ŞİİRLER
GÜLCAN TALAY
FOTOGRAFLAR
SERPİL YILDIZ MEHTAP YILDIZ CÜNEYT GÖKSU
GÜLENDAM Z. OĞUZ
Dergimizi arkadaşlarına önermek ister misin?
|
|
|
|
|
|
|
|
|
2 AYLIK KÜLTÜR, EDEBİYAT DERGİSİ
04 Yangın Kadınlar Ayşen Tekşen Kapkın
Her gün yinelenen buluşma için pencerenin hemen önündeki koltuğuna yerleşti, içini hazırlamaya durdu. Yaşlı bedeni sızılar içindeydi Beatrice'in, yüreği ise aldırmazlıklar. Smyrna'nın Punta kesiminde olanca mağrurluğuyla yükselen yalının duvarları ve parke taş döşeli yolun ardında uzanan deniz, yaşlı kadının ömrünün sessiz tanıklarıydı. Ömürlerimizin tanıklarını hep dilsizler arasından seçmez miyiz zaten? Onun yerine yerleştiğini görünce deniz de hazırlıklarına başladı. Üstüne başına çeki düzen verdi önce. Sonra dönüp kıpırtılarına vaktin geldiğini işaret etti. Kıpırtılar dinginliğe çekildi. Deniz, gözlerini yukarıya, o sonsuz sevgiliye çevirdi. Bir saat kalmıştı.
....
Devamı Kahve Molası Dergisi'nde
8 Biyografimin coğrafyasında gezintiler Seyfullah Çalışkan
Ayda birkaç kez çocukluğumun geçtiği kasabada yaşayan eş dost, akraba, arkadaş ve taallukatı telefonla ararım. Hal, hatır diye söze girip oralarda ne olup bittiğini sorar, büyüdüğüm sokaklarla cılız bile olsa bir bağım hep kalsın, tamamen kopup kaybolmasın isterim. Yıllardır oraya gidemediğim, kalamadığım halde çocukluğumla aramda kalan son birkaç köprüyü atmaya, "Adam sen de, geçmişe mazi denir," demeye de gönlüm bir türlü razı olmuyor. Geçen hafta Ruşen'i aradım. Nasılsın, orada havalar nasıl ile söze başlayıp üzüm ve pamuk muhabbeti içinde ilerlerken "Haberin var mı, duydun mu bilmiyorum. Bizim Şerif geçen hafta rahmetli oldu. Trafik kazası işte, pisi pisine öldü gitti oğlan," dedi. Kimden duyacağım, elbette haberim yoktu. Ölmelerin zamanı artık gelip bize mi çatmıştı? Ömür denilen saatin son tik taklarına mı varmıştık? Oysa kırklı yaşlara daha yeni girdik. Ölenle olana çare bulunmazmış. Üzüldüm işte, içim burkuldu.
....
Devamı Kahve Molası Dergisi'nde
16 Tören - Merih Günay
Bir öyküye başlamadan önce, öykünün başladığı yer hakkında biraz bilgi vermek iyi olur sanırım.
Büyük bir şehrin meşhur semtlerinden biri burası. Geniş caddesinin ortasından tramvayın geçtiği, her sokak arasında, sokağa masa atmış restoran ve barları olan, on beş dakikada bir sarı renkli, çift katlı ve üstü açık, turistlere şehir turu yapılan otobüslerin ana güzergâhı olan, şık, temiz ve nezih bir semt. Tarihi de.
....
Devamı Kahve Molası Dergisi'nde
20 Kendine bir sürpriz yap ve aşık ol Seda Demirel
Kelimelerimin uçları kıvrılıyor.
Sonra kararmakta olan italikler göz bebeklerime gölge düşürünceye kadar, parlayan ama dalga misali yanıp sönen güneş ışığından cümleleri ard arda kurmak istiyorum.
Kurmak istiyorum!
Elim titriyor ve peşi sıra dizdiklerimi okurken hepsi nasıl da yavanlaşıyor.
