Yazılan,  Okunan,  Kopyalanan,  İletilen,  Saklanılan, Adrese Teslim Günlük E-Gazete Yıl: 6 Sayı: 1.352

Sisteme gir!

Merhaba Sevgili KM dostu, hoşgeldiniz!

 14 Ocak 2008 - Fincanın İçindekiler



 



 Editör'den : Akla takılanlar!..


Merhabalar,

Haftaya aklımıza takılan şeyleri söyleyerek başlamayı adet edindik öyleyse söyleyelim. Örneğin Merkez Bankası dahil, tüm devlet banka genel müdürlüklerinin İstanbul'a taşınması. Söylenilen gerekçeye kendilerinin de inanmadığı ortada ama 2 yıl önce alınmış bir karar ve Ataşehir'de inşaatı bekleyen bir arsa var. İstanbul'un hali ortada. Başekent'i başkent yapan özellikleri de meydanda. Şimdi kalkıp hangi akla hizmet böyle bir karar alınıyor bilinmez. Başkenti gayri resmi de olsa İstanbul yapmak nasıl bir amaca hizmet eder iyice düşünmeli. Bir başka şapşal karar da Kültür Bakanlığından. Atatürk'le özdeşleşmiş fotograf karelerinden sigarayı temizliyorlarmış. Etiği, ahlakı bir yana koyup, aslında Atatürk'ü Red Kit'le bir tutup rötuşlayan kafaları fotoşopla birer muhafazakar eşcinsel haline getirmeli ama neyse. Gençleri sigaraya teşvik edermiş. Atatürk asıl gençleri siz gibi örümcek kafalılardan uzak durmaya teşvik ediyor. Onu da silmeyi becerebilecek misiniz?

...

Dün genç bir yazar arkadaşımızdan eposta aldım. Ahmet Borucu bu öğretim yılı başında öğretmen olarak Bitlis'in Ahlat ilçesi Güzelsu Köy okuluna atandı. Çok zor şartlarda kutsal bir görevi yerine getirmeye çalışıyor. Belki bir yardımımız dokunur diyerek bana yolladığı mesajı aynen aşağıya alıyorum.

Güzelsu Köy Okulu "Merhaba Cem Abi...
Nasılsınız...?
Benim sizden eğer mümkün olursa bir ricam olacaktı...
Belki biliyor musunuz bilmiyorum Ahlat(BİTLİS)'ın Güzelsu Köyü'nde öğretmenliğe başladım.
Biz arkadaşlarla birlikte tanıdık yerlerden okulumuz için katkı yapabilecek yerlere mail atmaya karar verdik.
Benim aklıma ilk önce siz geldiniz.
Şu an görev yaptığım köyde hava şartları son derece hem de aşırı derecede olumsuz.
Haberlerden de duyduysanız eğer bulunduğumuz bölgede 20cm. kar var.
Bazen yollarımız kapanmakta. Köprülerimiz yıkılmakta. Elektriklerimiz bir kaç gün boyunca kesilmektedir.
Sularımız zaten buz tutmuş durumda. Hatta dün buzlu suda bulaşık yıkadım. :(:( :)
Okulumuz son derece eski. MEB yeteri kadar yardım yapmıyor. Ayrıca halktan yeterince destek bulamıyoruz.
Çocukların elbiseleri eski ve yırtık. Bu karlı havada yokluktan dolayı montsuz ve terlikle okula gelen öğrencilerimiz mevcuttur.
Bütün bu olumsuzluklara rağmen öğretmen arkadaşlarımız can başla mücadele etmektedir. Elimizden geldiğince çocuklara eğitimin aşkını aşılamaya çalışmaktayız.
Sizden ve sizlerden okulumuzda ki öğrencilerimiz için küçük yardımlar rica ediyoruz.
Okulumuz için yapabileceğiniz her türlü yardım için şimdiden çok teşekkür ederiz..

Ahmet BORUCU
Sonsuz Sevgi ve Saygılarla
Güzelsu Köyü/Ahlat/BİTLİS
Tel No: 0 505 697 00 53 "


Ne dersiniz birşeyler yapabilir miyiz? Hepinize iyi sayılabilecek bir çalışma haftası diliyorum. Esenkalın.

Bir sonraki sayıda buluşuncaya kadar bulunduğunuz yerden bir adım öne çıkın. Sevgiyle...

Cem Özbatur








 


Elif Eser

 Cemreler Düşerken : Elif Eser (Zeycan Irmak)


  Şikayetim var!

Upuzun bir bekleyiş bu. Öyle hemen geçecek türden değil. Dağarcığındaki kelimelerin seni sensizliğe/sessizliğe terk ettiği, eline almak istediğin her kelimenin yeşil ve ışıltılı birer baharken avuçlarında solup eylül kırığına ve hışırtısına dönüşmesi hayret verici! Fakat öyle!

