|
|
|
25 Mart 2008 - Fincanın İçindekiler |
|
Editör'den : Nerede o adam?!.. |
Merhabalar,
22 Temmuz 2007 gecesi kürsüye çıkan, o muzaffer, mağrur adamı gözünüzün önüne getirmeye çalışın. Seçim öncesinde, Cumhurbaşkanı seçmek adına yaşanan, yaşatılan türlü ayak oyunlarına rağmen, %47 ile yeniden seçilerek hepimize tükürdüğünü yalatan adamı bir hatırlayın. Yaptığı konuşmayla, yüreklerimize su serpmeye çalışan, seni, beni, onu, beşikteki bebeyi, Fizan'daki dedeyi kucaklayan, hepimize "ACABA MI?" dedirten o uzun boylu, orta yaşlı Kasımpaşa delikanlısını bir düşünün. "Hah galiba akıllandı, artık bu memleketin gerilmeye yetecek teli kalmadığını anladı." diye yorumladığımız o dostluk, kardeşlik, devlet adamlığı kokan gece yarısı konuşmasının mimarı Tayyip Bey'i az sonra Cumhurbaşkanı olacak Gül'ün yanında seçmeye çalışın. Sonra gözlerinizi kırpıştırıp açın ve şimdilerde "Aşkolsun, ben mi ortalığı geriyorum?" diyen Tayyip Bey'imiz gerçeğiyle bir karşılaştırın. O adamın bu adamla ilgisi olup olmadığını görmeye çalışın. Gördüklerinizi bir kağıda yazıp saklayın. Bilahare benim cevabımı sizinkiyle tokuşturun. İster gülün, ister kızın, bundan sonra o da pek farketmez zaten.
Yukarıda söylediklerimi ben yaptım. Benzerlik sıfır. Sağdan soldan toplasan, yukarıdan aşağı çarpıp bölsen gene sonuç değişmiyor. O adam gitmiş yerinde bir başkası var. Şaşırdık mı? Hayır. Biz asıl o gün o yaptığı konuşmaya şaşırmış, "ACABA MI?" demiştik. Sevincimiz kursağımızda kaldı. Neyi neden gerdiğinin bile farkında değil artık.
Bakın, iki günlük sorgulamanın ardından serbest bırakılan İlhan Selçuk ne diyor; "Siyasiler bu gerginliği azaltmalı. İlk adımı atmak görevi de sayın başbakana düşer." Yerden göğe kadar haklı. Çık, o 22 Temmuz gecesi elbiseni giy, kutuplaşmanın önüne geçmeye çalış. Hepimizi kucakla, sarılıp öpmezsem namerdim. Hukuka duyduğun saygıyı anlat. Hakkında açılan davanın sonucuna katlanacağını ama hukuk çerçevesinde kendini sonuna kadar savunacağını söyle. Milleti sakin olmaya davet et.
Oysa şu anda gene bir büyük yanlışın eşiğindesiniz. Gazı almak yerine yenilerini pompalamanın hesabındasınız. Hakkınızda açılan davayı düşürmek, buna da referandumla halkı alet etmek istiyorsunuz. Bunun suçu kabul etmek anlamına geleceğini hesaba katamıyor musunuz? Korku dağları öylesine beklemeye başlamış ki, kurmaylarınız, ellerinden kaymakta olan MHP desteğini yeniden canlandırmak adına, MHP için de iddianamenin yolda olduğunu söyleyip tehdide başlamışlar. Kimbilir daha neler görüp duyacağız. Amma velakin, arada kaynayan gene biz olacağız. Hoşçakalın.
Bir sonraki sayıda buluşuncaya kadar bulunduğunuz yerden bir adım öne çıkın. Sevgiyle...
Cem Özbatur
|
|
GÜL-DİKEN YAZILAR : Erhan Tığlı TÜKÜRÜ-YORUM |
|
"Göründü memleketin içyüzü, çöktüyse temel.
