|
|
|
17 Temmuz 2007 - Fincanın İçindekiler |
|
Editör'den : Irak'ı bitirdiler!.. |
Merhabalar,
Memleket seçim rüzgarına kapılmış gidiyor. Kavga, dövüş, laf salatası sürüyor. Oysa yanıbaşımızda kanlı kazan kaynıyor. Hem de en dramatik boyutlarıyla. Daha dün Kerkük'ün 3 ayrı yerinde bombalar patlıyor ve 80 kişi ölüyor. Bu sefer hedefte Şiiler var. Referandum öncesi Kerkük bir bir eksiliyor. Bir koca ülkenin geldiği durumu kelimelerle anlatmak olanaksız. Üç gün önce dağda davar güdenlerle, elde bavul kapı kapı dilenenler artık ülke yönetiminde. Irak'ı üçe beşe Allah ne verdiyse bölüp yok etmenin hesabındalar. Mimar mühendis ABD'nin buştu ise yediği haltı nasıl temizlerim diye derin düşüncelere dalmış. Sorun askeri oradan çekmekten çok, bu mağlubiyeti nasıl eder de lehime çeviririmin hesabını yapmakta. Medyada, girerken beceremediklerini çıkarken el mahkum becereceklerini söyleyenler var. Girerken Türkiye'yi kullanamayanlar çıkarken mutlaka kullanmalılarmış. Yahu bırakın bu bir verip üç alma edebiyatını. ABD'nin buştu biz olmadan nasıl girdiyse gene çıkmanın bir yolunu bulur nasılsa. Bize mahkum diyerek bu konuda karar vereceklerin beynini bulandırmanın anlamı yok. Nasıl girdiysen öyle çık buşt efendi deme cesaretini gösterecek babayiğitleri seçmek için de 22 Temmuz'da sandık başındayız, var mı ötesi? Haydi esenkalın.
Bir sonraki sayıda buluşuncaya kadar bulunduğunuz yerden bir adım öne çıkın. Sevgiyle...
Cem Özbatur
Yukarı
|
|
A'dan Z'ye : Ardan Zentürk ‘Grileşen’ Avrupa Türkiye’ye direnebilir mi?.. |
|
Dünya Bankası’nın geçtiğimiz günlerde yayınladığı bir rapor, Türkiye’nin seçime hedeflenmiş gündemi içinde biraz kaynadı gibi...
Oysa, raporun ele aldığı gerçekler, Türkiye’nin doğrudan Avrupa Birliği ile ilişkilerinin stratejilerini etkileyecek düzeydeydi...
Rapor, temelde Türkiye ve yaşamakta olduğu demokrasi sorunlarıyla ilgili değildi...
Bizimle pek ilişkisi olmayan bir konu gibigözüken, ‘yaşlanan Avrupa’nın yaşaması beklenilen ağır sorunları ele alıyordu...
‘Kızıldan Griye: Eski Sovyet Cumhuriyetleri ile Doğu Avrupa’da Yaşlanan Nüfusun Üçüncü Değişim Süreci’ başlıklı çalışmada, ilgili ülkelerde bir an önce tedbir alınmazsa 2025 yılında ‘büyük bir sosyo-ekonomik çöküşün’ yaşanılacağı vurgulanıyordu.
Raporun yazarlarından Gordon Betcherman’a kulak vermekte yarar var...
‘Berlin Duvarı’nın yıkılışından bu yana, özellikle Polonya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Macaristan,Bulgaristan ve Romanya iki büyük değişim yaşadılar.Birincisi,siyasi olanı.Yani komünizmden demokrasiye geçiş. Diğeri ise serbest piyasa ekonomisini devreye sokmalarıdır. Şu anda, bu bölge üçüncü değişim sürecine hazırlanıyor. Çünkü, 2025 yılında, şu anda 30-40 yaş arasında olan kalabalık bir kuşak yaşlanmış, ekonomik yaşamdan çekilmiş olacak. Bu durum, eğer gerekli reformlar yapılmazsa, tarihin en büyük sosyo-ekonomik çöküşlerinden birinin yaşanacağı anlamına gelmektedir...’
