|
|
|
13 Mart 2008 - Fincanın İçindekiler |
|
Editör'den : Seçmece bunlar seçmece!.. |
Merhabalar,
Dünün öne çıkan haber başlıklarına gelin bir de birlikte bakalım.
Diyanet'in zırvası "Feminizm ahlaksızlıktır." lafı hemen her çevreden tepki almış. Nasıl almasın? Belli ki, Pan-Am'ın son iki harfini cinsel organı çağrıştırdığı için sansürleyen zihniyet, Feminizmi de eşcinselik ile özdeşleştirmiş. Rahmetli Duygu Asena mezarında çırpınıp duruyordur herhalde. Şaşırmaya hakkımız yok. Saçının tek teli görünse cehennem ateşinde yanacağına inanmış kadınlarımızı hak arama hakkından soğutmak için başka ne diyeceklerdi ki!..
***
Erdoğan, Güneydoğu paketini NY Times'a açıklamış. Paylaşımcı, hak gözetici, her fikre saygılı, sayın kra... pardon başbakanımız, Güneydoğu ile ilgili yüce fikirlerini, Türk milletinden önce Amerikalı hemşehrileriyle paylaşmak istemiş. Bu doğrultuda da New York Times'a demeç vermiş. Sağolsun varolsun. Mazallah, ya hiç haber vermeyip, Güneydoğuya bizzat gidip paketi kendi başına açsaydı, nice olurdu halimiz? Ucuz kurtulduk, ucuz.
***
Emine Erdoğan barış elçisi oluyormuş. Emine Hanım, bu yılki Çanakkale Savaşları anma törenlerinde etkin rol oynayacakmış. Yakışır. Türk kadınını layıkıyla temsil edeceğinden hiç kuşkum yok. En az üç çocuk kuralını kalpten uygulamış, çocuklarını besleyip büyütmüş, zamanı geldiğinde sponsorlara başarıyla devretmiş, abisinin istedi diye kapanmış, okuyamamış ama kendini geliştirip başbakan eşi olmuş bir başarılı Türk kadını profili, tam elçilik. Ne demişler; elçiye zeval olmaz. Benim önerim, Çanakkale'den sonra elçiliği UNICEF'le devam ettirmesi. Türkiye'nin itibarını balta girmemiş ormanlara kadar taşıması.
***
Rekabet Kurulu Vatan gazetesinin Doğan Grubuna satışına onay vermiş. Eli yüzü nispeten düzgün diye okuduğumuz gazeteyi de sonunda kaptırdık. Basında rekabeti kodunsa bul artık. Siz iyisi mi, kendi halinde yayın, Kahve Molası'nı okumaya devam edin.
***
Deprem İstanbul'dan uzaklaşıyormuş. İstanbul'lular gözümüz aydın. Dün gece olan 4.8'lik depremin sarsıntısında Prof.Üşümezsoy'un bildirdiğine göre, beklenen büyük deprem İstanbul'u teyet geçip İmralı üzerinden Gemlik-Mudanya-Bursa’ya doğru devam ediyormuş. Aman dikkat edin, bu haber İmralı misafirini kalpten götüreblir. Sonra elaleme ne deriz?
Haberler böyle devam edip gidiyor. Ne demişler? Ömür biter haber bitmez. Esenkalın.
Bir sonraki sayıda buluşuncaya kadar bulunduğunuz yerden bir adım öne çıkın. Sevgiyle...
Cem Özbatur
|
ROMALILARIN GELİŞİ VE FRİGYA KÜLTÜRÜNÜN SONU
Bergama kralı 3. Attolos öldüğünde bir taht varisi bırakamamıştır. Tarihin tartışılan en önemli belgelerinden olan vasiyetinde Bergama'yı Roma yönetimine bırakmıştır.
42 yıllık Helenizm düşü bu yolla artık sona ermeye başlayacak Anadolu'da ve Frigya'da roma etkisi görülecektir.
Bergama'yla beraber Romalı tüccarlar önce Anadolu'ya akın edip yerleştirdikleri bankacılık sistemiyle batı Anadolu'da ticareti daha da körüklediler.
Romalılar daha çok barbar bir devlet olan Pontus ile silahlı mücadele yaptılar.