Sonsuzmuş gibi gelen bir bekleyiş bu. Belki birine, bir sevgiliye, bir sıcak dost yüreğe ilintilenebilir, -illa bir isim vermek gerekmese de-, adlandırılabilir; uzay denebilir mesela. Mesela imge, ütopya, sıla, gurbet de denebilir… Anlamlı veya anlamsız olması, yakışması ya da yakışmaması hiç önemli değildir. Demek istediğim; bekleyişin sonunda bir vuslata ermek olacaksa şayet, biliniyorsa bekleyişin başından itibaren kavuşmalarla nihayete ereceği…
Ee-evet! Olasıdır, muhtemeldir. Fakat değil işte! Bu bekleyişin herhangi bir amacı, başı, sonu, adı, sanı, kimliği, kimliksizliği, somutluğu, soyutluğu, varsıllığı yok!

Sofistike bir bekleyiş bu… Evet! Evet! Böyle de denebilir! Kelimelerinizi çaldıysa birileri veya bir şeyler sizden (bir suçlu aramak çok da doğru olmayabilir bu süreçte) ne yapacağınızı bilemeden bir süre öylece bakakalırsınız. Yazıyla nicedir devam ediyorsa soluk alıp verişiniz ve her ne sebeple olursa olsun çekip gitmişse yazı sizden, bundan mütevellit boşlukta kaldıysanız, kendinizi bir oksijen çadırında sanırsınız. Sanki sizin ciğerleriniz artık beş para etmezmiş de, dışarıdan takviye güç alıyormuşsunuz gibi… Suni yoldan yaşıyor/yaşatılıyormuşsunuz gibi… Hani öylesine işte canım, halleri gibi… Biraz naif, biraz anlamsız… Siz istememiştiniz oysa gitmesini, çalınmasını veya sizden uzaklaşmasını. Yazı ki, sözcükler ki, kendiliğindenlikleriyle vardırlar yazanın us'unda.

Eğer yazı yoksa bir yerden sonra yoktur yazan da. Herkes gibi bir yaşayandır en fazla. Ama, ama… Yazıyla yekvücut olmuşsanız ezelden beri, siz isteseniz de sonrasında 'herkes gibi' düşünemez, 'herkes gibi' bakamaz, göremez, algılayamaz, kısaca yaşayamazsınız. Başka bir boyut girer diğerleri ile aranıza. Anlatılır türden değildir ki, anlatabilesiniz. Denediğiniz olmuşsa da anlatmayı bir lahza; hani böyle, eliniz kolunuz havaya kalkmış, parmaklarınız nereye kaçışacağını bilemeden bükülmüş, suratınızda sizi dinleyenin hiç mi hiç anlayamayacağı garip ifadelerle mimikler belirmiş halde… Eh, en nihayetinde elleriniz yanlarınıza düşmüş, umutsuzca bakarsınız. "Boş ver" dersiniz karşınızdaki pek bir hevesle sizi dinlemeye hazırlananın hevesini kursağında bırakarak. "Bu öyle, doktorculuk oynamaya benzemiyor. Doktor biri gelir evine konuk. Ev ahalisi toplanır, başlarlar 'doktorcuğum, benim sol böbreğimde bir büyüme mi var ne?', 'aman efendim ne iyi ettiniz de geldiniz, benim de birkaç gündür şu omurlarımdan birinde bir ağrı, üzerinize afiyet, hani bir ellesiniz, teşhis neymiş, öğrensek…' türünden bir şey değil ki. İyisi mi, ben yazadurayım da, sen oku. Boş ver şimdi nereden bulup çıkarttığımı onca kurguyu" der, çıkarsınız işin içinden. Bunu böyle söylersiniz fakat ya yazı uçup gittiyse? Ya artık yazamıyorsanız? Durum daha da vahim demektir o vakit. Kös kös oturup beklersiniz…

Hâlbuki yazıya durulduğu zaman öyle midir ya! Her yazanın kendine has bir sürgünü, serüveni, yolculuğu vardır yazıyla. Bazen işkencedir (nasıl da tatlıdır yine de), bazen bir minik kelimeyle patlayan minicik mutluluk çığlığıdır (o an çevrenizde birileri varsa anlam veremezler delişmenliğinize), bazen hüzündür, bazen coşkudur… Yani, o an neye sürüklüyorsa sizi hikâye, osunuzdur. Bazen günler, haftalar, aylar sürer… Çıkmak istersiniz çıkamazsınız "ha şunu da ekleyivereyim, dur buraya bunu da yazayım" diye konuşurken kendi kendinize uzar gider, uzar gidersiniz… Sonuna vardığınızda munis bir tefekkürle gülümsediğiniz olur, derin bir nefes alıp, şöyle keyifle arkanıza yaslandığınız, acı kahvenizin soğumuşsa da son yudumuna uzandığınız… Olmaz mı? En şahane anlardan biridir o an… Yine, pek kimseyle paylaşamadığınız…