Bu gelişmenin ana nedenleri çok açık: Bölge insanı artık kentte yaşıyor, doğurganlık oranı düşmüş durumda ve sağlık sisteminin gelişmesi nedeniyle eski kuşaklara göre çok yaşıyor...
Sonuç... Avrupa Birliği, tahmin ettiğimizden çok yakın bir tarihte, şu anda genç nüfusu nedeniyle içine almış olduğu bu ülkelerde hızla yaşlanan nüfusun sosyal güvenlik ve sağlık harcamalarını karşılamak zorunda kalacak. Betcherman’a göre bu, imkansız görünüyor.
Dünya Bankası raporunda Rusya, Ermenistan, Moldova, Gürcistan,Belarus ve Ukrayna bölümü daha vahim. Bu ülkelerde, önümüzdeki yıllarda yaşlanmayla birlikte yüzde 16 ile yüzde 25 arasında değişen nüfus azalmaları da yaşanacak. Yani...Nüfus yaşlanıyor... Bu insanların bakıma ihtiyacı var...Ama arkadan gelen genç nüfus yok...İki Kafkasya komşumuz Gürcistan ile Ermenistan’da tam alarm durumu... Her ikisinde de ortalama yüzde 17’lik nüfus azalması ve buna karşılık hızlı bir yaşlanma bekleniyor. Bu durum, iki ülkenin Kişi Başına Gayrı Safi Milli Hasılası’nın bin dolar düzeyinde çakılıp kalmasına yol açacak... Bu rakam, Afrika ülkeleri rakamı olarak değerlendiriliyor...
Şimdi sıkı durun... Azerbaycan, Özbekistan, Türkmenistan, Kazakistan ve Kırgızistan’da böyle bir sorun yok... Çünkü bu ülkeler, tıpkı Türkiye gibi çok genç bir nüfusa sahip ve reform yapmasalar bile yaşlılarını destekleyebilecek bir güce ulaşacaklar.
Bütün bunları neye anlatıyorum: Türkiye’nin gücünü iyi anlamamız için...
Kişi Başına Gayrı Safi Milli Hasılası’nı, 70 milyon nüfusuyla beş bin dolara çekmiş, beşyıl içinde 10 bin doları hedeflemiş, nüfusunun yüzde 65’i 30 yaş altında dinamik bir coğrafya...
İstikrarlı bir çalışmayla, önümüzdeki 15 yıl içinde dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisi içinde olmaya aday, genç nüfusunun dinamizmini kıtalar ötesine yaymakta kararlı bir ülke...
Acaba...
Küresel varlığını güçlendirmekte kararlı görünen Avrupa Birliği’nin Türkiye ile ilişkilerine saplanmaya çalışılan hançerlere tahammülü var mı?..Belki, Sarkozy veya Merkel gibi politikacılar kendi kamuoylarının baskısıyla bugünün kısa hesaplarında Türkiye’ye karşı menavralanmanın kolaylığını tercih edebilirler...
Ama yaşam...
Onun kuralları acımasızdır...Giderek kendi içinde bir ‘yaşlılar kulübüne’ dönüşen Avrupa,
2025 yılında ‘geliyorum’ diyen bir felaket senaryosunun altından kimin desteğiyle kalkacak?..
Zamanın bizim için çalıştığına inanan iyimserlerdenim... Yeter ki, kendi karizmamızı kendimiz çizmeye kalkmayalım...