Şimdilik harice karşı yüzümüz olsa dahi
Yüzümüz yok bakacak kabrine ecdadımızın
Tükürür zannederim çehremize, vatanın tarihi"
Neyzen Tevfik
Parası çok diye, bilim adamlarından, sanatçılardan daha çok sevip sayıyoruz dağdan inme haydutu. Açlardan, yoksullardan daha çok ilgilendiriyor bizi, mankenlerin eti budu. Hiç sesleri çıkmıyor medya bülbüllerinin, demek ki çoktan yemişler dutu...
Sanki hiç sorunumuz yokmuş gibi
Vur patlasın, çal oynasın, çok güzel eğleniyorsunuz doğrusu!
Oysa ne kanlar döküyor Anadolu'da kan davası, trafik canavarı, maganda ordusu...
Orada, uzakta değil, yakında
Bir aylık hovardalığınla bir yıl geçinmeye çalışıyor hemşerin
- Zayıflamak için değil, cep delik cepken delik olduğundan-
Yarı aç yarı tok dolaşıyor...
Gözünün önünde ama görmüyorsun
Tüm umudu sende, bilmiyorsun
Yerlerde sürünse bile aldırmıyorsun.
Bu adam sendecilik, boş vercilik bitmeli
Çıkarcılık, bencillik gitmeli
Sona ermeli bu gaflet uykusu
Hep, biri yesin, biri baksın, olur mu?
Yeter artık havanda dövdüğün su!
İnsanlık vatandaşlık değil bu.
Bir de aydın geçinirsin ha?
Tuuu!
Erhan Tığlı erhantigli@mynet.com
Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?
Yazdırmak için tıklayınız.
|
|
Kahveci : Mete Çağdaş 21 MART |
|
Dediler ki: " Gözaltı"
Diyorum ki: " Gözdağı"
Bir ateş yandı yüreğimde,külü yargıya kaldı!
Aslında biliyoruz ki
Başbakan işaret verdi!
" Perinçek ile siyaset arenasına
İlhan Selçuk ile medya dünyasına
Alemdaroğlu ile de rektörler camiasına… "
Bu üç arenada bulunan diğer AKP karşıtı cephe üyelerine
Demek istedi ki:
" İstersem sizi de böyle yaka paça yaptırırım"
Fakat ben örneğin Perinçek ile
Ergenekon arasında bir bağ kurmaya çalışıyorum
İpin ucu kaçıyor!
Bir dönemin ünlü Marksist'i
PKK eşkıyası ile dağda falan görüşme yaptı
Hatta onları Apo ile birlikte
merasim kıtasında selamladı el filan sıktı
Bu adam mı Ergenekoncu?
Ergenekon ne?
Türklerin Anayurdu…
Ne zaman çıkmış Türkler bu Anayurttan ?
Hicri 21 martta
İşte bugün PKK'nın gövde gösterisine dönüştürdüğü
NEVRUZ bayramı, aslında TÜRK dünyasının binlerce yıldır kutladığı
Anayurttan çıkıp,
Altaylara ve orta Asya ya yayılışın bayramıdır.
Rahmetli Türkeş döneminde MHP bunu görkemli kutlardı
Şimdi pkk yapıyor görkemli kutlamayı
MHP nin son lideri ise
" oturan boğa" genel merkezde…
Dışarı çıkarsa bir yerini falan kapacaklar ya!
Düşünüyorum düşündükçe de taşlarını yerine oturtuyorum!
Perinçek,İlhan Selçuk ve Kemal Alemdaroğlu
21 mart sabahı gözaltına alındılar
Yani Türklerin, adına " Ergenekon"
dedikleri bahar bayramının kutlandığı tarih de…
Bizler şok gözaltı ile uğraşırken
Pkk lılar bir güzel kutladılar bahar bayramını
Hem de Devlete söverek,polisleri döverek
Senaryo çok güzel sahnelendi
İlhan Selçuk
Kendi gazetesini bombalatacak kadar
Doğu Perinçek
En üst düzeyde yöneticisi olacak kadar
Alemdaroğlu üniversitelerde örgütlenecek kadar
ERGENEKON olmuşlarsa
Ben çıkıyorum abi bu örgütten
Bundan böyle En iyi abi Kürt abi…
Yaşasın Türklerin NEVRUZ'U
Ay pardon Kürtlerin NEWROZ'u…
Mete Çağdaş www.ergenekon57.com mettecagdas@hotmail.com
Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?