Ancak Bergama Frigya'nın güney şehirlerini Romanın etkisi altına sokmuştu. Küçük Frigya ise MÖ 133 de Pontus krallığının eline geçmişti. Pontus kralı Miridates Evpator (MÖ 120-63) den Pempeius komutasındaki roma ordusuna yenilmesinden sonra Frigya'dan ayrılarak doğuda Kelkit çayına kadar çekilmesiyle bölgede yeni bir dönem başlamış oldu. (MÖ 116)
Bölge Kibele inanışından etkilenen Romalılar sayesinde kral Midas'tan sonra en parlak çağını yaşadı.
Milat ve sonrasında ise romanın ikiye ayrılıp, doğu romanın Bizans adıyla anılmaya başlaması ve Hıristiyanlık dinini seçmelerinden sonra MS 7. yy da bölgede Frig adı kayboldu. Bölgede MS 300 de Roma Imparatorluğu Sakarya nehri batısındaki Frigya topraklarını iki eyalet kurulmuştu. Bizans imparatorluğu zamanında bölge iki eyalete bölündü. Pahatya ve Salüttaris adını aldı.
MS 300lere kadar ise bölge romanın en zengin vilayetlerinden biri olmuştu.
Bölge sonraları büyük savaşlara tanıklık etmiştir. Bizanslılar döneminde Müslüman Araplarla Konya afyon hattında Akrenion savaşı yapıldı. Daha sonra bölgeye Hazer Türkleri Selçuklular ve Osmanlılar hakim olmuştur. Bölgenin Türkler arasında efsaneleşmiş olan kahramanı ise Seyit Battal Gazi'dir.
Bütün dönemlerin büyük önderlerinin adı bu kısımda anlatılan olayların ve halkların oluşturduğu tarih halısının dokusuna kalın ipliklerle örülmüştür.
Atanan yöneticiler askerler zaferleri ve hainleri ile tarihe geçmiş devlet adamları ve siyasal maceralar…
Bölgeye adını veren koskocaman bir uygarlık Frigya. Onlardan önce Hititler sonrasında yunanlılar Makedonyalılar Romalılar Türkler buranın uygarlığının biçimlenmesini sağlamışlardır.
Kavim göçleri fetih ordularının ezip geçmesi depremler seller ya da kıtlıklar eninde sonunda izleri belleklerden silinen geçici felaketler uygarlıkların değişmesine neden olmuştur.
Peki geride ne kaldı? Sadece Anadolu insanının değişmeyen geleneksel yerli davranış biçimi ve zamanla sınırlanamayan simgeleri kaldı. Bu durumda Frigya bölgesinin kapanış öyküsünü şöyle anlatalım:
Bizansların çöl babalarından birine atfettiği bir öyküdür bu çöl babası kibarca sorarmış "Söylemisiniz lütfen insan oğlu ne alemde? Eski kentlerden yeni haykırışlar yükseliyor, hangi imparatorun dünya şimdi?"
Tıpkı Sezen Aksu'nun şarkısındaki gibi "Bu dünya ne sana ne de bana kalmaz, Sultan Süleyman a kalmadığı gibi, hiçbir kitap yazmaz."
Tarih sürekli el değiştirdi bu gün ise onlardan bize sadece onları hatırlamamız ve yaptıklarından ders almamız ve bulduklarını daha da geliştirebilmemiz ve sahip çıkabilmemiz için eserler kaldı.
Bunları tanımamız onları hatırlamamız demektir.Anadolu'nun sessiz ezgisi Frigya vadisine genel bir yolculuğa çıkalım ve kulak verip dinleyelim belki bir Frigyalı bir kayanın ardındaki gül bahçesinden bize flüt ziyafeti veriyordur. Ve sazlıklar hala Midas'ın kulaklarını fısıldıyordur. Ne dersiniz?
FRİG ŞEHİRLERİ GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE
Friglerin gelip de iç Anadolu'da eski Hitit topraklarına yerleşmişler. Türk kültürünü bile etkileyecek geniş izler bırakmışlardır. Krallığın ömrü kral Midas'ın ölümüyle sona ermiştir. Altın çağın kapanışından sonra Frig kralları daha çok bu günkü Frigya vadisi dediğimiz Eskişehir_Afyon ve Kütahya bölgesinde etkin olmuşlardı. Şimdi onların kurduğu şehirde geçmişten günümüze bir zaman yolculuğu yapalım;
SEYİTGAZİ (PRYMESİA)
MÖ 1200 de yörede hüküm sürmeye başlayan devletin en mamur ve en parlak yeri Eskişehir iline bağlı Seyitgazi ilçesi olmuştur.