Yazı sizin en uygun, müsait olduğunuz zamanı kollamaz. Buna rağmen bekleyişin ilk safhalarında kendinizi teselli edersiniz "bu hafta programım çok dolu, haftaya başlarım." / "Biraz dinleneyim, bir iki ay geçsin, kafamın içini bir temizleyeyim, çöp kutusuna döndüm." / "Aslında aklımda müthiş bir öykü ve olay kurgusu var ama kendimi çok yorgun hissediyorum. Hafta sonu sabaha kadar oturur toparlar, yazmaya başlarım." Pek tabii kendinize söylediğiniz bu küçük yalanlar, kandırmacalar, bahaneler silsilesi bekleyişin ömrünü kısaltma hayalinden başka bir şey değildir. Siz yazma dürtüsünü değil, çoğunlukla o sizi yönlendirir ve kabul etmeseniz de kendi zamanını tayin eder. Bir geldiği zaman da dur durak bilmez. Otobüste, vapurda, barda arkadaşlarınızla eğlenirken, sevgilinizle kavga ederken, çocuğunuzla internet başında ders çalışırken, tuvalette, duşta, en tatlı uykunuzda rüyalara dalmışken… Silinir gider yaşamınızın öncelikleri. Ofiste dosyalar kenara itilir, anneniz klavye başında sizi boş boş kâğıt açarken görür, canınız sıkılmasın diye kraker ve meyve suyu getirir, tam da o an uzattıklarını başınızla geri çevirir "yok, yok, istemiyorum, dur şimdi, çok önemli bu an" deyiverirsiniz. O an gerçekten çok ama çok önemlidir çünkü aylardır, haftalardır beklediğiniz "sevgili yazı" gelmiştir! Hoş gelmiştir, sefalar getirmiştir! Yazma isteğiyle dolup taşarsınız ve parmaklarınız koşuşur, kelimeleriniz kahkahalarla uçuşur klavye/kâğıt/kesekâğıdı/gazete parçası/minik bir not defteri (artık elinize ne geçerse) üzerinde…

Peki ya beklemeye devam ediyorsanız? Ya tek bir damlacık, kelimecik, bir bağlaç bile yazamıyorsa kaleminiz? Melül bir kedi yavrusu gibi kaşlarınız büzülür, dudağınız aşağı sarkar bükülür…

Beklemekten yorgun düştüğünüzde özlemek gelir. Delicesine bir sevdayla özlersiniz. İçiniz titrer, çok üşürsünüz. Çevrenizde olup biten tüm detaylar zaman uzadıkça anlamını yitirmeye, renkleri ölgünleşmeye başlar. Derin iç çekişleriniz artar. Uzaklara dalıp gitmeleriniz çoğalır. Hasretten içiniz, dışınız, tüm uzuvlarınız kavrulur… Beklediğiniz bir türlü gelmek bilmez! Gelmez işte! Siz, istediğiniz kadar bekleyedurun, siz yalvar yakar çağırın, inat eder, gelmez. Sizin canınızın değil, kendi paşa gönlü ne zaman isterse gelecektir… 'Yazı… Biraz da sabır işidir be üstat!' (Biraz mı?)

Upuzun bir bekleyiş bu. Aylar var ki bekliyorum. Elim ara sıra şiire kayıyor. O bile istediğim gibi olmuyor. Ben yazmak istiyorum! Us'umun algoritmalarında gezinen moleküler hikâye kurgularımı, renklerimi, düşlerimi, sizin anlayacağınız en büyük hazinemi istiyorum! Satılması gerekmiyor kitaplarımın, basılmasın. Yayımlanması şart değil şiirlerimin. Sahnelensin isterim elbette ama olmuyorsa da oynanmasın oyunlarım. Yıllarca teksler halinde dursunlar telli, telsiz, şeffaf, kapaklı dosyaların, klasörlerin içerisinde, dert değil. Birilerine bir gün ulaşacaklar ve okunacaklar benim inandığım tek şey bu! Kimse duymazsa da sesimi vakti zamanı geldiğinde torunlarıma masal niyetine okuyacağım "bir zamanlar kendisine Cahil Peri denen biri varmış. Habire yazarmış…" diye başlayacak cümlelerim.

Serzenişteyim! Hayal ülkemin ıssızlığını sizle paylaşmak istedim bir nebze. Şimdilik elimden fazlası gelmiyor. Kabul buyurunuz efendim…

Elif Eser
zeycanirmak@gmail.com


Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?


8,408,408,408,408,408,408,408,40
5 Kahveci oy vermiş.

 


Yazdırmak için tıklayınız.

 


Kıvanç Gülhan

 Kıvanç'ça : Kıvanç Gülhan


  YAŞAM TARZLARINA MÜDAHALE

Şu aralar Atatürk Türkiye'sinin evlatlarını endişelendiren bir şeyler var. Yaşam tarzlarına müdahale edilmesi endişesi. İnsanlar bu konuda son derece tedirgin ve rahatsız.

Başbakanın İstanbul belediye Başkanlığı yaptığı sıralarda bu konuda çok da ısrarcı olmadığını biliyoruz. Belki onun Başbakanlığa giden yolunda bu tavrının da etkisi olmuştur. Büyükşehir belediyesinde de bu tarzda bir inat sezilmiyor. Ancak gel gelelim bazı ,ilçe belediyelerine ve saygın Başkanlarına.

Zat-ı şahaneleri, 4 Murat ceddinden başkasının cesaret edemediği bir Ali Kıran Baş Kesen edasına bürünmüş, Kanun'u, nizam-ı takmadan bir boru öttürmeye soyunmuşlardır. Demektedirler ki..

