Suyu Boşa Harcama



Yazılan,  Okunan,  Kopyalanan,  İletilen,  Saklanılan, Adrese Teslim Günlük E-Gazete Yıl: 6 Sayı: 1.269

Sisteme gir!

Merhaba Sevgili KM dostu, hoşgeldiniz!

 10 Eylül 2007 - Fincanın İçindekiler



 



 Editör'den : Ona buna dokundum işte!..


İyi haftalar,

Çabuk geçti hafta sonu. Yağan yağmuru saymazsak pek parlak geçtiğini de söylemem mümkün değil. Futbolda, basketbolda aldığımız sonuçlar da cabası. O ne darmadağın olmuş milli takımdı öyle, galiba hepsi ben gibi tavuk karası olmuş. Arada çakan kıvılcımların dışında berbat bir maçtı. Ya 12 dev adama ne demeli? Devlikleri gitmiş d(ev)lere şenlikleri kalmış sanki. Ruhsuz, kişiliksiz bir milli takım da onlar. Kusura bakmayın böyle başladım diye ama ne yapayım ki üzdüler beni, o nedenle de hakettiler paparayı.

Bizim devler birer birer küçülürken, bir başka dev adam son yolculuğunda bile devleşmeye devam etti. Gazetelerde Pavarotti'nin sanata yer ayrılacağına 45 yıl önceki Türkiye ziyaretinin anlatılması ise konuya hangi pencereden baktığımızın resmiydi. Adam gelmiş, bir akşam çıkıp söylemiş sonra gitmiş, olan biten bu. Aman Allahım, beğenilmemiş kovulmuş, Ankara havası yaramamış 1oktav aşağıdan söylemiş, darbecinin karşısında şarkı söylemem demiş gibi türlü palavralar. 45 senede köprülerin altından akan suları yok sayabilen aslan medyamız, birilerinin 5-10 yıl öncesi yediği naneleri görmezlikten gelebiliyor ama!

Artık biz eski bayat nanelerle değil, dumanı üstünde tazeleryle ilgileniyoruz. Bazılarında öylesine geçiştirilen, bazılarında manşetten verilen birkaç taze haberi hatırlayalım isterseniz;

"Gül, Gaye Hocayı neden seçmedi?" (Pek eleştirirlerdi Sayın Sezer'i)

TÜSİAD'dan sert uyarı: Diyanet transit geçiş merkezi oldu. Yalçındağ "1999-2002 arasında Diyanet'ten diğer kamu kuruluşlarına 19 kişi geçerken, AKP döneminde geçenlerin sayısı 1850 oldu." dedi. (Allah Allah, Arzu hanım'ın başına güneş mi geçti?)

"Hayrünnisa Hanım'la birlikte olacağımız günler de gelecek." (Lütfen bizi özel hayatınıza karıştırmayınız!?)

"Sabah ve atv'nin peşinde olan işadamlarının ilginç benzerliği." (Maaşallah hepsi Tayyip Bey'in hamil-i kart yakinimdir kapsamında, haydi hayırlısı.)

Acil tıp kongresinde konu: Türban iğnesi (Çuvaldızı başkasına iğneyi kendimize batırmak bu olsa gerek.)

Ramazan geliyor, kaldırılsın. (Çelik insan figürlerinden abdesti kaçanlar söylüyor.)

"Göz teması kurmak için diz çöktüm." (Seni diz çökmek zorunda bırakan o vekil bozuntusuna yuh olsun be hocam.)

"Yeni aldığım ayakkabı sıktı, özür dilerim!" (Kabahat sende değil paşam, seni kültür müdürü yapan kültürsüzde...)

Bu türden yeni başlıklarda buluşmamak dileğiyle hoşçakalın.

Bir sonraki sayıda buluşuncaya kadar bulunduğunuz yerden bir adım öne çıkın. Sevgiyle...

Cem Özbatur








Yukarı


 


Ahmet Borucu

 Kalem Çizikleri : Ahmet Borucu


  ( … )

Kalemimin mürekkebinden yine damlalar dökülmeye başlıyor. Her damla yalnızlığımı birer birer anlatıyor. Her damla yalnızlığımın üstüne merhem oluyor.

