yaşlı polis memuru usulca eğildi kağıda doğru. Yapraklarını açıp okumaya başladı. Okudukça yüzündeki tedirginlik belirtisi artıyordu… Bittiğinde derin bir soluk alıp katladı ve iç cebine sıkıştırdı.

Sorgu uzun geçmişti. Ve de çok sessiz… Kızın bildiği aslında hiçbir şey yoktu. Tek bildikleri; ölmeden önce atar damarının patlamış olduğu ve kalp kapakçıklarının ters dönmesiydi… Tıbben hiçbir açıklama yapamadılar…
Bir ben biliyorum gerçeği ve sonsuza dek yok olmuş bedenimde kalacak o büyük sırrı...
Kimse bilmese de, yine otomobilimde, sol elimde portakalımla ilerliyorum bilmediğim yollara…
Sonsuz bu gidiş… Ölüp ölüp, tekrar takacağım Kazım'ın CD'sini teybime...

Selametle...

Murat Tahtacı


Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?


8,208,208,208,208,208,208,208,20
5 Kahveci oy vermiş.

 


 


M.Nihat Malkoç

 Kahveci : M.Nihat Malkoç


  KAPANIŞ MUHTEŞEM OLDU

Trabzon, ülkemizin en hareketli şehirlerinden birisidir. Burada hayat hep canlıdır. İnsanlar hamsi gibi hep hareketlidir. Sabahın ilk ışıklarıyla başlayan hayat, gece vaktine kadar devam eder. Burada yaşayan insanlar, durağanlığı hiç sevmez. Böyle bir şehirde insanları kültür, sanat ve spora yönlendirmek gerekir. Şayet böyle yaparsanız, gençler boş zamanlarını yıkıcı faaliyetlerle geçirmezler. 1. Karadeniz Oyunları'nın Trabzon'a alınması bu açıdan çok mühimdi. Gençler bir hafta boyunca sporun dostluk, barış ve kardeşlik olduğunu öğrendiler.

Trabzon'da bir hafta boyunca bayram ve karnaval havası yaşatan 1. Karadeniz Spor Oyunları sona erdi. 2 Temmuz'da Hüseyin Avni Aker Stadı'nda düzenlenen törenle resmi açılışı yapılan 1. Karadeniz Oyunları'na, Türkiye'nin evsahipliğinde Rusya, Ukrayna, Yunanistan, Romanya, Azerbaycan, Gürcistan, Moldova, Ermenistan, Bulgaristan ve Arnavutluk katıldı. Atletizm, okçuluk, cimnastik, yüzme, tekvando, güreş, futbol, basketbol ve voleybol branşlarındaki müsabakalar, başta Trabzon olmak üzere, Rize ve Giresun'da yapıldı. Yalnızca Türk sporcuların katıldığı bedensel engelliler atletizm, yüzme ve okçuluk müsabakalarının yanı sıra, Artvin'in Hopa ilçesinde başlayan ve Samsun'da tamamlanan beş etaplı bisiklet yarışı düzenlendi. Görüldüğü üzere sporun her dalı vardı oyunlarda.

Sporda kazanan da kaybeden de olacaktır. Kazananlar sevinecek, kaybedenler üzülecektir. Bu oyunlarda da öyle oldu. Kazananlar sevinirken kaybedenler üzüldü. Kazananlar moral tazelerken kaybedenler hatalarından ders aldı. 1. Karadeniz Oyunları Türkiye açısından çok verimli ve başarılı geçti. Ülkemiz pek çok dalda altın, gümüş ve bronz madalya sahibi oldu. Beş gün süren müsabakalarda Türkiye, 43 madalyayı atletizm dalında aldı. Türk sporcular, yüzmede 20, güreşte 22, tekvandoda 15, okçulukta 10 ve cimnastikte de 5 madalya elde ettiler. Bireysel sporlardaki başarısını takım sporlarında da gösteren Türkiye, voleybolda 1., futbolda 2., basketbolda da 3. olarak madalya kazanmış oldu. Oyunlarda 37 altın, 40 gümüş, 41 bronz olmak üzere toplam 118 madalya kazanan Türkiye, 11 ülke içinde klasmanda ikinci sırada yer aldı. Fakat futbolda penaltılarla kaybedilen birincilik bizi üzdü.