- İmdiii ..
- Dernekler gavur dernekleri ile bir araya gelmeye…

Entegre olmaya, oradan konuk çağrılmaya, kazara gelmişlerse de cenabet olup olmadıkları kontrol edilip, gerekirse Naip Hamamının göbek taşlında kirleri günahları yumuşatıla, kırk tas suyunan yıkandıktan sonra abdest aldırılıp makama çekile, laftan anlayanları sünnet olması konusunda ikna edilmeye gayret gösterile. Ancak zorla kesim yoluna gidilmeye..

- Dernekler çevre konularına dil uzatmaya..Uzatanınki eşeğinki ile değiştirile.
- Tarih bizimdir, Kurtuluş savaşından öncesi ile ilgilenilmeye, kurtuluş savaşı tarihi de dillendirilmeye dillendirilmeye unutturula.
- Atatürk sevilmeye, ardından gidilmeye..
- İki Atatürkçü bir araya gelmeye, rozetleri takılmaya..
- Arapça Selamün Aleyküm lafı Allahınselamı diye yutturula, Aleykümselam deyip selamı almayan Adem oğlunun cehenneme gönderilmesi konusunda aracı olunup sorgu sualcilere gammaz edile…
- Sanat bizim gibilerin inisiyatifine bırakıla, iki harekette evrensel sanatın Memleketi yönetenlerin dilinden İçine Edile.. Kütahya porselen reklamı demlikler heykel diye ortalara dikile amma içinden mutlaka sular döküle..
- Deliler suyla tımar edile, bu sebepledir ki uyan uymayan bütün parklara şelaleler inşa oluna. Deliler su sesini dinleyerek teskin edile, iyice eblehleştikten sonra Eblehan'dan geçirilerek sükunetle evlerine ulaştırıla.
- Hasta zevatın yanı başındaki Hemşirelerin başları bir sıkı bağlana ki, hasta heyecana gelip kalp krizinde terki dünya etmeye. Mümkünse boşta gezen kazmaların güçlü kuvvetlilerinden hastabakıcılar peyda edile, mesir macununa sarılı kadroları minareden saçıla.
- Tütün tüttürene kırk değnek vurulurken, burnu ile oynayana ödüller verile hatta bu ödül Altın Burun diye adlandırıla, festivalleri yapıla..
- Yolda yürürken edep yerini düzelten yada kaşıyana ters gözle bakılmaya, dalgınlığına verile.. İnsanlar iyice alıştıktan sonra bu da festivallerle kutlanıp altından ödülü dağıtıla.
- Evli barklı metres sahibi puştlara daha insaflı davranıla. Kader kurbanı muamelesi yapıla..

Demem O ki lokallere mey müsaadesi verilmeye, Atatürkçüler meclisinin tekerine çomak dürtüle, Lale devri laleleri yolunmaya, esanslar sürüle, tatlılar yenile, lokum, padişah macunu, aile içi ve dışı münasebetleri artıran her türlü gıda bolca tüketile.

Amma, kimsenin yaşam tarzına karışılmamış oluna..

Kıvanç Gülhan


Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?


8,008,008,008,008,008,008,008,00
3 Kahveci oy vermiş.

 


Yazdırmak için tıklayınız.

 


M.Nihat Malkoç

 Kahveci : M.Nihat Malkoç


  DİVAN EDEBİYATINI SEVDİREN ADAM: İSKENDER PALA

Çok köklü bir geleneğin kültür hayatımıza yansımasıdır Divan edebiyatı… Asırları aşıp günümüze ulaşan bu gür ses, hâlâ yankılanmaya devam ediyor. Müzeye kaldırılan edebiyat, müzenin kapılarını zorlayarak hayata akmak için zaman ve zemin kolluyor. Bu hususta ona kılavuzluk edecek gönül insanlarının himayesini umuyor ve bekliyor.

Altı yüz yıllık bir süreci kapsayan ve edebiyat âleminde kendine köklü bir yer edinen Divan edebiyatına, Türk edebiyatının en şöhretli araştırmacılarından biri olan Fuat Köprülü 'Klasik edebiyat' demiştir. Çünkü klasik "üzerinden çok zaman geçtiği hâlde değerini yitirmeyen, türünde örnek olarak görülen" anlamlarına gelen bir kelimedir. Köprülü'nün klasik dediği edebiyat da bu hususiyetleri taşımaktadır. Gerçekten de her açıdan klasikleşmiş bir edebiyattır. Bu edebiyat bütün olumsuzluklara ve hayatın dışına itilme gayretlerine rağmen hâlâ dimdik ayaktadır. Bundan sonra da geleneğin izinde ayakta ve hayatta kalmaya devam edecektir. Zira bu zengin edebiyat bir kalemde çizilecek kadar basit ve sıradan değildir.

