 |
 |
|
6 Kasım 2007 - Fincanın İçindekiler |
|
Editör'den : Teröristin fendi Tayyip Bey'i yendi!.. |
Merhabalar,
 Dün dedik dilimiz döndüğünce. Beylik laf yerine başka birşey bulayım diyorum ama gece vakti aklıma gelmiyor. İşte dağ fare doğurdu. Tayyip Bey pkknın kazdığı kuyuya düştü. Kuyubaşında ayağının altına muz kabuğunu DTP'li vekiller koydu. ABD kuyunun kapağını açtı. Irak yönetimi ittirdi. Tayyip Bey "hani bana hani bana" dedi. Elindeki sekiz asker kozunu da buluşmadan 1 gün önce askerlerimizi törenle vekillere teslim eden teröristler yüzünden yitirdi. El ovuşturma zevki pkkya kaldı. Tüm halkı başkanla konuşmamı hele bir bekleyin diye oyalayan Tayyip Bey faka bastı. Tabiki hiçbiri sürpriz olmadı. Akl-ı selim zaten bunu diyordu. Oyala oyalayabildiğin kadar. Sıra babalanmaya geldiğinde gücümüzü gösteririz evelallah dedi işte buşt bey. Şimdi top sevgili hükümetimizde. İster al oyna istersen geri pası ver onlar oynamaya devam etsin.
İyi de bu işin sonu nereye varacak? ABD'den hayır yok, Avrupa desen oyunbozan. Yönetim çıkmazda. Bomba TSK'nın kucağında. Girse bir türlü girmese bir türlü. Üç gün sonra kar başladığında zaten sorun kendiliğinden bitecek, bahara kadar "sen sağ ben selamet" olacak. Ya da "kim öle kim kala". Artık ABD'nin bizi barzaniyle masaya oturtmaya çalıştığını görmezlikten gelme lüksümüz yok. Görüp tavrımızı koyma zamanı. Aslında AKP barzaniyle masaya oturmaya hazırdı zaten, oyunu gene pkk bozdu. Ama şimdi bir de kamuoyu var. Bunca lafı işittikten sonra o herifle yanyana gelirsen yanmışsın. Vallahi zor iş. İnşallah Tayyip Bey torununu sevip stresini atar da memlekete döndüğünde zihni açılır, akıl ve mantık dolu kararlar alır. Umut yiğidin ekmeği işte. Hoşçakalın.
Bir sonraki sayıda buluşuncaya kadar bulunduğunuz yerden bir adım öne çıkın. Sevgiyle...
Cem Özbatur
Yukarı
|
 |
Kahveci : Solmaz Akça
SENİ ARADIM... |
|
" Seni aradım kadehlerdeki dudak izlerinde... "
Sokaklarına attım kendimi İstanbul'un... Seni aradım her yerde. Oysa dolaşmamıştık, beraber yaşayamamıştık bu kenti seninle. Sadece Haliç ve İstiklal... Elele tutuştuğumuz kesik kesik anlar. Göz göze geldiğimiz sınırlı dakikalar. Kaçamak bakışlar ve söylenmemiş sözlerin gözlerden aktığı di-li geçmiş zamanlar...
Bizim dudaklarımız da, ruhumuz da, ellerimiz de konuştu. Haykırdı her bir organımız engellemeye çalışsak da birbirimize olan aşkımızı. Sonrasına düşmedi kalemimizin mürekkebi... Bizim yasak aşkımız sadece anlardan çaldı...
Bıraktın beni... Gittin... Bende seni aradım kadehlerdeki dudak izlerinde. Hiç birinde sen yoktun. Sarhoşluğu seçtim. Ayıkken sensiz bu hayatı kaldıramadım. İyimserliği sen olmuştun hikayemin, kötümserliği ben... Beyazı sen, karası ben... Ben senin hikayene acı dolu sahneler eklerken, sen benim hayatımdan mutluluk dolu dakikalarımı çalıyorsun. Sana yenik kalıyorum en baştan...