İsterdim ki her yerde ve her zamanda yalnızca ben olayım. Bir bayrak misali… Gündüzü, geceyi hep ben karşılasam…

Duygularım perçinleşse… Hissiyatımı döksem beyaz, çizgisiz kâğıtlara… İnsanlarla konuşmasam, yalnızlığımın dermanı yine yalnızlık olsa…

Parmaklarımın ucunda titreşen mürekkep tütsü dumanları ile karışsa havanın içine. Hoş bir koku yaysa değdiği yerlere... Hissettirmeden, yokluğumu kalplere nakışlasa, ben yok olana kadar.

Yalnızım. Kendimle baş baş başayım. Kulağımın yanından geçen rüzgârın uğultusunu, şarkısını dinliyorum. Bir şeyler anlatıyor bana, yalnızca benim anlayacağım şekilde. Yalnızlığımın yolunda diğer yoldaşım. Çöllerde, kasabalarda, dağlarda, sokakların arasında gezişlerini anlatıyor. Yalnızlığını hissettiriyor bana. İki yalnız arkadaşız onunla Bazen buluşmuyoruz bazen de dayanamıyoruz ayrılığa. Yalnızlık ikimizi de dağlıyor.

Dur! Lütfen! Gözyaşlarım! Ben rüzgarla haşır neşirim. Bir de sen dokunma yalnızlığıma. Lütfen, dur, dökülme yanaklarımdan aşağıya, değme, sakın değme, dokunma, onlar benim kuruyan dudaklarım, ıslatma onları, onlar benim yalnızlığımın şahidi…

(…)
…Gecenin karanlığında...
…Bir kelebek havalanır...
…Herkes uyurken...
…Nedeni yoktur...
…Öylesine...
…Uçar…
…Uçar…
…Uçar…
…Konacak yer arar...
…Konar... :
…Ağaca...
…Bir binanın çatısına...
…Bir arabanın dikiz aynasına...
…Balkona asılmış çamaşırlara...
…Uyuyan bir köpeğin tüylerine...
…Çöp tenekesinin kapağına…
…Yerlere atılmış kâğıt parçacıklarının üzerine…
…Sokağa atılmış küçük bir kızın kırılmış küçük tokasına...
...
...
...
...ve...
…bir buluta konar...
…bembeyaz bir buluta...
…simsiyah gecenin içinde...
...
...
…ölü bedeni…
…karanlığın içinde seyre başlar...
...
...
…süzülür…
…bir "papatya"nın üzerine doğru...
…ve işte…
…en sonunda...
…bulur…
…konacağı yeri...


…Papatyalar diyarından sevdiğine bir papatya ikram eder...
…Ölü bedeninin yapacağı kadar…
...

Islanmış dudaklarımdan dökülen mısralardır: anlamsız, biçimsiz… Yalnızlığımın şiiridir. Bir papatya ve bir kelebek… Varlığıyla kendini yokluğa adayan iki varlıktır onlar benim için…

Sorsalar: " Bu yalnıza hakkınızı helal ediyor musunuz?" diye. Ve o an bir rüzgâr esse: inceden bir rüzgâr… Herkesin aynı veya farklı şeyleri söylerken gelse… Hissettirmese kendini. Yavaşsa içeriye girse… Bedenim kaybolsa o anda. Toprağın bağrındaki yatağıma yatırıldığım vakit fark etseler oradakiler.

Herkes sussa. Kimse konuşmasa, "(…)" koysalar… "(…)" her şeyi anlatsa... "(…)" konuşsa herkesle… Yavaşça kapatsalar üstümü… İsim yazmayan bir taş koysalar üstüme. Sonra kısa bir dua okusalar. Ve unutsalar olanları... Kimse düşünmese, kimse kimseye anlatmasa... Konuşacakları vakit sussalar… Her cümlenin sonuna "(…)" koysalar… Olanları anlatıp beni rahatsız etmeseler…

Yıllar sonra toprağın üstünde bir papatya açsa. Ölü bir kelebeğin bedenini taşıyan bir papatya… Üstlerinden bir rüzgar esse… Kelebeği bağrıma düşürse… Onu da yanıma alsam…

Ve bunu okuyan da sussa... Konuşmasa. O da "(…)" koysa yazının bitimine…

Ahmet Borucu
ahmetbrc@kahveciyiz.com


Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?