Frigyalılar bu bölgeye iyi havalı anlamına gelen Salutane derlerdi. Günümüzde ise havası temiz nadir bölgelerden biridir. Prymesid'nın yerleşim bölgesi olduğunu Frigyalılarla ilgili kaynaklardan anlıyoruz.
Bölgede Frigyalılar Romalılar Bizanslılar Selçuklular ve Osmanlılar tarihi eser bırakacak kadar kalıcı olmuşlardır.
Romalılar döneminde kentin ismi kurucusunun adını almıştır. Nacoleas'tır.
Bu dönemde kent 20.000 nüfusludur ve çağının altın devrini yaşar. Önemli bir ticaret merkezidir. Aynı zamanda önemli bir din merkezidir de.
Bizans döneminde ise kent önemini yitirmeye başlar. Küçülür, bugünkü adı ise Seyitgazi'dir. Adını Bizans-Arap savaşlarından Akrenion savaşında şehit düşen Seyit Battal Gaziden alır.
Günümüzde ise Afyon-Eskişehir karayolu üzerinde 3.000 nüfuslu bir yerleşim bölgesidir. Kültepe'deki zengin tarih mirasının gün ışığına çıkarılacağı günü sessizce ve umutla bekler.
Nurcan Candan
Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?
Yazdırmak için tıklayınız.
|
Mehmet'çiğe;
Yaşama dair söylenecek çok şey vardır aslında, kimimizin gereksiz görüpte demediği, kimimizin söylemek isteyipte söyleyemediği. Herkes kaderine yazılanı mı yaşar gerçekten yoksa yaşanılanımı yazar kaderinden.
Gittiğimiz bir şehitlikte beş mezar taşı vardı ve üzerlerinde sadece Mehmet yazıyordu. Bu Mehmet'lere dair çok şey vardı yazılabilecek. Ama sadece Mehmet yazısında anlatılmak istenenler yetecekti anlayanlara.
Anasının kuzusuna ağlayışındaki ağıttı Mehmet,
Onbeş yaşının baharında bir delikanlı,
Yeni terlemiş bıyığında asılı kalan bir gülüş ,
Kavuşamadığı sevdasında bir türkü idi Mehmet.
Beraberinde gömdüğü hayallerinde bir yiğit,
Doğmamış bebeğinin kundağında bir ninni,
Kardeşinin kanayan bağrında sızlayan bir yara,
Babasının ağaran saçlarında bir şehitti Mehmet.
Sadece Mehmet yazıyordu, kabir taşında,
Sadece Mehmet yazıyordu, okuyanın yüreğini kanatırcasına.
Bu vatana feda ettikleri gençliklerinin, yüreklerinin, sevdalarının, hayallerinin, kaçımız farkındayız bilemiyorum ama minnet borcumuzun ödenemeyeceği bu Mehmet'çiklerimizi anlamak için en azından ziyaretlerine mecburuz. Yaşama dair söylenecek sözlerin bittiği tek yerdir belki de Mehmet'çiğin şehitliği.
Beyhan Ada
Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?
Yazdırmak için tıklayınız.
|
KA-YA DEVAM
Söz KA hecesinden açılmışken günlerimizi dolduran KAhve Molası'nı unutmak ne mümkün. Şu KA varki. birkaç sözün daha belini kıralım. pişirelim. İsterseniz KAzandibi yapalım . Ama. en iyisi ben sizlere birer KAramela ikram edeyim. diliniz ile damağınızın arasında emerken yazımı da tatli tatli okursunuz.
Üstü KAval altı şişhane desem . KAbalık etmiyeyim. kimleri KAst ediyorsun sen? diye yine ayağa KAlkacaksınız. KAlıbımı basarım anladınız siz!KAvgaya KApalı DükKAn'ımız. .
Geçen ay Mısır gezisine KAtıldım. Gezi anıları çok. Mısırda kahveye KAve diyorlar. Orta şekerli kahveye de KAve mazbut deniyor. Aklıma KAhvehane kültürümüze girmiş şu söz gelince . yapıştırıverdim "KAve mazbut amma velakin ahali puşt" Anlamadı KAriplerim gülü gülü verdiler "Şükran-Şükran".
