Yazılan,  Okunan,  Kopyalanan,  İletilen,  Saklanılan, Adrese Teslim Günlük E-Gazete Yıl: 7 Sayı: 1.492

Sisteme gir!

Merhaba Sevgili KM dostu, hoşgeldiniz!

 13 Ekim 2008 - Fincanın İçindekiler



 



 Editör'den : Hamdolsun sıhhatteyiz!..


İyi haftalar

Bir insan daha ne kadar kendini küçük düşürebilir? İnsanları kendine güldürmek için yapmadığı başka ne kalmış olabilir? Ak saçlı kafasından neler geçiyor kimbilir? Hoş, geçenler boş bulduğu mekanda sağa sola çarpıp tangır tungur ses çıkarıyordur ama olsun, kafa bu, boş ta olsa birşeyler üretiyordur. Adama hayali ihracatçı, müfteri, uyuşturucu kaçakçısı diyorlar, hazret kendini savunacağına "Baykal mal varlığını açıkla!" "Ne kadar gelir beyan ettin? Ne kadar vergi ödedin?" diyor. Hakikaten merak ediyorum, bu adamın kafasından neler geçiyor?

Hamdolsun, çipil çipil gözleriyle pembiş pembiş bize bakan bir başbakanımız var. Ortalık kan gölüne dönmüşken o, "Hamdolsun, krizden etkilenmedik, etkilenmeyeceğiz. Ayaklarımızı yere sağlam basıyoruz." diyor Sivas'ta. Tayyip Bey ne zaman "Hamdolsun" dese benim aklıma bir fıkra geliyor. Hani şu erkeği ararken, hababam kız çocuğu olan ve her seferinde "Hamdolsun" diye Allaha şükreden adamın hikayesi, neyse. Gelin de bu adamı sevmeyin. Gamlı baykuşlar ağlaya zırlaya trilyon dolar kaybederken, bizim, memleketi için çıldıran, başımıza dert olmasın yükünden kurtulalım diye elinde avucundakileri 3-5 senelik karlarına satıp bizi rahatlatan, sosyal güvenliği mahalle muhtarlarına havale edip halka inen başbakanımız, dünyanın göremediğini görüp bizi rahatlatmak için elinden geleni yapıyor. Ah canım, kimbilir nasıl da yoruluyordur. Bize düşen, onu üzmemek için televizyonu radyoyu açmamak, gazeteleri evden içeri sokmamak, o ne derse "Hamdolsun sıhhatteyiz." deyip vakit öldürmek. Ne demişler; "Zaman herşeyin ilacıdır." Sanayiciler işçi çıkarmanın eşiğine gelmişler, bankalar kredileri geri istemeye başlamışlar, borsa düşmüş, dolar çıkmış, ne gam. Hamdolsun seni doğuran anaya.

Terör burnumuzun dibine kadar gelmişken Güney Doğu magazinleşmeye başladı bile. Olan bitenden habersiz kuvvet komutanları, tampon bölge kanatlı mı olsun kanatsız mı tartışmaları gırla gidiyor. Ama somut bir kararlılık halen yok ortada. Bezirganbaşına bir gönderme bile yok demeçlerde. Yardım ve yataklıktan onca adamı alıp götürürken, yataklık değil yatak odalık, salonluk yapan bir çeribaşına saygıda kusur etmemeye özen gösteriyoruz. Öyle ki, cumhurbaşkanımız bile planlandığı şekilde kendilerine nezaket ziyareti yapacaklarını beyan ediyor. Kendisini protesto edeni gözaltına alınması gereken bir besleme ama Türkiye'nin kanını emen bir it sürüsünü besleyen büyüten Barzani bir lider, öyle mi? Yesinler sizin zoraki nezaketinizi.

Toz duman arasında hepimize iyi bir çalışma haftası diliyorum. Hoşçakalın.

Bir sonraki sayıda buluşuncaya kadar bulunduğunuz yerden bir adım öne çıkın. Sevgiyle...

Cem Özbatur








 


Cüneyt Göksu

 Gezgin Kahveci : Cüneyt Göksu


   Türkiye ve Küba'nın temel metinlerinin karşılaştırılması...

Türkiye'de kabul edilmesinin ardından 1982 Anayasası üzerinde tartışmalar sürüyor. 'Darbe anayasasının' değiştirilmesi girişimlerine zaman zaman 'daha gerici nitelik yükleneceği' eleştirileri eşlik ediyor. Tartışmalar arasında Sosyalist bir ülke olan Küba Anayasası'nın siyasi, sosyal ilkeleri, yurttaşlara yaklaşımı farklı bir örnek oluşturabilir.

Yıllardır yapılmaya çalışılan ama türlü gerekçelerle yapıl(a)mayan, yürürlükteki 1982 Anayasa'mızın değiştirilme denemelerinin sonuçsuzluğu, değiştirilse bile daha özgürlükçü mü, yoksa bir darbe ürünü olan bu metnin daha da tutucu bir hâl mi alacağı endişeleri, sürekli gündemde. Türkiye'deki tartışmalar süredursun, bu konuda Küba Anayasası'na ilişkin bir değerlendirme farklı bir örnek olabilir.

