Yazılan,  Okunan,  Kopyalanan,  İletilen,  Saklanılan, Adrese Teslim Günlük E-Gazete Yıl: 7 Sayı: 1.447

Sisteme gir!

Merhaba Sevgili KM dostu, hoşgeldiniz!

 27 Mayıs 2008 - Fincanın İçindekiler



 



 Editör'den : Mars'lı vekil aranıyor!..


Merhabalar,

Marstan ilk görüntülerDeminden beri başıma birşey gelmesin diye en kibar sıfatı bulmaya çalışıyorum ama beceremedim. Ben gene de diyeyim siz gerisini anlamaya çalışın. Türkiye ömrü hayatında böyle komedi görmedi, göremez. İçine düşülen çiş yarışı sonucu, abi kardeş çekişmesine rağmen, Çankaya'ya çıkan sözde tarafsız bir Cumhurbaşkanı, sebep olanların arasında baş köşede gösterildiği bir davanın millet üzerinde yarattığı gerginliği azaltmak adına(!?) tarafları uzlaşmaya davet ediyor. Var mı böyle bir garabet dostlar? Hangi muz cumhuriyetinde olur böyle vakalar? Olmasını bırakın, nasıl olur da sıradan ve yapılmasında hayır görülen bir hareket olarak karşılanır? Aklım almıyor, gülmekten de kendimi alamıyorum. Arkadaşları, abisi, yiğeni, yargıyı tarafsız olmaya davet edip "RAM olacaksınız" diyor, şureka ve yalakalar dört yandan bu soytarılığa alkış tutuyor ve davalı Cumhurbaşkanı taraflarla uzlaşma toplantıları yapıyor. Bravo, bravo ılımlı İslamın nurlu ellerinde yeniden yoğrulan demokrasi, bravo sana. (Dış ses: Alkışlar, alkışlar...)

Dün Yargıtay Başkanı ile oturup konuştular. Ne konuştular bilmiyoruz. Ne dedi acaba Cumhurbaşkanı? "Yapmayın sayın başkan, bunlar sizin hüsnü kuruntunuz, yok öyle şeyler, yargı bizim canımız, ekmeğimiz, suyumuz. Ne ben ne de abim böyle şeyler demez de yapmaz da. Yapanların kulağını çektiririm ben, siz merak etmeyin" mi dedi mesela? Bakın, zamanı gelince Cem dediydi dersiniz, bunlar hep Devlet Beyin işleri. Adam çok akıllı. "İnsiyatif alın" diye seslendi, duyan atladı. İş yapıyor görünmek için komedyenler sahnede, Devlet Bey en ön sırada koltuğuna kurulmuş, için için gülüyor. Bir bravo da ona tabi. Tüm taşlar yerine oturup, toz duman dağıldığında, bu işin kaymağını Devlet Bey yiyecek görürsünüz.

Sizin için Mars'tan gelen ilk görüntülerden birini koydum yukarıya. Bakın bakalım, alı başında, eli yüzü düzgün, ne dediğini bilen, ağzı ile kulağı arasında bir armoni olan vekil görebilecekmisiniz? Transfer sezonu başladı, kaçırmayalım değil mi? Esenkalın.

Bir sonraki sayıda buluşuncaya kadar bulunduğunuz yerden bir adım öne çıkın. Sevgiyle...

Cem Özbatur








 


Suna Keleşoğlu

 Café Azur : Suna Keleşoğlu


  CANNES'DAKİ GURURUMUZ

Yağmur, yağmur, yağmur...

Bu seneki Cannes Film Festival'inden bana kalanlar,
Yağmur, Sean Penn'in fazla gülmeyen yüzü, hiç film izleyememek rekoru ve Nuri Bilge Ceylan'ın ödül konuşması oldu.

Gerçekten de burada yaşadığım yıllar boyunca yapılan festivallerden en yağmurlusu bu sene oldu gibi geliyor bana.
Dünya ağlıyor, yas tutuyor gibi.

Kasırga, deprem, iç savaş, dünyanın her bir köşesinde ölüm kol geziyor ve artık isyan eden dünya ağlıyor.
Bir çocuk tanımlaması yağmur, bulutların gözyaşlarından.