9,509,509,509,509,509,509,509,509,509,50
4 Kahveci oy vermiş.

 


 


 Kahveci : Nuran Karakaya


ANNELİĞİN MEZUNİYETİ YOK

Bazen bizim kuşaktan dostlarla,arkadaşlarla konuşurken kendimizden 'geçiş kuşağı' diye bahsederiz. Konuşurken fark ettiğimiz nokta şuydu: her birimizin hayatı ayrı gözükse de aslında özde aynı. Düşünceler,meraklar,evhamlar,korkular,sevinçler… Ve bir bekleyiş…

Bazen merakımızdan hayatı bir film makarası gibi ileriye alıp izlemek istiyoruz,bazense rehavete kapılmak,onları dualara emanet ederek rahatlamak,huzur bulmak istiyoruz.

Gelelim bizim sancılı kuşağa.Anneliğin okulu vardı da biz mi gitmedik?:)dolayısıyla ömür boyu mezuniyet de yok.yani bu kutsal görevin ne okulu,ne mezuniyeti,ne de emekliliği var dostlar…

Anneciğimi model almak,hatırlamak,onun düşüncelerini uygulamak kafiydi sanırım. Annem başlı başına bir hayat üniversitesiydi. Annemden hayat boyunca aldığım derslerden bazı dalları sıralayabilirim: insan ilişkileri,psikoloji,ev idaresi,karı-koca anlaşması,komşuluk ilişkileri… ondan öğrendiklerimi saysam da bitiremem.

Ne hikmetse ben bugün annelikte yoğunlaştım. Benim tombiş,dünyalar tatlısı annem… düşüncelerime,davranışlarıma küçük kızının merakı de,telaşı de,ne dersen de artık. Rüyama girip bana bir gülümsesen,el sallasan,bu hayatın annelik okulunda kendimi bir üst sınıfa geçmiş sayabilir miyim acaba?...

Nuran Karakaya


Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?


10,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,00
5 Kahveci oy vermiş.

 


 


Gökçe Gerçek

 Kahveci : Gökçe Gerçek


   METAFORİZMA

ÖZGÜRLÜĞÜN YOLU
O birbirinden değerli kelimeler beynimizde ilk tutsaklıklarının farkına varırlar. Dilimize ulaşanlar kısmen bağımsızlıklarına kavuşmuş olur. Lakin bu bağımsızlık, birilerinin ancak onları anlayabildiği kadar kıymet kazanabilir. Atmosfere karışan milyonlarca kelime gibi onlar da havaya karışıp yok olurlar...
Durun... Zihnin sancılandığı o güzel anları hatırlayın, izleyin beynimizin salyangozumsu patikalarından parmaklarımıza ulaşan o büyüleyici sözcükleri. Ve dahası onların ebedi özgürlükleri için yazıldıkları zamanı...
Yazılar, kelimenin doğumudur. Parmaklarımız; yazıların sesli çığlıklarıdır ve bu güzel doğumu gerçekleştiren beyaz önlüksüz ekiptir. Dilim haykırışlarda. Ne mutlu özgürüm diyen kelimelere!...


DAİRE
Görünen ve görünmeyen dairesellik üzerine biliyorum ki, hayatta birini seçmek, onu daire içine almaktır. Tıpkı test yanıtlarken o beş şıktan bana, sana, ona göre doğru olanı neyse onu işaretlemek gibi..Bir arkadaş, dost, sevgili, ortak, eş seçmek, onu çemberin içine dahil etmekti. Bu işlemi kağıt üzerindeki her şeyde görünür, yaşamda seçerken görünmez kılıyoruz.