İdeoloji, kültür, coğrafya, ırk, millet, dil, din ayırımları olmaksızın bütün insanlığın hakettikleri var; Sağlık, eğitim, barınma, beslenme, kısaca yaşama dair haklarını içinde bulundukları sistemden bir şekilde sağlıyor olmaları gerekiyor. Belli başlıklar altında Küba Anayasa'sında bu haklar nasıl ve nekadarı garanti altında? Bu soruların yanıtlarını ararken, Anayasa'mızda bunların karşılıkları var mı, varsa nasıl düzenlenmiş bunlara da göz attık.

Mevcut Küba Anayasa'sı 24 Şubat 1976'da referandumla yürürlüğe girmiştir fakat geçmişi daha da eskilere dayanmakta. İlk Anayasa, 10 Ocak 1869'da Küba-İspanyol Savaşı'ndan hemen önce kabul edilmiş ve köleliğin yürürlükten kaldırıldığını ilan etmişti. Bu Anayasa İspanya'ya karşı verilen savaşta, otuz yıl boyunca üç kere değişiklik görmüş. ABD'nin Küba'yı işgali sonrasında tarihe "Platt Zeyilnamesi" olarak geçen sekiz maddenin kabul edilip Anayasa'ya yerleştirilmesiyle bu işgal karşılık bulmuş. Platt Zeyilnamesi, ABD'nin çıkarları için gerekli gördüğünde Küba'ya müdahale hakkı ve üs kurmak için ABD'ye toprak tahsisi hakkı veriyordu. Günümüze kadar gelen Guantanamo sorununun temeli bu maddeye dayanmaktadır. 1959'da Fidel ve diğer yurtseverlerin yaptıkları Devrim sonrasında kurulan Küba Cumhuriyeti bu maddeleri çıkartmıştır fakat ABD'nin Küba topraklarındaki "kanunsuz" işgali günümüzde devam etmektedir.

SİYASİ İLKELER

"Küba bağımsız, egemen, demokratik ve sosyalist bir işçi devletidir. Egemenlik halkındır ve devletin tüm gücü halktan doğar. Başka bir yol kalmadığında, tüm vatandaşlar bu Anayasa'da belirtilen siyasi, sosyal ve iktisadi düzeni devirmeye çalışan herhangi bir kimseye karşı silahlı mücadele dahil olmak üzere her türlü araçla mücadele hakkına sahiptirler. Ulusu dönüştürmek, bütünüyle yeni ve adil bir toplum yaratmak konusundaki yeteneğini ispatlamış olan sosyalizm geri alınamaz: Küba asla kapitalizme geri dönmeyecektir. Marksizm-Leninizm ve Marti'nin fikirlerinin takipçisi olan Küba Komünist Partisi toplumun liderliğini temsil eder. Devlet din özgürlüğünü tanır, saygı gösterir, dini kurumlar devletten ayrılır. Küba'nın öncü gençliğinin örgütü Komünist Gençler Birliği, sosyalizmin geliştirilmesi görevi için devletçe tanınır ve teşvik edilir."

Küba Anayasa'sına, 2002 yılında eklenen bir maddeyle "Devrimin sosyalist karakterinden geri dönülmeyeceği" ilkesi, kendi Anayasa'mızdaki 4. Madde gibi değiştirilemez hüküm olarak sabitlenmiştir. Ülkemiz; Atatürk milliyetçiliğine bağlı, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olarak tanımlanır. Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletindir. Anayasa, bu maddelerin değiştirilmesini dahi teklif etmemek şartıyla korunmaktadır. Sadece 1982 değil, hiç bir Anayasa'mızda, Küba'dakine benzer, açık bir şekilde, tüm vatandaşları gerektiğinde "Silahlı Mücadele"ye çağıran bir madde olmamasına rağmen, üç kere silahlı darbe yapılması ve bu hakkın Anayasa'ya dayandırılması oldukça ilginçtir. Eğer "Kemalizm" resmi ideolojiyse, Küba Anayasa'sında olduğu gibi, bu ideoloji açık olarak yer almamaktadır. Anayasa'mızda "Genç" kelimesi sadece Gençlik ve Spor bölümünde geçip, devletin gençleri nasıl yetiştireceği ile sınırlanmıştır. Küba Anayasa'sındaki, "gençlere görev verilmesinin" eşdeğeri olabilecek "Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi" ne yazık ki Anayasa'da hiç yer bulamamıştır, bunlar düşündürücüdür.