Yazdırmak için tıklayınız.
|
18 MART ÇANAKKALE ZAFERİ (!)
Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Rektörlüğü'nden gelen ''Törenlerde temsilci olarak görev alacak her üniversiteden bir öğrenci'' davetiyle resmi törenlere okulum adına katılmış bulundum. Ege'nin o eşsiz güzellikteki mavi sularını karşısına almış bir tepeye konuşlanmış Terzioğlu Kampüsü'yle; Çanakkale Savaşları'nda çok önemli başarılara imza atmış bir cephede, Dardanos'ta kurulan sosyal tesisiyle; İskele'deki Kültür Köşkü'yle mükemmel bir üniversite 18 Mart Üniversitesi. Ve 2 gün süreyle konuğu olduğumuz üniversitede bizim rahatımız için didinen öncelikle Nail'e ve Berçem'e, organizasyonu yürüten Ahmet Becan Hoca'ya ve diğer herkese teşekkür ederim.
17 Mart akşamı kentte benimle aynı şekilde gelen arkadaşlarla dolaşırken, başbakanın siz diyin 60 ben diyeyim 70 araçlık bir konvoyla valiliğe teşrif ettiğine şahit olduk. Her araçta da hemen hemen 4 koruma görevlisi vardı. Yaklaşık 70 araç, 300 korumayla gezen bir başbakan sanıyorum ki sadece Türkiye'de görüp görebileceğimiz bir şeydir. Tabi bunlara il emniyet müdürlüğünün görevlendirdiği polis memurlarını dahil etmiyoruz!
Benim için müthiş bir heyecan ve mutlulukla başlayan 18 Mart günü, resmi törenler için gittiğimiz Çanakkale 18 Mart Stadyumu'nda gördüklerimden sonra, yerini yavaş yavaş gerginliğe bıraktı. Stadyumun içindeki yerimizi aldıktan sonra tribünlere doldurulan 'kralcılar', Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK' ün eşsiz askeri zekasıyla, yüz binlerce şehidimizin kanıyla kazanılan Çanakkale Zaferi'ni kutlamak için değil de, şakşakçılık yapmak için gelmişler. Konuşmasını yapmak için Başbakan kürsüye davet edildiğinde de, statta yer yerinden oynuyordu: ''Türkiye seninle gurur duyuyor.'' Başbakan konuşmasına beklenen şekilde Çanakkale Zaferi'nin önemini vurgulayarak başladı. Ve buraya kadar her şey normaldi. Anladığım kadarıyla Tayyip Bey dersine her zamanki gibi iyi çalışmış. 2 ya da 3 dakika kadar süren günün anlam ve önemi konuşmasından sonra, kendimi bir anda AKP kongresinde zannettim. Tayyip Bey Çanakkale Zaferi'ni kutlamak için değil, AKP propagandası yapmaya gelmiş! Ekonomimiz çok iyiymiş, günden güne daha da iyi oluyormuş. Sosyal alandaki projeler hızla artıyormuş. Yepyeni bir Türkiye yaratmak için gelmişler vs. vs. vs. vs… Sayın Başbakanımız bir şeyleri ne zaman yerli yerinde yapacak, söylemleri ne zaman yere ve zamana uygun olacak, çok merak ediyorum…
Stadyumdaki resmi törenden sonra Abide'ye doğru yol aldık. Ulusça kazandığımız ve her zaman büyük bir gururla kutlayacağımız Çanakkale Zaferi'ni hazırladığı bu konuşmayla daha ilk saatlerde gölge düşüren başbakan, tabiî ki Abide'deki törenlerde de sürdürdü. Düğünlerde ''erkeklerin önünde oynamayan'', ve genellikle sadece kadınların içinde boy göstermeyi kendilerine ilke edinen kara çarşaflı, sıkmabaşlı kadınlarımız, Tayyip Bey'in 4-5 kelimelik bazen 10 kelimelik her cümlesini hoplaya zıplaya alkışlıyordu. Öyle bir haldeydiler ki, başbakan yüzlerine tükürse ''ya rabbi şükür'' diyeceklerdi. Hoş gerçi; bugüne kadar yapılanların ''tükürük'', seçim sonuçlarının da ''ya rabbi şükür'' olduğunu söylemek yanlış olmaz. Neyse…