1. Karadeniz Oyunları'na Rusya ağırlığını koydu. Ruslar sporun her dalında başarılı, disiplinli ve gayretli olduklarını bir kez daha gösterdiler. Rusya 86 altın, 57 gümüş ve 31 bronz olmak üzere toplam 174 madalyayla birinci olurken, Ukrayna 21 altın, 23 gümüş ve 12 bronz olmak üzere toplam 56 madalya ile 3. sırada yer buldu.

Türkiye'nin evsahipliğinde 11 ülkenin katılımıyla gerçekleştirilen 1. Karadeniz Oyunları, 07 Temmuz'da düzenlenen kapanış töreniyle sona erdi. Trabzon Hüseyin Avni Aker Stadı'nda, Türkiye ile Rusya futbol takımları arasında oynanan maçın ardından yapılan kapanış töreninde, katılımcı ülke sporcuları geçiş yaptı. İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından Trabzon Belediye Başkanı Volkan Canalioğlu, Gençlik ve Spor Genel Müdürü Mehmet Atalay ile 1. Karadeniz Oyunları Organizasyon Komitesi Başkanı Yunus Akgül birlikte, 2010 yılında 2. Karadeniz Oyunlarına evsahipliği yapacak Romanya'nın Uluslararası Spor Ajansı Başkanı Emanuel Fontenau'ya Karadeniz Oyunları Bayrağı'nı verdi.

Karadeniz Oyunları'nın açılış törenleri hazıfalarımıza kazınmıştı, kapanış törenleri de öyle oldu. Kapanış töreninde Trabzon Kolbastı ekibinin, yöreye özgü bir oyun olan kolbastı gösterisinin ardından, havai fişek gösterileri eşliğinde oyunlar ateşi söndürüldü. Trabzon Belediye Başkanı Volkan Canalioğlu, Gençlik ve Spor Genel Müdürü Mehmet Atalay'a teşekkür plaketi verdi. Tören, Trabzonlu sanatçı Volkan Konak'ın sevilen şarkılarını seslendirdiği konserle sona erdi. Kapanış törenini, Bayındırlık ve İskân Bakanı Faruk Nafiz Özak, Gençlik ve Spor Genel Müdürü Mehmet Atalay ve Trabzon Belediye Başkanı Volkan Canalioğlu ile çok sayıda vatandaş izledi. Şölen havasında başlayan oyunlar, yine büyük bir coşku ve eğlenceyle bitti. Şimdi şehir eski olağan havasına döndü. Bize bu güzellikleri yaşatan başta Mehmet Atalay olmak üzere, tüm yetkililere teşekkür ediyoruz.

M.Nihat Malkoç
mnm61mnm@hotmail.com


Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?


5,505,505,505,505,505,50
2 Kahveci oy vermiş.

 


 


 YILDIZINIZ KIPIR KIPIR, YA SİZ?


  Ailenizin Yıldız Falcısı : Nurettin Özdemir


KOÇ   (21 Mart-20 Nisan)
Aile büyüklerinizin getirecekleri pozitif enerjilerle gönüllerinizin bir hoş olacakları günler sizleri beklemekte sevgili koçlar. Şimdiye kadar kendi kendinize sorduğunuz bazı soruların cevaplarını böylece bulmuş olacaksınız. Artık geçmişe nazaran daha mülayim ve sakin olmaktasınız ve bu da aşırı streslerden uzaklaşmanız anlamına gelmektedir.



BOĞA   (21 Nisan-20 Mayıs)
Uzun zamandır peşinden koştuğunuz bir projenin nihayet gerçekleşeceği yeni bir haftaya girmektesiniz sevgili boğalar. Ev satın almayı düşünen boğalar için en uygun haftalardan bir tanesi önünüzde sakın bu fırsatı kaçırmayın derim. Her halükarda güzel günlere kavuşmak üzeresiniz.



İKİZLER   (21 Mayıs-21 Haziran)
Sevgili ikizler gelecek günlerde özellikle ilişkilerinizde çok dikkatli olmalısınız. Vadedilen birçok parlak projelerin gerçekle âlâkasının olmadıklarını çok geçmeden anlayacaksınız. Ayrıca özel hayatlarınızda her sarfedilen yaldızlı söze kanarak durup dururken kendinizi kolay yem olarak sunmayın.



