Yazılan,  Okunan,  Kopyalanan,  İletilen,  Saklanılan, Adrese Teslim Günlük E-Gazete Yıl: 6 Sayı: 1.414

Sisteme gir!

Merhaba Sevgili KM dostu, hoşgeldiniz!

 9 Nisan 2008 - Fincanın İçindekiler



 





 Editör'den : Yensen de, Yenilsen de!..


Merhabalar

Teşekkürler Fenerbahçe. Bu sefer olmadı ama sen bu işi öğrendin. Bunun gelecek senesi de var. Ne mutlu Fenerbahçe'liyim diyene!..

...

Şu sakallı lamba cini suratlı herifin hâlâ yakalanamamış olmasına hayret ediyorum. Herşeye rağmen olumlu bir gelişme duyduğum için de sevindim doğrusu. MHP, Antalya il örgütünü, bu lamba cinini insan yerine koydukları için, tamamiyle feshetmiş. Gerçekten alkışa değer bir davranış. Savunmaya geçmek yerine icraat yapılması pek alışık olmadığımız bir durum. Bu konuda, diğer konularda eleştiri hakkımız bâki kalmak üzere, MHP yönetimi tebriği hakediyor. Aynı yönetimin 301 ile ilgili değişikliğe karşı çıkmak için iki trilyon lirayı gözden çıkarması da bir başka ilginç konu. Zira şu anda yapılmak istenen değişikliğin pek öyle ahım şahım bir farklılık yaratacağı yok gibi. Tamamen kaldırılsaydı, hani o konuda karşı çıkmaları normal olabilirdi ama "Türklük" yerine "Türk Milleti", "Cumhuriyeti" yerine de "Türkiye Cumhuriyeti Devleti" demekle neyin değişeceğini pek anlamış değilim henüz. Cezanın 3 yıldan 2 yıla çekilmesi ile dava açma kararının Cumhurbaşkanı tarafından verilmesi de uygun mudur değil midir, epeyce tartışılacağa benzer. Bu ufak tefek kelime oyunlarıyla yapılan değişikliklerin AB yönetimini tatmin edip etmeyeceğini de doğrusu epeyce merak ediyorum. Bugün dinleyelim bakalım neler yumurtlayacaklar. Hoşçakalın.

Bir sonraki sayıda buluşuncaya kadar bulunduğunuz yerden bir adım öne çıkın. Sevgiyle...

Cem Özbatur








 


Erhan Tığlı

 GÜL-DİKEN YAZILAR : Erhan Tığlı


  GÜLÜN GÜL OLUN

Gülmeyen insanın karnı tok olsa bile ruhu açtır, gülmek en önemli bir ihtiyaçtır.

Gül ama düşene, ağlayana, acı çekene değil! Gülüşün alaycı, aşağılayıcı olmasın; moral versin düşkünlere, gülme, neşelenme isteği uyandırsın kişilerde. Neye güldüğün zekânı, nasıl güldüğün terbiyeni gösterir. Onun için gülerken dikkat et, gülüşünle çevrendekileri rahatsız etme, üzme. Kaba saba kişiler gülerlerken diğer insanları hiç düşünmezler, yerli yersiz güler dururlar. Bir de ağlanacak haline gülenler vardır. Bencil gülüş iyi değildir, herkes ağlarken gülmek de terbiyesizliktir. Edip Cansever'e göre, "Gülmek bir halk gülüyorsa gülmektir". Sevgilinin gülmesi ne güzel bir gülmektir. Ona gül demeli, "Gül sen gülün olayım" diye seslenmelidir. Bakın o gülünce neler oluyor:

"Sen gülünce dağılıyor bulutlar
Işıldıyor gökyüzüm
Gönül süsüm yıldızlarla
Uçmaya başlıyor kuşlar
Sevgi yüklü cıvıltılarla
Çiçekleniyor gecem gündüzüm
Sen gülünce yeşeriyor ağaçlar
Gidiyor kış, geliyor bahar
Çocuklarla doluyor salıncaklar
Tozduman oluyor soğuk, çamur ve kar
Sen gülünce açıyor tomurcuklar
Islatmıyor yağmur, yakmıyor güneş
İçimde coşkulu ırmaklar akıyor
Gönlüm karanfil, gül takıyor."