Akamıyorum!
Elimde değil; kelimelerimin - hâlâ - uçları kıvrılıyor.
....
Devamı Kahve Molası Dergisi'nde
22 İletişim Rüzgarları - Sedef Özkan
Bir kulübe... Bildiğiniz telefon kulübelerinden. Tuhaf geliyor değil mi, hâlâ bu kulübelerin var olması? En teknoloji özürlümüzün bile elinde cep telefonu...tuhaf geliyor tabii.
Bundan on yıl önce kimseciklerde cep telefonu yoktu. Sayılı azınlık da cep telefonuyla konuşurken farklı bir havaya bürünürdü. Konuştukları tüm o kafeler, kitapçılar, iş yerleri, her neresi ise, kendilerine ait sanırlardı. Benim telefonum var, burası da benim! Güç simgesi! O küçücük alet! Tapıyoruz elimize alabildiğimiz her alete! Ve bunu dünya âleme göstermek istiyoruz.
Bir kulübe işte... Hâlâ var olanlardan...var olabilenlerden...
....
Devamı Kahve Molası Dergisi'nde
25 Umut - Ayşenur Güven
Sağlı sollu iki dev sayfa. Kocaman harflerle yazılmış kısacık bir başlık: "UMUT." Sekiz, taş çatlasa on yaşlarında bir çocuğun fotoğrafı sol sayfanın hemen hemen yarısını kaplıyor. Fotoğrafa dalıp, satırların varlığını unutuyorum.
Kameraya bütün doğallığı ve şaşkınlığıyla bakan çocuk, elinde eski yüzlü, yer yer boyası dökülmüş bir tartı aleti taşıyor. Fotoğrafçının neden resmini çekmiş olduğunu merak ederek oradan uzaklaşacak ve gözüne kestirdiği bir köşeye yerleşip, gelip geçeni "tartalım abi"ler, "abla"larla tavlamaya çalışacak. Kalbi sızlayanlar ve acelesi olmayanlardan birkaç kuruş koparacak... Bunu ben tahmin edebiliyorum. Gazetenin Umut'u Ümüt olarak okuyan Belçikalı vatandaşlarına gelince, bu çocuğun neden bir "pèse-personne" taşıdığını onlar asla bilemeyecekler. Kendimi resimdeki saf bakışlardan kurtarıp satırlara yöneliyorum.
....
Devamı Kahve Molası Dergisi'nde
26 En çok bu şehri sevdim - Doğan Sovuksu
Arkamızda koca bir bulut bırakarak Çamlıca gişelerinden otobana girdik. Yanımda Antakya'ya gelmesi için zar zor ikna ettiğim İstanbullu kız arkadaşım oturuyordu. İstanbul'dan kurtulacaktım geçici bir süre için. Müdürüm açık görüş için beş gün vermişti. Yaklaşık bir gün yolda geçecekti ama bu yolu seviyordum, alışık olduğum bir yoldu. Üniversite yıllarımda üzerinden otobüsle yüzlerce kez geçtiğim bu yola bakarak kurduğum tüm düşler yolun kenarında beni beklerdi; uçakla gidip onları ziyaretimden mahrum edemezdim. İstanbul-Antakya arasındaki 1100 kilometrenin bir çok yerinde asılıydı onlar ve nerede doğdularsa, tam orada beni selamlamaya gelirlerdi. O anda bunu kız arkadaşıma anlatmak, yeni tanıştığın bir kıza senden çok hoşlandım, her gün görüşebilir miyiz, demek gibi bir şeydi. Ben de sustum ve teybi çalıştırdım. K's Choice'dan God in My Bed sabahın 5'i için çok uygun bir seçimdi. İstanbul'un Çin malı çarkları bizi tekrar içine almasın diye gazı sonuna kadar kökledim. Kurtulmuştuk.
....
Devamı Kahve Molası Dergisi'nde
30 BAK! GÖR! YAZ... - Serpil Yıldız
...