Müthiş bir organizasyonla Çanakkale'ye akın eden AKP teşkilatı gerçekten işini mükemmel yapmıştı. En son AKP amblemli ''160 no'lu araç'' yazısını görmüştüm bir otobüste. ''Sivas gençlik kolları'', ''Etimesgut ilçe teşkilatı'', ''Mamak ilçe başkanlığı'', ''Zeytinburnu Belediyesi'' şu anda anımsadıklarım. Akın akın Türkiye'nin dört bir yanından getirmişler sıkmabaşlı şakşakçılarını. CHP'den sadece bir otobüs gördüm, duyduğum kadarıyla o da bazı milletvekillerini taşıyormuş…
Velhasıl kelam, tarihimizdeki yeri ve önemi tartışılamayacak bir büyüklükte olan 18 Mart Çanakkale Zaferi adeta AKP bayramı gibi geçti. Gibisi fazla oldu, aynen öyleydi. Orada bulunduğum süre içersinde gördüklerime çok sinirlenmiştim, yedirememiştim ama; daha sonra sakin kafayla düşündüğümde onlara kızmayı bırakıp, ben ve benim gibi düşünen insanlara kızdım. Meydanı bu kadar boş bırakmamalıydık! Biz çekildik, onlar daha çok güçlendi. Biz sustuk, onlar daha çok bağırmaya başladı. Artık çekilme, susma vakti değildir ağabeyler-ablalar… Onlar düzelmeyecekler, biz düzelteceğiz, biz! Nasıl ki emperyalizmin babaları sömürmekten hiç vazgeçmeyeceklerse, hainler de hainliklerinden vazgeçmeyeceklerdir. Hırsız tamam da, ev sahibinin hiç mi suçu yok?
Ümit Özkaya
Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?
Yazdırmak için tıklayınız.
|
Güven sömürüsü
Güven duygusuna dayalı olan insani ilişkilerimiz iflas etmiş durumdadır. İnsanların derdini dinleyince vay be tanıdığımız arkadaşımız böyle mi yaptı diyerek ağzınız açık olarak demek o bile size bu tür davranışta bulundu mu diyorsunuz?
Temel değerlerimiz olan her konuda uymamızın elzem olduğu sözümüze sadık kalmayı beceremiyoruz. Bırakın verilen sözlerin değer ifade etmediğini düşünenlerin çokluğunu görünce insan üzülüyor. Çok iyi niyetli olmanın faydası yok. İyi niyetli olunca insanların başına gelmedik kalmıyor.
Herkesin sözünü dinleyelim ama çok güvenmeyelim. Toplum içinde güvene dayalı olarak iş yapan insanların ne hallere düştüğünü merak edenlerimiz vardır. Benim için kefil ol diyen insanların sözlerine dayalı şekilde kefil olan insanların ahvalini görmek isteyenler, çevresindeki insanların halini görünce kederleniyor.
Geçenlerde çevre ilçelerden birine gittim. İki arkadaştan biri diğerine kefil olmuş. Borçlu kişi parayı ödemeyince sorumluluk kefile geçmiş, kefile geçince parayı ben harcamadım diye direnmiş, kefil ama maalesef kefil olmuş bir kere. Öyle olunca kanunların önünde sorumluluk onda kalıyor.