Sadece sevgili değil dostlar da gülmeli:

Gülün Dostlar Gülün
Gülün dostlar gülün
Yaşama sevinciyle
Düğün bayram edin
Hora tepin!
Kahkahayla söndürün
İçinizdeki cehennemi
Gülün gül cennetine gidin.

***

Gülün dostlar gülün
Boynu bükük kalmasın gülün
Dikenlerin defterini dürün.
Feryat edip durmasın artık
Gülsün yüzü çileli bülbülün.

İnsan gülen hayvandır, insan güldüğü kadar insandır, demiş düşünürler. Gülmek pirzola yemekle eşdeğermiş. Gülen kişiler hasta olmazlarmış kolay kolay. Nedim'in, "Gülelim oynayalım kam alalım dünyadan" demesi boşuna değil. İçki dağıtan güzelin gülüşü şairimizi öyle tamam eder ki, içkiyi yarım sunmasını ister onun, çünkü zevk meclisine kadeh olmuş, başı dönmüştür: "Bir şeker handeyle bezm-i şevke cam ettin beni/ Nim sun peymaneyi saki tamam ettin beni"... Bir şarkıda, "Gülünce gözlerinin içi gülüyor/ Kendimi senden alamıyorum" deniliyor. Gülmek gülü çağrıştırıyor. Sevgili gülünce dudaklarına gül konuyor. Sevgilinin bir tatlı gülüşü bin kavuşmaya değer: "Bir tatlı tebessümün bin vuslata bedeldir"... Ama kimi zaman o gülüşe aldanmamalıdır: "Yıktı nice canlar o nezaketle tebessüm/ Şirin dahi kastetmesi cana gülerektir" Ziya Paşa

Güzeller gülünce daha güzel olurlar:

Arpa buğday çeç olur
Güzeller güleç olur
Güzellerin güleci
Her derde ilaç olur."

Ben de diyorum ki, "Güleceksen şimdi gül, yarın belki geç olur. Gülüşünü erteleme."

Gülün gül olun
Sevgi verin sevgi bulun.
Arısı, karıncası boldur
İnsanlığa giden yolun
Ayıklayın çöpünü, dikenini
Ayrık otlarını yolun.
Aç ruhları doyurun gülüşlerinizle
Somurtanlara ilaç olun
Kalplere konun.

Çocukları ağlatmayın ana babalar, gülerek konuşun onlarla. Çocuklar gülsün:

Gül çocuk gül
Gül de konsun dudaklarına
Muhabbet kuşu, bülbül
Gül gül de
Güllerle donansın her yer
Sevince boyansın gönüller.

***

Gül çocuk gül
Neşe yağmuru yağsın
Somurtanları ıslatsın
Umur çiçekleri açsın
Çiçeksizler utansın
Gökyüzü mavi kalsın
Yeryüzü yeşil...
Irmaklar doludizgin aksın
Kötümserliği, karamsarlığı
Silsin gülüşün.

***

Gül çocuk gül
Senin kadar
Güzel olsun yaşamak
Küçük büyük herkes gülsün, güller açsın yüzünde
Gül kokuları duyulsun kişilerin özünde sözünde.

Erhan Tığlı
erhantigli@mynet.com


Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?


10,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,00
2 Kahveci oy vermiş.

 


Yazdırmak için tıklayınız.

 


 Kahveci : Gül Uysal


Her şey 00:00'da biter..!

(Nefise Çakır'a ithaf)

Ben çok şey öğrendim yetim yaşarken, sensiz! Sesini duyuramasanda, her zaman duyduğumu… Görüşemesek de, bir olduğumuzu… İnkar etsende! "ANNEM" demek isterdim yana yakıla!!