YENGEÇ   (22 Haziran-22 Temmuz)
Çocuklar kadar şen olacağınız güzelim bir haftaya girmektesiniz sevgili yengeçler. Kendinizi öylesine hafif ve serbest hissedeceksiniz ki. Hani kelebekler kadar desem abartmış olmayacağım inanın.. Enerjileriniz talihin kapılarını ardına kadar açtıracak çünkü kendinize olan güvenleriniz doruklara yaklaşmaktalar.



ASLAN   (23 Temmuz-22 Ağustos)
Yeni haftanızın odak noktası kadınlar olacaklar sevgili aslanlar. Ellerinde bulundurdukları bir takım sırlardan faydalanabilirseniz ne âlâ. Sevgilerde olsun iş hayatınızda olsun söz konusu bilgilere gerçekten ihtiyacınız var. Bu yüzden hemen köprüleri atmadan önce sakince düşünmenizde yarar var derim.



BAŞAK   (23 Ağustos-22 Eylül)
Hızlı yaşamlarınızda mümkünse bir mola vererek kendinizi dinlendirmenin tam sırası işte sevgili başaklar. Hep ileriye attığınız bir meselenizde artık çözüme gitmenizin gerekliliğini gayet iyi bilmektesiniz. Ayrıca genç bir yakınınızın duygularınızla oynadığını çok geçmeden farkedeceksiniz...



TERAZİ   (23 Eylül-22 Ekim)
Yeni haftanızın genellikle yakın çevrelerinizden kaynaklanacak anlaşmazlıklarla bezeneceğini söylemeliyim sevgili teraziler. Ufak tefek de olsa bayağı can sıkıcı olması muhtemel bu ortamlara kendinizi hapsetmemeye bakın. Duygusallıktan kaçın ve kendinize hakim olarak daha uygun zamanları beklemeyi tercih edin.



AKREP   (23 Ekim-22 Kasım)
Gelecek günlerde çıkabilecek kapışmalar sakın gözlerinizi korkutmasın sevgili akrepler. Aksine bırakın apseler patlasınlar. Böylece sizlerde kendinize sakladığınız bazı düşüncelerinizi sonuna kadar ortaya serme fırsatını yakalamış olacaksınız. Duygusal sömürülere ise hiç yol vermeyin. Her ne kadar üstünüze üstünüze gelinse bile..



YAY   (23 Kasım-20 Aralık)
Anlık başarıların ve şıp diye sevdim misali duygusal yoğunlukların çokça yaşanacakları bir haftaya girmektesiniz sevgili yaylar. Öyle olsun bir şey farketmez. Her şeyde mutlaka uzun vadede yaşanılacak diye bir kanun da yok aslında. Anı ve getireceği sevinçleri doyasıya içinize çekerek yaşayın yeterli bile..



OĞLAK   (21 Aralık-19 Ocak)
İlişkilerin gizliden yaşanacakları yoğun bir hafta sizleri beklemekte sevgili oğlaklar. Yine iş hayatınızda bir takım anlaşmalarında şimdilik gizli tutulacaklarını söylemeliyim. Herşeyi içinize ata ata bu durumlara geldiniz aslında. Hani şöyle bir haykırabilseniz içinizden geçenleri.. Artık bazı şeyleri yüksek sesle söylemenin zamanı gelmedimi size göre oğlaklar...



KOVA   (20 Ocak-18 Şubat)
Tüm kişisel imkanlarınızı ortaya koyarak gurur verici başarılara kavuşacağınız muazzam güzellikte yeni bir haftaya girmektesiniz sevgili kovalar. Yeni yeni planlar yapacak ve anında onları uygulamak isteyeceksiniz. Haklısınız çünkü böylesine güzel bir haftada harekata geçilmezse cidden yazık olacak tüm pozitif enerjilere.



BALIK   (19 Şubat-20 Mart)
Yeni haftanızın en güzel haberini hemen söyleyeyim sevgili balıklar. Muradınız ne ise ona erişeceğiniz günler sizlere kucaklarını açmaktalar. Ayrıca başınızın üstünde koruyucu meleklerinizin dolaştığını hissetmekte gecikmeyeceksiniz. Yapmanız gereken tek şey muhteşem enerjilerinizi parazitlere yedirmemeniz olacaktır. Gerisini siz talihe bırakın..