KMD'nin bu sayfasını okuyorsanız, yalnızca bir "okuyan" değilsiniz artık. Bu köşe sizlerin de aktif olarak katılımını bekliyor. Yukarıdaki fotoğrafın altyazısını siz yazar mısınız? Bakalım bu fotoğraf, nasıl altyazılar yazdıracak size? Yazdıklarınız, yapılacak bir seçkiyle, derginin bir sonraki sayısında, yeni altyazılara konu olacak başka bir fotoğrafın yanısıra, fotoğrafıyla birlikte yayınlanacak. Aman dikkat! Fotoğrafa yalnızca altyazı yazılacak, istenen şey yorum yapmak değil. Altyazılarınızı serpily@kahveciyiz.biz adresine gönderebilirsiniz.
....
Devamı Kahve Molası Dergisi'nde
32 İddia - Gülendam Z.Oğuz
Kafası öylesine karışmıştı ki… Tüm yaşadıkları, hayatın anlamı, çocukluğu, her şey ama her şey bir film şeridi gibi gözlerinin önünden akıp gitmekteydi... Öylesine hızlı geçiyordu ki peş peşe sahneler; sanki adımlarıyla onları yakalamak istercesine acele etmekteydi.
Bir an önce odaya geri dönüp koca bir koltuğa gömülmeyi, geçip gitmiş 37 yılını tüm detaylarıyla tekrar gözden geçirmeyi istedi. Ancak yeni bir sınavın eşiğindeyken bunun ne sırası, ne de yeri diye, düşündü otelin merdivenleri inerken. Son basamağa geldiğinde gözü ayaklarına takılıverdi. Ne komikti hali, güpegündüz, hele bir de İstiklâl Caddesi'nde... Tik-tik ekru ayakkabıları, küçük ve narin ayaklarını daha da ortaya çıkarıvermişti. Aceleci bir bahar gününde arkası açık ayakkabılar... Hayır, ne işi vardı onun pazar günü, o abiye kıyafetle İstiklal'in göbeğinde, üstüne üstlük "Hey everybody, gördük görmedik demeyin!" diye çığıran fosforlu yeşiller içinde?
....
Devamı Kahve Molası Dergisi'nde
38 Mahalle kızının namus bekçisi Dilek A.Bishku
Adı Enrique. Belçikalı. En büyük puanı yakışıklılıktan alıyor. Yeşil mavi arası, derin derin bakan gözleri ve geniş omuzları var. Ama sadece yakışıklı değil, akıllı da. Ekonomi doktorasını yeni bitirmiş. Yüzüne hayran hayran bakarak, "Yaa kolay mı ekonomi doktorası" diye düşünüyorum. "Ben daha çek defterimdeki hesabı denk getiremiyorum, o koskoca ülkelerin bütçeleri, IMF, World Bank falan diye ahkam kesiyor."
....
Devamı Kahve Molası Dergisi'nde
40 İyi bayramlar Türkiye Soner Olgun'la söyleşi
Gerçekçilik sahtekârlığıyla yaşamamızın en büyük gerçeği olan düşüncelerimizi çaldılar.
Akılcılık palavrasıyla, en akıllı değerimiz olan ütopyalarımızı yıktılar.
Gerçek dedikleri, "güç." Akılcılık dedikleri de, "güce boyun eğmek."
Tepeden dayatılan sıradan ömürlere esir olmamalı düşlerimiz…
Sıradanlıklara götüren yollardansa, patikalar var…
Para, iktidar, güç peşinde evcil hayvanlara dönen "insanlık değeri" baştan sona değişmeli.
Ben âcizane, böylesi bir ömre razı değilim… Her şey değişmeli, her şey!
Soner Olgun
....