Yalnız, testte halka içinde göz kırpan şık her zaman doğru çıkmadığı gibi, hayatımız süresince de yanlış kişileri işaretler dururuz. Hiç bir insan yoktur, hayat testinde yanlış kişi seçmemiş olsun!..Peki, senin şıklarında kaç doğru var?

SEK SERVİS
Yalanın ters istikameti olan gerçek hiç bir şekile girmemiştir. Yalan bir çok sıfatla birlikte telaffuz edilirken yıllar boyunca, pembelere, beyazlara bulanmış, enlem boylam ifadelerini yüklenmiş, pek rahat devam etmişti cümle içindeki yolculuğuna...
Oysa, doğru(yu)ları söylerken ya da içimizdeki monologlarda konuşurken, yalanın aksesuarlarını hiç mi hiç kullanmayız; "bunlar pembe gerçekler" "artık küçük doğruların itiraf zamanı" Kulağımı tırmalıyor adeta...

Hakikat her zaman sek olarak ikram edilir, süsü, hacmi yoktur. Renkleri bilmez. Ama yalanın sek olduğu anlar enderdir. Dil geri adım attığı gibi, yaldızlar ve onu şık sunar. Sek iç sözleri, tadı yakıcıdır ama yıkıcı olmaz bunu anımsa.

SEVGİLİ PARFÜM
Sevgililerin parfümlere benzediklerini anladım. Kiminin şişesi güzeldir ama kokusu sana hitap etmez, öbürünün kokusu güzeldir ama senin aradığın değildir. Bir de başkasında duyarsın benim olsun istersin, teninle bağdaşmaz...
İlk kullandığımız parfümler vardır hani rayihasına ilk tutulduğumuz.. İlk aşk, sevgili gibidir. Özel ve güzeldir. Yıllar sonra bile kokusu hatırlanır, için bir tuhaf olur...

Hafif, uçucu parfümler gibidir bazıları da. Hafızanda ismi kalır sadece. Bazısı da çevreyi kuşatan, sıcak, iz bırakan koku gibidir. Herkes te onu duymak istersin..
Ve mutlaka çok sevdiğin, seninle özdeşleşen bir parfümün olur hayatta. Ardından ne kadar koku kullanmış olsan da, o güzelliğin yerini hiçbiri alamaz. Onu duyar duymaz mutluluktan karışır bünyen. Kendini alamazsın.
Hımm.. Bu misk-i amber sana mı ait yoksa? Kokun hep seninle olsun.

Gökçe Gerçek


Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?


10,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,00
2 Kahveci oy vermiş.

 


 