Elimdeki kadehte bile yok izin. Ne sesin, ne de nefesin. Bakışlarını tam, sözcüklerini eksik kullanmıştın. Şimdi sadece eksik cümlelerin kulağımda. Bir suç işliyormuş gibi dudaklarının arasından savrulurmuşcasına çıkıyordu "seni seviyorum" deyişin. Aklımdasın işte sarhoşken de, ayık zamanlarımda da... Bu kadar çok düşünüyorsam seni, seviyorum belli ki! Vazgeçmem lazım değil mi? Dudaklarım vazgeçtim, diyor. Söylediğini inkar ediyor sonrasında da... Tüm bu yazdıklarıma rağmen, söyle inanıyor musun bir gün seni unutabileceğime?
Solmaz Akça
www.solmazakca.com
Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?
|
 |
Kahveci : Alkım Saygın
Çıplaklar Çetesi |
|
"Çıplaklar çetesi sonunda yakayı ele verdi.. Emniyet birimleri dün geceki şok baskında çıplaklar çetesi isimli yeni bir çeteyi çökertmeyi başardı. Bir süredir yakın tâkip altına alındığı bildirilen çetenin Kadıköy'deki merkezine düzenlenen baskında çete üyeleri eylem plânları yaptığı bir sırada suçüstü yakalandı. Böylelikle son iki haftadır sabah programlarında, talk showlarda ve birtakım eğlence merkezlerinde gerçekleştirilen soyunma olaylarının belirli bir çete tarafından örgütlendiği de artık anlaşılmış oldu. Mümtaz Soyunmaz isimli bir yetkili çıplaklar çetesi operasyonu hakkında şöyle konuştu: 'Mâlûmunuz, son günlerde artan ahlâksızlık olayları milletimizin ahlâkında derin yaralar açmıştır. Milletimizin içi rahat olsun. Devletimiz bu gibi ahlâksızlıklara aslâ göz yummayacaktır. Birimlerimiz milletimizin mânevî değerlerine sonuna kadar bağlıdır, bu değerleri korumak için elinden geleni yapmıştır, bundan sonra da yapmaya devâm edecektir.'" (Türkiye Çeteler Cumhuriyeti Resimli Gazetesi, 13 Ocak 2010)
…
"Polat M.'den ilginç açıklamalar.. İki gün önce şok bir baskınla çökertilen çıplaklar çetesinin lîderi iddiâsıyla mahkemeye çıkartılan Polat M. savunmasında şunları söyledi: 'Biz bir çete değiliz. Ülkesini seven ve onun batağa sürüklenmesine göz yummak istemeyen nâmuslu kişileriz. Ülkemiz her türlü iğrençliğin tam ortasına düşmüş durumda. Biz bunu değiştirmek istedik. Televizyon programlarına seyirci olarak, eğlence mekânlarına da müşteri olarak girdik ve bu yerlerin ahlâksızlığın odak noktaları hâline geldiğini yetkililerin artık açık bir biçimde görmesini ve bu gidişâta müdahâle etmelerini sağlamak istedik. Bizi ahlâksızlıkla suçlayanlar bizim ahlâkımızı anlayabilecek bir ahlâka sâhip değildir. Artık birilerinin bu ahlâksızlıklara göz yumulmaması gerektiğini ortaya koyma vakti geçmek üzereydi. Biz de üzerimize düşeni yaptık.' Yaklaşık on dakika süren duruşma netîcesinde Polat M. ve on iki arkadaşının tutuklanmasına karar verildi." (Türkiye Çeteler Cumhuriyeti Resimli Gazetesi, 14 Ocak 2010)
…
"Çıplaklar çetesi hakkında iddiânâme hazır.. Son günlerde kamuoyunu fazlasıyla meşgûl eden çıplaklar çetesi hakkında savcılığın iddiânâmesinin hazır olduğu açıklandı. Polat M. ve on iki arkadaşının çocukların ve gençlerin fiziksel ve psikolojik gelişimlerini zedelemek, devlet kurum ve kuruluşlarının kamuoyundaki îtîbârını zaafa uğratmak sûretiyle devleti zayıflatmaya çalışmak ve anayasal rejimi zor kullanarak değiştirmeye çalışmak suçlarından ayrı ayrı yargılanmaları ve müebbet hapisle cezâlandırılmaları isteniyor." (Türkiye Çeteler Cumhuriyeti Resimli Gazetesi, 25 Ocak 2010)
…
"Olaylı duruşma.. Kamuoyunun merakla tâkip ettiği çıplaklar çetesi dâvâsının ilk duruşması bugün yapıldı. Mahkemeye yoğun güvenlik önlemleri altında getirilen çete üyeleri mahkemeye girişleri sırasında yoğun bir halk desteği gördü. Kemâl C. isimli bir vatandaş 'helâl olsun size' diye bağırarak adliyenin önünde soyunma teşebbüsünde bulundu. Güvenlik güçlerinin erken müdahâlesi üzerine gösterici etkisiz hâle getirildi ve gözaltına alındı. Mahkeme heyetinin sorduğu bir soru üzerine Polat M. pişman olmadıklarını, bugün de yine aynı şeyi yapmaları gerekirse bundan sakınmayacaklarını söyledi. Dâvânın seyri merakla bekleniyor." (Türkiye Çeteler Cumhuriyeti Resimli Gazetesi, 9 Mart 2010)
Alkım Saygın
Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?