Devamı Kahve Molası Dergisi'nde
47 Depresyona yardımcı bayan eleman aranıyor - Mehtap Akdeniz
Büyükçe bir evin kalabalık nüfusu ile başedebilecek;
• Yemek yapmayı zevk edinmiş,
• Evin prens ve prensesi ile ilgilenecek,
• Günde iki tur çamaşır yıkamadan kendini işe yaramamış hisseden,
• Jilet gibi ütü bilen,
• Seyahate mani hali olmayan,
• Çocukları aktivitelere götürüp getirecek, ehliyetli,
• Güler yüzlü ve bakımlı,
depresyona girmeye vakti ve mecali olmayan evin 'yalnız' hanimına destek,yardımcı bayan eleman aranıyor.
Başvurular kesinlikle gizli tutulacaktır.
....
Devamı Kahve Molası Dergisi'nde
48 Büyücü - Elif Eser
... Virane evin boyası dökülmüş, gıcırtılı tahta bahçe kapısından çıktığında kendini hafiflemiş, ama bir o kadar karmaşık duygular içinde hissediyordu. Nereden bilmişti bütün bunları? Kadının yüzü gözünün önünden gitmiyordu. Böylesine yıkık dökük bir ev ve içinde genç denecek yaşta (tahminen kırk civarında gösteriyordu) bir kadın. Ellerinin üzerine yaktığı Hint kınasının acayip şekilleri, sürmeli kara gözlerindeki tuhaf pırıltı, tüyleri diken diken edecek türdendi.
İlk defa böyle bir yere geliyordu. Bir arkadaşının ısrarı üzerine, daha çok da meraktan. Yoksa, inandığından değil... Aksine, komik gelirdi ona bu tip insanlar ve de bu tür yerlerin kapılarını aşındıranlar...
-Lâl... demek adın bu?
-Evet.
....
Devamı Kahve Molası Dergisi'nde
50 Mancınık - Tuba Çiçek
İçinizdeki Çocuğu 'Yiyim' Size 'Bişey' Olmasın
- Alooo! Kahve Molası'nın iflah olmaz yazarı Tuba'yla mı görüşüyorum?
- Biiip... Bu bir telesekreter kaydıdır... Tuba Hanım şu anda çıtır avında. Çıtırsanız telefon numaranızı bırakın; sizi mutlaka arayacaktır. Çıtır değilseniz, yapabileceğim hiçbir şey yok!
- Bırak bu teknolojik yalanları da söyle bakayım, nerede kaldı yeni yazın?
- Editörüm, edi'm, yüce insanım, bağışlayanım, selvi boylum, al berelim, gül cemallim, nergis kokulum... Bu sayıda 'benden pas' desem?
- Mümkün değil!
....
Devamı Kahve Molası Dergisi'nde
52 Müşterek ve sessiz hüzün - Nihat Çapar
... Bir oda içerisinde 6 ranzada (katlı) toplam 13 kişi yaşıyorduk. Üçer sene arayla boyanan duvarların rengini en son yeşil olarak hatırlıyorum. Tabii dökülen, rutubetin 'yama' şeklini çizdiği kabarık kısımları gri-yeşil olarak söylemem daha doğru olur. Çamaşırlar, sol taraftaki iki ranza arasına gerilmiş çamaşır iplerinde kurutulurdu. Eğer, her kadının sutyeninin içindekileri saymazsak; giriş kapısının karşısındaki duvarda Atatürk, onun çaprazında ise Ayhan Işık'ın resimleri vardı. Bunlar, büyük mıhlara tutturulmuş, gergin iplere asılıydılar.
....
Devamı Kahve Molası Dergisi'nde
54 İz - Leyla Ayyıldız
Şu bildik hastane kokusu; yaşama arzusunun, umudun, temennilerin, duaların, varoluşun, hayal kırıklıklarının, acıların, sancıların, tükenişin, yok oluşun kesif kokusu. Doğumun bebek kokusu. Ölümün geniz yakan sarı kokusu. Bir o yana, bir bu yana koşuşturan telaşlı ayakların sesleri. Ve yatakta yatan, tam 30'unda genç bir kadın...
......
-Ne zaman çıkarım?
-Sizi yarın taburcu edeceğiz. Bir hafta sonra kontrole geleceksiniz.