SOSYAL İLKELER

"Devlet, halk için halk iktidarı olarak, sadece Küba vatandaşlarının değil, "insanoğlunun" özgürlüğünü ve saygınlığını güvence altına alır, ulusal ekonomiyi planlı bir şekilde yönlendirir; çalışabilir durumdaki her erkek ve kadının bir iş olanağına sahip olmasını, hiçbir engelli insanın yeterli geçim kaynaklarından mahrum bırakılmamasını, hiçbir hasta insanın sağlık hizmetlerinden mahrum bırakılmamasını, hiçbir çocuğun okul, yiyecek ve giysi ihtiyaçlarından mahrum bırakılmamasını, hiçbir gencin eğitim olanağından mahrum bırakılmamasını ve hiçbir insanın eğitim, kültür ve spor etkinliklerinden mahrum bırakılmamasını güvence altına alır. Hiç bir ailenin rahatlık içinde yaşayacak bir konuttan mahrum kalmamasını başarmak için çalışır. Devlet din özgürlüğünü tanır, saygı gösterir ve güvence altına alır; her yurttaşın din değiştirme ya da dini inanca sahip olmama özgürlüğünü tanır. Küba Cumhuriyeti'nde dini kurumlar devletten ayrılır, farklı inanç ve dinler aynı saygıyı görürler"

Bu maddelere göre, iş, sağlık, eğitim ve barınma gibi temel haklar Anayasa'yla güvence altına alınmıştır. Anayasa'mızda ki 56. Madde Genel Sağlığa ait hükümleri barındırmakta, devletin planlama, düzenleme ve denetleme görevleri öne çıkmaktadır. 42. Madde, İlköğretim'in zorunlu ve "Devlet" okullarında parasız olmasını güvence altına alır fakat bütün vatandaşların "eğitim ve öğretim hakkından yoksun bırakılamayacağı" çok açık yer alırken, bunun "isteyen bütün vatandaşlar için", devlet tarafından güvence altına alınıp alınmadığı net değildir. 57. Madde dışında Anayasa'mızda konutun bahsi geçmemektedir. Devletin rolü tedbir almak ve teşebbüsleri desteklemekle sınırlıdır. Din ve inanç özgürlüğü her iki Anayasa'da da güvence altındadır tek fark, Anayasa'mızda ki 24. Madde'de yer bulan "Din kültürü ve ahlâk öğretimi ilk ve orta-öğretim kurumlarında okutulan zorunlu dersler arasında yer alır" tümcesidir.

DEVLETİN EGEMENLİĞİ

"Küba Cumuriyeti anti-emperyalizm ve enternasyonalizm prensiplerini benimser. Yeni-sömürgeci ve emperyalist politikalar karşısında, Üçüncü Dünya ülkelerinin birliğini savunur, emperyalizmi kınar. Herhangi bir ülkenin iç ve dış işlerine yönelik doğrudan veya dolaylı müdehaleyi reddeder. Her devletin devredilmez ve egemen bir hakkı olan kendi topraklarında telekomünikasyonun kullanılışını evrensel uygulamalara bağlı olarak düzenleme haklarının ihlal edilmesine karşı durur. Saldırgan ve fetihçi savaşları uluslararası suç sayar; ulusal bağımsızlık mücadelelerinin ve işgale karşı direnişin meşruiyetini tanır; ve saldırı altında olan, bağımsızlık ve kendi kaderini tayin hakları için mücadele eden halklarla dayanışmayı enternasyonalist görevleri arasında sayar."

Anayasa'mızda, emperyalizm ve sömürgeleşmeye ait bir madde yoktur. Ulusal telekom şirketimiz de, küreselleşen dünyada bütün telekomlar gibi özelleşirken, Küba'nın bu konuyu Anayasa'sında koruma altına alması dikkate değer.

AİLE

"Devlet aileyi toplumun ana çekirdeği olarak kabul eder. Evlilik eşler için haklar ve görevlerin tam eşitliği temeline dayanır. Meşru veya gayri meşru doğan bütün çocuklar aynı haklara sahiptir. Devlet uygun yasal yollar ile ebeveynliğin belirlenmesi ve tanınmasını garanti eder"

Aile kurumu içinde, kadın erkek eşitliği ve evlilik dışı doğan çocukların yasal hakları kesin olarak güven altındadır. Anayasa'mızda 41. Madde'de 3.10.2001'de yapılan değişiklikle eşler arasındaki eşitlik Anayasal güvence altına alınmıştır.

EĞİTİM VE KÜLTÜR

"Devlet eğitim ve kültür politikasını bilim ve teknolojideki ilerlemeler, Marks ve Marti'nin ideolojisi ile evrensel ve Küba ilerici pedegoji geleneğine dayandırır; eğitim devletin bir hizmetidir ve ücretsizdir. Ailelerin iktisadi durumundan bağımsız bütün eğitim araçları ücretsizdir. Yetişkinlerin ve işçilerin eğitimi de kurslar aracılığı ile hayata geçirilir. İçeriği Devrim karşıtı olmadığı sürece sanatsal yaratım ve ifade özgürlüğü vardır. Bilimde yaratma ve araştırma özgürlüğü vardır. Devlet işçilerin bilimsel çalışmalara katılmasını mümkün kılar. Devlet Küba'nın kültürel kimliğinin ve mirasının korunmasını sağlar."