Tutkuyla sevilen yalnız ve güzel ülkeye itafen bir ödül. Bu kargaşa, bu yıpranma ortamında bir ülke ancak böylesine gururlu bir ödüle layık olabilirdi.

Teşekkürler Nuri Bilge Ceylan,
Katıldığın üçüncü festivalden yine eli boş dönmediğin için.

Teşekkürler Nuri Bilge Ceylan,
Sinema serüveninde kendi yolunda karalı bir şekilde yürüdüğün için.

Teşekkürler Nuri Bilge Ceylan,
Kasaba, Mayıs Sıkıntısı, Uzak ve İklimler,
Önce kendini, iç dünyanı anlattın bize. Seni tanımamızın kapılarını açtın. Çok konuşmadın, filmlerinden öğrendik hayat hikayeni. Teşekkürler Nuri Bilge Ceylan, Yine senin hayatından olan, senden bir film beklerken bizi şaşırttığın için.
Çünkü kanımca iklimlerde koydun noktayı kendine.
Ve şimdi yolun hem çok açık, hem çok uzun.
Kalabalığa karıştın, seni o kadar yalın ve iyi anlattın ki, artık biz bizi bulacağız filmlerinde.

Sinemadan bir çocuk kadar anlarım.
Gördüğümü, hissettiğimi yazarım.
Henüz filmini görmedim.
Bekleyeceğim.

Ama sen bir kez daha sessiz ama derin imzanı attın ödülünle. Belki de senin yaptığın gibi yapıp çok konuşmamalı. Nasıl olsa bu memlekette konuşmayı sevenler çoğunlukta.
Ama keşke herkes biraz susup
Bu " yalnız ve güzel ülkeye" biraz sahip çıksa.

Yolun açık olsun. Bir sonraki filmini daha çekmeden sevdirdin bana.

SunA.K. Grasse


Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?


10,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,00
2 Kahveci oy vermiş.

 


Yazdırmak için tıklayınız.

 


 Kahveci : Nuran Talay


Başörtüsü serbestliği ve asıl mesele

Anayasa mahkemesi raportörü Osman Can'ın, CHP'nin "üniversitelerde başörtüsü serbestiliği sağlayacak anayasal düzenlemelere karşı iptal talebiyle" açtığı davanın, red edilmesi gerektiğine yönelik hazırladığı rapor ile dikkatlerimiz yeniden "türban" konusuna çevrildi. Anayasa mahkemesi başkanı Haşim Kılıç ve üyelerine dağıtılan rapor CHP'nin açtığı iptal davası hakkında verilecek karar, ''Laikliğe aykırı fiillerin odağı haline geldiği'' iddiasıyla AKP'ye açılan kapatma davasında da belirleyici yönde olacaktır.

Laikliğe aykırı olduğu halde "türban" dayatmasının perde arkasında ki asıl mesele "Avrupa Birliği'ne uyum" çerçevesi içinde "özgürlük ve eğitim haklarının" verilmesinden çok "üniversitelerde türban yasağını kaldırmak" ve bunu "kamu alanlarında da" serbest hale getirmektir. Üniversitelerde uygulanacak türban serbestliği, diğer dinlerin de dini simgelerini kullanma hakkı doğuracaktır. Peki AKP diğer dinlere bu hakkı tanıyacak mı ? Elbette tanımayacak, bu da kanunlarda "eşitsizliğe" yol açacaktır.

Başbakanın İspanya'da gündeme getirdiği "Türban üniversitelerde serbest olacak" açıklaması ile "velevki siyasi simge olsa bile serbest bırakacağız" demeçlerinin ardından, MHP'nin de belli kurallarla bağlanması şartıyla destek olması ile gerekli yasal düzenleme yapılmıştı. Türban üniversitelerde serbest bırakılmış, ancak sorun yeniden başlayarak bu kez de üniversiteler karara karşı çıkmıştı. Bir kaç üniversite hariç, rektörler "türban için anayasa düzenlemesinin yeterli olmadığını" gerekçe göstererek öğrencileri okula almamış ve öğrenciler önceki şekilde yani ya başlarını açarak yada türbana peruk takarak girmeye devam etmişlerdi. Uygulama halen bu şekilde devam etmektedir. Henüz anayasada yasallaşma sürecinde olan türban konusunda üniversitelerde "din tacirlerince" yönlendirilen ve kullanılan öğrenciler kışkırtılmış, "türbanı siyasi simge" olarak kullanan öğrencilerde bu kışkırtmalara uyarak, kaos çıkmasında etkili rol oynamışlardı. Tüm bu karmaşa ortamına bir de belediye başkanları, milletvekillerinin açıklamaları eklenip dinci basından da yoğun destek görmesi ile türban konusundaki amaçlarını açıkça ifade etmişlerdir;