Ardan Zentürk
Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?
|
|
Sütlü Kahveci : Deniz Marmasan SOLUĞUM ve TEMMUZUMA… |
|
En çok ellerini özleyebileceğim insanları özlerim. Gözlerine tutunabileceklerimi ardından. Kalbi okşayan ve orda deprem yaratanları. Teninin kokusuna hasret kaldığım kaldığım baharları özlerim. Güneşi ılık ılık içime akıtanları. Ve ben en çok 'gelecek günleri' el ele karşılamayı düşlediğim insanları özlerim. 'Yarın' diyebilmek için güneşi doğuşunu birlikte beklediğim, güneşe uçmak için sabırsızlandığım kalpleri... Bugünü anlamlı kılanı, dünümü ve yarınımı aydınlatanı. Ayrıntıları, kristallerle yüreğime yerleştireni.. Birlikte 'doğduğumuz anları' taçlandırmayı ve ömrümüzü uzaklarda baş başa geçirmeyi hayal ettiğim solukları. Her gece ayın koynunda ve her sabah güneşin göz kamaştırdığı saatlerde, her soluğumda ben sadece, bana beni vereni özlerim. Kalemimi tıka basa dolduran, tonu, dokusu ve mevsimleriyle her kelimem ona hasret kalır. Temmuzumun büyüsünde, temmuzun en güzel gününde, ben bir tek seni özlerim. Varlığın ömrüme her dakika anlam katarken, solumaya başladığın güne duacıyım. İyi ki seni yaşadım, iyi ki özlemim sadece sana tutsak. Sen enim bugüne kadarki en eşsiz temmuzumsun, bundan sonraki tek temmuzum… Uzak adalara mühürlü bakışlarınla sen sadece benim yaz çocuğumsun…
Deniz Marmasan
Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?
|
O, 'Sayfiye Kızlar'
Erkeklerin hayatlarının sonuna kadar saklamayı başarabildikleri en 'değerli' an'ların içinde Ege'li bir kız yaşar. Dutluklarda, limon ağaçlarının bahçesinde büyüyen, hayatı bir güneş saatinin basitliği ile çalışan, o yanık tenli kızın anısı.
Size belki birkaç saat, belki de birkaç dakika öyle derin bakmış ve öyle içten şeyler söylemiştir ki bir akşamüzeri, sahildeki güneş şemsiyesinin altında… Dikili'nin, Alaçatı'nın ya da Foça'nın kumsalındaki o kıza birden bire sımsıkı sarılmak istemişsinizdir. Sırılsıklam onun 'serserisi' olmak!
O 'sayfiye kız'ın anısı hafızlarımızdan silinmez; onun yüzünü, ya da telefonumuzdan adını silmek, ilk gençliğimizden dokunaklı bir imbatı, Ayvalık'ta gün batarken kumsalların rengini, bir okul gezisi anısını, Ege'nin diğer kıyısındaki radyo istasyonlarından hafif cızırtılarla duyulan o güzelim şarkıları haince yok etmektir. Hayır yapmayız, bunu erkekliğe yakıştırmayız.
Tanrı'nın onlara verdiği rüzgarla uçmasını ve onunla yetinip, mutlu olmasını bilebildikleri için, onların kutsal adlarını teolojimizden karalamak günahtır.
Eş'lerimizle, aşk'larımızla onlar yüzünden nice kıskançlık krizi atlattık, nice Melisalar, Selinler, Tuanalar unuttuk, 'sayfiye kız'ın saf anısını feda etmedik. Hiçbir terapist 'Egeli' kızın ruhumuza dokunuşunu psişemizden kazımayı başaramadı.
Bir başkaydılar işte. İstanbul'un PIAR şirketlerinde çalışan MT kızlar gibi değildiler örneğin! Markalarla makyajlanmış bir hayatları olmadığı için belki de, doğal bir 'buğu'ları vardı.
Onunla 'bağ bozumu' şenliklerinde ilk kez göz göze gelmiştik. Saçlarını çiçeklerden yapılmış bir taçla süslemişti. Gözlerini kasabasına gelen yabancılardan kaçıracak kadar hanımefendi olmasına hayran kalmıştık. Onunla biz, Tire'de aynı trenden inmiştik.
Üniversitede aynı bölümdeydik, yaz tatillerinde memleketi Ödemiş'e gider ve yeni cıvıltılarla geri dönerdi, mutlu bir göçmen kuş gibi. Biz tatil köylerinde geçirilmiş turist günlerimizden, 'her şey dahil, yarım pansiyon yaşamış' üstelik bütün paramızı da harcamış dönerdik.