....
Devamı Kahve Molası Dergisi'nde
57 Kavun gibidir dost(luk)lar - Ahmet Şeşen
"İnan ki öyledir," dedi bir dostum.
"Anlat bakalım," dedim.
"Öyle rasgele alınmaz, öyle sokakta gelişigüzel hiç satılmaz," dedi.
"Satın mı alıyoruz?" diye sordum.
"Para vermeyeceksin ama bir servet ödemiş gibi seçeceksin dostunu," dedi. Ve ekledi:
"Sen hiç kavun seçtin mi?"
....
Devamı Kahve Molası Dergisi'nde
58 PROSPEKTÜS - Seda Demirel
METABOLİK SENDROM II
Hüsnü Tör hayatını dolu dolu yaşamayı seven şen şakrak birisi.
Henüz elli yaşında.
Yüz kiloya merdiven dayamış-iri kıyım da denebilecek-bir şahıs.
Mahallenin en sonundaki TÖR Emlak Bürosunun sahibi.
....
Devamı Kahve Molası Dergisi'nde
60 GEZİ NOTLARI Cüneyt Göksu / Serpil Yıldız
Küba'dan İzlenimler II
... Birinci bölüme, Metin Demirtaş'ın 'Che Guevara' şiiriyle, neden Küba yolculuğuna çıkmaya karar verdiğimizle, yolculuğa çıkmadan önce yaptığımız hazırlıklarla, başımızdan geçenlerle ve Küba tarihi konularıyla başlamıştık. İlk 3 günümüz Havana'da geçti. Devrim Müzesi, Malekon, Capitolio, Katedral Meydanı vb. yerleri gezdikten sonra sıradaki yer olan, Küba'nın en güneyindeki Santiago de Cuba şehrine doğru yola çıktık. Ve işte devamı!
....
Devamı Kahve Molası Dergisi'nde
72 Yenilmişliğim - Nesrin Özyaycı
... Ayağımda düz taban keten ayakkabı, üzerimde keten pantolon, savruk savruk yürüyordum baharın körpe yeşilliğinden, sevinç çığlığı atan kuşlarından bile habersiz, sessizce. İçimdeki bütün şarkılar susmuş; dudaklarım kurumuş susuzluktan, sade Afrika menekşeleri gibiydim. Karanlık iyice bastırmış; yapayalnız yürüyordum bu beton kentin arka sokaklarındaki yamalı asfalt yollarda. Yürüyordum, kalabalık ve yapayalnız. O kadar hafiftim ki, uçuyordum sanki. Gözlük camlarım buğulu buğulu... Geceleri uykum kaçıyordu. Birbirine dolanan, iplik yumağı olmuş sorunların karşısında çok bilinmeyenli bir denklem çözmeye çalışan bir ilkokul öğrencisi gibi şaşkın, çaresiz ve sıkıntılıydım. Uykular, odamın duvarlarına gizlenip benden kaçıyordu. Bir kader merhabasıyla uyanıyordum sersem gecelerin sabahına. Kapkara dünyama küçük de olsa yaktığın ışık, beni ölüme iki kala uyandırmayı başarmıştı.
....
Devamı Kahve Molası Dergisi'nde
76 MİMARCA - Rana Aslanbay Aydın
... Annemin elinden tutmadan sokakta yürüme özgürlüğümün olmadığı yaşlarımdayken, elim annemin elinde ama gözlerim sokakları çevreleyen yapıların cephelerinde olurdu. Yine böyle bir günde, zihnimi kurcalamış olmalı ki anneme "bir kentin büyük kent olması sokaklardaki tabelaların çokluğuna mı bağlıdır?" diye sorduğumu hatırlıyorum. Cümle bu kadar düzgün olmasa bile bu anlama gelen bir soruydu. Annem bir süre düşündükten sonra "evet, bir anlamda," diye kestirme bir yanıt vermişti. Daha fazla üstelemedim ama bu konuyu kendi kendime didiklemeyi de hiç bırakmadım.