Burak Ü. KILIÇASLAN

 FİL GEÇİDİ : Burak Ü. Kılıçaslan


  RAKI

Artık ben de ses çıkartım, gerisi Allah kerim!
Ancak ve ancak bana ait bir kükreyiş bu, iflah olmaz akıllı bir romantik, dedektif, MİT'ci, büyücü, kahin, denizin mavisine, bazen yeşiline, doğaya ve doğala aşık, sessiz, sakin, bir kaçak, zeki ve onurlu bir... bir ne olabilirim ki?
Eğer bir gün insanlık yeniden kurulacaksa, yeni bir insan olunacaksa, yeni bir eş, yeni bir baba, ya da yeni bir hayat kurulacaksa, dostların ve hayat arkadaşınla yeni bir hukuk inşa edilecek ise eğer;
Yeni mevzuatta "kalbi cürümlere" de yer verilmeli mutlaka. Susarak konuşanlara da! Selamı almayınca kendini enayi gibi hisseden birinin dava açma hakkı olmalı. Ya da yalan söylediğini farkettiğin arkadaşına, dostuna, eşine, babana, anana... Anneler yalan söylemez ki! Benimki de laf.
Söz verip de gelmeyenler, yerine getirmeyenler, sevip de en olmayacak anda çekip gidenler, gitmeyip de kalmış gibi yapanlar, işyerindeki entrikalar, dostluklarda yenen belirsiz kazıklar, en çok da en dostu koyar, her birinin cezası olmalı mutlaka!!!
EZİK HİSSETTİĞİN ANDA TAZMİNAT HAKKIN DOĞMALI EZİK HİSSETTİRENE KARŞI!
Ezik hissettirdiklerime tazminat ödemeye hazırım ancak bedel değil. Kimse bana bedel biçmesin! Hak etmediğim bir bedeli ödemem.
"Kimse kendini kötülemek istemez" psikozundan arınalı çok oldu.
Tehlikeli ama zararsız biri gibi hissediyorum kendimi.
İyi de denebilir belki.
Ben koca bir hayatım. Ama hangi hayatın kocası?
Ne alakası var di mi? Daha derinlere bakmak gerek!!!
Yeşil gözlerin bakışlarına maruz bıraktığım bir çok insanı, bugüne kadar isteyerek, istemeyerek, ne için, kim için kırdım? Ya da sevdim?
Aslında zamanım çok kısıtlı. Ben kelebek omurlu bir faniyim. Yalnızlık içinde coşkun çağlayanlara dalıp da çıkamamak... hele kalabalık ortamlarda!
Son zamanlarda sevdiğim bir içki var:
"RAKI"
Ya da rakı kadar dürüst insanlar. Karışımla değişen dengeler...
Sözlerle, bakışlarla yıkılan güzel duygular. Boş veeeeeeerrr...
Unuttuklarımı anımsıyorum, keşke herkes yapabilse, sevdiklerim, sevdiğim...
Kaybettiysen ara, özlediysen git bul, kırdıysan af dile, kırıldıysan affet. Hayat çok kısa diyorlar!
Sunmadım ama sunabilirim;
Örneğin; deniz, tatil, dalış, ispanyolca, siyaset, yamaç paraşütü, su altı, kamera, dvd player, fotoğraf, fotoğrafçılık, iyi bir ev, güzel ve estetik eşyalar, kapağı olan bir vestiyer, sinema, tiyatro, doğa sporları, spor, atçılık, yatçılık, eğitim, mağara, müzik, uzun süreli sohbetler, hemen hemen her konuda fikir çatışması, yemek, yemek pişirmek, gezilecek yerler üzerine engin bilgi birikimi, seri ve pratik düşünme, duygusal zeka, şarap, rakı, bira, balık, su ürünleri, aldatma, aldatılmamak, sanat tarihi, arkeoloji, cinsellik, cinsiyet, kadın, çıldırma, depresyon, adana, eğitim, iş kültürü, kendi işini kurma, yardım severlik, sosyal projelere katılım, sadakatsizlik, huysuzluk, çatışma, beceriler, iletişim(sizlik) ve sonuçları, aşırı ilgi, sempati, kompliman, komedi, matrak konuşmalar, trajedi, sevgi, saygı, gereklilik, gereksizlik, hassasiyet, performans, yüksek cinsel performans, kondisyon, diksiyon, şarkı söylemek, türkçe'nin iyi ve yerinde kullanımı, laf ebeliği, sentez, analiz, komplo teorileri, satış, sıcak satış, farkında olmadan başarı elde etmenin sırları, gizemi, yolları, farkında olmak, farkında olunmak, kabiliyetsizlik, nedenleri, kimsesizlik, iyimserlik, kötümserlik, kendine has bir stil, ekol, duruş, üslubumun olduğuna dair bir geri dönüş. Aslında ben;
İyi bir entellektüel olarak her konuda konuşma ve fikir söyleyebilme ayrıcalığına sahibim.
Bilmediklerim için de "bilmiyorum" demeyi tercih edenlerdenim. Ancak "nerede, nasıl, nereye kadar"ı iyi bilir ve uygularım.
Güzeli ve güzelliği, akılı ve akıllıyı, hem güzel hem akıllıyı, başarıyı, başarılıyı taşıyabilecek alt ve üst yapıya sahibim.
Uyum adına temel prensiplerden taviz vermeden, her türlü fedakarlığı yapmaya, bilmediklerimi ve yapamadıklarımı öğrenmeye hazır birinden beklenen performansı gösterebilirim.
Çünkü ben rakıyı ve rakı içmeyi çok seviyorum..
Sevgimle...