Bu günlerde en önemli konulardan biri acaba nedir-nedir? Hani TV. reklamlarında çokca çığrılırdı bir zamanlar:Eti. Eti. Eti-Ben de o hesap sordum canım. KAsılmayın hemen. ÖSYM-imtihanına Türban taKArak girilebilecekmi? Ben diyeyim size . Demokrasi öyle gerektirir. KAntarın topuzu hep birilerinin tepesinde mi olacak yani?Bazılarının gözlerinde KAtarakmı var ne. demokrasilerde herkes KArtını açık oynamalı . Nasıl yorum ama, sakın kızmayınız . KAramelanız bitti ise bir tane daha verebilirim.
Ben ağabey . herşeye ama herşeye KArşı olmaktan hiç hoşlanmadım. Baktım ki millet onu-bunu-şunu KAnırtıyor. insafı elden bırakıyor. Ne KAdar KAsketimi çıkarıp düşünmeye çalıştı isem de . 47 yıldır 20 yaşımdan beri düşünüyorum. KAçırmaya ramak KAldı. Kırıklarla dolu KArnesini saklayan çocuklara döndüm. KAçın kurası olan insanlardan usandım.
Hani derler ya(Hanım kırarsa KAza. Hizmetçi kırarsa KAbahat). KArma ekonomi gibi. KArmaşık duygular-fikirler içindeyiz. KAçamak güreşmeye alışmışız bir kere.
Ne güzel tatli tatli konuşalım derken KArı-Koca'ların KAynana takıntısını az daha unutacaktık. Hepsi kötü değilse bile iyisinin düşmesi de KAp KAç gibi. Eee. KAder işte.
Anneler kız evlatlarını prenses-erkek evlatlarını prens sanırlar. Tartışmasız bir KAidedir bu.
Size bir fıkra anlatarak bitireyim yazımı. KArnım acıktı. ocakta KArnıyarık pişmek üzere. Ahh. şu doktor izin verse. bir KAdeh de rakı içebilsem.
Zamanın birinde. Padişah Efendi tüm ülkeye bir çağrıda bulunmuş. davullar çaldırarak emrini iletmiş: "Meydana kurdurduğum iki çadırdan birine Kılıbıklar. diğerine KAzaklar toplansın. böylece memleketimin en KAzak insanlarını tanımak ve O'nları mükafatlandırmak istiyorum. " Akşam olunca bakmışlarki Kılıbıklar çadırı dolmuş . meydana taşmış. KAzaklar çadırında ise bir kişi çadırın kenarına büzülmüş oturuyor. Gidip Padişaha durumu iletmişler. Padişah"Tez getirin O'nu bana". demiş. Adamı Padişahın huzuruna çıkarmışlar. Hayretler içinde sormuş:"Seni kutlarım. anlat bakayım o çadırda yanlız sen vardın. nasıl iş bu ? Adam; "Efendim sabahleyin evden çıkarken. bizim hanım . kalabalık yerlerden uzak dur " diye tembihledi.
Sofra kuruldu. KAnaryam da cikk-ciik öttürüyor. Beni çağırıyor.
Beltan Göksel
Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?
Yazdırmak için tıklayınız.
|
PARANOYA BAŞLANGICI : Erol Uçar |
"anlamsız bu gece"
anlamsızım bu gece... gecenin ne anlamı var ki sanki... kuralsızım bu gece... kuralların ne anlamı var ki... hiç patlamayacak silahların fabrikatörü olmak isterdim... hiç gidilmeyecek yerlerin yolcusu... bira olmak isterdim bardağın içinde, hiç kimsenin içine girmek istemeyen... bu gece anlamsız... belkide ben anlamsızım... belki de dünya... belki de dünya paranoya gezegenine taşındı... bir cebimde bir kaç anlamsız kelime, rtük tarafından onay bekleyen... diğer cebimde anarşist kelimeler... dökülse dudaklarımdan korkarlar... onaylansa sansürlü kelimelerim... ondan da korkarlar... neden bu kadar çok korkarlar ki bizden... şerefsiz olamk yerine şerefli olmayı şeçtiğimiz için belkide... onursuz olmayı beceremediğimiz için mi? korkarlar bizden... belki de kelimelerimizin ruhlarını kurşunladığı için korkarlar... ne kadar çok korkuyorlar... anlamasızlığımızdan bile...