Isparta Belediye Başkanı Hasan Balaman: " Türbanlı Belediye Başkanı da olmalı" (15.03.2008 sol.org.)"Hafızlık Taç Giyme Töreninde' yaptığı konuşmada; ' Böyle bir şey olmaz. Yasak her yerden kalkmalı.Başörtülü bir kadın da belediye başkanı, daire başkanı olabilmeli.İmam hatipli bir kişinin hırsız veya uğursuz olduğu görülmemiştir." (16.03.2008 ekolay.net)
AKP'li Konya Milletvekili Hüsnü Tuna: "İnşallah hedefimiz kamuda da türban yasağının kalkmasıdır. Zamanı gelince o düzenlemeler de gündeme gelecektir" (17.03.2008 Kenthaber)

* * *

YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan'ın "Bizim genelgemize uymayan rektörleri Ankara'ya çağıracağım. Hukukçularımızla onları ikna etmeye çalışacağım. Buna rağmen genelgemize uyulmazsa hukuki yollara başvururum" şeklinde açıklaması gerginliği tırmandırmıştır. Rektörler hakkında suç duyuruları, görevi kötüye kullanma gibi bir nedenden ötürü yapılırsa işlem için YÖK'ten izin alınarak, "Eğitim hakkı ihlali" tespiti yapılırsa ise YÖK izni gerekmeden Anayasayı ihlali suçlamasıyla doğrudan soruşturma açabilme yönünde kararlar alınmıştır. Anayasamızda türban açıkça "laikliğe aykırı " iken üniversitelerde yaşatılan türban kaosu bilinçli yürütülmektedir. AKP'nin niyeti YÖK'ü tamamen ele geçirmek sanırım. YÖK'ün belirlediği takvime göre, üniversitelerde 18-19 Haziran 2008 tarihlerinde yeni rektör seçimleri 20'nin üstünde üniversitede yapılacak . Bu seçimlerde türban genelgesi ile yıpratılan rektörlerin Atatürk ilke ve İnkılaplarına bağlı kaldığı sürece seçilmesi adeta imkansız. Tamda AKP'nin istediği milliyetçilikten uzak tabanla sistem çalışmaya başlayacak üniversitelerde görev alacak yeni rektörler siyasi konjonktürün talepleri, yönünde hareket edeceklerden seçilecektir.

* * *

Türban dayatmasının amacı dini gereklilikler nedeniyle örtünme değil siyasi islam'a hizmettir. Din alimleri ve akademik kariyeri olan din adamlarının türban şeklinin islam'da yeri olmadığı ve bunun bir Türk geleneği değil Arap geleneği hatta Yahudi geleneği olduğu söylemektedir. Tüm bunlara ve yasal engellere rağmen Başbakan ülkenin "işsizlik ve terör" sorunlarını görmezden gelerek "türban" konusunu öne çıkartarak ülkenin enerjisini gündem şaşırtma oyunuyla aylarca harcatmıştır. Kendi fikirlerini kabul etmeyenlere ise eleştiri ötesi hakarete varan söylemlerde bulunurken, karşı çıkan bilim adamlarını ve medyadaki önemli yazarları hedef göstermiş, bunlarla yetinmeyip gözdağı vermek için İlhan Selçuk, Kemal Alemdaroğlu gibi isimleri gözaltına aldırtarak, korku ve baskı yaratmaya çalışmıştır.