Son dönemlerde Divan edebiyatını yaşatmak için ciddi gayretler sarf edilmektedir. Bu gayreti gösterenlerin başında Prof. Dr. İskender Pala gelmektedir. Yakın zamanlarda isminden sıkça söz ettiren edebiyat araştırmacılarından biri olan İskender Pala, mazinin tozlu sayfalarında gömülü kalan Divan edebiyatını gün yüzüne çıkararak bizlere tanıtmış ve sevdirmiştir. Onun kaleminden dökülen ifadeler, geçmişe hapsedilen bu köklü edebiyatı tekrar eski güzel günlerine döndürmüş, adeta kanatlandırmıştır. Bu kıymetli akademisyen, Divan edebiyatı üzerine yazdığı birbirinden güzel kitaplarla tanınmıştır. Bu kitaplar o muhteşem edebiyatı hayatın gündemine taşımıştır. Bir zamanlar lise edebiyat kitaplarında; anlaşılmadığı için itici, ürkütücü ve sevimsiz duran gazeller, kasideler ve rubailer onun sevimli üslubuyla ve sevdirici yaklaşımıyla insanların dilinde terennüm edilmeye başlanmıştır. Bu yeni bakış açısı köklü bir değişimin ve dönüşümün ilk işaretleri olarak algılanmalıdır.

Bilindiği gibi 1 Kasım 1928'deki harf inkılâbıyla birlikte Arap alfabesine dayalı eski yazı rafa kaldırılmıştır. Böyle olunca bu alfabeyle oluşturulan milyonlarca cilt kitap da kütüphanelerin tozlu raflarına terkedilmiştir. Yeni yazı, hayatın yepyeni bir parçası olurken eski yazı topyekûn terkedilmiş ve hayatın dışına itilmiştir. Çok zengin bir kültürün bir günde terk edilmesi, terk edilirken de hiçbir önlemin alınmaması, geçmişin kültürel zenginliklerinin zayi olması neticesini doğurmuştur. Eski kültürü ve edebiyatı reddetme anlamına gelen bu uygulama milletimize pahalıya mal olmuştur. Türk milleti tarihî ve kültürel değerlerinden uzak kalmış, Batı'nın değerlerini yaşamaya ve yaşatmaya zorlanmıştır. Bu da çok kültürlülüğün getirdiği yozlaşmayı doğurmuş, fertlerin maziyle olan kültürel bağı kopmuştur.

Divan edebiyatı aslında bu milletin iftihar etmesi gereken kültürel bir zenginliği ve engin birikimidir. Şayet makul ve mantıklı hareket etseydik bu edebiyatı geleceğe taşıyabilirdik. Fakat bizler millet olarak ya çok severiz ya da topyekûn reddederiz. Bu toptancı mantık bu konuda da bizim ölçümüz olduğu için ölçüsüzlüğü beraberinde getirmiştir.

Son yıllarda Divan edebiyatının zenginliğini fark eden ve ettiren, zorbaca gasp edilen itibarını geri veren bir büyük edebiyat araştırmacısı Divan edebiyatı üzerine adeta bir güneş gibi doğmuş, onu ihya etmiştir. Bu büyük edebiyat araştırmacısı İskender Pala'dan başkası değildir. O, Türk halkına Divan edebiyatını sevdiren ve tanıtan adamdır. Divan edebiyatı sahasında kaleme aldığı onlarca eser, gölgelenen bir edebiyatı ayağa kaldırmıştır. O, şimdilerde İstanbul Kültür Üniversitesi'nde öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır. Buradaki gençlere Divan edebiyatını anlatmakta ve sevdirmektedir. 'Onun kitaplarını okuyup da Divan edebiyatına gönlü akmayan insan yoktur' dersek sanırım abartmış olmayız.

İskender Pala'nın Divan edebiyatını gün yüzüne çıkaran kıymetli eserleri, aydınların ilgisini bu sahaya yöneltmiştir. Bu sahada yeni ve özgün çalışmaların yapılmasına vesile olmuştur. Ceddimizin edebî ve kültürel zenginlikleri onun gönül aynasından yansımıştır.

M.Nihat Malkoç
mnm61mnm@hotmail.com


Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?


10,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,00
4 Kahveci oy vermiş.

 


Yazdırmak için tıklayınız.

 


 YILDIZINIZ KIPIR KIPIR, YA SİZ?


  Ailenizin Yıldız Falcısı : Nurettin Özdemir


KOÇ   (21 Mart-20 Nisan)
Yeni haftanız oldukça hareketli geçecek sevgili koçlar. Bu hareketlilik özlediğiniz mekanlara taşınmaları da içerebilir. İşyerlerinizde uzun zamandır aradığınız dengeleri nihayet bulmak mutluluğuna erişeceksiniz. Uyum dolu davranışlarınızla haftanızın nimetlerinden fazlaca faydalanacaksınız.



BOĞA   (21 Nisan-20 Mayıs)
Son zamanlarda karşılaştığınız olayların bıraktıkları etkilerde takılı kalmayın sevgili boğalar. Başınızı dosyalarınızdan kaldırın yaşamın güzellikleri sizleri beklemekte. Sevgilerde ise kesinlikle bu hafta nihai kararlara varmalısınız. İnsiyatifleri başkalarına bırakmayın. Bilançoların haftasındasınız.