|
Kahveci : A.Haldan Levent |
EVDEKİ FOTOGRAFLAR
İnsanoğlu gelişimini hep fotografla belgelemiştir. Ara Gülerin söylediği gibi fotograf tarihi belgeleyen en büyük icattır , fotografçıda tarihi belgeleyen kişidir.
Hepimizin evlerinde , bürolarında , duvarlarında , sehpalarında , büfelerinde hep sevdiklerimiz resimleri ile doludur. Resimleri çok daha güzel görünmeleri için şatafatlı çerçeveler alırız. Çocuklarımızın mezuniyet resimleri , annelerimiz , babalarımız resimleri , beraber yaşadığımız hayvanlarla beraber çekilmiş açık hava resimlerimiz ve daha bir çokları.
Ama hiç bir zaman onların önünde durupta elimize alıp uzun uzun incelemeyiz. Onlar evlerimizin görsel aksesuarını tamamlayan sessiz tarih , anı kokan unsurlardır aslında. Ve çok uzun zaman koyuldukları yerlerde evin sessiz sakinleri olarak sadakatla dururlar ve hareketsiz olarak bizi izlerler . Temizlik zamanı yüzlerine dahi bakılmadan camları ve etrafları ıslak bir bezle silinerek bir kaç defa devirildikten sonra yerlerine oturtulurlar. Aslında bunların sık sık değiştirilmesi gereklidir ama. Yerine gore bazıları gitmeli bazıları gelmelidir. Çünki her resim bizlerle bereber yaşayan hatıralarımızdır. O resimlere baktığımızda içimiz biraz burulsa da , derin bir iç çeksek te onlarda yaşananları ve duygularımızı buluruz. Hatta bazı çerçevelerdeki resimlerde makasla ustalıkla kesilmiş kısımlar bile görürürüz. Buradakine ne oldu diye sorduğunuzda sorumlu kişiden gerekli kişi değildi diye asabi bir cevapta alabilirsiniz. Çünki orada hep sevdiğimiz , saydığımız kişilerin bulunmasını isteriz .
Bunların siyah-beyaz veya renkli olmaları hiç önemli değildir. Aslında işe siyah-beyazdan başlayıp renkliye gitmekle başlanmalıdır. Çünki bu fotografın tarihinide yansıtacak ve yaşatacaktır. Fotograf sessiz bir iletiş aracıdır. Onu okumak , onu gözlemek tam bir detaycılık ister. Çünki fotografın dili sonsuzdur. Tek bir kare her şeyi bir bakışta size anlatır , pencerenizin büyüklüğü kadar. Aslında fotograf insanın kendisiyle , tarihiyle yüzleşmesidir.
Siyah - beyaz fotografları oldum olası çok severim. Kontrastlar iki renkten oluştuğu için gözü yormazlar. Hatlar çok daha geçişlidir. En çok annemle babamın evlendikleri zamanki çektirdikleri siyah - beyaz fotografı inceler , zamanın modasını , insanların sade , narin ve gösterişten uzak , kadın erkek ilişkisinin ne kadar saygın , sevgi ve saygı dolu olduğunu gözlerim. Her bir yeni bakışımda çok daha değişik detaylar ve hislere kapılırım. Diğer taraftan diğerlerine baktığımda renkli olmanın dışında pek fazla bir şey hissedemem. Artık fotograf teknolojisi öyle bir hale geldi ki istenildiğinde çekenin bile hayretler içersinde kendi çektiği kareyi bile hatırlamayarak kim çekti bunu diyebileceği hale gelmiştir. Gelişen teknoloji nostaljiyi , sevgiyi ve duyguyu yok etmiştir.