Küba, Sovyetler Birliği dağılmadan önce, Anayasal ideolojisini, Marksizm ve Leninizm üzerine kurmuştu fakat Sovyetler'deki değişiklikten sonra, ulusal bilince katkı vermesi için, zaten Fidel'in de fikir babası olan, Marti'nin öğretileri Anayasa'da yer almıştır. Anayasa'mızın 42. Madde'sine göre eğitim ve öğretimin Atatürk ilkeleri ve Devrimleri doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, devletin gözetiminde yapılacağı güvence altına alınmış olması yukarıdaki madde ile koşuttur. Parasız eğitim sadece ilköğretim için geçerlidir. Anayasa'mızda sanatsal üretim ve Atatürk Devrimleri, işçiler ve bilimsel çalışmalar arasında ilişki kuran bir madde yoktur.

YÜKÜMLÜLÜKLER

"Vatandaşlar, sosyalist toplumun hedefleriyle uyumlu olarak ifade ve basın özgürlüğüne sahiptir. Toplanma, gösteri ve örgütlenme özgürlükleri emekçi halkın tüm kesimleri için geçerlidir… Vatandaşlara tanınan özgürlüklerin hiç biri Anayasa ve yasaların hükümlerine ve sosyalist devletin varlık ve amaçlarına ya da Küba Halkının sosyalizmi inşa etmek kararına aykırı biçimde hayata geçirilemez."

Bu maddeyle ifade ve basın özgürlüğünün, Küba'nın sosyalist hedefleriyle çatışmaması Anayasal güvence altındadır. Elli yıla yaklaşan devrimin kazanımlarını ortadan kaldırmaya çalışan girişimleri önleyen bir maddedir bu, tıpkı Anayasa'mızın 1, 2 ve 3. maddeleri gibi. Sosyalizmin, günün koşullarına ve ihtiyaçlarına göre iyileştirilmesi, geliştirilmesi ve gerektiğinde de uygulamaların eleştirilmesi için birçok imkan ve ortam bulunmaktadır.

Bu araştırmaya kaynak olan belgeler her iki ülkenin Anayasa'lardır. Anayasa'nın devletin yükümlülüklerini, yapısını belirleyen, yurttaşların hak ve özgürlüklerini güvenceye bağlayan temel hukuk belgesi olduğu göz önüne alındığında, bazı kanun veya kararnamelerle, Anayasa dışında ki yaptırımlar, uygulamalar ve değişiklikler bu araştırmada gözönüne alınmamıştır.

Kaynaklar:
1- Küba Cumhuriyeti Anayasası, Jose Marti Küba Dostluk Derneği Yayınları
2- http://www.tbmm.gov.tr/Anayasa.htm


Cüneyt Göksu
Cuneyt.Goksu@Gmail.com


Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?


9,009,009,009,009,009,009,009,009,00
3 Kahveci oy vermiş.

 


Yazdırmak için tıklayınız.

 


 Kahveci : Beyhan Ada


Küçücük bir dünyam olsun istemistim

Küçücük bir dünyam olsun istemiştim, içinde sevgiden ve dostluktan başka masumca umutlarla istenmiş küçücük bir dünya. Kurmaya çalıştımda bu dünyamı, sevda türküleri okunan, aşk şiirleri yazılan,çıkarsızca dostlukların bulunduğu bir dünya. Anlayış çiçeklerinin tohumlarında özveriyle besledim umut ve mutluluk çicekleri sarsın dünyamı diye. Sessizliğin yırtıcı karanlığını süsleyecektim sevda ve umut çiçekleriyle. BECEREMEDİM...

Sevda çiçeklerinin yerini hüzün çiçekleri aldı, umutlarım kendi umutsuzluğunda boğuldu. Ağlamasın dediğim çocukların yüzlerini güldüremedim hep gözyaşı döktü yavrular. Hepsi gelip geçici deyip bir tek seni atamadım küçük dünyamdan. Sevgiden ve dostluktan başka tüm kötülükler mevcuttu gerçekleştirmek istediğim dünyamda, tüm çirkinlikleriyle yarışıyordu dost dediklerim, en son söyleyecekleri sözlerini en baş sayfaya koymuşlardı dost kitaplarında, arkadaşlık anlayışlarında. Sevda türküleri yerine ayrılık ağıtları, aşk şiirleri yazılması gereken sayfalara hep kinler yazılmıştı. 'Çıkarım olursa dostluk kurarım' felsefesi tüm çıplaklığıyla göstermekteydi kendini. Oysa bir 'CANIMM' kelimesine bin 'CAN' feda edilebileceğini göremedi kimseler.
Sevmeyi, dostluğu, paylaşmayı ve hatta kendilerini bile sattılar çıkarları uğruna.