Tüm bunlar gösteriyor ki amaç islam'i bir emri yerine getirmekten çok türbanı siyasi olarak kullanmak ve oya çevirmek.Türban takanları oy deposu olarak görmektir.Türbana yasal destek veren MHP genel başkan yardımcısı Tunca Toskay' da bunu basın toplantısında "gerekli desteği sağladık sıra bunun hasadına geldi" diyerek açıklamıştır. Türk halkının samimi dini duygularını suiistimal eden her kim olursa olsun amacına ulaşamayacaktır. Cumhuriyetin anayasal kurumları, tüm bu kışkırtmaları eğitimdeki gerici çabaları ve bu konuları destekleyen söylemleri değerlendirerek sonuçta AKP hakkında "kapatma davasını" açmış ve gereğini yapmıştır. Abdurrahman Yalçınkaya'nın , "Ben Cumhuriyet'in başsavcısıyım, rejimi korumak adına görevimi yaptım. Cumhuriyet, şeriat devleti tehdidi altında. İddianamede tüm deliller var. Yetkilerimi ve sınırlarımı aşmadım. Asla geri adım atmam" şeklindeki cümlesi ile Cumhuriyet rejimini koruduğu için, açılan kapatma davasını "yargı darbesi" olarak değerlendirip saldıranlara kararlılığını göstermiştir. "Laik Cumhuriyet, şeriat devleti tehdidi altında" diye düşündüğü için dava açan başsavcı ile laik vatandaşlar da aynı yönde düşünüyor evet rejim tehdit altında. Ülkeyi idare eden Hükümetlerin vatandaşlara örnek olacak şekilde hukuka ve yasalara uyması gerektiği kendilerine hatırlatılmış ve yasal işlem başlatılmıştır.

Aslında AKP'liler ve vekilleri de biliyor bunları. Sonuçta anayasaya,laikliğe Atatürk ilke ve inkılaplarına aykırı hareket eden ve bu yönde yasalar çıkarmaya çalışan kendileri, kapatma davalarına yönelik saldırıları "Bu gidişe neden engel oluyorsunuz?" öfkesidir. Anayasa mahkemesi başkanı ve üyelerinin laikliğe bağlı karar vereceklerine inanıyorum !

Nuran Talay


Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?


8,508,508,508,508,508,508,508,50
6 Kahveci oy vermiş.

 


Yazdırmak için tıklayınız.

 


 Kahveci : Ümran Coşkun


Dört kenarı sevgiyle çevrili Ada'mız

Canım,

Zor aslında nasıl başlayacağız, ne zaman ilk gözgöze geleceğiz? Yada göz göze geldiğimizde ne hissedeceğiz bilmiyorum ama. Daha şimdiden karnımdaki hareketlerinde gözlerimiz doluyor. Küçücük bir şeyin karnımda oynarken avucumun içinde hissetmenin keyfi neyle kıyaslanabilir ki.. Sana ilk kez yazıyorum ve sen karnımda hareket edip duruyorsun. Hep erteledik belki korktuk belki zor geldi belki 3. kişiye özelimizi açmak istemedik ama şimdi seni hissetmek boğazımda dügümlenen bir çağlayanla savaşmak gibi.

Bazen hep karnımda kalmanı hiç gerçek dünyayı görmeni istemiyorum bebeğim. Sanki böyle seni çok daha iyi koruyorum. Sanki diğer türlü senin için hayatla savaşmak bana çok ağır gelecek. Oysa seni çok güçlü yetiştirmek istiyorum ama …

Seninle ilgili herşeyi sen geldikten sonra öğreneceğiz şimdi babanla birlikte bir sürü şey okumaya çalışıyoruz ama biliyoruz ki sen geldiğinde herseyi sen öğreteceksin bize. Bir sürü yanlış yapacağız belki bazı davranışları elimize yüzümüze bulaştıracağız ama hep seni çok seveceğiz. Nasıl bir insan olursan ol hep sen bizim en sevdiğimiz varlık olacaksın. Önce babanla sevdik birbirimizi hemde çok. Çok güzel anlar paylaştık pek çok zorluklara beraber göğüs gerdik. Özel hayatımıza hiç ama hiç kimseyi sokmadık. Ve gördük ki biz sadece ikimiz oldukça baban ve ben sadece biz olmayı başardıkça daha çok sevdik birbirimizi. 5,5 yıldır birbirimizi tanımamıza rağmen her sabah babanı çok daha fazla severek uyanıyorum. Gecenin bir yarısı üşüdüğümü düşündüğü için üstümü örterken yanağıma kondurduğu öpücükle anlıyorum ki her sabah babanın kalbindeki yerim dahada büyüyor. Şimdi 8 aydır uykusunda bana dokunup sana zarar verebilir diye yatakta kendine edindiği küçücük yerde dönüp duruyor. Ve seni o özel dünyamıza almak için sabırsızlanıyor bebeğim.