Eğer evinizde siyah-beyaz fotograflar varsa onlara daha bir itinayla , daha bir nazla , daha bir gülümseyerek bakarsınız. Hatıralarınız canlanır bu kimdi şunun yanındaki aaaa şimdi ne yapıyor acaba diyerek çevrenizi hemen toplumsal bir iletişime sokarsınız. Çocuklarınız bende bakayım bende bakayım diyerek fotografı kapmaya çalışırken siz geçmişin güzelliklerine dalarak anlatır o kişileri beyinlerine sokmaya çalışırsınız.
Bir çoklarımız fotojonik değilim diye fotograflarda yer almak istemezler. Asık suratla , eğriti durarak poz veririz. Aslında karede olmak bile bir varlığın ıspatıdır. Gülerek , peynir diyerek dişlerimizi gösterek dahil olacağımız bir karenin sonraki nesillere gülmeninde , gülümsemeninde bir insanlık niteliği olduğunu iletmektir.
Fotograf her zaman tarihi yansıtmasına devam edecektir. Evlerimizi güzelleştiren sessiz sakinleri fotograflarımızı çok dikkatli seçerek , devamlı değiştirerek ailemizin , sevdiklerimizin , toplumumuzun tarihine ışık tutalım. Onların her biri bir olayı , bir kişiyi kısacası geçmiş zamanımızı hatırlatacaklardır. Onlar bizlerin sessiz geçmişimizdir. Her zaman dokunulmak ve hissedilmek isterler.
İster siyah-beyaz ister renkli koyacağımız her fotografı hayatı dolu dolu yansıtanlardan seçmeye özen gösterelim. Fotograf çekmekten asla sıkılmayın ,ne kadar çok çekerseniz geleceğe o kadar belge bırakırsınız.
Çünki ileride geriye yanlız içinde yer aldığımız görüntülerimiz kalacak.
Sevgi ve sağlıkla kalın.
A.Haldan Levent
Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?
|
<#><#><#><#><#><#><#>
Kahve Molası, siz sevgili kahvecilerden gelen yazılarla hayat bulmaktadır.
Her kahveci aynı zamanda bir yazar adayıdır.
Yolladığınız her özgün yazı olanaklar ölçüsünde değerlendirilecektir.
Gecikme nedeniyle umutsuzluğa kapılmaya gerek yoktur:-))
Kahve Molası bugün 4.800 kahvecinin posta kutusuna ulaşmıştır. Yukarı
|
BİR HALİN ON YAZGISI
evveldi
bakarak geçtiğin yerdeyim...
o yokettiğin çamur bir bataklık sevdalısı artık
heveslen ki gelsin tüm korkuların
hatırlarmı onlarda titrek ayakizleriyle
hatırlanırsa kaçış.
örgüydü evvel
sıkı sarılmış bir sevdalı korkusu
pruvamda dinlenen yaşlı denizci gibisin
Bihter alaturka -alafranga karışık
Behlül yok artık
ferah koridorlarından duydum
pigmenti geçmiş asmaların altında
yasaktık eldenele gözyumdum
bir duvarın bitişiydi sıcaklık
bayanların tenkokusu geçmezdi
geçer atlı kalan rakı
geçer hasret
tütün geçer içerdik
almıştı ödünç hayatını annem
babamdan önce bir yokuş çıkarak
karaltında kalmış düşlerim
hayallere nerden ulaştı?
yitik olan hayal olmuş nineme
dünkü yetim ruhumdan
kent damları kaldı elimde
yazargeçer bir dramı nefretin
Ferruh Alışır
|
SUDOKU bir mantık bulmacası. "Suji wa dokushinsha ni kagiru" nın kısaltılmış hali, "Sadece tek sayıya izin var." diye tercüme edilebilir.