Burak Ü. Kılıçaslan


Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?


9,579,579,579,579,579,579,579,579,579,57
21 Kahveci oy vermiş.

 


 


 Dost Meclisi


YORUMLARINIZI GALERiMiZDEKi iLGiLi BÖLÜME BIRAKABiLiRSiNiZ.
Yorumlarınız için bekleriz.

Fotograf : İrem Şahin Aysan

Kahveci dostların tüm eserlerini KM SANAT GALERİSİ'nde görebilir,
dilerseniz duygu ve düşüncelerinizi paylaşabilirsiniz.

<#><#><#><#><#><#><#>

Kahve Molası, siz sevgili kahvecilerden gelen yazılarla hayat bulmaktadır.
Her kahveci aynı zamanda bir yazar adayıdır.
Yolladığınız her özgün yazı olanaklar ölçüsünde değerlendirilecektir.
Gecikme nedeniyle umutsuzluğa kapılmaya gerek yoktur:-))
Kahve Molası bugün 4.580 kahvecinin posta kutusuna ulaşmıştır.

Yukarı


 


 Tadımlık Şiirler


Çığlık

Bir ses ve bir uğultu çınlar.
Sinemi, sessiz ve derinden yırtar.
Mukaddes bedenim, mihrabında tarumar.
Ayrılık vaktidir gelen,gül yüzlü yar.
Hasret, husumet yaratsa da,
Yaşanılanlar bizleri avutsa da,
Daha gidilecek çok yol varsa da,
Vuslat anı yakındır, meçhul olsa da.
Ademoğlu demişler bizlere.
Paye vermişler, cansız bedenime.
Kavuşmak mı hayallere?
Nakkaş eli değmiş, asude benliğime

HAKİ NAZ

 


 Bulmaca - Sudoku




SUDOKU bir mantık bulmacası. "Suji wa dokushinsha ni kagiru" nın kısaltılmış hali, "Sadece tek sayıya izin var." diye tercüme edilebilir.

Kuralı çok basit. Her boş kareyi 1'den 9'a kadar bir rakamla doldurmak zorundasınız. Ama karelere yazılacak rakamları öyle ayarlayacaksınız ki, her satırda, her sütunda ve 3 x 3 kareden oluşan her blokta 1'den 9'a kadar bütün rakamları kullanacaksınız.
Gitmek için tıklayın.
Kolay gelsin.



 


 Biraz Gülümseyin




KMTV Sunar...

Yukarı


 


 Kıraathane Panosu


ben.sen.o@kahveciyiz.com

Böyle bir adresiniz olsun ve Google rahatlığıyla kullanayım diyorsanız, adınızı soyadınızı ve kullanmak istediğiniz kullanıcı adını editor@kmarsiv.com adresine yollayın. Hemen alıp 2GB kapasite ile kullanmaya başlayın. Neye benzediğini gmail.com adresi kullanan arkadaşlarınıza danışabilirsiniz.

Tamamen ücretsiz, sadece siz kahvecilere özel.


İstanbul için Son Hava Durumu
ISTANBUL ISTANBUL
Ankara için Son Hava Durumu
ANKARA ANKARA
İzmir için Son Hava Durumu
IZMIR IZMIR
Kaynak: http://www.meteor.gov.tr

Yukarı


 


Akın Ceylan

 İşe Yarar Kısayollar


  Şef Garson : Akın Ceylan

Günlük hem de 14 günlük hava durumu bilgisi için http://www.havadurumu.com.tr/ web sayfasını ziyaret edebilirsiniz. Kişiselleştirebilme özelliği sayesinde, istediğiniz şehri belirleyip hem hava tahmin raporunu alıyor, hem de belirlediğiniz sayfayı giriş sayfanız yapabiliyorsunuz. Ben detaylı inceleyip saymadım ama 10.000'den fazla şehrin hava tahmin bilgisine ulaşmanız mümkün görünüyor.