Dürüstlüğün, birlikte paylaşmanın, bir omuza yaslanıp ağlamanın, gözlerine bakıp gülümsemenin, bir damla umut sunmanın, bir kerecik olsun anlamaya çalışmanın ve mutluluğa mutlulukla cevap vermenin tadını bulamayan insanlar, şimdi durun düşünün siz, neden nefes alıp veriyorsunuz ki? Anlamsızca bir yaşam için nefes alıp vermenin ne anlamı var?

Not: Değerli bir büyüğümün bir sohbeti esnasında bugünün ünlü sanatçılarının sanatlarını icra etmeye başladıkları ilk dönemlerindeki başarısız kabul edilen eserlerinin bugünlerde sergilenen bir sergi ile, ilk yazıları, ilk resimleri, ilk heykelleri, ilk şiirleri ile işe nasıl başladıklarını gözler önüne koyduklarını anlatışı bana ilk yazdığım yazılarımı paylaşma hissi uyandırdı. Anlayışınıza sığınarak paylaşmak istedim.

Saygılarımla.

Beyhan Ada


Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?


10,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,00
9 Kahveci oy vermiş.

 


Yazdırmak için tıklayınız.

 


 Kahveci : Eda Ovacıklı


Deniz

Oldum olası sevmişimdir denizi izlemeyi.

Kendimi bulurum onda.
Yalnızdır.
İçindeki birçok kimliğe, kişiliğe rağmen yalnızdır.

Soğuktur çoğu zaman da. Büyük aşkı Güneş'ten yüz bulamadığı sürece soğuktur. Güneş döndükçe etrafında, çıldırır deli gibi. Bundandır savurması dalgalarını ileri. Zanneder ki o hep ileriye gittikçe ulaşabilecektir büyük aşkına. Güneş oysa sadece göz kırpmaktadır. İzin vermez ki ne olursa olsun ulaşmasına.

Gece olunca bu yüzden coşar dalgalar. Sevdiğini arama çabasıdır onunki.
Delice döverken sahili, zanneder ki rakiptir kendisine. Alır götürür sahildeki kumları; saklar içinde. Güneş onları görmemelidir. Kendisini beğenmez belki onları görürse.

Ne zaman ki batar Güneş, çıkar Ay ortaya; o zaman üzülür deniz. Ses etmez yine de Ay'a. İçine saklar aşkını. Ağlar yalnızca.

Ne zaman dalgalar kendinden geçmiş olsa, anlarım ki deniz büyük bir aşkla yanmaktadır. Güneş yine sırt çevirmiştir dalgalara. Bir saklambaç onlarınki. Güneş saklanır, deniz arar; kovalar sürekli.

Gece olunca bir başka olur deniz. Durgunlaşır kimi zaman.
Ay'la söz birliği etmişçesine susarlar. Usul usul çarpar dalgaları. Sabahı, Güneş'in doğmasını bekler. Ay ise kendini seyretmeyi sever deniz üzerinde; deniz Ay'ı bir kadar ortağıymışçasına kabul etmiştir.
Yakamoz çıktığında bilirim ki yanmaktadır deniz.
Ağlamaktadır usulca...

Birkaç kadeh şaraptan sonra bir başka görünür deniz. Seninle içmiştir o; aşkını meze yapıp içmiştir.
Sabah yine ilk aşkına kavuşacak olmanın heyecanıyla eşlik eder sancına.

Sarhoştur deniz. Deli dalgaları bundandır.
Bilemez bazen hangi kıyıya atacağını kendini.
Sana gelir.

Ne zaman ki ısınır deniz; bilirim yine göz kırpmıştır Güneş. Her zamankinden daha yakındır. Ufak bir çocuk heyecanıyla bekler deniz.
Ve ne zamanki soğur deniz; bilirim uzaktır Güneş. Dalgalar yine kıyıyı dövmektedir. Vurur ayaklarıma usulca.

Sever beni deniz.
Birkaç kadehten sonra hele, bir oluruz kendisiyle.
Bilir acımı, bekleriz Oldum olası sevmişimdir denizi izlemeyi.
Bir deniz var ki bende, benden içeri.
Dalgalar, götürsün beni...

Eda Ovacıklı


Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?


8,008,008,008,008,008,008,008,00
1 Kahveci oy vermiş.

 


Yazdırmak için tıklayınız.

 


Arzum Günay

 Kahveci : Arzum Günay


  Sevgili Babacığım

Bildiğin o asi kız yazıyor sana. Eve gelince sesiyle kıyametler koparan , sürekli konuşan , gülmen için şaklabanlıklar yapan , büyümeyi bir türlü aklına getiremeyen , eleştiren, eleştirilen büyük kızın.