....
Devamı Kahve Molası Dergisi'nde
78 Canı sıkılanlara alternatif eğlencelikler Betül Ayhan
...
Alternatif dediğime bakmayın siz. Bu eğlenceliklerin bazıları düşününce bile kimilerinin dudaklarını uçuklatacak kadar 'alternatif' olsa da, büyük çoğunluğu ile iştigal edenler sen, ben gibi sıradan yurdum insanı. Altertif dememin nedeni ise sokakta yanından geçtiğiniz hemen herkesin az çok fikir sahibi olmaması, her birinin haftada en az dört gün, günde en az üç programla irdelenmemesi, atılan her adımın, yapılan her hamlenin (birçoğu aslında her işten anlayan kişilerce) tartışılmamasından kaynaklanıyor.
....
Devamı Kahve Molası Dergisi'nde
83 Dinler bahçesi - Nadya Alpkonlar
HOŞGÖRÜ MEYDANI!
İşte size, milyarlarca doları 'heba' ederek uzaya gitmek için birbirleriyle yarış eden ve bir o kadar da savaşlarda kullanmak üzere imal edilen araç-gereçlere ve silahlara harcayarak bizleri 'barış' hayallerimizden uzaklaştıran insanoğluna, günümüzde 'Evrensel bir Barış'a doğru atılan büyük bir ADIM örneği! Halbuki bu harcanan paralarla dünyadaki bütün açlıktan ölen insanları kurtarmak mümkün olabilirdi.
....
Devamı Kahve Molası Dergisi'nde
85 Çizmek - Sedat Tüvar
Mahir Bey sarı, kahverengi, gri ve yeşil renklerinin bütün tonlarını kullanarak İstanbul'un Moda semtinin tarihi çınarlarla bezeli bir caddesinin resmini yapmış, sonbaharın yere serdiği binlerce sarı yaprağı hiç üşenmeden çizip, içlerinden bir tanesini diğerlerinden farklı olarak öyle barizcesine ön plana çıkartmıştı ki, o yaprağın onun için bir şeyler ifade ettiğini anlamamak mümkün değildi. Çizdiği diğer sarı yaprakların büyük bir kısmı çoktan yağmur sularına karışıp Kadıköy'e doğru sürüklenmekte, bir kısmı ise dev çınarlardan zoraki ayrılmış, Moda'nın Arnavut kaldırımlarına doğru hüzünlü inişler yapmaktaydı. O tek sarı yaprak sanki resmi ilkbaharın ortalarına götürürcesine canlı, mevsimi bir anda değiştirecekmiş gibi güçlü, sadece koparıldığı çınar ağacına değil, cadde boyu tüm çınarları dolaşıp, hepsini birer birer yeşillendirecekmiş gibi canlı ve asil duruyordu. O resimlerini ne bakarak, ne de hayal ederek; sadece yüreği ile çiziyordu. O yüreğini çiziyordu.
....
Devamı Kahve Molası Dergisi'nde
86 SİZİN İÇİN DENEDİM - Suna Keleşoğlu
KAHVErengi Denemeler
Sabaha uyanmanın en keskin kokusudur. Güne başlamanın, güne devam etmenin ve günün bitişinin habercisidir; kahve.
Keyiflenmenin en kolay yolu, kısa molaların en aranan eşlikçisidir. Anavatanı Etiyopya'dan Yemen'e kadar gelip oradan da tüm dünyaya yayılan ve bizim kültürümüzde de çok özel bir yeri olan içecektir.
Kahve, biraz da KAHVErengi, diyebilmektir.
....