anlamsız bu gece... biranın tadı bile ekşi... gecenin ruhları kırbaçladığının tek şahidi benim belkide... güneş döllerken dünyayı... karanlık kapatır kasıklarını utancından... belki de tek suçlu... tarlasına ilk çiti çekip... burası benimdir diyendir... evet... evet... tek suçlu o adamdır... ve o adamın soyu yönetir olmuş uzun zamandır dünyayı... anlamsız bu gece... format atılan ruhlar geri dönüşüm kutusunda bile yok... biz insanlar nasıl beceriyoruz, içimize giren her şeyi kirletmeyi... inaçlarımız bile kirlenmiş... temiz olan herşey kirlenmeye meğilli... karanlık aydınlığa... kötü iyiye... çirkin güzele meğilli... peki biz insanlar neye meğilliyiz... öldürmeye... bu ne acı...
anlamsız bu gece... anlam enjekte etmek istedim... damarını bulamadım... yokum bu gece... ruhları kırbaçlamak için... bağırsaklarımı çıkarıp kırbaç yapmak isterdim...
anlamsız bu gece...
horluyor artık dünya...
kulaklarımız sağır olduğunda...
elyordamıyla dalacağız yaşamın içine...
yine de çok korkacaklar bizden...
kör tuttuğunu.... diye....
Erol Uçar
Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?
Yazdırmak için tıklayınız.
|
• 16 yaşından küçükleri kötü koşullarda çalıştırmanın cezası ucuzluyor, biiir... İşverenlerin her ay yatıracakları primler ve bu primlerin nemalarından oluşacak fonlarda ne kadar para birikirse, işçi o parayı alacak, ikiii...
TAM S.O.S.YAL DEVLET!.. LAİKLİĞE LAYIK MIYIZ, O DA ANAYASA MAHKEMESİ'NDE BELLİ OLACAK ELBET.
• Başbakan: "Kandırılıyorsunuz. Medyaya inanmayın."
BİR BÜ"YÖK"ÜMÜZ DE "MAHKEME KARARLARINA İNANMAYIN" DEMİŞTİ. HANİ İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ VARDI?
"Kendi getirdikleri inançtan başka her şeye kapalıdır zevkleri."- NURULLAH Ataç.
• Cuma günü 10-12 arasında iş bırakılacak.
YOK, YOK İSLAM CUMHURİYETİ PROVASI DEĞİL... EMEK PLATFORMU'NDAN HÜKÜMETE 13 MART UYARISI.
• Vatikan, günün gereksinimlerini karşılamadığı gerekçesiyle 7 ölümcül günaha 7 günah daha ekledi.
ZAMGOÇ! (Bkz TDK: Zangoç -> isim Ermenice -> Kilise hizmetini gören ve çan çalan kimse.)
• Türkiye'de 15-24 yaş arasındaki 10 gençten sadece 4'ü bebeğin rahimde geliştiği bilgisine sahipmiş.
EN AZ 3 ÇOCUK İSTEYENLERİN BİLGİLERİNE.
|
<#><#><#><#><#><#><#>
Kahve Molası, siz sevgili kahvecilerden gelen yazılarla hayat bulmaktadır. Her kahveci aynı zamanda bir yazar adayıdır. Yolladığınız her özgün yazı olanaklar ölçüsünde değerlendirilecektir. Gecikme nedeniyle umutsuzluğa kapılmaya gerek yoktur:-)) Kahve Molası bugün 5.300 kahvecinin posta kutusuna ulaşmıştır.
|
BİRİYİM
Uyuduğu uykulardan uyanamamış
Mecnuna yakın
Biriyim ben
Sıkıntılı yorgun dilsiz bir ömrüm
Yaşamayı unutmuş
Kendini unutmuş
Dalgın ürkek çekingen
Bir ömrüm ben
Ahmet Yılmaz TUNCER
Yazdırmak için tıklayınız.