Bugün varlığında yokluğu yaşadım. Küçük tozdan anılarım geldi aklıma , telefonda konuşurken ağladım. Buruktu içim… Gidiyordum bu şehirden. Bir daha gelmek nasip olmayacaktı ,biliyordum. Yutkuna yutkuna gidiyordum. Oysaki tek hayalimdi bu şehri terk ederken kahkahalar atmak.

Okula ilk başladığım günü hatırladım birden. Ben gitmem diye tutturunca ses bıyık altından gülüp ' Okuma-yazma bilmeden nasıl meslek sahibi olacaksın , yaşlandığımız zaman bize nasıl bakacaksın ?' diye sormuştun. İrkilmiştim o çubukların fasulyelerin dağılışında. İlk yazdığım senin ismin olmuştu. Hatta öğretmenim ben babamın adını yazmak istiyorum demiştim ilk derste kurnaz gözlerimle. Oysa senin yaşlandığını bile uzaktan seyredeceğim, gelmek, kalmak ne kadar nasip olacak değil mi ya?

Şimdi ayrılığa gün sayıyorum.Senin isminin yazıldığı kağıtta ben gi-di-yo-rum.

Okullar bitti ,yıllar geçti kocaman bir kız oldum. Yalan söylediğimi gözlerimin tavana bakmasından anladın sesin çıkmadı , hiç kırmadın. Ufak -tefek atışmalarımız oldu ama sana hiç incinmedim baba. Ne kadar şanslı bir kız olduğumu daha yeni anlıyorum. İdealimdeki erkektin sen, bıyıkların yanaklarımı acıttıysa da her gece kız kardeşimle senin öpüşünle uykuya merhaba diyişimizi özleyeceğimize eminim.

Gözlerimin önüne aşk zannettiğimin bir karmaşa dizisi geldi, senin usulca tepkilerini, anlatmak istediklerini, incinmemem için üslubunu değiştirmen gözümün önüne geldi. Ne zordu kız babası olmak, hele benim babam olman ne zordu. Laftan anlamayan, başının dikine giden bir kız… Sen bana nasıl sabredebildin baba ? - Oysa sana meydan okuduğum o adam beni yarı yolda bırakmadı mı? Nasıl oldu da yüzüne bakabildim ? - Nasıl inanabildin bana? - Nasıl dinledin beni hiçbir şey olmamış gibi ? Seni çok seviyorum o kadar seviyorum ki yüreğimden kendi kanımla resimler çiziyorum sana.

Şimdi ;
Her şeyi
.
.
.

Anlıyorum ama gi-di-yo-rum baba. Kendi isteğimle yeni bir hayata başlamak için , ANNE olmak için gidiyorum evinden. Gerçek aşkı bulduğum o yüreğe bir ömür boyu ev sahipliği yapmak için gidiyorum. Duanı benden-bizden esirgeme , kol-kanatını üzerimizden çekme babam. Halen hastalanıp soğuk terler döktüğünde yatağının başucuna gelip aranıza girmeye çalışan asi kızın büyümedi. Büyümeyecekte…
Sen o güzelim ellerini öpmekten mahrum bırakma. Emanetin bir ömür boyu üzerimde. Hayatımın en güzel köşesinde daima hatırlanacaksın. Seni Çok Seviyorum. HOŞÇAKAL ( Hakkını helal et)

Becerebildiğim tek şeyle (yazmakla) veda ediyorum sana.

Arzum Günay
arzum@kahveciyiz.com


Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?


8,508,508,508,508,508,508,508,50
2 Kahveci oy vermiş.

 


Yazdırmak için tıklayınız.

 


M.Nihat Malkoç

 Kahveci : M.Nihat Malkoç


  AKTÜTÜN'DE DÜŞENLER

-Aktütün Şehitlerine Rahmet ve Minnetle-

Esti bir deli rüzgâr dalından yaprak düştü
Ruh kanatlandı göğe payına toprak düştü

Bulutlar yaş dökerken dağların yamacına
Kanla sulandı toprak sanma ki bayrak düştü

Gök kapısı açıldı ulu misafirlere
Can bedenden ayrıldı el ile ayak düştü

Barışa, kardeşliğe ölüm kustu namlular
Yollarını gözlerken gönlüme firak düştü

Vakitsiz kopardılar gonca gülü dalından
Can göçtü can evinden, bakışın ırak düştü

Annelerin gözünden süzüldü kanlı yaşlar
Kalemler yazmaz oldu, takvimden şafak düştü

Bayraklar sıralandı, musalla gönderinde
Peygamber sancağında şehide konak düştü

Ayrılık değirmeni, öğüttü seneleri
Buğulandı gözlerim, saçlarıma ak düştü

Hüzünlü bahçelerde soldu yetim çiçekler
Zalimlere cehennem, yiğidime Hakk düştü

Kurda öz vatanında pusu kurdu çakallar
Firar eyledi akıl, zihinden idrak düştü

Hüzün çöktü dağlara, tebessüm kaldı yarım
Yağmalandı hissiyat, koca bir ocak düştü

Gök kubbeye yükseldi şehidimin gölgesi
Gayya çukurlarına bölücü korkak düştü

Şehitler yol alırken kalplerin menziline
Öte yandan toprağa onlarca alçak düştü

Hazan hüzün getirdi, yandı yürekler yandı
Derde derman beklerken yarama bıçak düştü

Yolcuya ağıt yaktı kan kırmızı şafaklar
Ateş öptü barutu beşikten kundak düştü

M.Nihat Malkoç
mnm61mnm@hotmail.com


Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?