Parçalarını topla, devam etme! Ben gibi "imdat" deme…

Acılarını yüreğinden, aklından, toplar evat sevgim, uzanır sana yüreğim. "kağıtta" desen de!

Sen sevmesen, umursamasan da severim. Kağıttan kurtarmaya çalışacağım dert etme, sen mutlu ol yeter.

Ben hep buradayım,
Ben hep oradayım
Yaında
Uzakta
Yakınında
Soluğumla ensende biterim sırf kötülük uzak olsun diye senden. Bil!

Senin yokluğunda her gecem kırbaç oluyor ruhuma… anne, çığlık atsam yersiz. Her ışıkta sen giz. Bulamıyorum o gizi. Anne, sen olmayınca, soluyamıyorum ben o lanet olasıca oksijeni! Anne neredesin? Kimlesin? Neylersin annem? Ben sensiz yetim, sensiz kimsesiz… gel be anne, bir kez de kırılsın fanus.

Unutma; her şey 00:00'da biter.

Gül Uysal


Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?


10,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,00
2 Kahveci oy vermiş.

 


Yazdırmak için tıklayınız.

 


Nadya Alpkonlar

 Barış Köşesi : Nadya Alpkonlar


   Çok enteresan bir kaşif keşfettim: PYTHAGORAS

3-6 Nisan tarihlerinde Antalya'da bir Fuar kapılarını açtı:
BOAT SHOW

Ben bir deniz aşığı olarak bu Fuarı kaçıramazdım.
Bir arkadaşımla beraber Fuarı gezmeye gittik. Neler yoktu ki...
Yelkenli ve Motorlu Yat Üreticileri, Su Sporu Tekneleri, Şişme Botlar ve Ekipmanları,
Amatör Balıkçılık Tekne ve Ekipmanları, Jeneratör, Akümülatör ve Kontrol Ekipmanları,
Dalış Ekipmanları, Marinalar - Limanlar, Yat Turizmi ve Seyahat Acentaları,
Yat Kulüpleri, daha neler neler...

Yıllardır Türkiye'de turizmden bahsedilği zaman ilk akla gelen yer olan Antalya, el değmemiş doğal güzellikleri, Ilıman iklimi, mavi denizi, dağları, uluslararası standartlardaki otelleri, yüzyıllar öncesine dayanan tarihi şehirleri ve müzeleri ile ziyaretçilerine geniş imkanlar sunuyorlar. Antalya'nın sunduğu bu imkanların yanısıra Anfaş (Antalya Fuar İşletme ve Yatırım A.Ş.) tarafından kurulan ve uluslararası boyuttaki organizasyonlara (fuar, kongre, spor ve eğlence aktiviteleri) ev sahipliği yapan A.E.C. (Antalya Expo Center) modern bir merkez olarak da adından söz ettirmektedir.

Bu Fuar'a Yunanistan ve Hırvatistan'dan çok sayıda iş adamının da katıldığını görmek sevindirdi bizi.
Ama en çok da Türk-Yunan dostluk ilişkileri ve mesajları ile SAMOS Standı ilgimi çekti.
Standı ziyaret ettiğimizde ben de bu ilişkileri perçinlemek için bildiğim birkaç Yunanca kelimeyi sıraladım.
Reklam amaçlı dağıttıkları hediyeler daha da ilgimi çekti.
Samos Adasını tanıtan kitapcıklar, büyük boy fotoğraflar, Kartpostallar haricinde, bize Samos'un tatlı bir şarabını tattırdılar. Ben tatlı içkileri sevdiğim için çok hoşuma gitti.
Bir de seramik şarap kupası hediye ettiler. Ama bu bildiğimiz şarap kupalarına hiç benzemiyordu. Kupanın altında bir delik vardı. Tam ortasında da iki parmak genişliğinde, yukarı kadar uzayan bir çıkıntı vardı. Tabii ki merakımı uyandırdı ve sordum ne işe yaradığını. Standdaki bayan izah etmeye çalıştı ama pek bir şey anlamadım. Kupanın bitimine bir parmak kala kırmızı bir çizgi vardı. Şarabın bu çizgiye kadar doldurulması gerekiyormuş. Aksi takdirde içindeki şarap altındaki delikten akıp gidiyormuş.
Kupaya da küçük bir broşür eklediler. Biz cahilliğimizi belli etmemek için konuyu fazla uzatmadık, hediyelerimizi alıp turumuza devam ettik.