Aşkın ne kadar yakıcı bir duygu olduğunu da İzmir'li bir kızdan öğrendik biz ve o deniz kıyısında biraz daha büyüdük. Öpüşürken kulaklarımıza fısıldadıkları iç gıcıklayıcı şeylerden nasıl utandıysak önce, onların içlerinde kırdığımız her dal için kendimizden de öyle utandık, sonraki yıllarda.
Ege'li o kızlar hasret kokan bir Attila İlhan şiiri kadar güzeldiler.
Aykut Tankuter
Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?
|
|
Kahveci : Turan Gökmenoğlu '' İÇİME ATEŞ DÜŞTÜ '' |
|
4 Temmuzu 5 Temmuza bağlayan gece içime ateş düştü. Çok sevdiğim, ağabeyim, arkadaşım, dostum, sırdaşım Bursa Orhangazi'de aramızdan uçup gitti.
Aracını hızlı kullanıyormuş. O çok sevdiği yopraklara bir an once kavuşabilmek için. Üzüntüsünü, sıkıntısını, sorunlarını ve dertlerini Akliman suyuna atıp rahatlıyabilmek için. Küçük kayığımızla turkuvaz sulara açılıp balık tutmak için. Bahçesiyle, çiçekleriyle oynaşmak, dalından kayısı toplamak için. Zeytin ağaçlarının koyu yeşil yapraklarına sarılıp, sıkıntılarını unutmak için. Akliman güllerini koklamak, Naime teyzenin bağçesindeki taze sebzeleri dalından koparmak için. Evinin terasında Çağkent'deki dostlarını ağırlamak için…
Büyük şehirlerin karmaşasından bir an önce kurlulup, Babakale'deki yuvasına kavuşmak için. Yorgunluğundan, bıkkınlığından uzaklaşmak için hızla sürmüş aracını. Çok sevdiklerine kavuşmak için acele ederken, yenik düşmüş ecele. Hayatımızdaki bu anlamsız acele niye.
Hani birlikte balık tutacaktık küçük kayığımızla. Kasımda birlikte toplayacaktık dalından zeytini. Hani emekliliği, yaşlılığı Babakale'de birlikte yaşayacaktık. yaşayacaktık. Tepelere yamaçlara taş toplamaya gidecektik. Kışın kapan kuracaktık dere yataklarına. Hani Akliman akşamlarına saracaktık hüznü, Akliman sabahlarında uyanacaktık. Yakıştı mı bu kadar erken ölüm yüzüne. Ayancık türküleri şakıyan diline acı..
Ben burada tekbaşıma yaşayacağım sensiz hayalleri. Son nefesime kadar tutacağım verdiğim sözleri.
Sen gittiğin uzak diyarlarda yakala mutluluğu, iç huzurunu. Ben buralarda seninle dolu anılardayım.
Beni sevenler, dikkat edin kendinize. Sevdiklerinize göz-kulak olun. Yavaş sürün aracınızı sevdiğiniz yerlere giderken. Geç olsun güç olmasın. Yüreğim dayanmaz yeni acılara.
Bundan böyle nasıl alışacağım sensiz yarınlara…
Turan Gökmenoğlu
Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?
|
Kahveci : Şadıman Şenbalkan |
SEÇİMLERİ VE LİDERLERİ YORUMLAYAN USTA GAZETECİ ARKADAŞLAR
ÖYLE DEĞİL BU BÖYLE DİYENLER SÖZÜM SİZE
Şimdi, seçim zamanı ve siyaset arenasında boy gösteren liderler, partilerinin birinci parti ve iktidar olacağı söylemini, seçim yasakları başlayana kadar sürdürecekler...
Usta gazeteci arkadaşımız Can Dündar'ın dünkü köşesine takıldım ve Millet'in MEHMET'İ ile DP Genel Başkanı Mehmet Ağar'ı Milletimizin Mehmet'i olarak, isimlendirmesine bir anlam veremedim!..