Ada,

Seni daha görmeden seninle ilgili fikirler üretip nasıl biri olacağını düşünüyoruz. Ama nasıl olursan ol. Hep iyi insanlarla karşılaş, hep güzel şeyler gör. Hayat bu kadar koşuşturma içinde geçerken daha dünyada olmamana rağmen sığındığımız sessiz ada'mız oldun bizim. Ve aslına bakarsan kendimizi adadık sana. Hayatımızda ilk kez anne baba olacağız. Nasıl olduğunu bilmesekte seninle olmayı düşünmek bile inanılmaz keyif veriyor bize.Eve gittiğimde saatlerce senden söz edip seni seviyoruz. Başka hiç bir konu konuşmadan elimiz karnımda senin hareketlerini algılamaya çalışıyoruz.

Babanın en büyük isteği seni çıplak tenine yatırıp göğsünde uyuman. Umarım sende bundan çok hoşnut olursun. Baban kendi özelini asla konusmayı sevmeyen, hiç kimseye birşey anlatmayan biri olarak senin geldiğini öğrendiğinde iç dünyasının kilitlerini tamamen kırdı. Şimdi senin pembe çorabın babanın cebinde ve herkese sadece seni anlatıyor.. Herşeyi farklı görmemizi sağladın daha gelmeden.

Sen bizim dört kenarı sevgiyle çevrili Ada'mızsın

Ümran Coşkun


Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?


10,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,00
3 Kahveci oy vermiş.

 


Yazdırmak için tıklayınız.

 


 Kahveci : Ali Altan


Fikrim firarda

Fikrim firarda. Nerelere gitmiyor ki şuan, neler yapmıyor ki? Bir beden bu kadar mı ağır gelir ruhuna insanın?

Beden burada olmak zorunda ama dizginleyemiyorum ruhumu. Madem eşlik edemedim ruhuma, onunla olamadım, yarenlik edemedim hiç olmaz ise onun gördüklerini, onun algıladıklarını anlatayım dedim. Aslında çok da yabancı değil bu durum. Kimi zaman oldu ki yaşadım bu anı. Ellerimde kelepçe, ayaklarımda yok pranga beni olduğum yere çivileyen.

Anımsayabildiğim kadarıyla okul döneminde daha sık oluyordu bu durum. Sırada oturup öğretmenimi dinliyormuş gibi yaparken hem de gözünün içine baka baka misket oynuyordum arkadaşlarımla. Ama suç ben de değil zira istemezmiyim ben de anlatılanları öğrenip yazılı sınavlarda iyi notlar almayı. Olmuyor işte olmuyor. Kendimi toprağın üzerinden alamıyorum hem de tam nişan almışım üçgenin içindeki misketlerden mavi beyaz olana. Çok kızgındım çünkü, nasıl olur nasıl beni yener diye. Ben çok iyi oynarım bu oyunu. Kaçtane misketini kırmıştım diğer çocukların atış yaparken. Yani o kadar da hızlı atardım misketi. Hem ne diye bu güzel havada okul olur ki bizemi sormuşlardı zamanını? Kışın soğuk günlerinde bir de havalar yağmurluyken olsa ya okul günleri. Olmaz illa güneşli sıcacık havalarda bizi tıkacaklar kapalı bir odaya. Gerçi kar yağdıktan sonra kartopu oynamak da ayrı mutluluk.