Fuardaki o birbirinden görkemli tekneleri iç geçirerek izledik. Bazılarının içini de gezdik.
Sadece bu ihtişamlı ve pahalı dekor ve dataylara harcanın paraları kantara vurdukça, bunun büyük bir israf olduğunu düşünerekten hayıflandım. Kimbilir bu paralarla kaç aç çocuğun karnı doyardı... Belki de dünyada aç çocuk kalmazdı...

Fuardan çıkarken bizim gözümüz doymuştu, ama o çocuklar hala açlıktan ölüyorlar...

Bir kere bu kupaya aklım takılmıştı. Eve gelir gelmez evvela kupaya o çizgiye kadar su doldurdum. Su delikten akmadı. Biraz daha su ilave edince, gerçekten de su son damlasına kadar delikten aktıp gitti. Bu da bana yetmedi, internetten araştırdım, bir Alman sitesinde açıklamasını buldum. Efsane şöyle açıklıyor: Pythagoras, bizim bildiğimiz ünlü matematik, cebir, geometri üstadı Pisagor, MÖ 530 yılında, Samos'da, su yolları inşasında görevlendirildiği sırada, işçilerin çok şarap içmelerinden dolayı işleri aksattıklarını görümüş ve buna bir çare aramış. Ve bulmuş.
ADİL bir kupa üretmiş. Bu kupadan şarap içmek isteyen aç gözlü işçiler, her seferinde şarabın delikten aktığını görüp, daha az içmeye başlamışlar. Böylece işler de aksamamış.
Eee, ne demiş Alman: Man lernt nie aus!
Yani öğrenmenin yaşı yok...
Bu Fuar da benim yeni bir şey öğrenmeme vesile oldu.

Nadya Alpkonlar
nadyaalpkonlar@mynet.com


Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?


10,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,00
2 Kahveci oy vermiş.

 


Yazdırmak için tıklayınız.

 


M.Nihat Malkoç

 Kahveci : M.Nihat Malkoç


  KÜTÜPHANELERİN YALNIZLIĞI

Her yıl adet olduğu üzere kütüphaneler haftası kutlanır. Bu hafta içerisinde her yıl tekrarlanan klişe, beylik lafları tekrarlar dururuz. Fakat okuma yolunda bir arpa boyu yol alamayız. Geçen zaman, kütüphanelere olan ilgiyi artırmıyor. Kütüphanelerimiz yalnızları oynuyor. Çünkü kütüphanelerimizi gençlerimize sevdiremedik bir türlü… Mevcut kütüphanelerin fizikî durumu insanların içini daraltıyor. Oysa kütüphaneler beş yıldızlı oteller kadar ferah ve geniş olmalıdır. Hatta kütüphanelerin içinde havuzlar bulundurulmalıdır. Su sesi insanların zihnini rahatlatır, huzur verir. Kütüphaneye giden kişi okumanın dışında bir kısım ihtiyaçlarını da giderebilmelidir. Mesela kitabını demli bir çay eşliğinde okumak istiyorsa, canı bir limonata çekiyorsa bunu temin edecek ortam sağlanmalıdır kendisine.