Devamı Kahve Molası Dergisi'nde
88 Yaşamın getirdikleri - Zeki Yıldırım
Kahramanımız hem güçlü bir insan, hem de ülkenin en kârlı sektörlerinin birinde başarılı bir üst düzey yönetici müdürdür. Bunlarla birlikte köy kökenli olan kahramanımız, son derece etkin ekonomik ve politik desteklere sahiptir. Ancak müdür, yönettiği insanlar tarafından hiç sevilmemektedir. Çünkü yönettiği insanları sürekli huzursuz etmekte, çalışma şekillerinden yaşamlarının pek çok alanına onlara karışmaktadır. İşyerinde çalışan kadınlar artık dayanamayıp toplu halde iş sahibine şikayete gider. İş sahibi işyerini ikiye böler ve yarı yönetimin sorumluluğunu ilk müdürden alarak genç, dinamik yeni yöneticiye verir. Amaç ilk müdürün alternatifsiz olmadığını kanıtlamaktır. İlk müdür buna çok bozulur ve ikinci müdürü harcamanın yollarını arar. Hafifmeşrep bir kadın bulunarak, en kolay ve etkili yöntem seçilir. Ama sonuç istenildiği gibi gerçekleşmez. Açık bir mücadele başlar ve yeni müdür belirgin bir üstünlük sağlar. Eski müdürü adeta dizlerinin üstüne çökerten yeni müdür, ona dostluk ve birlikte çalışmayı teklif eder.
....
Devamı Kahve Molası Dergisi'nde
90 KÜTÜPHANE - Ebru Kargın
TOM ROBBINS (1936)
Amerikalı roman ve kısa hikaye yazarı Robbins, "Oyunculuk, uçarılık değil bilgeliktir," görüşünü ön plana çıkarıp çılgın derecesinde oyuncul romanlar yazmaktadır. Romanları, hayatın daha ciddi yanlarını inkar etmez; " her şeye rağmen mutluluk" ilkesinin savunuculuğunu yapar. Bu ilkenin içerdiği mesajı, romanlarındaki karakterlerin felsefeleri ve aynı zamanda incelikli yazı biçimiyle iletir. Edepsiz kelime oyunları, alakasız sonuçlar, zıtlık içeren ifadeler, ara sözler Robbins'in anlatımının belli başlı özelikleridir. Romanları yalnızca edebi uzlaşımları değil; insanoğlunu tatmin etmenin en iyi yolu hakkında toplumda yer alan varsayımları da sorgular. Robbins, panteizm, mistik Doğu dinleri ve Yeni Fizik gibi çeşitli kaynaklardan alternatif düşünceleri bir araya getirir.
....
Devamı Kahve Molası Dergisi'nde
92 YILDIZINIZ KIPIR KIPIR... Nurettin Özdemir
Sevgili okurlar, bu sayımızda sizlere astrolojiye dayalı değişik bir uygulama sunmak istedim. Malumdur, çoğu zaman yaşadığımız hayatın daha iyisini, daha hareketlisini hayal ederiz. Hak ettiğimiz yaşama neden bu kadar uzak kaldığımızı düşünür dururuz. En sonunda ise kahpe kaderimizi ve yaşamımızı heder eder, yuvarlanıp gideriz... Ta ki birçok farklı yöntem arasında doğum tarihlerimizin de altın anahtarlar sunabileceğini öğrenene kadar...
Evet, doğum tarihlerimizi basit bir matematik işlemi sayesinde konuşturabiliriz. Hemen tatbikatına geçelim isterseniz.
....
Devamı Kahve Molası Dergisi'nde
95 BULMACA - Ahmet Şeşen / Cüneyt Göksu
SOLDAN SAĞA
1 Sıradışı futbol yorumlarıyla felsefeyi birleştiren spor yazarımız / Truva Savaşı'nın ünlü komutanı
2 Ünlü bir müzik grubu / Arnold Swarzeneger'in ünlü bir deyişi
3 Utanma / Arabanın bir aksamı / Bütün yolların çıktığı yer / Üye
4 Tibbi bir görüntüleme yöntemi / Sıranın başı (tersi) / Trabzon'un ilçesi / Fasıla Ve tabi 1. sayıdaki bulmacamızın çözümü
....
Devamı Kahve Molası Dergisi'nde
Yukarı
|
|
|