Yani kefilde kalıyor. Onun için imza atar iken, karar verirken azami dikkat şarttır. Hayır demesini bilmemiz icap ediyor.
Direnmesinin sonucu değiştireceğine inanmasa da belki zorlayarak ödetebilirim düşüncesinin eseri olarak çabalar. Çabası sonuç vermiş olamazdı. Kanunların karşısında söylenecek söz kefaletimin gereğini yerine getireceğim olmalı.
Lakin güveninin sonucunun bu kadar pahalı olacağını hayal bile edememiştir. Böyle olacağını bilseydi bu tür işe girmezdi.
Zor zar yaptırmış olduğu evini kefilliğin karşılığı olarak işleme başlanması işin en acı yönü olsa gerek. Nakit olmadığından haciz konan dünyada ki mekânı olan evinin satış kararı çıkarılmış.
Satış kararının çıkması demek o ailenin birinci derecede sarsılması demek. Sarsılmayla sonlanacak mı? İnanmıyorum evin şu an satım durumu var. Belki borçlu kişi sorumluluk duygusu taşırda kefil olan arkadaşını kurtarır.
Bu yüzden güven duygusunu zedeleyen birçok olayları duyunca insan ister istemez tedbirli olmak durumunda. Yoksa batmak an meselesi.
Başarılı iş adamlarımızdan Sakıp Sabancı rahmetlinin başarı prensiplerinden biri de kim olursa olsun kefil olmadığını ve girişimcilerde kesinlikle kefil olmayın önerisini öğütlemiştir. İnsanlarla tanışınca sanki karşıda ki insanın hazinesi var gibi birçok insan öyle düşünüyor. Kefaletlik istiyor çevresinde ki birçok insan insanlardan.
İnsan bazen konuşulanları ister istemez şahit oluyoruz ve hadiseleri duyuyoruz. İki gün önce tanıştım. Dün öğle vakti telefonla aradı. Buluştuk ne dese iyi kredi çekiver dedi. Veya kefil oluver dedi. Veya borç ver falan tarihte vereceğim dedi. İnandık mağduriyetini öyle acıklı anlattı ki acımasız insanın bile ağlatacak şekilde laflar etti. O acınacak sözlerine itibar ederek para verdim. Günler değil. Haftalar değil, aylar geçti hala borcunu ödemedi. Ödemediği gibi telefonunun numarasını arıyorum cevap vermiyor. İnsanın iyiliğinin karşılığı bu olmamalı diye yakınıyor toplumda birçok insanımız.
İnsanlarımızın samimiyet noktasında oldukça zafiyeti çoktur. Ödeme tarihi gelince öderim düşüncesi yok insanımızda.
Ödemeyi tarih olarak belirler ama ödeme niyeti yoksa tarihler gelir geçer. Zaten bu tür insanlar asla ödeme niyeti taşımazlar. Dolayısıyla insanların kurguları yalandır. Yalan olunca ödeme imkânı da olmuyor.
Mehmet Şener
Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?
[Henüz Oylanmamış] 0 Kahveci oy vermiş. |
|
Yazdırmak için tıklayınız.
|
<#><#><#><#><#><#><#>
Kahve Molası, siz sevgili kahvecilerden gelen yazılarla hayat bulmaktadır. Her kahveci aynı zamanda bir yazar adayıdır. Yolladığınız her özgün yazı olanaklar ölçüsünde değerlendirilecektir. Gecikme nedeniyle umutsuzluğa kapılmaya gerek yoktur:-)) Kahve Molası bugün yaklaşık 6.000 kahvecinin posta kutusuna ulaşmıştır.
|
Herhangi biri
İçinde beni anlatan bir şarkı söyle,
Kurtulayım herhangi biri olmaktan.
Güneşli havalarda pikniğe giderkenki kadar sade,
Sabah güneşle uyanırkenki kadar gerçek olsun.
Fırtınasız hayatımda gizlediğimi anlat, küçük umutlarımı.