Kütüphanelerde istihdam edilen personel, kitapları sevmelidir her şeyden önce. Kütüphane memurları kitapların içeriği hakkında yeterli bilgi sahibi olmalıdır. Kütüphaneye gelen kişileri güler yüzle karşılamalıdırlar. Bu mekânlara gelen kişiler bir misafir gibi düşünülmeli ve ona göre özenle ağırlanmalıdır. Bu mekânların sürekli havalandırılması gerekir. Buradaki kitapların tozu düzenli olarak alınmalıdır. Okuyucu, kitabı alınca üzerinde bir parmak tozla karşılaşmamalıdır. Kütüphaneciler okuyuculara yardımcı olmalıdır. Hangi kitabı nerede bulabileceği konusunda yönlendirici olmalıdır. Günümüzde kütüphanelerdeki kitaplar, hazırlanan programlara kaydediliyor. Bilgisayarın bir tuşuna basınca hangi kitabın bulunduğu, hangisinin emanet verildiği kolayca anlaşılabiliyor. Kütüphanelerin kayıtları bu programlarla düzenlenirse görevlilerin işleri çok kolaylaşır, okuyucular daha iyi hizmet alır.

Son yıllarda kütüphanelerimizin çoğuna günlük gazeteler giriyor. Bu son derece önemli bir yeniliktir. Kütüphaneler sadece kitapların bulunduğu klasik okuma yerleri olmaktan çıkarılıp bir anlamda bilgi evlerine dönüştürülmelidir. Gazeteler, habere ve bilgiye ulaşmanın önemli vasıtalarındandır. Kütüphanelerdeki gazete bölümleri kitap bölümlerinden daha çok ilgi çekiyor. Gençler daha çok gazete okumayı tercih ediyorlar. Fakat sadece gazete okumak için kütüphaneye gelenlerin önemli bir kısmı zamanla kitap bölümlerine de uğruyorlar. Bu onların kütüphaneye ısınmasını, kitapla barışmasını sağlıyor. Bu az bir şey değildir aslında. Ne şekilde olursa olsun gençleri kütüphanelere çekmenin yollarını aramalıyız. Gerekirse kütüphaneye gelenlere bedava çay servisi bile yapabilmeliyiz.

Yeterli hizmet almak için kütüphanelerin imkânları artırılmalıdır. Son yıllarda çoğu kütüphane bilgisayar ve internet ağlarıyla donatıldı. Kütüphanelerimizin çoğunda internet bağlantılı bilgisayarlar var. Fakat bunların sayıları yeterli değildir. Daha evvel belirttiğim gibi kütüphaneleri sıkıcı dört duvar arası olmaktan kurtarmalıyız. İnternet bağlantılı bilgisayarların kütüphanelerde yaygınlaştırılması bunu sağlayan önemli unsurlardan biri olacaktır. Bedava faydalanma imkânı sağlanan bu bilgisayarlar sayesinde gençlerimiz, içerisinde neler olduğu çok da belli olmayan internet kafelerin bedenen ve ruhen sağlıksız havasından kurtulacaktır. Böylelikle gençlerin sağlıklı ruh gelişimi sağlanacaktır. Riskler bertaraf edilecektir.

Gençlerin kütüphanelerin sadece bilgisayarlarından yararlanması, kitap bölümlerine uğramaması doğru bir davranış olmaz. Gençleri gazete ve bilgisayarlarla kütüphanelere çekeceğiz; özel gayretlerimizle onlara kitabı da, dergiyi sevdireceğiz. Okuma davranış haline dönüştürülebilirse sonrası çorap söküğü gibi gelir. Dergiden söz etmişken şunu da belirtmeden geçemeyeceğiz. Kütüphanelerimize gelen dergilerin sayısı çok azdır. Fikir olarak bölücü ve zararlı yayın yapmayan bütün dergiler kütüphanelerin ilgili bölümlerinde bulundurulmalıdır. Zira Cemil Meriç'in dediği gibi "Dergi hür tefekkürün kalesidir"

Gençliği zararlı davranışlardan, kahve ve internet kafe köşelerinden kurtarıp topluma kazandırmak istiyorsak yapacağımız ilk iş okumayı cazip hale getirmektir. Bu da kütüphanelerin her açıdan modernizasyonuyla ve zenginleştirilmesiyle olur. Kabul edelim ki bugünkü kütüphaneler mevcut şekilleriyle sadece ödev yapmak için gidilen sıkıcı ortamlardır.