Olmuyor işte olmuyor, yaz kış fark etmez. Ben burada olmak istemiyorum. Ben toprakta misket oynamak istiyorum. O mavi beyaz misketi toprağın üzerine çizilmiş üçgenin dışına çıkarmalıyım. Sonra bir de güzel bir el hareketi ile süslemeliyim zaferimi. Lütfen öğretmenin bana izin ver ve ben gideyim ruhumun yanına.

Şimdi bir de soru sorarsın anlattıklarından, acaba benimi dinliyor yoksa fikri firardamı diye. Tam çizgiden dışarı çıkacakken mavi beyaz bilye sesleni verirsin bana. Ben duyamacağım seni doğal olarak. Ve sen gelip kafama cetvelle vurunca ancak ruhum bir koşu gelip girecek bedenimin içine. Yarı sersem anlamaya çalışacağım söyleneni. Az önce gelen ruhuma inat beynimden içeri girmemiş olan anlattıklarınızla ilgili olarak sorduğunuz cevaba bir süfler arayacağım acınacak bir halde. Çaresiz bakınacağım arkadaşlarıma. Ah öğretmenim ah. Madem anladın ruhumla bedenimin ayrı ayrı yerlerde olduğunu neden rezil edersin beni herkesin önünde.

Ama siz de haklısınız. Siz neden buradasınız ki bu güzel havada. Gidin gezin, dolaşın. Yoksa sizin ruhunuz da firarda da suçunuza bir ortak mı yakaladınız? Sizin firarınız anlaşılmasın diye benim firarımı mı ortaya çıkarıyorsunuz?

Öğretmenim seni saygı ve sevgi ile anıyorum şimdi. Bu yazıyı yazaken arada bir soru sorup cevap bekleyen arkadaşlarıma karşı benim durumum da aynı değil mi?

Hava sakin, güneş var yakmayan. Yeni yeni yeşillenmiş tarlalar. Ve ben burada masamdayım bütün bunlardan uzak. Seni azat ettim, haydi git dolaş, gez gönlünce. Sonra nasılsa geleceksin buraya. Ben seni bekliyorum ama geç kalma olur mu?

Ali Altan


Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?


10,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,00
6 Kahveci oy vermiş.

 


Yazdırmak için tıklayınız.

 


 Dost Meclisi


YORUMLARINIZI GALERiMiZDEKi iLGiLi BÖLÜME BIRAKABiLiRSiNiZ.
Yorumlarınız için bekleriz.

Fotograf : Tayfun Avınca


<#><#><#><#><#><#><#>

Kahveci dostların tüm eserlerini KM SANAT GALERİSİ'nde görebilir,
dilerseniz duygu ve düşüncelerinizi paylaşabilirsiniz.

<#><#><#><#><#><#><#>

Kahve Molası, siz sevgili kahvecilerden gelen yazılarla hayat bulmaktadır.
Her kahveci aynı zamanda bir yazar adayıdır.
Yolladığınız her özgün yazı olanaklar ölçüsünde değerlendirilecektir.
Gecikme nedeniyle umutsuzluğa kapılmaya gerek yoktur:-))
Kahve Molası bugün yaklaşık 6.000 kahvecinin posta kutusuna ulaşmıştır.


 


 Tadımlık Şiirler


Başkalaşmak

-Susmalı bu apansız gülüş bir an önce-

hoş geldin
hüznümün soylu fahişesi
ben metamorfoz sancılarındayım
dokunma tenime.

kan revan düşlerimin
sürgün kızı
ay ışığında parlayan gözlerini
tenime ilmek ilmek işleyen adının en efsunkar bestesini
gurbet denen melanetin soluk nefesini
al
ve
uzaklaş bedenimden.

Hatırlar mısın
Kuzguncuk sırtlarında bırakmıştık
El ele son resmimizi.

Ben
O günden sonra
Çakıl taşları biriktirdim
Güverte boyu yalnızlıklarımda

Damarlarımda kan yerine
Ayrılık ateşi akmaktadır
Kalp denen hükmümün geçmediği coğrafyaya.
Kor gibi yakmaktadır dudaklarının her değdiği yeri
Sonra sevda olmaktadır
Adının en hüzünkar bestesi.

Sokaklar en koyu karanlığa boğulurken
Sen ışık olup sarmalısın yaralarımı
Güneş olmalısın en giriftar köşelerime
Adın anıldığında yorgun bedenim
Bahar doğuran toprak gibi
Ipıl ıpıl açmalı semalarını.