İKİZLER   (21 Mayıs-21 Haziran)
Gelecek günlerde kaderin hoş bir sürprizi olacak sevgili ikizler. Sizleri kollayan bir yıldızın çok geçmeden farkına varacaksınız. Sanki tüm şans melekleri sizleri yüceltmeye azimli. Haftanızın kıymetini bilin ve şimdiden hareketlenin.



YENGEÇ   (22 Haziran-22 Temmuz)
Olası kırgınlıkların son bulacakları sevinç dolu bir haftaya girmektesiniz sevgili yengeçler. Nihayet olumlu diyalogların gündemlerinize yerleşeceklerinizi görecek ve geleceğe daha güvenle bakacaksınız. Arkadaşlarınız ve yakınlarınızla güzel saatler sizleri beklemekteler.



ASLAN   (23 Temmuz-22 Ağustos)
Gündeminizi meşgul eden bir derdinizi bu hafta halledeceksiniz sevgili aslanlar. Ancak şunu unutmayın ki artık geçmişte kalmış ve geçerliliklerini kaybetmiş metodlarınızdan kesinlikle sıyrılmalısınız. Bazı hatalarınızı kabullenecek ve böylece yaşama bambaşka gözlerle bakacaksınız.



BAŞAK   (23 Ağustos-22 Eylül)
Uzaklarda oturan ve saygı duyduğunuz bir dostunuzla yakınlaşmaların yaşanacakları güzelim bir haftanın eşiğindesiniz sevgili başaklar. Ayrıca ara sıra başını gösteren psikosomatik rahatsızlıklarınız varsa bu haftadan itibaren kaybolmaya başlayacaklarını göreceksiniz. Mutlulukları yapacağınız seyahatlarda bulacağınızdan emin olabilirsiniz.



TERAZİ   (23 Eylül-22 Ekim)
Düşündüğünüz konularda gerilere dönmenin artık imkansız olduğunu anlayacağınız bir hafta sizleri beklemekte. İşte esas şansınız burada sevgili teraziler. Sizlerden koparılan değerli bir şeyin yerine daha iyisini koyabilme azminde bulunmanız için fırsatlar önünüzde ve sizleri beklemekteler. Yeniden doğmak istiyorsanız geleceğe odaklanmalısınız.



AKREP   (23 Ekim-22 Kasım)
Sizleri oldukça sevindirecek güzel haberleri alacağınız bir haftanın eşiğindesiniz sevgili akrepler. Ekip çalışmalarına ağırlık vermeniz gerekecek. Hatta yeni kontratlar söz konusu olabilecekler. Banka işlemleri ve kredi isteklerinizde beklediğiniz sonuçlara ulaşacaksınız.



YAY   (23 Kasım-20 Aralık)
Yılın ilk ayları için çizdiğiniz yol haritanızda beklemediğiniz bazı aksaklıklar stresleri de beraberinde getirmekteler sevgili yaylar. Projelerinizde başarıya ulaşmak için elinizden geleni yaptığınız halde.. En iyisi sabırla uygun zamanları beklemek olacaktır. Morallerinizi durduk yerde bozmayın sakın.



OĞLAK   (21 Aralık-19 Ocak)
Sevgili-arkadaş ilişkilerindeki valsleriniz bu hafta da devam edecek sevgili oğlaklar. Hatta alacağınız yeni haberlerin doğrultusunda solup sararmış ümitleriniz yeniden canlanacaklar. Kendi kendinizi hapsettiğiniz izolasyonlardan nihayet vereceğiniz kararlarla kurtulacaksınız. Yani yeni haftanızda herşey kesinlikle size bağlı.



KOVA   (20 Ocak-18 Şubat)
Sosyal yaşamlarınızda yeniliklerin gündemlerinize yerleşecekleri güzel bir haftaya girmektesiniz sevgili kovalar. Elde edeceğiniz maddi kazançlar yüzlerinizi güldürecekler. Böylece uzun zamandır hayalini kurduğunuz projelere rahatça yöneleceksiniz. Yeni bir dönem başlamakta.



BALIK   (19 Şubat-20 Mart)
Herşeyin aniden hızlanacağı şans dolu bir hafta sizleri beklemekte sevgili balıklar. Projeleriniz için gerekli olan maddi kazançlara kavuşacağınızdan emin olabilirsiniz. Risk almaktan kesinlikle çekinmemelisiniz. Yabancı ülkelerde bulunan tanıdıklarınızla heyecan verici yeni projelere imza atacaksınız. Sevgi dolu ilişki ve başarılar kapınızı çalmakta balıklar.


Nurettin Özdemir
nozdemir@kahveciyiz.biz


Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?


10,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,00
3 Kahveci oy vermiş.

 


Yazdırmak için tıklayınız.

 


 Dost Meclisi


YORUMLARINIZI GALERiMiZDEKi iLGiLi BÖLÜME BIRAKABiLiRSiNiZ.
Yorumlarınız için bekleriz.

Fotograf : Mete Çağdaş

<#><#><#><#><#><#><#>

Kahveci dostların tüm eserlerini KM SANAT GALERİSİ'nde görebilir,
dilerseniz duygu ve düşüncelerinizi paylaşabilirsiniz.