M.Nihat Malkoç
mnm61mnm@hotmail.com


Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?


10,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,00
1 Kahveci oy vermiş.

 


Yazdırmak için tıklayınız.

 


 Dost Meclisi


YORUMLARINIZI GALERiMiZDEKi iLGiLi BÖLÜME BIRAKABiLiRSiNiZ.
Yorumlarınız için bekleriz.

Fotograf : Malik Gödeliner


<#><#><#><#><#><#><#>

Kahveci dostların tüm eserlerini KM SANAT GALERİSİ'nde görebilir,
dilerseniz duygu ve düşüncelerinizi paylaşabilirsiniz.

<#><#><#><#><#><#><#>

Kahve Molası, siz sevgili kahvecilerden gelen yazılarla hayat bulmaktadır.
Her kahveci aynı zamanda bir yazar adayıdır.
Yolladığınız her özgün yazı olanaklar ölçüsünde değerlendirilecektir.
Gecikme nedeniyle umutsuzluğa kapılmaya gerek yoktur:-))
Kahve Molası bugün yaklaşık 6.000 kahvecinin posta kutusuna ulaşmıştır.


 


 Tadımlık Şiirler


Gölgeler

"karanlık gecelerde hiç uyanmıyorsam
ve ellerimi kavuşturmuyorsam soğuk bağrımda,
bil ki hala senin hayalinle uyuyorum…
bu yüzden geceye yürüyen gölgelerden korkusuzluğum"


odama açılan koridoru yürüyorum bu akşam
duvarlarımda bıraktığın izlerin üstünden geçtikçe
sanki ellerine dokunuyorum

yatağıma uzanıp yanı başımda bıraktığın boşluğa dolup
hala sıcakmış gibi saçlarını okşayan
hala tenin kokan yastığını kokluyorum

uykundan sıçramışsın gibi
başını her zamanki şefkatimle okşuyorum
ve sen yine mutlu hülyalara dalıyorsun

çocuksu yüzüne bakarken gülümseyip
sırtımı sıcaklığına yasladığım gecelerden
yüzümü öksüz sabahlara dönüyorum

oysa güne seninle uyandığım zamanlar
pencerelerini açıp mutluluğun
kocaman nefesler çekiyordum

yüzümü arındırdığım gecelerden
buğulu aynalara baktıkça sen
her zamanki gibi boynuma sarılıyordun

... gitmeseydin

işte bu yüzden
her yeni günle yenilenmek varken
aynalardan bile silinen gölgelerin peşinde
mutlak bir hayalin izini sürüyorum

Gülcan Talay

Yazdırmak için tıklayınız.

 


 Bol Bul Bulmacalar




Bloxorz       Foto Puzzle       Küp Küp


 


 Biraz Gülümseyin






KMTV Sunar...

 


 Kıraathane Panosu



Genel Yaşam Sigorta A.Ş.


KM - GENEL YAŞAM SİGORTA A.Ş. İŞBİRLİĞİ İLE
AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI


Sevgili KM Dostu,

Sağlığınız bizim için önemlidir,

Genel Yaşam Sigorta A.Ş sizlerin Ağız ve Diş Sağlığı ile ilgili sorunlarının çözümüne katkıda bulunmak amacıyla Promosyon olarak hazırlamış olduğu ağız check-up'ı hizmetinden faydalanabilmeniz için sizi anlaşmalı kliniğimizde ağırlamaktan mutluluk duyarız.

Yapılacak olan ağız check-up'ınız ve Diş Taşı Temizliğiniz için yapmanız gereken sadece IDENTIST AĞIZ ve DİŞ SAĞLIĞI MERKEZİ'NDEN aşağıda belirtmiş olduğumuz ilgili kişileri üç gün önceden arayarak randevu almanız ve tarafınıza iletilmiş olan bu sertifika ile 2008 Haziran sonuna kadar kliniğimize başvurmanızdır.