|
|
İşe Yarar Kısayollar Şef Garson : Akın Ceylan |
|
Beraber gülmek bir iletişim yoludur fakat iyi bir mizah duygusu çocuğunuzu daha akıllı, daha sağlıklı ve zorluklarla daha kolay başa çıkabilir hale getirebilir. Bizler mizah duygusunun mavi gözler ya da büyük ayaklar gibi genetik şifremizin bir parçası olduğunu düşünme eğilimindeyiz. Oysa mizah duygusu çocuğunuzun doğduğunda sahip olduğu veya olmadığı bir şey değildir. Aslında çocuğunuzda geliştirebileceğiniz öğrenilebilen bir yetenektir. Daha fazlası ve çocuklarla ilgili akıllıca fikirler için http://www.akillibebek.com/
Yemek yapmayı mı yoksa yemeyi mi daha çok seversiniz? http://tarifname.blogspot.com/ ...Birçok şey gelir aklımıza o an çok cazip gelip bizi heveslendiren. Fakat bir olay, değişen ruh halleri, şartlar vs. derken o fikir uçup gider bir daha hiç hatırlanmayacak yada gerçekleştirmek için artık çok geç olacak şekilde. Benim hayatımda da gitmek isteyip gidemediklerim, olmak isteyip olamadıklarım, yapmak isteyip yapamadıklarımın sayısı oldukça fazla. Ama anlık bir fikir olarak gelip geçmeyen, gerçeğe dönüştürebildiklerim de var elbet, Tarifname gibi. Hiç gitmediğim bir şehirde, hiç tanımadığım insanların sofrasında tariflerimle yer aldığımı bilmek çok anlatılabilecek türden bir duygu değil sanırım. Yani anlayacağınız paylaşmak çok güzel birşeymiş, bunu -Tarifname sayesinde- iyice öğrendim ben. Darısı hiç bilmeyenlerin başına... diyor bu sayfaları hazırlayan Seda Zaman. Ellerine sağlık.
http://www.ikariam.net/ ...Denizin sesi, beyaz kumlu bir sahil ve güneş! Akdenizde bir yerlerde küçük bir adada antik bir uygarlık doğuyor. Bir çağın zenginliği senin yönetiminde ve keşif başlıyor. Ikariama hoş geldin... Online oyun oyamayı sevenler için orjinal bir seçenek. İkariam´ın başlangıcında üzerinde fazla sayıda bina bulunmayan ama çok verimli bir toprak üzerinde yer alan, sahil şeridinden arsa alıyorsun. Ve kendine ait şehrini kuruyorsun. Oyuna başlamadan önce oyun turu yapmanızı tavsiye ederim.
http://www.turkcerock.net/ Türk rock müzik sanatçıları ne yapıyorsa ve Türkçe rock müzik hakkında ne varsa, hepsi burada. Ayrıca videolar, şarkı sözleri, akorlar ve bilmek isteyeceğiniz hemen hemen her şey var. Özellikle tavsiye ediyorum.
|
Damak tadınıza uygun kahveler |
http://kahvemolasi.ourtoolbar.com/
Beklenen Araç Çubuğu hizmetinizde:-)) Kahve Molası Araç Çubuğu (Toolbar) gelişmeye açık olarak kullanıma açık. Bir kere download edip kurmanız yeterli. Bundan sonra ki tüm güncellemeler gerçek zamanlı olarak tarayıcınızda görünüyor. Kahve Molası'nın tüm linklerine hızla ulaşabildiğiniz gibi, Google Arama, KM'den mesajlar ve en önemlisi meşhur "Dünden Şarkılarımız" artık elinizin altında. Sohbet için özel chat bile olduğunu eklemem gerekir. Son derece güvenilirdir. Virüs içermez, kişisel bilgi toplamaz. Bizzat tarafımdan pişirilip servise konmuştur. Yükleyip kullanın, geliştirmek için önerilerinizi yollayın.
Gom Player Version 2.1.9.3753 / Windows / 4.54 MB http://app.gomplayer.com/gom/GOMPLAYERENSETUP.EXE Bilgisayarınızdaki tüm media oynatıcılarının yerini almaya namzet bir Media Player. Gerekli codecleri kendisinin arayıp bulması gibi özellikleri var. Hemen her çeşit medyayı rahatlıkla izleyebiliyorsunuz. Ve bedava. Mutlaka yükleyip kullanın derim.
TreeWalk 8.2.1 / Windows / 1.19 MB http://www.ntcanuck.com/tw_exe/twdns821.exe Güncel problemlerinizi çözmek için mükemmel bir yardımcı program. İndirip gönül rahatlığıyla kurabilir ve kullanabilirsiniz. Yaptığı işi, internette dolaşırken yazdığınız adresleri direkt olarak bağlı olduğu DNS'lere sormak ve kısa yoldan adrese ulaşmanızı sağlamak olarak tanımlayabiliriz. Örneğin bir nedenle Türkiye'den ulaşamadığınız adreslere bu kurulumu yaptıktan sonra sorunsuzca ve hiçbir engellemeye takılmadan ulaşabilirsiniz. Benden söylemesi:-))
|
|
|
|
|
|