Saksılarda çiçekler yetiştirdiğimi fakat alamadığı çiçekçilerden,
Mis kokulu ve eski kıyafetler giydiğimi,
Bu nedenle de fark edilmediğimi sokaklarda...
Herkes kadar gri ve pembe olduğumu anlat.
Benle konuşulmadan söze katılmadığımı ve anlatmadığımı kendimi,
Dertlerimi bölüp bölüp dağıttığımı
Ve adım adım çözüp, bir sonraki sabaha hazırlandığımı...
İçinde ben olayım, kurtulayım herhangi biri olmaktan.
Evde iş yaparken yanık türküler söylediğimi de unutma.
Aslı Sarıoğlu
Yazdırmak için tıklayınız.
|
|
İşe Yarar Kısayollar Şef Garson : Akın Ceylan |
|
http://www.istanbul.net.tr/ İstanbul hakkında bilmek isteyebileceğiniz hemen hemen her şey bu web sayfasında. Yeme, içme, gezme, tozma ve hatta tüm faaliyetler için danışabilirsiniz.
Bilgisayarınız için muhteşem güzellikte duvar kağıtları http://wallpaperstock.net/ Seç, beğen, indir. Hatta wide screen olanları bile var. Yani vista kullanıcıları için özel duvar kağıtları da mevcut.
http://www.tio.com.tr İnternetten satın almak istediğiniz hemen hemen her ürün için karşılaştırmalı fiyat araştırması yapabileceğiniz bir web sayfası. Ürün ya da ürün gruplarını seçiyorsunuz, en ucuzundan en pahalısına kadar satış yapan tüm web sayfaları karşınıza geliyor. Bundan sonrası size kalmış.
Oyun severler için http://www.blitzgamer.com/ eğer meraklı iseniz mutlaka denemelisiniz. Gerçekten geniş ve bol seçenekli bir oyun arşivi sizi bekliyor.
|
Damak tadınıza uygun kahveler |
http://kahvemolasi.ourtoolbar.com/
Beklenen Araç Çubuğu hizmetinizde:-)) Kahve Molası Araç Çubuğu (Toolbar) gelişmeye açık olarak kullanıma açık. Bir kere download edip kurmanız yeterli. Bundan sonra ki tüm güncellemeler gerçek zamanlı olarak tarayıcınızda görünüyor. Kahve Molası'nın tüm linklerine hızla ulaşabildiğiniz gibi, Google Arama, KM'den mesajlar ve en önemlisi meşhur "Dünden Şarkılarımız" artık elinizin altında. Sohbet için özel chat bile olduğunu eklemem gerekir. Son derece güvenilirdir. Virüs içermez, kişisel bilgi toplamaz. Bizzat tarafımdan pişirilip servise konmuştur. Yükleyip kullanın, geliştirmek için önerilerinizi yollayın.
Gom Player Version 2.1.9.3753 / Windows / 4.54 MB http://app.gomplayer.com/gom/GOMPLAYERENSETUP.EXE Bilgisayarınızdaki tüm media oynatıcılarının yerini almaya namzet bir Media Player. Gerekli codecleri kendisinin arayıp bulması gibi özellikleri var. Hemen her çeşit medyayı rahatlıkla izleyebiliyorsunuz. Ve bedava. Mutlaka yükleyip kullanın derim.
TreeWalk 8.2.1 / Windows / 1.19 MB http://www.ntcanuck.com/tw_exe/twdns821.exe Güncel problemlerinizi çözmek için mükemmel bir yardımcı program. İndirip gönül rahatlığıyla kurabilir ve kullanabilirsiniz. Yaptığı işi, internette dolaşırken yazdığınız adresleri direkt olarak bağlı olduğu DNS'lere sormak ve kısa yoldan adrese ulaşmanızı sağlamak olarak tanımlayabiliriz. Örneğin bir nedenle Türkiye'den ulaşamadığınız adreslere bu kurulumu yaptıktan sonra sorunsuzca ve hiçbir engellemeye takılmadan ulaşabilirsiniz. Benden söylemesi:-))
|
|
|
|
|
|