Panoramik Röntgen ve ağız check-up'ınız GENEL YAŞAM Promosyonunun bir parçasıdır.

Sağlıklı günler, güzel gülüşler dileğiyle...

Saygılarımızla
GENEL YAŞAM SİGORTA A.Ş.

Randevu için:
Nursel Çalışkan (nurselcaliskan@identist.com.tr)
Gülsün Er (gulsuner@identist.com.tr)

IDENTIST AĞIZ ve DİŞ SAĞLIĞI MERKEZİ
Kasap İsmail Sok. Sadıkoğlu Plaza 1 Kat 3
No 68 Kadıköy - İstanbul
Tel: 0216-337 0707 / 0216-337 0708
http://www.identist.com.tr

Editör'ün Notu: Yukarıda sözü edilen sertifikayı buradan bilgisayarınıza indirebilir, üzerine ad ve soyadınızı yazdıktan sonra bastırarak veya email ile göndererek bu hizmetten yararlanabilirsiniz.


Yazarlarımızın Kitapları


Merih Günay
"Martıların Düğünü"

Nesrin Özyaycı
"Işık -II-"


Temirağa Demir
"Her kardan Adam Olmaz"


Şadıman Şenbalkan
"Şehit Analarımızın Çığlıkları"

Hatice Bediroğlu
"Düş Kuruyor Gece"

Cüneyt GÖKSU
Serpil YILDIZ

"KÜBA - SARI SICAK BİR PENCERE"

Merih Günay
"HİÇ"

Feride Özmat
"Yanlış Zaman Hikayeleri "
 


İstanbul için Son Hava Durumu
ISTANBUL ISTANBUL
Ankara için Son Hava Durumu
ANKARA ANKARA
İzmir için Son Hava Durumu
IZMIR IZMIR
Kaynak: http://www.meteor.gov.tr


 


Akın Ceylan

 İşe Yarar Kısayollar


  Şef Garson : Akın Ceylan

Türkçeyi iyi kullanmanın yöntemlerinden bir tanesi de, Türkçe sözlük bulundurmaktır. İnternet ortamında bulunabilecek en iyi Türkçe sözlük bence http://www.tdk.gov.tr web sayfasında bulunandır. Tabi sadece sözlük değil, güzel dilimizi verimli ve düzgün kullanabilmenizi sağlayacak her türlü destek, bu web sayfasında mevcut.

http://www.izedebiyat.com/ ...Biz ki acıya bağdaş kurmuş iki zamandık, susuşlara meyilli. Birbirine hiçbir zaman kavuşmayacak trenlerin tek suçlusuyduk. Sevdaya itham edilmiş romanların katili, yüreğinden sızan kanları susuz toprağa ifşa edilen iki hükümlüydük..Biz ki hüzne örülüydük..Sonra sırtlarımızı dayadık birbirimize. Kalabalıkların arasına iki kırık bedenle yürümektense; bir kız çocuğuna renkli balonlar alma suçuyla ölmeyi tercih ettik .. Kavganın ortasında, gölgenin avcuna, karanlığın sabahına bir filiz ekmeye yemin ettik biz..Günahlarımıza tövbe diye degil...

Bloglar, ilgili alanlarınızı, duygularınızı, düşüncelerinizi kısacası istediğiniz herşeyi yazabileceğiniz ve bunları yüzbinlerce blogcuyla paylaşabileceğiniz kişisel web sitelerinizdir. http://www.blogcu.com/ web sayfasına girerek siz de kendinize ait bir blog yaratabilirsiniz.

Bu haftanın flash oyun konusundaki web sayfa tavsiyemiz http://www.extremoyun.com/ Oyuna doyacağınıza emin olabilirsiniz.