Mp3 uygulamasının yasallığı tartışılmaya devam ediyor etmesine ama, bir yandan da kaynak sayıları günden güne artmaya devam ediyor http://music.download.com web sayfası mp3 indirmek isteyen ve bilgisayarına herhangibir program yüklemek istemeyenlerin yeni gözdesi olmaya aday. Siz yine de güvenilir kaynakları kullanarak ve emeğe saygı göstererek müzik marketlerden cd temin etmeye devam edin.

İşte bu da bizden, yani Türkiyeden bir internet radyo hizmeti http://www.yurttansesler.com Sadece Türkçe müzik dinlemek isteyenlerin beğeniyle tercih edeceklerine inandığım bir platform. hazırlayan arkadaşların ellerine sağlık. klasik internet radyo mantığıyla çalışan bu yapıda, verdiğiniz oylarla kendi profilinizi belirliyorsunuz.

İnternet üzerinde video paylaşım uygulamaları iyice arttı ve aldı başını gidiyor. http://www.izlesene.com/ bunlardan en çok izlenen yerli web sayfası olma özelliğine sahip olanı. Popüler videolar kısmını özellikle tavsiye ediyorum

Yukarı


 


 Damak tadınıza uygun kahveler






http://kahvemolasi.ourtoolbar.com/
Beklenen Araç Çubuğu hizmetinizde:-)) Kahve Molası Araç Çubuğu (Toolbar) gelişmeye açık olarak kullanıma açık. Bir kere download edip kurmanız yeterli. Bundan sonra ki tüm güncellemeler gerçek zamanlı olarak tarayıcınızda görünüyor. Kahve Molası'nın tüm linklerine hızla ulaşabildiğiniz gibi, Google Arama, KM'den mesajlar ve en önemlisi meşhur "Dünden Şarkılarımız" artık elinizin altında. Sohbet için özel chat bile olduğunu eklemem gerekir. Son derece güvenilirdir. Virüs içermez, kişisel bilgi toplamaz. Bizzat tarafımdan pişirilip servise konmuştur. Yükleyip kullanın, geliştirmek için önerilerinizi yollayın.

Yukarı


 


KAHVE MOLASI ABONELERi Google Grubuna üyesiniz. İlginize teşekkür ederiz.

ABONELiKTEN AYRILMAK İÇİN :
KM-abone-unsubscribe@googlegroups.com
(Gönderdiğiniz mesajın abone olduğunuz adresten gittiğine emin olunuz.)

ÜCRETSİZ ABONE OLMAK İÇİN :
Google Gruplar KAHVE MOLASI ABONELERi grubuna kayıt ol
E-posta:


Arkadaşlarınıza önermek ister misiniz?


Kahve Molası MS Internet Explorer 5.0+ ve 800x600 Res. için optimize edilmiştir.
Uygulama : Cem Özbatur - 2002-07©KAHVE MOLASI - Her hakkı saklıdır. Yayın İlkeleri

 






Arkadaşlarınıza önerir misiniz?

Yazılarınızı buradan yollayabilirsiniz!



SON BASKI (HTML)

KAHVE YANINDA DERGi

Hoşgeldiniz
Arşivimiz
Yazarlarımız
Manilerimiz
E-Kart Servisi
Sizden Yorumlar
KÜTÜPHANE
SANAT GALERiSi
Medya
İletişim
Reklam
Gizlilik İlkeleri
Kim Bu Editör?
SON BASKI (HTML)
YILDIZ FALI
DÜNÜN
ŞARKILARI





ÖZEL DOSYALAR

ATA'MA MEKTUBUM VAR
Milenyumun Mandalı
Café d'Istanbul
KIRKYAMA
KIRK1YAMA
KIRK2YAMA
KIRK3YAMA
ZAVALLI BİR YOKOLUŞ
11 EYLÜL'ÜN İÇYÜZÜ
Teröre Lanet!
Kek Tarifleri
Gezi Yazıları
Google
Web KM




La Lettre
Marc Aryan









Fincan almak ister misiniz?
http://kmarsiv.com/sayilar/20070910.asp
ISSN: 1303-8923
10 Eylül 2007 - ©2002/07-kmarsiv.com