10,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,00
1 Kahveci oy vermiş.

 


Yazdırmak için tıklayınız.

 


 Dost Meclisi


YORUMLARINIZI GALERiMiZDEKi iLGiLi BÖLÜME BIRAKABiLiRSiNiZ.
Yorumlarınız için bekleriz.

Fotograf : Servet Yaylı


<#><#><#><#><#><#><#>

Kahveci dostların tüm eserlerini KM SANAT GALERİSİ'nde görebilir,
dilerseniz duygu ve düşüncelerinizi paylaşabilirsiniz.

<#><#><#><#><#><#><#>

Kahve Molası, siz sevgili kahvecilerden gelen yazılarla hayat bulmaktadır.
Her kahveci aynı zamanda bir yazar adayıdır.
Yolladığınız her özgün yazı olanaklar ölçüsünde değerlendirilecektir.
Gecikme nedeniyle umutsuzluğa kapılmaya gerek yoktur:-))
Kahve Molası bugün yaklaşık 6.000 kahvecinin posta kutusuna ulaşmıştır.


 


 Tadımlık Şiirler


Şehvet ve Ümitsizlik

işte
sonunda bir kadını arzularken
ona aşık oluyorum
şehvetin etkisi kalbimde sevgiye dönüşüyor
imkansızlıkların etrafında dolaşan
ayrı dünyalar
ve ayrı insanlar
iki kalp arasındaki
sırat köprüsünden aşağıya düşmeden
geçmeye çalışıyor...
kıldan ince kılıçtan keskin gözlerin
şehvet ırmaklarımı kurutuyor
ellerin kalbimi boğuyor
ve kokun hayal dünyamın penceresini
karanlığın kollarına bırakıyor...
karanlıkların içinden
bir ışık parıltısı
seni ansızın zihnime yerleştiriyor
ve bir anda kalbim duruyor...

seni sevmek
ölümü bekler gibi beklenebilse
ve bir ümit olsa keşke.

Tuna Başar

Yazdırmak için tıklayınız.

 


 Bol Bul Bulmacalar




Bloxorz       Foto Puzzle       Küp Küp


 


 Biraz Gülümseyin






KMTV Sunar...

 


 Kıraathane Panosu



Polygon Web Studio


Yazarlarımızın Kitapları


Merih Günay
"Martıların Düğünü"

Nesrin Özyaycı
"Işık -II-"


Temirağa Demir
"Her kardan Adam Olmaz"


Şadıman Şenbalkan
"Şehit Analarımızın Çığlıkları"

Hatice Bediroğlu
"Düş Kuruyor Gece"

Cüneyt GÖKSU
Serpil YILDIZ

"KÜBA - SARI SICAK BİR PENCERE"

Merih Günay
"HİÇ"

Feride Özmat
"Yanlış Zaman Hikayeleri "

C.Eray Eldemir
"Uzak İklimler"
 
Temirağa Demir
"Edepli Fahişeler"

 


İstanbul için Son Hava Durumu
ISTANBUL ISTANBUL
Ankara için Son Hava Durumu
ANKARA ANKARA
İzmir için Son Hava Durumu
IZMIR IZMIR
Kaynak: http://www.meteor.gov.tr


 


Akın Ceylan

 İşe Yarar Kısayollar


  Şef Garson : Akın Ceylan

Gelin öyküler yazalım birlikte. Kimseler beğenmese de biz beğenelim. Gelin karakterler yaratalım belki çok iyi tanıdığımız belki de hiç tanımadığımız ve onları sevelim. Gelin kitaplar okuyalım. Yazanları, yazılanları konuşalım. Gelin kendi öykü atölyemizi kuralım. Sevinelim:) Böyle yazmış editör, davet etmiş hepimizi. İster yazmayı, ister okumayı sevelim ama en az bir kez uğrayalım bu web sayfasına. http://www.ikiciftlaf.net/ Söyleyecek iki çift lafı olan tüm güzel insanlar davetlidir.

http://www.marijn.org/logos/online ilginç bir web sayfası. Tamamen incelediğinizde siz de hak vereceksiniz ama benim size önerim bu kısa yoldaki çalışma. Hani şehir girişlerinde o şehrin adının yazılı olduğu tabelalar vardır. İşte bu web sayfasında öyle bir tabela yapabilmeniz ve bu tabelayı logo şeklinde kullanabilmeniz için online bir çalışma mevcut. Eğlenceli bir deneme için buyurun lütfen.