Metamorfoz sancılardayım
Dokunma tenime.

Yasemin Kemaloğlu

Yazdırmak için tıklayınız.

 


 Bol Bul Bulmacalar




Bloxorz       Foto Puzzle       Küp Küp


 


 Biraz Gülümseyin






KMTV Sunar...

 


 Kıraathane Panosu



Genel Yaşam Sigorta A.Ş.


KM - GENEL YAŞAM SİGORTA A.Ş. İŞBİRLİĞİ İLE
AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI


Sevgili KM Dostu,

Sağlığınız bizim için önemlidir,

Genel Yaşam Sigorta A.Ş sizlerin Ağız ve Diş Sağlığı ile ilgili sorunlarının çözümüne katkıda bulunmak amacıyla Promosyon olarak hazırlamış olduğu ağız check-up'ı hizmetinden faydalanabilmeniz için sizi anlaşmalı kliniğimizde ağırlamaktan mutluluk duyarız.

Yapılacak olan ağız check-up'ınız ve Diş Taşı Temizliğiniz için yapmanız gereken sadece IDENTIST AĞIZ ve DİŞ SAĞLIĞI MERKEZİ'NDEN aşağıda belirtmiş olduğumuz ilgili kişileri üç gün önceden arayarak randevu almanız ve tarafınıza iletilmiş olan bu sertifika ile 2008 Haziran sonuna kadar kliniğimize başvurmanızdır.

Panoramik Röntgen ve ağız check-up'ınız GENEL YAŞAM Promosyonunun bir parçasıdır.

Sağlıklı günler, güzel gülüşler dileğiyle...

Saygılarımızla
GENEL YAŞAM SİGORTA A.Ş.

Randevu için:
Nursel Çalışkan (nurselcaliskan@identist.com.tr)
Gülsün Er (gulsuner@identist.com.tr)

IDENTIST AĞIZ ve DİŞ SAĞLIĞI MERKEZİ
Kasap İsmail Sok. Sadıkoğlu Plaza 1 Kat 3
No 68 Kadıköy - İstanbul
Tel: 0216-337 0707 / 0216-337 0708
http://www.identist.com.tr

Editör'ün Notu: Yukarıda sözü edilen sertifikayı buradan bilgisayarınıza indirebilir, üzerine ad ve soyadınızı yazdıktan sonra bastırarak veya email ile göndererek bu hizmetten yararlanabilirsiniz.


Yazarlarımızın Kitapları


Merih Günay
"Martıların Düğünü"

Nesrin Özyaycı
"Işık -II-"


Temirağa Demir
"Her kardan Adam Olmaz"


Şadıman Şenbalkan
"Şehit Analarımızın Çığlıkları"

Hatice Bediroğlu
"Düş Kuruyor Gece"

Cüneyt GÖKSU
Serpil YILDIZ

"KÜBA - SARI SICAK BİR PENCERE"

Merih Günay
"HİÇ"

Feride Özmat
"Yanlış Zaman Hikayeleri "
 


İstanbul için Son Hava Durumu
ISTANBUL ISTANBUL
Ankara için Son Hava Durumu
ANKARA ANKARA
İzmir için Son Hava Durumu
IZMIR IZMIR
Kaynak: http://www.meteor.gov.tr


 


Akın Ceylan

 İşe Yarar Kısayollar


  Şef Garson : Akın Ceylan

En süper flash oyunların bir arada toplandığı süper bir oyun sayfası http://oyuncu.kahveciyiz.biz/ Hele benim gibi flash oyun meraklıları için bir cennet. Cem ellerine sağlık valla, süper bir çalışma olmuş. Meraklılarına iyi eğlenceler diliyorum.

Benim gibi flash oyunlar oynamayı seviyor ama her zaman internete bağımlı kalmak istemiyor musunuz? http://www.sothink.com/product/swfcatcher/ie/ Bu kısa yolu tıklıyor ve sothink free swf catcher programını indiriyorsunuz. Daha sonra yapmanız gereken sadece programı çalıştırıp yüklenmesini onaylamak. Programın kısa yolu İnternet Explorer sayfanızın üst tarafına yerleşecektir. Ekranda flash bir program çalışıyorsa sothink kısa yoluna tıklayıp yakalayabilirsiniz. Dilediğiniz swf uzantılı çalışmayı işaretleyip bilgisayarınıza indirebilirsiniz.