<#><#><#><#><#><#><#>

Kahve Molası, siz sevgili kahvecilerden gelen yazılarla hayat bulmaktadır.
Her kahveci aynı zamanda bir yazar adayıdır.
Yolladığınız her özgün yazı olanaklar ölçüsünde değerlendirilecektir.
Gecikme nedeniyle umutsuzluğa kapılmaya gerek yoktur:-))
Kahve Molası bugün 5.300 kahvecinin posta kutusuna ulaşmıştır.


 


 Tadımlık Şiirler


Baharı Müjdeleyen

            Burçin'e

Gözlerinden ırmaklar akan minik kız,
Bana şarkılar söylüyorsun sessizce.
Adın, baharda açan, baharı müjdeleyen ilk çiçek;
Adın melankolisini sen yaşadıkça her bahara verecek;

Gözlerinde hüzünler gezinen minik kız,
Yaşından büyük giysini giyip,
Kardeşini uyutuyorsun dizlerinde.
Nasıl sakin durabiliyorsun,
O kalabalığın, cümbüşün içerisinde?

Gözlerinde yüreğimin gezindiği minik kız,
Dışındayım senin hayatının,
İstesem de giremem içerisine,
Ne yoksunluğunuzun yanında olabilirim,
Ne de içinizdeki cümbüşte.

Gözlerinde güzel yarınlar aradığım minik kız,
Gelecek pek seçenek sunmayacak sana.
Gelecek, büyük ihtimal geliverecek o dar sokaklarda.
Küçük ihtimalin olmasını istiyorum adına...

Aslı Sarıoğlu

Yazdırmak için tıklayınız.

 


 Bol Bul Bulmacalar




Bloxorz       Foto Puzzle       Küp Küp


 


 Biraz Gülümseyin






KMTV Sunar...

 


 Kıraathane Panosu



Genel Yaşak Sigorta A.Ş.


KM - GENEL YAŞAM SİGORTA A.Ş. İŞBİRLİĞİ İLE
AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI


Sevgili KM Dostu,

Sağlığınız bizim için önemlidir,

Genel Yaşam Sigorta A.Ş sizlerin Ağız ve Diş Sağlığı ile ilgili sorunlarının çözümüne katkıda bulunmak amacıyla Promosyon olarak hazırlamış olduğu ağız check-up'ı hizmetinden faydalanabilmeniz için sizi anlaşmalı kliniğimizde ağırlamaktan mutluluk duyarız.

Yapılacak olan ağız check-up'ınız için yapmanız gereken sadece IDENTIST AĞIZ ve DİŞ SAĞLIĞI MERKEZİ'NDEN aşağıda belirtmiş olduğumuz ilgili kişileri üç gün önceden arayarak randevu almanız ve tarafınıza iletilmiş olan bu sertifika ile 2008 Mart sonuna kadar kliniğimize başvurmanızdır.

Panoramik Röntgen ve ağız check-up'ınız GENEL YAŞAM Promosyonunun bir parçasıdır.

Sağlıklı günler, güzel gülüşler dileğiyle...

Saygılarımızla
GENEL YAŞAM SİGORTA A.Ş.

Randevu için:
Nursel Çalışkan (nurselcaliskan@identist.com.tr)
Gülsün Er (gulsuner@identist.com.tr)

IDENTIST AĞIZ ve DİŞ SAĞLIĞI MERKEZİ
Kasap İsmail Sok. Sadıkoğlu Plaza 1 Kat 3
No 68 Kadıköy - İstanbul
Tel: 0216-337 0707 / 0216-337 0708
http://www.identist.com.tr

Editör'ün Notu: Yukarıda sözü edilen sertifikayı buradan bilgisayarınıza indirebilir, üzerine ad ve soyadınızı yazdıktan sonra bastırarak veya email ile göndererek bu hizmetten yararlanabilirsiniz.


Yazarlarımızın Kitapları


Merih Günay
"Martıların Düğünü"

Nesrin Özyaycı
"Işık -II-"


Temirağa Demir
"Her kardan Adam Olmaz"

 
Şadıman Şenbalkan
"Şehit Analarımızın Çığlıkları"
 


İstanbul için Son Hava Durumu
ISTANBUL ISTANBUL
Ankara için Son Hava Durumu
ANKARA ANKARA
İzmir için Son Hava Durumu
IZMIR IZMIR
Kaynak: http://www.meteor.gov.tr


 


Akın Ceylan

 İşe Yarar Kısayollar


  Şef Garson : Akın Ceylan

Televizyonlarımızda halen yayınlanmakta olan bir yarışmanın flash oyun versiyonu.. http://www.extremoyun.com/oyunoyna.asp?Gid=2418&CId=5 Büyük Teklif (Var mısın Yok musun?) .. Yükleme tamamlandıktan sonra DEAL butonuna basarak oyuna başlayın, önce kendiniz için 1'den 26'ya kadar numaralandırılmış çantalardan birini seçin, bu çanta oyun sonuna kadar yada siz yapılan tekliflerden birini kabul edene kadar sizde kalacak, çanta seçimini yaptıktan sonra oyun başlıyor, 6 adet çanta seçerek çıkan ikramiyelere göre tercihlerinizi yapın, her bölümün sonunda kasa size bir miktar para teklif ediyor, yarışmaya devam etmek için NO DEAL, teklifi kabul edip verilen paraya razı olmak için DEAL butonunu tıklayın. İyi eğlenceler..