Kuralı çok basit. Her boş kareyi 1'den 9'a kadar bir rakamla doldurmak zorundasınız. Ama karelere yazılacak rakamları öyle ayarlayacaksınız ki, her satırda, her sütunda ve 3 x 3 kareden oluşan her blokta 1'den 9'a kadar bütün rakamları kullanacaksınız.
Gitmek için tıklayın.
Kolay gelsin.
|
ben.sen.o@kahveciyiz.com
Böyle bir adresiniz olsun ve Google rahatlığıyla kullanayım diyorsanız, adınızı soyadınızı ve kullanmak istediğiniz kullanıcı adını editor@kmarsiv.com adresine yollayın. Hemen alıp 2GB kapasite ile kullanmaya başlayın. Neye benzediğini gmail.com adresi kullanan arkadaşlarınıza danışabilirsiniz.
Tamamen ücretsiz, sadece siz kahvecilere özel.
Yukarı
|
 |
İşe Yarar Kısayollar
Şef Garson : Akın Ceylan |
|
YouTube, Google Video, MySpace, Dailmotion... Bunlar internetten video seyretmekten zevk alanların favori siteleri. İyi güzel de bu seyrettiğimiz videoları bilgisayarımıza kaydedip sonra dilediğimizde açıp açıp seyretsek fena olmaz mı? Bu iş için epeyce peogram var, ama bunların bir de online onlanları yani web üzerinden sizin için yapanları var. İstediğiniz videonun linkini ilgili yere yapıştırdığüınızda o size kaydetmeniz için geçerli olacak linki veriyor. Size kalan sağ tuşla "Save as" komutunu seçip dosyayı istediğiniz yere kaydetmek. Unutulmaması gereken şey, internet üzerinden seyrettiğiniz videoların flash video olup "flv" uzantısı taşıması. kaydettiğiniz dosyaların uzantısını flv olarak ekledikten sonra ilgili oynatıcıyla açabilirsiniz. Aşağıda size bir de güzel media player önereceğim. Onu yükleyip rahatlıkla kullanabilirsiniz. Şimdi hangi videoyu yüklemek istiyorsanız onun linkine tıklamak için aşağıdaki linkleri kullanabilirsiniz.
YouTube için: http://www.ripzor.com/youtuberipper.html
GoogleVideo için: http://www.ripzor.com/googleripper.html
MySpace Video için: http://www.ripzor.com/myspaceripper.html
Dailymotion için: http://www.ripzor.com/dailymotionripper.html
Bir de YouTube dosyaları dilediğiniz formata çevirerek kaydetmenize yardımcı olan bir site var ki, onu da mutlaka deneyin derim. http://vixy.net/ YouTube linkini yapıştırıp, istediğiniz formatı da seçip size yükleme için dosyayı hazırlamasını bekliyorsunuz. Gerisini biliyorsunuz zaten.
Yukarı |
Damak tadınıza uygun kahveler |
http://kahvemolasi.ourtoolbar.com/
Beklenen Araç Çubuğu hizmetinizde:-)) Kahve Molası Araç Çubuğu (Toolbar) gelişmeye açık olarak kullanıma açık. Bir kere download edip kurmanız yeterli. Bundan sonra ki tüm güncellemeler gerçek zamanlı olarak tarayıcınızda görünüyor. Kahve Molası'nın tüm linklerine hızla ulaşabildiğiniz gibi, Google Arama, KM'den mesajlar ve en önemlisi meşhur "Dünden Şarkılarımız" artık elinizin altında. Sohbet için özel chat bile olduğunu eklemem gerekir. Son derece güvenilirdir. Virüs içermez, kişisel bilgi toplamaz. Bizzat tarafımdan pişirilip servise konmuştur. Yükleyip kullanın, geliştirmek için önerilerinizi yollayın.
Gom Player Version 2.1.8.3683 / Windows / 4.48 MB http://www.gomplayer.com/down/GOMPLAYERENBETASETUP.EXE
Bilgisayarınızdaki tüm media oynatıcılarının yerini almaya namzet bir Media Player. Gerekli codecleri kendisinin arayıp bulması gibi özellikleri var. Hemen her çeşit medyayı rahatlıkla izleyebiliyorsunuz. Ve bedava. Mutlaka yükleyip kullanın derim.
Yukarı
|
|
|
|
|
|