Dünya üzerindeki tüm çocukların bilgisayarla tanışmasını ve ister okulda, ister evde; yani her ortamda bilgisayar kullanabilmesini sağlamak amacıyla XO isimli bir bilgisayar geliştirildi. Yeşil renkli bu şirin bilgisayarın bilgilerine http://www.laptop.org/ web sayfasından ulaşabilirsiniz. Sloganları da çok güzel: One Laptop Per Child. Peki bu organizasyon neden Türkiye'de yok diyenlere güzel bir haberim var. OLPC Türkiye Ofisi 2008 başında İstanbul'da kuruldu. Hem de sloganı değiştirmeden: Her Çocuğa Bir Laptop diyerek yola çıktı bu arkadaşlar. Projeyi merak edenler için bir web sayfası hazırladılar http://www.abcdizustu.com/ Aslında bu tam anlamıyla bir sosyal sorumluluk projesi. Seslerini duyurmak için tanıtım faaliyetlerine başladılar ve hızla devam ediyorlar. Sizler de bu çorbada tuzumuz bulunsun diyorsanız, web sayfalarını inceleyerek işe başlayabilirsiniz. Türk çocuklarının da bu projeden faydalanmalarını istiyorsanız, desteklemekten çekinmeyin.

En süper flash oyunların bir arada toplandığı süper bir oyun sayfası http://oyuncu.kahveciyiz.biz/ Hele benim gibi flash oyun meraklıları için bir cennet. Cem ellerine sağlık valla, süper bir çalışma olmuş. Meraklılarına iyi eğlenceler diliyorum.

 


 Damak tadınıza uygun kahveler






http://kahvemolasi.ourtoolbar.com/
Beklenen Araç Çubuğu hizmetinizde:-)) Kahve Molası Araç Çubuğu (Toolbar) gelişmeye açık olarak kullanıma açık. Bir kere download edip kurmanız yeterli. Bundan sonra ki tüm güncellemeler gerçek zamanlı olarak tarayıcınızda görünüyor. Kahve Molası'nın tüm linklerine hızla ulaşabildiğiniz gibi, Google Arama, KM'den mesajlar ve en önemlisi meşhur "Dünden Şarkılarımız" artık elinizin altında. Sohbet için özel chat bile olduğunu eklemem gerekir. Son derece güvenilirdir. Virüs içermez, kişisel bilgi toplamaz. Bizzat tarafımdan pişirilip servise konmuştur. Yükleyip kullanın, geliştirmek için önerilerinizi yollayın.

Gom Player Version 2.1.9.3754 / Windows / 5.52 MB http://app.gomplayer.com/gom/GOMPLAYERENSETUP.EXE
Bilgisayarınızdaki tüm media oynatıcılarının yerini almaya namzet bir Media Player. Gerekli codecleri kendisinin arayıp bulması gibi özellikleri var. Hemen her çeşit medyayı rahatlıkla izleyebiliyorsunuz. Ve bedava. Mutlaka yükleyip kullanın derim.

 


KAHVE MOLASI ABONELERi Google Grubuna üyesiniz. İlginize teşekkür ederiz.

ABONELiKTEN AYRILMAK İÇİN :
KM-abone-unsubscribe@googlegroups.com
(Gönderdiğiniz mesajın abone olduğunuz adresten gittiğine emin olunuz.)

ÜCRETSİZ ABONE OLMAK İÇİN :
Google Gruplar KAHVE MOLASI ABONELERi grubuna kayıt ol
E-posta:


Arkadaşlarınıza önermek ister misiniz?


Uygulama : Cem Özbatur
2002-08©KAHVE MOLASI - Her hakkı saklıdır. Yayın İlkeleri

 






Arkadaşlarınıza önerir misiniz?

Yazılarınızı buradan yollayabilirsiniz!



SON BASKI (HTML)

KAHVE YANINDA DERGi

Hoşgeldiniz
Arşivimiz
Yazarlarımız
Manilerimiz
E-Kart Servisi
Sizden Yorumlar
KÜTÜPHANE
SANAT GALERiSi
Medya
İletişim
Reklam
Gizlilik İlkeleri
Kim Bu Editör?
SON BASKI (HTML)
YILDIZ FALI
DÜNÜN
ŞARKILARI





ÖZEL DOSYALAR

ATA'MA MEKTUBUM VAR
Milenyumun Mandalı
Café d'Istanbul
KIRKYAMA
KIRK1YAMA
KIRK2YAMA
KIRK3YAMA
ZAVALLI BİR YOKOLUŞ
11 EYLÜL'ÜN İÇYÜZÜ
Teröre Lanet!
Kek Tarifleri
Gezi Yazıları
Google
Web KM




Bang Bang
Dalida









Fincan almak ister misiniz?
http://kmarsiv.com/sayilar/20081013.asp
ISSN: 1303-8923
13 Ekim 2008 - ©2002/08-kmarsiv.com