Ruax yaşamına girdiğiniz an bu yaşamın bir parçası olup isterseniz ihalelere katılabilir, isterseniz hayvan (Rebrot, Gedia) besleyebilir, isterseniz kendi ilgi alanınıza giren derneklerde sohbet edebilir, isterseniz Ruax forumlarında zamanınızın nasıl geçtiğini anlamadan gezinebilir, isterseniz çiftçi, isterseniz bir tasarımcı, isterseniz Ruax'ın ilk spor oyunu Axur'da çok iyi bir Axur oyuncusu olabilirsiniz. http://www.ruax.net/ Bir oyundan çok bir yaşam olarak ilerleyen Ruax, kendi ekonomisi kendi eğlence dünyası, kendi kültürü, kendi fiziksel kuralları, kendi kanunu ve Ruax yaşamı içindeki kişilerin düşünceleriyle şekillenen bir yaşamdır.

http://www.binbirkanal.com/ Bilgisayarınıza herhangi bir program yüklemeden online olarak TV izleyebilmenizi sağlayan bir web sayfası.

Web sayfalarınızda, sunumlarınız veya eğlencelik çalışmalarınızda kullanabileceğiniz animasyonlar için http://www.animation-central.com/ gif formatındaki animasyonları istediğiniz kadar indirebilirsiniz. Hepsi ücretsiz.

 


 Damak tadınıza uygun kahveler






http://kahvemolasi.ourtoolbar.com/
Beklenen Araç Çubuğu hizmetinizde:-)) Kahve Molası Araç Çubuğu (Toolbar) gelişmeye açık olarak kullanıma açık. Bir kere download edip kurmanız yeterli. Bundan sonra ki tüm güncellemeler gerçek zamanlı olarak tarayıcınızda görünüyor. Kahve Molası'nın tüm linklerine hızla ulaşabildiğiniz gibi, Google Arama, KM'den mesajlar ve en önemlisi meşhur "Dünden Şarkılarımız" artık elinizin altında. Sohbet için özel chat bile olduğunu eklemem gerekir. Son derece güvenilirdir. Virüs içermez, kişisel bilgi toplamaz. Bizzat tarafımdan pişirilip servise konmuştur. Yükleyip kullanın, geliştirmek için önerilerinizi yollayın.

Gom Player Version 2.1.8.3683 / Windows / 4.48 MB http://www.gomplayer.com/down/GOMPLAYERENBETASETUP.EXE
Bilgisayarınızdaki tüm media oynatıcılarının yerini almaya namzet bir Media Player. Gerekli codecleri kendisinin arayıp bulması gibi özellikleri var. Hemen her çeşit medyayı rahatlıkla izleyebiliyorsunuz. Ve bedava. Mutlaka yükleyip kullanın derim.

 


KAHVE MOLASI ABONELERi Google Grubuna üyesiniz. İlginize teşekkür ederiz.

ABONELiKTEN AYRILMAK İÇİN :
KM-abone-unsubscribe@googlegroups.com
(Gönderdiğiniz mesajın abone olduğunuz adresten gittiğine emin olunuz.)

ÜCRETSİZ ABONE OLMAK İÇİN :
Google Gruplar KAHVE MOLASI ABONELERi grubuna kayıt ol
E-posta:


Arkadaşlarınıza önermek ister misiniz?


Kahve Molası MS Internet Explorer 5.0+ ve 800x600 Res. için optimize edilmiştir.
Uygulama : Cem Özbatur - 2002-07©KAHVE MOLASI - Her hakkı saklıdır. Yayın İlkeleri

 






Arkadaşlarınıza önerir misiniz?

Yazılarınızı buradan yollayabilirsiniz!



SON BASKI (HTML)

KAHVE YANINDA DERGi

Hoşgeldiniz
Arşivimiz
Yazarlarımız
Manilerimiz
E-Kart Servisi
Sizden Yorumlar
KÜTÜPHANE
SANAT GALERiSi
Medya
İletişim
Reklam
Gizlilik İlkeleri
Kim Bu Editör?
SON BASKI (HTML)
YILDIZ FALI
DÜNÜN
ŞARKILARI





ÖZEL DOSYALAR

ATA'MA MEKTUBUM VAR
Milenyumun Mandalı
Café d'Istanbul
KIRKYAMA
KIRK1YAMA
KIRK2YAMA
KIRK3YAMA
ZAVALLI BİR YOKOLUŞ
11 EYLÜL'ÜN İÇYÜZÜ
Teröre Lanet!
Kek Tarifleri
Gezi Yazıları
Google
Web KM




Delilah
Tom Jones









Fincan almak ister misiniz?
http://kmarsiv.com/sayilar/20080114.asp
ISSN: 1303-8923
14 Ocak 2008 - ©2002/08-kmarsiv.com