Bilgisayarınız için enteresan ve saatli ekran koruyucular http://clock-desktop.com/ Denemeye değer. Hem ekran koruyucunuz hem de ekranda sürekli çalışan bir saatiniz olacak. Bol seçenekli çeşitler için tıklayabilirsiniz.

Türkiye'nin en kapsamlı paylaşım forumu. En güncel divxler, En yeni programlar, yabancı diziler, yabancı mp3ler ve dahası… http://www.dizipaylas.net

 


 Damak tadınıza uygun kahveler






http://kahvemolasi.ourtoolbar.com/
Beklenen Araç Çubuğu hizmetinizde:-)) Kahve Molası Araç Çubuğu (Toolbar) gelişmeye açık olarak kullanıma açık. Bir kere download edip kurmanız yeterli. Bundan sonra ki tüm güncellemeler gerçek zamanlı olarak tarayıcınızda görünüyor. Kahve Molası'nın tüm linklerine hızla ulaşabildiğiniz gibi, Google Arama, KM'den mesajlar ve en önemlisi meşhur "Dünden Şarkılarımız" artık elinizin altında. Sohbet için özel chat bile olduğunu eklemem gerekir. Son derece güvenilirdir. Virüs içermez, kişisel bilgi toplamaz. Bizzat tarafımdan pişirilip servise konmuştur. Yükleyip kullanın, geliştirmek için önerilerinizi yollayın.

Gom Player Version 2.1.9.3753 / Windows / 4.54 MB http://app.gomplayer.com/gom/GOMPLAYERENSETUP.EXE
Bilgisayarınızdaki tüm media oynatıcılarının yerini almaya namzet bir Media Player. Gerekli codecleri kendisinin arayıp bulması gibi özellikleri var. Hemen her çeşit medyayı rahatlıkla izleyebiliyorsunuz. Ve bedava. Mutlaka yükleyip kullanın derim.

 


KAHVE MOLASI ABONELERi Google Grubuna üyesiniz. İlginize teşekkür ederiz.

ABONELiKTEN AYRILMAK İÇİN :
KM-abone-unsubscribe@googlegroups.com
(Gönderdiğiniz mesajın abone olduğunuz adresten gittiğine emin olunuz.)

ÜCRETSİZ ABONE OLMAK İÇİN :
Google Gruplar KAHVE MOLASI ABONELERi grubuna kayıt ol
E-posta:


Arkadaşlarınıza önermek ister misiniz?


Uygulama : Cem Özbatur
2002-08©KAHVE MOLASI - Her hakkı saklıdır. Yayın İlkeleri

 






Arkadaşlarınıza önerir misiniz?

Yazılarınızı buradan yollayabilirsiniz!



SON BASKI (HTML)

KAHVE YANINDA DERGi

Hoşgeldiniz
Arşivimiz
Yazarlarımız
Manilerimiz
E-Kart Servisi
Sizden Yorumlar
KÜTÜPHANE
SANAT GALERiSi
Medya
İletişim
Reklam
Gizlilik İlkeleri
Kim Bu Editör?
SON BASKI (HTML)
YILDIZ FALI
DÜNÜN
ŞARKILARI





ÖZEL DOSYALAR

ATA'MA MEKTUBUM VAR
Milenyumun Mandalı
Café d'Istanbul
KIRKYAMA
KIRK1YAMA
KIRK2YAMA
KIRK3YAMA
ZAVALLI BİR YOKOLUŞ
11 EYLÜL'ÜN İÇYÜZÜ
Teröre Lanet!
Kek Tarifleri
Gezi Yazıları
Google
Web KM




Mesaj - Melih Kibar









Fincan almak ister misiniz?
http://kmarsiv.com/sayilar/20080527.asp
ISSN: 1303-8923
27 Mayıs 2008 - ©2002/08-kmarsiv.com