 


 Damak tadınıza uygun kahveler






http://kahvemolasi.ourtoolbar.com/
Beklenen Araç Çubuğu hizmetinizde:-)) Kahve Molası Araç Çubuğu (Toolbar) gelişmeye açık olarak kullanıma açık. Bir kere download edip kurmanız yeterli. Bundan sonra ki tüm güncellemeler gerçek zamanlı olarak tarayıcınızda görünüyor. Kahve Molası'nın tüm linklerine hızla ulaşabildiğiniz gibi, Google Arama, KM'den mesajlar ve en önemlisi meşhur "Dünden Şarkılarımız" artık elinizin altında. Sohbet için özel chat bile olduğunu eklemem gerekir. Son derece güvenilirdir. Virüs içermez, kişisel bilgi toplamaz. Bizzat tarafımdan pişirilip servise konmuştur. Yükleyip kullanın, geliştirmek için önerilerinizi yollayın.

Gom Player Version 2.1.9.3753 / Windows / 4.54 MB http://app.gomplayer.com/gom/GOMPLAYERENSETUP.EXE
Bilgisayarınızdaki tüm media oynatıcılarının yerini almaya namzet bir Media Player. Gerekli codecleri kendisinin arayıp bulması gibi özellikleri var. Hemen her çeşit medyayı rahatlıkla izleyebiliyorsunuz. Ve bedava. Mutlaka yükleyip kullanın derim.

TreeWalk 8.2.1 / Windows / 1.19 MB http://www.ntcanuck.com/tw_exe/twdns821.exe
Güncel problemlerinizi çözmek için mükemmel bir yardımcı program. İndirip gönül rahatlığıyla kurabilir ve kullanabilirsiniz. Yaptığı işi, internette dolaşırken yazdığınız adresleri direkt olarak bağlı olduğu DNS'lere sormak ve kısa yoldan adrese ulaşmanızı sağlamak olarak tanımlayabiliriz. Örneğin bir nedenle Türkiye'den ulaşamadığınız adreslere bu kurulumu yaptıktan sonra sorunsuzca ve hiçbir engellemeye takılmadan ulaşabilirsiniz. Benden söylemesi:-))

 


KAHVE MOLASI ABONELERi Google Grubuna üyesiniz. İlginize teşekkür ederiz.

ABONELiKTEN AYRILMAK İÇİN :
KM-abone-unsubscribe@googlegroups.com
(Gönderdiğiniz mesajın abone olduğunuz adresten gittiğine emin olunuz.)

ÜCRETSİZ ABONE OLMAK İÇİN :
Google Gruplar KAHVE MOLASI ABONELERi grubuna kayıt ol
E-posta:


Arkadaşlarınıza önermek ister misiniz?


Uygulama : Cem Özbatur
2002-08©KAHVE MOLASI - Her hakkı saklıdır. Yayın İlkeleri

 






Arkadaşlarınıza önerir misiniz?

Yazılarınızı buradan yollayabilirsiniz!



SON BASKI (HTML)

KAHVE YANINDA DERGi

Hoşgeldiniz
Arşivimiz
Yazarlarımız
Manilerimiz
E-Kart Servisi
Sizden Yorumlar
KÜTÜPHANE
SANAT GALERiSi
Medya
İletişim
Reklam
Gizlilik İlkeleri
Kim Bu Editör?
SON BASKI (HTML)
YILDIZ FALI
DÜNÜN
ŞARKILARI





ÖZEL DOSYALAR

ATA'MA MEKTUBUM VAR
Milenyumun Mandalı
Café d'Istanbul
KIRKYAMA
KIRK1YAMA
KIRK2YAMA
KIRK3YAMA
ZAVALLI BİR YOKOLUŞ
11 EYLÜL'ÜN İÇYÜZÜ
Teröre Lanet!
Kek Tarifleri
Gezi Yazıları
Google
Web KM




A Day in the Life
Barry Gibb









Fincan almak ister misiniz?
http://kmarsiv.com/sayilar/20080409.asp
ISSN: 1303-8923
9 Nisan 2008 - ©2002/08-kmarsiv.com