Nurettin Özdemir
nozdemir@kahveciyiz.biz


Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?


10,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,00
3 Kahveci oy vermiş.

 


 


 Dost Meclisi


YORUMLARINIZI GALERiMiZDEKi iLGiLi BÖLÜME BIRAKABiLiRSiNiZ.
Yorumlarınız için bekleriz.

Fotograf : Leyla Ayyıldız

Kahveci dostların tüm eserlerini KM SANAT GALERİSİ'nde görebilir,
dilerseniz duygu ve düşüncelerinizi paylaşabilirsiniz.

<#><#><#><#><#><#><#>

Kahve Molası, siz sevgili kahvecilerden gelen yazılarla hayat bulmaktadır.
Her kahveci aynı zamanda bir yazar adayıdır.
Yolladığınız her özgün yazı olanaklar ölçüsünde değerlendirilecektir.
Gecikme nedeniyle umutsuzluğa kapılmaya gerek yoktur:-))
Kahve Molası bugün 4.580 kahvecinin posta kutusuna ulaşmıştır.

Yukarı


 


 Tadımlık Şiirler


YÜRÜYORUM

Bütün kırgınlığımın pası siliniyor bugün.
İçimin acısını da kaldırımlara anlatarak
Yürüyorum.
Bakışım çimen yeşili,
Yüzüm gizli özne, yanında.
Eğilip doğrulurken çiçek tozlarına,
İçimde ışıltılı bir arınma oluşuyor
Yürüyorum.
Adımlarım, yeni doğmuş umutların
Doğum sancısı gibi.
Ben, her adımımda bir köşeye saklanıp
Sessizce seni beklerken
Sen, yine nöbetine gidiyorsun yalnızlığın.
Gün ışıyınca,
Saksımdaki menekşeye anlatıyorum
Yüreğimin, dışa vuran dikensiz yaprağını.
Ve elinden tutarak arınan suyun,
Yürüyorum.
Bütün kırgınlığımın pası siliniyor sana dair.
Her kapı çaldığında,
Sana kavuşmak gibi geliyor.
Buğulu gözlerim, sözcüklerim,
Yalnızlığımı paylaştığım içimdeki çocuk,
Saydamlaşan pencerem soluğunu yitiriyor artık.
İçimin acısını da kapı zilinde bırakarak
Yürüyorum.
Ve bütün durgunluğumun pası siliniyor.
Gölgeler dolduruyor boşluklarımı,
Ünlemler omuzlarıma yükleniyor.
Bir sensizlik kuruntusu kaplıyor her yanımı.
Bütün anılarımı da ardımda bırakarak
Yürüyorum.

Gül UĞUR

 


 Bulmaca - Sudoku




SUDOKU bir mantık bulmacası. "Suji wa dokushinsha ni kagiru" nın kısaltılmış hali, "Sadece tek sayıya izin var." diye tercüme edilebilir.

Kuralı çok basit. Her boş kareyi 1'den 9'a kadar bir rakamla doldurmak zorundasınız. Ama karelere yazılacak rakamları öyle ayarlayacaksınız ki, her satırda, her sütunda ve 3 x 3 kareden oluşan her blokta 1'den 9'a kadar bütün rakamları kullanacaksınız.
Gitmek için tıklayın.
Kolay gelsin.



 


 Biraz Gülümseyin




KMTV Sunar...

Yukarı


 


 Kıraathane Panosu


İstanbul için Son Hava Durumu
ISTANBUL ISTANBUL
Ankara için Son Hava Durumu
ANKARA ANKARA
İzmir için Son Hava Durumu
IZMIR IZMIR
Kaynak: http://www.meteor.gov.tr

Yukarı


 


Akın Ceylan

 İşe Yarar Kısayollar


  Şef Garson : Akın Ceylan

Flash haritalara hemen hemen her gün bir yenisi ekleniyor. http://www.geowalk.de/ web sayfasında gezi öncesi rehber olarak kullanabileceğiniz bir flash harita mevcut. Araştırdığınız bölge ile ilgili detaylı resim, otel bilgisi ve benzeri bilgilere ulaşabileceğiniz bu flash haritayı özellikle tavsiye ediyorum.