Sayın Dündar, Mehmet Ağar, elbette bu Milletin bağrından kopmuş ve hizmetleri ile de göz doldurmuş bir siyasetçimizdir, ama ve lâkin salt ismi yüzünden Milletimizin Mehmet'i olabilir mi bunu tartışmaya açmak istiyorum, müsaadenizle...
Milletimizin MEHMET'İ, MEHMETÇİĞİMİZDİR VE O MEHMETÇİKLER, SİLAHLI KUVVETLERİMİZDE GÖREV YAPMAKTADIR...
V e Tükiye'nin Mehmetçiği, her gün terör belasıyla Güney Doğu'da, Doğu illerimizde, VATAN uğruna ŞEHİT düşmektedir, şehit olmayı göze almaktadır...
Bu paye öyle kolay alınmıyor Sayın Dündar değil mi?
Sn. Mehmet Ağar, "Cumhuriyet kavramı seçim malzemesi yapıldı CHP' tarafından ve Cumhuriyetimiz 1923'de çözüldü", dedi gazetelere verdiği ilanlarda.
Elbette CUMHURİYETİMİZ 1923'te ATATÜRK'ÜN ulu önderliğinde; kuruldu ve işgal güçlerinden kurtulmamız ise, gene bizim üzerinde yaşadığımız; bu tarihi VATAN topraklarımız da; binlerce şehit'in kanı ile çizildi.
İthal adaylar tartışması, ve kadın milletvekili adayları tartışmasında; vitrinde olan kadın adaylar, ünlü olsun olmasın, Milletimizi ilgilendirmez ama, MİLLETİMİZİ ilgilendirenler apaçık ortada olan milletvekili isteğimizdeki milletvekilleridir. bizim MİLLETİMİZİN.
Milletvekili adayları; ister kadın, ister erkek olsun şu sayacağım vasıflarda olanlar olmalıdır:
İllâ ki, birikimli, kendi hayatı boyunca yaptığı yani, kendine yaptığı icraatlarında başarılı, öğretim ve eğitimli, konusunda donanımlı, ülkesini düşünen, hizmet için var olacak, milletvekili seçildiği andan itibaren kendi için değil Millet İçin çalışacak, "bir kadın" ve "erkek insan" ama "başarılı insan" tablosu çizmeli ki, "tuttuğunu koparan kadın", ya da "tuttuğunu koparan erkek", imajı ile de göz doldurmaktan ziyade MECLİSİMİZDE yapacağı icraatlar için HALKIMIZDAN icazet alsın değil mi ama milletin vekilleri olabilecek miletvekili adayları?
Buradan etkili ve çok okunan gazetedeki kalemlere sesleniyorum:
Sn Gazeteci köşe yazarı arkadaşlar, kamuoyu araştırmalarını bu son hafta, pas geçiniz, Milletimizi yönlendirmeye kalkışmayınız, MİLLETİMİZİN hür iradesine güveniniz... Ve sizlerin istediği partiye, sizler oyunuzu veriniz ama HALK, HALKIN istediği partiye oy verecektir....
Çünkü demokrasinin temel ilkelerinden biri de Halkın iradesi ile yönetilen Meclistir.... Onun içindir ki, Halk ne yapacağını bilir, bundan kimsenin şüphesi olmasın...
Şadıman Şenbalkan
Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?
|
<#><#><#><#><#><#><#>
Kahve Molası, siz sevgili kahvecilerden gelen yazılarla hayat bulmaktadır. Her kahveci aynı zamanda bir yazar adayıdır. Yolladığınız her özgün yazı olanaklar ölçüsünde değerlendirilecektir. Gecikme nedeniyle umutsuzluğa kapılmaya gerek yoktur:-)) Kahve Molası bugün 4.580 kahvecinin posta kutusuna ulaşmıştır.
Yukarı
|
dedi oy pusulası..
Döndürebilir mi bilmem devlet çarkını eşekler,
fakat reis oluyor Hoca'nın kapısındaki itler..
Nasır tutmuş beyinlerin saadetine,
tenassur etmiş sofulara,
Bekri Mustafaların imamlığına bîzâr olmuş bu millet,
anırıp havlayanlara da evet der elbet..