Ve işte bu da İstanbullular için önereceğim flash harita; ama bir farkla. Bu haritada istediğiniz yerin uydudan çekilmiş resmini bulacaksınız. Aslında aynı google earth uygulaması benzeri bir çalışma. http://kentrehberi.ibb.gov.tr/ Yer tarif ederken, ararken, ya da kroki hazırlarken bile kullanabileceğiniz güzel bir kaynak.

Şimdi okuyacağınız bu öneriler sizi klimasız bir evde bile serin tutmak konusunda işinize yarayacak. http://www.objektifhaber.com/yeni/objhab/default.aspx?id=2O28O97424 ...Ev içinde hava dolaşımını sağlamak için vantilatör ve tavan pervanesi kullanın. Sıcak havayı dışarı atmak için kapıları açmak ve vantilatör kullanmak... tabi ki aklınıza yatarsa.

Sıcaktan bunalıp sokağa çıkamayan ve herşeyi ayağına isteyen yaz tembelleri için ideal bir web sayfası http://www.yemeksepeti.com/city.asp Şimdi Bursa'da da hizmet vermeye devam eden bu siteden dvd hediyeli sipariş seçeneğiniz de mevcut. Afiyet, şeker, bal olsun ama kilo olmasın. Mazallah yaz günü aşırı yiyip zarar görmeyin.

Yukarı


 


 Damak tadınıza uygun kahveler






http://kahvemolasi.ourtoolbar.com/
Beklenen Araç Çubuğu hizmetinizde:-)) Kahve Molası Araç Çubuğu (Toolbar) gelişmeye açık olarak kullanıma açık. Bir kere download edip kurmanız yeterli. Bundan sonra ki tüm güncellemeler gerçek zamanlı olarak tarayıcınızda görünüyor. Kahve Molası'nın tüm linklerine hızla ulaşabildiğiniz gibi, Google Arama, KM'den mesajlar ve en önemlisi meşhur "Dünden Şarkılarımız" artık elinizin altında. Sohbet için özel chat bile olduğunu eklemem gerekir. Son derece güvenilirdir. Virüs içermez, kişisel bilgi toplamaz. Bizzat tarafımdan pişirilip servise konmuştur. Yükleyip kullanın, geliştirmek için önerilerinizi yollayın.

Yukarı


 


KAHVE MOLASI ABONELERi Google Grubuna üyesiniz. İlginize teşekkür ederiz.

ABONELiKTEN AYRILMAK İÇİN :
KM-abone-unsubscribe@googlegroups.com
(Gönderdiğiniz mesajın abone olduğunuz adresten gittiğine emin olunuz.)

ÜCRETSİZ ABONE OLMAK İÇİN :
Google Gruplar KAHVE MOLASI ABONELERi grubuna kayıt ol
E-posta:


Arkadaşlarınıza önermek ister misiniz?


Kahve Molası MS Internet Explorer 5.0+ ve 800x600 Res. için optimize edilmiştir.
Uygulama : Cem Özbatur - 2002-07©KAHVE MOLASI - Her hakkı saklıdır. Yayın İlkeleri

 






Arkadaşlarınıza önerir misiniz?

Yazılarınızı buradan yollayabilirsiniz!



SON BASKI (HTML)

KAHVE YANINDA DERGi

Hoşgeldiniz
Arşivimiz
Yazarlarımız
Manilerimiz
E-Kart Servisi
Sizden Yorumlar
KÜTÜPHANE
SANAT GALERiSi
Medya
İletişim
Reklam
Gizlilik İlkeleri
Kim Bu Editör?
SON BASKI (HTML)
YILDIZ FALI
DÜNÜN
ŞARKILARI





ÖZEL DOSYALAR

ATA'MA MEKTUBUM VAR
Milenyumun Mandalı
Café d'Istanbul
KIRKYAMA
KIRK1YAMA
KIRK2YAMA
KIRK3YAMA
ZAVALLI BİR YOKOLUŞ
11 EYLÜL'ÜN İÇYÜZÜ
Teröre Lanet!
Kek Tarifleri
Gezi Yazıları
Google
Web KM




TSIRA - Kazım Koyuncu









Fincan almak ister misiniz?
http://kmarsiv.com/sayilar/20070709.asp
ISSN: 1303-8923
9 Temmuz 2007 - ©2002/07-kmarsiv.com