Alkım Saygın
|
SUDOKU bir mantık bulmacası. "Suji wa dokushinsha ni kagiru" nın kısaltılmış hali, "Sadece tek sayıya izin var." diye tercüme edilebilir.
Kuralı çok basit. Her boş kareyi 1'den 9'a kadar bir rakamla doldurmak zorundasınız. Ama karelere yazılacak rakamları öyle ayarlayacaksınız ki, her satırda, her sütunda ve 3 x 3 kareden oluşan her blokta 1'den 9'a kadar bütün rakamları kullanacaksınız. Gitmek için tıklayın.
Kolay gelsin.
|
ben.sen.o@kahveciyiz.com
Böyle bir adresiniz olsun ve Google rahatlığıyla kullanayım diyorsanız, adınızı soyadınızı ve kullanmak istediğiniz kullanıcı adını editor@kmarsiv.com adresine yollayın. Hemen alıp 2GB kapasite ile kullanmaya başlayın. Neye benzediğini gmail.com adresi kullanan arkadaşlarınıza danışabilirsiniz.
Tamamen ücretsiz, sadece siz kahvecilere özel.
Yukarı
|
|
İşe Yarar Kısayollar Şef Garson : Akın Ceylan |
|
Yılların eskitemediği ingilizce - Türkçe sözlük http://www.moonstar.gen.tr/ Programı bilgisayarınıza indiriyor ve açıyorsunuz. Grup olarak tüm dökümanları bilgisayarınızda istediğiniz herhangi biryere kaydediyorsunuz. MTU isimli exe dosyasının kısayolunu da masaüstüne veya istediğiniz herhangibir yere yapıştırıyorsunuz. Böylece sözlük elinizin altında. Sıkıldığınızda adam asmaca oyununu bile oynayabileceğiniz güzel bir sözlük.
http://www.teknofiyat.com/ ...TeknoFiyat PC ve çevre bileşenlerine yönelik fiyat arama motorudur. Google gibi donanım firmalarının sitelerini periyodik indeksleyerek çalışır. Beta periyodu içinde bazı kriterlere göre seçilen 37 firmaya ait fiyat bilgisi sunulmaktadır... Diyor abiler. Ben denedim, gayet sağlıklı çalışan ve güvenilir bir web sayfası. Mutlaka Sık kullanılanlar listenizde bulundurunuz.
Mc Donald's konusunda herkes birşeyler söylüyor. İşin içinde olmadan yorum yapmak çok zor. Size bu işletmenin tüm çalıştırma yetkisini verseler ne yapardınız? http://www.mcvideogame.com/index-tur.html web sayfasına girerek deneme yapmaya başlayabilirsiniz. Bakalım işin içinde, hem de yönetici olunca neler düşüneceksiniz. Şimdiden kolay gelsin...
Ciddi şeylerden sıkılanlara tabiki flash oyunlar tavsiye ediyoruz. http://www.oyyun.com/ Bu seferlik flash oyunlar buradan. İyi eğlenceler.
Yukarı |
Damak tadınıza uygun kahveler |
http://kahvemolasi.ourtoolbar.com/
Beklenen Araç Çubuğu hizmetinizde:-)) Kahve Molası Araç Çubuğu (Toolbar) gelişmeye açık olarak kullanıma açık. Bir kere download edip kurmanız yeterli. Bundan sonra ki tüm güncellemeler gerçek zamanlı olarak tarayıcınızda görünüyor. Kahve Molası'nın tüm linklerine hızla ulaşabildiğiniz gibi, Google Arama, KM'den mesajlar ve en önemlisi meşhur "Dünden Şarkılarımız" artık elinizin altında. Sohbet için özel chat bile olduğunu eklemem gerekir. Son derece güvenilirdir. Virüs içermez, kişisel bilgi toplamaz. Bizzat tarafımdan pişirilip servise konmuştur. Yükleyip kullanın, geliştirmek için önerilerinizi yollayın.
Yukarı
|
|
|
|
|
|